Destek Yayınları
Bu Noktaya Nasıl Geldik?
"Para; açları, umutsuzları, kırılmışları, açgözlüleri, muhtaçları baştan çıkarmaya devam ettiği sürece kardeşler arasında her zaman savaş olacaktır." Kitaptaki sayfalar, insanlığın büyük bir dönüşüm yaşadığı tarihin bu tuhaf anında, bir Japon’un bakış açısıyla, Ortadoğu düzeninin içinden geçtiği dönüm noktalarını anlatmaktadır. Bu kitap, sürekli bir değişim halinde olan ve Covid-19 pandemisinin karanlığında değişim süreci iyice hızlanan Ortadoğu ve Doğu Asya uluslararası siyasetine ışık tutan bir projektör görevindedir. Satoshi Ikeuchi, Tokyo Üniversitesi İleri Bilim ve Teknoloji Araştırma Merkezi’nde (RCAST) Din ve Küresel Güvenlik Profesörü’dür. Ortadoğu siyasetinde uzmanlaşmıştır. Aynı zamanda uluslararası ve bölgesel çalışmalar üzerine araştırmaların merkezi olan RCAST Acil Stratejiler...
Destek Yayınları
Psikoloji Diyor Ki: Özgürlük Kendini Doğru İfade Etmeyi Başaranlarındır
"İnsanları geçimsiz yapan sevgisizliktir. Birbirine düşman eden iletişimsizliktir. Güzellikten yana ne varsa yok eden ilgisizliktir." —Konfüçyüs "Hayır" Demenin En Sağlıklı Yolu Nedir? Öfkeliyken ya da Öfkeli Birisiyle Nasıl İletişim Kurulur? Narsis ve Zehirli İnsanlarla Nasıl Başa Çıkarız? İlişkilerimizi Nasıl En Sağlıklı Noktaya Getirebiliriz? Duygularımızı ve Düşüncelerimizi En İyi Şekilde Nasıl İfade Ederiz? Bu kitapta öğrendiklerinizden sonra "Ailem, eşim, sevgilim, iş arkadaşım, patronum beni anlamıyor, kendimi anlatamıyorum" demek yok. Eğer iyi bir dansçıysanız kontrolü kendi elinizde tutarsınız. İletişim de tıpkı iki kişinin dans etmesi gibidir. Eğer iyi dans edemezseniz sağa sola savrulursunuz ve kötü bir görüntü ortaya çıkar. İyi bir iletişimci her zaman kontrolü elinde tutar ve ...
Kara Karga Yayınları
Kafkas Mitolojisi
NARTLARIN DÜNYASINI KEŞFETMEYE HAZIR MISINIZ? Kuzey Kafkasya halklarının doğaya duydukları aşktan ilham alan kahramanlıkları, sanattan sosyal hayata, politikadan spora kadar pek çok alana damga vurmayı başarmıştır. Bugün bakıldığında Kafkas mitolojisine dair yapılan araştırmaların ve incelemelerin, diğer mitolojilere, destanlara ve öykülere oranla biraz daha ihmal edildiğini ve nispeten atıl bırakıldığını söyleyebiliriz. Değerli Nartologlar ve tarihçiler bu konuda ciddi araştırmalar yapmış olsalar da bu mitolojinin sınırları dahilinde gidilmesi gereken çok yol var. Elinizde tuttuğunuz kitap, Nartların görkemli dünyasına adım atmanız için kolayca açılabilecek bir kapı olarak değerlendirilebilir. Uzun yıllar hem Kafkas halklarına hem de çevre kültürlere ilham olmuş bu hareketli mitolojiyi ke...
Kara Karga Yayınları
Yine Gel
"YUT BENİ ve MARCH ile çizgi roman dünyasının en önemli yeteneklerinden biri olduğunu kanıtlayan Nate Powell’ın bence en iyi işi YİNE GEL. Derinlemesine hareket eden, insanı içine çeken bu samimi kitabın etkisinden uzun süre kurtulamayacaksınız." -JEFF LEMIRE (Netflix dizisi Sweet Tooth’un yaratıcısı) 1970’li yılların üzerinde güneş batarken, Sevgi Kuşağı ruhu, Ozark Dağları’nın tepesindeki "küçük bir komünde" yaşayan bir grup insanın içinde yaşayamaya devam ediyordu. Peki eksik olan neydi? İnanılmaz derecede iç içe yaşayan iki aile, aşırı derecede bastırılmış sırlarla yaşamanın zorluklarıyla da boğuşuyordu... bu arada, bu Arkansas tepelerinin derinliklerinde, köydeki fısıltılarla beslenen canavarımsı bir şey dolanıp duruyordu. Tek başına çizerlik kariyerine görkemli bir dönüş yapan ve NEW...
Destek Yayınları
Benim Evim Neresi?
"Evinde yalnız bırakılmış çocuklar için bu dünya ev değil. İçine doğduğumuz her ev evimiz değil." Benim çocukluğumdaki evim camdandı. Kırar kırar tekrar yapıştırırdık. Kaç kere döküldü üstümüze o ev biliyor musun? Kaç kere yaralandık odalarımıza girmeye çalışırken. Bu kadar çok yara aldığımızı belli etmedik el âleme tabii. Canımız kesildi ev içinde kaldı. Kol kırıldı yen içinde kaldı. Babam kırılan camlardan odama ayna yaptı. Bakardım. Nerde kırılıp nerde birleştiğimi izlerdim. Parça parçaydım. Yüzümü tam göremediğim için hep eksik hatırlıyorum çocukluğumu. Annem dökülen parçalardan kendine kolye yaptı. Batardı. Elimi uzatmaya kalktığımda canım yanardı. Onun yanına yaklaşamadığım için tam anımsamıyorum anne kokusunu. O parçalanmış eve evim diyemediğim için bilemiyorum evimin neresi olduğun...
Genç Destek Yayınları
Dokuz Huzursuzla Fütürizm
Patates fırlatacağınıza bir fikir ortaya atın, aptallar! Carlo Carra Eskiye ait hiçbir şey yok! Ağdalı, bol aforizmalı, naftalin kokan her şey yerle bir edildi. Fütüristler geleceği modernitede arıyorlar. Bunun için elbette eskiye dair her şeyi reddediyorlar. Kaldır başını telefonundan. Çoktan bir algoritmaya dönüştüğün bu yüzyıldan, geçtiğin yüzyıla el salla. Resimler tarifsiz, müzik gürültülü, edebiyat sınırları zorluyor. Sanatın da adrenaline ihtiyacı var tabii... Bu kitap, sanatın sınırlarını zorlayan dokuz fütüristin, sanata attığı sarsıcı ve cüretkâr tokadın hikâyesidir. Evet onlara "deli" demiş olabilirler ama onlar deliliği hakaret olarak değil, bir övgü olarak kabul edip devam ettiler yollarına. Onlar yüzünü geleceğe dönmüş insanlar. Tarihleri yok, sanat yapmak için kuralları yok....
Destek Yayınları
Bağışıklığı Beslemek - Küresel Bağışıklık Krizinde Doğru Beslenme
Küresel bir bağışıklık krizi yaşıyoruz ve ben de bu krizden etkilenen biriyim. COVID-19 enfeksiyonuna yakalandığımda doktorum hastaneye yattığım birkaç gün sonrasında bana şöyle dedi: "İyi ki sağlıklı beslenmiş ve iyi ki düzenli egzersiz yapmışsınız. Aksi takdirde çok daha zor bir yolculuk olabilirdi." Bu kitabı yazmamdaki etken doktorumun bu cümleleri oldu. Sağlıklı beslenme, tedbirleri almazsanız COVID-19 ya da diğer hiçbir enfeksiyondan sizi korumaz. Ancak, sağlıklı beslenmenin desteklediği sağlıklı bir bağışıklık sistemi ile bu hastalıkları daha kolay ve daha az yan etkiyle atlatabilirsiniz. Pandemi bir gün bitse de, bağışıklığınıza olan ihtiyacınız bir ömür devam edecek... Prof. Dr. Murat Baş
Destek Yayınları
Anti Enflamatuar Beslenme
"Hangi yaşta olursanız olun, bugünden başlayarak yaşadığınız hayatın sorumluluğunu alın..." Enflamasyon, vücudun herhangi bir zararlı maddeye karşı gösterdiği koruyucu bir tepkidir. Çok eski çağlardan beri bilinen enflamasyon, vücudun hasar gören bölgesindeki enfeksiyonu önlemek ve doku onarımını sağlamak için bedenin başlattığı bir süreçtir. Bedenimizde herhangi bir bölge yandığında ya da kesildiğinde başlayan ağrı, sıcaklık hissi, kızarma ve şişme gibi enflamasyon belirtilerinin hepsi tamiratı gerçekleştirmek içindir. Bu gibi akut durumlarla ilişkili enflamasyon, hayatımızı kurtaran bir tepki olduğu halde süreklilik gösterdiğinde, yani kronikleştiğinde pek çok hastalığı tetikler. Kronik enflamasyon; genetik, hormonal durum, beslenme, egzersiz, stres, uyku ve yaşam tarzı gibi birçok faktö...
Sınırdakiler
"İntikamı" ancak "vazgeçme" sınırına kadar sürdürebilirsin. Hepimizin içinde birer sadakat, vazgeçmek ve intikam öyküsü olsa da bunu satırlara taşıyabilmek, işte ancak bu kadar sınıra getirebilirdi bizleri: Sınırdakileri... – Uğur Batı Sadakat; zalime, öfkeye, geçmişe ya da acıya duyuluyorsa, yönü "çekene" doğrulmuş bir intikam okuna dönüşebilir. Vazgeçmek, pes etmek değil, "çektiğini" senden uzağa bırakmaktır böyle zamanlarda... Aramızdan 15 okçunun kitabıdır bu. Dilerim ki okunsun. – Sibel Algan Yazmak, kendini yaralama meselesidir. Kendini yaralarken, yaralanan kendin değilmişsin gibi davranma meselesidir. Bu satırlara can veren yazarlar bunu başardılar. Kendi yaralarını karakterlerinde örerek okurun karakterlerle özdeşleşmesini sağladılar. Yazarak kendilerini yaral
Destek Yayınları
Çıldırmadan Önce Son Çıkış - Söylemediklerimiz İtiraf Edemediklerimiz ve Arka Bahçelerimiz
Belki de sadece beynimizi kandırarak kolaya kaçıyor, zahiri kabullenebileceğimiz kadar görmeyi tercih ediyoruz. Söyleyemediklerimizden, itiraf edemediklerimizden başka hayatlar, başka insanlar çıkar şüphesiz. Ama unuttuğumuz şu ki o başkaları da biziz... Arka bahçelerimizde, sessizliğimizde, çekincelerimizde yaşatıyor olabilir miyiz karanlık yüzümüzü? Karanlıkta kalan tarafımız, bizi görünen yüzümüzden daha az biz yapmıyor. Bilakis pek çok zaman söyleyemediklerimizde gizli esas karakterimiz. Onlara iyi bakın, arka bahçelerinize... Çünkü ihtiyacınız olacak... Arka bahçeler dolusu yaşanmışlıklar, itiraf edilemeyenler, vazgeçilenler ve nicesi, sizi tam da olduğunuz insan haline getirenler... Yaptıklarınız kadar yapamadıklarınız da, söyledikleriniz kadar saklamaya çalıştıklarınız da şekillendi...
Destek Yayınları
Lenin'den Atatürk'e Mühürlü Vagon
İki büyük liderin kaderi mühürlenmiş bir vagona sığamadı. Lenin ve Atatürk bugün dünyanın bildiği ve tanıdığı iki büyük lider olarak tarihe geçti. Lenin ve Atatürk’ün Birinci Dünya Savaşı’nda ortak kaderlerinin taşındığı vagon: Mühürlü Vagon. "Mermi böyle patladı. Hem bir ülkenin hem de bir âlemin altı üstüne geldi!" cümlesiyle başlıyor kitap. Lenin, Mustafa Kemal, Mustafa Suphi, Mir Sultangaliyev ve Enver Paşa... Kitabın adı Ekim Devrimi’nin önderi Lenin’i İsviçre’den Rusya’ya taşıyan trenden geliyor. Kitabın gizemi "Mühürlü Vagon" ile başlıyor. Asıl gizem ise yukarıda adı geçen liderlerin bir tabloda toplanmasında ve ortak akıbetlerinde başlıyor. Bu liderlerin ortak gizemlerinin Türk kimliğine sahip olmasında ve küresel oligarşinin bir plan çerçevesinde suikastlarla Türkçü liderleri yok ...
Destek Yayınları
Ses Nefes Hareket ve Kutsal Dönüşüm
"Tanrı, kusurlu gördüğü̈ parçaları tamir olması için dünyaya gönderir. Tamir olanlar ona geri döner, olmayanlar ise tamir olana dek yeniden dünyaya dönerler." Kutsal Dönüşümün temel üç unsuru ses, nefes ve hareket, belki de bugüne kadar önemini fark etmediğimiz insanoğluna bahşedilmiş en gizli hazinelerdir. Elinizde var olan gücün farkına varabilirseniz, yüksek benlikle uyumlu hale gelip titreşiminizi yükseltebilir ve kutsal dönüşüm yaşayabilirsiniz. Cenk Yüksel, bu kitapta evrensel bilincin kapısını açmanıza yardımcı olacak doğru ses ve nefes tekniklerini, hareketin kutsiyetiyle beraber gelen mucizeleri anlatarak kutsal dönüşüm yolunuza ışık tutuyor. Bu ışık sayesinde yüksek bir titreşim sergileyecek, başta kendinize sonra etrafınıza ışık olacak ve evrensel bütünün bir parçası olabileceks...
Destek Yayınları
Köle Devrimci - Sultangaliyev
Ben sadece Ekim Devrimi sırasında kendimi özgür hissedebildim. Ben köle olamam... Bir devrimci olarak yoluma devam etmek ve böyle ölmek istiyorum. – Sultangaliyev Gerçekten ben kimim? Bir komünist, bir devrimci mi? Yoksa siyasi şantajcı, maceracı ve provokatör mü? Bir karşıdevrimci mi? Tüm yaşantımı kafamda canlandırıyor ve görüyorum ki ben bir devrimci, bir komünist olmuşum. Beni hayatın ta kendisi doğurmuş; kölelik, ağır zulüm ve asırlık yoksulluk doğurmuş. Ben, ezilen bir halkın ezilenlerinin oğluyum. Evet... Ben devrimciyim... Fakat köle bir devrimci. Bunu hep fark ediyordum ve hiçbir zaman kendimden memnun değildim. Fikirlerim, duygularım ve isteklerim vardı, fakat iradem her zaman yeterli değildi. Bu bakımdan, aşağıdaki mısraları yazmış olan eski Fars şairine benziyordum: "Hayatım bo...
Destek Yayınları
Son Günah
"Bir insanın ölümü trajiktir. On insanın ölümü dramatiktir. Bir milyon insanın ölümü ise sadece bir istatistiktir." – Josef Stalin Şeytanın sunduğu elmayı iradesine yenilerek kabul eden ve böylece cennetten kovulan insana, şeytan ne vaat etmiş olabilir ki? Haz mı? Hayır. GÜÇ! Tanrı’nın güvenli krallığında, bolluk ve bereket içinde yaşayıp giden insanoğluna şeytanın vaat edebileceği tek şey, insanın kendi krallığını ilan etmesi olabilirdi ancak. Böylece ilk kez Tanrı’nın tahtına göz dikmeye cüret eden insanoğlu, elmayla sembolize edilen tanrısallık gücünü kabul ederek ilk günahını işlemiş oldu. Kendinin tanrıyı oynayabileceği bir dünyada, kendi kurallarıyla kendi egemenliğini kurdu. Pandemi deneyimiyle birlikte bu kez dijital devletleşmenin provasını yaparak form değiştirmeye hazırlanan dün...
Destek Yayınları
Kur'an ve Diğer Dinler
İnsanoğlunun tarihi incelendiğinde, hiçbir insan topluluğunun din şuurundan yoksun olmadığı görülür. Ne var ki her insan toplumu insanoğlunun kendi varlığı ile eş olan bu dini durumu zaman ve mekân ile doğup büyüdüğü çevrenin şartlarına göre değişik suretlerde ifade ve tatbik etmiştir. Bütün bu şartları göz önünde bulunduran Kur’an, insanın doğruyu nasıl bulacağının yöntemini düşünsel ve eleştirel bir biçimde göstermeyi üzerine almıştır.
Destek Yayınları
Bilim Bizi Kandırıyor Mu?
"İnsanlara doğrunun doğru olduğunu anlatmaya çalışmak, bir yalana inandırmaktan daha zor olabilir." İnsanoğlu var olduğu günden beri bilim ve tıbba ihtiyaç duymuştur, salgınlar, ölümcül hastalıklar avcı insandan bugüne insanlığın gelişimini ve tarihini etkilemiştir. Modern dünyada pek çok şey gibi bilim de post-truth çağından payını almış, hem safsata ve hurafelerin oyuncağı olmuş hem de güç odaklarının bir aracı haline gelmiştir. Dünya kapitalizminin manipülasyonları ve bilimi dışlayanların arasında bugün bilim nerededir? Elinizdeki bu kitap, irrasyonalizme ve güdümlü bilim çağına bir tepkidir. Uzun yıllar bilimsel konularda makaleler yazan ve programlar yapan Prof. Dr. Mustafa Çetiner bu kitapta okurlarına bilimselliğin ve bilimdışılığın ayrımını anlatıyor. Nesnel ve kuşkucu yaklaşımıyla...
Destek Yayınları
Şimdi Biliyorum Hastalığınızın Ana Nedenini, Siz Gerçek Doğanızı Unuttunuz - Boëthius
"Bedeniniz zindanda olabilir, yeter ki zihniniz özgür olsun." Akıl ve inanç çatışması insanlığın binlerce yıldır sürdürdüğü tartışmalardan biri olmuştur. Boëthius, bu iki kavramı uzlaştırmak için gayret gösteren ilk skolastik filozoftur. İnsanlığın düşünce körlüğü yaşadığı bir dönemde, antik düşüncenin ortaçağa aktarılmasında bir köprü olan Boëthius, Platon ve Aristoteles’in eserlerini Latinceye çevirmiştir. Bundan 1500 yıl öncesinde, zindanda işkence görürken dahi düşünmekten ve üretmekten vazgeçmemiştir.
Destek Yayınları
Menora
Ben bir Türk subayıyım. Bu kitapta okuyacağınız her bir sözün açık tanığıyım, gizlisi değil. Ülkemiz bir 15 Temmuz yaşadı, sonuçlarını da hâlâ yaşıyor. Türk milleti yaralı; varlığını ve bekasını emanet ettiği ordusuna sızmış işbirlikçiler eliyle sırtından hançerlendiğini düşünüyor. Türk ordusu da yaralı; kalbinden öyle bir vuruldu ki tedavisi hâlâ sürüyor. Öte yandan... Komşularımız olan Irak ve Suriye’de büyük bir yangın çıkmış büyüyor ama bırakın söndürülmeyi üzerine körükle gidiliyor. Ve Türkiye bir savaşın eşiğine sürükleniyor. Şimdi... Bu coğrafyada hiçbir şey tesadüfen olmaz. İşte bu kitap bu düğümü çözüyor. Sonuçta karşınıza bir resim çıkıyor ve her şey bu resimde ne görüldüğüne bağlı... - Erdal Sarızeybek Ekim 2017, Ankara
Kara Karga Yayınları
Yunan Masalları
Antik Yunan mitolojisinden geriye kalan bir anlatı ve masal bulmak oldukça güç. Yunan Masalları, paganlığın son kalıntılarıyla Hristiyanlığın buluştuğu -Trakya’dan Mora Yarımadası’na, Ege’den İzmir dolaylarına kadar farklı coğrafyalarda gizlenmiş- dilden dile, kulaktan kulağa fısıltıyla aktarılan duyulmamış peri masallarının izini sürüyor. Yunanistan’da tepelerde, geniş arazilerde ve akan bütün sularda, tanrıların doğup yaşadıkları yerlerde periler dans eder; cazibeleriyle göze kolay görülmeyen bir ışık saçarlar. Yunan masallarının hâkim karakterleri olan perilerini, güneşin tepede olduğu veya dolunayın geceyi aydınlattığı vakitlerde, doğada tek başınıza gezintiye çıkarsanız belki siz de görebilirsiniz. İyi günlerinde olmama ihtimallerine karşı yanınızda bir parça akgünlük taşımayı unutmay...
Destek Yayınları
İyilik Sende (güncellenmiş)
"Her ne yaşarsan yaşa, dünya ne halde olursa olsun, iyiliği uzakta arama, çünkü iyilik sende..." Bu kitap, sağlıklı yaşam önerilerinden çok daha fazlasını içeriyor. İyilik Sende bir iyilik hareketi... Sizin için, sevdikleriniz için ve dünyamız için taşıyor "iyi yaşam" bayrağını... Klinik Aromaterapist ve Bütünsel Şifa Terapisti olarak çalıştığım on yılı aşkın deneyimin sonucunda geldiğim noktada ortaya çıkan İyilik Sende, kadim uygarlıkların şifa anlayışını yeni ve güçlü tondan söylemek için yola çıktı. Hepimizin doğal yaşam hakkıdır şifada, berekette ve iyilikte olmak. Hastalıklar, kısmetsizlik ve kıtlık doğalımız değildir. İyi olmanın, şifada, berekette ve zenginlikte olmanın, doğal yaşam hakkımız olduğunu uygulamalarla ve reçetelerle paylaştığım bu kitap, sahip olduğumuz iyilik halini n...
Destek Yayınları
Su'yun Yolculuğu
Onun serüveni bir bilinmezlik içinde milyarlarca yıl öncesinden başladı. Birbirinden çok farklı özellikteki iki taneciğe artık uslanmasını söyledi Yaradan. "Ne yak..." dedi. "Ne de yan!" "Ak!" dedi. "Gönülden gönüle arındır, ferahlat, rahatlat, yardım et senin gibi yolu bulsun beni arayanlar. Bana aksınlar, cennet bahçelerimdeki berrak nehirlere karışsınlar..." Tasavvufta marifet kapısının sembolüdür su. Tekâmül yolculuğunda sondan hemen önceki makamın girişi olan marifet kapısı, ancak böylesine saf ve duru olan su ile ifade edilebilir. Dünyaya gelişi ile birlikte yolculuğuna başlayan insanın da yanmalardan, yakmalardan sonra durularak nihayetinde "su" gibi mütevazı hale bürünüp sessizce Yaradan’a akması gerekir... Fizik öğretmeni ve yazar Burçak Yüce, bu kitapta bilimle tasavvufu harmanla...
Beyaz Baykuş Yayınları
Kutsal'ın Yorumu
Her "okuma" bir yorumlamadır. Ve yorumlamak varoluşa katılmanın yegâne biçimidir. Bir kutsal kitabı yorumlamak şüphesiz ondaki kutsiyete katkıda bulunmak için yapılmaz. "Kutsal" olan her şeyden önce kendiyle kaim olduğundan kutsal denmeye layıktır. Kendi dışından bir şeye ihtiyacı olmadığından ona katkıda da bulunulamaz. Ancak ihtiyacı olana katkı verilebilir ve ancak noksan olan ikmal edilir. Bu nedenle yorumlamanın amacı bir eksikliği gidermek değil, temiz bir kalple ona katılabilmektir. Her bir yorumun ardında yatan niyet farklı olabilir. Yorum bazen kutsala saldırmak için, bazen kendini ondan korumak için yapılabilir. Bazen inkâr etmek için, bazen de ona daha çok bağlanmak için kullanılabilir. İnkâr ile sesinin duyulmasını uman bir inanan olabildiği gibi, şüphesiz ikrar ile bağlandığın...
Kara Karga Yayınları
Zamandan Kaçan Ayrılık
Hayatın tüm yolculukları ileriye doğrudur ve gidenlerin ardında kalan birileri hep vardır. Her gidiş, bir ayrılık olduğu kadar bir kavuşma ya da kopuştur aynı zamanda. Ceylin Erbak Aytekin on iki öyküden oluşan bu ilk kitabında kopuşları, kavuşmaları, terk edenleri, terk edilenleri mercek altına alıyor. Bazen bir martının ağzından anlatıyor ayrılığın hüznünü, bazen yatılı okulun karanlık ve soğuk koridorlarından sesleniyor okura. Akıp giden günlerimize, göz açıp kapayıncaya kadar geçen zamanın içinde yitirdiklerimize, keşfettiklerimize ve hayata anlam yükleme arzumuza, ayrıntılara düşkün bir yakın gözlüğüyle bakıyor. Gidenlerin yüklerine olduğu kadar kalanların da kahırlarından kurtulma çabalarına odaklanan yazarla birlikte; siz de ayrılıklarınızı, ardınızda bıraktıklarınızı, kavuşmayı düş...



