Destek İndirim -
Destek Dükkan
0
Sepetim
Yazarlar
Kategoriler
Değerlendirme
Fiyat
Yayınevleri
Diller
Filtreleme

Kategoriler

Yayınevleri

Yazarlar

Fiyat

Diller

Değerlendirme

Önceki sayfa
Sıralama
Stokta Yok
Bağdat’ın Sirenleri Destek Yayınları

Bağdat’ın Sirenleri

2006 Yılında Avrupa’da Basılan En İyi Kitap“Oyun başladı, yazgı yazıldı. Babam sırtüstü düştü, yoksul fanilası yüzüne kapanmıştı; zayıf karnı, ölü balık karnı gibi griydi... Ailenin onuru yerlerde sürünürken, görmemem gereken şeyi, onurlu, saygıdeğer bir oğlun, eski bir Bedevi’nin asla görmemesi gereken şeyi gördüm. O gevşemiş, pörsümüş, alçaltıcı şeyi gördüm; yasak, tabu alanı: Babamın penisi... Söylenecek söz kalmadı artık! Gerisi hiçlik, sonsuz bir boşluk, bitmeyen bir düşüş, yokluk...“Eserleri 14 dile çevrilen ve 25 ayrı ülkede yayınlanan Yasmina Khadra, usanmadan insanlığın zaferi için çağdaş militan tarihi araştırıyor. Kabil Kırlangıçları ve Saldırı’dan sonra Bağdat’ın Sirenleri, yazarın, Doğu ile Batı arasındaki sağır diyaloguna kutsadığı üç perdelik oyunun son bölümü.“...Komşunun Ç...

Stokta yok

Stokta Yok
Aygır Fatma Destek Yayınları

Aygır Fatma

Bir Halk MuharririOsman Cemal halk muharriridir (yazarıdır). Yani bir muharrire verilebilecek en güzel, en temiz, en değerli sıfatlardan birini halk ona vermiştir. Halk ona "halk muharriri" demiştir.Halk sözü geniş bir insan kalabalığını ifade eder. Halk sözü kendi damı altına fukara ve orta köylülüğü, esnafı, zanaatkârı, işçiyi ve münevverliğin bir tabakasını toplar."Osman Cemal bu kalabalıktan asıl hangisinin muharriridir?" diye sorulursa verilecek cevap şudur:-Osman Cemal bilhassa esnaf, zanaatkâr zümrelerinin yazıcısıdır. Fakat aynı zamanda şehir "lumpen"lerinin fotoğrafçısı da olabilmiştir.Yazıcı, romancı, hikâyeci, mizahçı geçinen bir çok "üstat"ların Osman Cemal’den öğrenecekleri bir çok şeyler vardır. Eğer onlar eserlerinin niçin okunmadığını merak ediyorlarsa "okutabilme"nin sırrı...

Stokta yok

Stokta Yok
Ayastefanos Yalnızı Destek Yayınları

Ayastefanos Yalnızı

Ayastefanos... 1900’lerin başında yeşiline, doğasına hayran kalıp adını Yeşilköy olarak değiştiren Halit Ziya Uşaklıgil’den, 1930’larda yazlıkların, balıkçı barakalarının hemen yanında ekili bamya tarlalarında oynayarak büyüyen Aydın Boysan’a; 1990’larda Florya düzlüklerinde kuş avlayıp satan başıboş çocukların hikayelerini dinledikten sonra taze sabah poğaçaları soğumadan pastaneye yetişmek için komşularının yaramaz afacanlarını omzuna bindirip güle oynaya çarşıya inen Yaşar Kemal’e kadar pek çok edebiyatçının yüreğinde yer etmiş büyüleyici, sakin, huzurlu ama cıvıl cıvıl hayat dolu, taze bahar yeşiliyle örtülü semt... Aynı zamanda, yaz kış demeden her mevsim çiçek açacak kadar doğaya meydan okuyan yaşlı ağaçları gibi farklı dinlerden gelip Yeşilköy’de buluşan ve tüm engellemelere, gelene...

Stokta yok

Stokta Yok
Ayaküstü Sevişmeler Destek Yayınları

Ayaküstü Sevişmeler

"Yalan yaşar, yanlış ölür bu ülkenin çocukları. Bu söze inandığım günden bu güne çok savaş gördüm. Çok aşık gördüm. Sevişmelerin bini bir para zamanlara erdim. Tanrının dünyadan el etek çektiğini söyleyen ihtiyar öleli çok zaman oldu. Geriye dönüp baktığımda, iyi çocuklar görüyorum yollara düşen... Sevdikleri ve inandıkları için derilerini hırpalayan, gözleri alev alev çocuklar. Her neyse; iyi olan, sevindirici olan her ne varsa motorumun sesiyle birlikte geride kalıyor... Elif’i, sırtıma bir haç gibi yüklediğim cesedini nereye bırakacağım şimdi?" Musahhih, motorunu son kez çalıştırdığında bunları düşünmüştü. Yaşlıların, inancı istismar edilen kızların, ülkesizlerin, babasız çocukların, dünyayı değiştireceğine inanan insanların olduğu bir dünyayı okuyacaksınız Ayaküstü Sevişmeler’de. Tıpkı...

Stokta yok

Stokta Yok
Author Destek Yayınları

Author

Zihnimde bir yara var. Canımı yakan, durmadan kanayan, kapanacağı yerde devamlı yayılan, büyüyen, kocaman bir yara...Ne zaman mantıksız, akıl dışı, ezbere, aptalca bir söz duysam; ne zaman insan kılığına bürünmüş ilkel maymunların cehalete bulanmış pis hesaplarının peşinde koştuğunu görsem üstüne tuz basılmış gibi sızlayan bir yara...O yaradan tüm ruhuma sivri, paslı, soğuk bir bıçak ucuymuş gibi acılar saplandıkça göğsümden nefesim çekiliyor; bedenimi saran bütün kaslarım geriliyor; soğuk çarpmış gibi üşüyen yüzüme bir ekşime oturuyor ve belli belirsiz aralanan dudaklarımdan yine bir mırıldanma dökülüyor: "Vay amına koyim!"İşte ben buyum: Küfürbaz, terbiyesiz, ahlaksız, kötü adam! Kısaca: Author. İsmim Author ama bu aslında dostlarımın bana taktığı bir mahlas. Gerçek ismimi unutalı çok za...

Stokta yok

Stokta Yok
Ateş, Güneş ve Ada Destek Yayınları

Ateş, Güneş ve Ada

"Kafanızdaki bütün soruların cevabı bu kitapta sanki. O kadar güzel bir anlatımı var ki daha ilk sayfasını açtığınızda gerisi geliyor ve inanın bağımlılık yapıyor. Hazzı, aşkı, küçük heyecanları, okul hayatını, ergenliğin vermiş olduğu kafa karışıklığını ustaca anlatan nadir kitaplardan. Ateş, Güneş ve Ada okuyabileceğiniz en üst seviyedeki kitaplardan..."-Ayşenur Kütükbaş-"Güneş bir kez batar, bir kez de doğar. Bunu değerlendirmek sana, senin seçimlerine bağlıdır. Doğuşu da seçebilirsin batışı da... Ya da en akıllıcası her ikisinden de zevk almayı seçersin... Böyle bir bölüm vardı. Ben bu kitabı okuduğum zamandan beri bunu kendime ilke edindim, her ikisinden de zevk almaya çalışıyorum, ikisini de ayrı ayrı seviyorum... Çok okuyan birisi değilim, haftada bir kitap, hatta bazen bu süre daha...

Stokta yok

Stokta Yok
Aşkta İhanetin Tarihi Destek Yayınları

Aşkta İhanetin Tarihi

İhanet ne makam dinler, ne rütbe... Paşadan şair-i azama, özetle zenginden yoksula kadar uzanan aldatma, kim bilir bir yerde kişileri de eşitliyor. Ölümü ve sürgünü hiçe sayıp, "başında kavak yelleri estiğinde" fermanı dinlemeyen nice yürekli vardır. Ama yüreklerini dinleyip, ferman dinlemediklerinden ölmüşlerdir. Şehzade Burhanettin’den Ahmet Mithat Efendi’ye, Şair Nigar Hanım’dan Abdülhak Hamid Bey’e, Beyoğlu Gülü Kamelya’dan Nurettin Paşa’ya uzanan ve galiba çoğunlukla hicran dolu ihanet sayfaları vardır. Şimdi sararmış sayfaları çevirebiliriz... Sayfalarını açtığımız bu konu sadece bize mahsus değildir. Dünyanın dört bir yanında kim olursa olsun, aşkın bu kasırga tarafına yakalanıyor. Sari bir hastalık ya da müthiş bir virüs ama kimse "bana mısın" demiyor. Henore de Balzac’tan Frida’ya...

Stokta yok

Stokta Yok
Aşkım Başımdan Aşkın Destek Yayınları

Aşkım Başımdan Aşkın

Hangi kışın karını Haziran’a sakladın? Hangi beyazlıkla yüreğini akladın? Ben veremezken seninle yaşananların hesabını kendime, sen kendini kendi gözünde nasıl bağışladın? Zamanın sihirli silgisini hangi elinle yokladın? Sahi hep parmaklarımın arasındaydı parmakların... Hangi vakit becerdin de iki ayrı yüzü, iki yüzlülüğü avuçladın?Kanırta kanırta öğrettim yüreğime sensizliği, dönmek için boş adımlar atarken, ben bu kez kendimdeydim...İmzamı Bıraktım Teninde’ adlı ilk kitabının ardından ikinci Kitabı ’Aşkım Başımdan Aşkın’ın çoğu bölumünü hak vererek okudum.Spiker ve diksiyon uzmanı kariyerinin yanına yazarlığı da başarıyla ekleyen Funda Bilgili, yeni kitabı ’Aşkım Başımdan Aşkın’da zihnimde uzun süre yer alacak bir sürü cümle bıraktı... Sanıyorum ülkenin farklı yerinde farklı hayatlar yaş...

Stokta yok

Stokta Yok
Aşk-ı Semazen Destek Yayınları

Aşk-ı Semazen

Bir balerin, bir semazene aşık olursa sonsuz ışık olur. Peki ya bir semazen, bir balerinin ateşine düşen pervane olursa ne olur?"Ben bir semazen, hasat sarısı dümdüz topraklarda dünyaya gelen, ömrün değerini iki kıtayı birleştiren bir şehirde fark eden. Ben bir semazen, şu yıldızlı gök kubbede güneşten ve aydan sonra en çok parlayana âşık olan yine ben. İstanbul’da sesleri duymak da, yıldızları görmek kadar zorken, hem Allah’ın sesini duyan, hem de en parlak yıldızıyla nefes alan bir semazenim ben.Bütün içtenliğimle anlattım size hikâyemi. Neden mi? Çünkü söz uçar, yazı kalır. Kalsın istedim Sade, şu hayalden dünyada bir noktaya yadigâr. Dünya son bulana kadar anılsın istedim isimlerimiz yan yana. Âdem ile Havva, Leyla ile Mecnun, Yusuf ile Züleyha hatta Romeo ile Juliet hepsi biziz aslınd...

Stokta yok

Stokta Yok
Aşk’a Yolculuk - Veysel Karani Destek Yayınları

Aşk’a Yolculuk - Veysel Karani

Sinan Yağmur’dan Beklenen Kitap... "Bana, ‘Sen kimsin?’ diye sormayın. Ömrü azıcık kalmış bir Hiç’im. Ben, hiçbir şeyim, hiçbir şeyim. Yürek vermediğiniz, ta içinize erişemez. İnsanlara baktım ki her biri kendisine bir sevgili edinmiş. Kimi kadın, kimi erkek. Bazısı nefis, bazısı da heva. Kimi mal, kimisi de şöhret. Herkes o sevgiliyle ölüm anına kadar beraber olabilmiş, bazısı da kabrin başına kadar beraber bulunabilmiş, toprağa verilince ona veda etmiş. Herkes sevgilisini karanlık bir kuytuya bırakıp geri dönüyor. Düşündüm. Kendime öyle bir sevgili bulayım ki, hayatımda ve vefatımda benimle beraber olsun. Ömrüm, özüm ve sözüm üç aşk üzerine örüldü: Allah aşkı, Peygamber aşkı ve Annem. Bana kendini üç kelimeyle anlat deseler; yetimlik, yalnızlık ve yolculuk derim... Babasız kalmanın acısı...

Stokta yok

Stokta Yok
Aşk Varmış Aşk Yokmuş Destek Yayınları

Aşk Varmış Aşk Yokmuş

Oval odadaki sarışın adam, elleriyle fermuarını okşadı. Sonra esmer kızın ellerini tutup fermuarına götürdü. Kızın yüreği hop etti. "Başkan’ım, müdahale gerekiyor," dedi. Titreyen sesiyle: "Nereden anladın?" diye sordu, sarışın adam. Esmer kızın vücudu ayrı, sesi ayrı titriyordu. "Bölgedeki kriz büyüyor. Müdahale olmazsa, patlayıp yayılabilir," diye inledi. Sarışın adam, usulca eğilip, kızın düğmelerini okşadı. Düğmelerin altında, yumuşacık çıkıntılar vardı. "Haklısın galiba. Müdahale kaçınılmaz," dedi. "Ama önce sen müdahale et!" Esmer kız, suya hasret balıklar gibi iştahla açıp kapadı kızıl dudaklı kocaman ağzını. Dilini şapırdattı. Fermuarın ucunu tuttu, titreyen parmaklarıyla indirmeye çalıştı, zorlandı. Aynı anda, Başkan da düğmelere saldırmıştı. İlk düğmeye bastı. Açılmadı. İkinci dü...

Stokta yok

Stokta Yok
Aşk Coğrafyasında Konuşmalar Destek Yayınları

Aşk Coğrafyasında Konuşmalar

Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin gibi hikâyelerimiz var. Bugün bile yüzlerce türkümüz, bu hikâyelerden alınmadır. Bu aşıklar, çok acı çekerler ama buluşamazlar. Hikâyenin sonu ise çok enteresandır. Aslı, gerdeğe girmek için düğmelerini çözerken elbisesi alev alır, yanar. Kerem de yanar. Aşkla yanarlar ve yine buluşamazlar. Fakat hikâye burada da bitmez. Kerem ile Aslı’nın külleri kalır ve küller birbirine karışır...İşte Anadolu toprakları: Kayseri, Erzurum, Bursa, İskenderun... Kerem ile Aslı’nın külü. Bu topraklarda anneannelerimiz, dedelerimiz, birbirinin küllerine karıştı. Biz burada insanlığın külüne karıştık. En çok ziyaret edilen, tarihin en çok mezar adları taşıyan, sandukaların, kral mezarlarının, evliya türbelerinin en çok olduğu topraklardayız. Bu topraklar, Kerem ile Aslı’nın ...

Stokta yok

Stokta Yok
Aşiret Destek Yayınları

Aşiret

“Aşiret kurallarını kim olursan ol, nerede eğitim görürsen gör, nerede yaşarsan yaşa, çiğneyemiyordun. Aşiretin töresine uymayan önemsizleşiyor, ciddiye alınmıyor, adeta görmezden geliniyordu. Belki o nedenle hayatımın hiçbir döneminde, aşiret kurallarını benimsemesem de, onları bir kenara koyamadım. O kurallarla yaşamayı öğrendim.“Bu kitap;Bin yıllık feodal ilişkilerin girdabında boğulmamak, töre çıkmazına sessiz kalmamak için atılmış bir çığlıktır. Bildiklerinizi baştan öğrenecek, bilmediklerinizi hayret ve isyanla okuyacaksınız.Aşiretin acımasız kurallarının tam ortasında büyüyen Hamit İzol’dan...

Stokta yok

Stokta Yok
Aşeka Destek Yayınları

Aşeka

‘Bazen gün doğumunda, bazen alacakaranlıkta dökülür dizeler Aslında her kelimenin içinde saklıdır kimi zaman en güzeller kimine ise namdır, şan salar, görür 7 düveller... Oysa manzumenin manasında gezerler hep, sözün özünde o erler. Babacan da adı gibi sevecen, özünde sözünde közlenmiş erdemi olmayan ama pırıl pırıl parlayarak manasını süzmeden dilinden sızdıran bir çağdaş ozan. Onu her okuduğumda ve dinlediğimde başka sorular oluşuyor aklımda insana dair hep doğruyu soran... Kimi zaman aşkın, kimi zaman zamansız nefretin sorgularında cümleleri ama aslında içinde gizli tüm keşfedilmeyi bekleyen zamir ve tümceleri. Fiiliyatın külliyat olduğu dönemde, ondan naif diliyle hayatı okuyoruz aslında. Burnumuzla değil, onun lügatında, gönlümüzle soluyoruz ...’’ -Barbaros Şansal- ‘‘Babacan Pesenkurd...

Stokta yok

Stokta Yok
Araz Destek Yayınları

Araz

"Ayrılığı seçtin mi her şeyi götüreceksin yanında. Geriye hiçbir şey kalmayacak. Söylenmemiş sözler kalmamalı bıraktığın yerde ki ben en çok onları duydum. Gittin mi adamakıllı gideceksin. Hiçbir özlem kalmayacak dönüşleri emziren. Demem o ki dönecekmiş gibi gitmeyeceksin. Büyük git gideceksen uçsuz bucaksız, dursuz duraksız git. Telefonun numaraları sesime düşmemeli, yolların yoluma değmemeli. Hiçbir anıya, hiçbir dizeye, hiçbir şarkıya yenilmemeli ayrılık. Şiirler okununca unutulmalı, hasret dokununca uyutulmalı. Gece inmişken ayak parmaklarına kadar, yahut gün doğarken... Yatağının diğer yastığındaki boşluk tecavüz ederken gözlerine, ne bileyim tek başına yiyeceğin sofrana iki kişilik servis açtığında susacaksın, duracaksın... Gitmenin hakkını vereceksin. Ayrılık gurur duymalı seninle. ...

Stokta yok

Stokta Yok
Araz Destek Yayınları

Araz

"Ayrılığı seçtin mi her şeyi götüreceksin yanında. Geriye hiçbir şey kalmayacak. Söylenmemiş sözler kalmamalı bıraktığın yerde ki ben en çok onları duydum. Gittin mi adamakıllı gideceksin. Hiçbir özlem kalmayacak dönüşleri emziren. Demem o ki dönecekmiş gibi gitmeyeceksin. Büyük git gideceksen uçsuz bucaksız, dursuz duraksız git. Telefonun numaraları sesime düşmemeli, yolların yoluma değmemeli. Hiçbir anıya, hiçbir dizeye, hiçbir şarkıya yenilmemeli ayrılık. Şiirler okununca unutulmalı, hasret dokununca uyutulmalı. Gece inmişken ayak parmaklarına kadar, yahut gün doğarken... Yatağının diğer yastığındaki boşluk tecavüz ederken gözlerine, ne bileyim tek başına yiyeceğin sofrana iki kişilik servis açtığında susacaksın, duracaksın... Gitmenin hakkını vereceksin. Ayrılık gurur duymalı seninle. ...

Stokta yok

Stokta Yok
Amigdala Destek Yayınları

Amigdala

Günah keçimi bulmuştum: Amigdala... İnsan olduğum için aşık olmuştum ve bu kaçınılmazdı... Acı çekmemek için ölmek vazgeçmekti, yaşamak için acı çekmeye razı olmak ise katlanmak...Belki de her şey böyleyken, hâlâ sevgi varken aramızda bitirmeliydik. Belki o zaman taze ve yıpranmamış olarak; sandık içlerinde, kitap aralarında saklayabilirdik aşkı, sonra kullanmak üzere... Naftalinlenebilir miydi aşk? Zaten hep iki yüzü yok muydu gerçeğin? İnsanlar koydukları normlarla kendilerini sınırlarken, anahtarı zaten kendilerinde olan hapishanelerinden kaçarak, işlemiyorlar mıydı en büyük suçları?Ne kadar hüzün ve imkansızlık varsa, aşk o kadar aşktı. İçine konulan acının dozundaydı sır. Beynin bir oyunuydu ama yine de insana özel duyguydu aşk... Kazanmalıydı...

Stokta yok

Stokta Yok
Aklın Yolu Da Bir Değildir... Destek Yayınları

Aklın Yolu Da Bir Değildir...

Bir şey ya öyledir ya da değildir. Gökyüzü ya mavidir ya da mavi değildir. Hem mavi hem de mavi değil olamaz. Doğru düşünme sanatı, iki bin yıldır Hazreti’den soruluyor ama sahici dünya Aristo’nun tanımladığı gibi değil! Bir kere, hiçbir şey sabit değil. Her şey, her an değişiyor. İkincisi, dünya siyah-beyaz değil, gri. Kırçıl. Kesin olan hiçbir şey yok. Dünyanın atmosferini molekül molekül tanımlayabilseniz bile, atmosferi yeryüzünden ayıran kesin çizgiyi bulamıyorsunuz. Şimdi... "Mantık" denilen bilimin bir "Batılı"sı, bir de "Doğulu"su olduğunu öğrenseniz, üstüne üstlük Batı mantığında ısrar eden bilim adamlarının yanlış yaptıklarını öğrenseniz, siz ne yapardınız? Alev Alatlı, "Ben bayıldım!" diyor. Çünkü, sahici dünyada "mantıklı düşünce" diye bir şey varsa, "o" mantık en iyi ihtimalle...

Stokta yok

Stokta Yok
Ağa’nın Akmayan Gözyaşları Destek Yayınları

Ağa’nın Akmayan Gözyaşları

Güneydoğu’nun, Urfa’nın kumalar arası mücadelenin, ağalık düzeninin, feodal ilişkilerin, sermaye değişiminin, toplum gelişiminin romanıdır.“Yarabbim! Ben ne suç işledim?... Ne suç işledim de beni bu kadar cezalandırdın?Hayatımda bir kere sevdim onu benden aldın! Baba sevgisi görmeden büyüdüm. Babam gibi gördüğüm ağabeyimi aldın! Bir çocuğum olsun istedim, onu elimden aldın! Bana öyle bir ana verdin ki kin ve nefret dolu! Yaşamıma o son verecek! Neydi günahım Allah’ım!..“Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin gayrı-resmi tarihini içeren “Ağa’nın Akmayan Gözyaşları“nda İzol, 2. Abdülhamit döneminden başlayarak 1980’lere kadar uzanan bir süreçte, aşiret ilişkilerini, kadınlar arası rekabeti, kan davasını ve çıkar çatışmalarını yalın bir dil ve adeta sinematografik bir görüntülemeyle sunuyor.İzol bu ki...

Stokta yok

Stokta Yok
Affedin Beni Destek Yayınları

Affedin Beni

Herkesin Yaradan’a giden yolunun farklı olduğuna inandığım için, Sizlerle aynı yolu seçmediğim için, Kendi yolumda yürümeye devam ettiğim için Affedin Beni! Aynalar bizi artık aldatamadığı zaman, oyunun sonuna yaklaştığımızda, perde kapanmadan belki, finali daha dürüstçe ve kalan gücümüzün yettiğince, asıl kimliklerimizle oynamak adına az da olsa değiştik hepimiz. Eğer bu yaşamın oyununda kendime seçtiğim rolü iyi oynayamamışsam veya repliklerinizi karıştırmanıza sebep olmuşsam ve sizin olduğunu zannetiğiniz sahne ışıklarını bazen kendime çevirdiysem... Affedin Beni!

Stokta yok

Stokta Yok
Adın Ayrılık Olsun Destek Yayınları

Adın Ayrılık Olsun

Sen söyle,Sedası kulağımda, edası nazarımda, Göçmen kuşlar gibi çırpınan kadın, Dağlanmış yüreğimi mısralar soğutmazken, Yelkovanın boyuna akrepler soyunmuşken, Seni seven bu yürek seninle yorulmuşken, Hangi terazi tartar sana olan sevgimi, Hangi bakış götürür şu aklımı başımdan, Çiçek açma çağımda dallarımı kırmışken, Şiir yazan ellerim ellerine hasretken, Hiç mi için sızlamaz,Kayalardan tuz çalıp şu yarama basarken...Severken ayrılmayı kimde gördün sen, Severken terk etmeyi oyun sandın sen...

Stokta yok

Stokta Yok
Abdullah Dayı Destek Yayınları

Abdullah Dayı

O, Türkiye’nin gerçek "Tatar Ramazan"ıydı... ‘Baba’ değil ‘Dayı’ydı... Kendini katil olarak değil, Allah’ın kılıcı olarak görür, cinayetlerini öyle işlerdi... O, Antep Canavarı Abdullah Dayı’ydı... İlk cinayetini 12 yaşındayken işledi. Dayısını öldüren iki kiralık katili baltayla parçaladı. İkisi baltayla, sekizi bıçak ve falçatayla, geri kalanları ise ateşli silahlarla olmak üzere 43 cinayet işledi. 250’nin üzerinde insanı yaraladı. Cezaevlerinde üç kez büyük koğuş baskını düzenledi. En büyük koğuş baskınında 59 yaralı, 1 ölü çıktı, kendisi sıyrık bile almadı. 4 kez idam yedi, 740 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Türkiye’nin 38 ayrı cezaevinde, 48 yıl net hapis yattı. Cezaevlerinde hem çok hasımı oldu, hem de büyük saygı gördü. Ona "Antep Canavarı" da diyen oldu, "Abdullah Dayı" diyen de.....

Stokta yok

Stokta Yok
36 Baharı Destek Yayınları

36 Baharı

Batmakta olan sonbahar güneşinin aydınlattığı ağaçlar, dar sokaklar ve renk renk evler, hepsi bana çok güzel göründü... Eğer yaşadığımız günlere değer kazandıran, anlam katan bir ülkümüz varsa, ona ulaşmak için yürüdüğümüz yollar, hatta zahmetli yürüyüşler bile bize bir mutluluk sunarlar. Bu kitap 1936 yılında yaşanmış büyük bir aşkın ve o coşkunun romanıdır. Tüm yurtta umut yüklü, ılık bahar rüzgârları esiyordu. Çalışkan, yurtsever aydınlar, umutlar gerçek olsun diye uğraşıyorlardı.

Stokta yok

Stokta Yok
1243 Kayseri Destek Yayınları

1243 Kayseri

Moğollardan kaçarak Tanrı Dağları’nın eteklerinden yola çıkan Kam Böybörü, gün batısına gitmek isterken Selçuklunun eski başkenti Kayseri’de yolun sonuna gelir. Ahi Evren’in evlatlığı, güzeller güzeli Tomris, onun için son durak, kaçışın son noktasıdır. Kendisi Göktanrı inancındadır, Tomris Müslüman. Kendisi saygı gören bir Kam, Tomris Ahilerle Bacıların gözdesi. Üstelik kadın ile erkek eşit, yan yanadır. Mafyanın elinden kaçarak İstanbul’dan yola çıkan yatırım danışmanı Diyar, kaybolmak isterken kendini Kayseri’de bulur. Dershane hocası sevgilisi Güler de peşinde. Kayseri’de iki öykü, iki aşk, iki ayrı Yüzyıl... 13. Yüzyıldan 21. Yüzyıla gelindiğinde Argiyos Erciyes’e dönüşmüş, surlar içindeki Kayseri büyük metropol haline gelmiştir. Aşk da ilişkiler de değişmiş ama bir soru baki kalmıştı...

Stokta yok

Toplam: 1299