Özgürlüğe Koşanlar
Özgürlük, dilediğin şekilde yaşamayı tercih etmek gibi görünse de aslında risk almaktır. 1950’lerin Amerika’sında, dönemin toplumsal normlarına karşı çıkan ve kişisel özgürlüğünü arayan insanların yaşadıklarını etkileyici bir dille anlatan bu hikâyede, aşk, kayıp, keşif ve değişim temalarının da derinlemesine işlendiğine tanık olacaksınız. Muriel, kocasının Kore Savaşı’ndan dönüşünden sonra yeni bir hayata uyum sağlamaya çalışırken, Julius da Las Vegas’ta kendine bir yer bulmaya çalışmaktadır. Hikâye, karakterlerin gizli tutkuları, yasak aşkları ve kimlik arayışları etrafında şekillenir. Muriel, at yarışlarına olan ilgisi sayesinde kendine bir kaçış yolu bulurken, Julius ise kendi cinsel kimliğini keşfetmeye çalışır. Peki, beklentilerin, hedeflerin ve arzuların değişmesi yeni bedeller ödem...
Hunger
"My madness was a delirium of weakness, exhaustion, but it wasn’t unconscious…" Hunger is the masterpiece of Knut Hamsun, one of the most successful novelists of this century. It is a masterfully written semi-autobiographical novel. It tells the physical and mental journey of a young writer, who falls into the streets of Christiana (which became Oslo after 1925) in the grip of hunger and despair, full of hallucinations on the verge of madness. Hunger can be considered the beginning of the literary career of Hamsun, who received the Nobel Prize in Literature in 1920. It received great praise from writers such as André Gide, Henry Miller, André Breton, and Octave Mirbeau, and is considered one of the masterpieces of 20th century European literature.
Altın Kanatlar
TANRILARIN KÜTÜPHANESİNİN GİZLİ KAPILARI AÇILIYOR Bir telefonla hayatım sonsuza dek değişti. Kütüphanedeki işim ve en yakın arkadaşımla yaşadığımız ev benim sığınağımdı. Ta ki çılgın geçen bir gecenin ardından telefonum çalana ve hattın diğer ucundaki adam, “Kitaplardan biri kayıp,” diyene kadar. Her şeyimi kaybetmek üzereydim ve bunu göze alamazdım. Hemen Dragerfield Kütüphanesi’ne koşup o kitabı bulmak zorundaydım. “Sabahı beklemeliydin, insan.” Sürekli fantastik kitaplar okuyan bir kadının hayal gücü sınır tanımaz sanırdınız. Ama hiçbir şey beni çalıştığım yerin fae âlemine açılan bir geçit oluşuna ve karşımda bir Ejderha Tanrı bulmaya hazırlayamazdı. Drager, benim yeni gardiyanım. Kaybolan kitap artık dertlerimin en küçüğüydü. Bilmediğim bir diyara sürüklenmek üzereydim. Üstelik bu yol...
Flört
ARANIYOR: GÖSTERMELİK SEVGİLİ Romantik ilişkilerin hayatını altüst etmesinden bıkmış, bekâr bir kadınım. Yine de yanımda biri olsa dediğim günler oluyor. Tercihen yirmilerinin ortası ila otuzlarının sonlarında bekâr bir erkekseniz ve benimle benzer bir durumdaysanız tam da birbirimize göre olabiliriz. İdeal aday yakışıklı, çekici ve bana karşı romantik hisler besliyormuş gibi davranmaya istekli olmalıdır. Farklı konularda sohbet edebilme kapasitesi tercih nedenidir. Bu çift taraflı bir anlaşma olacaktır. Sizin zamanınıza karşılık benimki. Patronunuzun gözünde sizi iyi gösterecek bir kadın mı istiyorsunuz? Hemen topuklularımı giyiyorum. Eski sevgilinizin gözü önünde içinize düşecek biri mi lazım? Kırmızı rujumu sürdüm bile. Teklifimle ilgileniyorsanız lütfen bana yazın. Kaybedecek zamanımız...
Eli Bıçaklı Teyze
BU KADAR UZUN YAŞAYACAĞINI HİÇ TAHMİN ETMEMİŞTİ, BU YÜZDEN ZAMANSIZ BİR ÖLÜMLE BU DÜNYADAN AYRILMAYI ASLA UMURSAMADI. Hornclaw, emekliliği düşünen altmış beş yaşında bir kiralık katildir. Ancak çalıştığı “hastalık kontrol” şirketi için bir suikast işindeyken, alışagelmedik bir hata yapar ve geçmişini günümüze taşıyan bir dizi olaya neden olur. Sonradan görme genç bir erkek tarafından sabotajla tehdit edilen ve hiç beklemediği bir anda yeni arzu ve dürtülerle savaşan Hornclaw, kararlılığını ortaya koyup, yaşları kaç olursa olsun, türün dişisinin her zaman erkeğinden daha ölümcül olduğunu göstermeye kararlıdır. “Suikastın Gangnam Style’ı . Yankı uyandıran bir K-noir olayı.” -Luke Jennings, KILLING EVE serisinin yazarı “Karanlık ve komik... Yaşlanan insanların göz ardı edilmesineil...
Kısacık Hikâyeler Kocaman Hayatlar
“Karanlık geceyi kan kırmızı bir renk ile yırtan güneş kendini belli ediyordu. Hızla yürüdüm çamurlu yoldan ve mahallemizin meydanındaki kahvenin önünde beklemeye başladım. Ciğerimi cayır cayır yakan o ürperti gitmiş, yerini ağır bir vicdan azabı almıştı. Yaşım daha on altı bile değildi. Başımı kaldırıp baktım geride bıraktığım gecekondumuza. Annem, babam, kardeşim… Burnumu çektim yutkundum. Köşeden görünen taksiye el kaldırdım. Sabahın beşinde gürül gürül Müslüm çalıyordu arabanın içerisinde. Bitirim taksici abi beni süzdü. Gaza yüklendi. Başımı kaldırmadan mırıldandım: ‘Otogara abi…’ Taksici abi cevap vermedi. Birkaç dakika sonra Adana otobüsüne binip yıllar sürecek olan yolculuğuma başlıyorum. Onlarca ülke geziyorum, sokaklarda yatıyorum. Çenemde üç kırık, kolumda sekiz santimlik falçat...
İyileşme
Modern insan hem egosu güçlü hem de rahatsızdır. Modern yaşamın getirdiği nimetlerden yararlanırken, külfetleri de çekmek zorunda kalır. Hem egosu ile mücadele eden hem de gürültü kirliliği, frekans kirliliği gibi sorunlar yaşayan medrese öğrencisi Jiyan bir cinayete tanıklık eder. Hem cinayeti çözecek, hem Niyaz’ın aşkını kazanmaya çalışacak, hem de Abdurrahman Hoca’nın yol göstericiliğinde kendi nefsini terbiye edecektir…
Dövüş Kanunları
Geri kalanı buna mecbur kalmasın diye biz savaşıyoruz “Karmaşık bir bilim fantezi dünyasına karşı harekete geçen bir Masterclass.” – SUNYI DEAN, Kitapyiyenler’in yazarı Uzun zaman önce savaşın tahrip ettiği bir dünyada, uluslar bir daha asla kitle imha silahları kullanmamak için ateşkes antlaşması yaptılar. Bunun yerine, Grievar Şövalyeleri olarak bilinen yüksek vasıflı savaşçılar, yumruk yumruğa dövüşerek kendi uluslarını temsil ettiler. Murray Pearson vatanını kedere boğan bir kaybın üzüntüsünü yaşayana kadar ünlü bir şövalyeydi. Ama artık yeni kahramanı keşfetmenin zamanı gelmişti. Cego adlı yetim bir çocuk acımasız yeraltı savaş arenalarında kendini göstermeye çalışır. Murray’ye göre, bu çocuk dünyanın en prestijli savaş akademilerinde kendini geliştirmek için her şeyini feda etmeye ha...
Kutsal Salonlarda
Dark Academia’nın sözlük tanımı: 1. Yükseköğrenim, sanat ve edebiyatla ilgili bir internet alt kültürü veya bu unsurların bilgi arayışına ve ölümün keşfine odaklanan idealize edilmiş bir versiyonu. 2. Belli başlı estetik ilkeler. Gotik bir çizgisi olan akademik yapı; tüvit ceketler, vintage hırkalar, aşınmış mokasenler, içi düşündürücü şiirlerle dolu yıpranmış bir deri omuz çantası. Meraklılarına genellikle müzelerde ve karanlık kütüphanelerde rastlanabilir. Yepyeni ve özel Dark Academia hikâyeleriyle karşınızda: Olivie Blake • M.L. Rio David Bell • Susie Yang Layne Fargo • J.T. Ellison James Tate Hill • Kelly Andrew Phoebe Wynne • Kate Weinberg Helen Grant • Tori Bovalino
Cyberpunk 2077
Cyberpunk 2077 dünyasının ilk romanı, Night City’deki tehlikelerin fazlasıyla gerçek olduğunu keşfeden bir grup yabancıyı anlatıyor. Neon ışıklarıyla kaplı Night City’de bir grup yabancı, gizemli bir konteyner taşıyan Militech konvoyunda cesurca bir soygun gerçekleştirir. Peki gruptakilerin ortak noktası nedir? Bu sadece başarılı, eski moda bir şantaj mıdır? Mecburen yaptıkları bu operasyonda, işverenlerinin ne kadar ileri gidebileceği ya da konteynerin sırrı hakkında hiçbir fikirleri yoktur. Yaşlı bir hain, eski bir Militech casusu, amatör bir ağgezer, bir kurumsal müzakereci, bir siberkasap ve bir teknisyenden oluşan yeni çete, sıradaki ölümcül soygundan önce sırlarının açığa çıkmaması için farklılıklarının üstesinden gelip işbirliği yapmalıdır.
Yaz Uykusu (Ciltli)
SEKİZ ARKADAŞ, BEŞ ŞEHİR, SIRLAR VE YALANLAR… Sekiz kişilik bir arkadaş grubu, lisenin son yılında bir suç işler. Bu suç, içlerinden birinin hayatını kurtarırken bir diğerinin hayatını mahveder. Yaptıkları planda hesaba katmadıkları bir detay yakalanmalarına sebep olur. Arden Koral suçu üstlenerek hapse girer ve bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Her biri farklı şehirlere dağılır, aralarındaki bağ tamamen kopar. Ta ki yıllar sonra beklenmedik bir karşılaşmayla sorulan o soruya dek: “Var mısın diğerlerini de bulmak için yola çıkmaya?” Eski dostlar tekrar bir araya geldiğinde geçmişten bugüne söylenmiş yalanlar ve gizlenmiş sırlar açığa çıkar. Yarım kalan aşklar yeniden alevlenir. Bilmedikleri şey, işledikleri suçun peşlerini henüz bırakmadığıdır. “Bu bir yolculuk hikâyesi ve her yeni...
Kitapyiyenler
Hakikat, beslendiğimiz hikâyeler ile kendisine aç olduğumuz hikâyeler arasındadır. “Saf ve yaratıcı. Bu cesur, gotik, anti-peri masalı gerçeği yüzümüze vuruyor: Aşk, herkesi kötü̈ adama dönüştürebilir.” – Olivie Blake, New York Times’ın çok satan Atlas Altılısı kitabının yazarı “Bu, modern fantezinin yeni ustasının sahneye çıkışı. Sakın kaçırmayın.” – James Rollins, New York Times’ın çok satan The Starless Crown kitabının yazarı “Geleneklere, anne olmaya, travmalara ve canavar olmanın ne anlama geldiğine dair güzel, narin, acımasız ve son derece benzersiz bir bakış... Tek diyebileceğim çarpıcı olduğu. Sonuna dek, durmaksızın beni şaşırttı.” – Seanan McGuire, New York Times’ın çok satan Her Kalp Bir Eşik kitabının yazarı “Karanlık ve inanılmaz derecede ilgi çekici; kitabı elimden bırakam...
İzmir’de Son Gemi
Savaşın, üstüne gölge düşüremediği kardeşliğin ve aşkın romanı İzmir’de Son Gemi, resmi tarihin dışından seslenen ve tarih bilincine yaslanan bir roman. Suyun iki yakasındaki halkların, egemenlerin kurduğu tuzaklardan arındığında, kardeşçe ve içtenlikle nasıl kucaklaşabileceklerini, aynı kederde ve sevinçte bir bütün olabileceklerini son derece yalın ve lirik bir dille anlatıyor. İzmir’de Son Gemi’nin serüveni her şeye karşın hâlâ suyun iki yanında da sürmekte...
Lanetli
SENİ DAHA İYİ OKUYABİLMEK İÇİN Bir damla kan, elmadan alınan bir ısırık, bir çift kem göz, bir nişan yüzüğü veya bir çift kırmızı ayakkabı... Lanet her şekilde karşınıza çıkabilir. Yalnızca kötü kalpli bir üvey anne ve babaya sahip olanlarınızın değil, hepinizin başına gelebilir. Bu kitapta klasik masallardan modern dünyadaki yeni uğursuzluklara kadar pek çok lanetin, benzersiz ve sürprizlerle dolu anlatılarına rastlayacaksınız. Bilinen masalların farklı yorumlarının yanı sıra yeni canavarlarla, mitlerle tanışacaksınız. Şaşırtıcı öykülere, öğretici ayrıntılara, canavar hikâyelerine ve büyü masallarına hazır olun. ZAMANSIZ Y İRMİ HALK ÖYKÜSÜ NeIl GaIman Jane Yolen Karen Joy Fowler M.R. Carey ChrIstIna Henry ChrIstopher Golden TIm Lebbon MIchael Marshall SmIth CharlIe Jane Anders J...
Kralların Adaleti
HİÇ KİMSE ADALETTEN ÜSTÜN DEĞİLDİR. “Muhteşem detaylı bir dünyada, çok farklı bir bakış açısından, düşündürücü bir macera.” —K. LLOSO, OREN-YARO’NUN KURDU’NUN YAZARI “Bir yazarın muazzam çıkışı.” —PETER McLEAN, KEMİKLERİN RAHİBİ’NİN YAZARI
Uçurumda Son Çay
Kosei-San, emeklilik günlerini Kaliforniya’daki Rocky Dağları’nın kayalıklarında bir uçurumun kenarında, mütevazı ve ıssız bir kulübede geçirmektedir. Ancak ihtiyar Japon hiç dinlenmez; gözü hep rüzgârın süpürdüğü o kayaların üzerindedir. Çünkü orası aynı zamanda hayatla bağını kesmek ve başka bir dünyaya geçmek isteyenlerin tercih ettiği yerlerdendir. Ne zaman birini elinde fotoğraf makinesi ya da yanında bir rehber olmadan uçurumun kıyısına doğru melankolik bir halde yürürken görse hemen karşısına çıkar, onunla konuşur. Hatta kulübesinde bir fincan çay içmeye ikna eder. Bir seremoniye dönüşen bu davet vasıtasıyla içtikleri çay, misafirinin içini ısıtmakla kalmaz, ona kendisini yaşamla barıştıran bir çıkış yolu da sunar. Kosei-San, varoluşun ikinci ve üçüncü fırsatlar ...
En Uzun Gece
BİRLİKTE GEÇİRDİĞİMİZ SAYISIZ UZUN GECENİN ARDINDAN "BİZ" OLARAK ADLANDIRILMAMIZ DOĞALDI. DÜNYADA SON KALAN BEYAZ KAYA GERGEDANI VE TERK EDİLMİŞ BİR YUMURTADAN ÇIKAN BİR PENGUEN. O ZAMANLAR BUNUN GERÇEK BİR MUCİZE OLDUĞUNU FARK ETMEMİŞTİK. BAŞTAN AŞAĞI HER ŞEYİMİZ FARKLIYDI ANCAK BİZİM İÇİN TEK ÖNEMLİ OLAN BİRBİRİMİZDEN BAŞKA HİÇBİR ŞEYİMİZİN OLMADIĞIYDI. "ŞURADAKİ UFUK ÇİZGİSİNİ GÖRÜYOR MUSUN? YEŞİL RENKTE PARILDIYOR. BURASI BENİM DENİZİM." "BURAYI SEVDİM. BEN DE BURADA KALACAĞIM." "SEN BİR PENGUENSİN. GİDİP KENDİ DENİZİNİ BULMALISIN." "ÖYLEYSE, BEN DE BİR GERGEDAN OLARAK YAŞARIM. GAGAMA BİR BAK, TIPKI BOYNUZA BENZİYOR." "SEN ZATEN HARİKA BİR GERGEDANSIN. ŞİMDİ GERİYE KALAN TEK ŞEY İYİ BİR PENGUEN OLMAK." "BURAYA GEL. SANA SARILACAĞIM ÇÜNKÜ B
Hyunam-Dong Kitabevi
Youngju her şeyi doğru yapmıştır; üniversiteye gitmiş, düzgün bir adamla evlenmiş, saygın bir işe girmiştir. Sonra bir anda her şey altüst olur. Tükenmişlik hissiyle eski hayatını terk eder, zirvedeki kariyerini bırakır, kocasından boşanır ve hayalinin peşinden gider. Bir kitapçı dükkânı açar... Youngju ve müşterileri, Seul’ün şirin bir mahallesinde kitapların arasına sığınırlar. Yalnız bir baristadan evli ama mutsuz bir ev hanımına ve Youngju’da özel bir şeyler olduğunu gören yazara kadar hepsinin geçmişinde hayal kırıklıkları vardır. Hyunam-Dong Kitabevi zamanla onların, hayatı nasıl yaşamaları gerektiğini öğrendiği yer haline gelir. Hyunam-Dong Kitabevi, huzuru ve güven duygusunu yakalamanızı sağlayacak, size kitapların iyileştirici gücünü hatırlatacak yürek ısıtan bir hikâ...
Kerpiç Reçeli
REÇEL TADINDA BİR DRAM GÜZELLEMESİ… “Karşımda duran küçümseyerek baktığım bu kerpiç ev benimdi. Ona yanaşan sevgiye muhtaç incir ağacı da. Sahip olduğumuz, elimizde kalan tüm varlığımızla satın almıştık hepsini. Sanki bu minik bahçe büyük bir kazandı. Kaynatıyordum şeker tadında avuntularımla tüm dertlerimi. Bir yandan kavanozlara hapsetmiş, karakışa saklıyordum. En çaresiz günlerimde yiyecektim kerpiç reçelini.” Nagehan Kruç Şeremet, özgünlüğü ilk romanın çok ötesinde olan bu eserinde, okuru etkili üslubuyla Üsküp’ten İstanbul’a uzanan bir zaman yolculuğuna çıkarıyor. Kerpiç Reçeli, geçmiş- şimdi-gelecek üçgeninde reçel kavanozlarından ortak hafızamızın derinliklerine süzülen gerçek bir hayat hikâyesi. “Dosyayı tamamladığımda artık bilgisayarımın kapağını her açtığımda selamlaştığım sırad...
Melez - Cehennemin İlk Günü
Kadere inanır mısınız? Hayata 1-0 yenik başlayan birine sorulacak en son soru bu olsa gerek. Safkan ırk protokolünün hüküm sürdüğü ve istenmedikleri bir dünyada doğan yüzlerce melez çocuk için kader, beraberinde getirdiği ölümden ibaretti. Gözlerini dahi açamadan mezarı boylayan bu günahsız ruhlar, yaşayanların vicdanlarını her geçen gün daha fazla sızlatmaya başlamıştı ve bu sızı küçük bir kıvılcımdan devasa bir yangına dönüşmüştü. Bu adaletsiz dünyayı değiştirebilecek tek şey bir çift cesur yürekti. Bu yüzyılın payına düşen kahramanlar ise asi bir prens ve dengesiz bir prenses oldu. Kaderin çizdiği yoldan habersiz, arkalarına bakmadan kaçsalar da onlara en çok ihtiyaç duyulduğunda, tıpkı filmlerde olduğu gibi ortaya çıkacak ve tarihi baştan yazacaklardı. Şimdi tekrar...
Bab-ül Aşk
Hayat önce ilim, sonra değişim, finalde de dönüşümdür. İlk iki adım her zaman geriye dönebilir ama son adımı attıysan geri dönüşün yoktur, tıpkı kelebeğe dönüşen tırtılın bir daha kozaya dönememesi gibi... Gizem yaşadığı travmadan sonra eve kapanmış, sosyal hayattan elini ayağını çekmiştir. Sürekli yaşamı ve ölümü sorgulamakta, soluk alıp vermek için bir amaç bulmaya çalışmaktadır. Tam o sırada garip rüyalar görmeye başlar. Yakın arkadaşı Elif ile gittiği Şebiarus töreninden sonra gördüğü rüyaların peşine takılan Gizem hiç bilmediği bir gizemler ve sırlar âlemine adım atar. Tek amacı kendini bilmek, bulmak ve kendini gerçekleştirmektir. Bu yolculukta bir dost yanında belirir ve elinden tutar. Artık kozasından çıkmak ve kanatlarını açmak zorundadır çünkü bu yoldan geriye dönüş yoktur. Gizem...
K-Pop Sıraları
TÜM ZAMANLARIN EN POPÜLER MÜZİK GRUBUNDA YER ALMAK İÇİN, ARKADAŞLARINI, GELECEĞİNİ VE İNANDIĞIN HER ŞEYİ TEHLİKEYE ATMAYA DEĞER Mİ? Hayatını Kore asıllı Amerikalı kız rolü oynayarak geçiren Candace Park’ın olağanüstü bir yeteneği vardır. Çok iyi şarkı söyleyebilen Candace Park, binlerce kişi arasından dünyanın en büyük K-pop şirketinin ilk kız grubuna seçilmeyi başarır. Ancak bir K-pop adayının hayatı Candace’ın sandığı kadar kolay ve konforlu değildir maalesef. Şirketin Seul’deki ana merkezinde işler hiç de kolay yürümez. Bu işin katlanılması zor sayısız kuralı vardır. En katı yasaklardan biri de aşktır... ÂŞIK OLMAK YASAK! Fakat aşktan kaçmak Candace için zamanla uygulaması imkânsız bir kurala dönüşecek ve bu durum K-pop dünyasında büyük bir skandalın patlamasına neden olacak...
Arkadaşı Suçlamak
BAŞ ŞÜPHELİ ON YEDİ YAŞINDA BİR KIZ En yakın arkadaşım Sõın’ın cesedi okulun arkasındaki boş arazide bulundu. Arkadaşımı kim öldürmüş olabilir? Ezici bir sürükleyici güç, çalkantılı gelişmeler... Ve sonu tahmin edilemez, şaşırtıcı bir hikâye. "Roman, hakikat ve inanç üzerine bir hikâyeden oluşuyor. Sık sık hakikat üzerine kafa yorarım. Hakikat, gerçekte olduğu gibi midir, yoksa insanların olmasını istediği gibi mi şekillenir? Hikâye, işte bu noktadan yola çıktı." – Lee Kkoch-Nim
Blöf
"Üşüyorum, dedim. Üzerindeki deri ceketi çıkarmaya yeltendiğinde onu durdurdum. Aynı akşamda iki erkeğin kokusunu birbirine bulamayacaktım…" Blöf, bireylerin ruh hallerinin ikili ilişkilerine davranışsal olarak nasıl yansıdığı ve kişinin karar mekanizması üzerinde nasıl etkiler yarattığını, dünyanın en tutkulu duygusu kabul edilen aşk teması üzerinden, çağın gerçekleri ve hissettirdikleriyle aşkın biraz da aşınmış halini okuyucuya iletmeyi amaçlıyor. Yüzyıllardır türlü şekillerde anlatılagelmiş aşk hikâyelerinden birini, ana karakterimizin psikolojisiyle harmanlanmış şekilde, tüm gelgitleriyle karşımızda buluyoruz. Modern insanın aşkı, özlem, takıntı, intikam, merhamet gibi temalar etrafında okuyucuya aktarılıyor. Sanatın iyileştirici gücünü roman türünün bir örneğiyle aşk izleği üzerinden...