
El Âlem Ne Der?
Ben onları, cinsiyetleri ne olursa olsun çok seviyorum, onlar da birbirlerini ve beni... Yani annem ve babam onlar benim. Birbirlerine bağlılar, bana her zaman sevgi ve sıcak bir yuva verdiler. Gerçi şimdi onlara ne şekilde hitap edeceğimi bilmiyorum. Bana hep annelik yapmış olan babama, anne; bana hep babalık yapmış olan anneme, baba mı desem? Yoksa şu cinsiyet ayrımına göre süregelmiş rol paylaşımı konusunu külliyen aklımdan silip direkt isimleriyle mi hitap etsem, bilemedim... Sizce ne yapmalıyım? Bir gün kartlar yeniden dağıtılır ve ezberiniz bozulursa yadırgamayın, hayat hep yapar bunu... Siz asıl olanın “sevgi” olduğunu unutmayın yeter!

Bi’ Kahve İçmeye Yukarı Gelir misin?
Arka Kapak Yazısı: Onu, “Bi’ kahve içmeye gelir misin?” diye yukarı davet ettiğimde, ikimiz de biliyorduk bu davetin kahve ile alakalı olmadığını. Malum, bugün dünya flörtünün en popüler tetikleyici cümlesidir bu: “Bi’ kahve içmeye gelir misin?...” “Sevişelim mi?” diyemediği için, olayın adını “kahve” koymuş dünyalılar. Selda Terek’in metaforik anlatım tekniği ile günümüz insanının içsesleriyle birleştirip usta üslubuyla kaleme aldığı, mizah öğeleri de içeren bu hikâyesinde kendinizden çok fazla parça bulacaksınız. Ve soruyor yazar: “Yeryüzündeki hangi hazzı ‘aşk’ ile takas edebilirsiniz?”

Bekâret Engeli
Cidden öfkelenmiştim ama o anda kalkıp gitsem, bu savaş alanını yenilgiyle terk etmiş olacaktım. Onun yerine her aşırı stres anında yaptığım gibi başımı özgüvenle kaldırdım, saçlarımı arkaya attım ve “Tamam kabul!” dedim. “Bir an önce halledelim şu işi de siz de bu kibrinizden vazgeçin. Sergileyin tüm hünerinizi, siz beni bekâretimden kurtarın, ben de sizi bu aşırı küstahlık ve özgüveninizden...” Hayatı boyunca “bekâretinin” önüne bir engelmiş gibi koyulduğu bir dünyada, bir genç kıza özgürleşme yolunun “ondan kurtulmak” olduğunu düşündüren zihniyet nedir? Usta bir kalemden okuyacaksınız!

Ses Kaydı
Çok şükür, şu aralar mükemmel bir terk ediliş ıstırabım var da şarkılar daha anlamlı geliyor kulağıma. Sanki “Ayrılık Acısına Kadın Arkadaş Desteği Derneği” kurmuşlar, üyeleri de toplanıp cümbür cemaat bana taziye ziyaretine gelmişler. Sorun ne, neyi kaybetmişim? Sevgilimi... Sevgili bile değildi, bildiğin mahrem gölge: “fuckbuddy...” O halde neden herkes bana karşı bu kadar hassas ve neden bu kadar üzgünüm? İçimde bir gedik var ve bunu o açmadı, biliyorum. Yazar diyor ki: “Gerçek, varsayılandan farklıdır çoğu zaman... Varsayımlarımıza, düşünce kalıplarımıza kurban verdiğimiz bir ömür yaşıyoruz belki de.” Gerçeği bilseydik, farklı davranabilir miydik? Yine bir metaforik anlatım ve yine ustalıkla işlenmiş gerçek yaşamdan alınmış bir öykü...

Affedebilecek misin?
Doğum günüme gelecek misafirlere hazırlık yapıyordum. Banyodan gelen korkunç sesi duyduğumda duş kabininin camı patladı sandım. Aklıma ilk gelen bu oldu nedense. Mikseri çırpmakta olduğum yumurtanın tabağına bıraktığım gibi banyoya koştum. Bu hikâyenin gerçek hayatta yaşandığına inanmak o kadar zor ki. Ama maalesef gerçek bu! Kendini banyoda tabancasıyla vuran bir genç... Geriye ıstıraptan başka ne kalıyor bir bakalım mı? Yazar soruyor: “Kendini yok ederek seni de öldürenler var; onları affetmen mümkün mü?” Hayat öyle ya da böyle devam ediyor; yükleri, travmaları, düğümleriyle... Ama her beladan güçlenerek çıkmak mümkün... Başkalarını canına kıyarak cezalandırma! Senden sonra da gülümsemeyi başaracaklar.

What Men Live By
Remember; There is only one moment that matter, and that is now. Because it is the only one we can rule over... Lev Tolstoy, the author of masterpieces such as Anna Karenina, War and Peace, and Resurrection, spent the last thirty years of his life working on subjects such as human beings, family, religion, state, society, freedom, rebellion and aesthetics. In the works he produced during this period, he addressed human problems within a literary fiction. What Men live by? stating that the most important virtue that an individual should have is love, the great writer was inspired by holy book texts and folk tales and invited humanity to truth. Tolstoy, who left very important works in world literature, has managed to reach readers of all ages.

Metamorphosis
“I’m alone in my room for days, it doesn’t hurt. Wasn’t I alone in the world for years anyway?” Franz Kafka’s work, The Metamorphosis, published in 1915, is the peak of the author’s narrative art. It is among the most read books in the world. It is a disturbing and exciting story that leaves the reader with questions. It is about Gregor Samsa, who wakes up one day and realizes that he has turned into a giant insect. It expresses the corrupt family relations in petty bourgeois circles and the tragedy of the individual who rebels against the stereotypes. It depicts loneliness and metamorphosis in a unique style. “He is the greatest German writer of our time…” -Vladimir Nabokov.

Türk Sanatı
Türk Sanatı, Orta Asya bozkırlarında yaşamını sürdüren Türklerin doğayla, Şamanizm’le, göçebe kültürleriyle, savaşçı yapılarıyla, Gök Tanrı diniyle paralel hayatlarının bir yansımasıdır. Avrasya Hayvan Üslubu nasıl oluştu? Kurganlardan neler çıkarıldı? Türk heykel sanatının ilk örnekleri hangileriydi? Türklüğü tüm dünyaya tanıtan Türk epigrafisi, duvar yazıları ve anıtlarıyla günümüz modern Türk sanatının ilk tohumları Orta Asya’da nasıl atıldı?

Lazarus - Tanrı Oyuncağı
"Usulüne göre gömülmeyen her şey sonradan hortlar." – Lacan Bir hastanenin nöroloji bölümünde bilincini kaybetmiş hastalar arasında yaşayan, onlarla iletişim kuran, onları öldüren, sürekli hasta değiştiren bir refakatçi kapınızı çalıyor. İçinde cinayetin, merhametin, sevginin, korkunun olduğu soluksuz bir yolculuk başlıyor.Sıradanlıkla kahramanlık arasındaki silik çizgide yaşanacak bir yeniden doğuşa şahitlik etmek ister misiniz?Fırat Devecioğlu, Lazarus adlı bu sarsıcı novellada, üstün insan, özgürlükten kaçış, temel bağlara dönüş, kolektif bilinçdışı, fırlatılmışlık gibi güçlü felsefi temalar üzerinden, insan ruhunun labirentlerine odaklanıyor. Erich Fromm, Schopenhauer, Freud, Lacan ve Jung’un düşsel gölgelerinin eşlik ettiği Lazarus, sizi arafta kalanların dünyasına götürüyor.

Yumruk Sıkkını
"Çiftçilikle geçinemeyip tarımı bırakan, tarladan madene inmek zorunda kalan tüm insanlarımıza" ithafen...

Kanatlı Güneş
“Bir Hitit Masalı” serisinin ilk kitabı Kanatlı Güneş, okurlarını zamanlar arasında heyecanlı ve fantastik bir maceraya davet ediyor. Annesiyle birlikte Hititlerin kutsal saydığı Yazılıkaya’yı ziyaret eden Aruna, zamanda yolculuk yapıp Hitit Çağı’na gider. Çok geçmeden Hititlerle bir bağı olduğunu ve Hattuşa’da tamamlaması gereken görevleri bulunduğunu öğrenir. Karanlığa gömülen Hitit diyarında Güneş’in yeniden doğması Aruna’ya bağlıdır. Aruna büyücülerle ve canavarlarla savaşırken Hititleri de yakından tanır. Kanatlı Güneş sadece tarihi ve fantastik bir macera değil, bir kız çocuğunun kendi gücünü keşfedişinin de öyküsü.

Medusa'nın Pusulası
Yerebatan Sarnıcı’nda geçen soluksuz bir macera... "Rüya Takımı" serisinin ilk kitabı Medusa’nın Pusulası’nda, dört maceraperest, Cem, Gizem, Ayşe ve Mert’in yolları bir hazine haritasının peşinden Yerebatan Sarnıcı’na düşer. Sütunları tarihle bezenmiş bu sarnıç onlara mitolojik kahramanlar, canlanan heykeller ve büyü dolu fantastik bir yeraltı dünyasının kapılarını açar. Kaosun hâkim olduğu bu dünyaya barış getirmek de dört macerapereste düşer. Mitolojik kahramanların hüküm sürdüğü bu dünyada ayakta kalabilmek hiç de kolay olmayacaktır.Gülşah Elikbank’ın Makedonya’da da çok okunan romanı Medusa’nın Pusulası, çocukları heyecanlı bir maceraya ortak olmaya davet ediyor.

İyi Denemeydi
"İlk yapılan yanlışa kaza, ikincisine hata, üçüncüsüne ise tercih denir." --Dostoyevski "Bir hareketi bir kere yapan yine yapacaktır. Ve sen bir kere affettiysen yine affedeceksindir nasılsa. Ne yap ne et bu rehaveti verme ona. Ona da günah sana da..." Onur Gülmek’in kaleme aldığı İyi Denemeydi yaşamı, anları, kararları, duyguları, farklı ülkelerdeki yaşanmışlıkları, kimi zaman hikâye kimi zaman şiirlerle anlatıyor.

Sen Şarkını Söyle
Şarkı söylemeyi çok seven Gül’ün bir kusuru var, ne zaman sahneye çıksa şarkı sözlerini unutuyor, arkadaşları da bu durumla çok dalga geçiyor. Gül, bir gün yeni yetenekler yarışmasına başvurur ama önünde iki engel vardır. Biri yarışmanın sadece müzik gruplarına açık olmasıdır, diğeri ise babasının Gül’ün şarkı söylemesine izin vermemesidir... Üstelik yarışma, tam da matematik sınavıyla aynı saattedir. Gül tüm bu engelleri aşabilecek midir acaba? Yarışmaya katılsa bile şarkı sözlerini unutmadan söyleyebilecek midir? Gül ve arkadaşlarının bu macerasına hem çok güleceksiniz hem de çok şaşıracaksınız.

Güneş Özümü Alıyor
“İNSAN AŞKI BIRAKINCA YAŞLANIR” DER MÁRQUEZ. BENSE AŞKTAN KAÇAMADIĞIM İÇİN ÖLÜRKEN HAYLİ GENÇ GÖRÜNÜYORUM. Sen hangi aralıklarla güneş tutulması gerçekleşir bilir misin? Ben söyleyeyim sevgilim; yılda iki ila beş güneş tutulması gerçekleşir. Peki, sen hiç güneş tutulmasının hayalini kurdun mu? Ben kurdum. O anın gelişini iple çekerdim. Neden biliyor musun? Sadece diğer insanlarla ortak bir anı paylaşabilmek için... Gündüz gözü onlar gibi hissedebilmek için... Çocukluğumdan beri güneşten kaçtım. Sadece güneşten değil; olası dostluklardan, aşklardan da kaçtım. Kaçmak zorundaydım çünkü biz ailece güneşle kan davalıyız. Annemi güneş aldı. Annemin özünü alan güneş şimdi benim özümü de senden ayırıyor. Bizi güneş kuruttu sevgilim. Merak etme, karanlıkta da olsam seni sevmeye devam edeceğim. Ben ...

Symposium
"LOVE GIVES DIVINE COURAGE TO ALL." Plato (428-348 BCE) was a renowned philosopher, mathematician, and writer of Ancient Greece. He is widely considered to be one of the most influential thinkers in the history of Western philosophy and his works have been studied for over two millennia. Plato’s The Symposium is a timeless classic, offering insights into the human condition and exploring the nature of love. The speakers explore topics such as the origin of love, the different kinds of love and the benefits of pursuing love. The Symposium, a dialogue on the nature and purpose of love centered around the ideals of beauty and goodness, is arguably the deepest inquiry of its kind in Western philosophy. "Now turned towards the ocean of beauty and contemplating its multiple aspects, he will tire...

Patent, Bilimin Ruhuna Aykırıdır - Marie Curie
"Hayatımı imkânsızı anlamaya adadım." – Marie Curie Sizce bilim tarihinde çığır açan dâhi biri nasıl anlatılmalı? Onu, aldığı Nobel ödüllerinin içine mi sıkıştırmalı? Yoksa keşfettiği elementleri ve cinsiyetini, isminin önüne ekleyerek konuyu kapatmalı mı? Ya da topluma bilim yoluyla seslenmeyi tercih eden, kendi hayalleriyle insanlığın ortak çıkarlarını aynı paydada buluşturmayı amaç edinen, her şeyden önce insan odaklı olduğunu anlatmaya çalışan birinin toplumsal bakış açısını ön planda mı tutmalı? Başarı, zekâ ve yetenek cinsiyetsizdir, ırksızdır, mezhepsizdir, dilsizdir, çok kültürlüdür. Bunu kabul ettirmek için onun verdiği mücadele, tüm insanlara örnek olmuştur. Çünkü mücadelesi bireysel değil, evrenseldir. Marie Curie… Hayatını hiç görmediği insanlar için feda eden bilim insanı. Mar...

Fantastik Okuryazarlığı
"Fantastik, gerçeklikten kaçma yolu değil, onu anlamanın bir yoludur." – Lloyd Alexander * İçimizdeki çocuk tüm saflığıyla büyünün var olmasını, kötü giden şeyleri bir çırpıda düzeltecek o sihrin gerçekleşmesini bekler. Ama yetişkin tarafımız dünyanın karanlık bir yer olduğunu, kötülüğün sıklıkla kazandığını fısıldar kulağımıza. Bu ikircikli anların yaratıcı zekâyla birleşip bir hikâyeye dönüşmesi bizi fantastik janrasına götürür. Peki, fantastik türünü gerçekten anlayabiliyor muyuz? Yapılan göndermelerin, üzerine kurulduğu metaforların farkına vardığımız bir okuma yapabiliyor muyuz? Fantastik hikâye nedir? Bir hikâyenin fantastik olması için ihtiyaç duyduğu özellikler neler? Kaç çeşit fantastik hikâye türü var? Fantastik hikâyeler nasıl yazılır?

Bilimkurgu Okuryazarlığı - Bilinmeze Merakın Anatomisi
"BİLİMKURGU, LAZER TABANCALI DELİKANLILARIN METAL SUTYENLİ KIZLARI KURTARDIKLARI ‘UCUZ’ UZAY FİLMLERİNDEN İBARET DEĞİLDİR." – PHILIP K. DICK. Bilimkurgu nedir? Bilimkurgunun temeli "novum" nedir? Novuma göre bilimkurgu alttürleri nelerdir? Bilimdışı kurgu nedir? Bilimkurguyu gerçekten anlıyor muyuz? Yapılan göndermelerin ve üzerine kurulduğu teorilerin farkına vardığımız bir okuma gerçekleştirebiliyor muyuz? Bilimkurgu hikâyeleri nasıl yazılır? Bilimkurgu üzerine daha yüzlerce sorunun dünyanın en önemli eserlerinden örneklemelerle ele alındığı bu kitap sadece bilimkurgu tarihini değil, felsefesini de açıklıyor. Bu türe gönül vermiş, okumaya ve seyretmeye meraklı herkese hitap eden bu kitabı okuduktan sonra bilimkurguya bakışınız tamamen değişecek. Yıllardır bilimkurguyla ilgilenen editör Z...

Elizabeth Bennette Olmak
"Geçmişin sadece hatırlamaktan zevk aldığınız kadarını düşünün..." Jane Austen’in büyülü kaleminden çıkan Gurur ve Önyargı eseri, kitabın baş kahramanı Elizabeth Bennet’in çağları aşan özgün karakteri sayesinde 200 yıldır geçerliliğini korumuş ve klasikler arasında yerini almıştır. Bu kitap sayesinde Elizabeth ile samimi bir arkadaşlık kurarken bir yandan da onun herhangi bir roman kahramanından çok daha fazlası olduğunu anlayacaksınız. Sayfalar ilerledikçe Elizabeth’in yaşamına, duygularına, yüreğinin sırlarına, istek, nefret ve beklentilerine şahit olurken kendinizle de ilgili birçok çıkarımda bulunacaksınız. Elizabeth Bennet kendi dönemi için devrimci sayılırdı... Bunu anlamadan, sadece bir aşk romanı okuduğunu sananlar ne çok yanıldıklarını bu kitapla öğrenecekler. Elizabeth Bennet’in ...

Karmik Astroloji ve Ezoterizm Işığında 2022
Astroloji, karakteri ortaya çıkarır. Karakterini değiştirebilen insan, geleceği de değiştirmiş olur. İnsanlığın nereden gelip nereye gittiğini öğrenmek adına en kuvvetli referanslardan biridir astroloji... Doğum haritanızdaki eğilimler, hayatın hangi alanlarına doğru götürülebileceğinizi gösterir size. Bu eğilimler toplum kalıplarına göre olumlu veya olumsuz olabilir. İnsan iradesini kullanarak kadere hükmedebilir. Eğer hayatınızı akışa bırakmaya karar verdiyseniz, doğum haritanızda görünen eğilimler zamanı geldikçe etkilerini gösterir. Siz de buna "kader" dersiniz. Oysa bir devrim yaparak özgür iradenizi kullanmayı tercih edebilir, kaderinizi yazmaya başlayabilirsiniz. "Ne yapalım, kaderimiz buymuş işte!" diyemeyeceğimiz zorlu bir süreçten geçiyor dünya. Ezoterik astrolojinin uyarılarına ...

Yalnızlığın Kitabı
Yalnızlık için "çağın hastalığı" diyorlar. Peki öyle mi gerçekten? Yoksa yalnızlık, Aristo’nun "politik bir hayvan" diye nitelediği kafası karışık ve her daim meşgul insanın en kadim dostu, en arkadaş canlısı arkadaşı mı? Tenhasını yitiren kentlerde kuytu bulamadığımızdan mı kendimizi yalnız hissediyoruz bu yüzyılda? Afili yalnızlıklardan sefil yalnızlıklara doğru ilerleyen eski ve büyük bir destan, yalnızlığın tarihi. Mitosun tanrılarından mitolojik kahramanlara, anti-kahramanlardan varoluşçuluğun sıradan ve sıkıcı, iç bunaltıcı karakterlerine uzanıyor. Hatta mekandan, metruktan, evden ve avludan yüzümüze yansıyan bir oluş halini alıyor. Yazardan, editörden ve okuyucudan geçiyor. Neticede farklı kulvarlardan 12 isim bir araya geliyor, insanın yatay ve dikey düzlemde yalnızlığını düşünüyor...

Usta Çırak Sohbetleri / Yeni Bir Sen-büyük Düşünmenin Büyüsü
Hayat senden bir şeyleri alırken, daha güzeline hazır olman için yapar bunu. İstediklerin olmayınca sana yeterli zamanı bağışlar ve yıllar önce kaybettiklerini yıllar sonra şükür sebebin yapar. Tüm karşılaşmaların bir amaca hizmet ettiğini okuyabilirsen, yaşanan hiçbir şeyin tesadüf olmadığını açıklar. Hayat, sana farkındalıklar sunar. Düşündüğün, inandığın ve güvenle beklediğin her şeyin gerçek olmasını sağlar. Dürüstlüğünü de sınar. Aldatana aldatılma korkusunu, çalana yakalanma huzursuzluğunu, yalan söyleyene kimseye inanamama boşluğunu bağışlar. Ve hayat sana her zaman başka kapılar açar. Bazen bir insan, bir mekân hatta hava olayını bile vesile kılar.

Yuval Noah Harari - Tarih, İnsanın Tanrı Oluşuyla Sona Erecek
Harari, Yeni Dünya’yı nasıl görüyor? Onu bu kadar popüler kılan ne? Geleneksel bir tarihçi mi yoksa veri analisti mi? Meslektaşları tarafından hangi eleştirileri aldı, neyle suçlandı, eleştirilere neden cevap vermiyor? "Salgınlar", "dedikodunun gerekliliği", "yenilmeyen liderler", "yeni din ihtiyacı", "geleceğin eğitim sistemi" gibi pek çok meseleye onun bakış açısıyla bakarak cevap bulabilir miyiz? 21. Yüzyılın En Tartışılan Tarihçisi Onun penceresinden onu gözlemleyerek Harari’nin zaman makinesiyle geçmişten geleceğe kısa bir yolculuğa çıkmaya ne dersiniz?