Sağlıklı Bir İlişki Kişisel Özgürlükle Başlar
"SEVGİ DOLU BİR İLİŞKİ, HER İKİ YANIN DA KAZANDIĞI, İKİ KİŞİLİK BİR OYUNDUR." Severken, kendi "biricik"liğimizi yitirir ya da bunu bir başkasından almaya çalışırız. "Bir olmuş" gibi görünmeyi çok istemek, bunun için yanıp tutuşmak, kendi yansımamızı başkasında görmek istememize neden olur, bu da kendi kişilik özelliklerimizi bir başkasına yapay olarak yüklemeye çalışmamıza yol açar. Erich Fromm "Sevmenin tek yolu özgürce sevmektir" der. Gerçek sevgi bir başkasının tümüyle ayrı bir birey olduğunu kabul etmek, diğer kişinin değişik görüşlerine, tercihlerine ve inançlarına saygı göstermektir. Sevgi, kişinin kendi dışında, bir başka kişi ya da nesneyle, kendisinin ayrı biri olma özelliğini ve kendi benliğinin bütünlüğünü koruyarak birleşmesidir.
Sokratik Yöntem
Sokratik yöntem dürüstlüğün ve ahlakın kalbinde yer alır. Bundan 2500 yıl kadar önce Platon, Sokrates’i başkalarıyla sohbet ederken betimleyen bir dizi diyalog kaleme aldı ve bu diyaloglarla Sokrates’in geometri bilmeyen birine nasıl problem çözdürdüğünü anlattı. Sokrates, insanları nasıl sorgulayacağımızı göstermek için sorgulamadı, bunu bize nasıl düşünmemiz gerektiğini öğretmek için yaptı. Sokratik yöntem, korkusuzca soru sormak ve soruları yanıtlamak, kendi düşüncelerimizi dile getirmek ve başkalarının düşüncelerini duyduğumuzda öfkeye kapılmamak, gerçeği sevmek ve onu bilip bilmediğimiz konusunda alçakgönüllü davranmak demektir. Sokratik yöntem, bir teknikten daha fazlası, bir sabır, sorgulama, tevazu ve şüphe ahlakıdır. Özellikle günümüzde daha iyi düşünmek için bir araç olan bu yönt...
Yatıyorum Bir Şey Diyor Musun?
"ÖNCE KENDİNİ" SEVEMEZ İNSAN. SEVMEYE ÖTEKİNDEN, BİLMEYE KENDİNDEN BAŞLAR. Yatıyorum Bir Şey Diyor musun, ilişkilerin bir türlü oldurulamadığı, bireylerin birbirlerini tanıyamadığı, ilişki normlarının sürekli değiştiği günümüzde, ilişkisi olan ya da olmayan her okura ilişki kurmak ve sürdürmek adına rehberlik edecek zihin açıcı bir el kitabı. Klinik Psikolog Şule Öncü, yakınlık, tutku, bağlanma, aşk, ayrılık, aldatma, cinsellik, sosyal medya ve çevrimiçi ilişkiler, kadın/erkek olmak, ilişkilere zarar veren tutumlar başlıkları altında, "İlişki nedir, gerekli midir, bizi nasıl belirler, ilişkiden ve partnerden neler beklenebilir, yakınlık ya da ilişki sakınımı nasıl gelişir ve üstesinden nasıl gelinir?" sorularının yanıtlarını yalın, akıcı, derinlikli bir dille aktarırken, ilişkiyi belirleye...
Beynimiz Neden Uçlarda Gezinir?
OLAĞAN PSİKOPATLAR ve İYİ PSİKOPATIN YAŞAM KILAVUZU kitaplarının yazarından Beynimiz nasıl evrimleşir ve neden gelişmez? Birkaç milyon yıl önce dünya tartışmasız daha basit olsa da, birçok yönden çok daha tehlikeliydi. Doğal seçilim bizi iki uçta dolanan, siyah beyaz düşünen beyinlerle donattı. Elbette bu bir tesadüf değildi çünkü ikicil beyin, riski tespit etmede oldukça ustaydı. Tehditleri analiz etme, duyusal ortamdaki değişikliklere yanıt verme yeteneği, bir tür olarak hayatta kalmamız için gerekliydi. O zamandan beri dünya gelişti ama biz maalesef pek değişemedik. Grinin değişik tonlarıyla karşı karşıya kalan beynimiz gördüğümüz, duyduğumuz ve deneyimlediğimiz şeyleri yönetebilir ancak iş basit kategorilere ayırmaya geldiğinde çıkışı zorlama eğilimi gösterir. Bizim için savaş ya da ka...
Mutlu Bir Yaşam Akış Yaşantısından Doğar
“MUTLU İNSAN, YAŞAMININ BİR AMACI OLDUĞU ALGISINI TAŞIMASININ YANI SIRA OLUMLU DUYGULAR YAŞAMANIN DA TADINI ÇIKARTAN İNSANDIR.” Akış yaşantısı, insanların yaptıkları işi, yalnızca o işi yapma adına yapmayı sürdürdükleri zaman eriştikleri zihinsel bir durumdur. Akış yaşantısı sırasında zaman algısı kaybolur, zevk ve doyum ortaya çıkar. Tüm varoluşu bir akış yaşantısına dönüştürmek için, bilincin yalnızca anlık durumlarını denetlemeyi öğrenmek yeterli değildir. Günlük yaşamdaki olayların anlam kazanması için hedeflerin genel bir bağlamı da olmalıdır. Yaşamın bütününü, birleşik amaçlarla tek bir akış yaşantısına dönüştürmek gerekir. Mutluluk budur!...
Gidenin Ardından Sağlıklı Yas Tutma Terapisi
YAS TUTMAK, GİDENİN YARATTIĞI BOŞLUKTA HAYAT ENERJİMİZİ YENİLEME SÜRECİDİR.
Vitamin İnsanımızı Bulabilmek
"EĞER VİTAMİN İNSANINI BULDUYSAN PEŞİNE DÜŞ, ÇÜNKÜ SEN SAVAŞIRKEN O SANA HUZUR VERECEKTİR." Neden bize böylesine acı çektiren kişiler varken öte yandan bize güven veren ve varlığıyla bizi sarmalayan başkaları da vardır? Güven, bağlılık ve sevginin arkasındaki biyokimyasal süreç nasıl işler? Doğru partneri nasıl seçebiliriz? Toksik insanlar bize ne yapar? Vitamin insanlar, sahip olduğumuz en iyi şeylerle bağlantı kurar, düşüncelerimizi geliştirir, coşku yayar ve onlarla yaptığımız her sohbet ve aktivite modumuzu yükseltir. Mutlulukları bulaşıcıdır, sizi gülümsetmek, durumu tersine çevirmek, olayların iyi yanına bakmak için muazzam bir yetenekleri vardır. Onlar duygusal dengemiz için ayaklı birer hazinedir. Psikiyatr Marian Rojas Estapé, Vitamin İnsanımızı Bulabilmek kitabında bağlanmaya, ço...
İçinizde Ne Varsa Dışarıda Da Onu Görürsünüz
"MUTLULUK, ULAŞILACAK BİR YER DEĞİL, BİR YOLDUR. YOLCULUĞUNUZ GÜZELSE MUTLUSUNUZ DEMEKTİR." İnsan, kendi tasarımından başka bir şey değildir; kendi yaptıkları, kendisinin gerçekleştirdikleri ölçüde vardır; yaptıklarından ve edimlerinin toplamından oluşur... Dolayısıyla ne zaman istersek, yaşamımızın akışını değiştirebiliriz, çünkü her ne yapıyorsak, biz onu istediğimiz için yapıyoruz. Yaptıklarımızı bir seçim sonucu yaptığımız gerçeğini anlayınca, kendi yaşamımızla ilgili olarak daha çok sorumluluk almaya ve yaşamımız üzerinde daha etkin bir denetim sağlamaya başlarız. Bizler, yaptığımız seçimlerin yarattığı sonuçlarız...
Duygusal Şantaj
Duygusal şantajla yapılan dansın sayısız şekli, adımı ve eşlikçisi vardır. “Beni gerçekten sevseydin...” “Senin için yaptıklarımdan sonra...” “Nasıl bu kadar bencil olabiliyorsun?” Bu sözlerden herhangi biri size tanıdık geliyor mu? Bunların hepsi duygusal şantaj örnekleridir, bize yakın olan insanların, istediklerini yapmadığımız için bizi cezalandırmakla tehdit ettikleri güçlü bir manipülasyon biçimidir. Duygusal şantajcılar, onlarla olan ilişkilerimize ne kadar değer verdiğimizi bilirler. Hassasiyetlerimiz ve en derin sırlarımızdan haberdardırlar. Onlar bizim ebeveynimiz, partnerlerimiz, patronlarımız, arkadaşlarımız ve sevgililerimizdir. Bizi ne kadar önemserlerse önemsesinler, bu özel bilgiyi istediklerini almak için kullanırlar: Bizim itaatimiz. New York Times çok satan yazarı ve dün...
Bırakın Çocuklarınız Sıkılsın
"Sessiz bir hayatın monotonluğu ve yalnızlığı yaratıcı zihni harekete geçirir." – A. Einstein * Günümüzde anne ve babalar, çocuklarının sıkılmalarına dayanamayıp onları can sıkıntısından acilen kurtarmak amacıyla aktivitelerden aktivitelere koşarken bazen de yorgun düşüp ellerine telefon, tablet ya da bilgisayar vererek bağımlı olmalarına vesile oluyorlar. Böylelikle de yeni nesil yaratıcılık, hayal gücü, kendilerini motive etme, duygusal olarak tatmin olma fırsatlarını kaçırarak bağımlı, düşünmeyen, üretemeyen, pasif, kendilerini tanıyamayan bireyler olma tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor. Bırakın Çocuklarınız Sıkılsın siz ebeveynleri sıkılmanın yararları ve çocuklarınızı ekran bağımlılığından korumak konusunda bilgilendiriyor. Bu kitapla, dijital çağda çocuklarınızın sağlıklı ve huzurlu...
Kadın Kahramanın Yolculuğu
GÜNÜMÜZÜN KADIN KAHRAMANI SEZGİ KILICINI KULLANARAK KENDİSİNİ GEÇMİŞİNE HAPSEDEN EGO BAĞLARINI KESMELİ VE RUHUNUN HAKİKİ AMACINI BULMALIDIR. Kadın yaşamı erkeğinkinden farklı bir mitolojiye sahiptir. Erkek egemen kültürde bir kadın ya başarılıdır, ya bağımlıdır, ya da kontrol altındaki bir dişidir. Bir kadın, başarıyı, tatmini ya da mutluluğu erkek kahramanın yolculuğu üzerinden ölçtüğünde kim olduğunu inkâr eder. Kadınların erkek kahramanın yolculuğunu benimsemelerinin sebebiyse Tanrıça imajlarının üstünün örtülü olmasıdır. Bugünse toplumu ve dünyayı değiştirmek için yeni mitler ve kadın kahramanlar yaratmalı, kadim anaerkil dünyayı yeniden anımsamalıyız. Terapist Maureen Murdock, Kadın Kahramanın Yolculuğu kitabıyla dişil iyileşme sürecinin 10 adımlı haritasını çiziyor. Murdock, kendi de...
Akılcı Yaşam Terapisi
DÜŞÜNMEK ÖZGÜRLÜKTÜR, ÖZGÜRLEŞEBİLMEK İÇİNSE ÖNCE AKILCI DÜŞÜNMEYİ ÖĞRENMEK GEREKİR. Olaylar karşısında ne düşündüğümüz, olaylara bakış açımızla, başımıza gelen olaylara ne gibi anlamlar yüklediğimizle doğrudan ilişkilidir. Bu nedenle kaygı, çökkünlük, öfke gibi işlevsel olmayan, istenmedik bir duygu yaşadığımızda, bunlardan kurtulmak için, bu duygulara yol açan düşünceleri bulup çıkarmalı, diğer bir deyişle düşüncelerimiz üzerinde yeniden düşünmeli ve akılcı düşünceler üretmeliyiz. Prof. Dr. Ertuğrul Köroğlu Akılcı Yaşam Terapisi’nde kanıta dayalı, en çağdaş psikoterapi yaklaşımı olan bilişsel davranışçı terapileri kolay ve anlaşılır bir yolla anlatıyor. Duygu, dürtü, davranış ve birtakım bedensel duyumların, olayları nasıl gördüğünüzle doğrudan ilintili olduğunu öne süren bu terapilerle ...
Felsefe ve Psikoterapi
FELSEFE, DÜŞÜNME ÜZERİNE DÜŞÜNMEKTİR. BİLİŞSEL TERAPİ İSE, DANIŞANIN, DÜŞÜNCELERİNİN ÜZERİNE YENİDEN DÜŞÜNMESİNİ SAĞLAMAKTIR. Eski Yunan düşünürü Sokrates, kendi görüşlerini başkalarına benimsetmeye ya da kabul ettirmeye çalışmak yerine, insanların kendi görüşlerinin mantıksal temellerini savunmalarını sağlamaya çalışıyordu. Sokratik sorgulama adı verilen bu yöntem, bilişsel terapilerde sıkça kullanılır. Terapi, bir anlamda, felsefenin gerçek yaşamda uygulanmasıdır. Kanıta dayalı çağdaş bilişsel davranışçı terapiler, akılcı düşünerek sağlıklı duygular yaşamayı önermişler; pozitif psikoloji yaklaşımları da, mutluluk ve esenliğin gereklerini saptarken büyük ölçüde felsefeden yararlanmışlardır. Prof. Dr. Ertuğrul Köroğlu psikoterapi ve felsefenin iç içe geçtiği bu kitapta, çağdaş psikoterapil...
Pozitif Psikoloji
TAM BİR MUTLULUK YAŞAMDAN TAT ALMAYI, DERİN BİR ANLAM BULMAYI VE DOYUMU BİR ARADA BARINDIRIR. Psikoloji bilimi genelde yetersizliklerle ilgilenir. Ancak bugün güçlü yanlarımızı ve yeteneklerimizi bulup ortaya çıkarmamız, her alanda nasıl daha başarılı olabileceğimizi bulmamız, kendimizi nasıl geliştirebileceğimiz, nasıl daha doyurucu bir iş yaşamımızın ve ilişkilerimizin olabileceği ve güzel yaşama sanatı konularında daha çok bilgi edinmemiz gereken bir zamanda yaşıyoruz. İnsanın güçlü olduğu yanlarını bilmesi ve bunlara göre ilerlemesi, içgörüyle birlikte yaşama ilişkin yeni bakış açıları kazanmayı, zorlanmalar karşısında daha dayanıklı olmayı, iyimserliği ve ruhsal dayanıklılığı sağlar. Prof. Dr. Ertuğrul Köroğlu Pozitif Psikoloji kitabında ruhsal bozuklukların ötesine geçerek, nasıl dah...
Paçayı Kaptırmama Sanatı
"BU DÜNYADA BİZE SUNULAN ŞEYLER BİR SEYYAHIN HANDA BİR GECELİĞİNE KONAKLAMASINA BENZER." – EPİKTETOS Bir filmde rastlasak amma da klişe deyip kanalı değiştireceğimiz tuhaf zamanlardan geçiyoruz. Ekolojik felaketler, salgınlar, ekonomik krizlerle birlikte dünya paçamıza yapışmış "Vallahi hayatta bırakmam!" diyor. Güya modern dünyada yaşıyoruz. Atalarımızdan daha iyi durumda falan değiliz, mağarada yaşayan o adam bugün hâlâ aramızda ve aynı tepkileri veriyor. O mağara adamı biziz ve hâlâ çaresiziz. Bu kitabın konusu karamsar düşüncelere odaklanmak değil, aksine dünyanın gelip geçiciliğinde, çok da kendimizi hırpalamadan bazı şeylere göz atmak, mucizevi değil daha insani dengede kalma yollarını keşfetmek. Çeşit çeşit insan profili, davranış şekli ve düşünce bulutları arasında gezinmek, bazen ...
Kusur İmzadır Kusursuzluk Bir Yalan
KUSURLARINA RAĞMEN BİRİNE ÂŞIK OLMAK YOKTUR. KUSURLARA ÂŞIK OLMAK VARDIR. Noksanlık, sakatlık, özür, bozukluk diye tarif edilir kusur sözlükte. Ancak buna karşılık kusursuzluğun anlaşılır, güçlü ve net bir tarifi yok. Kusursuzluk, bir kusurunun olmaması diye açıklanabiliyor en güçlü haliyle. Halbuki kusursuzluk söz konusuysa, mesele çoğunlukla algıyla ilgili... Ne demek mi istiyorum? Kusur vardır, gerçektir, güçlüdür ve nettir ama kusursuzluk yoktur diyorum. Size kusur diye dayatılan da aslında kusur değildir. Özgünlüklerinizin, sizi siz yapan parmak izlerinizin birer kusur olduğuna ikna edilmişsinizdir sadece. Güzel olan, kusursuz olan değildir, özgün olandır. Kusurlarını karakteristik bir güce dönüştürebilendir. Kusur olarak gördüğümüz şey her ne olursa olsun bunu yapıcı ve yaratıcı bir ...
İz Bıraktığın Kadar Varsın
NE KADARİZ BIRAKIRSANIZ O KADAR VAZGEÇİLMEZ OLURSUNUZ. Kusursuz bir bütün için harikulade parçalar gerekir. Tıkır tıkır işleyen bir sistem ancak böyle yürür, bir kovandaki arıları ya da devasa bir karınca yuvasını düşünün. İlişkiler de böyledir, hiçbir şey tek başına tüm ilişkiyi ayakta tutmaya yetmez. Fırtınaya yakalanmış bir tekneye yelkenler tek başına yardımcı olamaz, sağlam bir motor, belki devreye girmesi gereken kürekler ve güvertede teknenin seyrini sağlayan hünerli birkaç insan lazımdır. Bu bir keşif yolculuğu olacak, yelkenlerinizi ayarlayın, birazdan rüzgâr onları şişirecek ve gitmeye korktuğunuz yabancı kıyılara sürükleneceksiniz. Korkmayın, bu yabancı topraklar aslında şimdiye dek ayak basmadığınız kendi kıyılarınız olacak... Uzman Psikolog Esra Ezmeci bu kez cinsellikten çapa...
Benim Evim Neresi?
"Evinde yalnız bırakılmış çocuklar için bu dünya ev değil. İçine doğduğumuz her ev evimiz değil." Benim çocukluğumdaki evim camdandı. Kırar kırar tekrar yapıştırırdık. Kaç kere döküldü üstümüze o ev biliyor musun? Kaç kere yaralandık odalarımıza girmeye çalışırken. Bu kadar çok yara aldığımızı belli etmedik el âleme tabii. Canımız kesildi ev içinde kaldı. Kol kırıldı yen içinde kaldı. Babam kırılan camlardan odama ayna yaptı. Bakardım. Nerde kırılıp nerde birleştiğimi izlerdim. Parça parçaydım. Yüzümü tam göremediğim için hep eksik hatırlıyorum çocukluğumu. Annem dökülen parçalardan kendine kolye yaptı. Batardı. Elimi uzatmaya kalktığımda canım yanardı. Onun yanına yaklaşamadığım için tam anımsamıyorum anne kokusunu. O parçalanmış eve evim diyemediğim için bilemiyorum evimin neresi olduğun...
Çocuğum Üstün Zekalı Mı?
"Asıl zekâ kalptedir." – Antik Mısır deyişi Her anne baba, çocuğunu büyütürken onun zekâ gelişimini ya da zihinsel kapasitesini merak eder. Çocukların zihinsel gelişimini fark etmek, desteklemek ve geliştirmek kendi potansiyellerini ortaya koyabilmeleri açısından çok önemlidir. Çünkü zekâ şansa bırakılacak bir konu değildir. Yetenekler ve zekâ, ruh serbest kalabildiği ve kişi kendisi olabilmeyi başarabildiği ölçüde su yüzüne çıkar. Geleceğin mimarları olan çocukların gerçek potansiyellerine kavuşmaları için kalıplardan kurtulmaları gerekir. Özel Yetenekliler Eğitimi Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Marilena Z. Leana-Taşcılar, anne babalara, bakım-verenlere, öğretmenlere, uzmanlara rehberlik edecek bu kitabında özellikle zekâ, yetenek, üstün zekâ, duygusal zekâ, duygusal dayanıklılık, b...
Aşk Evlilik Sadakatsizlik
Öyle bir sevin ki sevilen de sevmeyi sizden öğrensin... Aşk "ben"leri yok etmek pahasına "biz" olabilme çabası, sınırları iyi çizilmiş bir evlilik "ben"leri koruyarak "biz" olabilme sanatı, sadakatsizlik ise "biz"i yok etme riskini göze almaktır. Aşk başınızı, sevgi dünyayı döndürür. Aşk "Seni seviyorum çünkü sana ihtiyacım var" derken sevgi "Sana ihtiyacım var çünkü seni seviyorum" der. Aşk tutkulu bir biçimde yaşanırken, sevgi farkındalıklı ve dingin biçimde yaşanır ve dinginleşen her şey gibi derinleşir. Aşk evliliği başlatabilir ancak iyi bir evlilik sürdürebilmek için aşk asla yetmez. Evlilik de tıpkı trafikte seyreden araç gibi bakım ve onarım ister. Bazen gitmek ister gidemez, bazen kalmak ister ama kalamazsınız. Çünkü evliliğiniz ne gidecek kadar kötüdür ne de kalacak kadar iyi... ...
Kararı Ben Veririm
Her yeni ilişki temiz bir defterdir. Yaşadıkça yepyeni bir hikâyenin yazılıyor olduğunu bile düşünürsünüz. Ancak sonra bir de bakarsınız ki defter aslında boş değil... Çocukluk anıları, travmalar, eski ilişkilerin yaraları, paternler, inançlar, kalıplar, alışkanlıklar, takıntılar, korkular, endişeler, beklentiler, kompleksler ve daha neler neler... İşte tam da bu noktada karışır işler. Çünkü artık ilişki sizden emek ister. Üstelik de en çok kendinize emek veriyor olmanızı ister. Hiçbir ilişki, akıntıya kapılıp gitmek değildir, kürekleri güvenle elde tutmaya devam etmektir. Ne isteyip ne istemediğinizin kararını kendiniz veremediğiniz sürece yaşanan şey bir sürüncemeden fazlası sayılmaz. Unutmayın ki kimse sizi mutsuz edemez, ancak siz buna izin verirsiniz. O halde mutsuzluktan yakınmayı bı...
Düştüğünde Kalkarsan Hayat Güzeldir
Yaşanmamış bir hayattan daha üzücü ne olabilir? Yaşam size ne getirir bilemezsiniz ama sizden ne götüreceğini siz belirlersiniz. İnsanız. Yanlışlarımızla doğrularımızla, başarılarımızla başarısızlıklarımızla, sevdiklerimizle sevemediklerimizle, yaptığımız ve var olduğumuz her şeyde her an gelişiyor ve büyüyoruz. Bazen canımız o kadar acıyor ki hayata küsüp büyümeyi ve gelişmeyi unutuyoruz. Oysa varlığımızın en anlamlı kısmı hatalarımızdan, tecrübelerimizden ders alarak gelişmek, ilerlemek ve en büyük besinimiz sevgiye her zaman yer açmaktır. Unutmayın, hiçbir zaman, bir daha sevemeyecek, yeni bir hedefin peşine düşemeyecek, yeni hayaller kuramayacak kadar yaşlanmayacaksınız. Hâlâ nefes alıyorken yaşamdan istediğinizi alın. Neden yanlış kişiye âşık oluruz? Neden kimseye hayır diyemeyiz? Ned...
Kadınlar Sıcak Erkekler Soğuk Sever
İlişkilerin doğası karmaşıktır. İnişleri çıkışları vardır. Kadınla erkek arasında işler her zaman yolunda gitmeyebilir, tıpkı hayat gibi... İlişkiler bazen sıcaktır, içinizi ısıtır, bazen soğuktur ürpertir. Her ilişkinin kendince bir ritmi vardır ve hep değişkendir. Kadınla erkeğin doğası birbirine hiç benzemez. Problem çözme becerileri, yalnızlıkla başa çıkma yolları, ilişkiden beklentileri, iletişim modelleri, cinselliğe bakışları ve motivasyonları çok farklıdır. Bir kadını elde etmenin yolu ondan uzak durmak yerine ona ilgi göstermekken, bir erkeği elde etmek için dozu iyi ayarlanmış mesafelere ihtiyaç vardır. Çok satan Düştüğünde Kalkarsan Hayat Güzeldir, Kararı Ben Veririm ve Süt Lekesi kitaplarının yazarı Uzman Psikolog Esra Ezmeci, bu kez kadın erkek ilişkilerinin doğasını ve dinami...
Aşkın Kimyası
Aşk bir durumdur, bozukluk değil. Neredeyse her insanın yaşadığı, zaman zaman kendini içinde bulduğu bir haldir. Ancak yaygınlığına rağmen, birçok insan için aşk acılı, kederli ve kaygılı bir süreçtir. İşte tam da bu nedenle, yapısında "bozulma" potansiyeli taşıdığı söylenebilir. Aşk bir bozukluk değilse de, insanın normali de değildir. Yani insan âşıkken, biyolojik olarak normali dışında, farklılık gösterir. Söz konusu bu biyolojik fark, psikolojik, davranışsal, fizyolojik ve bilişsel farklılıklara da yol açar kuşkusuz. "Âşık bir insan, tam olarak kendinde değildir, yargılama yetisi bozulmuştur!" demek hiç de yanlış bir tarif olmaz. Bu nedenle âşık kişi, çeşitli istenmeyen durumlara açık ve duyarlı hale gelebilir. Aşkı zor hale getiren bir diğer özelliği de istemli cereyan ediyor olmaması...