
Ay Işığında İstanbul
Güzeller güzeli Türk kızı Ventura, ailesinin uygun gördüğü bir evliliği yapmak üzere Meksika’ya doğru yola çıkar. Giderken de yanına sadece eşyalarını değil, bilinmezliğe kırdığı dümenin sebep olacağı yanılsamaları da alır. Doğduğu topraklardan çok uzakta yeni bir hayata başlamaya hazırlanırken, yolculuğu sırasında umulmadık bir sürprizle karşılaşır. İstanbul’u özlemeye devam ettikçe, bu duygusuyla baş edebilmek için ilginç bir şifa kaynağı keşfeder... Mexico City doğumlu Sophie Goldberg’in ilk romanı Ay Işığında İstanbul Türk ve Sefarad yemeklerinin tarifiyle birlikte kültürünü de incelikle işleyen eşsiz bir kurgu roman...

Türk Papa
Angelo Giuseppe Roncalli... Yani, Papa John XXIII. Namı diğer Türk Papa. Peki kimdir Türk Papa? 1936’da, Kilise kurallarını bir kenara bırakarak, Türkiye’deki Katolik ayinlerine ilk defa Türkçe dilini sokmuş, "Türkleri seviyorum" cümlesiyle tanınan bir isimdir. Vatikan’la Türkiye arasında diplomatik ilişkiler kurmuş, ayrıca Nazilerden kaçan birçok Yahudi kadını ve çocuğu Türkiye üzerinden geçirerek kurtulmalarını sağlamıştır. Osmanlı ordusunda görev alan, sonrasında büyükelçi olarak Türkiye’de bulunan Alman komutan Von Papen’i de idamdan kurtarmıştır. 1962’de Türkiye’nin de içinde olduğu Küba Füze Krizi’ni çözen önemli isimler arasında yer almıştır. Kilise tarihinde ilk defa Vatikan dışına çıkarak&nbs

Kelt ve Germen Paganizmi
Kuzey inançları ve Germen paganizmi, bugünkü Avrupa’nın ve Batı medeniyetinin oluşmasında önemli bir yer tutar. Özellikle kuzey ülkeleri, bugün bile eski pagan inançlarını farklı şekillerde sürdürmeye devam etmektedir. Avrupa kültürünü anlamak için Germen paganizmini iyi anlamak gerekir. Avrupa’da, özellikle Kelt bölgelerinde, Rönesans’tan sonra "Kelt kültürüne dönüş" başlamıştır ve başta Wicca olmak üzere birçok neo-pagan akımı da Kelt kültüründen etkilenmiştir. Öte yandan neo-paganizmde yer alan önemli kutsal günlerin Kelt kültüründen geliyor olması da bu kültür üzerinde özellikle durmayı gerektirir. Ayrıca Anadolu’nun da bir Kelt yerleşimi olduğu unutulmamalıdır. Kelt paganizmi Anadolu topraklarına hiç yabancı değil... Trakya’dan Anadolu içlerine kadar birçok bölgede var olmuş olan Kelt...

Kavgamız
Kimileri bu kavganın sonunu bilerek şeytanla anlaşma imzaladı, kimileri ise can havliyle sığındığı limanda kendisini azgın dalgalara teslim etti. Birçoğu daha sonradan pişmanlık duyacaktı ama iş işten çoktan geçmiş, koca bir millet can vermiş olacaktı. * * * • Avrupa’dan göçen Yahudi bilimadamlarının Amerika’yı tercih etmesinin ardında yatan asıl sebep neydi? • Almanya’nın tarihi hiperenflasyon döneminde neler yaşandı, Hitler bu dönemi nasıl avantaja dönüştürdü? • Yahudiler neden bir anda istenmeyen ırk haline geldiler? • I. Dünya Savaşı’ndan sonra Macaristan’da yaşanan kızıl terörle Yahudilerin nasıl bir bağlantısı vardı? • Almanya’da Hitler’i başa getiren iç karışıklıklara kimler, nasıl sebep oldular? Hitler’den önceki geçiş kabineleri nasıl engellendi? • Albert Einstein’ı Almanya’dan ka...

Haşhaş ve Emperyalizm
Haşhaş ve Emperyalizm iki başlık altında toplanabilecek bir araştırmadır. İlkinde Anadolu, özellikle de Ege köylüsünün ana geçim kaynaklarından biri olan ulusal ürünümüz haşhaşın "12 Mart" ve "emperyalizm" duvarına toslayarak yasaklanması ve bunun meydana getirdiği sonuçlar irdeleniyor. Diğerinde ise Aytunç Altındal’ın 1969-1974 yılları arasında yayımlanmış incelemeleri ile makaleleri yer alıyor. Yayımlandıkları günlerde oldukça ilgi çekmiş olan bu tespitleri okuyup da analitik açıdan değerlendirebilenler kapitalist-emperyalist sömürünün tarımsal alandaki özelliklerini gösteren bazı somut örnekleri bulacaklardır. İlginç olan bir diğer husus da şudur ki, bu kitapta öngörülmüş olan tüm varsayımlar daha sonraki yıllarda bu öngörüleri doğrulayacak şekilde gerçekleşmiştir. Örneğin günümüzden ya...

Alevlere Fısıldayan Kadınlar
BANA GÖRE CADI, SEZGİLERİNİN EYLEMLERİNİ KONTROL ETMESİNE İZİN VEREBİLEN, ÇEVRESIYLE İLETİSİM KURAN VE ZORLUKLARLA YÜZLESMEKTEN KORKMAYAN BİR KADINDIR. Lucy H. Pearce'in Amazonun en çok satanlar listesinde yer alan bu kitab1 tarihin karanlık köşelerine itilmiş, yakılmış ve susturulmuş kadınların sesini alevler gibi yükseltiyor. Şifa ve dönüşüm için ataerkil toplumun baskılarıyla pasifize edilmiş dişil enerjiyi geri çağırıyor.Geçmişin "yanan kadınlar" arketipini -Jeanne d'Arc'tan cadı avlarına hatta günümüzde kadınların siber zorbalık, asit saldırıları ve aşağılanma yoluyla nasıl yakıldığına kadar kapsamlı bir şekilde ortaya koyuyor. Feminen gü

Kaçamak
YARIŞMA: BALAYIMDA BANA KATILIN İnsanın sosyal medyada beraber balayına gideceği birini aramasının olağan bir şey olmadığının farkındayım ama işte buradayız. Düğünüm iptal oldu. Ama lüks bir tatil köyünde geri ödemesiz olarak planlanan on bin dolarlık her şey dahil tatilim iptal olmadı ve bunun heba olup gitmesine izin vermeye hiç niyetim yok. Erkek seçme konusundaki sicilim pek parlak olmadığından pişman olmayacağımı umduğum bir işe kalkıştım ve savunmasız bir ânımda arkadaşlarımın benimle gelecek kişiyi seçmesine izin verdim. İdeal aday bekâr olmalı. Uçakta fazla konuşmamalı ve onu hemen yurtdışına çıkmaktan alıkoyacak bir engeli olmamalı. Ayrıca aynı yatağı paylaşacak olmamızı sorun etmemeli. Sonuçta bir balayı süitinde kalacağız. Şartları karşılıyorsanız lütfen hemen yazın. Uçak haftay...

Sevr Lozan
ASIRLIK TARTIŞMANIN SONU! Bu kitap, 100 yıllık bir tartışmaya son noktayı koyuyor. Yıllardır ideolojik tartışmaların sebebi haline gelen Sevr ve Lozan Antlaşmaları, Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılıp Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolda önemli kilometre taşları. Yazar Burak Turna Lozan Antlaşması’nı 100. yılında Sevr Antlaşması ile madde madde karşılaştırdı. İçeriklerini, kapsamlarını ve uygulamalarını irdeledi. Her iki antlaşma da imzalandıkları dönemin siyasi dengelerine göre şekillenmişti ama birçok ortak noktaları vardı. Lozan Antlaşması’nın 143 maddesinin büyük bir kısmının, tam 126 maddenin, Sevr Antlaşması’nda da yer aldığı açıkça görüldü. 10 maddesinin ise doğrudan Sevr’in uygulamaları olduğu fark edildi. Yani bu iki antlaşma birbirinin yansıması, hatta aynısıydı. Elinizde...

Birkaç Küçük Sır
Birkaç Küçük Sır: Dayanıklılığın İnşası İyi bir hayat kurabilmek için önce esaslıca bir yaşamak gerekiyor. Dene-yanıl, düş-kalk, yaşamın kullanma kılavuzunu öğren, e bir de kendini tanı… Geçti en az 40 yıl! Oysa yaşayarak öğrenmenin gizli bir alternatifi var; başkalarının gerçek deneyimleri! Ama işte insanlar ne kadar başarılı olduklarını anlatmaya bayılsalar da bunun nasıl olduğuna - ya da olamadığına- pek de değinmezler. Bu kitap, “Oldu tamam da… Nasıl oldu bu?!” diye soruyor. ‘Birkaç Küçük Sır: Dayanıklılığın İnşası'nda, gazeteci Işıl Cinmen, kendisine ilham veren 35 kişinin zihinlerine giriyor. Bu kişiler, yaşamları ve duruşlarıyla ses getirmiş, zorluklardan daha dayanıklı çıkmayı başarmış, tüm engellere rağmen kendi potansiyellerini gerçekleştirebilmiş donanımlı beyinler. Cinmen, ...

Altın Kanatlar
TANRILARIN KÜTÜPHANESİNİN GİZLİ KAPILARI AÇILIYOR Bir telefonla hayatım sonsuza dek değişti. Kütüphanedeki işim ve en yakın arkadaşımla yaşadığımız ev benim sığınağımdı. Ta ki çılgın geçen bir gecenin ardından telefonum çalana ve hattın diğer ucundaki adam, “Kitaplardan biri kayıp,” diyene kadar. Her şeyimi kaybetmek üzereydim ve bunu göze alamazdım. Hemen Dragerfield Kütüphanesi’ne koşup o kitabı bulmak zorundaydım. “Sabahı beklemeliydin, insan.” Sürekli fantastik kitaplar okuyan bir kadının hayal gücü sınır tanımaz sanırdınız. Ama hiçbir şey beni çalıştığım yerin fae âlemine açılan bir geçit oluşuna ve karşımda bir Ejderha Tanrı bulmaya hazırlayamazdı. Drager, benim yeni gardiyanım. Kaybolan kitap artık dertlerimin en küçüğüydü. Bilmediğim bir diyara sürüklenmek üzereydim. Üstelik bu yol...

Yahudilerin Sırtındaki Hançer: Siyonizm
“BEDELİ NE OLURSA OLSUN, GERÇEKLER BİLİNMEK ZORUNDADIR.” Siyonist liderlerin en büyük düşmanı ve büyük planın önündeki en sert engel, her zaman Yahudiler olmuştur. Tüm propagandalara rağmen ülkelerinden ayrılıp İsrail’e gelmiyorlar, üstelik Batı’ya doğru göç ediyorlardı. Siyonist liderler bu yüzden Nazilerle ve diğer antisemitistlerle işbirliği yaptılar, hatta savaşları bile kullandılar. Siyonizm, Yahudi halkının içinden ve toplumsal dinamiklerinden kaynaklanmış bir hareket değildir. Siyonist liderlerin entrikalarıyla bütün bir dünyaya ve Yahudilere dikte ettirilmiştir. Emperyalizmin, Ortadoğu kaynaklarına çöreklenme projesidir ve sadece Filistin halkının değil, Yahudilerin de korkularıyla var olmaktadır. Nitekim bu kaos ve korku, Amerikan emperyalizminin Ortadoğu’daki varlığının garantisi...

Suriye Dosyası
“GELECEĞİ ÖNGÖREBİLMEK ANCAK GEÇMİŞİN AYRINTILARINI BİLMEKLE MÜMKÜNDÜR.” Suriye’de çatışmalar sonlanmamakla birlikte Esad rejiminin içsavaşı askeri anlamda kazandığı, 2024 yılı itibariyle ülkenin yaklaşık üçte ikisini kontrol altına aldığı, dikkatini öncelikle İdlib ve SDG/PYD denetimindeki Fırat’ın doğusuna yoğunlaştırmaya başladığı günümüzde, çeşitli nedenlerle ertelenen başkaca sorunlar yüzeye yansımaya başlamış bulunmaktadır. Suriye’de sahadaki doğrudan aktör devletler (Rusya, Türkiye, İran, ABD) arasında var olan öncelik, amaç ve vizyon farklılıkları ortak bir paydada buluşulmasını zorlaştırmakta, Suriye’nin yeniden yapılandırılması ve geleceğinin şekillendirilmesine yönelik ciddi görüş farklılıkları ile rekabet, yeni anlaşmazlıklar yaratmaya aday görünmektedir. Sınırlarımıza bitişik ...

Şamanın Kadın Çemberi
"Davula vuran şaman olan değildir, davula vuran eşiği geçendir." Kadın çemberi, parçalarını bir araya getirmeye niyetlenmiş bir kadının muazzam bir metaforudur. Çemberde yerinizi aldığınız andan itibaren çemberin alanı çalışmaya başlar. Görünmez ilmekler atılır, gizli düğümler çözülür... Çemberler, doğumun ve ölümün, başlangıcın ve bitişin, yaralara bakmanın ve dönüşümün, kutsal olanla birleşip onu yüceltmenin yeridir. Orada tüm kadınlar toplanır, birbirini destekler ve en zayıf olanı yüreklendirmek için gücü çağırır. Kutsal öykülerde anlatılan ana tanrıçanın çeşitli formları eşliğinde yürünecek bu gizli yolda amaç kendi potansiyelinizi açığa çıkarmak, uyum yaratmak ve şifadır. Dişil enerjinin gücünü keşfedeceğiniz bu kitap, sadece bir kitap olmanın ötesine geçerek, aktif uygulamalar, ritü...

Milyon Dolarlık Sözler
“Bir başarı hikâyesi okuduğum her seferinde, o noktaya gelene kadar başarılamayan şeyleri ve bunun sebeplerini düşünmeyi severim. Hedef ne olursa olsun, bir engele takılmak, bir düzlükte sıkışıp kalmak son derece doğaldır. Başarının ve başarısızlığın, ‘tıpkı yerçekimi gibi’ hep var olacak bir kavram olduğunu bilmek, hepimiz için sağlam bir dayanak noktasıdır.” Türkiye’nin en tecrübeli yönetim ve iş danışmanlarından Haluk Ziya Türkmen, bakış açımızı yenileyip insan varoluşunun bütün yanlarına dikkat çekecek unutulmaz sözleri bir araya getirdi ve yorumladı. Başka hiçbir yerde duymayacağınız her bir tavsiye, iş hayatında sizi uzmanlaştıracak tüyolarla ve yaşamınız boyunca aklınızda kalacak stratejilerle dolu. Karşınıza çıkabilecek bu en sıcak ve gerçek saptamalar bazen bir açık deniz gemi kap...

Sokrates
Sokrates yalnızca insanlık tarihindeki en tanınmış ve bugün hâlâ etkili olan filozoflardan biri değil, kendi fikirlerinden dolayı şehit olanların da ilkiydi. Onun yargılanması, zamanın en büyük demokrasisinin kendi yurttaşlarının en iyisini nasıl ölüme mahkûm edebildiğini anlatır.

Gelecek Bilgisi Terimleri Sözlüğü
“Bir fütürist gibi düşünebilmek, gelecek okuryazarlığı kazanmak ve geleceği şekillendirebilmek için Türkiye’de ilk defa bir fütürist sözlük hazırlandı.” Fütürizm, insanlık olarak eriştiğimiz bilgi ve teknolojiyi kullanarak muhtelif gelecekler oluşturulabileceğini kabul eder ve yaşamın tüm boyutları için alternatif senaryolarla olumlu gelecek tasarımı yapılabileceğini benimser. Fütürizm, çoklu disiplinli yaklaşımla, uzgörülü, yenilikçi, stratejik ve sürdürülebilir öneriler geliştirir. Bu ansiklopedik sözlük bünyesinde, birçok yerli ve yabancı kaynak üzerinden araştırma yapılarak günümüzde yeni yaygınlaşan terimlerin Türkçe anlamı, tarihçesi, kullanım alanı ve teknolojisini de kapsayan bilgilere yer verilmiştir. Günümüzde kullanılan ve henüz kullanılmasa da gelecekte hayatımızda yer kaplayac...

50 Maddede Cumhuriyetin 100.yılı
"MİLLETİN SALTANAT VE HAKİMİYET MAKAMI YALNIZ VE ANCAK TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ’DİR." - MUSTAFA KEMAL ATATÜRK "Cumhuriyet bir devrimdi, yıkılmış, parçalanmış, geri kalmış, yok olmak üzere olan bir toplumdan, çağdaş bir devlet yaratıldı. Atatürk’ün, Türkiye’yi kurma mücadelesi verdiği günlerde İngiliz başbakanı kendi meclisinde ‘Artık Türkiye yoktur!’ diyordu. Atatürk ve Milli Mücadele’ye omuz verenler, İngilizlerin bu sözünü boşa çıkardılar. Sadece bu sözü boşa çıkarmakla kalmayıp, dünya milletler ailesine, çağdaş, yeni bir üye kazandırdılar. Bu yeni üye, kurucusu Atatürk’ün ‘Yurtta barış, dünyada barış’ ilkesine sıkı sıkıya bağlı kalan ve bu nedenle de saygı gören bir ülke oldu." Doğan Satmış tarafından kaleme alınan 50 Maddede Cumhuriyet’in 100. Yılı kitabının sayfalarında; mümkün ol...

Alan'ın Savaşı
Savaşın yıkıcılığı ve insanın her koşulda, herzorlukta, hatta siperde savaşırken bile kendisini yeniden yaratabilmesinin gücü üzerine ilham verici bir eser. Alan Ingram Cope’un anılarından uyarlanan bu çizgi romanda, Emmanuel Guibert hem yazar hem de illüstratör kimliği ile akıllara kazınacak bir işe imza atıyor. 2. Dünya Savaşı’nın tam kalbinde, bombaların ve silahların patladığı savaş alanlarına paralel köy ve kasabalardaki günlük hayata da şahitlik ediyoruz bu gerçekçi ve lirik anlatıda.

Kafka-kayıp Kişinin Günlüğü
İşte o, Franz… Mavi giysileriiçinde incecik vücutlu, çocuksu yüzlü Franz. Gülümseyen, nevrastenik,geç kalan, iyi arkadaş. Nadiren ve az miktarda yiyen, hastalık hastası ve doktordanhazzetmeyen Franz. Bir lokmayı yüz kez çiğneyen takıntılı Franz. Hayalperest vesuçlu Franz. Mazoşist,bütünlükten korkan, tembel, mükemmeliyetçi. Şekil değiştiren, yanlış hizalanmış ve yalıtılmış,pasif ve asalak Franz. Ebedi ve sadist erkek arkadaş Franz. Geceleri dört duvar arasındayok edilmeyeni arayan melek ve vampir. Makine dünyalarınınyaratıcısı, avukat Kafka, usta bir baba tarafından yaratılan golem

Beni Neden Sevmedin Anne?
ANNESİ TARAFINDAN SEVİLMEYEN KIZ ÇOCUKLARI BÜYÜYÜNCE YANLIŞ ADAMLARI SEVER Hadi Zarife, bu senin her şeyi değiştirebileceğin son şansın. Anla artık, sevgi zayıflık değil, bilakis insanı her kötülükten koruyan bir zırhtır. Sen kızının bu zırhını çaldın ondan, onu savunmasız, çırılçıplak bıraktın bu savaş alanında. Şimdi git ve teslim et ona doğuştan her çocuğun hakkı olanı. Yanında ol onun Zarife, yargılamadan, hırpalamadan... Karşılıksız sevginin ne olduğunu öğret ona, anne elinin şifasını göster. İlk defa yatır kızını dizine, okşa saçlarını. Ağlasın dizinde kızın, akıtsın içindeki irini, kiri, pası. Bu zamana kadar yapamadığın şeyi yap; okşa kolundaki süt lekesini, öp onu. "Benim güzel kızım..." de. "Geçti..." de. "Seninle gurur duyuyorum..." de. Hadi Zarife...

Veranda Sohbetleri - Allah Yarına Bırakır Yanına Bırakmaz
Bu böyle yarım kalmayacak. Tuzak dediğin görünmez. Yokmuş gibi yapar ama her şeyden çok vardır. Yokmuş gibi yaptıkça daha da tuzaklaşır. Yokluğuna inandırdıkça, kendine çeker seni. Derin aldanışınla yüzleşmeye çağırır. Uykunun siy/ahıyla vurur gözlerini. Yokmuş gibi yapar Allah. Her şeyin yanındadır ama hissettirmez yakınlığını. Her şeyi pürüzsüz bir akışın kucağında ağırlar. Sonsuz yumuşaklıkta avuçlar acıları, kederleri, hüzünleri, gamları, itirazları, sitemleri. Zulümlere ses çıkarmaz. Haksızlıklara aldırış etmiyormuş gibidir. Ama şimdilik. Bekler ki herkes kendi özünü ortaya çıkarsın. Bekler ki insan içinde sakladığı niyetini etten kemikten bir heykele dönüştürsün; nefes nefes yontsun kendini. Belli ki "tuzakların en hayırlısı" O. Bu kadar çok varken bu kadar yokmuş gibi yapmak sadece ...

Garip
Var olan tüm kelimelerin tükendiği yerde, geriye sadece biri kalır... "Bu güvenli köyü terk ederek dünyanın en tekinsiz yolculuğuna çıkacak, ardında ne olduğunu kimsenin bilmediği o sınırı geçecek ve var olan her şeyin sorumlusunu bulup hesap soracaksın, öyle mi? Üstelik her adımında daha da garip bir hal alacak, bir noktasında muhtemelen aklını ve sonra da hayatını kaybedeceğin bu yolculuğa daha önce çıkan tek bir kişinin bile geri dönmediğini bilerek... Ama neden?" *** İnsana ve hayatın anlamına dair en derin soruların cevaplarını destansı bir yolculuk içinde veren GARİP, okurunu bildiği âlemden çıkararak sarsıcı derinliklere sokuyor. Her adımda daha da garipleşen ve sonunda aklın sınırlarını zorlayan bu yolculuk, okuru sezgisel yetilerini kullanarak "sınırın ötesi"ni anlamaya çağırırken...