
İpek Sabahlık
Suat Derviş, hayata ağzında altın kaşıkla merhaba dedi. Son nefesini yoksulluk içinde verirken, üzerinde saraylı annesinin hediyesi ipek sabahlık örtülüydü. Ülkesi için en iyiyi isteyen aydınların gördüğü eziyetten nasibini fazlasıyla aldı. Bu yolda, doğurmak üzere olduğu oğlunu kaybetti. Onlarca kez sinemaya ve sahneye uyarlanan FOSFORLU CEVRİYE isimli romanında, "hayatının aşkı"nı betimledi. Bu eseriyle sadece kendi ülkesinde değil, pek çok ülkede de gönülleri fethetti. Nâzım Hikmet’in "başını eğemedim, gölgesini çiğnedim" diye şiirler yazdığı yıl, Suat Derviş sadece on altı yaşındaydı. Sonra biri güreşçi, biri romancı, öteki gazeteci olmak üzere üç koca eskitti. Almanya’da Suzet Doli ismiyle Almanların, F

Yedinin Nabzı (amerikan Cilt)
Herkes için iki kelimeydi ancak onlar için yalnızca iki kelime olamayacak kadar büyük bir anlama sahipti. "Kâğıthelva?" Spor medyası şirketinde sosyal medya editörü olarak çalışmaya başlayan Lara Güneş Yazgan’ın tek amacı, geçmişin izlerini silerek kendi ayakları üzerinde dimdik durmaktır. Eski defterleri kapadığını sanmaktadır ancak o geçmişte hatırlanmayı bekleyen bir ışığı tekrar bulmasıyla hayatı tamamen değişecektir. Doğduğu andan itibaren kendisini futbol sevdalısı bir ailenin içinde bulan ve her daim hedefi bir gün çok başarılı bir futbolcu olmak olan Utku Deniz Has, tek başına tırmanmıştır kariyer basamaklarını. Yeni sezonda Galatasaray’a transfer olmasıyla o güne dek yaşadığı tüm zorluklardan daha fazlasını görecektir fakat o, tüm zorluklara tek başına göğüs gerip vazgeçmeyen bir ...

Aileni Nasıl Öldürürsün
“Neşeli ve karanlık.” ELLE * Aileni öldür * Servetleri üzerindehak talebinde bulun * Bunlardan paçayı kurtar * Bir köpek sahiplen Grace Bernard ile tanıştınız mı? O bir evlat, kız kardeş, iyi bir dost ve aynı zamanda bir seri katil... O, her şeyini kaybetmiş ve şimdi intikam ateşiyle tutuşan biri. Aileni Nasıl Öldürürsün sınıf çatışması, aile, aşk ve cinayet hakkında yazılmış elinizden düşüremeyeceğiniz ürpertici bir roman.

Puglia'da Bir Ömür
Dünyamızın en güzel ülkelerinden biri hiç şüphesiz İtalya’dır. Çizmeyi anımsatan bu muhteşem ülkenin topuğundaki eyalettir Puglia. Burası zamanın durduğu yerdir. Yüzyıllardır kırmızı toprağa kök salmış binlerce kıvrımlı gövdesiyle zeytin ağaçları sizi kendine hayran bırakırken beyaz taş duvarlarla çevrili, gelinciklerle dolu tarlalar, flamingolar, taze pişmiş focaccia kokusu gibi Puglia’nın tatlarını, renklerini ve kokularını keşfedip Puglia’yı daha iyi yaşamanızı sağlayacak bir deneyimin sonucunda yazıldı bu kitap. İtalya, hiç şüphesiz biz Türklerin ilk defa yurtdışına çıkmak için tercih ettiğimiz ilk ülkedir. Tarihi, insanı, yemeği, kültürünü kendimize yakın hissederiz. İtalya deyince de Roma ve kuzeyi Venedik, Milano, Floransa gelir ilk olarak aklımıza. Puglia deyince Bari, Lecce, Garga...

1984 (bin Dokuz Yüz Seksen Dört)
"Karanlığın olmadığı yerde buluşacağız." George Orwell’ın eserlerindeki güçlü politik taşlamaları ve sistem eleştirileri, kurgularına dünya çapında bir değer kazandırdı. Basıldığı her dilde büyük ilgi gördü. Yedi dil konuşma becerisine sahip bir yazar olan Orwell, kısa ama oldukça ilginç bir hayat sürdü. İki okuldan burs kazanmasına rağmen üniversite eğitimine devam etmeyip bunun yerine Burma Polis Kuvvetleri’nde Kraliyet Polisi olarak hizmet etmeyi seçti. Bu hizmetinde çok başarılıydı ama zamanla Burma halkının İngilizler tarafından yönetilmekten memnun olmadığını ve değerlere aykırı davrandığını fark edince işler değişti. Görevinden istifa edip, yazmaya başladı. Yazarın 1984 adlı bu romanı, ilk kez 1949’da basıldı. Yazıldığı zamanın çok ötesinde bir distopya olduğunu, bu çağın sosyal, ek...

Duvarların Ardında
HAYAT, EN GÜZEL ŞEYLERİ GÖSTERMEK İÇİN İNSANI BAZEN EN KORKUNÇ YERLERE ÇAĞIRIR. Güvercin ve annesi Peri, İstanbul’un acımasız şartlarıyla savaşıyor, kurulan tuzaklardan kaçıyor, ayakta kalmaya çalışıyordu. Peri, imkansızlıkların, yoksulluğun ve dul olmasının yükünü tek başına sırtlamak istese de bunu başaramıyor, babasız büyüyen oğullarının açtığı zarar ziyanın tüm faturasının Güvercin’e kesilmesine engel olamıyordu. Büyük şehirde ayakta kalmak ve kimseye muhtaç olmamak adına günah yollardan para kazanma yolunu deneyen Peri’nin, yaptığı bu son derece tehlikeli işin kendisine sonradan ağır bedeller ödeteceğinden hiç haberi yoktu. Yaşar, muhitinde sevilen yakışıklı bir gençti ama kaderi yüzü kadar güzel değildi. Babası Şehmuz ile yıldızları bir türlü barışmayan Yaşar, şiddet gören annesini y...

Özgürlüğe Koşanlar
Özgürlük, dilediğin şekilde yaşamayı tercih etmek gibi görünse de aslında risk almaktır. 1950’lerin Amerika’sında, dönemin toplumsal normlarına karşı çıkan ve kişisel özgürlüğünü arayan insanların yaşadıklarını etkileyici bir dille anlatan bu hikâyede, aşk, kayıp, keşif ve değişim temalarının da derinlemesine işlendiğine tanık olacaksınız. Muriel, kocasının Kore Savaşı’ndan dönüşünden sonra yeni bir hayata uyum sağlamaya çalışırken, Julius da Las Vegas’ta kendine bir yer bulmaya çalışmaktadır. Hikâye, karakterlerin gizli tutkuları, yasak aşkları ve kimlik arayışları etrafında şekillenir. Muriel, at yarışlarına olan ilgisi sayesinde kendine bir kaçış yolu bulurken, Julius ise kendi cinsel kimliğini keşfetmeye çalışır. Peki, beklentilerin, hedeflerin ve arzuların değişmesi yeni bedeller ödem...

Benim Kötü Şekillenmiş Hayatım
İtalya’nın dünya çizgi romanına son hediyesi GIPI’den “şahane şekillenmiş” bir çizgi roman! Ciddi ve komik arasında denge kurarak, gerçek ve saykodelik yolculuklar arasında gidip gelerek, tıbbi fetişlerle sağlık sorunları arasında sıkışan, tüm zamanların en büyük yazarlarından biri, kendini daha önce hiç olmadığı kadar ortaya koyuyor. Siyah-beyazı renge, günlük yaşamı hayal gücüne, mahremiyeti daha cesur bir içgörüye dönüştürerek anlatılan dokunaklı bir hikâye. Şeylerin özüne işaret eden ve çizgi roman dilini yeni olanaklara açan bir anlatı.

Yağmur Çiseliyor
EN ÇOK SATAN DÖNEM ROMANLARININ YAZARI OSMAN BALCIGİL’İN KALEMİNDEN... TARİHSEL GERÇEKLERE TAM BİR BAĞLILIKLA. Sokaklarda oluk oluk kan akıyor. Memleket orta yerinden ikiye ayrılmış gibi. Üniversiteler, fabrikalar fokur fokur kaynıyor. Parlamento çökmüş durumda. İnsanların göğsüne adeta fil oturmuş, herkeste ağır bir sıkıntı... Belli ki kötü şeyler olacak. Generallerin üniformaları ütülenmiş, askerlerin postalları parlatılmış. Türkiye uçurumun kenarında... Bütün bunlar olurken yaşanan nefes nefese bir casusluk ve aşk hikâyesi. Bazı planlar bozulacak, kartlar yeniden dağılacak. CIA’in en iyi yetişmiş ajanı Peck’in Türkiye kırsalında işi ne? Metin ve Ceren, Türk kontrgerillasının tezgâhladığı içsavaşın ortasında ne arıyor? Dışişleri Güvenlik ve İstihbarat Dairesi ajanı Nezihe Hanım devrimcil...

Melek, Terörist, Fahişe
DEVLET, MAFYA, GENELEV PATRONİÇESİ ÜÇGENİNDE, SOLUK SOLUĞA BİR DÖNEM ROMANI Holly, Lili ve Iris gibi ünlü film karakterlerini şaşırtıcı biçimde canlandıran güzel kadın melek mi, terörist mi yoksa fahişe mi? Ünlü gazeteciyi ağına nasıl düşürdü? Amaçlarına neden alet etti? Matilt Manukyan nasıl Türkiye’nin en zengin iş insanlarından biri oldu? Dünyanın bir numaralı genelev patroniçesi Madam Manukyan’ın otomobilini havaya kim uçurdu? Ermeni terör örgütleri mi, milliyetçiler mi, muhafazakârlar mı yoksa mafya mı? 70’li yıllara damgasını vuran Ermeni terör örgütü ASALA’nın arkasında kim vardı? Lideri Agop Agopyan nasıl öldürüldü? Londra’da başlayan, İstanbul’u birbirine katan ve Atina’da sona eren büyük macera için hazır olun! Dönem romanlarının büyük ustası Osman Balc

Tarla Kuşu
"Okuduğum en iyi grafik romanlardan biri. Muhteşem çizimlere sahip bu baba-oğul hikâyesi, acımasız bir şiddet ve sürekli artan duygusal bir yoğunluk barındırıyor. Cormac McCarthy’nin en iyi eserlerini çağrıştıran ve insanın elini ayağını titreten yıkıcı bir deneyim." -SCOTT DERRICKSON, Dr. Strange filminin yönetmeni "Erkekliğin ve ergenliğin yarattığı panik havası bile yeterli olurmuş; görsellerdeki hareket ve şiddetin atmosferik etkisi de. Ama ikisinin birleşimi, Tarla Kuşu’nu efsanevi bir seviyeye yükseltmiş." -JASON BLUM, Yapımcı "İnanılmaz dokunaklı, adeta mideye bir yumruk gibi inen tam bir güç gösterisi. Tarla Kuşu, klasik olmaya aday. Türün kalıplarının dışına çıkıp, grafik roman kavramını genişletiyor. Size on yıllar boyunca bir şeyler katmaya devam edip yazar/çizerlere ilham kayna...

Kendine İyi Bak
Bendeki bütün fotoğraflarını sildim. Yani, neredeyse hepsini. Geriye sadece bu kaldı. Şurada, öndesin. Tuileries Bahçesi’ndeyiz, 8 Aralık 2013, saat 17.36. Bana doğru dönmüşsün, bana bakıyorsun, bana gülümsüyorsun… En azından ben öyle sanıyorum.

Ezoterik Tarot
Tarot kaderi okumaz, baştan yazar. Bu yüzden Tarot okuyucu değil, yazardır. "Tarot" yazısız bir kitaptır. Kadim öğretilerin hatta mitolojik yolculukların sembolik bir ifadesidir. Fal ya da kehanetten ibaret bir araç değildir. Batı ezoterizminin en önemli sembolik formlarından biridir. Bu kitap falla değil, sayısız olasılıkla dolu kaderleri okuyabilmeniz için lazım gelen alfabeyle tanıştıracak sizi. 22+56 kart insana kim olduğunu anlaması yolunda ipucu verir. Hayatımız boyunca çeşitli deneyimlerden geçerek ilerleyişimiz gibi Tarot kartlarının içine girdikçe ve onları tanıdıkça kendimizle ilgili yeni keşiflere çıkarız. Bazen işyerinde sert kararlar alan bir "İmparator", bazen evimizde duygusal bir "İmparatoriçe" oluruz, zaman zaman bir yerlerde takılırız ve "Kader Çarkı"nın döngüsünden çıkam...

Yine Gel
"YUT BENİ ve MARCH ile çizgi roman dünyasının en önemli yeteneklerinden biri olduğunu kanıtlayan Nate Powell’ın bence en iyi işi YİNE GEL. Derinlemesine hareket eden, insanı içine çeken bu samimi kitabın etkisinden uzun süre kurtulamayacaksınız." -JEFF LEMIRE (Netflix dizisi Sweet Tooth’un yaratıcısı) 1970’li yılların üzerinde güneş batarken, Sevgi Kuşağı ruhu, Ozark Dağları’nın tepesindeki "küçük bir komünde" yaşayan bir grup insanın içinde yaşayamaya devam ediyordu. Peki eksik olan neydi? İnanılmaz derecede iç içe yaşayan iki aile, aşırı derecede bastırılmış sırlarla yaşamanın zorluklarıyla da boğuşuyordu... bu arada, bu Arkansas tepelerinin derinliklerinde, köydeki fısıltılarla beslenen canavarımsı bir şey dolanıp duruyordu. Tek başına çizerlik kariyerine görkemli bir dönüş yapan ve NEW...

Bir Masal İyi Gelir
Yeni bir yola başlarken, hayal kurarken, zor günler yaşarken, karar vermen gerekirken, dinlenirken, tohum ekerken, beklerken, bir dönem sonlandırırken, yeni bir sayfa açarken...bir masal iyi gelir! Bu kitapta, her gününe ilham üfleyecek 99 masal bulacaksın. Bir mola vermek istediğinde, kitaptaki masallar, mesajlar, sorular ve alıntılar, kalbine bakmak için bir yol gösterecekler. Haydi hiç beklemeden oyuna başla, kitabı aç, bir masal seç, kalbine dön, dinle.

Celile Ela Gözlü Pars Celile
Osmanlı’nın en güzel kadınlarındandı. Saray ressamı Fausto Zonaro’nun rahleyi tedrisinden geçti. Paris ve Roma’da eğitim gördü. Adını resim sanatına altın harflerle yazdırdı. Padişah hafiyeleriyle, Balkan çetecileriyle, İttihat ve Terakkicilerle boğuştu... Korku nedir hiç bilmedi! Gönlünü kendinden dört yaş küçük olan Yahya Kemal’e kaptırdığında evliydi, iki çocuğu vardı. "Ela gözlü pars" diye şiirler yazdı ünlü şair onun için. Güzel kadın, hayatında ilk kez bulutların üzerinde uçtuğunu düşündü. Aşkı uğruna eşini, evini terk etti! Maalesef, onu taşıyabilecek büyüklükte bir yüreğe sahip değildi şair. Onu yarı yolda bıraktı, sıvışıp kaçtı. Çok üzüldü, kahroldu ama yıkılmadı ela gözlü pars. Aynı çocuk iki kere doğurulabilir mi? Doğurdu Celile! Oğlu Nâzım Hikmet yirmi sekiz yıllık hapis cezası...

Yeşil Mürekkep
Sabahattin Ali, Bulgaristan'a kaçmasını sağlayacak kişinin istihbarat ajanı olduğunun farkına varamadı. Kendisini, adı ölüm olan o dipsiz kuyuya bıraktı. "Kuyucaklı Yusuf", "İçimizdeki Şeytan", "Kürk Mantolu Madonna", bir dolu öykü ve çoğu şarkı olacak şiirler yazamayacaktı artık. Devlet eliyle öldürülecek, "Ankara" isimli yeni romanı da yarım kalacaktı. Başkentte devletin acımasız çarklarının nasıl döndüğünü, siyasilerin ve bürokratların kirli ellerinin nerelere uzanabildiğini yazacaktı mümkün olsa. Yazamadı. Başına indirilen bir odun parçasıyla, kanlar içinde yığıldı yere. Yeşil mürekkepli dolmakalemi düştü cebinden. Çantasından, yeni romanının sayfaları savruldu etrafa. Yazıları yetim kalmıştı. Biricik kızı Filiz de öyle. Gözleri bir daha açılmamak üzere kapanırken, cüzdanında güzel Ali...

Invincible 5
Süper kötülerle dövüşmek. Dünyayı kurtarmak. Gizli kimliğini korumak. Süper kahramanlık kolay olmadı. Şimdi de Mark Grayson âşık oluyor. İşler karışmaya başlıyor.

Invincible 4
Invincible Cilt 3’teki dehşet verici olayların ardından Mark, parçalanan hayatını yeniden toparlamaya çalışır. Artık her şey farklıdır. Ailesi, arkadaşları, meslektaşları. Dünya, genç süper kahramanımız için tuhaf ve tanınmaz bir hal almıştır. Artık üstesinden gelinemez dertlerle, sayısız süper kötüyle, dünya dışı tehditlerle ve lise mezuniyetiyle boğuşmak zorundadır. Kimse süper kahramanlığın kolay olacağını söylememişti ama kimse, bu kadarzor olacağını da söylememişti.Eisner Ödülleri’ne aday olmuş bu serinin #14-19 ve Image Comics Summer Special sayılarından derlenmiştir.

Invincible 3
Dünyanın Koruyucuları öldü. Süper kahraman camiası, kim, ne, ne zaman, nerede, neden ve nasıl sorularıyla kaynayıp duruyor. Haberi olmasa da Mark Grayson, namı diğer Invincible, süper kahraman toplumunun başına gelmiş bu en büyük trajedilerden birinin merkezinde yer alıyor. Sahip olduğu güçlere yeni yeni alışan Invincible, Dünya’nın en değerli koruyucularından biri olmaya ayak uydurmaya çalışıyor. Çok yakında hayatının tepetaklak olacağından ise henüz haberi yok.

Invincible 1 - Aile Meseleleri
Mark Grayson, tam da yaşıtları gibi. Amerika’da sıradan bir lisenin son sınıf öğrencisi. Okuldan sonra ve hafta sonları berbat bir yarızamanlı işi var. Kızlara fena halde düşkün ama onları tam olarak anlayamıyor. Arkadaşlarıyla takılmayı, cumartesi geceleri de geç yatmayı seviyor (tabii ki iyi çizgi filmler başlayana kadar). Mark’ı diğerlerinden ayıran tek şey, babasının dünyanın en güçlü süper kahramanı olması ve son zamanlarda onun da babasının güçlerini miras alıyormuş gibi görünmesi. “Her zaman uzun soluklu, iyi işlenmiş ve bu saatten sonra yeni bir şey üretilemez denilen bir türün merkezinde gayet sağlam bir şekilde duruyor.” -Kurt Busiek’in önsözünden

En Uzun Gece
BİRLİKTE GEÇİRDİĞİMİZ SAYISIZ UZUN GECENİN ARDINDAN "BİZ" OLARAK ADLANDIRILMAMIZ DOĞALDI. DÜNYADA SON KALAN BEYAZ KAYA GERGEDANI VE TERK EDİLMİŞ BİR YUMURTADAN ÇIKAN BİR PENGUEN. O ZAMANLAR BUNUN GERÇEK BİR MUCİZE OLDUĞUNU FARK ETMEMİŞTİK. BAŞTAN AŞAĞI HER ŞEYİMİZ FARKLIYDI ANCAK BİZİM İÇİN TEK ÖNEMLİ OLAN BİRBİRİMİZDEN BAŞKA HİÇBİR ŞEYİMİZİN OLMADIĞIYDI. "ŞURADAKİ UFUK ÇİZGİSİNİ GÖRÜYOR MUSUN? YEŞİL RENKTE PARILDIYOR. BURASI BENİM DENİZİM." "BURAYI SEVDİM. BEN DE BURADA KALACAĞIM." "SEN BİR PENGUENSİN. GİDİP KENDİ DENİZİNİ BULMALISIN." "ÖYLEYSE, BEN DE BİR GERGEDAN OLARAK YAŞARIM. GAGAMA BİR BAK, TIPKI BOYNUZA BENZİYOR." "SEN ZATEN HARİKA BİR GERGEDANSIN. ŞİMDİ GERİYE KALAN TEK ŞEY İYİ BİR PENGUEN OLMAK." "BURAYA GEL. SANA SARILACAĞIM ÇÜNKÜ B

Cyberpunk Momotaro Kelebeğin Rüyası
KİM O OLDUĞUNU BİLİYOR MUSUN? PEKİ NEDEN BURADA OLDUĞUNU? DEDE VE NİNE YENİ OKAYAMA’NIN VAROŞ MAHALLELERİNDEN BİRİNDE YAŞIYORDU. DEDE, GÜNLERİNİ “HACK”LEME YAPARAK GEÇİRİYORDU; NİNE DE STRİPTİZ KULÜBÜ İŞLETİYORDU. BİR GÜN, KULÜBE GİZEMLİ BİR ÇOCUK GELDİ. HAFIZASINI KAYBETMİŞTİ VE VÜCUDUNDA, TEKNOLOJİ DEVİ NAKATA’NIN GİZLİ ÜRÜNÜ “KBY” VERİSİNİ TAŞIDIĞINDAN HABERSİZDİ. ŞEHİR EFSANELERİNE BİLE KONU OLAN BU VERİ HENÜZ KİLİTLİYDİ. NİNE’NİN “MOMOTARO” ADINI VERDİĞİ BU PEMBE SAÇLI ÇOCUK, ARKADAŞLARINI DA YANINA ALARAK AMANSIZ BİR DÜŞMANIN KARŞISINA GEÇTİ.