
Esir Şehrin Fedaileri
Mondros Teslimiyeti’nin Esir İstanbul’u. Büyük kulüplerde eğlenceler, Türk mahallelerinde yaslar... Cephelerdeki şehitlerden söz etmeler ve duvardaki şehit olmuşların fotoğrafları... Bir yanda çöküş ve çürümüşlük, öte yanda yeni hayaller... İstanbul’da teşkilatlanma çalışmalarını yapan Mustafa Kemal Paşa o gün akşam üzeri, İttihat ve Terakki’nin zamanın önde gelen isimlerinden Sapancalı Hakkı Bey ile Pera Palas Oteli salonlarında buluşmuşlardı. Konuşmalar sabahın ilk ışıklarına kadar sürdü. Fethi Bey ve Sapancalı Hakkı, Mustafa Kemal Paşa’nın bir büyük tarih yolculuğuna çıkacağını anlamışlardı. Bu sözler o zamanlar sanki bir parola olmuştu. İstanbul teşkilatlanıyordu. Mustafa Kemal Paşa İstanbul Kuvvası’nı kurduruyordu. Başındakilerden birisi Yüzbaşı Dayı Maksut’tu. O sırada Dayı Maksut’un...

Göbeklitepe
Altı insan türü arasında neslini sürdürebilmeyi sadece o başardı. Homo sapiens... Peki neydi onu doğayla anlaşmaya iten güdü? Neden bir arada yaşamayı öğrenmek zorunda kaldılar? Yaratıcılığı "yaratıcı gücü" taklit ederek mi keşfettiler? Deneyip yanılmanın bedelini nasıl ödediler? Ne oldu da ölümü döngünün bir parçası kabul ederek üzerine anlamlar yüklediler? Ölümsüzlüğün mümkün olabileceğine nasıl ikna oldular? Medeniyetler kurmayı, sanat üretmeyi nasıl keşfettiler? Estetik anlayışa ne şekilde ulaştılar? İşte bütün bu soruların cevabı hâlâ bir mabette gizli: Göbeklitepe’de... Araştırmacı yazar İsmet Cerit’in kaleme aldığı Göbeklitepe: Saklı Mabede Yolculuk sürükleyici bir kurguyla 12 bin yıl öncesinin sırlarını çıkarıyor gün ışığına... Sadece tarihe değil, insanın kendine yolculuğuna da dö...

Teoride ve Pratikte Komplo
Kennedy’i CIA mi öldürdü? Subliminal mesaj bir Mason metodu mu? Shakespeare gerçekten yaşadı mı? Hitler, Arjantin’e mi kaçtı? Uzay yarışından Mançurya Kobayları’na kadar gerçekliği tartışılan olayları, liderlerden sanatçılara kadar yok oluşu gibi varlığı da şüpheli şahsiyetleri yeniden hatırlıyor, ortaya atılan bilindik bilinmedik iddialarla aklımızı yeniden karıştırıyoruz. Tarihsel pek çok olayın ve dönemecin içine giriyor ve doğru bildiklerimizin tam tersini okumaya başlıyoruz.

Çerkez Ethem
Çerkez Ethem yakın tarihimizin üzerinde en çok konuşulan isimlerinden biri... Kitaplık rafları, onu Kurtuluş Savaşı’na ihanet eden ve Yunanlılara sığınan bir hain olarak tarif eden yayınlarla dolu.Oysa biliyoruz ki Kurtuluş Savaşı’nın başlatıldığı günlerde Ethem Bey bir “kahraman“dır. Kahramanlık ile hainlik arasındaki çizgiyi bu kadar incelten nedir öyleyse? Tarihin gerçekleri mi yoksa “tarih yerine geçirilen“ siyasal ajitasyon malzemesi mi? Bu soruların cevabının verilmesi gerekiyor... Verilemediği her gün Türkiye’de yaşayan yüz binlerce Çerkez kökenli insanımızı taciz ediyor.Kurtuluş Savaşı’nın başlatıldığı aylarda Ankara’daki Meclis’i ziyadesiyle hırpalayan Bolu, Düzce, Adapazarı, Anzavur ve Çapanoğlu Yozgat isyanları. Çok tartışılan Yeşil Ordu ve Bolşevik Taburu gerçeği...Bu çalışmada...

Bir Avuç Hayat Tozu Bir Tutam Devlet Gölgesi
1970’lerden günümüze, ülkenin en çalkantılı zamanlarını, şimdi bu kitabı elinde tutan, yaşı elliyi geçmiş insanlarla birlikte yaşadık. Bu yıllar; çatışmalarla, kıyımlarla; büyük grevler, bir askeri darbe, birkaç muhtıra, terör; ekonomik yokluklar, enflasyon, banker iflasları, banka batıkları, siyasal krizler ve yolsuzluklarla dolu sancılı zamanları içine aldı. Uçlardan uçlara savrulduk; yetmiş sente muhtaç da olduk, renkli televizyonlarımız, boğaz köprülerimiz, otoyollarımız da oldu. Onlarca seçimde onlarca hükümeti kurup devirdik. Siz bu hengâmenin orta yerindeki memurların, şeflerin, müdürlerin, genel müdürlerin, müsteşarların, milletvekillerinin, bakanların, başbakanların, cumhurbaşkanlarının hepsine birden devlet diyordunuz, oysa insandılar; bilgileri kadar ihtirasları, üstünlükleri ka...

Türkiye'de İslam ve Küreselleşme
“Caner Taslaman’ın bu çalışmasının –baştan aşağı okumuş biri olarak– kitaplaştırılmış olmasını sevinçle karşıladım. Bence bu kitabın en önemli katkısı İslam’ı sadece bir iman konusu olarak ele almayıp, konuyu geniş bir interaktif iletişim çerçevesi içinde okuyucuya sunmasıdır. Bu konu, nadiren bu kadar geniş bir çerçeve içinde irdelenmiştir. Kitapta, felsefeden sosyal bilimlerin siyaset, sosyoloji ve iletişim gibi dallarına kadar geniş bir alanda çok başarıyla mekik dokunmaktadır.”- Şerif Mardin, Sabancı Üniversitesi“Anlamak, sosyal bilimlerin olmazsa olmaz kavramlarından biri, belki de başta gelenidir. Bu çalışmanın bence en değerli yanı da, dışarıdan yöntemsel bir bakış ile içeriden anlama kaygısını birleştirmesi.”- Fatmagül Berktay, İstanbul Üniversitesi“Bu kitabı okurken Caner Taslaman...

Kerbela'nın Antropolojik Çözümlenmesi
Kerbela konusu tarih ve mitoloji açısından tüketilmiş gibi görünen bir alandır. Çoğunlukla tarih, mitoloji ve İslam inancı çerçevesinde ele alınmakla yetinilmiştir. Kerbela’nın antropolojik yönden ele alınması ise ne yazık ki yetersizdir. Çalışılması gereken disiplinlerden biri büyük ölçüde eksik kalmıştır. Kerbela’nın İslami içerikle sınırlı olmadığının, evrensel bir uygulama ve takvimsel hayata yani doğaya bağlı bir durum olduğunun tartışılmamış olması büyük kayıptır.Bu çalışmada, Kerbela’ya benzer olaylar tarıma bağlı ekonomik yaşamın ürettiği ritüel, edebiyat ve mitlerin karşılaştırılması, bereketin ve suyun dramatik, dini, edebi, müzikal seslendirilişi, doğa-insan-din ilişkisi açısından ele alınıyor.Şii ve Alevi topluluklara mal edilen Kerbela kurgusuna ait muharrem, aşure, matem ve b...

Kadınlar Sokakta
Son yüz elli yılda gerçekleşen her tarihsel olayda ivme kazanarak kitleselleşen ve artık toplumsal olayların yönünü belirleyebilecek kadar büyüyen kadın hakları mücadelesinin öncüleri, dünyanın bambaşka yerlerinde benzer baskılara ve zulme direnen kadınlardı.Japonya, İspanya, Ukrayna, Brezilya, Fransa…Bugünün güçlü kadınları, toplumsal statüdeki rolü ne olursa olsun, mücadeleleri kentleri, ülkeleri, kıtaları aşan bu kadınların halefleridirler.

Can Çekişen Türkiye
Pierre Loti doğu topraklarına, ilgiyi ve sevgiyi de aşan bir sadakatle bağlıydı. Masmavi çinileri ve kubbeleriyle camilere, huzur veren mezarlıklara, sandallarla kapanan denize hayran olduğu kadar; saygılı, vicdanlı, dürüst ve hırstan uzak hayatlarıyla dikkatini çeken Türk halkını da hemşerilere özgü bir samimiyetle seviyordu. Türklere uygulanan zulmü, baskıyı sansürsüz bir şekilde yazdı ve baskının hasebi olarak gördüğü Batı’yı sert bir dille eleştirdi. Bu nedenle Türklerin sempatisini kazanırken, başta Fransa olmak üzere Avrupa’nın aşağılamalarına, hakaretlerine maruz kaldı. 1913 yılında basılan bu kitabında, özellikle 1. Dünya Savaşı ve Balkan Harbi sırasında Türk halkına yaşatılan acıyla birlikte, insan haklarından ve ilerlemeden dem vuran ülkelerin bu acıya kayıtsızlığının örneği nite...

Dostlarının Anılarından Atatürk 2
kup Kadri Karaosmanoğlu’ndan Mim Kemal Öke’ye, Falih Rıfkı Atay’dan Kâzım Özapl’e, Salih Kılıç’tan Sabiha Gökçen’e kadar daha pek çok dostu, Mustafa Kemal Atatürk hakkındaki bilinmeyenleri anlattı... Bir dünya liderinin anıları... Mustafa Kemal Atatürk, henüz çocukken bile iyi bir strateji ustasıydı. Arkadaşlarının oyunlarını yönetmekte, matematikte ve araştırmada çok ileriydi. Çocuklar sokakta mançık oynarken, o mahallenin göçmenlerinden yabancı dil öğrenir, tarih kitapları okurdu. Şık giyinir, dikkat çeker ve çok çalışırdı. Dehası yüksek, özgüvenli ve azimli bir öğrenciydi. Büyük hayaller kurar, büyük ideallerin peşinde koşardı. Dostları, Atatürk hakkında bilinmesi gereken çok şey anlatıyor. Atatürk nasıl çalışırdı? Ne sıklıkla kitap okurdu? Neden her zaman şık ve bakımlı olmak isterdi? ...

Ermeni Sorununu Anlamak
Ermeni Sorunu’na bu şekilde hiç yaklaşılmamıştı...Uluslararası arenada yıllardır bu konuda mücadele veren Uluç Gürkan’dan ezber bozacak bir çalışma...Elinizdeki "belge-söyleşi" kitabı; Ermeni Sorunu’nun Türkiye ve Batı dünyasındaki tartşılma biçimlerine eleştirel yaklaşıyor, soykırım hukukunun güncel gelişmeleriyle birlikte Ermeni Sorunu’nun geçmişine ve "soykırım"ın evrensel tarihine erişiliyor. Ermeni Sorunu’nu "kullanarak" Türkiye halkına yönelik tarihsel, kültürel önyargılarını pekiştiren, hukuk alanında ise çifte standart uygulayan kimi Batılı ülke yetkililerinin ve araştırmacıların düşünce kalıplarını irdeliyor. Bu kalıpların diyalog zemininde nasıl dönüştürülebileceğine, Türkiye’nin "Ermeni Soykırımı" iddialarına hangi temel tezlerle karşı çıkabileceğine dair öneriler getiriyor. Tar...

Bizim Hep İnanmamızı İstediler (ma’amin)
Atatürk ve arkadaşları bizim bilmediğimiz bir şeyleri mi biliyorlardı? Yedi düvele karşı savaşırken neden İstanbul’u işgal eden İngilizlere tek kurşun sıkmadık. Türkiye’nin kuruluşunda 90 yıllık anlaşma mı yapıldı? 23 Nisan’ın İngilizlerin çok önemli bir günü olması sadece tesadüf mü? Yahudi soykırımında 6 milyon insan öldüyse, bu kadar insan kaç fırında yakılmış olabilir? Hiç kurban sayısını fırın sayısına böldük mü? Başbakan ‘ın "One Minute" çıkışı senaryonun bir parçası mı? Peki ya Mossad İstanbul’da ünlü bir apartmanda kurulmuş olabilir mi?

Türkiye’de Yahudi Hıristiyan Savaşları
1821’de Mora ayaklanması patlak verince, Fener Patriği Grigoryos Patrikhanenin orta kapısına asılarak idam edildi. Arkası geldi. Patrikten sonra Mora ayaklanması ile ilgileri oldukları gerekçesiyle varsıl on beş Rum daha idam edildi. İstanbul’un her köşesinde önde gelen din adamları için sehpalar kuruldu. Arkasından halktan kişiler de gözlerini kestirdiklerini idam etmeye başladı. İstanbul bir mezbahaya dönmüştü... Beş yıl sonra Osmanlı yönetimi Yeniçeri Ocağını dağıtmaya karar verdi. 1826’da, Osmanlı’yı yüzyıllarca zaferden zafere taşıyan Yeniçeri sistemi çok sert bir biçimde kaldırıldı. Bu "Hayırlı Olay"dı ve Yeniçeri kıyımıyla gerçekleşmişti. Arkasından birçok Yahudi’nin de kellesi alındı. 1826 Hayırlı Olayı Osmanlı Yahudileri için gerileme döneminin başlangıcı sayıldı. Saray’daki Yahud...

İmparatorluğun Çöküşü
1874’de Selanik’de doğan Mithat Şükrü Bleda, Selanik eşrafından Şükrü Bey’in oğludur. İlk tahsilini doğduğu yerde tamamladı. İstanbul’a gelerek Mülkiye’yi bitirdi. Tekrar doğduğu şehre, ailesinin yanına döndü. Yirmi iki yaşındayken o da Abdülhamit’in baskı idaresine karşı gelen gençler gibi Avrupa’ya gitti. Arkadaşlarıyla İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin kurulmasında rol aldı. Bu cemiyetin Kâtibi Umumisi (Genel Sekreter) olarak, uzun yıllar bıkmadan, yakınmadan hizmet verdi. Birçok olayları yakından görmek olanağını buldu. Birinci Dünya Savaşı’ndan Osmanlı İmparatorluğu’nun yenik çıkması sonucu, diğer ittihatçılarla beraber Malta’ya sürüldü. Atatürk’e suikast tertipleme suçundan İstiklal Mahkemesi’nde yargılandı ve suçsuzluğu kanıtlanarak beraat etti. Atatürk’ün sevgi ve takdirini kazanmış ...

Halil Paşa
Halil, Enver Paşa’nın kendisinden yaşça büyük amcasıdır o...İttihat ve Terakkinin önemli ve kudretli paşasıdır o.....Makedonya dağlarının çete reisidir o...Kutülamare kahramanıdır o....( ki soyadı da buradan gelir Halil Kut)Bakü kahramanıdır o...Anadolu’ya Rusya’dan ilk silah ve paraları getiren kişidir o.....Usta gazeteci Taylan Sorgun’un kendi üslubuyla gerçeklere dayanarak hazırladığı Halil Paşa’nın başka hiçbir yerde olmayan anıları.

Türklerin İşkencede Bir Yılı
1957 yılında gazetecilik hayatına başlayan Taylan Sorgun, o yıl sonunda başyazarlığını Ahmet Emin Yalman’ın yaptığı, dönemin en etkin gazetelerinden biri olan Vatan Gazetesi’ne geçti. Vatan Gazetesi’nde çeşitli konularda yazan Sorgun, daha sonra siyasi dalda kariyer yapmaya başladı. 27 Mayıs’ı yaşadı. Gazetesi adına Yassıada duruşmalarını ilk gününde kapanışına kadar izledi. Aynı dönemde Akis ile birlikte Hür Vatan Gazetesi girişimine katıldı. Gazetecilik mesleğine Falih Rıfkı Atay’ın başyazarlığını yaptığı Dünya Gazetesi’nde devam eden Sorgun, gazetenin üst düzey yönetiminde bulundu. Bir gazeteyi bağımsız olarak yayına sokmak için buradan ayrılan Sorgun, daha sonra 7 Gün Dergisi hareketine katılarak derginin İstanbul Temsilciliği görevinde bulundu. 1980 yılı Haziran ayından itibaren Tercü...

Devlet Kavgası
"Biz bu imparatorluğu kurtarabiliriz..."Osmanlı, 600 yıllık ömrünün en son ve en zorlu dönemecine girerken; bir cemiyet koca imparatorluğu koruma ve kurtarma görevini omuzlarında hissetmişti.Artan milliyetçilik rüzgarına, birbiri ardına patlak veren isyanlara ve bitmek tükenmek bilmeyen ihanetlere karşın bu imparatorluk kurtarılabilirdi.Osmanlı devleti, dünyanın çöreklenmek için can attığı bir coğrafyada var olma savaşını bir grup idealistle yapacaktı. Kimi zaman fazla gerçekçi kimi zaman hayalperest bu aksiyonerlerin giriştikleri mücadele, hem kendileri hem de ülkeleri için bir ölüm kalım savaşıydı.Devlet kavgasıydı.Bir dönemin, bir kuşağın tarihini doğru kavramak için İttihat ve Terakki’yi bir kez de Taylan Sorgun’un kaleminden okuyun...Dünü ve bugünü anlamak için...Dönemin tanıklarının ...

Savaşın Sessizliği
Bu kitap Kore Harbinde gencecik şehit düşen, kaybolanve maalesef unutulan 864 kahraman asker ve subaylarımızın anısına adanmıştır.Kendi kahramanlarının değerini bilmeyen toplumlar en büyük öldürücü darbeyi, kendi geçmiş tarihine sahip, öz değerlerini korumasını ve de geliştirmesini bilen milletlerden yerler. -Kore Savaş Adına (E) Gazi Kurmay Yarbay Turan Yavçan-Ayten Aygen Yine Her Zamanki Akıcı Üslûbuyla, Anılardan Yola Çıkarak Romanlaştırdığı Bir Döneme Işık Tutuyor.