
Kum ve Köpük
Uzun yıllardır yaşadığı kentten artık ayrılmaya karar veren bir ermişin yolunu kesen yöre halkı ondan kendilerine hayat hakkında son bir nasihat vermesini, faziletin yolunu göstermesini isterler. Halkın bu isteğini geri çevirmeyen bilge, onlara ahlak, erdem, dostluk, hakikat, doğruluk kısaca insanı insan yapan değerler hakkında uzunca bir söylev verir. Dinleyenlerin içselleştirdikleri anda hayatlarını değiştirecek denli derinlikli bu konuşma şimdiye dek yazılı tarihin en etkileyici yapıtlarından biri olan, Halil Cibran’ın belki de en büyük şaheseri Ermiş olarak karşımıza çıkacaktır...

Üvey Kırmızı
Boş ver birilerinin sana inanıp inanmamasını... Sarıl içindeki masum çocuğa, dikil her düşüşte tekrar ayağa... Olmadı mı? Hadi bu kez daha bir inanarak... Bir daha! İnsanız... Tabii ki sınavlarımız olacak, tabii ki hayatımız da hasarlar alacak... Bize düşen inancımızı tampon yapmak kanayanlara... Unutma... Sen kabuğunu aralamazsan kalıcı değildir hiçbir yara... Şimdi sıra sende. İnan kendine! Öyle lafla değil... Sabırla, inatla inan... Sonra dur ve bak geçmişe... Gülümse. Tüm sana inanmayanların gözüne başarını sokarak GÜLÜMSE! Affetmek mi? Çok tanrısal duygular bunlar...

Replikler
Emirhan Perker'in harikulade çizgileri, kült filmlerin zihinlere kazınmış çarpıcı replikleriyle buluşuyor. Farklı çizim ve boyama teknikleriyle hazırlanmış stilize bir grafik kitap. "Hareketler bütününün bir anını cımbızla çekip almak ve o an üzerinden bütünü tekrar kurmak ne zor bir iş. Hepimizin hayatına şu ya da bu şekilde dahil olan kahramanlara A4 üzerinde tekrar hayat vermek, birebir kopyadan kaçınarak karakterlerin en karakteristik yanını yakalayıp çizmek… Sonu gelmez gevezeliklerin içinden en halislerini imbikten süzer gibi çekip alıp benim karikatür demeye dilimin varmadığı eşsiz tasarımların yanına oturtmak, yani kısacası işin ruhunu yakalamak… …çok zor bir iş. Bu kitap bunun üstesinden gelmiş. Bravo Emirhan." Yavuz Turgul

Ben Senden Geliyorum
Sen uğruna yüreğine saltanatlar kur. O başka aşklara iltica etsin... Bu da aşkın puşt hali olarak işlensin tarihe!..

Neosis (1) - Atalar Diski
80’lerin Türkiye’sinde, paranormal olayları araştırmak üzere NOESIS Enstitüsü adında bir araştırma merkezi kurulur. Enstitünün genç araştırma ekibinin ilk görevi, Türkiye-Bulgaristan sınırında düşen bir Türk jetiyle ilintili olduğu sanılan gizemli ışıkların sırrını çözmektir. Ekibe gönülsüzce katılan Zeynep, çok geçmeden kendini büyük bir gizemin tam ortasında bulur. Belki de evrenin sırlarını çözmek için önce kendi içindeki sırrı açığa çıkarması gerekmektedir. Gizemli ışıklar, antik mezarlar, kadim sırlar, psişik güçler, çeşitli türlerde yakınlaşmalar… Tolga Hırsova’nın incelikli çizgileriyle bezenen, NOESIS serisinin ilk kitabı Atalar Diski, sizi Soğuk Savaş yıllarının Türkiye’sinde benzersiz bir bilim kurgu macerasına çıkarıyor.

Benim Yolum
BAZEN ‘HAYIR’ DEMEK, YAPILACAK EN DOĞRU İŞTİR Heyecan uyandıran yedi insan ve onların açtığı yollarda, dünyayı daha iyi bir yer haline getirme umuduyla ilerleyen insanların ilham verici öyküleri. Sophie ve Hans Scholl: Nazi Almanyası’nda hükümet karşıtı el ilanları dağıtan iki kardeş. Rosa Parks: Otobüste koltuğunu vermeyi reddederek siyahlara yönelik ayrımcılığa karşı mücadeleyi başlatan insan. Helen Suzman: Güney Afrika parlamentosunun, ırkçılıkla mücadele eden üyesi, "en siyah beyaz". Ang San Su Çi: Burma’da askeri rejime karşı çıktığı için 6 yıl boyunca ev hapsinde tutulan insan hakları savunucusu. Oscar Romer El Salvador’da topraksız köylüleri savunduğu için "yoksulların babası" olan anılan başpiskopos. Rahibe Teresa: Kendisini hastalara ve yoksullara yardıma adayan; "Dünyayı sadece s...

İstanbul'dan Gelen Telefon
"Oksijenle yapılabilecek en güzel şey şarkı söylemektir." Tom Waits İstanbul’dan Gelen Telefon, "Whisky Voices" serisinin üçüncü halkası. Leonard Cohen ile başlayıp Bob Dylan ile devam eden seri, Tom Waits’in şarkı hikayeleriyle devam ediyor.

Seni Yine Severdim
Kadınlar; Hiçbir erkeğin cesaret edemeyeceği kadar âşık olurlar… Karşı koymaya çalıştıkça ya da direndikçe daha da büyük bir muhtaçlık duygusuyla sarılıyorum Bora'ya. İşin açıkçası ve dürüstçesi ona muhtacım ben. Varlığına, güler yüzüne, şakalarına, kalbimi yerinden oynatan heyecanına, hatta dengesizliklerine, muzırlığına, güvenilmezliğine bile ihtiyacım var. Hata bile olsa, hayatımın en bana ait olan hatası o… Kendi seçtiğim ve içine bile isteye düştüğüm bir karanlık kuyu. Cehennem bile olsa kendi özgür irademle razı olduğum bir yangın o... Ne mecburiyetten, ne baskıdan ne de mevcut koşullardan dolayı içine çekildiğim bir kader değil Bora'yla ilgili hislerim. O benim seçimim, benim düşüm, benim gerçeğim… Kimseden izin istemediğim, kimsenin onayına ihtiyaç duymadığım özgürlüğüm… O benim ka...

Aşk-ı Dua
Niyet, hayali hakikat yapar... Dualarım kabul edilmedi diye sakın karamsar olma! İyi bil ki, duan kabul olmasaydı, tekrar dua ediyor olamazdın. Rabb’in rıza sarayının her bir kapısı bir Esma-i Hüsna’dır. Seni bu kapıya ulaştıracak araç ise duadır. İnsan, kendisinde ve çevresinde Esma-i Hüsna’yı hissettiği an, gerçek dua ile Rabb’e yalvarmış olur. Dua, insanı kuyunun dibinden alır, Hz. Yusuf (as) gibi saraylara sultan yapar. Dua, en sıkıntılı anlarında, Hz. Yunus (as) gibi en büyük yardımcın olur. Dua, en sancılı günlerinde, Hz. Eyüp (as) gibi şifa olur. Dua, Hz. İbrahim (as) için hazırlanan ateşleri serin bir bahçe haline getirir. Dua, en ağır sınavında, Hz. İsmail (as) gibi bıçağın altından kurtarır. Dua, bütün düşmanların sardığı bir anda, Hz. Muhammed (sav) gibi, sığındığın en dar mekân...

Tanıdığım İnsanlar Yaşadığım Olaylar
Dr. Müfid Ekdal deyince akla yıllardır Kadıköy gelir. Dr. Müfid Ekdal denince akla ana, baba ve çocukları şimdide torunları tedavi eden Kadıköy sevdalısı bir hekim gelir. Dr. Müfid Ekdal denince akla, araştırmacılığı sohbetiyle harmanlayan, çalışkanlığı bilgiyle bezeyen bir İstanbul beyefendisi gelir. Kendisini bir "Kadıköy aşığı" olarak tanımlar Ekdal. Sadece Kadıköy değil, tarihi de siyaseti de, edebiyatı da, müziği de çok iyi bilir. Celal Bayar’dan Cemal Kutay’a, Hanedan mensuplarından eski İttihatçılara dek çok geniş bir dost çevresi olmuştur. Kadıköy’le ilgili kitaplarıyla tanınan Ekdal’ın sohbeti bol köpüklü bir Türk kahvesi tadındadır. Edebiyatla başlayıp, tarihle sürdürüp, müzikle bir parantez açıp, felsefeyle noktalarsınız bu muhabbetleri. Coğrafi keşifler de bilim tarihi de mimar...