
Dün Bugün Yarın
Dün Bugün Yarın; hayatını terör örgütleriyle mücadeleye adamış, onlarla hem kora kor dağlarda çarpışmış hem de istihbarat alanında büyük darbeler indirmiş aydın bir Türk subayının, yakın tarihimizin kısa özetini sunduğu hatırat-ı hasbıhalidir. Kimi trajikomik, kimi üzücü, kimi de tebessüm ettiren anekdotlarıyla PKK’dan Hizbullah’a, cemaat kumpaslarından İsrail’e, İmralı’dan Silivri’ye uzanan bir sürecin en yakın tanıklarından ve mağdurlarından Hasan Atilla Uğur’un akıcı ve akılda kalıcı bir üslupla kaleme aldığı bu kitabı okurken, düne ait bilmediklerimiz, bugünle ilgili göremediklerimiz ve yarına yönelik öngöremediklerimiz hakkında çok değerli ve şaşırtıcı bilgilere sahip olacaksınız. - İsrail görevim sırasında neler yaşadım? - Askerlik vazifem boyunca kaç suikasta uğradım? - Apo’yu sorgu...

The Lıttle Prınce
"So when you look at the sky at night, it will be as if all the stars were laughing; as though in one of the stars I live and I will be laughing…You will have stars that know how to laugh!" And he laughed again. "And when your sorrow is comforted (with time all sorrows pass) you will be glad that you have known me. You will always be my friend. You will want to laugh with me. And you will open your window, and your friends will be surprised to see you laughing as you look up at the sky! Then you will say to them, ‘Yes, the stars always make me laugh!’ And they will think you are crazy. It will be my little joke that I will have played on you…"

Sihirli Şeker Dükkanı
YENİAY VE DOLUNAYDA KAPALIYIZ. Tapınağın arkasında bir anda ortaya çıkan Alacakaranlık Çarşısı, bu dünya ile öteki dünya arasındaki boşlukta var olan gizemli bir mekândır. Burası, insanların dertleri ve kaygıları nedeniyle varlıkları dengesizleştiğinde onları içine çeker. Çarşının içinde, insanları karşılayan tek yer ise “Sihirli Şeker Dükkânı”dır. Dükkânın sahibi olan Kogetsu, tuhaf güçlere sahip şekerler satar ve her şekerin ardında yatan anlamı keşfetmelerini sağlar. Bu şekerleri satın alan müşterilerin hayatları yavaş yavaş değişir. Bu öyküler, okuyanlara acı ve tatlı bir yolculuk sunarken, insan ruhunun derinliklerinde saklı kalan duyguları okşuyor. Gönlünüze dokunacak bu hikayelerde, kendinizden bir parça bulacak ve Kogetsu’nun dünyasına adım atarken gerçek ile hayalin iç içe geçtiği...

Tabi ki Senden Hoşlanıyorum
“Kimseye anlatmadığım bir hikâye anlatmak istiyorum. Bu, sadece seninle benim bildiğimiz bir hikâye olacak.” Aniden kaybolan çocuk… Artık incinmek istemeyen kız… Derinleşen şüpheler ve sonunda ortaya çıkan sırlar. Titiz bir kurgu, tüyler ürpertici bir sürpriz. Nefesini kesen ve içine çeken tehlikeli bir hikâye. “Yıllarca zihnimin derinliklerinde yer alan kurgunun hikâyeleştirilmiş hali.” Lee Kkoch-Nim

Anne Ben Bitlendim
Bazı şeyleri susarak anlattım, bazılarını ise dize dize döktüm kalbimden. Konuştuğumda aşk oldu, sustuğumda ayrılık… Bu kitapta yazanlar belki sana ait değil, ama eğer bir şiirde bile kendini bulursan, bil ki en çok o zaman mutlu olurum. Sayfalar elbet kapanır, ama duygular kalır. Kalbinde bir yer ettiyse, şiir benim değil, artık senindir. Mutlu kal. Şiirle kal.

Duayen
Büyük bir müzik dehası, zarif bir beyefendi! Sanatçı bir ailede doğdu, genç yaşlarında ilk bestesini yaptı. Aralarında Türkiye’nin süperstarı Ajda Pekkan’ın da olduğu birçok ünlü ismi sahneye ilk çıkaran o oldu. Eartha Kitt gibi dünyaca ünlü sanatçılara yol gösterdi. Kurucusu olduğu Çatı Kulübü, genç müzisyenler için bir okul, cemiyet hayatı için de popüler bir eğlence mekânıydı. Ülkemizi Hollywood’da tanıttı. Yabancı müzisyenler için iyi bir ev sahibiydi, yurtdışında da Türkiye’nin müzik elçisiydi. Türk olmakla gurur duysa da evrensel kültürü her zaman kucakladı. Kendisi gibi müzik aşkıyla yaşayan evlatlar yetiştirdi. Doksan yedi yıllık ömrüne pek çok başarı öyküsü sığdırdı. Zevk sahibi bir insan, hümanist ve sevgi dolu bir baba, Atatürkçü bir Türk vatandaşı, hayattan keyif almasını bilen...

İlişkilerde Denge Oyunu
“İLİŞKİ, İKİ KİŞİNİN DE KAZANMASI GEREKEN BİR DENGE OYUNUDUR.” ◆ Her karşılaşma, her çatışma ve her mutluluk anı, bizi daha derin bir bağ kurmaya davet eder mi? ◆ Peki, ilişkilerimizde gerçekten ne kadar sağlıklıyız? ◆ Suçlama ve eleştirilerin gölgesinde, sevgi ve saygı dengesini nasıl koruyabiliriz? ◆ İlişkilerde kendimizi nasıl ifade edeceğiz, çatışmaları nasıl yöneteceğiz ve daha anlamlı bağlar nasıl kuracağız? İlişkiler, hayatımızın en derin köşelerinde yer edinmiş karmaşık, bir o kadar da büyüleyici bir oyundur. Bu oyunda kazananlar, her zaman dengenin ve sağlıklı iletişimin peşinde olanlardır. Klinik Psikolog Tuna Tüner, kaleme aldığı bu kitapta, gönül ilişkilerimizin derinliklerine inerek iç dünyamızı keşfetmemizi ve ilişkilerimizdeki temel sorunları anlamamızı sağlarken, klinik tec...

Uyanış ve Tuzakları
Gerçek uyanış, başkalarının öğretilerinde değil, kendi hakikatinizde saklıdır; İçsel seyahatlerin yolları her zaman aydınlık ve güvenli değildir. Kimi zaman ışığın ardında karanlık gölgeler saklanır; ruhu besleyecek sözler, sahte rehberlerin dilinde azılı tuzaklara dönüşür. Yirmi yıllık bir gazeteci olarak kaleme aldığım bu kitap, gerçek ışığı arayanların karşılaştığı sınavları ve ruhani dünyayı kendi çıkarları uğruna sömürenlerin maskelerini düşürüyor. “Gerçek uyanışın” ne olduğunu açıklıyor. Spiritüel manipülasyonlara karşı yürekle aklın birlikte eşlik edeceği bir yol haritası sunuyorum size. İçsel ışığınızı bulmak için çıktığınız bir spiritüel yolculukta, kime güveneceğinizi nasıl anlayacaksınız, sahte rehberlerin cazibesine kapılmadan, hakikatin izini nasıl süreceksiniz? Spiritüel cami...

Kafamın İçi Kıyamet
ÇEVRENİZDEKİ İNSANLAR YENİ ŞARKILAR KEŞFEDİYORKEN, SİZ BİR ŞARKIYA TAKILI KALIYORSANIZ, KAYBETMİŞSİNİZDİR. Ben aslında iyi biriyim! Neden sürekli düşüncelere kapıldığımı bilmiyorum. Düşünmekten yorulduğumu biliyorum sadece. Beni yüzüstü bırakan insanları dahi kırmamak için, kelimelerimi seçerek konuşmak zorunda olduğumdan kızıyorum kendime. Doğru, insan giderken geride bırakamıyor geçmişini. Kırmamak için sustuğum, üzmemek için elimden geleni yaptığım, kavga etmemek için uzaklaştığım ve hak etmediği halde değer verdiğim o insanların bana bıraktığı tek şey kafamın içindeki düşünce kıyameti. Onur Kankaya, kendi yaşadığı deneyimleri, kafasında oluşan sorunları ve soruları bambaşka bir bakış açısıyla bizlere sunuyor. Belki de bu sorular hepimizin en derinimizdeki kendimize sorduğu sorulardır.....

Postmodern Cadılar
Yoksa gerçek aşkın cesur yürekli prensleri o güzel atlarına atlayıp gittiler mi? Güçlü kadınları iyi tanıdığınızdan emin misiniz? Güçlü kadınlar ağlamaz, incinmez, etkilenmez, sarsılmaz sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Güçlü kadınlar ağlarlar ama geri adım atmazlar, incinirler ama saldırmazlar, etkilenirler ama teslim olmazlar, sarsılırlar ama yıkılmazlar. Onların dik duruşlarının ardında ne çok gözyaşı, hayal kırıklığı ve yenilgi vardır bilemezsiniz. Güçlü kadınlar içlerine ağlarlar, öyle bir vazgeçerler ki gittikleri bile duyulmaz. Güçlü kadınlar gürültüsüzdür. Bağıra çağıra gitmezler, yıkıp dökmezler, parmak uçlarında hafif adımlarla çıkıp giderler, buhar olup uçarlar, aramakla bulunmazlar bir daha. Onlar gerçek aşkın kahramanları, samimi insanların yoldaşı olmaya razıdırlar sadece. İdare e...

Ne Günah İşlediysek Yarı Yarıya
“AŞKI YENİDEN İCAT ETMELİ BESBELLİ...” – ARTHUR RIMBAUD Aşk, aklın hükümsüzleştiği bir deneyim. Unutmayın ki insan irrasyonel bir varlıktır. Romantiktir, duygularıyla hareket eder. İnsan doğduğunda hayata aklıyla/zekâsıyla/rasyonelliğiyle değil, içgüdüleriyle katılır. İnsanın en eski dili, duyguları, arzuları ve itkileridir. Aklı sonradan icat etmiştir. Rasyonelliği, sonradan edinmiştir. Aşk, insanın akıldan/zekâdan/rasyonellikten çok önce tanıdığı bir duygu, bir deneyim, bir ihtiyaç, bir arzu, bir itki... Bu yüzden sevilmeye duyulan ihtiyaç, çoğu zaman yemeden, içmeden, paradan, unvanlardan, şöhretten çok daha elzemdir. Filozoflar, sanatkârlar, yazarlar, bilimadamları, âlimler, mucitler, dehalar, kâşifler... Onlar bile aşk karşısında en sıradan insandan daha güçlü ve bilge değillerdir. Aş...

Tao Te Ching - Evrenle Bir Olmak
"SÖZLERLE İFADE EDİLEBİLECEK YOL, KALICI YOL DEĞİLDİR. KELİMELERLE İFADE EDİLEBİLECEK İSİM, KALICI İSİM DEĞİLDİR. GÖĞÜN VE YERİN BAŞLANGICI İSİMSİZDİR, İSMİN SAHİBİ, BÜTÜN ŞEYLERİN ANASIDIR." Taoculuk öğretisinin temelini oluşturan Tao Te Ching eseri, asırlarca gizemli yazarı ve içeriğiyle dikkatleri üzerine çekmiştir. "İsimsiz" ve "gizli" olan Tao’yu –evrensel yolu– tarif eden bu kitap, evren ve yaşamın sırlarını açıyor ve "elle tutulamayan, gözle görülemeyen, kulakla duyulamayan" ebedi yasayı olabildiğince sade bir dille tarif ediyor. Lao Tzu’ya kalsaydı, bu kitabı hiç yazmayacaktı. Çünkü ona göre: "Bilen konuşmaz, konuşan bilmez." Oysa kader, bu bilgeliğin tüm insanlığa açılmasının yolunu bulmuştu...

Hayallerin Efendisi - Tolkien
‘’Zafer, yürekte başlar.’’ Bir hayal dünyasının en gerçek tanrısıdır Tolkien... Kurguladığı dünyalara gerçekliği inkâr edilemez bir tarih, bir coğrafya, bir dil ve doku yaratıp atfetmesiyle fantastik edebiyatın tahtına oturmayı başarmıştır. Tolkien’in dünyası yuvarlak değil düzdür ve tam merkezinde Orta Dünya vardır. Orta Dünya’nın her kavminin kendine özgü bir dili ve bir tarihi bulunur. Tam da bu güçlü niteliği sayesinde onun eserleri hayal dünyasında bir gerçeklik kazanır. Peki Tolkien eserlerinde ne anlatır, yarattığı dünyalar neyi sembolize eder, konuşulmayan dilleri nasıl tasarlayabiliyor, fantazya onun için bir kurgu mudur yoksa gerçekliğin sorgusu mudur, koyu bir Katolik ve dindar olmasının yazarlık kariyerine etkisi nedir, neden içinde büyük acılar taşıyarak yalnız yaşamayı tercih...

Hiçlik
“EN KORKUNÇ CANAVARLAR RUHLARIMIZDA GİZLENENLERDİR!” --EDGAR ALLAN POE Sevgili Okur, Bu kitap size yeni yanıtlar ve yeni bir yaşam vermek için yazılmadı. Yaşamı değiştiren, sorular ve o sorulara yüklediğimiz duygulardır. Ve birçoğumuz o duygularla yol alırız. Kahramanımız bir katile dönüşmek zorunda değildi. Cevapsız kalan yüzlerce soru onu önce yalnızlığa, terk edilmişliğe, güvensizliğe götürdü, sonra da korku, endişe ve öfke dolu yıkıcı bir tabiata dönüştürdü. Yaşama tutunabilmek için çıkış yolunu en yakınlarından gördüğü paganizm ve etkisinde çok kaldığı Enneagram’da buldu. Ve bunları kendisine göre doğru bulduğu yöntemlerle kullandı. Bir üstinsan olabilmek için eksik, yanlış ve baş edemediği duygu ve davranışlarını başkalarında gördüğünde onları öldürüp kendisinde de o duyguların ölece...

Karma Astroloji ve Ezoterizm Işığında 2024
İnsan Gökyüzüyle Yeryüzü arasında kalan, Geçmişiyle beslenen, Geleceğiyle filizlenen bir varlıktır. Astroloji bu yolculuğu aydınlatır. Oğuzhan Ceyhan ve Gülnihal Öztürk tarafından kaleme alınan ve 2024 yılını astrolojik açıdan derinlemesine inceleyen bu eser, gökyüzünün kadim bilgisini, Norse mitolojilerinin gizemli sembolleri Rünleri günümüzün anlayışıyla harmanlayarak okuyucularına sunuyor. Karma Astroloji ve Ezoterizm Işığında 2024, sizi gezegenlerin ve kadim Rünlerin dansını keşfetmeye ve bu ritmin hayatınızdaki yansımalarını anlamaya davet ediyor. Gülnihal Öztürk’ün uzmanlık alanı olan Karma ve Spiritüel Astroloji ile hocaların hocası Oğuzhan Ceyhan’ın derin ezoterik astroloji bilgisi, bu kitabı hem astroloji meraklıları için vazgeçilmez bir kaynak haline getiriyor hem de yeni başlaya...

Avrupa'da ve Osmanlı'da Cadılık
CADILIK, TOPLUMUN BASTIRMAYA ÇALIŞTIĞI KADININ İÇİNDEKİ BİLGELİKTİR. Tarih boyunca bastırılan kadın, bir başkaldırı olarak cadı kimliğiyle karşımıza çıkmıştır. Cadı, kendi şartlarıyla güce sahip olan tek kadın arketipidir. Bir erkeğin eşi, bir çocuğun annesi veya başka bir otoritenin uzantısı olarak tanımlanmaya hiç ihtiyaç duymaz. Cadı, her kadının içinde yaşayan, dışlanmış, örselenmiş, aşağılanmış kadınlığın bir ifadesidir. Cadılık kavramı Avrupa tarihine has bir olgu olarak kabul edilse de bu coğrafyayla sınırlı değildir. Osmanlı İmparatorluğu’na bakıldığında da cadılıkla suçlanmış, bu nedenle cezalandırılmış kadınlar var, hatta birtakım cadı vakaları sebebiyle önlemler bile alınmıştır. Bu kitapta Batılı anlamda bir cadı kimliğinin karşılığı aranmıyor. Cadının temsil ettiği doğaüstü güç...

Zor Değil
"NE ZAMAN KENDİNİ SIKIŞMIŞ VE KARANLIKTA HİSSEDERSEN BİL Kİ GÜÇLÜ BİR DÖNÜŞÜMÜN İÇİNDESİN." Üzüm, şarap yapılmak için ezilir. Elmas, basınçla oluşur. Zeytin, yağını bırakması için sıkıştırılır. Tohumlar ise karanlıkta filizlenir. Zorluklar mükemmel öğretmenlerdir, yaşadığın bir zorlukta üzerine yönelmiş bir güç vardır ve seni tam da o yerden güçlendirmeye çalışıyordur. Dışarıdan görülen süslü vitrinler çoğunlukla bir aldatmacadır. Kimse dizlerini kanatmadan inşa edememiştir kendini, emek vardır, çaba vardır elbette ama zor değil... Yeteri kadar hata yapmışsan hayatta ve pişmanlıklarından ders almışsan, üstüne mutsuzluğu ve yokluğu da tatmışsan artık usta bir kaptan sayılabilirsin. Unutma bu dünya en çok zorlandığın yerden güçlenmeni isteyen bir yer ve sen "Hikâyemi bu şekilde yazmayacağım!...

Hekate Bize Ne Mesaj Veriyor-tanrıların Çağrısı
TANRILARI VE TANRIÇALARI, ESKİ ÖYKÜLERİN UNUTULMUŞ KAHRAMANLARI SANIYORSANIZ ÇOK YANILIYORSUNUZ. Tanrılar ve tanrıçalar bir öykünün kahramanları değillerdir, onlar içimizde yaşamayı sürdüren ölümsüz arketiplerdir. Bir Anadolu tanrıçası olan Hekate, tek başına ayakta durmayı bilen, sırtını bir erkeğe yaslamayan ve tam da bu yüzden ötelenen, şeytanlaştırılan kadınların simgesidir. Zeus’un kızı değildi Hekate, tanrılardan birinin karısı ya da sevgilisi de değildi. Çocuğu da yoktu. Bu yüzden zamanla karanlık tarafa çekildi ve büyücülerin tanrıçasına dönüştürüldü. Güçlü bir kadın olarak var olabilmenin simgesi Hekate’nin çağımızın insanına söyleyeceği çok şey var.

HAARP
“İsteseydim Manhattan’ı yerle bir edebilirdim!” – Nikola Tesla HAARP, ABD tarafından iyonosferin özelliklerini ve davranışlarını araştırmak üzere Alaska’da sürdürülen bir projedir ve mucidi ise gizemli bilimadamı Nikola Tesla’dır. HAARP projesi ABD tarafından ortaya konulan projeler arasında en tartışmalılarından biridir. Çünkü iklim kontrol, yapay deprem ve zihin kontrol silahı olarak kullanılabileceğine dair önemli iddialar ortaya atılmıştır. Türkiye’deki 17 Ağustos Gölcük ve 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinden Japonya’daki tsunamiye varana dek HAARP’ın izlerinin olup olmadığı tartışılmıştır. Derin Dünya Devleti’nin gizemli örgütü İlluminati acaba HAARP’ı kullanarak yapay deprem ve tsunamiler oluşturmak suretiyle nüfusları azaltmayı hedefliyor olabilir miydi? ABD’nin eski dışişleri baka...

İntihar Ormanı
"ŞİMDİ ANİDEN ÖLSEM OTOPSİ RAPORUMDA BİNLERCE CÜMLE ÇIKAR, SÖYLEMEYİP İÇİME ATTIĞIM. SUSMAK DA BİR ÇEŞİT İNTİHARMIŞ MEĞER." Düşüncesine dahi katlanamayıp başına gelirse öleceğini sandığı her şeye alışıyor insan. Dayanamam dediğin ne varsa ayağına yarım numara küçük bir ayakkabıyla uzun mesafe yürümek kadar canını acıtıyor en fazla. Ölümün en onursuz şekli belki de acıya alışmak. Acıya direnmekten bahsetmiyorum. Direnmek, acının varlığını kabullenmeyi gerektirir. Oysa alıştığın şeyin varlığını da kanıksarsın. Mücadele yoktur direnmekteki gibi. Boyun eğersin. Hatta bir zaman gelir, varlığını umursamazsın bile. Ben bu acıya alışmak yerine kıvranarak ölmeyi dilerdim.

Yavaşça Acele Et
"KARARLARINI ALIRKEN ACELE ETME VE TEDBİRİ ELDEN BIRAKMA AMA KARARINI VERDİKTEN SONRA DA ONU HEMEN UYGULA." "Hiçbir şeyin anlamı yok." "Hayat berbat bir yer, uğraşmaya değmez." "Başaramayacağım, beğenilmeyeceğim, yetiştiremeyeceğim..." Dünya benzer karamsar düşüncelere sahip yüz binlerce insanla dönmeye devam ediyor. Zor bir çağda, geveze bir zihinle motive olmak, üretmek, odaklanmak ve huzurlu hissetmek kolay değil. Hedefiniz her ne olursa olsun düşünme sisteminizi yeniden şekillendirecek bu kitap tam da size göre... Yavaşça Acele Et kitabında hayatta kaybettiğiniz motivasyonu, anlamı ve ilerlemeyi nasıl inşa edeceğinizin yanıtlarını bulacaksınız. Tüm dünyada karşılık bulmuş etkili motivasyon teorileri ve değerleri yeniden inşa etme çalışmalarıyla birlikte kendi biricik yol haritanızı olu...

Eğitim Terörü
HER ÇOCUK UÇABİLİR! YETER Kİ KANATLARINI KIRMAYIP UÇMALARINA MÜSAADE EDİLSİN. Vicdan, erdem, estetik, etik, ahlak, merhamet ve manevi değerler sağ beynin ilgili olduğu alanlardır. Ancak yüzyıllardır bilinçli olarak standartlaştıran testlerle sol beyin odaklı, sayısal ve sözel zekâ tabanlı sürdürülen eğitim anlayışı neticesinde, maalesef gönül gözleri kapalı, merhamet duyguları zayıf, etik ve estetik değerlerden uzak, açgözlü, test çözerek meslek edinen bireylerden oluşan toplumlar inşa edildi. Bireysel farklılıkların değer görmediği, bu farklılıkların ortaya çıkmasına imkân verecek olanakların sunulmadığı bir sistemde yetişen bireyin risk alarak ve yenilikçi düşünerek girişimci davranmasını, sorunları çözebilmesini bekleyebilir miyiz? İnekler peynir üretebilir mi? Çözüm, bireysel farklılık...

Muzip Nasreddin Hoca’nın Fıkraları
"EĞLENMEYE BAKARSAN YA DA EĞLENMEYİ ÖĞRENMEYE ÇALIŞIRSAN, BİRİLERİNİN SİNİRLERİNE DOKUNURSUN. ELBETTE TERSİNİ DE YAPABİLİRSİN AMA YİNE DE BİRİLERİNİN SİNİRLERİNE DOKUNURSUN." Nasreddin Hoca’nın cazibesi, gösterdiği gerçekler kadar evrensel ve zamansızdır. Hikâyeleri çocuklardan bilimadamlarına, mutasavvıflardan felsefe takipçilerine kadar pek çok kimsenin odağında olmuştur. Psikolojiden maneviyata, seyahatnamelerden antropolojik çalışmalara kadar çok çeşitli konularda düzinelerce kitap yazan ve sayısız ödüle layık görülen İdris Şah, Kuzey Afrika, Türkiye, Ortadoğu ve Orta Asya’daki kaynaklardan, Farsça, Peştuca, Urduca, Türkçe ve Arapça eski elyazmalarından ve sözlü edebiyattan derlediği bu nadir koleksiyonda Nasreddin Hoca’nın imtihan ve karşılaştığı güçlükleri bir araya getiriyor. Hoca’n...

Mülahazalar
"HİÇBİR ŞEY YAPMAMAKTANSA BİR ŞEYİ DENEMEK DAHA İYİDİR." Fablların amacının yalnızca eğlendirmek, öğretmekle sınırlandığını ya da tamamen kurguya dayalı masalsı anlatımlar olduğunu mu düşünüyorsunuz? En iyi fabllar gerçek hayatta, toplumda ve kişinin zihinsel süreçlerinde gerçekleşen şeylerin tasvirleridir. Mülahazalar, kendimizi anlamaya, başkalarıyla kurduğumuz ilişkilere ve bu ilişkilerin sınırlarına ayna tutan bir fabllar, aforizmalar ve ifadeler koleksiyonudur. Güçlü bir etkiye sahip olan Mülahazalar, koşullu zihne meydan okuyan, provokatör bir yapıdadır. Okuyucuyu alışılmamış bakış açıları ve fikirlerle karşı karşıya getiren sürprizlerle dolu bu kitapta İdris Şah, toplumsal değiştokuşlarımızdaki dağınık farkındalığa, güdülerimize ve psikolojik süreçlere değinerek zihni özgürleştirmen...