
Uçurumda Son Çay
Kosei-San, emeklilik günlerini Kaliforniya’daki Rocky Dağları’nın kayalıklarında bir uçurumun kenarında, mütevazı ve ıssız bir kulübede geçirmektedir. Ancak ihtiyar Japon hiç dinlenmez; gözü hep rüzgârın süpürdüğü o kayaların üzerindedir. Çünkü orası aynı zamanda hayatla bağını kesmek ve başka bir dünyaya geçmek isteyenlerin tercih ettiği yerlerdendir. Ne zaman birini elinde fotoğraf makinesi ya da yanında bir rehber olmadan uçurumun kıyısına doğru melankolik bir halde yürürken görse hemen karşısına çıkar, onunla konuşur. Hatta kulübesinde bir fincan çay içmeye ikna eder. Bir seremoniye dönüşen bu davet vasıtasıyla içtikleri çay, misafirinin içini ısıtmakla kalmaz, ona kendisini yaşamla barıştıran bir çıkış yolu da sunar. Kosei-San, varoluşun ikinci ve üçüncü fırsatlar ...

Kraliçe Öldü Kral Çıplak Mı?
"Kraliçe, Hz. Muhammed’in soyundan mı geliyordu? Kral Charles’ın İslam’a bakışı neden farklı?" Kraliçe Elizabeth’in ölümü ile Birleşik Krallık’ta 70 yıllık bir devir kapandı. Zamanında "üzerinde güneşin batmadığı" bu ülkenin geleceğine dair ciddi kaygılar var şimdi. "En yaşlı monark" yeni kral Charles’ın annesinin otorite, saygınlık, karizma ve liderliğine yeterince sahip olmadığı, monarşiyi korumakta zorluk çekeceği yaygın kanaat. Belki Veliaht Prens William beklenenden önce oturabilir babasının tahtına. Diplomat, işadamı, yazar ve seyyah Mehmet Öğütçü Londra’da yakından çalıştığı Kraliyet Sarayı’nın bazı çarpıcı, renkli, az bilinen hikâyelerini anlatıyor bu yeni kitabında: • Charles, Büyük Britanya’yı bir arada tutmayı başaracak mı? İskoçya ve Kuzey İrlanda ayrılır mı? 56 ülkeden oluşan ...

Terk Edilmiş İmparatoriçe 3
“AMMA APTALIZ... HEM SEN H EM DE BEN...” ARİSTİA, HASTALIKTAN YORGUN DÜŞMÜŞ HALDE SARAYA GELİR. ONU GÖREN RUB İSE YÜREĞİNDE BELİRSİZ BİR HÜZÜN VE SAMİMİYET HİSSEDER... MONİQUE AİLESİ’NİN MALİKÂNESİNDE TEK BAŞINA KALAN VE YALNIZLIK ÇEKEN ARİSTİA, GERİ DÖNEN ALENDİS’E GİZLİ HİKÂYESİNİ ANLATIR. ZAMAN HIZLA GEÇER, VELİAHT PRENSİN REŞİT OLMA TÖRENİ GELİR VE TİA İLE ÜÇ ADAM NİHAYET BİR ARAYA GELİR!

Gökçen
TÜRK HAVACILIĞININ GÖĞSÜNÜ KABARTAN BİR ÖYKÜ: SABİHA GÖKÇEN’İN İLHAM VEREN HAYATI... Savaşların, inkılapların ve değişimin tam ortasında büyüyen bir kız çocuğunun, Atatürk’ün kızının, Türkiye’nin gökyüzüne açılan ilk kadın savaş pilotu olma yolculuğu... Sabiha Gökçen, yalnızca bir Cumhuriyet kadını değil; çağının ötesinde bir cesaret, azim ve vizyon örneğidir. Gülşah Çeliker, yıllara yayılan araştırmalarından ve Sabiha Gökçen’in bizzat kendisiyle yaptığı özel röportajlardan derlediği bu biyografik romanda, Gökçen’in Atatürk ile ilk karşılaşmasından Çankaya Köşkü’nde başlayan hayatına, ulusal ve uluslararası başarılara uzanan ilham dolu yolculuğunu gözler önüne seriyor. Sadece bir biyografi değil; aynı zamanda Cumhuriyet’in idealist ruhunu, Atatürk’ün eğitim ve kadın vizyonunu yansıtan eşsi...

Erkekler İçin Taocu Sevişme Sırları
DOĞAL ENERJİLERLE UYUMLU AŞK VE CİNSELLİK Tao felsefesinin derinliklerinden gelen bilgelikle cinselliği ve aşkı yeniden keşfedin. Doğanın ritmiyle uyumlu bir yaşam sürmek isteyenler için hazırlanmış eşsiz bir kılavuz olan Erkekler İçin Taocu Sevişme Sırları, sadece bedenlerin değil, ruhların da birleşimini hedefleyen bir anlayışla aşkı ve cinselliği daha tatmin edici ve anlamlı hale getirmeyi amaçlamaktadır. Bu çalışma, yalnızca Doğu’ya özgü aşkın coşkusunu konu alan felsefi bir inceleme olmayıp, aynı zamanda binlerce yıldır sır olarak saklanan egzersizler, sağlıklı yaşam için ipuçları ve uyumlu beraberlikle ilgili tüyoları da içeren bir gelişim rehberidir. Erkekler İçin Taocu Sevişme Sırları ile aşkı ve cinselliği ruhsal bir yolculuğa dönüştüreceksiniz.

Son Yüzleşme
"Yüzleşmek, acının çemberinden tüm ihtişamınla geçebilmektir." Akıl hastanesinde bir oda... Her yer gri, her yerde taştan duvarlar... Burada kalmak sonun başlangıcı mı? Yoksa başlangıcın tam da kendisi mi? Başarılı bir yazar olan İpek’i akıl hastanesine taşıyan, yüzleşmeyi reddettiği acılar, kaybedişler ve ertelediği affedişlerdi. En üzücü deneyiminin aslında mucizesinin yolu olduğu gerçeğiyle yaşadığı yüzleşme, Ege’nin küçük bir kasabasındaki yaşlı balıkçı, bir türlü gidemediği tepedeki ev ve diğerleri, İpek’in paramparça olmuş kalbine ve kendine olan küskünlüğüne şifa olabilecek mi? SON YÜZLEŞME sizi derinden etkilerken farklı yaşamların kıyılarına sürükleyecek. Sırlarla dolu satır aralarını heyecanla takip edecek ve sonunda yüzleşmeyi ertelediğiniz ne varsa karşılaşmak isteyeceksiniz.

Kırmızı Köşk'ün Esrarı
"Akıllara hayret verecek derecede harikulade vakalar, dünyada misali görülmemiş inceliklerle dolu, şeytani zekâların bütün kuvvetleriyle birbirleriyle çarpıştığı cinayetlere sahne milli romandır." Anadolu yakasında bir köşk! Güzel, asil ve gizemli: Kırmızı Köşk! İzmirli bir tüccarın eline geçmesiyle birbirini takip eden bir sürü olay patlak veriyor. Cinayetler, hırsızlıklar, işi cinlere, perilere kadar götüren gizemli hadiseler... Bütün bunları aydınlığa kavuşturmak üzere vakayı üzerine alan Müddeiumumi Muavini Hüseyin Macit kendini bambaşka hikâyelerin içinde bulur. Olay giderek karmaşık bir hal alırken hikâyeye tanıdık bir sima dahil olur: Sherlock Holmes! Kırmızı Köşk’ün Esrarı, Harf Devrimi’nden hemen önce, belki de Arap harfleriyle yayımlanmış en son polisiye romanlardan biri. Oldukça...

Selam Söyle O Günlere
"Minnettar ol her gelene kim gelirse gelsin. Çünkü bunların her birisi öte taraftan bir kılavuz olarak gönderildi." – Mevlana "Bir günde ne kadar şey kaybedebilirsiniz? Kariyeriniz, sağlığınız, servetiniz... Peki size bir günde ailenizi bile kaybedebilirsiniz desem ne derdiniz? İnanamazdınız değil mi? Ben de öyle ama hayat böylesi sadece filmlerde olur dediğimiz olayları bize yaşatıyormuş meğer... Ben annemi, kardeşimi ve babamı aynı gün kaybettim. Her şey bir günde, size anlatacağım o gecede oldu." Selam Söyle O Günlere 60’lı yıllardan bugüne uzanan varlıklı bir ailenin trajedilerle dolu güçlü ve dokunaklı bir anlatısı. Zeki Müren’li yemek masalarında başlayan ve dünyanın her köşesine uğrayarak görkemli anılarla örülen iki kardeşin büyüme hikâyesiyle kader, zenginlik, ölüm, kadın erkek il...

Söylenmemiş Son Söz
YALNIZLIK, AYNI ZAMANDA ÖZGÜRLÜĞÜN DE OLDUĞU YERDİR. BAŞKA BİR DEYİŞLE, ÖZGÜRLÜĞÜN BEDELİDİR. Dişilik ve onun yakıcı enerjisi; güzelliği, gücü, ışığı... Ve bu güçle kendi cenaze törenlerinde söz alarak, tutkuyla ve tarihin onları marjinalleştirmesine duydukları öfkeyle, suçlama niteliği taşıyan bir veda konuşması yapan kadınlar... Concita De Gregorio’nun Dora Maar gibi çocukken ya da Amelia Rosselli gibi ergenken yüz yüze geldiği veya büyüdüğünde tanımadan tanıştığı ve daha sonra eserlerinde aradığı kadınlar: Carol Rama, Nise da Silveira, Vivian Maier, Silvina Ocampo, Maria Lai, Lisetta Carmi ve daha birçokları. Hepsi böyle tanınmış değiller, hatta çoğu zaman çıkmaz sokaklarda kaldılar, yasaklandılar, dışlandılar, geride bırakıldılar. Zamana, geleneklere, topluma göre önde oldukları için, ...

Felsefe Fragmanları
"Bedenİnİzde, en derİn felsefenİzden daha fazla bİlgelİk vardır." – Friedrich Nietzsche Bir felsefe metni olarak görünen bu fragmanlar bütünü, felsefe yordamıyla bin yıllardır kutsanmış olan akla ve aklın organize etmiş olduğu tüm kurumsal ve yerleşik kanılara itiraz etmesiyle ve yine felsefe yordamıyla ikincilleştirilmiş, ötekileştirilmiş olan bedeni ve bedendeki bilgeliği savunuşuyla, esasında bir anti-felsefe örgütlüyor. Kültürel despotizmin insanlığa dayattığı bilmek, okumak, çok, üniversite, mutluluk, rasyonellik, başarı, sosyallik, konuşkanlık gibi yerleşik kavrayışların kritize edildiği bu parçalarda, bedenin doğal işlevleri ve refleksleri ile bir yaşam bilgeliğinin imkânı savunuluyor. Sessizliğin erdemi, uyumaktaki entelektüellik, yürümenin yaşamsallığı, ısırmak, yalamak ve koklama...

Şirin ve Kartopu
DÜNYA SEVGİYLE GÜZELLEŞİR. Bir atla küçük bir çocuğun sevgiye dayalı dostluğunu, köyde yaşayan çocukların okumak için verdikleri büyük mücadeleyi ve hayvan dostlarımızın sahip olduğu değerli hakları anlatan bu tatlı öykü, aynı zamanda geçmişle günümüz arasında bir köprü kuruyor. Ali’yle anneannesi Şirin, iki farklı neslin yaşam şartlarını ve mücadelesini de gözler önüne seriyor.

Körü Körüne İnanç
TEMEL GÜVEN DUYGUSU BİR KEZ SARSILDI MI, ÇİZGİSİNDEN SAPAR VE ONUN YERİNİ KÖRÜ KÖRÜNE İNANÇ ALIR. Savaşlar, terör eylemleri ve kriz dönemlerinde toplumlar "biz" ve "onlar" olarak ikiye bölünürler. Toplumsal gerileme durumlarında gruplar, liderlerin görüşlerini ve gösterdikleri yönü, yapıcı ya da yıkıcı olduklarına bakmaksızın takip etme eğiliminde olurlar. Bu kitabın amacı, geniş grup gerilemesinin maniple edilmesinin ve beraberindeki kimliği devam ettirme, koruma ve onarma amaçlı geniş grup ritüellerinin, tariflere sığmaz barbarlıkta şiddet eylemleri için gerekli atmosferi nasıl hazırlayabildiğini gözler önüne sermektir. 5 kez Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilen, pek çok saygın ödüle sahip olan Prof. Dr. Vamık D. Volkan, Körü Körüne İnanç isimli kitabında, bugün de halen savaşın, şiddeti...

Abd'nin Kürt Kartı
1998 yılının Şubat ayında ABD’nin yeniden Körfez sularını ısındırması ve Saddam Hüseyin’le Irak’a karşı kapsamlı bir askeri harekâta girişmek istemesi, tüm dünyanın dikkatini ister istemez Ortadoğu’ya çekti. Bunun sonucunda, 1990 yılındaki Körfez Krizi sonrası meydana gelen tartışmalar yeniden alevlendi. Tartışmaların ve soruların odak noktasında şüphesiz ki ABD’nin bölgeye yönelik politikaları ve emelleri yer alıyordu. ABD, Irak’ın toprak bütünlüğünü destekliyor muydu? Daha da önemlisi ABD’nin Kürt politikası neydi, bağımsız bir Kürt devleti istiyor muydu? Bilinen bir gerçek vardı ki, o da, gerek Türkiye’deki, gerekse İran, Irak ve Suriye’deki Kürtler, ABD açısından bölgedeki vazgeçilmez piyonlardı. Gazeteci yazar Turan Yavuz’un kaleme aldığı bu kitap, İkinci Dünya Savaşı’ndan 1990’ların ...

Carpe Diem
“Ne mutlu çabuk gidene dünyadan, hele bu dünyaya hiç gelmeyene!” – Ömer Hayyam Ömer Hayyam, tüm insanlar gibi yaşadığı kültürün geçmişinden, içinde bulunduğu zamandan beslenmiş ve gelecekteki beklentileri içinde şekillenmiştir. Ömer’in etkisi, özellikle Batı’da yeniden keşfinin sonrasında bütün Batı felsefesi (Immanuel Kant, Arthur Schopenhauer, Martin Heidegger, Ludwig Wittgenstein) ve edebiyatı (Oscar Wilde, Emily Dickinson, William Yeats, William Shakespeare) üzerinde görünmez derin bir etki oluşturmuş, filozof ve şairlerin eserleri içinde de kendi yerini ele gelmez şekilde gizli gizli edinmiştir. Carpe Diem, Ömer’in çağların ötesinden günümüze uzanan etkisi ve zihin dünyası yansımalarını felsefe ve edebiyatta arama çabasıdır. Kitabı okurken çıkacağınız zihinsel yolculukta Fars dini ve ...

Kırık Kalpteki Ayna
“SEVGİ SANDIĞIN ŞEY, ÇOCUKKEN ÖĞRENİLMİŞ BİR SUSKUNLUK OLABİLİR Mİ?” Tuğba, bir ayrılığın ortasında kendini bulduğunda, aslında hep orada duran bir boşluğa düşer. Kalbinin kıyısında yıllardır konuşmayan bir çocukla ilk kez o gün göz göze gelir. Acıdan kaçmak yerine onu izlemeyi seçer. Ve böylece, hayatında yeni bir döneme adım atmış olur. Kırık Kalpteki Ayna, yalnızca bir aşkın yası değil; aileden miras kalan sevgi kalıplarının, fark etmeden taşıdığımız inançların, “değersizlik” duygusunun karanlık aynasında içsel bir uyanıştır. Tuğba’nın yaşadığı her faz, terk edilen birinin yaşadığı evreleri bir bir gözler önüne sererken, okur da kendi yarasına bakmaya davet edilir. Sühendan Erdin, duygunun özüne dokunan samimi ve şefkatli anlatımıyla, kadın dayanışmasının, annelik mirasının ve sevgi ara...

Gaf Ola Beri Gele
Söz her zaman uçmaz, bazen gider koca bir çamı devirir. Bir yaklaşıma göre: “Konuşmak, insanın en büyük cezalarındandır!” Hadi canım! E peki madem öyle, biz insanlar konuşma yeteneğimizle lanetlendik, dibini bulalım o zaman. “Gaf yapmak, pot kırmak” temalı öykülerde buluştuk bu sefer. Kimimiz yaptığı gaftan sonra başını önüne eğdi, kuyruğunu kıstırdı; kimimiz gayet pişkin bir şekilde sırıtmaya devam etti. Örnekleri her gün medyada, haberlerde, gazetelerde... Bazısı da bu kitapta.

Metal Fırtına 3
Kötülük baronunun, bütün operasyonlarda kendisini engellediğini düşündüğü Gri Takım’dan kurtulmak için planı hazır! Afrika’nın Atlas Okyanusu’na açılan Gambiya isimli küçük ülkesindeki Türk eğitim birliği hedefte… Metal Fırtına 3 Karşı Saldırı, birçok gizemi ortaya çıkarıyor. Türk özel kuvvetleri, kurtarma girişimi başlatacak mı? Türk kurtarma ekibini hangi tuzak bekliyor? Nihai hedef olan Gri Takım, büyük tuzaktan kurtulabilecek mi? Kurt, bu ölümcül mücadeleden sağ çıkabilir mi? Gökhan ve Mert, nereye yürüyor?

Postmodern Cadılar
Yoksa gerçek aşkın cesur yürekli prensleri o güzel atlarına atlayıp gittiler mi? Güçlü kadınları iyi tanıdığınızdan emin misiniz? Güçlü kadınlar ağlamaz, incinmez, etkilenmez, sarsılmaz sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Güçlü kadınlar ağlarlar ama geri adım atmazlar, incinirler ama saldırmazlar, etkilenirler ama teslim olmazlar, sarsılırlar ama yıkılmazlar. Onların dik duruşlarının ardında ne çok gözyaşı, hayal kırıklığı ve yenilgi vardır bilemezsiniz. Güçlü kadınlar içlerine ağlarlar, öyle bir vazgeçerler ki gittikleri bile duyulmaz. Güçlü kadınlar gürültüsüzdür. Bağıra çağıra gitmezler, yıkıp dökmezler, parmak uçlarında hafif adımlarla çıkıp giderler, buhar olup uçarlar, aramakla bulunmazlar bir daha. Onlar gerçek aşkın kahramanları, samimi insanların yoldaşı olmaya razıdırlar sadece. İdare e...

Kadınlar İçin Machivelli
KADINLAR İÇİN ZAMANIMIZIN NİHAİ SAVAŞ REHBERİ. Niccolò Machiavelli günümüzde ahlak ve duygudan yoksun, acımasız bir güç taciri olarak bilinir. Ancak onun yıllara meydan okuyan kitabı Prens insanların gücü nasıl elde edebileceğinin ve onu en iyi şekilde elde tutarak nasıl büyütebileceğinin zihin açıcı bir okumasıdır. Bugün kadınlar çalışma hayatına dahil olsalar da elde edilen istatistikler kadınların hâlâ yüksek mevkilere ve iyi çalışma koşullarına sahip olamadıklarını gösteriyor. Kadınlar işyerlerinde varlar ama aşılamayan cinsiyet eşitsizliği nedeniyle Machiavelli’nin bahsettiği prens dünyasına hâlâ ulaşabilmiş değiller. Stacey Vanek Smith, günlük hayata kolayca uyarlanabilen bu kitapla kadınların işyerlerinde karşılaştıkları engelleri ve avantajları belirleyerek ilerlemenin yollarını ay...

Müstakil Eylem
"Uykuyla görürüz. Uykuyla düşleriz. Uykuyla okur, gezer, yazarız. Şiirin insanın anayurdu olması gibi uyku da insanın çocukluğudur. Sokağı, okulu, arkadaşı, aşkı- dır. Anne gibi anlayışlı, şiir gibi kavrayışlı ve masal kadar yatıştırıcıdır. Uykuyu göze almalı, uykuyla insan kendi seyrine bakmalı, hep şiirle kalınmaz ya, gelince hiç ikiletmeden biraz da uykuyla kalmalı, uyuyakalmalı. Harfler de, dizeler de, yazı da. Varlık uykunun olmalı." -Haydar Ergülen Uyku... Hayatımızdan çalan bir düşman mı yoksa gerçekten kendimiz olabildiğimiz, kendimizle olabildiğimiz tek zaman mı? Bazen davetsiz bir misafir bazen çağrılsa da gelmeyen... Bazen düşülen bazen kalınan... Herkesin uykuya ve uyumaya dair deneyimi biricik. Bu kitapta uykunun her halini bulacaksınız. Sümer Kral Destanları’ndaki uyku ile il...

Menora
Ben bir Türk subayıyım. Bu kitapta okuyacağınız her bir sözün açık tanığıyım, gizlisi değil. Ülkemiz bir 15 Temmuz yaşadı, sonuçlarını da hâlâ yaşıyor. Türk milleti yaralı; varlığını ve bekasını emanet ettiği ordusuna sızmış işbirlikçiler eliyle sırtından hançerlendiğini düşünüyor. Türk ordusu da yaralı; kalbinden öyle bir vuruldu ki tedavisi hâlâ sürüyor. Öte yandan... Komşularımız olan Irak ve Suriye’de büyük bir yangın çıkmış büyüyor ama bırakın söndürülmeyi üzerine körükle gidiliyor. Ve Türkiye bir savaşın eşiğine sürükleniyor. Şimdi... Bu coğrafyada hiçbir şey tesadüfen olmaz. İşte bu kitap bu düğümü çözüyor. Sonuçta karşınıza bir resim çıkıyor ve her şey bu resimde ne görüldüğüne bağlı... - Erdal Sarızeybek Ekim 2017, Ankara

Pereira İddia Ediyor
İyimser bir varoluşçu çizgiroman 1938 yılının Temmuz’unda, Salazar diktatörlüğünün hüküm sürdüğü Portekiz’in Lizbon şehri... Sıcaktan kavrulan bir şehirde, yaşlıca bir gazeteci olan Pereira, oldukça muhafazakar bir gazete olan Lisboa’nın kültür-sanat sayfalarında 30 yıldır her gün yazmaktadır. Durgun yaşamına, bir gün hiç beklenmedik şekilde Francesco Monteiro Rossi adında bir adam girer. Pereira onu stajyer yazar olarak işe alır. Ancak genç yazar, Pereira’nın kendisinden yazmasını istediği isimler yerine, faşist rejimin düşmanı Lorca ve Mayakovski gibi yazarlardan bahseder. Pereira, bu tehlikeli iş arkadaşını kovmak yerine korur. Totaliter rejime ve sansüre karşı direnişin sembol eserlerinden biri olan Pereira İddia Ediyor, diktatörlük baskısıyla yaşayan bir adamın bilinçlenme yolculuğunu...

Yanlış İttifak
Türkiye’de "Kürt, Kürtçülük, siyasi Kürtçülük" gibi kavramlar ne yazık ki iç içe geçmiş durumda ve bugün başı Kürt’le başlayan her kavram bir sorun olarak karşımıza çıkarılıyor. Bu sorun, Halid-i Nakşi Cemaati’yle yan yana geldiğinde ise din ile siyaset birbirine karışıyor ve mesele, olası hudutlarını aşarak bir inanç çatışmasına dönüşüyor. Cemaat ve Kürtçülüğün görünmeyen yüzü İsrail’in Vaat Edilmiş Topraklar tablosuna girdiğinde ise Türkiye kendisini 4.000 yıllık bir küresel projeyle karşı karşıya buluyor. Bu araştırma, "Türkiye’de Kürt kimliği ile öne çıkarılan sorun aslında nedir, bugüne kadar neden çözülememiştir ve kalıcı bir çözüm için ne yapılabilir?" sorularına tarikat-siyaset ekseninde akılcı bir cevap aramaktadır. Amaç; huzurlu ve güvenli bir ülke ve gelecektir, hepimiz için, ço...

İnci Candemir Seti (2 Kitap)
İnci Candemir Seti (2 Kitap) -Prematüre Bebek Bakımı -670 Gr ile Hayata Tutunmak