
Olağandışı Ergen Beyni
ERGEN BEYNİ SORUNLU DEĞİL, DEVRİMCİDİR. Ergenlik hakkında bildiğiniz her şeyi unutun. Ergenin aklı bir karış havada değildir. Yetişkinlerin genellikle çalkantılı ve karanlık bulduğu ergenlik dönemi tam bir devrimler sürecidir. Gelişmeye ve öğrenmeye yüksek biçimde açık olan ergenler, inançları geliştirildiğinde ve istikrarlı olmaları için desteklendiklerinde hem daha etkili şekilde öğrenebiliyorlar, hem daha mutlu oluyorlar, hem de yüksek hedefler belirleyip potansiyellerini ortaya çıkarabiliyorlar. Ergenlik, değişim ve gelişim açısından büyük fırsatlar içeren kıymetli bir süreçtir. Klinik psikologlar Bettina Hohnen, Jane Gilmour ve Tara Murphy’nin birlikte kaleme aldığı Olağandışı Ergen Beyni sadece aydınlatıcı bir rehber değil aynı zamanda eğlenceli de bir kitap... Ergenlerin sıklıkla ya...

Bütün Mümkünlerin Kıyısında
İlk romanı Soraya ile Berlin Film Festivali Kitaplığı’na seçilen Meltem Yılmaz’dan yine unutulmayacak bir eser... Bütün Mümkünlerin Kıyısında, mümkünsüzlüklerle çevrili hayatların ayakta kalma mücadelesini, kısa öykülerle iç içe geçmiş röportajlar aracılığıyla okuyucuyla buluşturuyor. Turgut Uyar’ın “Tütünler Islak” kitabının girişindeki bu anlamlı sözden ilhamla hayata geçen bu kitapta okuyacağınız yaşam öykülerinin hepsi gerçek, hepsi hayatın tam kalbinde. Toplam 13 öykü-röportajdan oluşan eserde, içinizdeki “öteki” ile yüzleşecek, birbirinden ilginç ve sarsıcı deneyimlerin hayata tutunma çabalarına eşlik edeceksiniz. Her birinin öyküsünde, kendi mücadelenizle yüzleşeceksiniz.Soraya ve İris adlı iki romanıyla Polonya ve Bulgaristan’da da sayısız okura ulaşan genç yazar Meltem Yılmaz’ın b...

Sekizinci Sanat Oyun - Homo Ludens'in Metaverse Yolculuğu
"Oyun kültürden eskidir ve tüm dini, siyasi ve askeri ritüeller birer oyunla başlamıştır." – Johan Huizinga Geçmişten bugüne insan, 7 özgür sanatla birlikte olabileceği en yüksek potansiyele erişmeye çalışıyordu. Mantık, geometri, dilbilgisi, retorik, matematik eğitimin temel parçalarıydı ve insanlık 7 özgür sanatı; resim-heykel, müzik, tiyatro, dans, mimari, edebiyat ve sinemayı böylece yarattı. Bugünse kültürden daha eski olan oyunlar yeni bir formla karşımızdalar. Dijitalleşen ve etkileşimle benzersiz sanal deneyimler sunan oyunlar bugünün 8. sanatıdır. Sanat ile dijital camianın hiç olmadığı kadar yakınlaştığı, NFT bazlı sanat eserlerinin milyonlarca liradan saniyeler içinde kapışıldığı, blok-zincir tabanlı sanal müzayedeler, konserler, sergilerin dolup taştığı ve kripto oyunların oyna...

Babıali Tanrıları Simavi Ailesi
Hürriyet gazetesini yaratan ailenin nefes kesen öyküsü.Sedat Simavi kimdi? Babası, Abdülhamid'in gazabına niçin uğramıştı? Atatürk'ün yardımını niçin reddetmişti? Hürriyet gazetesini kurduğu gün, ceketinin zula cebine neden siyanür şişesi yerleştirdi? Hürriyet gazetesi Yahudi sermayesiyle mi kuruldu? Simaviler 'Selanik Yahudisi'miydi? Fuat Köprülü dava edince Sedat Simavi mahkemede niçin ağladı? Yazı işleri müdürü, Haldun ve Erol Simavi'ye, "Aklı kıt zengin evlatları" deyince neler oldu? Askerler, 27 Mayıs'ta Hürriyet'in genç patronlarına niçin diş bilediler? Erol Simavi, 22 Şubat darbe girişiminin 'içinde' miydi? Mason locasında neden yere yığılmıştı? Gönül Yazar, sevgilisi Erol Simavi'den niçin tokat yedi? Haldun Simavi kardeşini neden terk etti? Günaydın gazetesini kurarken niçin Orhan ...

Roza
Hayat gailesinin Şanlıurfa’dan Hatay’a göç ettirdiği bir aile...Yanlarında götürdükleri birkaç parça eşyadan başka ihmal etmedikleri elbette ki ölüm töreleri...Ailenin büyük kızının aşiretinin onaylamadığı bir adama âşık olup onunla uzaklara kaçarak bir yuva kuruşu ve...Ölüm fermanını kendi elleriyle imzalayışı...Kurduğumuz ya da bize dayatılan o minicik varoluşumuzu korumak adına ülkemizin de dünyanın da gerçekleriyle yüzleşmekten kaçınıyor, burnumuzun dibinde gerçekleşen facialarla bile kendimizin yara alıp almadığı ölçeğinde ilgileniyor, eğer ortada ders alınması gereken bir durum varsa başkalarının alması gerektiğine inanıyor, kaçıyor, korkuyor, saklanıyoruz... Hamit İzol bu yüreksiz zümreye dahil değil elbette. O, ağzı kapatılan, üzerine kilit vurulan, aşağılanan, şiddete maruz kalan,...

Eşyanın Resimli Tarihi
Frederick Litchfield’in ilk kez 1892 yılında yayımlanan ikonik kitabı nihayet Türkçede. Eşyanın Resimli Tarihi kutsal kitaplardan, medeniyetin en eski zamanlarından Roma’ya, oradan Asya ve Uzak Doğu’ya, Rönesans’a ve Fransız Devrimi’ne kadar uzanan baş döndürücü bir "tarih boyunca mobilyalar" yolculuğuna çıkarıyor. Yeni başlayanlar ve meraklıları için bugün evlerimizde kullandığımız ev eşyalarının; koltuğun, yemek ya da çalışma masasının, döşemelerin ve süslemelerin tarih içindeki değişimine dair tatmin edici bir panorama sunuyor. İçindeki 400’den fazla çizimle Eşyanın Resimli Tarihi, konuyla ilgisi olsun olmasın her iyi okurun kitaplığında bulundurmaktan büyük keyif alacağı bir kaynak kitap. Mobilyanın tarih içindeki değişimi ve her dönemin hâkim trendleri, dekorasyon modasına yön veren i...

Pozitif Ebeveynlik
Tüm dünya, annelerin ve babaların çocuklarını yetiştirmesiyle birlikte değişebilir... Çocuklar, ebeveynlerinin birer aynasıdır, sudaki yansımaları gibidir. Her ebeveyn kendi geçmişinden, kültüründen, kendi anne babasından öğrendikleriyle ve yaşam deneyimlerinde edindikleriyle kendi çocuğuna ebeveynlik yaparken yüzleşir. Kaygılarından, soru işaretlerinden ve alışılagelmiş yanlışlardan uzaklaşmayı tercih eden, klişelerden arınmış bir ebeveynlik yapmaya istekli ebeveynler için kaleme alınan bu kitap, Pozitif Ebeveynlik’in bir metot değil, yaklaşım ve yol gösterici bir rehber olduğunu, bunun nasıl uygulanacağını, bütüncül bir üslupla aktarıyor. Pozitif Ebeveynlik, çocukta sağlam bir iradenin oluşmasında ve kişiliğinin gelişmesinde son derece etkilidir. Çocuğun potansiyelindeki özelliklerin gel...

Salgının Gölgesinde Güç, Kaos ve Gelecek
Covid-19 salgınının neye mal olacağını ya da neler kazandırıp neleri sonlandıracağını sadece "sağlık", "sosyal yaşam" ve "cari ekonomi" açısından değerlendirmek eksik olur. Olanların ve olacak olanların siyasi, askeri, ekonomik, demografik, bilimsel, teknolojik, coğrafi, psiko-sosyal, kültürel, inanç ve moral değerler/güçler üzerinden de değerlendirilmesi gerekir. Hatta jeopolitik, jeostratejik, teopolitik, teolojik, küresel güç mücadeleleri, vekâlet savaşları, göç, terör ve istihbarat disiplinleri açısından da çok boyutlu irdelenmesi gereken bir tehditle karşı karşıya dünya... Covid-19 salgını, ortaya koyduğu etkiyle çoğunlukla sessiz, derinden ve etkili ama bazen de çok ses getirerek insanlık ve geleceği üzerinde korkunç bir etki üretecektir. Bu uzun soluklu mücadelede: • Güç çöküşleri v...

Yaşam Dediğin 9 Metre
YAŞAM DEDİĞİN DOKUZ METRE üç yıldır üzerinde çalıştığım bir kitap. Sindirim kanalımız, dış dünyaya açılan kapımızdır. Belki hepimizde aynı değildir ama, bir insanın ağızdan anüsüne kadar olan sindirim kanalı yaklaşık 9 metredir. Yani yediğimiz ve içtiğimiz her şey, bu 9 metrelik yolculuğun sonucunda iyi ve/veya kötü maddeleri bize bırakır, artakalanlar vücudumuzu terk eder. Eğer bu yolculuğa sağlıklı besinler katılmışsa iyi maddeler, zararlı besinler katılmışsa kötü maddeler geriye kalır. Ve nihayetinde tüm beslenme alışkanlıklarımız "Ne yersen O’sun" ifadesinde birleşir. Bağırsağın, hiçbirimize çekici gelen bir organ olmadığının farkındayım. Ancak, çok sayıda yeni araştırma sayesinde, bağırsağımızdaki dünyanın hastalıkta ve sağlıkta bize eşlik eden, eşsiz bir arkadaş olduğunu öğrendik. Bu...

Sıfır
Hayatın senin için ayarladığı randevudan habersiz, "Bana bir şey olmaz!" der ve hızla gidersin ya hani dünyanın dikine... Öyle gidiyorum işte! Neyin peşindeyim, bilmiyorum! "Her nerede değilsem, orada mutlu olacakmışım gibi geliyor" diyen Baudelaire gibi, sıkıştığım yerde bunaldım ve artık olmadığım yeri mi merak ediyorum? Peponi! Burada, "hatalarıyla bütünlüğü yakalayabilen bir insan" olduğum duygusu hâkim. Hayatıma dair ne varsa bilindiğini, anlaşıldığımı ve en önemlisi yargılanmadığımı hissediyorum. Bu, kendimle barışık olma halimin en zirve noktası. Burada Einstein var; Steve Jobs, Benjamin Button, Andy Warhol var... Yetm

Çözün İpleri Sabahın Sahibine Gidiyoruz.
BU LUNAPARKTA HER ŞEY GERÇEK! * Elinizde tuttuğunuz bu kitapta, size oyunbozan Korona sebebiyle yarım bırakılan ya da bıraktırılan her şeyi cesaretle anlattım. Tahmin ettiğiniz gibi... Sizin de yaşadığınız gibi... Bir gün bir oyunbozanla tanıştım ve bütün hayatım değişti. * Avukat ve sanatçı menajeri Burcu Mutlugil’den içinizi ısıtacak, zaman zaman şaşırtacak kulis, sahne, turne, sokak, seçim, şehir ve biraz da dönme dolap hikâyeleri... * "En ferah, en anlaşılır ve sıcak şekilde aktarıyor yazılarını, gözlemlerini. Hem hukuk-adalet sosu var denemelerinde hem de edebiyat bahçesinde dolaşıyor satır aralarında... Eline yüreğine sağlık Burcu Mutlugil." – Nebil Özgentürk * "Biriktirdikleri arasından özenle seçtiklerini bizimle paylaşıyor Burcu. Güzel görüyor diye de güzel anlatıyor. Bize anlatır...

Orası Öyküleri
Usta çizer ve yönetmen Ender Özkahraman’ın 15 yıl boyunca biriken eşsiz öyküleri ilk kez bir araya geliyor. Orası Öyküleri, acıyla anılan bir coğrafyayı anlayabileceğimiz ve onun yaralanmamış, masalsı, naif hallerine de tanıklık edebileceğimiz "içeriden" bir bakış sunuyor. Ahenkle destanlar aktaran dengbêjler, adı duyulmamış usta müzisyenler, isimsiz komedyenler, sanatçı ruhlu zanaatkârlar, kuşlarla dost olan şairler, aşka tutulan yılanlar... Hepsi birbirinden kuvvetli, hüzünlendiren, gülümseten öyküler... Orası Öyküleri, aşina olanlar için koleksiyon değeri taşıyan, henüz duymamış olanlar için atlanmaması gereken bir başucu kitabı. 90’lı yıllarda anlatılamayan öyküleri büyük bir cesaret ve özveriyle anlatan; Zor Bir Karar adlı filmiyle Altın Portakal En İyi Film ve İyi Yönetmen Ödülü’ne a...

Rağmen 3
Edebi bir ayrılık var mı? Şarkı dinler gibi, sona yaklaştığını anladığın bir ayrılık mevcut mu? Hazırlık yapmak, seni avutacak arkadaşlarını önceden haberdar etmek, evi yeniden düzenlemek, gidilecek konserleri birkaç hafta öncesinden planlamak, kendini bir fırtınaya ya da güneşli bir yaz gününe, ayrılığa göre değişir, hazırlamak mümkün mü? Anne olunca annesinden ayrılamayanların, hayatta hiç kimse için vazgeçilmez olamayanların, şerefli ikinciliklere sevinen bir takımı tutanların, psikoloğa gitmek için para biriktirenlerin, ayrılma bozukluğu hastalığından muzdarip olup kimseden ayrılamayanların, parçalanmış ailelerin nadir kahramanlarının, her sabah çalışan anneler gezegenine giderken oğlundan ayrılanların, "az daha sabredip" başını alıp gidenlerin hikâyeleri... Burada. Rağmen’in bu sayısı...

Tanrı Var Mıdır?
"Tanrı var mıdır?" insanın binlerce yıldır yanıtını aradığı bir sorudur. Bu soru felsefenin de en temel sorularından bir tanesidir. Filozoflar bu soruya farklı yanıtlar vermişler, kimi Tanrı’nın var olduğunu, kimi Tanrı’nın var olmadığını, kimi de Tanrı’nın var olup olmadığının bilinemeyeceğini savunmuşlardır. Bu kitapta felsefe uzmanı Prof. Dr. Örsan K. Öymen, ateist (tanrıtanımaz) ve agnostik (bilinemezci) akıl yürütmeleri, tarihsel bir perspektifle özetlemekte, ayrıca, laiklik ilkesinin geçerli olduğu bir ülkede, din konusunda farklı görüşlerin gelişmesinin önemine dikkat çekmektedir. Bu kitap, sorgulayıcı, yaratıcı ve analitik düşünce doğrultusunda evreni ve yaşamı anlamaya çalışanlar için, rehber niteliğindeki kitaplardan biridir. Prof. Dr. Örsan K. Öymen, Lisans ve Doktora derecesini...

Ece 3
Anneler günü, yılbaşı, ofis partileri, babalar günü, bayramlar, ofisteki arkadaşın yeni doğan bebeğine alınacak hediye için para toplamalar, ofiste kutlanan doğum günleri ve ‘bir pazar günümüz var’lar arasında sıkışan ama her zaman bir yolunu bulan genç bir kadın... Bir gazeteci. Hürriyet gazetesinde her pazar yayımlanan maceralarıyla çizgi roman ve basın dünyamızda kendine özel bir yer edinen Ece, bütün maceralarının yer aldığı bu serinin 3. kitabıyla huzurlarınızda.

Kedo İstanbul A Bir Masal
Mösyö Kedo, İstanbul’da yaşayan yaşlı bir kedi. Çizmeli Kedi masalından kopup 1930’ların Pera’sında yeni bir hayat kuruyor. La Fontaine’in, Grimm Kardeşler’in, Ezop’un masallarında biçilen rollerden sıyrılmak istiyor ve önüne çıkan masal bekçileriyle hesaplaşıyor. Kendi öyküsünün peşinden koşarken, okuru masalların dünyasında ve eski İstanbul sokaklarında gezintiye çıkarıyor. Şekip Davaz’ın 1991 yılında çizip tozlu raflarda sakladığı Kedo, çizgi roman tarihi içinde keşfedilmemiş edebi bir hazine.

Ayak İzlerim
Hayat uzun ve çetrefilli bir yol… Birçoğunuz bu şartların kurbanı olduğu bilinciyle uyurgezer olarak yürüyor… Artık dönüşüm zamanı geldi de geçiyor. Bu yolun çıkmazları ve çukurlarında kaybolmak yerine, daha önce bunların her türünü deneyimlemiş bir farkındalık yolcusunun ayak izlerinin rehberliğinde yola çıkarak, kendi özgün patikanızı oluşturmanın güvenli sularında yüzebilirsiniz. Bu kitap, yaşamın sırlarını çözmek ve kendinize yeni farkındalıklar katmak için çıktığınız cesaret isteyen farkındalık yolculuğunuzdaki her adımınızda yolunuza ışık tutmak için yazıldı… Gerçeğinizin farkına vararak hayatınızın kurbanı değil efendisi olmaya, olmazlarınızı olurlara çevirmeye, başkalarının eskilerini soyunup kendi yenilerinizi giyinmeye, sevginin kucağında daha yüksek titreşimli bir hayata uyanmay...

Ölüm-dirim
Ruh ve beden, kendi döngüsel karşılıklarında yüz yüze geldi. Ve bu yüz yüzelikte birbirlerinin anlayışlarına dirilip, yenidenleşti. O anlayışlar ki; "ölüm ve dirim" bağıllığında varlığa belirip, ruh ve beden arasında sonsuz yokluklarına salındı. Şimdi insan, kafa kemikleriyle ördüğü bu düşünsel kodeste, ustaca gizliyordu o yalnızlıklar değerini! Aklın mahkûmiyetine tutunmuş olan dirayeti, "ölüm ve dirim" arasındaki kasılışlarına ancak ruhun direnciyle kenetlenebildi. Vücutsal değerlilik halini alan zihinsel teslimiyet, ölümü bu diyalektikte yaşamsal akıbet olarak belirledi. Fakat, biriktiren iç olarak boşalan dış, ölümü yaşamlar suretinde gizledi. Sizler için yaşam sorunsalı, ölümler zeminine örülmüş bir duvardı artık. Bir uyarı olarak: "Acıya sahip olanlar, güçlü nefesleriyle yıkıp geçti!...