
Mehmet'in Babası Nâzım
Mehmet’in Babası Nâzım, bir ilk kitap. Hem Nâzım Hikmet’in hayatını her yaştan kişinin okuyabileceği hem de oğlu Mehmet’le aynı sayfalarda buluştuğu bir ilk kitap. Gündüz Vassaf’ın şiirsel dili ve M.K. Perker’in çizimlerinin buluştuğu bu kitapla sizleri baba Nâzım ve oğul Memo’nun çocukluklarıyla tanışıp anne Münevver’i de yanımıza alıp her yaştan okuyucuyu birleştirecek ortak bir okumaya davet ediyoruz. Bu kitaptaki şiirler ve çizimlerle Nâzım’ın hayatına bir yolculuğa çıkacak, oğlu ressam Mehmet’in hikâyesini ilk kez okuyacak, Mehmet’in babası Nâzım’la tanışacaksınız. Nâzım Hikmet, "Yazdıklarım 30-40 dilde basılır Türkiyem’de yasak" Dediğinden beri. Ne mutlu Türkçeye! Bugün şiirleri Hepimizin dilinde. Oğlu Memo? Ressam oldu büyüyünce, Yolculuklara çıktı Renklerin hayallerin derinliğinde.

Seçilmişler
Başka bir dünya daha vardı hayatımızın tam ortasında; karanlık ve bilinmeyenlerle dolu... Oda boştu, telaşla açık bırakılmış dış kapıdan bahçeye doğru koştu. Küçük kızı bahçe duvarının kenarında hareketsiz duruyordu. Bu kadarı fazlaydı, kızının yanına yaklaşıp omzundan hafifçe sarstı: "Gizem ne yapıyorsun gecenin bu vaktinde dışarıda?" Küçük kız aniden sıçradı. Tuhaf, donuk bir bakış vardı gözlerinde. "Sakın..." diye fısıldadı. "Onunla konuşurken bana dokunma." Korkmuştu, neler oluyordu küçük kızına? "Neye üzüldün, hadi anlat annene?" diye sordu, korkuyla dolu bir ses tonuyla. "Benim annem değilsin. Taşıyıcımsın." Beş yaşındaki Gizem de diğer benzerleri gibi aynı yanıtı vermişti. Gerçekte seçilmiş kristal çocuklardı onlar: Ve bir gün aniden ortadan yok oldular. 19

Uyanış
"Bütün uyuyanları uyandırmaya bir tek uyanık yeter!" III. Dünya Savaşı senaryosu çok önceden yazıldı, şimdi oynanıyor. Dünya, eşi benzeri görülmemiş bir kıyamete yaklaşıyor. Üstelik bu yolda yapılan bütün planlar tıkır tıkır işlemekte... Dünyanın şu durumdaki haline bakınca III. Dünya Savaşı senaryosuna ne kadar uzağız dersiniz? Aslında hiç uzak değiliz, kıyamete fazlasıyla yakınız. III. Dünya Savaşı öngörülere göre Müslümanların ya da Siyonizm’in sonunu getirecek deniyor ama doğru değil. Bu savaş, yeryüzünde yaşayan altıncı neslin, günümüz insan ırkının sonunu getirecek. Dünya bugüne kadar beş büyük kitlesel yok oluş yaşadı. Canlı türlerinin yüzde sekseninin hatta yüzde doksan altısının soyu tükendi. Sekiz buçuk milyara ulaşan dünya nüfusunu iki milyar seviyesine düşürmek için çaresi olma...

Düştüğünde Kalkarsan Hayat Güzeldir
Yaşanmamış bir hayattan daha üzücü ne olabilir? Yaşam size ne getirir bilemezsiniz ama sizden ne götüreceğini siz belirlersiniz. İnsanız. Yanlışlarımızla doğrularımızla, başarılarımızla başarısızlıklarımızla, sevdiklerimizle sevemediklerimizle, yaptığımız ve var olduğumuz her şeyde her an gelişiyor ve büyüyoruz. Bazen canımız o kadar acıyor ki hayata küsüp büyümeyi ve gelişmeyi unutuyoruz. Oysa varlığımızın en anlamlı kısmı hatalarımızdan, tecrübelerimizden ders alarak gelişmek, ilerlemek ve en büyük besinimiz sevgiye her zaman yer açmaktır. Unutmayın, hiçbir zaman, bir daha sevemeyecek, yeni bir hedefin peşine düşemeyecek, yeni hayaller kuramayacak kadar yaşlanmayacaksınız. Hâlâ nefes alıyorken yaşamdan istediğinizi alın. Neden yanlış kişiye âşık oluruz? Neden kimseye hayır diyemeyiz? Ned...

Allah De Ötesini Bırak (genişletilmiş)
Allah her şeyden haberdardır, sanmayın ki size yapılan haksızlığa kayıtsız kalıyor. O, size bir annenin evladına yaklaştığı merhametten daha fazla merhamet duyandır. Duanın karşılığını takip etmeden "Allah de ötesini bırak". Kul Rabb'ini imtihan etmez. O'na tevekkülle yaklaştığında rahmetini tüm hücrelerinde hissedeceksin. Karşında o kadar çok maskeli insan var ki onları tanımak için yoruluyorsun. Şayet dikkat edersen güzel olan bir şey var; o senin hakkını aldıkça, sen onun sevaplarından kazanıyorsun. O halde kaybettim diye üzülme, biraz daha derin bakarsan, aslında kazandığını fark edeceksin!.. Aşık olcaksın evet ama kalbini Allah aşkıyla yakacaksın... Dünyanın geçici olduğunu, biteceğini İDRAK edeceksin; sadece sonsuz kudrete bağlanacaksın. Allah'a bağlı yaşayacaksın. İşte Uğur Koşar bu...

Görmüş Geçirmiş İnsanlar İçin Karikatürler
Ünlü mizah ve edebiyat dergilerindeki çizgileriyle tanınan Emirhan Perker’den eşsiz bir karikatür albümü. Emirhan Perker, çok sevilen karikatür albümü Osman Gazi ve Mahdumları’nın ardından, bu defa Darth Vader’dan Evliya Çelebi’ye, Bukowski’den Fedon’a popüler kültür ve alt kültürün renkli karakterlerini birbirinden komik esprileri ve usta çizgisiyle bir araya getiriyor.

Allah'a Koşun
İnsanlar kendi hayatını yaşamadığı için mutsuz. Hep birileri mutlu olsun diye koşturmaktan yürekleri yorgun. Hepsi bu... Üzülme! Giden kendi kaybetmiştir aslında. Neyi mi? "Verdiğin sevgiyi, değer ve emeği..." Maske takan insanlardan Allah'a sığınırım. Allah verdiğin emeği hak edecek insanı karşına çıkarsın. Çünkü Allah adildir. Kimsenin hakkını kimseye bırakmaz. Bu dünyada öyle insanlar var ki, melek gibi insanların kalbini kırıp yine de kendini haklı sanıyor. Allah bizi onlardan korusun. Gerçek Müslüman inciten değil, incitmeye korkandır! Allahım sen kimseye sonradan "Bu muydu sevdiğim insan!" dedirtme. Yaramız var hepimizin. Çok şükür yaramızı saran bir de Yaradan'ımız... "Sana bıraktım Allahım..." cümlesinin verdiği hafiflik pamuğun zerresinde yok. Çok şükür... Kararsız kaldığında de k...

Rabbin İçin Sabret
Sabır dostların makamıdır… Allah sıkıntı verdiyse mümine bilsin ki derecesi yükselsin diye Ve artık sadece Allah için sabretmek düşer geriye… Kalbini çevirdiğin zaman asırlar öncesine İçini sımsıkı saracak bir ayet düşecek gönlüne: "Rabb’in için Sabret"…

Allah De Ötesini Bırak-2
Allah niyetine göre verir... Allah bütün hazinelerinin anahtarını eline verdi. Dilediğin zaman kapılarını dua anahtarı ile açarsın. Dilediğin zaman semanın kapılarını açar, ölü toprağa hayat veren yağmurları indirirsin. Fakat istediğin şeyin hemen yerine gelmemesinden endişe edip umutsuzluğa düşme. Allah sorundan önce çözümü hazırlar. Bazen hayat hayallerini alır elinden… Demek ki Allah sesini duymak istedi. Kalbini ve elini açarsın hemen ve sığınırsın seni yoktan var eden Hâlik’e. İşte bu buluşma ne güzel bir buluşmadır… Kalbin gerçek aşkına kavuştuğu andır. O’nun vermesi senin niyetine göredir. Biten bir şey için üzülme, kader sana daha iyisini hazırlamıştır; sadece zihnin geçmişe takılı bırakmak ister seni. Artık her şeyin farkındasın. Şükret ve yoluna aşk ile devam et…

Evrenin İlahi Dili
Hayatımda yolunda gitmeyen bir şeyler vardı. Yıllardır çabalıyordum. Bir türlü hayalini kurduğum yere bırak gelmeyi, yanına bile yaklaşamamıştım. Kontrol etmeye çalıştığım her şey, kontrolümden çıkmıştı.Herkese saçımı süpürge etmiştim, kimse kıymetimi bilmemişti. Hep de beni bulur, hep de benim başıma gelirdi... Arızalanmaktan yorulmuştum... Toplumun benden istediği "iyi insan" karakterini elimden gelenin en iyisiyle uygulamaya çalışmama rağmen , kuma batmış araba gibiydim.Gaza bastıkça gömülüyordum ve kendimi çıkmazda hissediyordum. Ne zaman ki fark ettim korktuğum her şey başıma geliyor, işte o zaman benim için uyanış başlamıştı... Bütüne Işık Olsun

Eyvallah - 1 - Seyyah
Merhaba, ben Seyyah. Herkesin bir derdi vardır. Bazıları geçer, bazıları geçmez. Bazıları anlatılır, bazıları anlatılmaz. Bazen anlatmak istersin ama dinleyecek birini bulamazsın. Bilirsin, muhabbettir ihtiyacın ama iki lafın belini kıracak bir dost bile yoktur yanında. İşte bu kitap bulamadığın dosta ulaşmak ve onunla dertleşmek için yazıldı. Meselenin sevmek değil, güzel sevebilmek olduğunu bilenler için yazıldı. Biraz yağmurun, biraz da hüznün düştüğü gecelerde bu kitabı okurken şunu hissedeceksiniz: "Hâlâ dertleşebilecek birileri varmış bir yerlerde."

Eyvallah - 2 - Birlik Dükkanı
Merhaba, ben Seyyah. Bazen bulacağını düşündüğü için değil başka bir seçeneği olmadığı için arar insan. Herkesin bir gün çıkmak istediği ama cesaret edemediği bir yolculuğun başından yazıyorum bunları. Hepinizin içine atıp anlatmaktan sakındığı şeyleri yazdığım bir yolculuğa davet ediyorum sizi. Ve gidiyorum iyi insanların yaşadığına inandığım yerlere. Gitmekle geçecek mi bilmiyorum ama sanki geçecekmiş gibi gidiyorum işte. Satırlarımın arasında bıraktığım boşluklarda göreceksiniz kendinizi. Ve okudukça kendiniz sanacaksınız beni. Sanki ben değil de, siz gidiyormuşsunuz gibi hissedeceksiniz. Kim bilir, belki de gelmesini beklediğiniz aşk, bu satırlarda bekliyordur sizi.

Elif Gibi Sevmek - 1 - Nefes
"Bir insan nasıl anlar âşık olduğunu?" diye sordum bir gün dedeme. "Nefesini tut..." dedi gülümseyerek. "Anlamadım..." dedim. "Nefesimi mi tutayım?" "Evet..." dedi. "Öylece tut ve bekle." Dediğini yaptım. Dayanabildiğim kadar soluksuz bıraktım kendimi. Saate bakmayı akıl edememiştim ama sanırım otuz saniye sonra iyice zorlanmaya başladım. Tam pes ediyordum ki, eliyle kapadı ağzımı ve burnumu. Neye uğradığımı şaşırdım. Ölecek gibiydim artık... Yüzüm kızarıyor, gözlerim doluyordu. Dayanılmaz bir hal almıştı nefessizlik... Sonunda çekti elini yüzümden. Derin derin solumaya başladım can havliyle. Bana bunu neden yaptığını anlayamıyordum bir türlü. Gözlerinin içine baktım soran bakışlarla. "Bunu bana neden yaptın dede?" dedim. "En çok neye ihtiyacın vardı az önce?" diye sordu sakin bir tavırla....

Elif Gibi Sevmek - 2 - Dem
Çayı deminden anlarsın, yâri ise ayrılık vakti boğazında bıraktığı düğümden... Beklemek değil bizimkisi, demlenmek... Demlenmek yavaşlamaktır biraz. Durmak, bakmak, koklamak, anlamak, öğrenmektir. İçine kazımak, silinmez bir kalemle aklına yazmaktır. Hatırlamak için değil, unutmamak içindir. Peki ya sevmek? Kısmete açılan bir kapı mı, yoksa büyük bir imtihanın başlangıcı mı? Bu kitapta birbirine kavuşanların değil, ancak muhabbetle demlenenlerin aşka ulaşabileceğine şahit olacaksınız. Ve bazı şiirlerin hatırlamak için değil unutmamak için yazıldığını göreceksiniz...

Fesleğen
Gitmek mi zordur, kalmak mı? Kalmayı bilmem ama, gitmelerin hiç de kolay olmadığını anladım. Hesaplaşması varmış bu işin, dönmek isteyip de dönememesi, yüreğinde uzayıp giden gurbetleri varmış. Üstelik gittiğinde iki kişilik bir bedel ödüyormuş insan... Benim adım Fesleğen. Ben bu hikâyenin gideniyim... Anlatacak çok şeyim var ve itiraf edeceğim bir dolu kaygılarım... Kalemimi kâğıdımı hazırladım. Bir fesleğenin toprağına duyduğu hasreti yazacağım, bir fesleğenin yağmura özlemini anlatacağım, güneşine hasretini. Bir kızın yüreğini açık edeceğim size. Eğer bir gün siz de doğduğu topraklardan uzaklara ekilmiş, güneşe uzanmaya çalışan minik bir çiçek görürseniz üzerine basıp geçmeyin olur mu? Bu dünyada yalnız başına yürüyen birinin Allah’tan başka kimi vardır ki? Bir de siz sebebi olmayın ke...

Allah Sizin Sahibinizdir
Hani Yunus Emre diyordu ya: "Benliğini çıkart aradan işte orada Yaradan." Elinizde tuttuğunuz bu kitap aslında bir anahtardır. Bu anahtarla benlik kapısını ardına kadar aralayıp şahdamarından sana daha yakın olan Allah’a varmanı sağlayacak bir kılavuzdur... Bu kitap iki konu içerir. İki ayrı kitap özelliğinde kısa ve öz anlatımla yazılmıştır. Birinci konu Allah’a yaklaşmak, ikinci konu ise, kulun yaşadığı haksızlıklar, hastalıklar, kısacası imtihanlar karşısında kendisini sahipsiz ve yalnız hissetmemesi adına yapması gerekenlerdir. Çünkü Allah kulunu sahiplenmiştir; kulunun tüm sorununu çözecektir; fakat Allah’ın kulunu sahiplenmesi için kulun önce sahiplendiği her şeyi bırakması gerekir. Unutma! Kul sahiplenmeyi bıraktığı anda Allah kulunu sahiplenmeye başlar! İşte sır budur...

Krem
Geçmişin izleri, hayal kırıklıkları ve bugünün dertleri de tıpkı yüzümüzdeki çizgiler gibi bir kremle silinip gidebilir mi? Birbirinden habersiz iç içe geçmiş hayatlar, bir "krem"le tamamen değişiyor! Yalnız bir kadın, bir patron, bir reklam duayeni, keşfedilmeyi bekleyen bir oyuncu ve diğerleri... İstanbul’un sıradan sakinleri toplumsal baskıların rüzgarında savrulurken, yaşamları bir yüz kremiyle beklenmedik bir şekilde kesişecek. Şaşırtıcı bir kurgu ile okuru sürükleyen bu hikâye, okuyan herkesi kendi hayatında bir dönüşüme davet ediyor! Tıpkı bu eşsiz kremin reklamında dendiği gibi: "Korkmayın. Değişime hazır olun!"

Yeni Dünya Yeni Ağ
BİLİME SARILIN... "Bilgi" kavramı yüzlerce yıllık bir keşifler zincirinin sonunda nasıl bilimin konusu oldu? "Alın yazısı" diye bir şey var mı? Evrenimiz nasıl ölecek? Bilgisayarın iki babası Turing ve Shannon’ın II. Dünya Savaşı’ndaki gizli görevleri neydi? Bir şeyi gerçekten unutabilir miyiz? Atomlar bir araya gelerek nasıl akıl ve "ruh" sahibi canlılar oluşturdular? İnsanlar makine midir? Devlet nedir? Bir "merkez"in kontrolünden kurtulabilir miyiz? İnternet nasıl çalışır? Matematik ve kuantum fiziği her türlü iletişimin başkalarınınbilgisayarlarından geçtiği ağ ortamında mahremiyetimizi nasıl garantileyebilir? Para nedir? Kanser nedir? Tıp, "bilgi bilimi" bakışından neler kazanabilir? Zihnimi bir bilgisayara yükleyip bedenim öldükten sonra da yaşamaya devam edebilir miyim?

Ay Ritüelleri
"Ay doğmuyorsa yüzüne, güneş vurmuyorsa pencerene, kabahati ne güneşte ne de ayda ara... Gözlerindeki perdeyi arala." Mevlana Astrolog Nuray Sayarı’nın Ay Ritüelleri adlı bu kitabı, kadim kültürlerden bu yana yeryüzüne rehberlik eden, açmazlara anahtar, mucizelere fırsat sunan Ay’ın gizemli gücünden ve sihirli etkilerinden yararlanmaya yönelik kaleme alınmış oldukça kullanışlı, işlevsel ve sonuç odaklı bir yol arkadaşı... Kadim kültürlerden bu yana paganizmden Hinduizm’e, tasavvuftan kabalaya kadar her inanışta kendine güçlü bir yer edinmiş olan Ay’ın insan yaşamındaki baskın gücünü ve duyguları yönetmekteki etkisini sezgileri ve yaratıcılığı artırmak için nasıl kullanmak gerektiğini kolay uygulanabilir bilgilerle anlatan bu kitap, içsel bir yükseliş ve değişim vaat ediyor.

Aslanlı Yol
İmzalı kitapların kargoya verilme süreci 12-15 gündür. Sunay Akın’dan Cumhuriyet tarihimizin "ilk" aydınlarının hikâyeleri Taksim Meydanı’nın simgesi Cumhuriyet Anıtı’nın yapımı için Roma’ya gönderilen 21 yaşında bir genç kadın Sabiha Ziya, kültür ve sanatın gelişimi için yaptıklarıyla bir döneme adını altın harflerle yazdırmış Hasan Ali Yücel’in "bir çocuk olarak" portresi, karikatürist Altan Erbulak’ın henüz çocukken Mustafa Kemal’le karşılaşma anları, Atatürk’ün kütüphanecisi Nuri Ulusu’nun çocukluğunda kendine çizdiği yol, Türkiye’nin ilk kadın tiyatrocusu Afife Jale, savaş sırasında insanlara umut veren Çalıkuşu ve çok daha fazlası Sunay Akın’ın etkileyici anlatımıyla Aslanlı Yol’da kendine yer buluyor. İ

Dank
Sinem Sal’dan arınma ve aydınlanma öyküleri. Dank, sonsuz bir karanlığın ve kaosun içinde çakılmış bir kıvılcım gibi. Süper olmayan süper kahramanlar, tekkesini terk eden dervişler, bir yıldız tohumunun peşinde ellerini kana bulayanlar, sarı bir tablo için yokuş yukarı koşmasını öğrenenler, tüm şehri etkisi altına alan hissizlik hastalığıyla savaşanlar, yastıklarının altına mayın döşeyen aileler, gizli teşkilatlar, patlayan silahlar, patlamayan silahlar, cenaze evleri, mezarlıklar, yiv, set, dank! ... İşte buradayız. Yani Dünya’da. Kalbimizi, parçalanana kadar harcadık. Bütün duygularımızı sömürdük. İşte buradayız. Dünya’da. Egomuzu, bizi yutana kadar besledik. İşte buradayız... Dünya’da. Yumruklarımızı sıktık, yumruklarımızı geçirdik. Beğenmediğimiz bütün işlerden istifa ettik. İşte burad...

Hangi İsa
Tyanalı Apollonius, insan suretindeki Tanrı’dır. Flavius Philostratus, İS 220 Tyanalı Apollonius, bizim yol göstericimizdir. Bitniya Valisi Sossius Hierocles, İS 302 Apollonius’un eserleri yakılmalı, mabetleri yıkılmalıdır. İmparator Konstantin, İznik Konsili, İS 325 Tyanalı Apollonius, 1. yüzyılda, Paganların bilge peygamberi olarak ünlenmişti. Gauter d’Arras, 1160 Tyanalı Apollonius, İslam âleminde ve Arapçada, Balinius olarak tanınmış yüce bir âlimdi. Cabir bin Hayyan, İS 800 civarı, Kitab al Hacer’ala Re’i Balinius 1. yüzyılda yaşamış olan Apollonius, çok esrarengiz bir adamdır ve onun mucizeleri Hıristiyanlıkla şaşırtıcı benzerlikler gösterir. Jacob Burckhardt, 1852 Tyanalı Apollonius, 1. yüzyıldaki Pagan Mesih’tir. A. Reville, 1865 Gerçek İsa, Tyanalı Apollonius’tur. Valter Seigmeist...

50 Maddede Ezoterizm
Mitoloji mi ezoterizmden, ezoterizm mi mitolojiden çıktı? Ezoterizmin başlangıcı sayılan Mu ve Atlantis şahane palavralar mıdır? Matematik deyince aklımıza "insan bilgisinin tümü" geliyorsa, Pisagor sayesindedir. Peki Pisagor ve öğrencileri neyin peşindeydi? Sonu ölüme kadar giden Sokrates neyi savundu? Atatürk, mason muydu? Tapınak Şövalyeleri neyin nesidir? İllüminati, masonluğa nasıl sızdı? 50 Maddede Ezoterizm’de Osman Balcıgil, ezoterizmi ve masonluğu geniş bir harita üstünden anlamak isteyenlere esaslı bir kılavuz sunuyor.

Narkoz
"Kimin kral olduğu umurumda bile değil. Çünkü para arzını kim kontrol ediyorsa, imparatorluk da onundur." – Nathan Rothschild "Bu güç benim elimde olduktan sonra kanunları kimin yaptığı hiç fark etmez." – David Rockefeller "Ben sistemin zaaflarından hareketle para kazanıyorum." – George Soros NARKOZ, yaklaşık yüz elli yıldır finans elitler ile devletler arasında oynanan bir oyunun ve bunun farkına varamayan narkozlanmış beyinlerin hikâyesidir. Her türlü aracın en acımasız şekillerde kullanıldığı bu oyunun ardında tabii ki bütün oyunlarda olduğu gibi bankerlerin parmağı var. Küreselleşme en çok onların işine yaradı. Bilişim teknolojisi emirlerinde. Dünyanın her yerine borç verip onları sömürecek ve köleleştirecek güce ulaştılar. Bugün, küresel finans elitler, mükemmel bir netwo