
Herkes İhanet Eder Sevdiğine
İHANET YÜZÜNDEN AYRILANLARI, BAZEN İNTİKAM BİRLEŞTİRİR... Onlarınki bir peri masalıydı adeta... Tertemiz ve masum... Birbirlerine delicesine tutkundular. Onları ölüm bile ayıramazmış gibi görünse de hayatın gerçekleri bir tokat gibi inecektir yüzlerine. Tarık’ın güç tutkusu ve çevresindekilerin üzerinde kurduğu baskılar, Ülkü’yle yaşadığı o büyük aşkı bile sarsmaya başlayacaktır. Kırgınlıklar, küsmeler, araya girenlerin barıştırmaları, ayrılıp birleşmeler derken, işin rengi de değişecektir. Canı en çok yanan, elindeki son iki kozu da kullanmak zorunda hissedecektir: intikam ve ihanet... Bu iki duygu kontrol edilemez düzeyde ele geçirecektir bir âşığı... Cinayet işlemek bile soğutmaya yetmeyecektir, alev alev yanmakta olan bir yüreği...

Osmanlı'da Bir Vampir Vakası
ÖLÜLER HAKKINDA YALNIZCA İYİ ŞEYLER KONUŞULMALIDIR. Balkanlarda ortaya çıkan yeniçerileri kimler, hangi amaçla vampire dönüştürdü? Yeniçeri Ocağı’nı ortadan kaldıran Sultan Mahmud ve şehzadelerini bekleyen tehlike neydi? Habis mahluklara dönüşen yeniçerileri yok etmek için hangi cemiyet görevlendirildi ve bu cemiyetin geçmişi hangi padişaha uzanmaktaydı? Yüzyıllardır Osmanlı ile hesaplaşan Tapınak Şövalyeleri’nin yeni planları neydi ve onlara hangi devlet adamları destek veriyordu? Şövalyelerin ele geçirmek istediği kayıp kitaplar nelerdi, bu kitaplarla neler yapmak istiyorlardı? Yeniçerileri vampire dönüştüren kitabın geçmişi hangi medeniyete uzanıyordu ve onlar nasıl tedavi edilebilirdi? Mahlukat adlı korku türündeki sinema filmine de ilham veren bu roman, tarihsel kaynaklara dayanılarak...

Sahtekarlık Çağında Eğlence
SAHİP OLMA ARZUSUNDAN DENEYİMLEME ARZUSUNA EĞLENCE Sahtekârlık çağı insanı için artık tek bir düşünceden söz edebiliriz: Eğleniyorum o halde varım! Çünkü bugün artık eğlenmek bir ihtiyaçtan da öte bir görevdir. Sahtekârlık çağında, iş eğlenceli olmayı amaçlar, din eğlenceli olmayı amaçlar, hatta savaş bile eğlenceli olmayı amaçlar. Bugün eğlence kültürel gelişmelere yanıt olarak gelişen ve genellikle hedonizm kadar maneviyat tarafından da motive edilen bir dizi yeni grup ritüelidir. Eğlenceye gıpta ile bakılır ve eğlenenler seküler kurtarılmışlardır. Farklı olmak için verilen sonsuz mücadelede eğlence züppeliği, özellikle statü ve para sahibi olmayanlar için yeni ve önemli bir stratejidir. Sosyal medyanın temel işlevlerinden biri de insanları sürekli eğleniyormuş gibi göstermek, -mış gibi ...

Ademelması
DÜŞTÜĞÜNE YANARSAN, KALKACAK DERMANIN OLMAZ... "İçeride kapalı kalma..." diyor annem. "Çık gez, dışarının tadını çıkar ama dikkatli ol gözünü seveyim." İçeri... İçeri neresi? Ya da dışarı. Dışarı neresi? Ya da nerede olduğum zamanlar içeride oluyorum, nerede olduğum zamanlar dışarıda oluyorum? Bu ayrıksı, bu yabanıl, bu kendi "iç"iyle ve kendi "dış"ıyla kavga eden biri, nereyi kendine içerisi veya dışarısı olarak seçer? Kim bilir belki dışarının da dışındayımdır da onun için böyle ayrıksıyımdır. Belki dışarının da dışında olmaktan dolayı bu kadar yalnızımdır... *** Hatice Dökmen’den yine sıra dışı bir roman. Pandemi günlerinde dışarısı ve içerisi dilemmasının yarattığı yepyeni bir berzahta kendi kendisiyle çakışan benliklerin kimi zaman isyan ederek, kimi zaman da boyun eğerek karşıladığı ...

Münafık
"MÜMİN DİNİ UĞRUNA MALINI, MÜNAFIK İSE MALI UĞRUNA DİNİNİ FEDA EDER." Münafık denen kâfir görünürde imanlıdır; ama gizli olan gönül yuvasında kâfirdir. Münafık insan, bir kapıdan imana, öbür kapıdan inkâra girer, imanla inkâr arasında mekik dokur. Münafık insan toplum siyasetinin, sosyal ahlakının, hukukunun, kültürünün, maneviyatının altında tüneller açar. Siyasetin, ahlakın, kültürün, hukukun köklerini kemirip kurutur. Tıpkı bir tarlafaresi gibi... Münafık kendisini yüzüne kalkan edinir, perde edinir ve gerçek niyetinin düşmanlığını o kabuğun arkasında saklar. Tıpkı kendini kabuğunun arkasında saklayan yara gibi... Yaranın kabuğunu kaldırınca yaradan cerahat veya kan akar. Münafığın arkasında saklandığı perdeyi kaldırınca da onun irin ve kan olan niyeti akar. "İkili oynayan" münafıkların...

Yavaşça Acele Et
"KARARLARINI ALIRKEN ACELE ETME VE TEDBİRİ ELDEN BIRAKMA AMA KARARINI VERDİKTEN SONRA DA ONU HEMEN UYGULA." "Hiçbir şeyin anlamı yok." "Hayat berbat bir yer, uğraşmaya değmez." "Başaramayacağım, beğenilmeyeceğim, yetiştiremeyeceğim..." Dünya benzer karamsar düşüncelere sahip yüz binlerce insanla dönmeye devam ediyor. Zor bir çağda, geveze bir zihinle motive olmak, üretmek, odaklanmak ve huzurlu hissetmek kolay değil. Hedefiniz her ne olursa olsun düşünme sisteminizi yeniden şekillendirecek bu kitap tam da size göre... Yavaşça Acele Et kitabında hayatta kaybettiğiniz motivasyonu, anlamı ve ilerlemeyi nasıl inşa edeceğinizin yanıtlarını bulacaksınız. Tüm dünyada karşılık bulmuş etkili motivasyon teorileri ve değerleri yeniden inşa etme çalışmalarıyla birlikte kendi biricik yol haritanızı olu...

Kur'an'da İman Esasları ve Kader Sorunu
Kadere iman var demek, insanın özgüz iradesi yoktur demektir. Allah(ın onun alnında yazdığından başka bir şey yapamaz demektir. İnsannın bütün işlerini Allah yapar demek, Allah'a iftiradan başka bir şey sayılmaz. Bütün Müslümanları asırlarca perişan eden sorumsuzca davranmalarının sebebi bu yanlış inançtır. Bu yanlış inancın cezasını çekiyorlar. Memlekette ve İslam dünyasında bu kadar akıl almaz bozuklukların ve bozgunculukların baş nedeni kadere inanmanın getirdiği sorumsuzluk duygusundan başka bir şey değildir.

Ebeveynlerimize Neden Borçlu Değiliz
"ÇOCUKLAR BİR AİLENİN BARINDIRDIĞI ZENGİNLİĞİ, ANCAK EBEVEYNLERİNE KARŞI BORÇLULUK HİSSETMEDİKLERİNDE KEŞFEDEBİLİRLER." Ailemize neler borçluyuz? Onları ne sıklıkla aramalı ve ziyaret etmeliyiz? Yoksa bizler ihmalkâr bir oğul veya işe yaramaz bir kız evlat mıyız? Annelerimizin ve babalarımızın hoşuna gitmeyen özgür alanlar oluşturduğumuzda, kendimizi sert bir şekilde yargılamalı mıyız? Peki ya iyi çocuk kimdir? Anne babasının her türlü sorumluluğunu üstlenen mi yoksa kendi özgür macerasına atılıp bir yandan da ailesini sevgiyle gözeten mi? Filozof Barbara Bleisch, bu kitapla varoluşsal ve karmaşık aile ilişkilerini cesurca ele alıyor. Çocukları ebeveynlerine bağlayan tüm unsurları açıkça ortaya koyarak, herkesi ilgilendiren ama pek az kişinin sormaya cesaret ettiği soruları soruyor ve aile...

Tanrı Beni Çağırmış
“Düştüm diye üzülme, insan ancak düştüğünde düşünmeye başlıyor.” Neden her şeyin kötü bir şekilde ilerlediği ve büyüdüğü, ilişkilerin çatırdadığı ve her şeyin yapaylaştığı bir çağa doğduk? Kim seçti şu anda burada olmayı, biz mi? Örneğin, önemli bir uygarlık döneminin şatafatlı çağına doğmak yerine neden ahlak ve toplum temellerinin yıkıldığı, en kalabalık dönem olmasına rağmen yalnızlıklar içinde olduğumuz bu çağa doğduk? Cevapların sadece bakmakla görünmeyeceğini anlayacaktım. Aramalı ve bulmalıydım. Elindeki bu kitap, üst üste gelen zorlukların, çıkmaza giren yolların, “Tamam, buraya kadar” denilen ve mucizeye dönüşen bir hayatın kitabıdır. Kendi ÜTOPYASINI yaratmak için girdiği televizyon yarışmasında “iyi ve kötü” mücadelesinin tam ortasına düşen, çağları aşan ezeli ve ebedi aşkını, d...

Gidenin Ardından Sağlıklı Yas Tutma Terapisi
YAS TUTMAK, GİDENİN YARATTIĞI BOŞLUKTA HAYAT ENERJİMİZİ YENİLEME SÜRECİDİR.

2023 Atatürk Takvimi
Türk Cumhuriyeti,Türkiye Cumhuriyetinin 100.Kuruluş yıldönümü ile yeni bir dönenceye girerken olmayan bir fikri DESTEK YAYINEVİ ile masaya koyduk. 100.Seneye girerken, "Mustafa Kemal Atatürk'ün ' Türk çocuğu, atalarını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır

Yaşam Bir Seyahattir
Para harcayarak sizi zengin yapacak tek şey seyahat etmektir. Seyahat, sadece keyif getirmiyor. Ufkunuzu genişletiyor, sizi zenginleştiriyor. Aynı zamanda kişisel dönüşümünüzü de tetikliyor. Mehmet Öğütçü, diplomat, işadamı, yazar, stratejist ve seyyah olmayı aynı anda başarmış nadir bir şahsiyet. 130 ülkeyi gezdikten, kimilerinde yaşayıp çalıştıktan sonra hayata ve insanlara ilişkin kendi bakış açısı değişmiş. Gözlem, deneyim ve tavsiyelerini okuyucuları ile cömertçe paylaşıyor bu kitabında. Neler mi anlatıyor? İşte anlattığı çarpıcı hikâyelerden sadece birkaçı: • Kızalım mı Fransızlara, Yoksa Kıskanalım mı? • Altın Üçgeni’nde Seks Ekonomisi • Kudüs ve Yahudilerin Gücü • Bizim Turancı Macarlar • Balıklıova’daki Norveçli Denizciler • Özbekistan: Orta Asya Medeniyetinin Kalbi • İtalya’nın N...

Devrimi Kadınlar Yapar
"Bir toplum, cinslerden yalnız birinin yüzyılımızın gerektirdiklerini elde etmesiyle yetinirse, o toplum yarı yarıya zayıflamış olur. Bizim toplumumuzun uğradığı başarısızlıkların sebebi, kadınlarımıza karşı ihmal ve kusurdur." – Gazi Mustafa Kemal Atatürk En çok çocuklara ve kadınlara değer verdi. Ülkesini düşmandan kurtarırken mermiye barutu sıkıştıran da, Mehmetçiğin çarığının söküğünü diken de onlardı... O kadını sevdi, saydı, yüreğine soktu. Yakışıklıydı... Yüreğine sokulanlarla yol aldı. Âşığı çoktu. On ikisinde Müjgân’a da gönlünü verdi, Fikriye’ye de, Latife’ye de. Hiç gizlemedi aşklarını. Şiir oldu, mektup oldu, cephelerden haykırdı. Âşık etti kendini kadınlara. Ama âşık olanlar sadece kadınlar değil, çocuk, genç, yaşlı, tüm dünya insanlarıydı... Aşk böyle bir şeydi... O’nu en çok...

İçinizde Ne Varsa Dışarıda Da Onu Görürsünüz
"MUTLULUK, ULAŞILACAK BİR YER DEĞİL, BİR YOLDUR. YOLCULUĞUNUZ GÜZELSE MUTLUSUNUZ DEMEKTİR." İnsan, kendi tasarımından başka bir şey değildir; kendi yaptıkları, kendisinin gerçekleştirdikleri ölçüde vardır; yaptıklarından ve edimlerinin toplamından oluşur... Dolayısıyla ne zaman istersek, yaşamımızın akışını değiştirebiliriz, çünkü her ne yapıyorsak, biz onu istediğimiz için yapıyoruz. Yaptıklarımızı bir seçim sonucu yaptığımız gerçeğini anlayınca, kendi yaşamımızla ilgili olarak daha çok sorumluluk almaya ve yaşamımız üzerinde daha etkin bir denetim sağlamaya başlarız. Bizler, yaptığımız seçimlerin yarattığı sonuçlarız...

Stoa Okulu
“Benim en kazançlı yolculuğum gemimin battığı ve tüm servetimi kaybettiğim gün başladı.” – KIBRISLI Zenon Köleden imparatora, yumruk dövüşçüsünden hatibe kadar farklı kostümlerde pek çok filozofu evinde ağırlayan ve yaklaşık 500 yıl yaşayan Stoa Okulu, Antik Yunan’ın en renkli ve uzun soluklu okuludur. Zenon söylemlerini bir peygamber edasıyla sürdürmüş, retorik ve diyalektiği kullanmamıştır. Ardından Kleanthes okulu dini ezgiler ve ilahilerle süslemiştir. Adı “Ata Saklanmış” olan Khrysippos okulu diyalektik ve mantıkla taçlandırmıştır. Orta Stoacılar Panaitios ve Poseidonios okula Platon ve Aristoteles’in düşünceleriyle estetik kazandırmışlardır. Geç dönem Stoacılar Seneca, Epiktetos ve Marcus Aurelius ise sadece ahlak felsefesiyle ilgilenmişler ve böylece okulun kurucusu Zenon’un çizgisi...

Derviş Hikayeleri
“ARİF OLAN ANLAR. OLMAYANLARSA KISSADAN KENDİ PAYINA DÜŞENİ ALIR.” Derviş hikâyeleri, masal, efsane veya folklordan çok daha fazlasıdır. Asırlar boyunca derviş ustaları, idrak ve ilmi artırdığı, insanı ve dünyayı daha iyi anlamayı sağladığı söylenen bu öğreti hikâyeleri ile öğrencilerine nasihatler vermişlerdir. İdris Şah, bu olağanüstü hikâyelerin sözlü versiyonlarını toplamak ve karşılaştırmak için üç kıtada uzun yıllar seyahat etti. Bu antoloji, bin yılı aşkın bir süre zarfında derviş ustalarının repertuvarlarından, tasavvuf klasiklerinden, sözlü gelenekten, yayımlanmamış elyazmaları ve pek çok ülkede bulunan medreselerden derlenmiştir. “Zamanımıza ve durumumuza çarpıcı biçimde uyan, şaşırtıcı derecede cömert ve özgürleştirici bir kitap...” Sunday Times

Genlerden Davranışlara Epigenetik
TÜM DÜNYANIN DNA’YI DUYDUĞU GİBİ, “EPİGENETİK” DE YAKIN GELECEKTE HERKESİN DİLİNDE OLACAK. Hastalıklardan depresyona, kilo kontrolünden suç işlemeye kadar hayatın pek çok alanında etkisi olan epigenetik aslında nedir? İnsan doğası şimdiye dek bildiğimizden farklı çalışıyor olabilir mi? Ne yediğimiz, ne düşündüğümüz, stresle mücadele etme biçimimiz suskun genleri nasıl harekete geçirir? Genomumuzun üzerindeki biyokimyasal etkileri yönetmek, zinde, sağlıklı ve uzun bir yaşamın anahtarı olabilir mi? Dahası epigenetik bize ölümsüzlüğü verebilir mi? Tıbbi Biyoloji ve Genetik Uzmanı Prof. Dr. Korkut Ulucan, Genlerden Davranışlara Epigenetik kitabıyla bizleri geleceğin bilimi olan biyolojinin devrimci yaklaşımıyla tanıştırıyor. Yaşam tarzının ve çevresel etkilerin sağlığımızı nasıl etkilediğini b...

Denize Düşen Yalana Sarılır
DÜNYA DÖNDÜKÇE YALANLAR DA İNSANLAR ARASINDA DÖNMEYE DEVAM EDECEKTİR AMA UNUTMA Kİ KARŞILAŞTIĞIN YALANLAR KADERİN DEĞİLDİR. Gerçekliğin giderek bir ütopyaya dönüştüğü çağımızda, hakikat artık en kıymetli kazanım sayılıyor. Ne var ki hangisi gerçek, hangisi yalan hepsi birbirine karışmış durumda. Yalanlarla gerçekler arasında ayrım yapmak giderek zorlaştı artık. Sayısız yalanla çevrili hayatlarımızda neredeyse doğruyu söyleyenin ya da gösterenin kırk yıl kölesi olmaya hazır durumdayız. Yaşam içinde savrulup giderken birçok yalanla karşı karşıya kalırız. Bazen deliler gibi âşık olduğumuz partnerimizden duyarız bu yalanları, bazen de en yakın aile bireylerimizden. Kimi zaman dost sandığımız kişilerden, kimi zaman da arkadaşlarımızdan... Bazen de kendi kendimize söylediğimiz yalanlara takılıp ...

Körü Körüne İnanç
TEMEL GÜVEN DUYGUSU BİR KEZ SARSILDI MI, ÇİZGİSİNDEN SAPAR VE ONUN YERİNİ KÖRÜ KÖRÜNE İNANÇ ALIR. Savaşlar, terör eylemleri ve kriz dönemlerinde toplumlar "biz" ve "onlar" olarak ikiye bölünürler. Toplumsal gerileme durumlarında gruplar, liderlerin görüşlerini ve gösterdikleri yönü, yapıcı ya da yıkıcı olduklarına bakmaksızın takip etme eğiliminde olurlar. Bu kitabın amacı, geniş grup gerilemesinin maniple edilmesinin ve beraberindeki kimliği devam ettirme, koruma ve onarma amaçlı geniş grup ritüellerinin, tariflere sığmaz barbarlıkta şiddet eylemleri için gerekli atmosferi nasıl hazırlayabildiğini gözler önüne sermektir. 5 kez Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilen, pek çok saygın ödüle sahip olan Prof. Dr. Vamık D. Volkan, Körü Körüne İnanç isimli kitabında, bugün de halen savaşın, şiddeti...

Göründüğün Kadar Varsın - Moda ve Sosyete
“Görünürlük, bedelini ödemeye hazırsan her zaman kazandırır!” “Görülmek istemekte yanlış bir şey yok. Asıl mesele, görülmediğimizde nasıl tepki verdiğimiz veya görülmek uğruna neleri göze aldığımızdır.” Evet, belki ben de görüldükçe, duyuldukça var oldum ama sırf görülmek için de her şeyi göze almadım; değerlerimden, karakterimden ödün vermedim. Ama verenleri gördüm... Elinizde tuttuğunuz bu kitap hem çok konuşulan “Moda ve Sosyete”nin 14 yıllık yolculuğunu hem de neredeyse hayatımızın her alanına hükmeden sosyal medyanın gelişimini ve gerçek bir para kazanma modeline dönüşme macerasını anlatıyor. “Çakma” marka kullanan sosyetiklerden, başkasının tasarımına “benim” diyen modacılara uzanan bu eğlenceli hikâyede, “görünür olmak için her şeyi göze alanları” çekiştirelim ve konu buralara nasıl...

Ezoterik Tasavvuf
Tasavvuf, arayıştan ziyade, olma haline ulaşabilme yolculuğudur. İnsanın, ilkel kimliğinin yani id’in dürtüsel isteklerinin ve tepkilerinin kontrolü altında bir yaşam sürmek yerine fiziksel, tinsel, ruhsal ve zihinsel olarak hayvandan ayrıldığı değerli yeteneklerini ve eğilimlerini keşfetmesi, eğitmesi hatta bir yerde id’i ehlileştirmesidir.

İki Mermi Bir Hayat
İkincisi yok; hayatın, hayalin, aynadakinin... "Issız dağ başlarının sakinleri dahi yuvalarına çekildiğinde, bizler zifiri gecede gökyüzünde dizilmiş yıldızlarla tek tek arkadaş olmuşken kayan yıldızların her biri şehitlerimizden gülümsemelerle dolu bir selamdı sanki..." 90’lı yılları botu toprağa değmemiş, üzerinden mermi geçmemiş, soğuğu iliklerinde hissetmemiş üstelik güle oynaya göreve gittiği arkadaşının naaşıyla birlikte gözyaşları içerisinde geri dönmek zorunda kalmamış birinden değil; o yılları yirmili yaşlarının başında yaşayan toy bir astsubayın gözlerinden tüm çıplaklığıyla okumalıyız. Çocuk yaşta adım attığı askerlik hayatında yirmi bir yaşına geldiğinde kendini Muş Jandarma A Timi’nde terörle mücadelenin göbeğinde bulan Yarbay Şefik Ünal’ın sarsıcı ve soluk kesen anıları eşliğ...

Hakan Mengüç (5 Kitap Takım)
Setin İçinde Yer Alan Kitaplar: Ben Ney’im Kalbin Temizse Hikayen Mutlu Biter Hiçbir Karşılaşma Tesadüf Değildir Gitmeli Miyim Kalmalı Mıyım Sen Yola Çık Yol Sana Görünür Hediye Defter