
İştar'ın Kızları: Silahların Gölgesinde Bir Kadın Hareketi
Türkiye, Kürt meselesinde tarihi bir kavşakta. Bir yanda iktidarın Öcalan ile İmralı’da gizlice yürüttüğü pazarlıklar, öte yanda toplumda son derece derin bir ayrışma hali...Bu tehlikeli gerginlik ana akım medyaya pek yansımıyor. Oysa alttan alta fokurdayan bir toplum var.Gazeteci Serdar Akinan, İştar’ın Kızları’nda bu ayrışmaya inat “öteki”ni anlatmaya soyunuyor. Akinan, 2011 yılında üç gün Kandil’de kaldı. Buradaki kadın hareketi üzerine yoğunlaştı ve mikrofonunu “dağa çıkan kadınlar”a uzattı. O günden bu yana o röportajlar demlendi.Bugün gelinen son derece tehlikeli noktada Türkiye kamuoyunun belki de en çok ihtiyaç duyduğu şey ötekini anlamak. Ötekini anlamak için önce kulak vermek gerekiyor.Gencecik bir kız evini, okulunu, hayatını bırakıp neden dağa çıkar?Eline neden silah alır?Hedef...

Din ve Devrim
Din(ler) tarihi, pek çok yeniliğe ancak pek az devrime tanık olmuştur. Atonizm bunun belki tek istisnasıdır; devrimini kitlelere dayanmadan ve ona rağmen yapmaya çalışıyor; yeniliyor. Bununla birlikte binyıllar sürecek bir hesaplaşmanın başlama vuruşunu da yapmış oluyor.Yenilen Atonizm, varlığını "exodus"la koruyabileceğini düşünüyor, çıkıyor. Fakat çıkarken dayanmaya çalıştığı Yahudilik, onu ancak bir ölü kabuğa dönüştürerek taşıyabiliyor.Sigmund Freud, Hıristiyanlığı bu ölü kabuğa karşı Amon rahiplerinin ikinci kalkışması sayıyor. Bu durumda Rönesans ve Aydınlanmayı Amon rahiplerinin inancına karşı Atonist bir yeni kalkışma saymakta sakınca bulunmuyor.Din ve Devrim, tek tanrılı dinler tarihini işte bu hesaplaşma çerçevesinde yeniden kurmaya çalışıyor.

Devlet ve Kimlik
Doğulu Devlet modelini, Batılı Cumhuriyet modeli ile deyim yerindeyse "Evlendirip" mutlu bir yuva (vatan) kurabilmek çok ama çok zor bir deneydir. Günümüz Türkiye’si işte bu zor evliliği yaklaşık doksan yıldır sürdürmüş ve sürdürmektedir. Kendi alanında ilk ve tek örnek evlilik olan bu oluşum, her yönüyle incelenmesi gereken bir fenomendir. Türkiye’de yaşayan bizler ise, Kürt’üyle, Laz’ıyla, Çerkez’iyle vb. işte bu zor evliliği sürdürmeye gayret etmiş olan Doğulu Baba Devlet ile Batılı Anne Cumhuriyet’in çocuklarıyız. Onların arasında yaşanan gerilimlerden etkilenip, aralarındaki uyumdan da hoşnut olmuşuzdur. Her türlü engele ve aksiliğe rağmen onlar bu evliliği sürdürebilmeyi bugüne kadar başardılar, şimdi sıra bizlerde. Doğulu Baba ile Batılı Anne’nin çocuğu olmak bizlerde bir "Kimlik" b...

Chavez Bizi Bırakma
Neden Chávez, neden Venezuela?Çünkü Venezuela, turnusol kâğıdı; kendini dünya güzeli zanneden kraliçeye asıl yüzünü gösteren ayna. Bölgenizde, dünyanızda, yaşamınızda neler olup bittiğini ya da neyin olup olmadığını kavrayabilmek açısından, günümüzün en ilginç ülkesi. Çünkü Irak ya da Libya’nın işgalinin gerekçesi sayılan yığınla hikâyenin, ikiyüzlülüğe direnmenin örneği Venezuela... Diktatörleri devirmek, demokrasi, özgürlükler, terörle mücadele, adalet gibi gasp edilmiş kavramlarla oynanan oyunların antitezi Venezuela...Chávez, hazırlanan petrol planı uyarınca, petrol gelirinden halka kalacak payı yüzde 30’a çıkardı. Ardından "Toprak Reformu"nu gerçekleştirdi. Bütün bunların amacı yoksulları doyurmak, barındırmak, eğitmek, gönendirmek. ABD yönetimi bütün bunları "fazla sosyalistçe" bulma...

Ben Senden Geliyorum
Sen uğruna yüreğine saltanatlar kur. O başka aşklara iltica etsin... Bu da aşkın puşt hali olarak işlensin tarihe!..

Seni Yine Severdim
Kadınlar; Hiçbir erkeğin cesaret edemeyeceği kadar âşık olurlar… Karşı koymaya çalıştıkça ya da direndikçe daha da büyük bir muhtaçlık duygusuyla sarılıyorum Bora'ya. İşin açıkçası ve dürüstçesi ona muhtacım ben. Varlığına, güler yüzüne, şakalarına, kalbimi yerinden oynatan heyecanına, hatta dengesizliklerine, muzırlığına, güvenilmezliğine bile ihtiyacım var. Hata bile olsa, hayatımın en bana ait olan hatası o… Kendi seçtiğim ve içine bile isteye düştüğüm bir karanlık kuyu. Cehennem bile olsa kendi özgür irademle razı olduğum bir yangın o... Ne mecburiyetten, ne baskıdan ne de mevcut koşullardan dolayı içine çekildiğim bir kader değil Bora'yla ilgili hislerim. O benim seçimim, benim düşüm, benim gerçeğim… Kimseden izin istemediğim, kimsenin onayına ihtiyaç duymadığım özgürlüğüm… O benim ka...

Aşk-ı Dua
Niyet, hayali hakikat yapar... Dualarım kabul edilmedi diye sakın karamsar olma! İyi bil ki, duan kabul olmasaydı, tekrar dua ediyor olamazdın. Rabb’in rıza sarayının her bir kapısı bir Esma-i Hüsna’dır. Seni bu kapıya ulaştıracak araç ise duadır. İnsan, kendisinde ve çevresinde Esma-i Hüsna’yı hissettiği an, gerçek dua ile Rabb’e yalvarmış olur. Dua, insanı kuyunun dibinden alır, Hz. Yusuf (as) gibi saraylara sultan yapar. Dua, en sıkıntılı anlarında, Hz. Yunus (as) gibi en büyük yardımcın olur. Dua, en sancılı günlerinde, Hz. Eyüp (as) gibi şifa olur. Dua, Hz. İbrahim (as) için hazırlanan ateşleri serin bir bahçe haline getirir. Dua, en ağır sınavında, Hz. İsmail (as) gibi bıçağın altından kurtarır. Dua, bütün düşmanların sardığı bir anda, Hz. Muhammed (sav) gibi, sığındığın en dar mekân...

Tanıdığım İnsanlar Yaşadığım Olaylar
Dr. Müfid Ekdal deyince akla yıllardır Kadıköy gelir. Dr. Müfid Ekdal denince akla ana, baba ve çocukları şimdide torunları tedavi eden Kadıköy sevdalısı bir hekim gelir. Dr. Müfid Ekdal denince akla, araştırmacılığı sohbetiyle harmanlayan, çalışkanlığı bilgiyle bezeyen bir İstanbul beyefendisi gelir. Kendisini bir "Kadıköy aşığı" olarak tanımlar Ekdal. Sadece Kadıköy değil, tarihi de siyaseti de, edebiyatı da, müziği de çok iyi bilir. Celal Bayar’dan Cemal Kutay’a, Hanedan mensuplarından eski İttihatçılara dek çok geniş bir dost çevresi olmuştur. Kadıköy’le ilgili kitaplarıyla tanınan Ekdal’ın sohbeti bol köpüklü bir Türk kahvesi tadındadır. Edebiyatla başlayıp, tarihle sürdürüp, müzikle bir parantez açıp, felsefeyle noktalarsınız bu muhabbetleri. Coğrafi keşifler de bilim tarihi de mimar...

Aktör
Pazar günü tekrar kerhaneye gittim. Bu sefer kararlıydım. Doğru çalıştığı evine. Kapıyı çaldım, açtılar. O, yine aynı sedirde. İki kadının arasında oturan kapkara gözlerin önünde durarak, "kaç numara" dedim. Yüreğim sürgün gibi yerinden gitti gidecek, "dört numara" dedi. Kalktı önüme düştü, odasına çıktık... Kenarda bir sandalyeye eğreti oturdum, heyecanlıyım, onunla ne konuşacağım, düşünemiyorum, kalbim çarpıyor. "Bir kahve içer misin" diye sordu. Düşünmeden "evet" dedim. Sessizce odadan çıktı, birazdan bir fincan kahve ile döndü. Ben de bu arada o yokken odayı taradım, kenarda bir somya, iki sandalye, bir masa, orta halli bir ev odası gibi düzenli. Kahveyi verdi, karşıma oturdu. İkimiz de konuşmuyorduk. Birazdan sessizliği o bozdu, adımı sordu, sonra o da söyledi. "Sevda". İçimden, ‘ne g...

İngilizce Klasik Kitaplar Kitap Seti (4 Kitap)
İngilizce Klasik Kitaplar Seti (4 Kitap) -What Fang -Martin Eden -A Tale of Two Cities - Alice İn Wonderland