Unutulmuş Bir Suikastın Anatomisi
“Nefret sisinin içinden sıkılan kurşunlar önce Bahadır’ı sonra da Hrant’ı vurdu. İkisi de arkadaşımdı.”27 Ocak 1973 tarihinde ABD’nin Kaliforniya Eyaleti’nin Santa Barbara kentinde iki Türk diplomat tuzağa düşürülerek öldürüldü. Katil 77 yaşında Ermeni kökenli bir Amerikan vatandaşıydı. Olay büyük bir şaşkınlık yarattı. Bunun yıllarca sürecek kanlı bir terör dalgasının ilk eylemi olabileceği kimsenin aklına gelmedi. Katil kimdi? Tanımadığı iki Türk’ü niçin öldürmüştü? Arkasında kimler vardı? Bu soruların yanıtları 40 yıl süreyle saklı kaldı. Şimdi, soruşturmacı gazetecilerin “hoca”sı Haluk Şahin, gizliliği yeni kalkmış bin sayfalık FBI raporundan da yararlanarak tüm gerçekleri açıklıyor. Ortaya şaşkınlık uyandıracak bir tablo çıkıyor.“Haluk Şahin Amerika’yı ve Santa Barbara’yı çok iyi bilm...
Oyun Devam Ediyor
Dünya herkesindir ve tektir!... Türkiye dünyada tek başına yaşayamaz!... Dinde terör olamaz. Her din iyi insan üzerine bina edilmiştir. Müslüman dünyasında birlik ve beraberlik yoktur. ABD’nin IŞİD ile mücadele için kullandığı YPD-YPG-PKK mikro milliyetçiliğin teşvikine açık örnek değil mi!... 11 Eylül saldırısı ABD’nin yarattığı canavar tarafından evinde vurulması değil midir!... Almanya’da Nazilerin II. Dünya Savaşı sırasında Yahudileri hunharca katletmeleri nasıl izah edilebilir!... Bu hangi dini kuralla açıklanabilir!... Buna da “Yahudifobi” mi denecektir!... Günümüzde İsrail’in Filistin’de yaptığı zulüm hangi kutsal kitaba sığmaktadır!... Kıbrıs sorununun çözümünde en önemli engellerden birinin Kilise olduğu bilinmiyor mu!... Başkan Trump’ın dünyayı kaosa sürükleyebilecek pek çok vaad...
Ne Şikesi Memleket Elden Gidiyor
“Öfkelenin! Direnişin ilk aşaması öfkelenmek, yaşanan haysiyetsizliklere kayıtsız kalmamak, infial duymaksa, ikinci ve belirleyici aşaması eyleme geçmektir.”– Stephane Hessel• Fenerbahçe neden 1998’den beri Cemaat’in hedefindeydi?• Kumpasın ilk planları, hangi Fenerbahçelinin evinde yapıldı?• Fenerbahçe için özel olarak üretilen 6222 Sayılı Kanun’da kimlerin parmak izleri vardı?• Özel yetkililerin “cep rehberi” 3 Temmuz Operasyonu’nda nasıl adım adım uygulandı?• Kumbağ Plajı’nda güneşlenen küçük kızın sarı lacivert havlusu operasyonun tarihini nasıl belirledi?• Aziz Yıldırım, Savcı Mehmet Berk’e bağırarak neler söyledi?• “Taksim Yürüyüşü” neden iptal edildi?• İddianamedeki unutulmayacak “40 çelişki” neydi?• Aziz Yıldırım’ın Metris’te cama yapıştırdığı notta ne yazıyordu?• Samandıra’da duva...
Feto
Fethullah Gülen’in örgüt yapılanmasını belgelerle ve fotoğraflarla anlatan Nurettin Veren, örgütün kuruluşundan itibaren Fethullah Gülen’in baş imamları arasında yer almış ancak örgüte bağlılığında kusurlu bulunduğu için Gülen tarafından aforoz edilmiş eski bir örgüt üyesi...Gülen Hareketi’ni tüm çıplaklığıyla otopsi masasına yatıran Nurettin Veren, yıllarca kasalarda kilitli tutulmuş belgeleri ve fotoğrafları da gün yüzüne çıkarıyor.Sarsıcı, yıkıcı ve tedirgin edici pek çok bilgiyi cömertçe kaleme alan Nurettin Veren, iyi düşünülmüş, iyi hesaplanmış ve büyük bir soğukkanlılıkla hayata geçirilmiş FETÖ kuşatmasının stratejilerini ve şifrelerini de bir bir ortaya koyuyor.• Siyasilerden işadamlarına, sanatçılardan futbolculara kadar kimler bu yapılanmanın palazlanmasında rol oynadı?• Kimlere ...
Kainat İmamı Fethullah Gülen
Soruşturma dosyasını elime aldığımda, artık Türkiye’nin eskisi gibi olmayacağını daha somut anlamıştım. Gladyo, derin devlet, F tipi çete ya da yeni deyimle "Paralel Yapı" yıllar sonra tekrar savcıların önündeydi. Peki, bu sefer bir adım atılabilecek miydi?Aydınlık gazetesinde soruşturma dosyasını yayımladıktan sonra, Fethullah Gülen hakkımda 6 ayrı şikayet yaptı… Elimdeki dosya bilgileri Gülen’i rahatsız etmişti… Demek ki doğru yoldaydım.Derin devlet bir kez daha suçüstü yakalanmıştı!Bu çalışma, herkesin bugüne kadar aradığı ancak yanıtını bulamadığı derin ilişkilere mercek tutuyor ve bu ilişkileri belgeleriyle anlatıyor.Elinizde tuttuğunuz bu kitapta, cemaatin Türkiye’de nasıl bir örgütlenme yaparak büyüdüğünü, işleyiş ve ilişkilerini tanık ifadeleriyle göreceksiniz...Tayyip Erdoğan’ı ce...
İhanet İttifakı
FETÖ Türklerin Anadolu’daki son 1000 yıllık tarihleri içinde karşılaşmış oldukları en büyük iç düşmandır. Büyük Selçuklu, Anadolu Selçuklu, Osmanlı devletleri ve Türkiye Cumhuriyeti’ni kapsayan bu 1000 sene içinde Türk devletleri hiç FETÖ kapsamında devlet ve toplum içine sızmış, güçlü bilgi ve ekonomik ağ şebekesi oluşturmuş dış bağlantılı bir örgütle karşı karşıya olmamışlardır. FETÖ henüz yeterince araştırılmış ve anlaşılmış bir örgüt değildir. FETÖ, bir terör örgütü olmaktan öte öncelikle bir casusluk şebekesidir. Bu örgütün ilişki ağında PKK önemli yere sahiptir. Vedat Yenerer yine çok az kişinin üzerinde kapsamlı bir şekilde düşündüğü bir konu olan FETÖ-PKK ilişkilerini araştırma konusu yapmıştır. Sadece açık kaynaklara dayanılarak yapılan bu çalışma bu konudaki ilk yazılı belge olma...
Tünelin Sonu Kriz
AKP iktidarında ekonomi için hep pembe tablolar çizildi. Hükümet; büyüme, ihracat, kalkınma, istihdam, zenginleşme alanında pek çok slogan üretti. “10 yılda üç katı büyüdük”, “Kriz teğet geçti”, “İhracatta rekor kırdık” gibi sözler kamuoyunda çok tartışıldı.Peki, açıklanan rakamlar, çizilen tablolar gerçeği yansıtıyor mu?Hayır!Türk ekonomisinin son 10 yıllık özeti; her alanda borçlanma, ithalat, dış ticaret açığı ve üretimsizliktir. AKP, büyüme rakamlarında halkı kandırıyor. Türk Lirası aşırı değerli, reel sektörün döviz açığı çok yüksek. Dış finansman ihtiyacımız çok yükseldi; rezervler yetersiz. Üretmiyoruz, ithal ediyoruz. ABD Merkez Bankası (FED), IMF, Dünya Bankası gibi kuruluşların raporlarına göre; yeni küresel krizde en riskli ülke Türkiye. Mevcut durum, Yunanistan ve İspanya’nın k...
İmralı Tutanakları
2012 yılının Aralık ayı sonunda dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, yine dönemin MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın Abdullah Öcalan ile görüştüğünü açıklayıp yeni bir süreç başlatıldığını açıklamıştı.Destekleyenler, “PKK’nın silah bırakacağını”, “Türkiye’de artık terör eylemleri olmayacağını ve bunun sayesinde Türkiye’nin güçleneceğini” söylüyordu.Tepkilerin temelinde ise sürecin sonunda PKK’nın güçleneceği, bölgenin kan gölüne dönüşeceği, yeni açılımın yine Büyük Ortadoğu Planı eksenli bir hareket olduğu yer alıyordu. Açılım başladıktan sonra çatışmalar durdu, ancak PKK silah bırakmadı. Ardından PKK’nın şehir örgütlenmesinin güçlenmesine, Suriye’de yoğunlaşmasına, 6-8 Ekim Ayn el Arap (Kobani) eylemlerine şahit olduk. Askerin en başından devre dışı kaldığı süreci araştırırken, Abdullah Öcal...
Asi Kızlar, Bilge Kadınlar
Sahnede, akademide, sokakta ya da evde, cesaretle ve inatla isteklerinin peşine düşen kadınlar, Türkiye kadınlarının gücü ve umudu oldular. Yasaklara rağmen sahneye çıkan Afife, yaralı yanaklara dokunan Türkan, içinden geçeni her koşulda söyleyen Adalet ve ilkleri yazan daha onlarca isim, kadın gücünün simgesi haline geldiler.Asi Kızlar ve Bilge Kadınlar’da, her biri kendi alanındaki başarısıyla aklımızda yer eden 35 kadın yan yana geliyor ve bize özgürlüğün bahşedilemez ama kazanılabilir olduğunu gösteriyor.
Ramazan Kurtoğlu 3 Kitap Set
Akıl Sağlığı Tsunamisi Biyo-Politik Savaşlar Babil'den Günümüze İsrail-Amerikan İlişkileri
Bu Noktaya Nasıl Geldik?
"Para; açları, umutsuzları, kırılmışları, açgözlüleri, muhtaçları baştan çıkarmaya devam ettiği sürece kardeşler arasında her zaman savaş olacaktır." Kitaptaki sayfalar, insanlığın büyük bir dönüşüm yaşadığı tarihin bu tuhaf anında, bir Japon’un bakış açısıyla, Ortadoğu düzeninin içinden geçtiği dönüm noktalarını anlatmaktadır. Bu kitap, sürekli bir değişim halinde olan ve Covid-19 pandemisinin karanlığında değişim süreci iyice hızlanan Ortadoğu ve Doğu Asya uluslararası siyasetine ışık tutan bir projektör görevindedir. Satoshi Ikeuchi, Tokyo Üniversitesi İleri Bilim ve Teknoloji Araştırma Merkezi’nde (RCAST) Din ve Küresel Güvenlik Profesörü’dür. Ortadoğu siyasetinde uzmanlaşmıştır. Aynı zamanda uluslararası ve bölgesel çalışmalar üzerine araştırmaların merkezi olan RCAST Acil Stratejiler...
Muhalif Sesler Kitabı
"En güçlü silah sözcükler ve fikirlerdir." Spartaküs’ten Bağdat’ta Bush’a ayakkabı fırlatan protestocuya kadar tarih boyunca her çağda ve her kıtada insanlar krallara ve iktidarlara karşı mücadele etmiş, isyanın sesini duyurmuşlardır. Kimi zaman toplumu cesaretlendirmiş, kimi zaman da yıllar sonra alevlenecek isyanlara esin kaynağı olmuşlardır. Muhalif sesler Antik Yunan’dan Çin’e, oradan Mısır’a kadar yankılanmış, İslam ve Musevilikte şair ve filozofların sesine ses katmıştır. Arap kölelerin isyanlarında ve ortaçağdaki Osmanlı karşıtı ayaklanmalarda da yükselen bu muhalif sesler modern çağın başlangıcında Hollanda ve İngiliz devrimlerinde yükselmiş, Fransız, Haiti, Amerikan, Rus ve Çin devrimlerinde katlanarak büyümüştür. Savaş ve ekonomik baskıya karşı direnen sesler yakın dönemde Beijin...
Devşirme: Asker ve Mürit
Asker ve müridin aynı anda görüldüğü devşirme sisteminin modern dönem Türkiye’sine de önemli yansımaları söz konusu. Ancak ordu ve tarikatlar benzeştiği kadar ayrışırlar da. Ordular bu dünya ile, tarikatlar her iki dünya ile de ilgileniyor. Ordular, kuralcı ve kitabi hayatlar önerirken tarikatların cezbeli bir yaşantıları var. Orduda sorgulanan lider, tarikat ve cemaatte hatadan münezzeh. Bu eser, her türlü tarikat ve cemaat düzeninin, ordu ve devlete uygulanması durumunda çözülmenin kaçınılmaz olduğunu anlatıyor. Prof. Dr. Abdülhaluk Çay, E. Devlet Bakanı / Akademisyen Bu kitapta okuyucu, Türk toplumunun tarihi ve sosyolojik derinliklerinde bir gezintiye çıkarılıyor. Devşirme, devletin temel kurumlarından olan ordu yapılanması ile kendini ve aklını şeyhinin eline teslim eden tarikat ve ce...
Avrupa'dan Sonra
"Türk okuru Avrupa Birliği’ne Türkiye sınırına yakın bir yerden, Bulgaristan’dan bakan Krastev’i okuyunca Türkiye’deki geleneksel Avrupa Birliği lobiciliğinin sunduğu Avrupa Birliği’nden farklı bir Avrupa Birliği fotoğrafı çektiğini görecek. Bu değerli çalışmanın Türkçesini yayımlayan Destek Yayınları’nı tebrik ediyorum." – Prof. Dr. Ümit Özdağ Ünlü siyaset bilimci ve fikir insanı İvan Krastev, bu kışkırtıcı kitabında Avrupa Birliği’nin geleceğini ve belki de bir geleceğinin olmama ihtimalini derinlemesine ele alıyor. Kıtada aşırı sağ milliyetçi partilerin yükselişe geçmesiyle ve Birleşik Krallık’ın Brexit planlarıyla birlikte, Avrupa Birliği şimdiye kadar hiç yaşamadığı kadar büyük bir karmaşa ve şüphe içinde. Krastev, kitapta Avrupa’nın başlıca sorunlarına (özellikle de Ortadoğu, Kuzey A...
Gül ve Haç Kardeşliği
Aytunç Altındal, GÜL VE HAÇ KARDEŞLİĞİ’nde Avrupa Birliği’nin Türkiye’de hiç bilinmeyen "gnostik-masonik" yüzünü ve özünü anlatıyor. Bugünkü Avrupa Birliği’ni kuran fikirlerin hangi gizli örgütlerce ne zaman ve nasıl ortaya atıldıklarını, Avrupa Birliği’nde kullanılan sembollerin, örneğin 12 yıldızlı bayrağın gerçekte neyin sembolü olduğunu açıklıyor. "Göze görünmeden" hayatlarımıza yön veren gizli kişileri, örgütleri ve bunların Türkiye bağlantılarını, ismen GÜL VE HAÇ KARDEŞLİĞİ’nde okuyacaksınız. "Gül ve Haç Kardeşliği, Tapınak Şövalyeleri ve masonlar 18. yüzyıldan bu yana ortak (syncretic) bir strateji izleyerek Avrupa Birliği’ni kurmaya çalışmaktadırlar. Söz konusu üç gizli örgütün üç locası son yüzyıldır özellikle Avrupa siyasetinin ‘perde arkasındaki’ en güçlü temsilcileridirler."
Türk'e Yeni Dünya
Türk milleti tarihin 6 bin yıllık bir bölümünde, Pasifik Okyanusu’ndan Atlantik Okyanusu’na, Kuzey Avrasya’dan Afrika’da Büyük Sahra’ya, Asya’da Çin ve Hindistan’a erişen devletler kurmuştur. Şimdi 2023 yılında Türkiye Cumhuriyeti varlığının ikinci yüzyılına ulaşırken, Avrasya’dan Türk Dünyası’nın yeniden doğduğunu görmek mutluluğuna da ermiş bulunuyoruz. Yeni bir dünya, Türkiye’ye, büyük tarihine yakışan bir gelecek vaat ediyor. Bu kitap, bu umutla başlatılan çalışmaların ilk yıllarında yapılanların kısa bir hikâyesidir. Türk Dünyası, başarılarını güçlü bir işbirliğiyle muhakkak medeniyetin&
Mesih
İster Suriye’ye ve Irak’a yönelik hareketlilik olsun ister Büyük Ortadoğu Projesi ve Trump’ın en son mega projesi dediği yeni Ortadoğu planı… Bunların hepsinin ortak bir noktası vardı: TEOLOJİ. Yani, insanların inandıkları dini değerler ve bu değerler üzerinden çizdikleri politik yol haritası. Kitabı yazdığımız dönemde olmaz dediğimiz her şeyin neredeyse kitap yazılırken hayata geçmiş olması bizi gerçekten endişeye sevk etti. Her satırında, her cümlesinde, hatta her kelimesinde içimizden gelen tek söz "bu kİtap bİzİ yanıltsın" oldu. BU KİTAP SİZE KIYAMETİN KAPISININ NASIL AÇILACAĞINI ANLATMAYI VAAT EDİYOR. "Sizin inandığınız şey fark etmez. Eğer onlar buna inanıyorsa, bu sizi de etkileyecektir." William Cooper "Maşiah hâlâ gelmedi. O halde gelişini hızlandırmak için bir şey yapın." Menache...
Evanjelizm
Günümüzde tarihte örneğine hiç rastlanmamış bir mefhumla karşı karşıyayız: Farklı inançlar aynı amaca konsantre olmuş durumda. Kral Davud soyundan Yahudilerin beklediği Mesih, özellikle Evanjelist Hıristiyanların beklediği İsa Mesih, başını İran’ın çektiği Şii İslam inancındaki Müslümanların beklediği kayıp 12. imam olan Hz. İsa ile bir kısım Sünni Müslüman tarikat ve cemaatlerin beklediği Mehdi ve Hz. İsa’nın gelişine yönelik 21. yüzyılın ilk çeyreğine atıf yapan kuvvetli inanç ve spekülatif siyasi atraksiyonlar şaşılacak derecede örtüşüyor. Nasıl oluyor da tüm semavi dinler ayrı ayrı amaçlarla aynı kurtarıcıyı bekliyor? Biz kimin neye inandığını yargılamıyoruz. Ancak bu farklı inanç sahibi yüz milyonlar nasıl olup da bir nevi mutabakat içinde olabiliyorlar? İşin bir başka tarafı da gider...
Satılık Müttefik
1962 yılında ABD, Sovyetler Birliği ve Küba arasında bir füze krizi yaşandı. Üçüncü Dünya Savaşı kapıdaydı adeta. Üstelik bu büyük tehlikenin tam ortasında yer alan bir ülke daha vardı: Türkiye... Füze krizi aslında Türkiye ve Küba’da bulunan nükleer füzeler yüzünden patlak vermişti. Türkiye hakkında konuşan pek yoktu. Ne var ki kapalı kapılar ardında konu edilen gizli bir pazarlık söz konusuydu. 1962’den beri Küba kriziyle ilgili pek çok kitap yazıldı, sayısız panel ve tartışmalar düzenlendi. Başaktörler ABD Başkanı John F. Kennedy ve Sovyetler Birliği lideri Nikita Hruşçev’in sergilediği "hünerler" gözler önüne serildi hep. Ancak krizin diğer iki önemli oyuncusu Türkiye ve Küba, göz ardı edildi. Amerika’nın "dost müttefik" ilan ettiği Türkiye, nasıl oldu da "satılık müttefik" oluverdi? G...
İkinci Vatan
1967 yılında hiç paraları yokken Amerika’nın kapısını çalan Tansu ve Özer Uçuran Çiller, nasıl oldu da ABD’de dolar milyoneri oldular? Tansu Çiller, Türkiye Cumhuriyeti başbakanı olduğunda aslında Amerikan vatandaşı mıydı? ABD pasaportu taşıyor muydu? Daha da önemlisi, hayatının sonuna kadar Amerika’nın çıkarlarını dünyanın dört bir yanında koruyacağına dair elini kalbinin üzerine koyup yemin etmiş miydi? İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek’in ileri sürdüğü gibi, CIA’den maaş alan bir ajan mıydı? Gazeteci yazar Turan Yavuz’un kaleme aldığı bu kitap, bir dönemin Türkiye siyaset sahnesine damgasını vurmuş olan Tansu Çiller’in siyasi arenada yaptıkları ve yapmadıklarından çok, Amerika Birleşik Devletleri ile ilişkisinin hikâyesidir.
Çuvallayan İttifak
Yer: Pentagon-Savunma Bakanı Rumsfeld’in ofisi Tarih: 1 Mart 2003-Washington saatiyle sabah 11.00 Savunma Bakanı Donald Rumsfeld’in ofisindeki sakin bekleyiş sürüyor. Rumsfeld’in yanında Pentagon’un iki numarası Paul Wolfowitz, ABD Kongresi’nin Cumhuriyetçi kanadından bir temsilci ve 5-6 askeri ve sivil danışman var. Herkesin kulağı Ankara’dan, TBMM’deki tezkere oylamasından gelecek sonuçta. Odada olumlu bir hava esiyor. Herkes "Türkler bizi bu konuda epey uğraştırdı ama sonunda oldu" düşüncesinde. Sonunda sakin atmosferi çalan telefon bozdu. Telefon, Ankara’daki büyükelçilikten geliyordu. Arayan yetkili, tezkere oylamasının sonuçlandığını ve 250 ret oyuna karşılık 264 kabul oyuyla tezkerenin kabul edildiğini söylüyordu. Bir anda herkesin yüzü güldü, birbirlerini kutlamaya başladılar. Türk...
Darbenin Kayıp Saatleri
15 Temmuz’u tek başına bir darbe girişimi olarak mı alacağız yoksa geniş fotoğrafa mı yerleştireceğiz? Bunu hiç düşündünüz mü? Yıllardır Büyük Ortadoğu Projesi’nin tehlikelerine dikkat çekenlerin 15 Temmuz’u bir grubun basit bir darbe girişimi olarak görmesi mümkün mü? Dibimizde bir kaos yaşanırken, içimizde terör örgütleri pusudayken 15 Temmuz’u bunlardan bağımsız ele alamayız. Büyük bir yapbozun parçasını yaşadık o gece. Buradaki şablonu ve amacı anlayamaz, öğrenemezsek karşımızdaki gücün olası diğer hamlelerinde başarısız olabilir, tökezleyebiliriz. Biz bu kitapta size sözünü ettiğimiz yapbozun küçük bir parçasını değil, bütün şablonu okuyabileceğiniz önemli verileri aktarmaya çalıştık. Çünkü 15 Temmuz gecesi kripto bir suç örgütü tarafından bireylere yönelik değil Türk milletine karşı ...
Erbakan
Aslında Türkiye’de iki tane Meclis var. Birisi bu Meclis, biz avam meclisiyiz. Paryalar meclisi. Bir de bize hiç sorulmadan yürütülen işlerin meclisi var. O da lortlar kamarası, rantiyecilerin meclisi. Bu bütçenin dörtte üçü bu Meclis’e gelmiyor. Nedir bu? Borç ve faiz. Kim karışıyor buna? Bunu rantiyeciler kontrol ediyor. Bizim kontrolümüzden çıkarılıyor. Onların kendi meclisleri var. Hepiniz bunu biliyorsunuz. O meclislerde Hükümet bu ay şu kadar faizle şu kadar borç alsın diye onlar karar veriyor ve o kadar da borç alınıyor. Bu devlet böyle yönetiliyor. Bu gerçekleri birbirimizden gizlemeyelim. İşte biz gerçek demokrasi istiyoruz. Bunlara bu Meclis, bu Hükümet karar vermeli... Herhangi bir kimse, Malazgirt’te inanışının şahlanışını yaşamadan, Kosova’da, Niğbolu’da bir kılıç olup parlama...