
Şirin Pembe Bulut
Karikatürist Yavuz Öztürk’ün, askerlik problemi olan Şirin Pembe Bulut, Sözcü okuyan Unicorn, Bay Ertesi Gün Hapı gibi efsane karakterleri bir arada. Karanlık sokaklar, mezhep-etnisite klişeleri ve tabular üzerine Regular Show, Adult Swim, Rick and Morty tadında yeni kuşak bir mizah ve çizgi kitabı.(Kitapçılar ve ebeveynler için mühim bir not: çocuklar için uygun değildir:)

Çevrimiçi
M.K. Perker’in Hürriyet gazetesine çizdiği karikatürlerden harika bir derleme; günümüz ilişkileri, akıllı telefonlar, yapay zeka, sosyal medya…

Taksim Bahçesi
"Unutmaya şartlandırıldığımız her şeyi yüz yıllık bir zaman tünelinde bir ileri bir geri gezintiye çıkartıyor Murat Arda ikinci kitabında. Bu topraklarda inadına yeşeren yaşam formlarına düşman, gönlümüze perde olan türlü türlü melaneti sayfalarında filtreleyip bizlere muzırlık ve haytalığın evrenselliğini/zaman tanımazlığını sunuyor. Postu deldirmeme konusunda ortalama iş çıkartan, kafadarlık müessesesine yüksek aidiyet duygusuyla bağlı tuhaf isimli adamların kaderini tekrardan ağır ağır tayin ediyor bunca yıl sonra. Bir bakıyorsun, o koca koca adamların arasına bir kozmos mensubunu iliştiriveriyor, araya tencereden bozma karatavuklar serpiştiriyor hani şu eski Meydan’ın orada gezinen tavukları– sonra hoş geldin Berlin Kongresi’nin faydaları/zararları, kaçan kaçtı azınlıkları... Cıva gibi...

Megafondan Gelen Fısıltılar
Trajikomik bir hikaye. İki mutsuz insan. Yeni bir arkadaşlık.Miriam akıl sağlığı bozuk annesi yüzünden zor bir çocukluk yaşamış ve o öldüğünden beri, tam üç yıldır evden çıkmamış. Üstüne üstlük sesini duyan da yok, çünkü fısıltıyla konuşuyor.Ralph on altı yaşında ikiz oğlanların babası ve aslında çok da tanımadığı Sadie’nin kocası.Sadie kendisi hakkında blog yazıp tweet atmaktan hayatını yaşayamayacak kadar ve kocasıyla çocukları dışında ortak noktaları olmadığını fark edemeyecek kadar meşgul.Bir gün Ralph bir dolabı açınca hayatında ilk defa gözlerini açmasına sebep olan bir şeyi keşfediyor ve evden kaçıyor.Evine yakın bir ormanda Miriam’la tanışınca yeni bir serüven başlıyor.Önce işlerinizi bitirin, sonra okumaya başlayın.Rachel Elliott’ın 2016 Baileys Kadın Yazar Ödülleri’ne aday olan b...

Ayasofya Da Gece Buluşması
O gece Ayasofya'dan sesler geliyordu... "Fatih Sultan Mehmet'le karşılaştığım ilk an ölecek gibiydim. Bal rengiydi gözleri... Ama en büyük hüznüm Eyüp Sultan Hazretleri'nin dışarıda öldürüleceğini bile bile çıkışını seyretmekti. Seslendim ama duymadı..." "Bizans İmparatoru I. Justinianus, eserini bir de benden dinle!"

Aşka Layla
“Biz seninle...aynı Tanrı’nın yazdığı iki ayrı gerçeğiz.Tıpkı verilen bir hediye gibi...Ya ben sahipleneceğim seniya da sen...Tanrı ise...bize sunduğu hediyeyigeriye almaz sevgilim…Öyle değil mi?”Aşk, bir kaderin önüne geçebilir mi?Birlikte sonsuzluğu göze alanlarhiç birbirinden ayrılabilir mi?İnsanın alnına yazılanı, kalbi silipkendi yazgısını yeniden yazabilir mi?Ozanın da dediği gibi,“Aşıklar ölmez...”öyle değil mi?

Maniki Dünya
Hüsnü Mahalli'yi atv Haber yıllarından, yani 20 yıldır tanırım. Bu süre boyunca, Türkiye'nin ve dünyanın nice haline tanıklık ettik. O tanıklıklarla tarihin müsveddesini tuttuk.Bir yandan da sayısız meslektaşımızın, tarihin çöplüğüne gömüldüğünü seyrettik. Gerçek yerine iktidarın, paranın, gücün yanında olmayı seçmişlerdi. Gördüklerini görmemeyi ve susmayı tercih etmişlerdi. İşte böyle bir Türkiye'de, gün geldi, birlikte program yapmaya karar verdik. Ama sadece Türkiye'yi değil, dünyayı konuşacaktık. İyi de hangi dünyayı? Maniki, Çingenecede "kahpe" anlamına geliyor. Yunancada ise "belalı"... Öyle ya da böyle, maniki, dünyanın her köşesindeki yoksulların isyanı gibi. Programımızın adını bu yüzden MANİKİ DÜNYA koyduk. Bu yaşlı gezegenin ve özellikle bu zavallı coğrafyanın insanlarını anlatm...

Tin
ALTIN KİTABIN SIRLARI kitabının yazarı Nevşah Karamehmet’ten üzerinde çok konuşulacak sarsıcı bir roman... Dünle bugünün, sevgiyle sevgisizliğin, kurtuluşla yenilginin, kazanmakla kaybetmenin, insanlıkla insanlık dışının iç içe geçtiği yaşamsal şifrelerle dolu TİN, çoktan yaşanmış bitmiş bir dünya hikâyesinin tekrarlanıp duran sanrısından uyandırıyor okuru. "Tin, Töz, Nefs" üçlemesinin ilki olan bu kitap, aşkla, bağımlılıkla, ahlakla, değersizlikle ve çürümüşlükle sınanan birbirinden renkli kadın ve erkek kahramanların emsalsiz deneyimlerini ustalıkla kurgulanmış bir olaylar zinciri içerisinde anlatıyor. *** Muhafazakâr bir ailenin mazbut kızı olarak yetişen Fatma sevdiği adamla evlendiğinde onu lüks, konfor, günah ve ihtirasla dolu yeni bir hayat bekliyordur. Uğruna eski hayatını ve ailes...

Koza Oteli
Gizem, Koza Oteli'ne geldiğinde tek bir amacı vardır, bir kitap yazmak ve öğrendiklerini aktarmak. O artık kendi cehenneminden çıkmayı ve hayallerini gerçekleştirerek, mucizeler yaratmayı öğrenmiştir. Ancak, yalnız kalmak için geldiği bu küçük Ege kasabasındaki otelde işler umduğu gibi gitmez. Kader, Umut, Duygu ve niceleri... Sırlar, hayaller ve aşklar. Gizem kendini sıra dışı hayat hikâyelerinin içinde bulurken, öte yandan tüm bildiklerine meydan okuyan sefil ve meczup bir "hayalet" ile karşılaşır. Acaba bu hayaleti hayata döndürebilecek midir? Koza Oteli'nin tüm sakinlerinin hayatı değişirken, Gizem aynı kişi olarak kalabilecek midir?

Agorada Bir Delikanlı
"Saçlarımı koklarken ne mırıldanıyorsun öyle?" dedi kadın. "Eskiler gülü koklarken, kelimeyi şahadet getirirlermiş" dedi adam. Başrollerde... Bir kadın, iki erkek... Ve aşk. Siz kaderinizi yaşadığınızı zannederken, hayatınızın yarısının birinin kontrolü altında olduğunu düşünün. İpler başkasının elinde... Ve kukla da, sizsiniz! Ekmek aldığınız bakkalın, aslında bakkal olmadığını... Hamile eşinizi teslim ettiğiniz doktorun, sandığınız doktor olmadığını... Çocuğunuzun öğretmeninin, gerçekte o olmadığını... Ve belki de en önemlisi, "kardeşim" dediğiniz dostunuzun, aslında kim olduğunu hiç bilmediğinizi düşünün... Ürktünüz mü? Ensenizde bilinmeyen soğuk bir nefes mi hissettiniz? Peki, size bir soru:

Ben, Sen ve O
Bir kadın, üç erkek, üç şehir… Milano, New York, İstanbul… Erkeklerin ve kadınların yaşam yolculuğu içinde, korkularının ve sevinçlerinin birbirinden farklı olmadığını anlatan bir hikâye…Bir Mayıs günü, her şeyi arkasında bırakıp Milano’ya giden, aşka inancını yitirmiş bir kadın. Dilini bile bilmediği, bir yabancı kentte, hataları, öfkesi ve kayıpları ile yüzleşmeye çalışan bir kadın…Çamlıca ve Moda’nın ara sokaklarından, New York caddelerine uzanan yaşamında tesadüflerle gelen mutluluğun, acılara dönüşmesini anlatan kahramanımız, “Önce sevgilimi, sonra İstanbul’u terk ettim ben… Doğduğum şehir ve el ele beraber ölmeyi hayal ettiğim sevgilim; ikisinden de kurtulmam lazımdı. İştar hanım anlamamıştı ama durum vahimdi. Eğer kopmayı beceremezsem, onlar beni yutacaktı. Belgesellerde yaşamsal bi...

Yaz Uykusu
"Edebiyat - Mizah dergisi Karakarga’dan arşivlik bir çizgi roman ve karikatür antolojisi."Murat Menteş'ten Mahir Ünsal Eriş'e romancıların yazdığı hikâyeler çizgiye uyarlandı; Hasan Ali Toptaş'tan Sema Kaygusuz'a önemli romancılar henüz yazmadıkları kitapları çizerlere fısıldadı... Birbirinden parlak karikatürist ve çizgi romancı bu renkli antolojide buluştu.M.K. Perker'den akıp giden 'Defterler'; bir Semra Can klasiği olan 'Böyleyken Böyle'; Can Baytak'ın çizgisiyle birbirinden ilginç karakterler; Emirhan Perker'le özdeşleşen 'Replikler'... Muhteşem çizgileriyle Fırat Yaşa, Nisan Hakan, Sinan Taşçı, İltem Dilek, Benoît Hamet, Taylan Kurtuluş, Cem Güventürk... Frankofon çizgilerle harbi mahalle öyküleri; edebiyat, sinema, müzik ve matbuat dünyasından ilginç anekdotlar: Tarantino, Menderes ...

Müsait Bir Yerde İnecek Var
– Usta sinemacı Turgut Yasalar’dan minibüs hikâyeleri – Onlarca durak, yüzlerce yolcu, sayılamayacak kadar çok hikâye var. Yolcuların genci yaşlısı, zengini fakiri, zayıfı şişmanı; şoförlerin terbiyelisi küfürbazı, beyefendisi haytası, öfkelisi aşığı… Turgut Yasalar, İstanbul’daki minibüs hatıralarından bazılarını derleyerek, birbirinden farklı hayatlarla, bu yolculuklar sayesinde tanışmamızı sağlıyor.

İstanbul'dan Gelen Telefon
"Oksijenle yapılabilecek en güzel şey şarkı söylemektir." Tom Waits İstanbul’dan Gelen Telefon, "Whisky Voices" serisinin üçüncü halkası. Leonard Cohen ile başlayıp Bob Dylan ile devam eden seri, Tom Waits’in şarkı hikayeleriyle devam ediyor.