
Kral Pele
“Başarı kaza eseri gelmez. Yoğun çalışmayla, kararlılıkla, etütle, fedakârlıkla ama hepsinden önemlisi yaptığın işe duyduğun tutkuyla gelir. ” Pelé Brezilya’nın Sao Paulo eyaletinin sönük bir mahallesinde doğan Edson Arantes do Nascimento, herkesçe bilinen adıyla Pelé, ilk profesyonel futbol sözleşmesini 15 yaşında imzalar. İki seneden kısa bir süre içerisinde daha o yaşta filiz veren dehası Brezilya Ulusal Takım formasıyla kazandığı 1958 Dünya Kupası’nda, sadece ülkesini değil bütün dünyayı yerinden oynatır. Maçlarda 1279 gole imza atan Kral, üç Dünya Kupası getirir. FIFA ve Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin istisnai kariyeri sayesinde 20. yüzyılın en iyi futbolcusu ve sporcusu seçtiği Pelé aynı zamanda Unicef İyi Niyet Elçisi olarak bütün dünyayı dolaştı. Pelé farklı renklerden, kültür...

Bir Karikatüristin Hatıra Defteri
"Abidin Dino,ya önüne gelen, ‘Sen mutluluğun resmini yapabildin mi Abidin?’ diye sorup duruyordu. Son söyleşilerinden birinde, ‘Yapmadım, yapamam elbet. Fakat resim yapabilmek, çizebilmek ne büyük mutluluk!’ diye yanıt vermişti büyük üstat." "Son onalar, ‘Çizmek, bana ayrılan boyutu çizmek...’ diye de eklemiş. Evet, çiziyor çizebiliyor olmak, başlı başına bir mutluluk. Sanırım sen de bunu hissediyorsun çizerken. işlerindeki coşku görünüyor. Kitabını şimdiden kutluyorum." Selçuk Demirel

Mahalle
"Her şey Aysel’in bir gün ansızın ortadan kaybolmasıyla başladı. Daha yakın zamanda bir pazar sabahı erkenden gelmiş, her zaman olduğu gibi sokağa bakan camın kenarındaki iki kişilik küçük masaya oturmuş, tek kişilik kahvaltı tabağı sipariş etmişti. Huyunu –belki de huysuzluğunu demek lazım– bildiğimden, hiç ilişmeden dükkânın açık bar gibi restore ettirdiğimiz, konuklarımızın mutfağımızda çalışırken bizi, bizim de mutfaktan onları görebildiğimiz bölümünden gözucuyla izlemiştim onu. Henüz o kadar erkendi ki dükkânda izleyecek başka hiçbir şey ya da hiç kimse yoktu zaten." İstanbul’un en kendine özgü semtlerinden biri Kuzguncuk... Burada, en güzel lezzetlerin insanların derdine şifa olduğu "Mahalle" isimli bir mekân... Bu tatların ustası, insanların dertlerinin dinleyicisi ve mekânın sahibi...

Uçurum Kenarındaki Salıncaklar
BU KİTAP, TABU DENİLEREK SESLERİ BOĞULMAYA ÇALIŞILAN YÜZ BİNLERCE AİLE İÇİ CİNSEL İSTİSMAR MAĞDURU YETİŞKİNİN SESİNİ DUYURMAK VE ÇOCUKLARIN CİNSEL İSTİSMARA MARUZ KALMASINI ÖNLEMEK İÇİN, BU ALANDA BİR UZMANIN DA KATKISIYLA, MAĞDURLAR TARAFINDAN HAZIRLANMIŞ İLK KİTAPTIR. "Durdurabileceğimi düşünmediğim için çözüm olarak istismarı yaşadığım gecenin sabahı kalkıp, anneme şunu diyordum: Anne ben on beş yaşındayım. Şimdi intihar etsem Allah beni affeder, cehenneme göndermez belki." "Sahra Çölü’ne giderken istasyonda şunu dedim: Ya kabul et ya da kendini bir trenin altına at! Gebersem burada, cesedimi gömerler kimsesizler mezarlığına. Ya kabullen yaşama bir kıyısından tutun ya da at şimdi şu an kendini trenin altına." "Çocukluk ve gençlik yıllarımda uyuyamadığım geceler uçurum kenarında bir salı...

Kutsalın Temeli
Kutsalın temeli, insanın varoluşuna zemin arayışıdır. Kutsala her yöneliş, ona katılma girişimidir. Oysa kutsala katılmak, onun varlığıyla çelişir, çünkü kutsal, dokunulmazdır, kutsala dokunmak ise onu kendimize ait kılmaktır... Kutsala katılma çabası şüphesiz bilince ait bir maceradır ve temeli yine düşüncede aranmalıdır. Öyleyse kutsalı anlamaya yönelirken düşünce kendine neyi temel alırsa alsın bu düşüncenin kendi içeriğini kutsaması olur. Bir inancı, bir totemi, bir metni, hatta Tanrı’yı kutsal kılan düşüncemizdir. Zira düşüncenin içeriği olan Tanrı, düşünenin yaratıcısı olan mutlak Tanrı değildir. Düşüncenin Tanrı’sı bir ilke, insanı var eden Tanrı ise gerçektir, çünkü insan gerçektir. Öyleyse insanın kendini içinde bulduğu ve diğer tüm arayışların nedeni olan bu tek gerçek arayış; ke...

Hayat Baştan Sona Kıssadır - Sadık Hidayet
"Ve şimdi yazmaya karar vermişsem, bunun tek nedeni, kendimi gölgeme tanıtmak isteğidir." – Sâdık Hidâyet Modern İran Edebiyatı’nın öncülerinden kabul edilen Sâdık Hidâyet, gerek yalın ve gerçekçi üslubuyla, gerek ustalıkla irdelediği ruh tahlilleriyle tanık olduğu coğrafyanın toplumsal yaşamına da eserleriyle ayna tutan bir yazardır. Eserlerinde suç, özgürlük, yabancılaşma ve otoriteye bireysel olarak karşı çıkma temalarıyla dikkat çeken Sâdık Hidâyet, intiharla sonlandıracağı kısacık ömrüne rağmen yirminci yüzyıl edebiyatının en önemli isimleri arasında anılmaya devam edecektir. Kafka’nın "ruh ikizi" olarak da tarif edilir. Modern İran’ın giderek içine sürüklendiği karanlığı, bir sanatçı ve aydın olarak bir türlü sindiremeyen Hidâyet’in yalnızlık, boşluk duygusu, ölüm ve intihar düşüncel...

50 Maddede Korku Sineması
50 Maddede Korku Sineması; korkunun sinemada ortaya çıkışı, bir tür olarak konumlanması, türün geçmişten bugüne dek geçirdiği dönüşüm ve güncel tartışmalar üzerine yazılmış oldukça kapsamlı bir kaynak olarak sinema külliyatındaki yerini alıyor. Dr. Uğur Kılınç hem bir akademisyen hem de bir izleyici olarak korku sinemasının çok yönlü yapısını okura sunuyor. Profesyonel bir birikimin ürünü olan bu eser, türe ilgi duyan herkes için arşivlik bir çalışma niteliğinde.

Torbayla Bir Ömür
Kitabınızda duygularınızı ve yaşadıklarınızı o kadar güzel ifade etmişsiniz ki aslında tüm topluma ve hekim camiasına örnek olmalı, ders alınmalı… Prof. Dr. Mehmet Murat Tuncer Sevgili Ömür, ne kadar duyarlı bir hasta olduğunu da adeta bir hekim titizliği ile ostomili hastaları için referans olacak seviyede bilgilendirmeler yaparak gösteriyor. Emekli Tabip Tuğgeneral Prof. Dr. Yusuf Ziya Yergök Tanımladığınız tıbbi-cerrahi süreçlerin yanı sıra, içdünyanızı samimiyetle okuyucuya açmanız da ayrı bir övgüyü hak ediyor. Prof. Dr. Dursun Buğra Yazdığı bu kitapla umutsuzluğa düşen nice insana umut ışığı yakan Ömür Hanım’ı tebrik ediyorum… Prof. Dr. Servet Rüştü Karahan Bu hayat hikâyesini pek çok hastamın bir çırpıda okuyacağına eminim. Prof. Dr. Turgut İpek Bu kitap birçok insana yaşam...

İskelet Şövalye: Başka Bir Dünyada 3
Arc ve arkadaşları bilgi toplamak için başkent Olav’a gelir. Başkentte daha önce Diento’da karşılaştıkları canavar kulaklı ninja kız Chiyome “Canavarinsan ırkı”ndan yoldaşlarını kurtarmak için harekete geçmiştir… Arc’ın bu cesur kızın içten dileğini görmezden gelmesi mümkün değildir! “Bu iğrenç yeri… Tamamen yok edeceğim!” Arc, Chiyome ve arkadaşı Goemon ile birlik olup başkente saldırır! İskelet Şövalye Arc’ın farkında olmadan “iyileştirdiği” bu dünyadaki macerasının üçüncü perdesi karşınızda!

İskelet Şövalye: Başka Bir Dünyada 2
Uyandığında kendini bir İskelet Şövalye olarak bulan Arc, dikkat çekmeden bu dünyadaki hayatının tadını çıkarmaya çalışır. Ancak yolculuğu sırasında Elf Savaşçısı Ariane ile karşılaşır ve onun köle olarak tutulan yoldaşlarını kurtarma görevine yardım etmeye karar verir. “Size destek olmayı kabul ediyorum… Elbette yardım edeceğim.” Arc yeteneklerini kullanarak lordun kalesine saldırır! Ve bu olayların arkasında kraliyet ailesinin entrikaları vardır! İskelet Şövalye Arc’ın farkında olmadan “iyileştirdiği” bu dünyadaki macerasının ikinci perdesi karşınızda!

Kısacık Hikâyeler Kocaman Hayatlar
“Karanlık geceyi kan kırmızı bir renk ile yırtan güneş kendini belli ediyordu. Hızla yürüdüm çamurlu yoldan ve mahallemizin meydanındaki kahvenin önünde beklemeye başladım. Ciğerimi cayır cayır yakan o ürperti gitmiş, yerini ağır bir vicdan azabı almıştı. Yaşım daha on altı bile değildi. Başımı kaldırıp baktım geride bıraktığım gecekondumuza. Annem, babam, kardeşim… Burnumu çektim yutkundum. Köşeden görünen taksiye el kaldırdım. Sabahın beşinde gürül gürül Müslüm çalıyordu arabanın içerisinde. Bitirim taksici abi beni süzdü. Gaza yüklendi. Başımı kaldırmadan mırıldandım: ‘Otogara abi…’ Taksici abi cevap vermedi. Birkaç dakika sonra Adana otobüsüne binip yıllar sürecek olan yolculuğuma başlıyorum. Onlarca ülke geziyorum, sokaklarda yatıyorum. Çenemde üç kırık, kolumda sekiz santimlik falçat...

Perviz
Kayıp Kitaplar Kütüphanesi’nde bu kez Türk edebiyatında fantastiğin izleri sürüldü. Celal Nuri İleri’nin 1916’da kaleme aldığı Perviz'de, modernleşme sürecindeki edebiyatımızda o zamana kadar kullanılmamış olan temaların ilk kez kullanılmasıyla dikkat çekiyor. İktidar mefhumunu fantastik eksenle ele alan Perviz’de edebiyatımızın önemli bir boşluğu doluyor. Osmanlı Devleti’nin son evresinde yazılmış olan bu eser, modern Türk edebiyatının kronolojisini yeniden yapılandıracak cinste bir niteliğe sahip.

Sekiz Kulvar Firarileri
“Yolculuk, çoğu zaman varmaktan çok daha büyüleyicidir.” Sezgileri güçlü pançolar, cebir köpekleri, bir meyve suyu enstitüsü, Ay’a uçan uçurtma ve son yıllardaki en unutulmaz oyuncu kadrosuyla Sekiz Kulvar Firarileri, avangard öyküsünü klasik desenlerle bizlerle buluşturan çağdaş bir çizgi roman. Henry McCausland’in muazzam çizgi tarzı ve muzip & karakter odaklı mizah anlayışı, şimdiye kadar Yaz Olimpiyatları’nda gördüklerinizin aksine, bir grup koşucunun gerçeküstü masalını tamamlıyor.

Kendimle Yeniden Tanışıyorum
"EN SON NE ZAMAN KENDİNE İYİ MİSİN DIYE SORDUN? Günler geçer, kalabalıkların içinde yaşar, gülümsemeyi sürdürür ama bir yerde, içten içe eksildiğini hissedersin. Sanki herkes seni tanıyor ama sen artık kendine yabancısın. Bazen şu soruyu sorarsın kendine: “Ben kimdim gerçekten?” İşte o cümle, her şeyin başladığı yerdir. Bu kitap da tam orada duruyor. Ne sana ne yapman gerektiğini söylüyor ne de senden biri olmanı bekliyor. Sadece

Bir Şans Daha Verseler
“Hayat bir değil pek çok şans daha verse, yanından yürüyüp geçer farkındalığı olmayan” Elbette istisnalar kaideyi bozmaz ama cömert hayat, çoğu zaman en az bir şans daha verir insana. Evet yapar bunu, görmeyi bilmek gerek. Peki tecrübelerle yoğrulmuş ve dersini almış kişi, o yana yakıla istediği ikinci şansı nasıl kullanır? Defalarca aynı hatayı yapan insanın davranışı nasıl açıklanır? Sahi size bir şans daha verseler?... “Farkındalık ve Kıymet Bilmek” temalı öykülerde buluşuyoruz bu defa.

Yalansız Dünya Blockchain
“Blockchain bize dünyanın önüne geçme fırsatı veriyor. El ele verirsek bizim coğrafyalarımız tüm dünyaya bu konuda öncü ve örnek olabilir.” Fatih EKE (D-8 İnovasyon Zirvesi Konuşmasından) Dünyaya biraz dürüstlük lazım. Özellikle de sınırların ortadan kalktığı, internetin küresel bir toplum yapısı ortaya çıkardığı böyle bir çağda... Günümüzde insanlar sürekli tüketime yönlendirilirken, güvenlikle ilgili endişeler de aynı hızla artıyor. Hem riskler büyüyor hem de buna karşı önlem almak isteyenler çoğalıyor. Sürekli yeni önlemler düşünülüyor. Blockchain, aradığımız çözüm olabilir. Oldukça güçlü bir şifreleme yapısı olması ve müdahale edilememesi nedeniyle, arzu edilen güvenli ticareti sağlayabilir. Merkeziyetsiz yapısı sayesinde daha demokratik bir dünya oluşmasına katkıda bulunabilir. Fatih ...

Yapay Zeka - Gücün İki Yüz
Yapay zekâ çağında, insanlık tarihi ya bizim kontrolümüzde devam edecek ya da gelişkin yapay zekâ teknolojileriyle sürüklenecek. Tercih yine bizde, insanın kendisinde… İnsanlık olarak keskin bir yapay zekâ virajındayız. Bu, daha önceki hiçbir teknolojik kırılmaya benzemiyor. Bu virajı nasıl alacağımız tüm insanlık adına belirleyici olacak. Felaket senaryolarını ortaya atmak kolay ama esas mesele yapay zekâ çağında bu yeni teknolojik gelişmeleri fırsat olarak görmekten geçiyor. Elbette tüm tartışmanın merkezine ortak fayda, etik, ahlak, vicdan, adalet gibi son derece kritik kavramları koyarak. Ve yine bu konuda kendi sorumluluklarımızın da farkında olarak... “Zekâsıyla dünyanın efendisi olan insandan daha zeki bir şeyin varlığında insanın varlığı ne ifade edecek? Bu kitapta yapay zekâ uzman...

Atatürk’ün Yanı Başından Darağacına
"KURTLUKTA DÜŞENİ YEMEK KANUNDUR!"– KEMAL TAHİR, KURT KANUNU Milli Mücadele sürecinin sonuna doğru Halide Edip’in Mustafa Kemal Paşa’ya "İzmir’i aldıktan sonra artık biraz dinlenirsiniz paşam, çok yoruldunuz..." demesi üzerine Gazi’nin cevabı adeta olacakların habercisi gibidir: "Dinlenmek mi? Yunanlılardan sonra birbirimizle kavga edeceğiz, birbirimizi yiyeceğiz!" Ayıcı Arif, Mustafa Kemal Atatürk’ün en yakın arkadaşlarından biriydi. Harbiye’deki dostlukları İstanbul’daki eğlencelerden Çanakkale ve tüm Kurtuluş Savaşı yıllarında yaşanan cephe mücadelelerine değin sürmüştü. Ta ki Ayıcı Arif’in Türkiye’nin kurucu önderine yönelik suikastına kadar. Okuyacaklarınız bir dostluğun nasıl hainliğe dönüştüğünün ve darağacında son buluşunun hikâyesidir...

Ne Günah İşlediysek Yarı Yarıya
“AŞKI YENİDEN İCAT ETMELİ BESBELLİ...” – ARTHUR RIMBAUD Aşk, aklın hükümsüzleştiği bir deneyim. Unutmayın ki insan irrasyonel bir varlıktır. Romantiktir, duygularıyla hareket eder. İnsan doğduğunda hayata aklıyla/zekâsıyla/rasyonelliğiyle değil, içgüdüleriyle katılır. İnsanın en eski dili, duyguları, arzuları ve itkileridir. Aklı sonradan icat etmiştir. Rasyonelliği, sonradan edinmiştir. Aşk, insanın akıldan/zekâdan/rasyonellikten çok önce tanıdığı bir duygu, bir deneyim, bir ihtiyaç, bir arzu, bir itki... Bu yüzden sevilmeye duyulan ihtiyaç, çoğu zaman yemeden, içmeden, paradan, unvanlardan, şöhretten çok daha elzemdir. Filozoflar, sanatkârlar, yazarlar, bilimadamları, âlimler, mucitler, dehalar, kâşifler... Onlar bile aşk karşısında en sıradan insandan daha güçlü ve bilge değillerdir. Aş...

Maya Büyüsü
Koku hafızamızı nasıl geliştiririz? Aromaların bir dili var mıdır? Mayalar üzümü nasıl dönüştürür? Maya Büyüsü tüm bu sorulara şarap tadımının duyusal analiziyle cevap ararken, algı kapılarını aralayan kokularla, sizleri gizemli bir yolculuğa çıkarıyor. Bu yolda aroma aileleri ile tanışma, aroma çemberinin rengârenk evrenini keşfetme ve lezzetli deneyimlere yelken açma üzerine bir dizi fikir sunuyor. Ekmekten şaraba dek pek çok üründe emeği geçen mayayı ana başlığa taşıyan bu eser, şarabın gastronomi ile bağlarını mercek altına alarak şarap-yemek eşleşmelerinin kimyasal ve kültürel boyutlarını inceliyor. Zeynep Çolakoğlu’nun, yazar ve Kimya Yüksek Mühendisi kimliğiyle tadım farkındalığını bilimsel açıklamalar ve öyküsel bir dille birleştirdiği bu kitabıyla, şahane bir yolculuğa çıkmaya haz...

Aristo
Onun adını herkes biliyor, tüm okul kitaplarında geçiyor: “Vuibert (Logicomix filozof, M.Ö. 384'te doğdu.)” Peki ama Aristoteles aslında kimdi? Öncelikle dünyayı merak eden bir adamdı. Astronomi ve biyolojinin yanı sıra politikadan metafiziğe kadar her şey onu büyülemişti. Her şeyi gözlemledi, her şeyi düşündü. Ölümünden 2.300 yıl sonra bile teorilerinin hâlâ tutkuyla çalışılıp tartışılacağını o da bilemezdi. Ve bugün 21. yüzyılda, hayatı ve eserleri bu çizgi romanda, mizah ve bilginin harmanlandığı bu keyifli kitapta yaşıyor! Vuibert (Logicomix)