Bir roman karakteri olmak için fazla düzüm aslına bakarsak. Ne size anlatabileceğim bir sevincim ne de gizlemeye çalışırken canını acıttığım bir yaram vardı bir zamanlar. Tümseklerim yoktu, çukurlarım çelme takmazdı. Yaşadım işte, yaşamak ne demekse… Öyle. Ta ki bir gün yansımasında güneşi gördüğüm bir çift göz gelip beni sayfa sayfa okuyana kadar. Şimdi bir pencere kenarında, ahşap perdeliklerin ardından güneşe bakıyorum. Birazdan size, gecenin bir yarısı gözyaşlarım yanaklarımı ıslatırken bilgisayarımın ekranına düşen bir bildirimden bahsedeceğim ve o andan sonra ben hiçbir zaman geriye dönemeyeceğim O bildirime hiç tıklamamış olmayı ve karanlıkta, bilgisayar ekranından irislerime yansıyan harfleri bir araya hiç getirmemiş olmayı dilerdim ama dönüp baktığımda o his, tüm acılara değer gib...

Mülteciler, sığınmacılar, düzensiz göçmenler… Dünyada yerini terk etmek zorunda kalan 120 milyon insan var ve her biri yeni bir yaşamın eşiğinde. Düzensiz göç, giderek insanlığın en büyük sınavına dönüşüyor. Bir yanda süregiden mavi yakalı krizi, diğer yanda hızla yaklaşan çelik yakalı teknolojisi… Ve bu karmaşanın ortasında, Ortadoğu’daki ateş tüm dünyayı sarma tehlikesi taşıyor. Üçüncü Dünya Savaşı hiç olmadığı kadar yakın! Artık kalıcı barış için sadece diplomasi değil, Gazze’nin yeniden inşasını, iki devletli çözümü ve sürdürülebilir bir ekonomik modeli temel alan cesur bir vizyon gerekiyor. Ama gerçekten tek bir proje insanlığa yeniden umut verebilir mi? Mert Özgün, Kırılma Noktası – Proje: HR Peninsula ile bu soruya hem sarsıcı hem de umut verici bir kurgu üzerinden yanıt arıyor.

Kutu İçeriği: İzmarit ve Kibrit Kutulu Seti Kutu içeriği; 2 Ciltli Kitap 1 Karakter El Yazılı Mektup Poster 2 Poster 2 Ayraç 5 Polaroid Karakter Kartı 2 Sahne Kartı Henüz Ölmeden Kartı - Yazar imzalı

Mülteciler, sığınmacılar, düzensiz göçmenler… Dünyada yerini terk etmek zorunda kalan 120 milyon insan var ve her biri yeni bir yaşamın eşiğinde. Düzensiz göç, giderek insanlığın en büyük sınavına dönüşüyor. Bir yanda süregiden mavi yakalı krizi, diğer yanda hızla yaklaşan çelik yakalı teknolojisi… Ve bu karmaşanın ortasında, Ortadoğu’daki ateş tüm dünyayı sarma tehlikesi taşıyor. Üçüncü Dünya Savaşı hiç olmadığı kadar yakın! Artık kalıcı barış için sadece diplomasi değil, Gazze’nin yeniden inşasını, iki devletli çözümü ve sürdürülebilir bir ekonomik modeli temel alan cesur bir vizyon gerekiyor. Ama gerçekten tek bir proje insanlığa yeniden umut verebilir mi? Mert Özgün, Kırılma Noktası – Proje: HR Peninsula ile bu soruya hem sarsıcı hem de umut verici bir kurgu üzerinden yanıt arıyor.

KAHRAMANLARIN DOĞUŞU, İHANETİN GÖLGESİNDEKİ ONUR... Yüzyıllardır dilden dile anlatılan bir efsane... Görkemli Çin İmparatorluğu’nun çöküşüyle sarsılan bir halk... Ve karanlıkta doğan iki çocuğun, kaderlerini baştan yazacakları destansı bir yolculuk... Jin Yong’un ölümsüz kaleminden Kartallar Efsanesi, yalnızca bir kahramanlık hikâyesi değil; aşkın, sadakatin, ihanetin ve özgürlüğün sınandığı bir evrendir. Daha doğmadan düşman ilan edilen iki oğul, farklı ellerde büyüyüp birbirlerine düşman mı olacak yoksa kana bulanmış bu topraklarda dostluk ve cesaretle yeni bir çağ mı doğacak? Olağanüstü dövüş sanatları, mistik güçler ve tarihin unutulmaz figürleriyle bezeli bu serüven, sizi Song Hanedanlığı’nın çöküş dönemine götürecek. Güç ile adaletin, aşk ile intikamın iç içe geçtiği bu evrende, her ...

KALPLERİ ISITAN, ROMANTİK VE GİZEM DOLU BİR HİKÂYEYE HAZIR MISINIZ? Finlay Ashowan, Daxaria Sarayı’nın hizmetine girdiğinde, herkesin zihninde aynı soru belirdi: Bu genç yaşına rağmen olağanüstü yeteneklere sahip delikanlı kimdi, nereden gelmişti? Onu tanıyan yoktu. Finlay ise mutfağında yemeklerini pişirmekten ve işine karışmaya cüret edenleri kapının önüne koymaktan gayet memnundu. Ama Fin’in sırları çok geçmeden gün yüzüne çıktı. Ev cadısı olduğu ve sadık kedisi Kraken’le birlikte saray entrikalarına karıştığı anlaşılınca, yetenekleri hızla fark edildi. Yemek yapmanın yanı sıra hamile kraliçeyi korumak, kraliyet büyücüsünün gazabına karşı gelmek ve şövalyelere kafa tutmaktan saraydaki casusun kimliğini ortaya çıkarmaya kadar pek çok zorlu maceraya atılacaktı. Ama bu, Fin için yalnızca b...

Bu kitaptaki özlü ve güzel Budist metinleri zihinlerimizin dil ile tarif edilemez tatlı sadeliğini işaret ederler. Bu sadelik, şeyleştirilmiş deneyimimizin karmaşıklığı ve kim olduğumuzu, hayatımızın ne için olduğunu çözmek için kullandığımız kavramsal detaylandırma tarafından genellikle örtülenir. Burada sunulan doha şarkıları entelektüel analiz için bir teşvik niteliğinde değildir. Bundan ziyade onlar, daima mevcut zeminimizin kavranamaz sadeliğine yönelmemiz için nazik yüreklendirmelerdir.

Bin yıl önce, Tibet’in sıradan bir köyünde, genç bir kızın nasıl davranması gerektiğine dair pek çok beklenti vardı. Bir haneyi çekip çevirme ve hayvanlardan elde edilen hiçbir şeyin ziyan olmamasını sağlama gibi vazifelerde eğitilme yolu, evlilik ve aile yaşamının temelini oluşturuyordu. Fakat Machig, içinde farklı bir yaşama ilişkin derin bir manevi vizyon taşıyordu ve köy hayatında yaşadığı her deneyim, onu ait olduğu yerin yüksek tepeler olduğuna, mağaralarda yaşamaya ve hayatını meditasyon uygulamasına adamaya ikna etmişti. Machig’in en güzel ve meydan okuyucu dharma şarkılarından bazı

Kıvılcımlar, James Low’un Budizm’e ilişkin kısa ifadelerinden oluşan geniş kapsamlı bir derlemedir. Bu ifadeler Dzogchen’in doğal açık farkındalıkta kalma yaklaşımın odaklanmaktadır. Karanlık bir gecede kıvılcımlar bize ateşin yerini gösterir, bizi sıcaklık ve ışığa doğru çeker. Çoğu zaman karanlıkta bocalıyor olduğumuzu hissetsek de, farkındalığımız gördüğüm

“DÜNYALARIMIZ BİRBİRİNE KARIŞIYOR...” Yuki ve İtsuomi kendilerine özel bir dünya kurar. Yuki güvende hisseder ve duygularını saklamak istemez. Kurdukları ilişki, aşkın sorumluluklarını da beraberinde getirir.

“GİDEREK DAHA DA ÂŞIK OLUYORUM SANKİ SONU YOKMUŞ GİBİ GELİYOR.” Yuki, tanıştıkları andan itibaren kendisine içtenlikle yaklaşan İtsuomi’ye âşık olur. İkisinin de hisleri derinleşir ve aralarındaki bağ giderek güçlenir. İtsuomi ile attığı her adım Yuki’ye cesaret verir.

BİRLİKTEYKEN ZAMAN NEDEN BU KADAR HIZLI GEÇİYOR?” Kulakları duymayan Yuki’nin dünyası İtsuomi’nin varlığıyla renklenmeye başlar. Onun içten gülümsemesi ve cana yakın tavırları Yuki’nin hislerini daha da güçlendirir. Duygularının peşinden gitmeyi seçen Yuki, yaşadığı aşka sıkıca tutunur ve elinden geleni ya

VE SONSUZA DEK GÖZETİM ALTINDA YAŞADILAR… Toplumun tüm sorunlarına kesin çözüm bulduğunu iddia eden Britanya hükümeti, Evliliğin Kutsallığı Yasası’nı yürürlüğe koymuştu. Artık evlilik yalnızca bir tercih değil, bir zorunluluktu. Bekâr kalmakta diretenler baskılarla mücadele ederken yeni evlenen çiftlere seçkin semtlerde ev, geniş kapsamlı sağlık hizmeti, büyük vergi indirimleri ve çocukları için ayrıcalıklı eğitim gibi avantajlar sunuluyordu.

“BUNUN AŞK OLMASINI İSTİYORUM. AŞKI SEÇİYORUM.” Yuki, kulakları duymayan bir üniversite öğrencisidir. Zor durumda kaldığı bir gün üst sınıflardan İtsuomi yardımına koşar. İtsuomi, Yuki’nin işitme kaybını hi

“Teslimiyeti yaşamaya başladığında tüm dileklerin gerçeğe dönüşecek!” Tasavvufun 19 Altın Kuralı sizi, derin manevi öğretilerle tanıştıracak ve hayatınıza anlam katacak bir yolculuğa çıkarıyor. Mevlana, Şems ve Hz. Muhammed’in sözlerinden ilham alarak hazırlanan bu 19 kural, yaşamın her anını daha derin bir şekilde anlamanızı sağlayacak. Kitap, içsel ışığınızı keşfetmeniz, ruhsal yolculuğunuzu anlamlı kılmanız ve kalbinizin sesini dinleyerek gerçek huzura ulaşmanız için size rehberlik ediyor. Her bir kural, yaşamın farklı yönlerine dair evrensel hakikatleri ve öğretileri sunarken, sizi, kalbinizin ve ruhunuzun gerçek yoluna davet ediyor. Daha huzurlu bir yaşam, daha anlamlı bir yolculuk ve gerçek benliğinizi bulmaya adanmış bir rehber arıyorsanız, bu kitap size ilham verecek ve yolunuzu ay...

“İnsanlar uykudadırlar, ölünce uyanırlar.” – Hz. Muhammed Gerçeklik dediğimiz şey, yalnızca gözlemleyen bilincin bir yansıması olabilir mi? Zaman ve mekân, yalnızca bilinçli bir varlığın onları deneyimlemesiyle mi var ol

Kadınların gücünü geri çağıran, kalıpları yıkan ve tüm dünyada yankı uyandıran bir manifesto… “Kendi gücünü kucaklamak ve yaşamını tutkuyla, anlamla doldurmak isteyen tüm kadınlar için vazgeçilmez bir rehber.”

Küçük bir köyde yaşayan Yoshiki ve Hikaru birlikte büyümüş, yaşıt iki arkadaştır… Yoshiki, başka bir “şeye” dönüşmüş olsa da görünüşü aynı kalan Hikaru ile arkadaşlığını sürdürür. Her ne kadar yanlış bir şey yokmuş gibi davransa da gerçeği görmezden gelmesi mümkün değildir. Hikaru'ya yardım etmek ister ancak suçluluk hissini de önleyemez. Köydeki değişimi fark eden kişiler Yoshiki’yi uyarmaya ve kendilerini korumak için önlem almaya başlar. Hikaru ne kadar tehlikeli görünse de Yoshiki’yi korumak isteyen bir arkadaşı gibidir hâlâ, en azından şimdilik… Kitabın sonunda, artık “Hikaru” olmayan varlığın zihnine kısa bir bakış atmamızı sağlayan özel bir hikâye de yer alıyor!

2023’ün En İyi Korku Romanı ― Esquire, Den of Geek, Paste NEW YORK’UN KALBİNDE BİR BİNA DEĞİL, CAPCANLI BİR KÂBUS YÜKSELİYOR Ana ve Reid’in hayatı, ilk çocuklarının zorlu doğumuyla altüst olmuştu. Doğumda felç kalan Ana hem bebeğine hem de bedenine büyük bir öfke besliyordu. Evlilikleri de bu süreçte parçalanmaya başlamıştı. Fakat aldıkları müjdeli bir haber her şeyi değiştirecekti. New York’un en prestijli apartmanlarından biri olan, Central Park manzarası ve gözalıcı mimarisiyle ünlü Deptford’da uygun fiyatlı bir daire kazanmışlardı. Herkesin hayalini kurduğu bu fırsat, şanslarının nihayet döndüğünü mü gösteriyordu? Ama yeni yuvaları sırlara gebeydi ve gölgelerin arasında gizlenen tehlikeler vardı: Aç, sabırlı ve pusuda bekleyen bir şey. Belki de Manhattan’ın seçkinleri arasında yaşamanı...

Küçük bir köyde yaşayan Yoshiki ve Hikaru birlikte büyümüş, yaşıt iki arkadaştır… Yoshiki, görünüşü aynı kalan ancak başka bir varlığa dönüşen Hikaru ile arkadaşlığını sürdürür. Hikaru aynı kişi gibi davranır, sadece biraz daha çocuksudur. Yoshiki anlayış gösterir, arkadaşının yanında olmak ve ona yardım etmek ister. İki arkadaş günlerini her zamanki gibi geçirir ancak bütün köyü etkisi altına alan tehlike göz ardı edilemez boyuta ulaşır. İnsanların şüphesi ve korkusu giderek artar. Yoshiki, tüm uyarılara rağmen arkadaşının yanında olsa da “canlı” olan ile olmayan arasındaki sonsuz uçurum kendini gösterecektir… Kitabın sonunda okuldaki gündelik yaşamı anlatan kısa bir hikâye de yer alıyor!

12 YILIN ARDINDAN KULEDEN KURTULAN HYEON-WOO, BU SEFER GERÇEK DÜNYADAKİ SINAVLA KARŞI KARŞIYA! ESKİ ÖĞRENCİLERİ BİRER EFSANEYE DÖNÜŞÜRKEN ESAS DÜŞMANIN GÖLGELERİ ORTAYA ÇIKMAYA BAŞLADI BİLE. BİR SONRAKİ MÜCADELE HIZLA YAKLAŞIYOR, BU SEFER AMAÇ SADECE HAYATTA KALMAK DEĞİL AYNI ZAMANDA GERÇEKLERİ ORTAYA ÇIKARMAK. ÖTE YANDAN UZUN ZAMANDIR BEKLENEN KARŞILAŞMA NİHAYET GERÇEKLEŞİYOR: HEYON-WOO, ESKİ ÖĞRENCİSİ Mİ-RYEONG İLE BULUŞUYOR! ACABA BU İKİLİ GÜÇLERİNİ BİRLEŞTİREBİLECEK Mİ? HYEON-WOO, BİR TARAFTAN KENDİSİNİ TUZAĞA DÜŞÜREN KARANLIK GÜCÜN İZİNİ SÜRERKEN BİR TARAFTAN ESKİ HAYATIYLA YÜZLEŞECEK. OYUNUN KURALLARI YENİDEN YAZILIYOR!

Ne zamana kadar bu hayatı sürdürebilirsin? Sadeleşmek, gerçek özgürlüktür. Özgürlükse istediğiniz şeyleri yapmak değil, istemediğiniz şeyleri yapmak zorunda kalmamaktır. Modern dünyanın karmaşası içinde boğulan ve ne yapacağını bilemeyen milyonlarca insana sadeleşmenin, yavaşlamanın, ruhu kitaplarla iyileştirmenin yollarını gösteren, Koreli ünlü yazar Hwang Bo-Reum, bu kez kendi tecrübelerinden yola çıkarak geliştirdiği iyileşme tekniklerini ve yaşama meydan okumanın en zarif, en etkili yollarını kaleme alıyor. Hayatını yavaşlatmak ve içsel huzuru bulmak isteyenlerin yanı sıra yazarlık ve yaratıcılık isteyen işlerle ilgilenenler için de eşsiz bir akıl hocası ve rehber sayılabilecek olan bu kitap, toplumsal beklentilerden ve kalabalıktan uzak, basit ama neşeli ve coşkulu bir yaşamın kapılar...

“The soul becomes dyed wIth the color of Its thoughts.” Marcus Aurelius, emperor of Rome and a devoted student of philosophy, left behind in Meditations not a work of conquest but a profound record of self-examination. Written in the stillness of military camps and the solitude of night, these private reflections reveal a man striving for clarity, patience, and moral strength. This is philosophy stripped of orn

Bir gün bir kapı açılır, “olmaz” dediğin her şey bir anda mümkün olur. Bir gün bir kapı açılır, vazgeçmeye en yaklaştığın anda, hayat yeniden başlar. Bir gün bir kapı açılır ve çektiğin tüm acılar anlam kazanır, neden direndiğini anlarsın.