Destek İndirim -
Destek Dükkan
0
Sepetim
Yazarlar
Kategoriler
Değerlendirme
Fiyat
Yayınevleri
Diller
Filtreleme

Kategoriler

Yayınevleri

Yazarlar

Fiyat

Diller

Değerlendirme

Önceki sayfa
Sıralama
Belediye Başkanına Linç Destek Yayınları

Belediye Başkanına Linç

KENDİ İÇİNDEKİ ŞEYTANINI TAŞLA Günümüzde teknoloji ve iletişim olanaklarının çoğalmasıyla özel hayatın ihlal edilmesine dair sarsıcı bir hikaye: Belediye Başkanına LİNÇ .Düşmanın görülmediği,çoğu zaman hiç ortaya çıkmadığı,izinin kolay kolay bulunmadığı bir yeni çağ savaşı. İstanbul’un önemli bir ilçesinin belediye başkanı,bir sabah uyanır telefon ve sosyal medya hesabında yüzlerce tehdit ve hakaret mesajları bulur.Yaşamı boyunca inşa ettiği tüm değerleri, bir anda kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Sanal dünyanın paralı askerleri onu bir gecede ülkenin gündemine oturtmuştu. Artık içine atıldığı bu dijital linç karşısında bir direnç savaşı verecektir. Kazanabilmesi mümkün müydü? Eğitimci, yazar Talip Emiroğlu’nun yeniden güncelleyerek yazdığı "Belediye Başkanına LİNÇ" romanını,...

Rıza Destek Yayınları

Rıza

"HAYATI YARIM BIRAKIP DA GİTMEK Mİ YOKSA HAYATTA KALIP KOCAMAN BİR ÖMRÜ GİDENİN EKSİKLİĞİ İLE YAŞAMAK MI DAHA ACI?" "Hayatını tepetaklak eden kanserle boğuşan yazar bilmediği köklerine doğru yola çıkar. Bu yolculuk, yaşamındaki zorluklara çare olmaktan öte yeni sıkıntıların kapısını açar. Geçmişin derinliklerine indikçe kırılganlıklarının, zaaflarının kaynaklarını da bulmaya başlar. Varlığındaki anlam arayışının en önemli durağına geldiğinde dayısı Rıza’nın yaşamıyla karşılaşır. Yirmi dört yaşında aynı kanser türünden ölen dayısının yaşadığı büyük aşk, devrim peşindeki hayatının da yansımasıdır. Yazar, dayısına hep gizliden gizliye duyduğu hayranlığın nedenlerini çözmeye başlar. Bu yeni yaralar ve yeni kabuklar demektir. Ama bilir ki yara kıymetlidir. Dayısının yarasıyla kendisi iyileşir. ...

Türk Hitler Destek Yayınları

Türk Hitler

ANCAK TARİHİN KARANLIĞIYLA YÜZLEŞEBİLENLER HAK ETTİKLERİNE ULAŞABİLİR Ercan, Almanya’da uzun yıllardır oyunculuk yapıyordu. Başarılı da bir oyuncuydu ancak yetenekleri ırkçı birtakım önyargılarla baskılanıyordu. Arap bir aile babası, Ortadoğulu bir terörist, İranlı bir göçmen ya da imam dışında başka roller oynaması mümkün değilmiş gibi görünüyordu. Ne hak ettiği şöhrete ulaşabiliyordu ne de hak ettiği parayı kazanabiliyordu, üstelik yeteneğini de tam olarak ortaya çıkarma fırsatı bulamıyordu. Önyargılar kafesine hapsedilmiş, zor zapt edilen bir kaplan gibiydi adeta... Sonunda kafesinden çıkmaya karar verdi. Almanya’da Türk olmanın bedelini ödemekten yorulmuştu artık. İşin kuralı neyse ona göre oynamaya hazırdı. Artık sadece role girmeyecek, hayatın içindeki rolünü de değiştirecekti.

Yıldızlar Dökülür Gecelerimden
 
Destek Yayınları

Yıldızlar Dökülür Gecelerimden

ŞÜPHESİZ HER DUYGU YAZILMAYA DEĞER AMA BAZILARI YAZILMAZSA OLMAZ... * Hayatı anlamlandıran, yaşanmış ve yaşanmamış duygulardan başka ne ki? Yazmaya gönül verenler onları hikâyelerin içine koyacaktı elbette. Edebiyatın gizemli dehlizlerinde başka türlü nasıl yürünebilirdi? Bu sesleri duymak gerekiyor. Mario Levi Bu kitaptaki öykücüler, kolayca "tanımlanamayan, anlatılamayan" duygulara dokunuyor. Sevgi, şefkat, öfke, kaygı, acıma, büyülenme ve benzerleri gibi derin ve kimi zaman adını koymakta zorlandığımız anlara başarılı öyküleriyle eğiliyor. İnci Aral Okuduğumuz her yeni duygu, dönüşüm yolculuğumuzda bir rehber... Hasan Gümen Adı konmamış duyguların peşinden giden yazarlarımızın öyküleri, okurların kendi duygularını keşfetme yolculuklarına bir kapı açıyor. Uğur Batı Kendimizi eşeleyip dur...

Behice'nin Yarım Kalan İşleri Kara Karga Yayınları

Behice'nin Yarım Kalan İşleri

"GÜL AĞACINI BEN ALABiLiR MiYiM?" Dün gece sabaha karşı annem öldü. Mutsuzluktan değil ama mutsuz öldü. Bense annemin bir hıdırellez günü bahçemizdeki gül ağacının altına gömdüğü dileklerin peşindeyim. Ben olmasam annemin yarım kalan dileklerini kim fark eder? Samanlıktaki iğneyi bulmanın samanlığı yakmaktan başka, mümkünse daha az prodüksiyon gerektiren bir yolu var mı? Diyelim ben bu samanlığı yaktım, alevler boyumu aştı, annem gördü. Benimle gurur duyar mı? Bu dileklerin hepsini onun yerine ben gerçekleştirsem, annemin mezarında bir gül ağacı sebepsiz büyür mü? Ben Ayşe Püren. Üstünden atlayacağım ateşi çoktan yaktım gitti. Bu yangından sağ çıkacağız: Artık hayatta olmayan annem ve ben. Sinem Sal Kadıköy’de geçen bu romanında önceki eserlerinde yaratmış olduğu neşeli dram atmosferine sa...

Ayı Kaplan Ejderha Athica Books

Ayı Kaplan Ejderha

İflasın eşiğindeki terziye, bir gün bir adam gelir ve smokin sipariş eder. Adam terziye bir teslim tarihi verir, smokini o gün adresine getirmesini ister. Meğer terzinin hazırladığı smokin, adamın kendi cenazesi içinmiş. Terzi çok şaşırır. Üstelik o gün, ölen müşterisinin vasiyeti üzerine kendisine üç kafes kaldığını öğrenir. Kafeslerde ne mi vardır? Ayı, kaplan ve ejderha... *** Güçlü bir sevgi, bilinçle ortaya konmuş keskin bir eylem ve tarafsız bir gözlem... Bu üçü, doğarken yanımızda getirdiğimiz ancak yaşam yolculuğumuz boyunca beslemeyi çoğu zaman ihmal ettiğimiz kabiliyetlerimizdir. Üç özel hayvanın eşsiz güçlerini taşımak ve geliştirmek üzere geliriz dünyaya. Ayı, kaplan ve ejderha... Sevgide ayının gücünü, eylemde kaplanın zekâsını ve gözlemde bir ejderhanın tarafsızlığını besledi...

Yalnız Kitap Kara Karga Yayınları

Yalnız Kitap

V. Karl’ın, Kanuni Sultan Süleyman devrinde Osmanlı sarayında bulunan elçisi Flaman Ogier Ghislain de Busbecq, 1 Haziran 1560’ta İstanbul’da tamamladığı dört elçilik raporunun üçüncüsünde, Osmanlıların matbaayı kullanmaya karşı isteksizliğini şu sözlerle açıklamaya çalışıyordu: "Yeryüzünde Türkler kadar, başka ülkelerin yararlı icatlarını kolaylıkla alıp benimseyen bir millete daha rastlamak zordur… Buna rağmen nedense kitap basmaya ve çalar saat kullanmaya bir türlü ikna edilememişlerdir…" Edebiyatımızın temel taşlarından Sabahattin Ali’ye göre edebiyat her şeyden önce bir mücadeleydi, edebiyatın amacı ise "insanları daha iyiye, daha doğruya, daha güzele yükseltmek, insanlarda bu yükselme arzusunu uyandırmak" olmalıydı. Sabahattin Ali’nin "Edebiyata nasıl başladınız?" sorusuna yanıtı "Kit...

Sabahın Sözcükleri Kara Karga Yayınları

Sabahın Sözcükleri

"Sabahın ağzındaki en güzel sözcüktür günaydın. Gecede yitip gitmediğimizin tanığıdır.Bir gerekçedir şafağın kapısını aralayan ışığa teşekkür etmek için. Yüzler asılmış, akıllar karışmış, uykular kaçmışsa eğer, ilaç yerine geçer üstelik. Yalnızlık kuyusunun dibinden kurtulmamız için harflerden yapılmış bir merdivendir günaydın. Kopmuş bağları onarma isteği, dostluk kurmanın eşiği, sevgi sözcüklerinin beşiğidir. ‘Haydi yeniden başlayalım!’ demenin özcesidir. Yanına kendini tamamlayacak sözcükleri de çağırır.‘Nasılsın?’ı, ‘Hayırlı işler’i, ‘Hoş geldiniz’i… Günaydın, çocuğudur aydınlığın. İnsanı aşar. Damlaya da söylenir, denize de. Kediye de söylenir, kirpiye de. Ağaca da söylenir, ormana da.Tüye de söylenir, kuşa da. Yeryüzü sözlüğüne aittir günaydın. İmeceye çağrıdır. Kendini beğenmişlere ...

Beni Neden Sevmedin Anne? Destek Yayınları

Beni Neden Sevmedin Anne?

ANNESİ TARAFINDAN SEVİLMEYEN KIZ ÇOCUKLARI BÜYÜYÜNCE YANLIŞ ADAMLARI SEVER Hadi Zarife, bu senin her şeyi değiştirebileceğin son şansın. Anla artık, sevgi zayıflık değil, bilakis insanı her kötülükten koruyan bir zırhtır. Sen kızının bu zırhını çaldın ondan, onu savunmasız, çırılçıplak bıraktın bu savaş alanında. Şimdi git ve teslim et ona doğuştan her çocuğun hakkı olanı. Yanında ol onun Zarife, yargılamadan, hırpalamadan... Karşılıksız sevginin ne olduğunu öğret ona, anne elinin şifasını göster. İlk defa yatır kızını dizine, okşa saçlarını. Ağlasın dizinde kızın, akıtsın içindeki irini, kiri, pası. Bu zamana kadar yapamadığın şeyi yap; okşa kolundaki süt lekesini, öp onu. "Benim güzel kızım..." de. "Geçti..." de. "Seninle gurur duyuyorum..." de. Hadi Zarife...

Neko Kafe Athica Books

Neko Kafe

Nagore’nin hayatı, sevgilisinden ayrıldığından ve işsiz kaldığından bu yana üst üste gelen felaketlerle dolup taşmıştır. Kirasını geciktirdiği için dairesini kaybetmek üzereyken, eski bir dostu ona sıra dışı bir iş bulur: Müşteriler tarafından sahiplenilmeyi bekleyen yedi kedinin bulunduğu bir kafeterya olan Neko Kafe’de garsonluk yapmak. Nagore kedilerden korkmasına karşın, her biri başka başka karakterlere sahip olan bu hayvanlardan yaşam hakkında oldukça fazla şey öğrenebileceğini fark edince çekinerek başladığı yeni işi eğlenceli bir serüvene dönüşüp hayatını umulmadık derecede renklendirecektir. Tüm dünyada ünlenen kedi kafelerinden birinde geçen, Anna Sólyom’un bu büyüleyici romanı, mutlu olma sanatı hakkında ilham verici, heyecanlı ve özgün bir hikâye anlatıyor.

İstanbul'un Kalbindeki Ejder Destek Yayınları

İstanbul'un Kalbindeki Ejder

VİCDANININ SESİNİ DUYMAYANLAR ÖLMEK İSTEYENİ PEŞİN PEŞİN DELİ SANIYORLAR... Beraber karanlığa doğru giderken yönlerini şaşırıp gerdanlığını arayan bir güvercinin peşine takılıp güneşe doğru yol aldılar. Bu yolculukta birbirlerinin en derin yaralarından öptüler. Anladılar ki kuşlar gibi özgürce uçmak için iki kanada ihtiyaçları yoktu. Sadece bir miktar umudun olması yeterliydi. Göğüskafeslerindeki dermansız sandıkları kökleşmiş ağrı, boğazlarındaki onları terk etmeyen o acı yumru meğerse susturulmalarından, susmalarından kaynaklıymış. Yolculuklarını tamamladıklarında zihinlerindeki ölçüyle önce birbirlerini okumaya başladılar, sonrası zaten tüm hikâyelerini baştan doğrusuyla yazmaya... O günden sonra onlar peri masallarını rafa kaldırdılar, şimdi ise geçmişte mezar olmuş kalplerini yeniden ...

Sen Varsan Ben Varım Destek Yayınları

Sen Varsan Ben Varım

“HİÇBİR ZAMAN VAR DEĞİLDİN, O YÜZDEN DE YOK OLMAYACAKSIN!” Yaşamaya alıştığımız hayat tekrarlardan ibaret bir döngüdür, çoğu zaman rahatlık verir, güvenlik sağlar. Yine de kimi zaman bu kısırdöngünün içinde yeniliklerin olmasını bekleriz. Alışkanlıkları kırmadan, bizler değişip dönüşmeden, iyi ve güzel şeyler olsun diye temenni ederiz çabasızca. Oysa hayat, taksit sayısı belli olmayan ölümü satın alarak dünyaya gelmektir. Hayatın içinde aslında şer diye bir şey yoktur. Olan biten her şey hayrımızadır, ancak olaylar başımıza geldiğinde bunu anlayamayız. Zaman geçince ne olduğunu sorgular, hangi dersi almamız gerektiğini de öğreniriz. Yazar olmak tutkusuyla yanan baş kahraman, yaşadığı hayata anlam katmak ve geride bir şey bırakmak adına, kendi hayatından ilham alarak öyküler yazmaya çalışır...

Aileni Nasıl Öldürürsün Athica Books

Aileni Nasıl Öldürürsün

"Neşeli ve karanlık." ELLE * Aileni öldür * Servetleri üzerindehak talebinde bulun * Bunlardan paçayı kurtar * Bir köpek sahiplen Grace Bernard ile tanıştınız mı? O bir evlat, kız kardeş, iyi bir dost ve aynı zamanda bir seri katil... O, her şeyini kaybetmiş ve şimdi intikam ateşiyle tutuşan biri. Aileni Nasıl Öldürürsün sınıf çatışması, aile, aşk ve cinayet hakkında yazılmış elinizden düşüremeyeceğiniz ürpertici bir roman. "Eğlenceli, rahatsız edici ve merak uyandırıcı." Pandora Sykes "Bu kitaba bayıldım." Richard Osman "Eğlenceli, çarpıcı, ürkütücü ve şaşırtıcı." ojo Moyes

Pinocchio Genç Destek Yayınları

Pinocchio

"A conscience is that still small voice that people won’t listen to." Did you know that in the original story of Pinocchio, set in Tuscany, Italy, Pinocchio ended up dying in a horrible way? Or that the ending was changed to make the book more suitable for children? Written by the Italian writer Carlo Collodi, Pinocchio is an adventurous and provoking fairy tale with moral values. In the story, Pinocchio begins life as a talking piece of pine that refuses to be a table’s leg. The poor carpenter Geppetto turns this pine into a mischievous puppet boy named Pinocchio. Pinocchio has only one dream, to become a real child. Nonetheless, his unbridled curiosity, deceit and selfishness put him in constant danger. Throughout the book, Pinocchio encounters many distracting obstacles preventing him f...

Stoktaki Son Ürün!
Küçük Antika Dükkanı Destek Yayınları

Küçük Antika Dükkanı

"TARİHTEKİ BÜTÜN KÖTÜLÜKLER, KENDİNCE HAYATI ADİL BULMAYAN BİRİNİN, NE İSTERSE YAPABİLECEĞİ GÜCE ERİŞMESİYLE BAŞLAMIŞTIR." Yazar Kılıç Arslantürk’ün ikinci romanı Küçük Antika Dükkânı, 1938 yılında Nazi işgali altındaki Avusturya’nın Linz şehrinde başlıyor. 16 yaşını doldurmak üzere olan Wolf’un, zor durumdaki ailesine destek olmak için çalışmaya başladığı küçük antika dükkânının sahibi yaşlı Yahudi Enos’la kurduğu ilişki, onu antikaların insana ilham veren hikâyelerine sürüklüyor. Tarihe utançla kazınmış eziyetlerin gölgesinde, okuru insani değerler, karanlık ve aydınlık üzerine düşünmeye de davet eden bu hikâye, İstanbul’da son buluyor.

Kehanetteki Çocuk Genç Destek Yayınları

Kehanetteki Çocuk

Yaşlı kayın ağacının köklerinden baloncuklar yükselmeye başladığında hepsinin hikâyesi değişti. Suzan, doğmadan önce Cehennem’de buldu kendini. Annesinin masallarıyla büyüdü ama hiç ummadığı bir anda masal zannettiği her şey, gerçeğe dönüşmeye başladı. Bilinmez bir hastalık iki dünyaya da bulaştığında Suzan ait olduğu yere, Ortoköy’e döndü. Burada onu bekleyen tehlikelerle ve bulmayı umduğu kayıplarıyla yüzleşmeye ne kadar hazır olduğundan emin değildi. Yıllardır beklenen On Bir Kehaneti sonunda gerçekleşecek miydi? Suzan’ın heyecan verici, büyülü macerası başlıyor!

Avcıların Üç Günü Destek Yayınları

Avcıların Üç Günü

TARİHİN KIRILDIĞI ÜÇ GÜN... Türkiye, geleceğinin belirsiz olduğu bir alacakaranlık kuşağına nasıl geldi? Batı’yı yakalayan bir ülke, nasıl oldu da yeniden ortaçağ karanlığına sürüklenmeye başladı? Cumhuriyet, ilk olarak nasıl ve ne zaman kırıldı? Harbiye ve Mülkiye, medreseye nasıl yenildi? Bugün, her şey farklı olabilir miydi? Türkiye’nin bugününü belirleyen dönüşüm, yakın tarihin kısa ve dramatik kader kesitine, o üç güne sığdırılabilir mi? Sevim Kahraman elinizdeki belgesel romanında bunu başarıyor.. "Yön" hareketinin kurucu lideri, yaman entelektüel Doğan Avcıoğlu, İlhan Selçuk, sosyalist hareketin tarihsel önderleri Mihri Belli, Hikmet Kıvılcımlı, devrimci-cumhuriyetçi askerler Cemal Madanoğlu, Celil Gürkan... Dönenler: Muhsin Batur, Faruk Gürler... Karşıdakiler: Cevdet Sunay, Memduh ...

Sherlock Holmes - The Hound of The Baskervilles Genç Destek Yayınları

Sherlock Holmes - The Hound of The Baskervilles

“EVIL INDEED IS THE MAN WHO HAS NOT ONE WOMAN TO MOURN HIM.” The Hound of Baskervilles is a third of the four crime novels featuring detective Sherlock Holmes, written by Sir Arthur Conan Doyle. The book tells the story of a murder inspired by the legend of a terrifying, evil hound of a supernatural origin. No one with a compass of logic would typically take a story like this seriously, but now Sir Charles Baskerville is dead - and the footprints of an enormous hound have been found near his body. As Sherlock Holmes and his faithful friend, Dr. John Watson, continue to investigate, they will learn that nothing is as it seems... This book, which will make you hold your breath while reading, takes you to the strange world of crimes and murders that challenge the human mind while making you f...

Melek, Terörist, Fahişe Destek Yayınları

Melek, Terörist, Fahişe

DEVLET, MAFYA, GENELEV PATRONİÇESİ ÜÇGENİNDE, SOLUK SOLUĞA BİR DÖNEM ROMANI Holly, Lili ve Iris gibi ünlü film karakterlerini şaşırtıcı biçimde canlandıran güzel kadın melek mi, terörist mi yoksa fahişe mi? Ünlü gazeteciyi ağına nasıl düşürdü? Amaçlarına neden alet etti? Matilt Manukyan nasıl Türkiye’nin en zengin iş insanlarından biri oldu? Dünyanın bir numaralı genelev patroniçesi Madam Manukyan’ın otomobilini havaya kim uçurdu? Ermeni terör örgütleri mi, milliyetçiler mi, muhafazakârlar mı yoksa mafya mı? 70’li yıllara damgasını vuran Ermeni terör örgütü ASALA’nın arkasında kim vardı? Lideri Agop Agopyan nasıl öldürüldü? Londra’da başlayan, İstanbul’u birbirine katan ve Atina’da sona eren büyük macera için hazır olun! Dönem romanlarının büyük ustası Osman Balc

Sherlock Holmes - The Sign Of The Four Genç Destek Yayınları

Sherlock Holmes - The Sign Of The Four

"I NEVER MAKE EXCEPTIONS. AN EXCEPTION DISPROVES THE RULE." Ten years ago, Mary Morstan’s father went missing and every year after this incident, packages containing a precious pearl began to arrive. Sherlock and Watson’s help is needed to unravel the mystery behind those packages. The Sign of the Four is Sir Arthur Conan Doyle’s second Sherlock Holmes novel, published in the magazine as a story before turning into a book. The adventure stretching from India to London draws attention to Sherlock’s human characteristics at the forefront. As he always does, Doyle takes the readers’ breath away in this novel.

Kafamdaki Karıncalar Destek Yayınları

Kafamdaki Karıncalar

"YA ÖLECEK YA YANACAKTI, O YANMAYI TERCİH ETTİ..." Bir tarafta geçmişe saplanan, geleceği mahvetmeye meyilli, sahip olduğu obsesif kompulsif bozuklukla mücadele etmeye çalışan bir kadın: Ceyla. Diğer tarafta kendini çevresinden soyutlayan, yaşadığı kayıplarla kafasındaki karıncalar arasında sıkışmış, yalnız bir erkek: Egemen. Ve Egemen’in tercihlerine yön veren dedesi Mustafa Bey tarafından yazılmış kırmızı kaplı eski bir günlük... Egemen’le Ceyla’nın yolu Beşiktaş-Kadıköy vapurunda kesişir ve karşılaştıkları tesadüfler onları suçlulukla masumiyet, doğru ile yanlış, aşk ve nefret, yaşam ve ölüm arasında bir muhasebe yapmaya sürükler... Onur Akhan KAFAMDAKİ KARINCALAR isimli eserinde insan hayatına yön veren karşıtlıkları, tuzaklarla örülü bir aşk hikâyesi üzerinden anlatıyor. "Bir olayı, m...

Açlık Destek Yayınları

Açlık

Bir yandan yazar olma aşkıyla yanıp tutuşurken, öbür yandan açlık ve sefaletle boğuşan bir adamın duygulandırıcı öyküsü. Dünya edebiyatının en kıymetli isimlerinden Norveçli yazar Knut Hamsun’un bu romanında, kendini keşfetme yolunda ilerleyen genç bir adamın verdiği mücadelelere tanık oluyoruz. Varoluşsal savaşlar, içsel çelişkiler, yaratıcı ifade arzusu, hırs ve gurur, kitabın derinden ele aldığı konulardan yalnızca birkaçı. "İçime sığdıramadığım öfkem tetiklemişti bu yorgunluk nöbetini." "Batıyor, yalnızca batıyordum; belim, omuzlarım, dizlerim, her tarafımla beraber, kendi rezilliğimin içine doğru, bir daha yükselmemek üzere batıyordum." Açlık, bizleri insan psikolojisinin en derinlerine taşıyor...

İki Cihanın Bekçisi Destek Yayınları

İki Cihanın Bekçisi

"Benim efendim iki cihanın bekçisidir; kâh o âlemde kâh bu âlemde dolanır. Dilediği vakit dilediği kılığa girendir o; kâh hancı kâh yolcu olarak görünür." Birinci Dünya Savaşı... Osmanlı İmparatorluğu Yemen cephesinde ağır bir yenilgi almıştır, Yemen’de açlık, sefalet, zulüm ve yıkım vardır. Savaşın dehşetiyle cayır cayır yanan çöllerde yiğitliği ve boyun eğmezliğiyle nam salmış olan Osmanlı subayı Tevfik, ihanetin en acısını tadar ve kayıpların en ağırını yaşar. Ancak her şeyini kaybeden Tevfik ihanetin ortasında gerçek aşka kavuşur. "Dedim, efendim ben ıssız çöllerin ortasında bir başıma kaldım. Benim cefamdan kimin haberi vardır? Dedi, oğul sen garip değilsin, elbet senin de bir sahibin vardır. Kor gibi yanınca kavuşursun O’na, O, senin gönlünün tahtında oturan yârdir. Dedim, efendim be...

Stoktaki Son Ürün!
Karşı Kaldırımdaki Adam Destek Yayınları

Karşı Kaldırımdaki Adam

En büyük hayalini gurura, vicdanını aşka yenik düşürme! Gidemezsin! Aşkın seni elleri ceplerinde, karşı kaldırımda beklerken, sen binlerce kilometre öteye uçamazsın. Seni ona sarılmaktan alıkoyan çok daha başka, büyük bir şey yoksa eğer... Vazgeçemezsin! Hayatının en büyük hayaline kavuşma ümidin varsa, o yoldan geri dönemezsin. Gururun seni ele geçirmediyse eğer... O hatayı yapamazsın! Karşı Penceredeki Kadın’san, sadece başkasının hayatını yaşamaz, gönüllü köleliğe evet demez, seni sen olmaktan alıkoyan şeylere izin vermezsin. Bu senin kaçışın değilse eğer... O riski göze alamazsın! Çok istesen de otoriteye karşı duramazsın. Delirmemişsen eğer... Bu romanda Meyra, "Yapılamaz!" denen her şeyi yapar ve kendi doğrularının peşinden gider. Ancak ayağına kadar gelmiş en büyük hayalinin yanında...

Toplam: 407