Uyanış
"Bütün uyuyanları uyandırmaya bir tek uyanık yeter!" III. Dünya Savaşı senaryosu çok önceden yazıldı, şimdi oynanıyor. Dünya, eşi benzeri görülmemiş bir kıyamete yaklaşıyor. Üstelik bu yolda yapılan bütün planlar tıkır tıkır işlemekte... Dünyanın şu durumdaki haline bakınca III. Dünya Savaşı senaryosuna ne kadar uzağız dersiniz? Aslında hiç uzak değiliz, kıyamete fazlasıyla yakınız. III. Dünya Savaşı öngörülere göre Müslümanların ya da Siyonizm’in sonunu getirecek deniyor ama doğru değil. Bu savaş, yeryüzünde yaşayan altıncı neslin, günümüz insan ırkının sonunu getirecek. Dünya bugüne kadar beş büyük kitlesel yok oluş yaşadı. Canlı türlerinin yüzde sekseninin hatta yüzde doksan altısının soyu tükendi. Sekiz buçuk milyara ulaşan dünya nüfusunu iki milyar seviyesine düşürmek için çaresi olma...
Oyunun Sonu
DEVLETLER; ÇIRAKLIĞINDA OYUNA GELİR, KALFALIĞINDA OYUN BOZAR, USTALIĞINDA OYUN KURAR... Fırat Kalkanı’ndan 2020’ye uzanan gizemli bir yolculuğa hazır mısınız? Satır aralarında kaybolmuş olan o devasa ayrıntıları öğrendiğinizde okuduklarınıza inanamayacak, duygularınıza hâkim olamayacaksınız. Televizyonlardan izlediğiniz olayların üzerindeki gizem perdesi kaldırıldığında, o zaferlerin hangi şartlarda geldiğini göreceksiniz. Okuyacaklarınızda, gelecek yüzyıllara bırakılan destanların ilk adımlarını bulacaksınız. Bu serinin SON GÜN ve BÜYÜK İHANET kitaplarında olduğu gibi bu kitapta da hangisinin gerçek hangisinin kurgu olduğu konusunda algılarınızı zorlayacaksınız. Binlerce yıldır insanlık tarihine damgasını vuran bir milletin, nasıl kuşatıldığını görecek, kuşatmaları nasıl yardığına şahit o...
Vatikan ve Tapınak Şövalyeleri
İhraç malı olarak sadece "Dualar ve Emirler"i olan bir devletin, dünyanın en kalabalık topluluğunu yönetip dünyanın en zengin devletlerinden biri olabilmesi "Vatikan Mucizesi"nden başka hangi kelimelerle tanımlanabilir ki? 2000 yıldır ayakta kalan Hıristiyanlık ve onun en güçlü temsilcisi Vatikan’ın gücünün kaynağı nedir? Tarihte nice hanedanlar gelip geçmiş, nice devletler kurulup yıkılmışlar, nice barış antlaşmaları en çok 40-50 yıl dayanabilmişken, Papalık bütün bu altüst oluşlardan kendini koruyup ayakta kalmayı başarmıştır. Üstelik bunu, tüm bu olayları kenarda durup seyrederek değil, tam tersine bütün çalkantıların ve sorunların tam ortasında yer alarak başarmış ve kaybedenler daima başkaları olmuştur. Vatikan ve Tapınak Şövalyeleri’nde Aytunç Altındal dünyanın siyasal, ekonomik ve a...
Gül ve Haç Kardeşliği
Aytunç Altındal, GÜL VE HAÇ KARDEŞLİĞİ’nde Avrupa Birliği’nin Türkiye’de hiç bilinmeyen "gnostik-masonik" yüzünü ve özünü anlatıyor. Bugünkü Avrupa Birliği’ni kuran fikirlerin hangi gizli örgütlerce ne zaman ve nasıl ortaya atıldıklarını, Avrupa Birliği’nde kullanılan sembollerin, örneğin 12 yıldızlı bayrağın gerçekte neyin sembolü olduğunu açıklıyor. "Göze görünmeden" hayatlarımıza yön veren gizli kişileri, örgütleri ve bunların Türkiye bağlantılarını, ismen GÜL VE HAÇ KARDEŞLİĞİ’nde okuyacaksınız. "Gül ve Haç Kardeşliği, Tapınak Şövalyeleri ve masonlar 18. yüzyıldan bu yana ortak (syncretic) bir strateji izleyerek Avrupa Birliği’ni kurmaya çalışmaktadırlar. Söz konusu üç gizli örgütün üç locası son yüzyıldır özellikle Avrupa siyasetinin ‘perde arkasındaki’ en güçlü temsilcileridirler."
Akıl Sağlığı Tsunamisi
Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde filizlenmeye başlayan Türkiye-ABD ilişkileri NATO ile beraber dönüşüp Kore Savaşı’nda Mehmetçiğin yazdığı destanla gelişerek Türk-Amerikan ittifakına; sadece askeri alanda değil, eğitim başta olmak üzere, yönetim, bankacılık, üniversiteler, teknik ve idari uzmanlar vb. derin ilişkiler ağına dönüşmüştür. 1820’den günümüze Evanjelist misyonerlerin Türkiye’deki faaliyetleri anlaşılmadan, "Evanjelist Rearmament/Manevi Cihazlanma Cemiyeti" üzerinden tohumları ekilen cemaat-tarikat ilişkileri araştırılmadan ("Yeşil Kuşak" projesi bunun bir uzantısıdır, FETÖ ve benzeri yapılanmalar bunun ürünüdür), Amerikan Barış Gönüllüleri’nin ülkemizdeki faaliyetleri ve sonraki siyasi, toplumsal, askeri gelişmelerin sebep-sonuç ilişkileri analiz edilmeden (PKK ve terö...
Türkiye'de ve Dünyada Casuslar
Fahişeler ve ajanların yolları neden hep kesişir? Giardano Buruno neden yakıldı? Peki, Jeanne d’Arc? James Bond filmlerinin kahramanları hangi ajanlardan esinlenerek yaratıldı? Yunanistan’ın, NATO’ya dönmesi konusunda Devlet Başkanı Kenan Evren’i, kim ikna etti? Bu kitapta, bu ve daha birçok sorunun yanıtını bulacaksınız Walter L. Pforzheimer, CIA’dan emekliye ayrılmış çok deneyimli bir casus. Ona göre ilk casusluk olayı Âdem ile Havva arasında geçti. İncil’in ünlü Yılanı ilk casus ve Havva da onun ilk Asseti idi. Arkeologlar, Suriye’de günümüzden 3800 yıl önce yazılmış bir tuğla tablette casuslardan yakınıldığını belirtiyorlar. Son 20 yılda ulusal güvenliği boşlamış iktidarların, Türkiye’yi ne denli güvenlik zaafına uğrattıklarının örnekleriyle anlatıldığı bu kitapta Aytunç Altındal, Diğe...
Mesih
İster Suriye’ye ve Irak’a yönelik hareketlilik olsun ister Büyük Ortadoğu Projesi ve Trump’ın en son mega projesi dediği yeni Ortadoğu planı… Bunların hepsinin ortak bir noktası vardı: TEOLOJİ. Yani, insanların inandıkları dini değerler ve bu değerler üzerinden çizdikleri politik yol haritası. Kitabı yazdığımız dönemde olmaz dediğimiz her şeyin neredeyse kitap yazılırken hayata geçmiş olması bizi gerçekten endişeye sevk etti. Her satırında, her cümlesinde, hatta her kelimesinde içimizden gelen tek söz "bu kİtap bİzİ yanıltsın" oldu. BU KİTAP SİZE KIYAMETİN KAPISININ NASIL AÇILACAĞINI ANLATMAYI VAAT EDİYOR. "Sizin inandığınız şey fark etmez. Eğer onlar buna inanıyorsa, bu sizi de etkileyecektir." William Cooper "Maşiah hâlâ gelmedi. O halde gelişini hızlandırmak için bir şey yapın." Menache...
Babil'den Günümüze İsrail-amerikan İlişkileri
Cumhuriyet Türkiyesi, 10 Kasım 1938’den beri sistemli bir şekilde irtifa kaybetti, günümüzde Osmanlı Türkiyesi’nin 1838-1918 şartlarını yaşıyor. Milli güvenliğimizin can damarlarından Türk tarımı çökertildi. Stratejik önemi haiz şirketler, limanlar ve müesseseler çok kolay ve pırasa fiyatına elden çıkarıldı. Türk bankacılık sistemi yabancıların eline geçmek üzere. Sigorta şirketlerimizin sermaye paylarının çoğunluğu ellerine geçti bile. TÜİK’in Aralık 2018 verilerine göre 4,5 milyon Türk işsiz. İşsizlerimizin dörtte biri üniversite mezunu. Türk milleti karnını doyurmanın derdine düşürüldü. Yabancılara toprak satışı, başta GAP bölgesinde üçüncü şahıslar üzerinden İsrail’in aldığı 450 bin dönüm olmak üzere artık Türkiye’nin milli güvenliğini tehdit etmektedir. Eskiden sağcı veya solcu tanıml...
Evanjelizm
Günümüzde tarihte örneğine hiç rastlanmamış bir mefhumla karşı karşıyayız: Farklı inançlar aynı amaca konsantre olmuş durumda. Kral Davud soyundan Yahudilerin beklediği Mesih, özellikle Evanjelist Hıristiyanların beklediği İsa Mesih, başını İran’ın çektiği Şii İslam inancındaki Müslümanların beklediği kayıp 12. imam olan Hz. İsa ile bir kısım Sünni Müslüman tarikat ve cemaatlerin beklediği Mehdi ve Hz. İsa’nın gelişine yönelik 21. yüzyılın ilk çeyreğine atıf yapan kuvvetli inanç ve spekülatif siyasi atraksiyonlar şaşılacak derecede örtüşüyor. Nasıl oluyor da tüm semavi dinler ayrı ayrı amaçlarla aynı kurtarıcıyı bekliyor? Biz kimin neye inandığını yargılamıyoruz. Ancak bu farklı inanç sahibi yüz milyonlar nasıl olup da bir nevi mutabakat içinde olabiliyorlar? İşin bir başka tarafı da gider...
Büyük İhanet
Güvenlik politikaları uzmanı Mete Yarar’dan ülke dinamiklerini yerinden oynatacak sarsıcı bir siyasi roman… Büyük İhanet… 2014 yılında kaleme aldığı 60 Yıllık İttifakta Son Gün adlı çok satan romanıyla iki yıl öncesinden 2016’da yaşanacakları akıl almaz bir kurguyla anlatan Mete Yarar, serinin ikinci kitabı Büyük İhanet’le Türkiye’nin merkezde olduğu büyük ve hain planın karanlık yüzünü yine sürükleyici bir kurgu ve yalın bir anlatımla romanlaştırıyor. Gerçekle kurgunun birbirine karıştığı Büyük İhanet Türkiye’nin doğusunda sürüp giden terörle mücadeleyi, barikatlar sürecini, Suriye ve Irak sınırlarında uygulanmaya başlanan hain planı ve içeriden ihanete uğrayarak düşürülmeye çalışılan Cumhuriyet gerçeğini, yepyeni bir bakış açısıyla tarihe not düşülecek verilerle irdeliyor. * * * "MİT TIR...
Tanrı İmparatorluğu ve Türkiye
Batı’nın İslam dünyasına olan düşmanlığı 20. yüzyılda iyice ivme kazandı. Önce İsrail’in kurulması ve Filistinlilere yapılan sistematik işkence, 1990’lı yıllarda Bosna’da katledilen 500 bin Müslüman, bugün Irak, Suriye ve Afganistan’da öldürülenler... Yani kral çıplak. Batı için Türkiye’nin ne kadar önemli olduğu ve ondan vazgeçemeyeceği de aşikâr. Bu bölgede oynanan oyunlar da hiç bitmiyor. Her türlü ekonomik ve psikolojik harp metotları, siyasal manipülasyonlar olduğu gibi devam ediyor. Çünkü bir şekilde Türkiye’nin büyümesi ve güçlenmesinin önüne geçilmeye çalışılıyor. Yazar Ramazan Kurt, Türkiye üzerine oynanan oyunları, İslamiyet’i yok etmek isteyen Batılı grupların sinsi emellerini, Ortadoğu’daki kirli işleri masaya yatırıyor. Olayların sadece ekonomik ve politik tarafını değil, dini...
Devlet ve Kimlik
"Doğulu Devlet" modelini "Batılı Cumhuriyet" modeliyle deyim yerindeyse "evlendirip" mutlu bir yuva (vatan) kurabilmek çok ama çok zor bir deneydir. Günümüz Türkiye’si işte bu zor evliliği yaklaşık bir asırdır sürdürmüş ve sürdürmektedir. Kendi alanında ilk ve tek örnek evlilik olan bu oluşum, her yönüyle incelenmesi gereken bir fenomendir. Türkiye’de yaşayan bizler ise, Kürt’üyle, Laz’ıyla, Çerkez’iyle vb. işte bu zor evliliği sürdürmeye gayret etmiş olan Doğulu "Baba Devlet" ile Batılı "Anne Cumhuriyet"in çocuklarıyız. Onların arasında yaşanan gerilimlerden etkilenip, aralarındaki uyumdan da hoşnut olmuşuzdur. Her türlü engele ve aksiliğe rağmen onlar bu evliliği sürdürebilmeyi bugüne kadar başardılar, şimdi sıra bizlerde. Doğulu Baba ile Batılı Anne’nin çocuğu olmak bizlerde bir "kimlik...
Abd'nin Kürt Kartı
1998 yılının Şubat ayında ABD’nin yeniden Körfez sularını ısındırması ve Saddam Hüseyin’le Irak’a karşı kapsamlı bir askeri harekâta girişmek istemesi, tüm dünyanın dikkatini ister istemez Ortadoğu’ya çekti. Bunun sonucunda, 1990 yılındaki Körfez Krizi sonrası meydana gelen tartışmalar yeniden alevlendi. Tartışmaların ve soruların odak noktasında şüphesiz ki ABD’nin bölgeye yönelik politikaları ve emelleri yer alıyordu. ABD, Irak’ın toprak bütünlüğünü destekliyor muydu? Daha da önemlisi ABD’nin Kürt politikası neydi, bağımsız bir Kürt devleti istiyor muydu? Bilinen bir gerçek vardı ki, o da, gerek Türkiye’deki, gerekse İran, Irak ve Suriye’deki Kürtler, ABD açısından bölgedeki vazgeçilmez piyonlardı. Gazeteci yazar Turan Yavuz’un kaleme aldığı bu kitap, İkinci Dünya Savaşı’ndan 1990’ların ...
Biyo-politik Savaşlar
ABD başkanı seçilen Trump, ilk iş olarak Paris İklim Anlaşması’nı neden iptal etti? Su ve gıda savaşları sebebiyle aç susuz kalacak olan milyarlarca insanın küresel göçünün sonuçları ne olacak? Yeryüzündeki su ve gıda zincirinin sadece on uluslarüstü şirket tarafından kontrol edilmesine kim dur diyecek? Küresel elitler neden yeryüzünde ulus devletler üstü iklim yönetim şekli bir zarurettir diyorlar? "Dünya nüfusunu 300 milyona indirelim" kıyamet söylemi kim tarafından dile getiriliyor? ABD Başkanı Trump’ın küresel iklim değişikliğine karşı "alternatif bilim" diye ortaya attığı doktrin nedir? Türk tarımını ABD’nin GDO’lu tarım ürünlerinin, İsrail menşeli tohumlarının istilası altına kim sokmuştur? Küresel iklim değişikliğinin IMF-BM destekli Küresel İklim Yönetimi’ne yönelik manipülasyonlar...
Kültür Emperyalizmi
Benzerlik ve farklılıkları ele almak, "kültür emperyalizmi"ne karşı kullanılabilecek en güçlü yöntemlerden biridir. Tek taraflı değil, nesnel gerçekliği ele alan bir bakış açısıdır. Benzerlikler (eşitlik değil) ve farklılıklar, bireyi ve toplumları tanımlayan öğelerdir. Farklılıkları abartarak öne çıkarmak kimlik değerlerimizin (identity stracture) dengesini (equilibrium) bozar. Aynı şekilde sadece benzerlikleri öne çıkarmak, onlara bağlanmak da kişiliği (personality) ortadan kaldırır. Kimlik konusu son yıllarda çok tartışıldı. Ben de bu tartışmalarda çok kez taraf olarak yer aldım. Söylenen şuydu: "Farklılıklarımızı görmeyin, bakın biz sizlere benzemek için yırtınıyoruz." Kimliksizleşme ve kişiliksizleşme işte budur. Bu kitapta yer alan yazılar da –1970’lerden bu yana– kimlik ve kişilik k...
Narkoz
"Kimin kral olduğu umurumda bile değil. Çünkü para arzını kim kontrol ediyorsa, imparatorluk da onundur." – Nathan Rothschild "Bu güç benim elimde olduktan sonra kanunları kimin yaptığı hiç fark etmez." – David Rockefeller "Ben sistemin zaaflarından hareketle para kazanıyorum." – George Soros NARKOZ, yaklaşık yüz elli yıldır finans elitler ile devletler arasında oynanan bir oyunun ve bunun farkına varamayan narkozlanmış beyinlerin hikâyesidir. Her türlü aracın en acımasız şekillerde kullanıldığı bu oyunun ardında tabii ki bütün oyunlarda olduğu gibi bankerlerin parmağı var. Küreselleşme en çok onların işine yaradı. Bilişim teknolojisi emirlerinde. Dünyanın her yerine borç verip onları sömürecek ve köleleştirecek güce ulaştılar. Bugün, küresel finans elitler, mükemmel bir netwo
Yenilenen Dünya Eskimeyen Türkiye
Dünyayı finans-kapital mi yönetiyor? Para sahiplerinin amacı ne? Jeopolitik geri gelirken devletlerin konumu ne? Dünya düzeni yenileniyor mu? 2019 kriz yılı mı? ABD hegemonyası bitiyor mu? Asya çağı ne demek, Çin dünyanın yeni lideri mi? Tek kutupluluk yerini çok kutupluluğa mı bırakıyor? Neoliberalizm ve küreselleşme neden tıkandı? Trump nasıl seçildi? Küreselcilerle ulusalcılar neden kapışıyor? Korumacılık yeni norm mu oluyor? Brexit AB’nin çöküşü mü demek? Dijital devirde dünya nereye gidiyor? Türkiye dünyadaki değişimin neresinde? Neoliberalizm Türkiye’ye uygun mu? Ekonomik krizler kaderimiz mi? Krizlerden çıkışın çözümü politik mi? Doğu
Şeytanın Kara Kutusu
Emniyet Mahrem Yapılanması Raporu ilk defa bu kitapla gün yüzüne çıkıyor. Raporu okuduğunuzda ve örgütün yeni Renklendirme stratejisini öğrendiğinizde tehdidin hâlâ devam ettiğini ve ne kadar dehşet verici olduğunu göreceksiniz. Şeytani örgüt FETÖ, tekrar ele geçirmek istediği devlete karşı savaşmak için "Renklendirme" stratejisine geçti. İlim Yayma Cemiyeti, Milli Görüş, MHP, BBP, CHP, AKP ve SP yanında Nakşi, Kadiri, Halveti, Nur cemaatleri; Erenköy, Çarşamba, İslamoğlu gibi tarikatlara sızıyor, toplumsal örgütlenmelerin içinde, medyayı, gazetecileri, siyasetçileri parmağında oynatıyor. FETÖ’nün tüm bu planları, örgütün "Emniyet Mahrem Yapılanması" arşivinden çıktı; yani şeytanın kara kutusu açıldı. Bu onun son çırpınışı...
Oyun Teorisi
Öyle bir oyun düşünün ki bütün oyuncular aynı ekipten. Yani siz, kendi ekibinizden birine karşı oynuyorsunuz. Muhteşem bir kriptolojik kurgu! Rakibiniz aslında sizinle aynı amaçlara hizmet eden biri oluyor. Siz ve rakibiniz (!) sizin için hangi strateji en büyük getiriyi sağlıyorsa onu tercih ediyorsunuz. Siz açıktan yapıyorsunuz, o ise gizliden gizliye yapıyor. Size karşı oynuyormuş gibi gözükerek size hizmet ediyor. Burada guguk kuşu, rakibinizin bizzat kendisi olmuş oluyor. Bir kripto. Çok çeşitli sahalarda bunun uygulamalarını görmek mümkündür. Örneğin kendi elemanınızı, rakip bir kuruluşun önemli bir yöneticisi yapmayı başarmanız gibi bir şey! Bugün bize karşı kurgulanan bütün oyunları tek tek çözümlemeye başladığımızda, aslında hepsinin anasının bir dünya hâkimiyeti oyunu veya kurgus...
Dün Bugün Yarın
Dün Bugün Yarın; hayatını terör örgütleriyle mücadeleye adamış, onlarla hem kora kor dağlarda çarpışmış hem de istihbarat alanında büyük darbeler indirmiş aydın bir Türk subayının, yakın tarihimizin kısa özetini sunduğu hatırat-ı hasbıhalidir. Kimi trajikomik, kimi üzücü, kimi de tebessüm ettiren anekdotlarıyla PKK’dan Hizbullah’a, cemaat kumpaslarından İsrail’e, İmralı’dan Silivri’ye uzanan bir sürecin en yakın tanıklarından ve mağdurlarından Hasan Atilla Uğur’un akıcı ve akılda kalıcı bir üslupla kaleme aldığı bu kitabı okurken, düne ait bilmediklerimiz, bugünle ilgili göremediklerimiz ve yarına yönelik öngöremediklerimiz hakkında çok değerli ve şaşırtıcı bilgilere sahip olacaksınız. - İsrail görevim sırasında neler yaşadım? - Askerlik vazifem boyunca kaç suikasta uğradım? - Apo’yu sorgu...
Haşhaş ve Emperyalizm
Haşhaş ve Emperyalizm iki başlık altında toplanabilecek bir araştırmadır. İlkinde Anadolu, özellikle de Ege köylüsünün ana geçim kaynaklarından biri olan ulusal ürünümüz haşhaşın "12 Mart" ve "emperyalizm" duvarına toslayarak yasaklanması ve bunun meydana getirdiği sonuçlar irdeleniyor. Diğerinde ise Aytunç Altındal’ın 1969-1974 yılları arasında yayımlanmış incelemeleri ile makaleleri yer alıyor. Yayımlandıkları günlerde oldukça ilgi çekmiş olan bu tespitleri okuyup da analitik açıdan değerlendirebilenler kapitalist-emperyalist sömürünün tarımsal alandaki özelliklerini gösteren bazı somut örnekleri bulacaklardır. İlginç olan bir diğer husus da şudur ki, bu kitapta öngörülmüş olan tüm varsayımlar daha sonraki yıllarda bu öngörüleri doğrulayacak şekilde gerçekleşmiştir. Örneğin günümüzden ya...
Küresel Ekonomik Kriz ve Yeni Dünya Düzeni
2008 mali krizinin sebep olduğu yıkımın mali bilançosu her geçen gün artıyor. Öyleyse krizin başında açıklanan, çözüme yönelik rakamları tarihe not düşmek açısından, insanlığın nasıl kandırıldığını göstermek bakımından değiştirmenin doğru olacağını düşündüm. Zira krizin 2013’ün ortasındaki küresel maliyeti 30 trilyon dolar olarak telaffuz edilmekle birlikte tam maliyetinin daha fazla olacağı ve önümüzdeki yıllarda daha da artacağı tahmin ediliyor. Zaten kitabımızın ana teması rakamlar olmayıp, başta Amerikan halkı olmak üzere, neoliberal politikaların insanlığı ve milli devletleri nasıl ve hangi tür bir girdaba soktuğudur. Bu bağlamda kitabın üçüncü baskısına "Finansal Ekonomide Oyun Teorisi ve Yaklaşan Küresel Finans Savaşı İçin Bilinçaltı Operasyonları" başlıklı bölümü ekledim. Okuyucula...