
Kadın Egzersiz ve Spor
Emekli sualtı taarruz komandosu ve judocu, aynı zamanda sualtı, paraşüt, jimnastik, halter, yüzme şampiyonu olan ve sualtında 24 saatte 34 bin 800 metreden fazla yüzerek Guinness dünya rekoru kıran Türk rekortmen Namık Ekin’den kadınlar için özel olarak hazırlanmış eşsiz bir egzersiz kitabı... Kadının bedenini sağlık, estetik ve performans açısından doğru ve faydalı bir egzersize hazırlayan bu kitap içerdiği teknik bilgilerle de değerli bir referans kaynağı... *** "Biz doktorlar hastalıkları tedavi etmek için uğraşırız. Oysa şimdi hastalıklardan korunmak için harika bir kitap var elinizde. Egzersiz uzmanı, genetik antrenör, on binlerce talebe yetiştirmiş, benim de hocam olmuş Sayın Namık Ekin’in kaleme aldığı bu kitap özellikle kadınların çok işine yarayacak." Prof. Dr.

Ne Oralı Ne Buralı
Çeşitli sebeplerle Amerika’ya göçmüş ve yaşamını orada sürdüren kadınların hikâyeleri, hiç bu kadar içten anlatılmamıştı.Uzun yıllardan beri ABD’de yaşayan Işıl Öz, 35 kadınla bir araya gelerek onların deneyimini bazen gözleriniz dolarak bazen gülümseyerek okuyacağınız bir kitapla Türkiye’deki okurla buluşturuyor. Birincil ağızdan dinlediğimiz acı tatlı hikâyeler bir ABD panoraması çizerken, okyanusun diğer tarafına göç etmek isteyen gençlere de bir rehber olma niteliği taşıyor.Ne Oralı Ne Buralı, ABD’de bir göçmen olarak yaşamanın tüm ayrıntılarını bulabileceğiniz ufuk açıcı bir araştırma kitabı. Kitapta hikâyelerini okuyacağınız kadınlar, bugünün ABD’sine dair son derece içeriden bilgilerini ve uzun yıllara yayılan deneyimlerini paylaşırken Türkiye’nin güncel politik durumuna dair hisler...

Çit
"Şiddet hem uygulayanı, hem maruz kalanı, hem de üzerinde çalışanı mahvediyor!" diyor ya gazeteci Leyla Pervizat. Doğruymuş! Ben de mahvoldum. Bu kitapta kaleme aldığım gerçek bir vakayı romanlaştırabilmek için yıllarca kendi etimle beslendiğim de doğru maalesef... Çok ağladım, çıkar yol bulabilmek için çok debelendim. Şu "namus" dedikleri şey nasıl bir şeymiş ki biri gelip çaldığında işin suçlusu namusu çalan değil de, namusu yitiren oluyor? Olayın kahramanlarını yazabilmek için her birinin ruhuna girmek gerekiyormuş gerçekliği olduğu haliyle aktarabilmek için... Yazarının tecavüze uğraması gerekiyormuş, üşümesi, yaralanması, morga kaldırılması, kaçması, karanlıkta kalması ve katiliyle evlenmesi... Kitap bittiğinde eğer sizin de kalbiniz sızlıyorsa, içinizden bir ses akıl hastalıklarının ...

Son Yolculuk
İki şey vardır ki muhakkak değiştirir insanı... Biri aşk, diğeri ağır bir hastalık... İkisinden birisi başına gelince artık o eski sen olamazsın bir daha: Kaderin yeniden yazılır çünkü... Genç kuşağın parlayan kalemlerinden Berker Okan’ın Son Yolculuk adlı bu uzun hikâyesi, insanın kontrol edemediği acı deneyimler karşısında ister istemez nasıl değişmek ve başkalaşmak zorunda kaldığını gerçekçi ve şeffaf bir vizyonla irdeliyor. "Planlanan ameliyat uzadı önce, sonra biraz daha uzadı. Sonra daha ne kadar uzadı bilmiyorum. Mekân ile zamanın bağlantısı kesildi. Bunu ancak ameliyathanenin önünde birini bekleyenler bilir. Beklemek insanın kimliğine eklenir bir yerden sonra ve dünyan ameliyathanenin önü oluverir. Bu yüzden yeni dünyan, gerçek dünyanın dönüş hızından bağımsız döner ve zaman, saatt...

Cinai Absürtler
Burada ciddi bir cinai hikâye yazıyoruz. Cinayet ciddi bir eylemdir. Ölmek kadar zordur öldürmek ve belki daha da zor. Öyle kazara olmuş cinayetlerden söz etmiyorum, onda "pardon" dersin geçer, bir kazadır sonuçta. Bir pardonla biter iş, biraz mahcubiyettir bedeli. Kaza sonucu işlenen cinayet osuruktan tayyaredir. Lakin taammüden öyle mi? Taammüden. Kelimenin kendisi ağır zaten, cezası da öyle; eskiden idamdı, şimdi kaldırıldı adam asmaca. Müebbet hapis, hayatın kodeste geçecek düşünsene. Göze almışın bu bir, gözü karalık gerek. İkincisi zekâ gerek bunun için, iyi bir tasarım, iyi bir strateji, plan program, zamanlama gerek. Zor iş anlayacağınız. Sıradan cinayetler gündelik hayatın tekdüzeliğinde yok olup giderken, Fatoş Beykal’ın kaleminde absürt ve kara komik bir karaktere bürünüyor. Her...

Dokumacı
"Ve Kula. Çölde bir erkek at ve sanırım ben ona aşığım. Ama o bunu bilmeyecek. Bir insanın bir hayvana böyle aşkı, ne bu çölde ne de başka bir yerinde dünyanın kabul görmeyecek sanki. Böyle hissediyor içim. Birbirinden bu kadar farklı iki şeyin aşk sayesinde yan yana olabileceğine gülecekler. Utanıyorum da bu yüzden, yanlış ya da yasak gibi düşüncelerim. Bunu da hissediyor içim. Ama Kula, bunu da bilmeyecek." Kula, çizgileri olmayan zebralar, kuyu çocuk, şarap ustası, dokumacı ve bu çölün kurtları... Buraya nasıl geldi bilmiyor. Geçmişiyle ilgili hiçbir şey yok aklında. Adı bile. Gördüğü rüyalarla kafası gittikçe karışan bu kız, bunların belki de hatıraları olabileceğini düşünüyor. Gerçeğin ne olduğunu böylece anlayabilir belki. Ama sonra soruyor kendine, hatırlamak, o gerçek mi? Ezgi Altı...

Merhum Nasıl Bilirdi?
Doğan Ekinci öldü. Herkes gibi sakince gömülüp bu dünyadan ayrılmayı beklerdi ama hiç de öyle olmadı. Şimdi bir cenaze töreninde gördüğü yüzlerin kendisini son yolculuğuna uğurlamak için orada olduğunu biliyor ve geçmişin anıları bir bir zihnine doluyor. Yıllarca garsonluk yaptığı kafenin müdavimleri, bazıları "dostu" da olan mahalle sakinleri onun son anlarına yaraları, neşeleri, hayal kırıklıkları ve umutlarıyla konuk olurken anlattıkları okuru da hayata ve ölüme dair derin bir muhasebeye davet ediyor.

Usta William
"Ne kadar aydınlatıcı bir kitap! Leinwand keskin zekâsı, özenli araştırması ve bilgili kararlılığıyla saygın yazarlarımızın Shakespeare’i nasıl ısrarla incelediklerini, kendi yazdıklarını nasıl şekillendirdiklerini irdeliyor. Usta William bize Shakespeare’le, yedi edebi ustayla ve kendimizle ilgili çok şey öğretiyor." -EDWARD HIRSCH, A Poet’s Glossary’nin yazarı Usta William, yedi ünlü yazarın (Virginia Woolf, John Keats, Charles Olson, John Berryman, Allen Ginsberg, Samuel Taylor Coleridge ve Ted Hughes) Shakespeare’in eserlerini okurken onunla nasıl boğuştuklarının araştırmasını yapıyor. Olağanüstü entelektüel ve duygusal karşılaşmaları gözler önüne seren kitap, yazarların derkenarlarını, mektuplarını, günlüklerini ve okurken aldıkları notları bir araya getiriyor. Zengin arşivsel bulgula...

Sen Her Şeye Değersin
Başarılı bir yazar ile sonradan engelli olan paralimpik okçunun olağanüstü aşk hikâyesi... Bu romanda aşkın hiçbir engel tanımadığını görecek, yazarın hayal gücünden çok etkileneceksiniz... "Ersincim, sade bir teşekkürden daha fazlasını hak ediyorsun. Azmin, başarın ve en önemlisi engel kelimesini zihinlerimizden sildiğin için ayrıca teşekkür ederim. Seni seneler önce bir arkadaşım vasıtasıyla tanıdım ve iyi ki diyorum. Seni sen yapan, özel kılan mücadelen, sabrın ve hayata olan bakış açın hepimize bir örnek. Senin için özel olan bu güzel eserinde bana da yer verdiğin için sonsuz teşekkür ederim. Seni tanımak gerçekten çok özel ve başarılarının devamını diliyorum. Her zaman en yakın takipçin ve arkadaşın olarak yanı başında yer alacağım. Seni çok seviyorum..." Fatma Ecevit, Gram Games Fina...

Siyah Nefes
Hem fantastik hem gerçek bir kasaba ve umut dolu bir aşk... Yolu esrarengiz bir şekilde lanetli bir kasabaya düşen Nil, kendini açmazlarla dolu bir mücadelenin içinde bulur. Bir yandan geri dönmeye çalışırken, bir yandan da karşısına çıkan engelleri aşıp kasabanın kötü kaderini sona erdirmek için uğraşır. Hayatının aşkı Kayra’yı bulmasıyla bu kötülükler diyarı bir masala dönüşmeye başlar... Aşk lanetli kasaba için kurtuluş mudur yoksa yeni bir kaosun habercisi mi? Hiç beklenmedik bir anda, anlaşılmaz bir kazayla kendini lanetli bir kasabada bulan Nil, buradan bir çıkış yolu bulabilecek midir yoksa hayatının aşkına sahip çıkmak için gerçek dünyasından vazgeçip kasaba için mücadele mi edecektir? Gülşah Elikbank bu kitabında yepyeni bir dünya aralıyor ve okurunu aşk, nefret, sevgi, dostluk, a...

Süt Vampiri Emil - Sütlü Serüven
Eski bir kehanete göre; bir ayın son çarşambasında, saat gece yarısına 27 saniye kala, yaşlı bir servinin üstünde uyuyan kuşun düştüğü yerde doğacak bir çocuk vardı. Bu çocuk, bulutlu günlerde uçabilecek ve hayvanlarla konuşabilecekti. Bu gücüne ise ancak kendine inandığı zaman kavuşacaktı. O çocuk Emil’di. Pelin Batu’nun ilk çocuk kitabının baş kahramanı, minik Süt Vampiri Emil, hasta anneannesini kurtarmak için yeni arkadaşlarıyla, sıcak çöllerden karlı ormanlara, maceradan maceraya uçuyor.

Büyük Hesaplaşma
Tarihin dayanılmaz acılara ve büyük bir ihanete tanıklık ettiği, dostlukların paramparça, yaşamların darmadağın olduğu yılları anlatan bir yakın tarih romanı Büyük Hesaplaşma... Deniz Lisesi’nde okudukları günlerden beri birbirine kardeşçe bağlı üç askerin yolları, 15 Temmuz 2016’da yaşanan darbe girişimi süreciyle hayli düşündürücü ve sarsıcı şekilde ayrılır. Vatan hainliği suçlamasıyla büyük bir kumpasın kurbanı olarak Hasdal Cezaevi’nde yatan bir avuç asker, beklenmedik bir kaynaktan istihbaratını aldıkları darbe girişimini önlemek için cezaevinden firar etmeye kalkışır. Böylece İstanbul’dan başlayıp Doğu Akdeniz’de Suriye, Kıbrıs ve İsrail’e uzanan bir hesaplaşma sürecinin fitili de ateşlenmiş olur. Bu süreçte ortaya çıkan bazı sırlar, yakın dostların, ayrılmaz arkadaşların ve mutlu ai...

Kanadalılaştıramadıklarımızdan Mısınız?
Yeniden başlamak, tutunmaya çalışmak, eski olana veda edebilmek, beklenmedik taraflarıyla geleceği kucaklamak, kaç yaşında olursak olalım ve nereden gelirsek gelelim çok zor. Ayşe Acar, bu kitapta, 40 yaşından sonra, bekar bir anne olarak, iki çocuk ve bir köpekle Kanada’ya yerleşme sürecinde yaşadığı zorlukları, düştüğü gülünç durumları kendine özgü esprili diliyle anlatırken, konuyla ilgili en çok merak edilen "Okul nasıl bulunur?", "İş nasıl kurulur?", "Eşyalar nasıl taşınır?" şeklindeki soruları da cevaplandırıyor. Bu yolculukta, zihinsel sınırların aşılmasına, insanın doğru bildiklerinin zamanla değişmesine, içindeki gücü yeniden keşfetmesine eğlenceli bir şekilde tanık oluyoruz.

Invasıon Of Love - The Path
This "Invasion of Love" series, comprised of three books, will create a brand new "invasion movement" in the world. The book you are holding in your hands is the 1st book in this series, and it is your first step… "The Path" "The Path" is a journey of love… That begins with you and ends with you… It is a journey upon which an apprentice sets forth, The breath of a nay player, A lover's heartbeat, A child's smile, A seed reuniting with the soil… It is the roadmap depicting an utterly different world, One that you have dreamt of within the depths of your heart… This is not simply a book imparting knowledge. These pages have been designed to alter your life. Everything in this book has been put together meticulously-from the practical applications to the breathing exercises, from

Ters Kanatlı Şahin
Türkiye-Ortadoğu-Avrupa coğrafyasında, gerçek olaylar üzerine kurulu bir casusluk romanı... İkinci Dünya Savaşı’nda Yahudiler, Ermeniler, milliyetçiler, komünistler, şeriatçılar ne yaptı? Yanlış bildiğimiz, doğrusuna inanamayacağımız entrikalar, cinayetler... Kimilerini çok yakından tanıdığımız insanlara dair gizli dosyalar... Her köşesinde karışık adamların cirit attığı, adım başı suikast girişiminde bulunulan, savaşın korkutucu soluğunu ensesinde hisseden Türkiye... Diplomat, sığınmacı, aydın, bilimadamı, casus, işadamı ve politikacılarla ustaca dans eden casusluk örgütü: TERS KANATLI ŞAHİN

Bize Güzel Bir Son Lazım
Narsist bir adam ile ilişki bağımlısı bir kadının çarpışması… Kaya ve Narin’i yaraları bir araya getirir. Birbirlerine asla merhem olamayacakları bu ilişki, yaralarına dokundukça, acıtacakları yerleri öğrendikçe şiddetle birbirlerine bağlanmalarına, iniş çıkışları olan çok tutkulu bir aşk yaşamalarına sebep olacaktır. Çünkü aşk; bir şeyin eksikliğini başka bir şey ile doldurma ihtiyacıdır. Aşkın hallerini sarsıcı bir kurgu ile okurla buluşturan Gökçe Dölek, içimizdeki Kayalara ve Narinlere çok derin bir yerden dokunuyor.

Dostum Tedi ve Ben
Neşe içinde koşup oyun oynarken bir yandan da evimize gelecek olan yeni dostumu hayal etmeye başladım. Tedi'nin neye benzediğini merak ediyordum. Onu barınaktan alıp getirecekler bize. Yazık... Eski ailesi onu terk etmiş... Acaba nasıl bir köpek Tedi? Bir kurda mı benziyor, yoksa bir aslana mı? Yoksa kuzu gibi kıvırcık tüylü bir yün yumağına mı? Neye benzerse benzesin bunun hiçbir önemi yok. Ben onu her koşulda çok ama çok seveceğim. Ona "İşte burası evimiz Tedi" diyeceğim. "Bundan sonra burada birlikte yaşayacağız ve hepimiz seni çok seveceğiz." Çocuklara koşulsuz sevgiyi ve paylaşma duygusunu gizli olumlamalarla aşılamaya katkı sağlayan, doğru zamanda, doğru kalıp oluşturmaya yardımcı olan bu kitabı okul öncesi çocuklara anneleri keyifle okuyabilir. Kitabın devam edecek olan serilerin

Kız Gibi
"Kız gibi durma" diyenlere inat, kız gibi duranların, kız gibi direnenlerin hikâyesi. "Tüm o büyük halka küpelerin, üstümüze birkaç beden büyük kot ceketlerin, yüksek bel kotların, ince saç örgülerin, kalın dudakların ve simsiyah kuyruklu eyeliner’ların kökeni Amerika’nın yasaklı mahallelerine uzanıyor aslında. ‘90’lar modası’ diye sunulan ve son yıllarda ortamları kasıp kavuran bu modanın köklerinin Amerikan varoşlarına ve suç örgütü bağlantılı çete hayatına, azınlıklara, Latino’lara ve siyahîlere dayandığından habersizler." Ezgi Aksoy, "naifliği ve kırılganlığıyla" devlere kafa tutan, makyajı reddeden ya da bütün bedenini boyayan, fetişlerin de direnişin de başrolünü kapan kadınları yazdı. Dünyanın her yerinde olup bitenlere yön veren kadınları da, olup bitenlerin tam ortasında kalan kad...

Köpekbalıkları
Köpek balıkları, ancak son 20 yılda bilim insanlarının gerçek araştırma konularından biri haline geldi. İlginin bu denli geç olması nedeniyle, bugün bildiğimiz türlerin yüzde 16’sı son 15 sene içerisinde keşfedilebildi. Ancak görevin tamamlanmasına daha çok var! Bu çizgi roman, köpek balıklarının nasıl canlılar olduğunu anlatmakla kalmıyor, aynı zamanda bu muhteşem hayvanlara dair güncel bilgilerin gerçekçi bir fotoğrafını çekiyor. Sizi köpek balıklarının oldukça detaylı, gizemli ve çekici dünyasına çağırıyor. Bir uzman ve bir çizer, çizgi romanla köpekbalıklarını anlatmak için bir araya geliyor: Bernard Séret dünyaca ünlü bir köpek balığı uzmanı. Fransa Ulusal Doğa Tarihi Müzesi’nde deniz biyoloğu olarak da görev yapan Séret, kıkırdaklı balıkların korunması için aktif olarak mücadele veri...

Gözlerini Unutursam Kalbim Kurusun
Yalnızlıklar denizinde küçücük bir çakıltaşıydım... Rüzgârla kabaran dalgalarla oradan oraya sürüklenen... Ya sen!... Kayalara kök salmaya çalışan küçücük bir yosundun... Hırçın dalgaların her vuruşuyla kolların kanatların kırıldı... Birbirimize söz vermedik mi?... Ellerimiz hiç ayrılmayacak diye!... Yıldızları seyrederken yemin etmedik mi? Gözlerimiz, başka kimseleri görmeyecek diye! Bak, şimdi aramıza yollar, aylar, yıllar girdi... Seni bir kez daha görebilmek için nelerden vazgeçmezdim!... Güneşin sıcağından, baharın çiçeklerinden, yağmurun damlalarından... Ya sen!... Beni bulmak için dikenli yollarda yalınayak dolaşır mıydın?... Ortadan ikiye yırtılmış fotoğrafı birleştirmek için karanlıkları yırtar mıydın?