
Uyanış
"Bütün uyuyanları uyandırmaya bir tek uyanık yeter!" III. Dünya Savaşı senaryosu çok önceden yazıldı, şimdi oynanıyor. Dünya, eşi benzeri görülmemiş bir kıyamete yaklaşıyor. Üstelik bu yolda yapılan bütün planlar tıkır tıkır işlemekte... Dünyanın şu durumdaki haline bakınca III. Dünya Savaşı senaryosuna ne kadar uzağız dersiniz? Aslında hiç uzak değiliz, kıyamete fazlasıyla yakınız. III. Dünya Savaşı öngörülere göre Müslümanların ya da Siyonizm’in sonunu getirecek deniyor ama doğru değil. Bu savaş, yeryüzünde yaşayan altıncı neslin, günümüz insan ırkının sonunu getirecek. Dünya bugüne kadar beş büyük kitlesel yok oluş yaşadı. Canlı türlerinin yüzde sekseninin hatta yüzde doksan altısının soyu tükendi. Sekiz buçuk milyara ulaşan dünya nüfusunu iki milyar seviyesine düşürmek için çaresi olma...

Demografik İşgal
"DUVARLARIMIZ DELİKLERLE DOLU, BETONDAN YAPILMIŞ SURLARDAN ZİYADE DELİK DEŞİK AĞLAR KADAR GÜVENLİLER." – ZYGMUNT BAUMAN Türkiye’de bulunduğu tespit edilen sığınmacıların ve kaçakların sayısı 13 milyonu aştı. Bu göç hareketi Türkiye’nin milli kimliğini, milli güvenliğini, Türk milletinin ekonomik refahını ve sınır bölgelerinde demografik yapıyı değiştirerek Türkiye’nin geleceğini tehdit etmeye çoktan başladı. İşin en ürkütücü taraflarından biri de istisnalar dışında siyasetin de, basının da, akademilerin de, aydınların da sanki Türkiye dünyanın en fazla sığınmacı bulunan ülkesi değilmiş, sanki bir içsavaşa sürüklenmek istenmiyormuş gibi davranıyor olması... Gerçekler Türk halkından dört koldan gizleniyor. Türkiye’yi bir ulus-devletten ümmet toplumuna dönüştürmek için demografik değişimi des...

Saray Rejiminin Çöküşü
"BUGÜN TÜRK OLMAK ARTIK SUÇ OLDU." Sancılı seçim süreçleri, çalındığı iddia edilen oy pusulaları ve kirli referandum sonrası Türk devleti hem ekonomik hem de siyasi krizlere sürüklendi. Covid-19 salgınıyla birlikte Türkiye’de yaşanan devlet krizi, milli birlik krizi, ekonomik kriz ve Suriyeliler başta olmak üzere sığınmacılar krizi daha da derinleşti ve bugün artık ağır bir yaşamsal tehditle karşı karşıyayız. Bu ağır bilançodan iktidar kadar muhalefet de sorumludur. Mülteci sorununa sıfır toleransla yaklaşan Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, Saray Rejiminin Çöküşü kitabında Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı ağır ve çoklu krizi tahlil ederek, Erdoğan’ın ve AKP’nin sebep olduğu siyasal, ekonomik, sosyal ve jeopolitik çöküşten ülkenin daha büyük felaketlere sürüklenmeden nasıl...

Kurt Geldi
“Atatürk’ten Sonra Beklenen Adam!” Yugoslav lider Tito’nun ölmeden önce Anadolu’ya yüklediği kader mesajı, bugün çok daha anlamlı: “Bu topraklar yalnızca tarih yazmadı, geleceği de şekillendirecek bir koda sahipti. Türk milletinin bilinçaltına işlenmiş kültürel miras, gerektiğinde devreye giren bir iradeyle, Seçilmiş Olan’ı ortaya çıkarır. Gökbörü’nün izinden gelen Asil Kan, yalnızca devlet yönetmek için değil, devlet kurmak için sahneye çıkar.” Bu kitap, Atatürk’ten sonra tarihsel görevle gelen Beklenen Adam’ı, Kırmızı Kitap’ın izleriyle ve kadim sırlarla anlatıyor. Altın Soy’un kardeşleri... Atakurt’tan Atatürk’e, Atatürk’ten Atabey’e: “Kurt geldi. Mühimdir, vakit tamam.”

Vatikan ve Tapınak Şövalyeleri
İhraç malı olarak sadece "Dualar ve Emirler"i olan bir devletin, dünyanın en kalabalık topluluğunu yönetip dünyanın en zengin devletlerinden biri olabilmesi "Vatikan Mucizesi"nden başka hangi kelimelerle tanımlanabilir ki? 2000 yıldır ayakta kalan Hıristiyanlık ve onun en güçlü temsilcisi Vatikan’ın gücünün kaynağı nedir? Tarihte nice hanedanlar gelip geçmiş, nice devletler kurulup yıkılmışlar, nice barış antlaşmaları en çok 40-50 yıl dayanabilmişken, Papalık bütün bu altüst oluşlardan kendini koruyup ayakta kalmayı başarmıştır. Üstelik bunu, tüm bu olayları kenarda durup seyrederek değil, tam tersine bütün çalkantıların ve sorunların tam ortasında yer alarak başarmış ve kaybedenler daima başkaları olmuştur. Vatikan ve Tapınak Şövalyeleri’nde Aytunç Altındal dünyanın siyasal, ekonomik ve a...

Gül ve Haç Kardeşliği
Aytunç Altındal, GÜL VE HAÇ KARDEŞLİĞİ’nde Avrupa Birliği’nin Türkiye’de hiç bilinmeyen "gnostik-masonik" yüzünü ve özünü anlatıyor. Bugünkü Avrupa Birliği’ni kuran fikirlerin hangi gizli örgütlerce ne zaman ve nasıl ortaya atıldıklarını, Avrupa Birliği’nde kullanılan sembollerin, örneğin 12 yıldızlı bayrağın gerçekte neyin sembolü olduğunu açıklıyor. "Göze görünmeden" hayatlarımıza yön veren gizli kişileri, örgütleri ve bunların Türkiye bağlantılarını, ismen GÜL VE HAÇ KARDEŞLİĞİ’nde okuyacaksınız. "Gül ve Haç Kardeşliği, Tapınak Şövalyeleri ve masonlar 18. yüzyıldan bu yana ortak (syncretic) bir strateji izleyerek Avrupa Birliği’ni kurmaya çalışmaktadırlar. Söz konusu üç gizli örgütün üç locası son yüzyıldır özellikle Avrupa siyasetinin ‘perde arkasındaki’ en güçlü temsilcileridirler."

Sorgu Odasında Apo
"Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına, TÜRK MİLLETİ denir." – Mustafa Kemal Atatürk Milletlerin hafızasında bazı olaylar vardır ki hiç unutulmazlar, unutulmamalıdır da zaten... Özellikle yeni nesiller açısından bu olayların üzerinden geçilmezse ya da doğruların dışında kalarak yalan yanlış ve eksik anlatmaya devam edilirse, yazık ki millet hafızasında tehlikeli kayıplar oluşmaya başlar. Gerçek tarihin yerini algı operasyonlarına dayalı birtakım yönlendirmeler alır ki bu da toplumları yıkıma götürür. Uluslararası terör örgütü PKK ile veya FETÖ ile mücadele etmek demek, hafızamızdan bu tehlikeleri hiç çıkarmamak demektir. "Kürt Düşmanlığı" veya "Din Düşmanlığı" anlamına gelmez. Bu tür örgütlerin oluşmasına neden olan her şeyi sorgulamak esastır. Memleketinin nasıl yönetildiğinin fark...

Türkiye'de ve Dünyada Casuslar
Fahişeler ve ajanların yolları neden hep kesişir? Giardano Buruno neden yakıldı? Peki, Jeanne d’Arc? James Bond filmlerinin kahramanları hangi ajanlardan esinlenerek yaratıldı? Yunanistan’ın, NATO’ya dönmesi konusunda Devlet Başkanı Kenan Evren’i, kim ikna etti? Bu kitapta, bu ve daha birçok sorunun yanıtını bulacaksınız Walter L. Pforzheimer, CIA’dan emekliye ayrılmış çok deneyimli bir casus. Ona göre ilk casusluk olayı Âdem ile Havva arasında geçti. İncil’in ünlü Yılanı ilk casus ve Havva da onun ilk Asseti idi. Arkeologlar, Suriye’de günümüzden 3800 yıl önce yazılmış bir tuğla tablette casuslardan yakınıldığını belirtiyorlar. Son 20 yılda ulusal güvenliği boşlamış iktidarların, Türkiye’yi ne denli güvenlik zaafına uğrattıklarının örnekleriyle anlatıldığı bu kitapta Aytunç Altındal, Diğe...

Oyunun Sonu
DEVLETLER; ÇIRAKLIĞINDA OYUNA GELİR, KALFALIĞINDA OYUN BOZAR, USTALIĞINDA OYUN KURAR... Fırat Kalkanı’ndan 2020’ye uzanan gizemli bir yolculuğa hazır mısınız? Satır aralarında kaybolmuş olan o devasa ayrıntıları öğrendiğinizde okuduklarınıza inanamayacak, duygularınıza hâkim olamayacaksınız. Televizyonlardan izlediğiniz olayların üzerindeki gizem perdesi kaldırıldığında, o zaferlerin hangi şartlarda geldiğini göreceksiniz. Okuyacaklarınızda, gelecek yüzyıllara bırakılan destanların ilk adımlarını bulacaksınız. Bu serinin SON GÜN ve BÜYÜK İHANET kitaplarında olduğu gibi bu kitapta da hangisinin gerçek hangisinin kurgu olduğu konusunda algılarınızı zorlayacaksınız. Binlerce yıldır insanlık tarihine damgasını vuran bir milletin, nasıl kuşatıldığını görecek, kuşatmaları nasıl yardığına şahit o...

Mesih
İster Suriye’ye ve Irak’a yönelik hareketlilik olsun ister Büyük Ortadoğu Projesi ve Trump’ın en son mega projesi dediği yeni Ortadoğu planı… Bunların hepsinin ortak bir noktası vardı: TEOLOJİ. Yani, insanların inandıkları dini değerler ve bu değerler üzerinden çizdikleri politik yol haritası. Kitabı yazdığımız dönemde olmaz dediğimiz her şeyin neredeyse kitap yazılırken hayata geçmiş olması bizi gerçekten endişeye sevk etti. Her satırında, her cümlesinde, hatta her kelimesinde içimizden gelen tek söz "bu kİtap bİzİ yanıltsın" oldu. BU KİTAP SİZE KIYAMETİN KAPISININ NASIL AÇILACAĞINI ANLATMAYI VAAT EDİYOR. "Sizin inandığınız şey fark etmez. Eğer onlar buna inanıyorsa, bu sizi de etkileyecektir." William Cooper "Maşiah hâlâ gelmedi. O halde gelişini hızlandırmak için bir şey yapın." Menache...

Narkoz
"Kimin kral olduğu umurumda bile değil. Çünkü para arzını kim kontrol ediyorsa, imparatorluk da onundur." – Nathan Rothschild "Bu güç benim elimde olduktan sonra kanunları kimin yaptığı hiç fark etmez." – David Rockefeller "Ben sistemin zaaflarından hareketle para kazanıyorum." – George Soros NARKOZ, yaklaşık yüz elli yıldır finans elitler ile devletler arasında oynanan bir oyunun ve bunun farkına varamayan narkozlanmış beyinlerin hikâyesidir. Her türlü aracın en acımasız şekillerde kullanıldığı bu oyunun ardında tabii ki bütün oyunlarda olduğu gibi bankerlerin parmağı var. Küreselleşme en çok onların işine yaradı. Bilişim teknolojisi emirlerinde. Dünyanın her yerine borç verip onları sömürecek ve köleleştirecek güce ulaştılar. Bugün, küresel finans elitler, mükemmel bir netwo

İktisada Yeniden Giriş
Akıllı insanlar hatalarından ders alır, çok akıllı insanlar başkalarının hatalarından da ders alır. Son birkaç yıldır yaşanan küresel çalkantı hemen hepimizin ekonomi ile ilgilenmesini gerektirdi. Bu nedenle bir önceki kitap İktisattan Çıkış iken şimdi İktisada Yeniden Giriş yapıyoruz.Ancak, eski zamanın soylu duygularının çok uzağındayız artık. İhtiyaçlardan çok ihtirasların peşinde koşuyoruz. Tasarruf etmekte zorluk çekerken, cüretli yatırımların peşindeyiz. Kazandığımız paraya hükmümüz geçmediği gibi, harcadığımız yerler de bizi tatmin etmiyor. Açıkçası eski iktisat öğretisi de bir yere kadar bu duruma çare olabiliyor. Sebep-sonuç ilişkilerinin karmakarışık hale geldiği yaşantımız bizi arzu etmediğimiz yerlere sürüklüyor. Sadece ailemizi değil firmalarımızı da böyle yönetiyoruz. Dünyanı...

Devlet ve Kimlik
"Doğulu Devlet" modelini "Batılı Cumhuriyet" modeliyle deyim yerindeyse "evlendirip" mutlu bir yuva (vatan) kurabilmek çok ama çok zor bir deneydir. Günümüz Türkiye’si işte bu zor evliliği yaklaşık bir asırdır sürdürmüş ve sürdürmektedir. Kendi alanında ilk ve tek örnek evlilik olan bu oluşum, her yönüyle incelenmesi gereken bir fenomendir. Türkiye’de yaşayan bizler ise, Kürt’üyle, Laz’ıyla, Çerkez’iyle vb. işte bu zor evliliği sürdürmeye gayret etmiş olan Doğulu "Baba Devlet" ile Batılı "Anne Cumhuriyet"in çocuklarıyız. Onların arasında yaşanan gerilimlerden etkilenip, aralarındaki uyumdan da hoşnut olmuşuzdur. Her türlü engele ve aksiliğe rağmen onlar bu evliliği sürdürebilmeyi bugüne kadar başardılar, şimdi sıra bizlerde. Doğulu Baba ile Batılı Anne’nin çocuğu olmak bizlerde bir "kimlik...

Papa 16. Benedikt - Gizli Türkiye Gündemi
Kitabın ilk baskısı Papa 16. Benedikt / Avrupa Birliği ve Türkiye adıyla yayımlanmıştır. Benedikt adını alan papaların başına gelen ilginç olaylar ve 16. Benedikt’in çocukluğundan günümüze özel yaşamı, Nazilerle işbirliği yapması daha önce hiç yayımlanmamış resimler ve belgelerle bu kitapta yer alıyor. Benedikten Tarikatı’nın kurucusu Nursia’lı Benedikt’ten en çok etkilenen Müslüman tarikat liderinin kim olduğu, 16. Benedikt’i papa olarak kabul etmeyen Katoliklerin gizli papası tartışmaları ve Vatikan’ın yüzyıllardır gizlenen "sırları" bu kitabı daha da ilginç hale getiriyor. 15 yaşındaki Benedikt Papası, Benedikten Tarikatı’nın gizli örgütlerle ilişkisi, ortaçağ engizisyon mahkemelerinde yakılan sözde cadılar ve onlara uygulanan akıl almaz işkencelerden, Papa 16. Benedikt’in gizli misyonu...

Haşhaş ve Emperyalizm
Haşhaş ve Emperyalizm iki başlık altında toplanabilecek bir araştırmadır. İlkinde Anadolu, özellikle de Ege köylüsünün ana geçim kaynaklarından biri olan ulusal ürünümüz haşhaşın "12 Mart" ve "emperyalizm" duvarına toslayarak yasaklanması ve bunun meydana getirdiği sonuçlar irdeleniyor. Diğerinde ise Aytunç Altındal’ın 1969-1974 yılları arasında yayımlanmış incelemeleri ile makaleleri yer alıyor. Yayımlandıkları günlerde oldukça ilgi çekmiş olan bu tespitleri okuyup da analitik açıdan değerlendirebilenler kapitalist-emperyalist sömürünün tarımsal alandaki özelliklerini gösteren bazı somut örnekleri bulacaklardır. İlginç olan bir diğer husus da şudur ki, bu kitapta öngörülmüş olan tüm varsayımlar daha sonraki yıllarda bu öngörüleri doğrulayacak şekilde gerçekleşmiştir. Örneğin günümüzden ya...

Kültür Emperyalizmi
Benzerlik ve farklılıkları ele almak, "kültür emperyalizmi"ne karşı kullanılabilecek en güçlü yöntemlerden biridir. Tek taraflı değil, nesnel gerçekliği ele alan bir bakış açısıdır. Benzerlikler (eşitlik değil) ve farklılıklar, bireyi ve toplumları tanımlayan öğelerdir. Farklılıkları abartarak öne çıkarmak kimlik değerlerimizin (identity stracture) dengesini (equilibrium) bozar. Aynı şekilde sadece benzerlikleri öne çıkarmak, onlara bağlanmak da kişiliği (personality) ortadan kaldırır. Kimlik konusu son yıllarda çok tartışıldı. Ben de bu tartışmalarda çok kez taraf olarak yer aldım. Söylenen şuydu: "Farklılıklarımızı görmeyin, bakın biz sizlere benzemek için yırtınıyoruz." Kimliksizleşme ve kişiliksizleşme işte budur. Bu kitapta yer alan yazılar da –1970’lerden bu yana– kimlik ve kişilik k...

Leş
Kübra bebek 3 kilo doğdu, 1,5 kilo olarak defnedildi. "Kuru ekmek yiyorlarsa aç değiller!" dendi. Bu kitap kötülüğün sıradanlaştığı bir ülkede yaşananları anlatıyor. Kötülük her ne kadar yaralayıcı, yıpratıcı ve yıkıcı da olsa insanidir. Oysa "leş" halini, insani kavramlarla açıklamak imkânsız. Çünkü insanın yaşarken çürümesidir. Her kötülüğü unutturarak ülkeyi çürüttüler. Peki ya unutulmazsa? İşte o zaman bu ülke yeniden doğar. Neo-Türkiye’nin panzehri hafızadır!

Dün Bugün Yarın
Dün Bugün Yarın; hayatını terör örgütleriyle mücadeleye adamış, onlarla hem kora kor dağlarda çarpışmış hem de istihbarat alanında büyük darbeler indirmiş aydın bir Türk subayının, yakın tarihimizin kısa özetini sunduğu hatırat-ı hasbıhalidir. Kimi trajikomik, kimi üzücü, kimi de tebessüm ettiren anekdotlarıyla PKK’dan Hizbullah’a, cemaat kumpaslarından İsrail’e, İmralı’dan Silivri’ye uzanan bir sürecin en yakın tanıklarından ve mağdurlarından Hasan Atilla Uğur’un akıcı ve akılda kalıcı bir üslupla kaleme aldığı bu kitabı okurken, düne ait bilmediklerimiz, bugünle ilgili göremediklerimiz ve yarına yönelik öngöremediklerimiz hakkında çok değerli ve şaşırtıcı bilgilere sahip olacaksınız. - İsrail görevim sırasında neler yaşadım? - Askerlik vazifem boyunca kaç suikasta uğradım? - Apo’yu sorgu...

Ortadoğu'da Büyük Tiyatro
COĞRAFYA KADER, ORTADOĞU İSE KEDERDİR. Bu kitap, coğrafyamızın acılarını hatırlatmak ve toplumsal belleğimizi tazelemek için yazıldı. Tarih ve bizden sonraki kuşaklar Ortadoğu’da son on yılda yaşananları unutmayacak ve unutmamalıdır. Yalnızca insanlarımızı, yıkılan kentlerimizi, dağılan ailelerimizi, yok olan umutlarımızı, gözyaşlarımızı, acılarımızı değil, Allah adına kafa kesenleri, Allah adına küçücük kızlara tecavüz edenleri, Allah adına Allah’a ihanet edenleri, Allah adına her türlü rezilliğe bulaşanları da UNUTMAMALIDIR! On yıldır kan ve gözyaşıyla sulanan Ortadoğu topraklarının yüz yıllık geleceği, işte bu cani ruh hastalarınca ipotek altına alındı. Ortadoğu’da Büyük Tiyatro-Siyasal İslam’ın Çöküşü, Arap "Bahar"ından bu yana bölgede gelişen olayları, oynanan oyunları ve bu oyunların...

Sevr Lozan
ASIRLIK TARTIŞMANIN SONU! Bu kitap, 100 yıllık bir tartışmaya son noktayı koyuyor. Yıllardır ideolojik tartışmaların sebebi haline gelen Sevr ve Lozan Antlaşmaları, Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılıp Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolda önemli kilometre taşları. Yazar Burak Turna Lozan Antlaşması’nı 100. yılında Sevr Antlaşması ile madde madde karşılaştırdı. İçeriklerini, kapsamlarını ve uygulamalarını irdeledi. Her iki antlaşma da imzalandıkları dönemin siyasi dengelerine göre şekillenmişti ama birçok ortak noktaları vardı. Lozan Antlaşması’nın 143 maddesinin büyük bir kısmının, tam 126 maddenin, Sevr Antlaşması’nda da yer aldığı açıkça görüldü. 10 maddesinin ise doğrudan Sevr’in uygulamaları olduğu fark edildi. Yani bu iki antlaşma birbirinin yansıması, hatta aynısıydı. Elinizde...

Babil'den Günümüze İsrail-amerikan İlişkileri
Cumhuriyet Türkiyesi, 10 Kasım 1938’den beri sistemli bir şekilde irtifa kaybetti, günümüzde Osmanlı Türkiyesi’nin 1838-1918 şartlarını yaşıyor. Milli güvenliğimizin can damarlarından Türk tarımı çökertildi. Stratejik önemi haiz şirketler, limanlar ve müesseseler çok kolay ve pırasa fiyatına elden çıkarıldı. Türk bankacılık sistemi yabancıların eline geçmek üzere. Sigorta şirketlerimizin sermaye paylarının çoğunluğu ellerine geçti bile. TÜİK’in Aralık 2018 verilerine göre 4,5 milyon Türk işsiz. İşsizlerimizin dörtte biri üniversite mezunu. Türk milleti karnını doyurmanın derdine düşürüldü. Yabancılara toprak satışı, başta GAP bölgesinde üçüncü şahıslar üzerinden İsrail’in aldığı 450 bin dönüm olmak üzere artık Türkiye’nin milli güvenliğini tehdit etmektedir. Eskiden sağcı veya solcu tanıml...

Büyük İhanet
Güvenlik politikaları uzmanı Mete Yarar’dan ülke dinamiklerini yerinden oynatacak sarsıcı bir siyasi roman… Büyük İhanet… 2014 yılında kaleme aldığı 60 Yıllık İttifakta Son Gün adlı çok satan romanıyla iki yıl öncesinden 2016’da yaşanacakları akıl almaz bir kurguyla anlatan Mete Yarar, serinin ikinci kitabı Büyük İhanet’le Türkiye’nin merkezde olduğu büyük ve hain planın karanlık yüzünü yine sürükleyici bir kurgu ve yalın bir anlatımla romanlaştırıyor. Gerçekle kurgunun birbirine karıştığı Büyük İhanet Türkiye’nin doğusunda sürüp giden terörle mücadeleyi, barikatlar sürecini, Suriye ve Irak sınırlarında uygulanmaya başlanan hain planı ve içeriden ihanete uğrayarak düşürülmeye çalışılan Cumhuriyet gerçeğini, yepyeni bir bakış açısıyla tarihe not düşülecek verilerle irdeliyor. * * * "MİT TIR...

Biyo-politik Savaşlar
ABD başkanı seçilen Trump, ilk iş olarak Paris İklim Anlaşması’nı neden iptal etti? Su ve gıda savaşları sebebiyle aç susuz kalacak olan milyarlarca insanın küresel göçünün sonuçları ne olacak? Yeryüzündeki su ve gıda zincirinin sadece on uluslarüstü şirket tarafından kontrol edilmesine kim dur diyecek? Küresel elitler neden yeryüzünde ulus devletler üstü iklim yönetim şekli bir zarurettir diyorlar? "Dünya nüfusunu 300 milyona indirelim" kıyamet söylemi kim tarafından dile getiriliyor? ABD Başkanı Trump’ın küresel iklim değişikliğine karşı "alternatif bilim" diye ortaya attığı doktrin nedir? Türk tarımını ABD’nin GDO’lu tarım ürünlerinin, İsrail menşeli tohumlarının istilası altına kim sokmuştur? Küresel iklim değişikliğinin IMF-BM destekli Küresel İklim Yönetimi’ne yönelik manipülasyonlar...