
Şaman Aynası
Dilekler gökyüzüne nasıl ulaştırılır? Binlerce yıldır kullanılan kadim dilek dileme yöntemleri nelerdir? Hangi mevsimlerde hangi ritüellerle niyetler atalara bildirilir? İçsel kuvvete nasıl sahip olunur? Doğum tarihine göre kimler hangi coğrafyada yaşamalıdır? Erk hayvanları, rehberlik edeceği insanı nasıl bulur ve neyin haberini verir? Dış doğa ile insanın iç doğası arasındaki kusursuz benzerlikler nelerdir? Dışarıdaki doğayı değiştirerek, insanın iç doğasını değiştirmesi mümkün mü? Yazgı değişir mi? Hangi yazgıyla dünyaya geldiğimizi nasıl öğrenebiliriz? Her şey ruhlu mudur? Kara düşünceler neye mal olur ve nasıl temizlenir? 12 Hayvanlı Türk Takvimi’ne göre hangi burç hangi kokuyla şifalanır? Parfümler, kokuyla ilhamlanmayı unutturdu mu? Binlerce yıldır doğayla ve doğanın iyeleriyle uyum...

Birlikte Düşünmek
İş dünyasında başarı, güçlü bir iletişimi, etkili toplantılar yapılmasını ve dinamik takım yönetimini gerektirir. Yazar Akgün Tokatlı iş yerlerindeki toplantı ve takım çalışması sorunlarını ele alarak size bunları aşmanın yollarını sunuyor. Her düzeydeki lider ve ekip yöneticisi için kritik bir beceri haline gelen ‘kolaylaştırıcılık’ yöntemi bu kitapta pratik ve anlaşılır tekniklerle anlatılıyor. Grupların daha etkin çalışmasını sağlamak için kullanılabilecek temel yöntemler açıklanıyor. “Bu kitap, iş dünyasında iletişim ve etkileşimi geliştirmek isteyen profesyoneller için güçlü bir rehber. Akgün Tokatlı, yüzlerce projeden edindiği deneyimleri tasarım bilgisiyle birleştirerek, etkili toplantılar ve karar alma süreçleri için farklı yöntemler sunuyor. Yaşanmış örneklerle zenginleştirilmiş p...

Dünyaya Değil Kendine Meydan Oku
Mutluluk, her yer karanlıkken içindeki aydınlığa güvenmektir. İçinizde doldurulamayan bir boşluk duygusu mu var? Kendinizi yaşadığınız hayata ait hissedemiyor musunuz? Her şey var bir şey yok gibi mi aslında? Gelecek belirsizliklerle dolu ve korkutucu mu geliyor? Hiçbir yerde ve hiçbir şeyde anlam bulamıyor musunuz? Günün sonunda kendisinin alacaklı olduğuna inanan insan, hep haksızlığa uğramış hisseder kendini, hakkının gasp edildiğine inanır, hınçla dolar, küser ve hep kurbandır. Oysa dünyanın da hayatın da kimseye borcu yoktur. İnsan alacaklı değildir. Tam da bu yüzden istemek yerine vermeyi, tüketmek yerine üretmeyi, reddetmek yerine anlamayı seçmek gerekir. Dünyaya Değil Kendine Meydan Oku, dışarıdaki anlamsız hesaplaşmadan içerideki anlamlı uzlaşmaya davet ediyor sizi. Bu kitap, gide...

İyi Olacaksın
“İNSANIN KENDİNİ FETHETMESİ ZAFERLERİN EN BÜYÜĞÜDÜR.” – PLATON “Vincit qui se vincit” Latince bir deyimdir ve Türkçeye “Kendini yenen, galip gelir” ya da “Kendini yenen yenilmezdir” şeklinde çevrilebilir. Hal böyle olunca zafer ne demektir? Verdiğin tüm içsel mücadelenin sonucu zaferdir. Sen kendini aşarsan, sınırlarını zorlarsan o zafer senindir. Şimdi soruyorum sana ruhu ay kalbi güneş olanım: Girdiğimiz her mücadeleden daha da güçlenerek çıkmadık mı? Güçlendikçe yenilmezliğimizin tadına varmadık mı? Yara aldığımız her yerden Mevlana’nın dediği gibi şifayı da yaşamadık mı? Zafere ulaşmak için kendinle savaşma, mücadeleni asla pes etmeden ver, içindeki ateşi söndürmeden, engelleri aşmanın ve zirveye çıkacak yolun ışığını bulmanın keyfini yaşa. O yol senden sana, o yol seninle... Çıkmaz sa...

Ateş, Su, Toprak
“HAKİR GÖREREK BAKMASIN İNSANA İNSAN, BAKMAYI DEĞİL GÖRMEYİ BİLENDİR İNSAN.” “Bir ara tuvalete gittim... Döndüğümde Arif’i, kırmızı elbisemi üzerine tutmuş aynaya bakarken yakaladım ve söyleyebileceğim en salakça şeyi söyledim: ‘Ne yapıyorsun Arif! Sen kız mısın?’ Arif elindeki elbiseyi hemen yatağıma fırlattı. Yüzü kıpkırmızı oldu. Sonra da gün boyunca ilk defa Barbie bebeklerimle hiç oynamadı, o hiç sevmediği, benim ise çok sevdiğim küçük arabalarla oynadı. Arif’in aslında ne kadar naif ve kırılgan bir yapıya sahip olduğunu, bugün onun içinde ikinci bir Arif sakladığını anladım. Tıpkı benim de içimde ikinci bir Berrak’ı sakladığım gibi...” Hikâyenin ilk cümlesinden bu yana ateş gibi yandı parmaklarım. Çünkü kolay hayatlar değildi kaleme aldığım. Her kelimede canımı biraz daha yaktı ateş....

Beni İncitemezsin
İNCİTMEK DİYE BİR ŞEY YOKTUR, İNCİNMEK VARDIR. KIRMAK DİYE BİR ŞEY YOKTUR, KIRILMAK VARDIR. YARALAMAK DİYE BİR ŞEY YOKTUR, YARALANMAK VARDIR. Merkezinde duran, başkasının savaşına müdahil olmayan, esnek ve sakin bir insanın incinmesi, kırılması, yaralanması mümkün değildir. İnsan incinmemek uğruna güçlü, sert ve katı bir savaşçıya dönüştükçe daha fazla incinir. Korunma kalkanları daha da korunmasız kılar insanı. Gerçek gücünüzü dışarıdan edindiğiniz zırhlarınızdan değil, merkezinizdeki esneklikten alırsınız. Peki ya merkez neresi? Bu kitap kendini arayan insanlar için yazılmadı. Merkezini yitiren insanlar için yazıldı. Dışarıya gidip aramak için değil, içeriye dönüp bulmak için kaleme alındı. İnsan merkezini dışarıda bulamaz, merkez içeridedir, bulmaya karar verdiğinizde dönüp onu yeniden ...

Hayatın Mucizesi Titreşimler ve Frekanslar
"SES FREKANSI, EVRENİN TEK İLETİŞİM YÖNTEMİDİR." Ses, titreşimlerden oluşan bir enerji formudur ve her sesin kendine özgü bir frekansı vardır. Ses frekansları, insan vücudunu ve zihnini etkileme potansiyeline sahiptir. Ses frekansları, şifa amaçlı olarak çeşitli şekillerde kullanılabilir. Ses frekanslarının vücut üzerindeki etkileri, frekansın türüne ve yoğunluğuna bağlı olarak değişir. Genel olarak, düşük frekanslı sesler vücudu rahatlatmaya ve gevşetmeye, yüksek frekanslı sesler ise beyni uyarmaya ve enerji vermeye yardımcı olur. Ses frekanslarının şifadaki etkilerine dair bilimsel çalışmalar devam etmektedir. Ancak, yapılan bazı araştırmalar, ses frekanslarının aşağıdaki gibi çeşitli sağlık sorunlarına olumlu etkileri olabileceğini göstermiştir:•Ağrıyı azaltmaya ve ağrıkesici ilaçların ...

Kendi Kendinin Gardiyanı Olma
DÜNYAYI DEĞİŞTİREMİYORSAN KENDİNİ DEĞİŞTİR. Şimdiye kadar edindiğin her tecrübeyle, yaşadığın her duyguyla ve öğrendiğin her bilgiyle kendine bir mizaç ve bir zihin yapısı inşa ettin. Eğer bütün bunlar seni korumaya, gelişmeye ve mutlu etmeye yetmiyorsa artık, sence inşa ettiğin şey aslında bir hapishane olabilir mi? Farkında olmadan kendi esaretine hizmet ediyor olabilir misin? Değişen duygu durumlarınla maniple ettiğin zihnin, hayatını kolaylaştırmak ve gelişimine destek olmak yerine, seni korkutuyor, yavaşlatıyor, köreltiyor, kısıtlıyor ve aldatıyor olabilir. Bu demir kapıların üzerindeki kilitleri açabilecek bir gardiyan yok dışarıda. Kendinin gardiyanı olduğunu fark etmediğin sürece, değişken duygu durumlarınla ve maniple edilmiş düşüncelerinle zihninin kölesi olarak yaşamaya mahkûm e...

Liderliğin Karanlık Yüzü
Kazanmak için feda etmek gerekir. Ya lidersiniz ya da değilsiniz! Bu, gece ile gündüz kadar nettir. Organizasyonlar üçgendir ve tepe noktaya yükseldikçe burgu kaçınılmaz olur. Madalyonun bir yüzünde yalnızlığı içeren bir düzen, öbür yüzünde ise başarı ve zafer vardır. Hayat çatışmalardan ve zorluklardan oluşur. İş hayatı da bu çatışmaların en görünür olduğu yerdir. Şirkette işler her zaman o kadar da yolunda gitmez. Uyumlu insanlar olduğu gibi illa ki aksi tipler de vardır. Lider; görüş ayrılıklarını çözmek, duyguların tutuşturduğu yangınları söndürmek, münasebetsiz sorularla, dedikodularla, imalarla, kavgalarla hatta hafife alınmalarla başa çıkmak zorunda olan kişidir. Bu kitapta liderliğin çok da bahsedilmeyen, karanlıkta kalmış yönleri anlatılıyor. Liderlik sadece güzel güllerin olduğu ...

Evliliğin Üç Hali
"BİZ" OLABİLMEK "BİR" OLABİLMEKTEN DAHA BÜYÜK BİR DEĞERDİR. Evlilik iki insanın birbirlerine bağlanmasıdır. Gönül, destek, sevgi, saygı, fedakârlık, anlayış, empati bağlarıyla aralarında kurdukları birlikteliktir. Genel görüşte kabul gören, iki farklı yarım parçanın birleşiminden bir tam çıkabileceği fikri, bireylerin benliklerinin evlilikte erimesi gerektiği gibi algılanmıştır. Oysaki sağlıklı olan, iki tam parçanın ilişkide kendi benliklerini koruyarak oluşturdukları bütünlüktür. Evlilik "bir" olmak değil birey olarak "birlikte" var olabilmektir. İki kişinin yan yana aynı yolda yürüyebilmesidir. Evliliğin Üç Hali ilişkinizin başında kendinizi ve partnerinizi tanımanız, ilişki sürerken varlığınızı koruyabilmeniz ve ayrılık halinde kendinizden vazgeçmemeniz için kişisel gelişiminizi ve ili...

Her Şey Vaktini Bekler
“Kalbinde iyilik biriktirenlerin yolu daima açıktır.” Şems-i Tebrizi

Bilinçaltının Gizli Şifreleri
“NEYE İNANIYORSAN ONU YAŞARSIN.” “Ben bu işi başaramam, zenginlik bir hayaldir, asla evlenemem, iyi bir yaşam asla beni bulmaz...” Hayatınızın herhangi bir evresinde buna benzer düşüncelere takılıp kaldıysanız henüz bilinçaltının gizli şifrelerini çözemediniz demektir. Hayat ne düşünürseniz size onu hediye eder. Şimdi dikkatlice düşünme zamanı... Hayattan ne istiyorsunuz? Kısırdöngüler, mutsuzluk, kıtlık bilinci, yalnızlık mı yoksa özgürlük, huzur, refah, bereket ve kendi kendinize yetebilme gücü mü? Bu kitapla bilinçaltının gizemli gücünü fark edecek, egzersizler, telkinler ve özel çalışmalarla yaşamınızı mucizevi bir şekilde dönüştüreceksiniz. Bu kitabı kimler okumalı? • Bilinçaltının sırlarını öğrenmek isteyenler • Erteleme alışkanlığı olanlar • Sürekli aynı döngüde sıkışıp kalanlar • B...

Hani Ayrılıklar Da Sevdaya Dahildi
"NE BİR GEMİ TEK DEMİRE BAĞLANIR NE DE HAYAT, TEK BİR ÜMİDE." – EPİKTETOS "Onu ilişkiye başlarken değil, ayrılırken tanırsın." Neden böyle söylenir biliyor musun? Çünkü ayrılıkların nedenleri şimdinin içinde gizli değildir, çok eskilere dayanır. Anneyle kurulan ilk temasa kadar geri gitmek gerekir. Bağlanmak için hep aynı tip insanları seçiyor olman ve sonunda yine hep birbirine çok benzeyen ayrılıklar yaşaman tesadüf değil, seçim... İlişkilerinde yaşadığın sorunları karşındaki insanla çözemezsin. Mesele çocukluk yıllarında öğrendiğin bağlanma biçimleriyle ilgili, onunla değil... Ayrılır ayrılmaz başkasını mı buldu? Hiç değerin yokmuş gibi mi gitti? Uzaklara mı kaçtı? Meğer hiç mi sevmemiş seni? Neden hiç üzülmüyor? Neden hissetmiyor yokluğunu? Her şey yalan mıymış? Bütün bunların, onun na...

40+ İtiraf Hikayeleri
"Altımda akıp giden yol ve arkamda bırakıp gittiğim yıllar bir sürü günah ve hata saklıyordu. Bizi insan yapan şeyin içimizdeki iyilik olmadığını fark edeli çok uzun seneler olmuştu. Bizi insan yapan şey, içimizdeki şeytandan başkası değildi. O bizi yönlendiriyor ve asla aklımıza gelmeyeceğini sandığımız ilhamlar veriyordu. O bizden ibaretti ve biz de ondan ibaret yaşıyorduk. İyi insan olmak bir yanılsamaydı sadece ve nedense buna kendimizi inandırmak için çabalıyorduk." Neden bilmiyorum ama dudaklarımdan şu sözler dökülünce ben bile şaşırdım: "İnsanların günahlarını yazmak isterdim." "Benden başlayabilirsin hocam..." dedi "Sana daha önce anlatmadığım bazı günahlarımı çıkarabilirim ama bir şartla, ismimi yayımlamayacaksın." İlişki uzmanı, yazar Adil Yıldırım, kaleme aldığı bu son kitabında...

Niyet Ettim!
"AMELLERİN MÜKÂFATI NİYETLERE GÖREDİR..." "Niyetler hasıl olurken, kalbimizdeki sarmaşıkları, acıları temizlemek, kilitlediğimiz kapıları açabilmek, kabul etmek, izin vermek; sevginin, sevilmenin, hak ettiklerimizin, layık olduklarımızın hissine ve hazzına varmak, bu duygularla barışmak, dönüştürmek temel unsurlardan biri." Unutmayın, elinizdeki kitap bir kerede okuyup bitireceğiniz bir eser değil! Her gün gözlerinizi kapatıp bir niyet seçeceksiniz, her gün bu kitapla beraber yeniden doğacaksınız, her gün gülümseyerek yeniden başlayacaksınız. Zor günlerinizde yüreğiniz her daraldığında bu kitaptan bir sayfaya sarılacaksınız. Şu an yaşamınızın hangi noktasında olursanız olun, o noktaya huzur ve sevgi katmak, yorgunluklarınızı kenara koymak ve şimdiye kadar yaptığınız bütün çalışmaların meyv...

Yüreğiyle Konuşanlar
Yüreğin dili samimiyettir. Herkesin yüreği yetmeyebilir. Kâinatın sırlı kapılarını açabilecek tek anahtar vardır: Samimiyet... Binlerce yıldır herkesten gizlenen o büyük sır, gözler önünde apaçık bekliyordur aslında. Samimiyet, arayıp da bulunamayan büyük sırrın tam da kendisidir. Kâinatın düzenini aldatamaz insan. Bu kusursuz düzenle pazarlık edemez, oyun oynayamaz. Kâinatın konuştuğu tek dil samimiyettir ki buna da ancak yüreği olanların gücü yeter. YÜREĞİYLE KONUŞANLAR, bir farkındalığa uyanışın rehberidir. Kâinatla aynı dili konuşan yüreklere, unuttuğu samimiyet dilini hatırlatmak içindir. Şikâyet halindeyken başarı peşinde koşmak, komşusu aç uyurken bereket bulmaya çalışmak, dil kötü konuşurken gerçek bir aşk yaşamayı umut etmek, sosyal medyada sahte profillerle başkalarını zalimce ya...

Kaderin Kodu
Işığa tapmadan, karanlığa sapmadan... "Madde evreni" her an hareket halindedir ve her hareketin bir titreşimi vardır. Hareketlerinin, seçimlerinin, duygu, düşünce ve ifadelerinin de sana özgü bir titreşimi var... Senden yansıyanları, hayat aynasından kaderin olarak seyredersin. Kaderin kalemi dildedir. *** İfadelerinle hayatına neyi davet ettiğinin farkında mısın? Davranışların ve tutumun sana nasıl bir kader getiriyor? Başına gelen olaylar hangi konularda seni uyarıyor? Seçtiğin meslek sana ne anlatıyor? Bedenindeki sorunlar neyin habercisi? Yaşadığın kazaların içindeki mesajları okuyabiliyor musun? Gelecek planın sadece senin seçimlerinden mi oluşuyor? *** Sistem bütün bu konularla ilgili seninle konuşurken çok özel bir dil kullanır. Kâinatın

Hayat Sana Ne Anlatıyor
Duygularından korkma... Çünkü her duygu bir ihtiyaçtan doğar. Bu yüzden bir duyguyu tanımak, aslında bir ihtiyacı bilmektir. Neye ihtiyacı olduğunu bilmeyen, rasgele eylemlerde bulunarak, anlık reaksiyonlarla değiştiremeyeceği sonuçlar yaratıyordur hayatında. Oysa duygular, elementlerle konuşur. Her element, bir duyguyu hatta davranışı temsil eder. Toplum içinde dikkat çekenlerin hangi elementi yüksek çalışır? Ateş... Hangi element eksildiğinde aşk ihtiyacı doğar? Toprak... Hangi element dengeli çalıştığında mükemmel iletişim yakalanabilir? Hava... Cinsellikte romantizmi artıran element hangisi? Su... Peki, elementleri dengeleyerek bir davranışı, deneyimi ve sonucu değiştirmek mümkün mü? Elbette mümkün... Türkiye’de ilk kez bir Brahmaçarya’nın (münzevi) kaleme aldığı bu kitap, elementlerin...

Hayır Diyebilme Sanatı
Gerçekten "özgür" müsünüz? Dilediğiniz zaman dilediğiniz yemeği yiyebiliyor olmak mıdır sizce özgürlük? Toplumsal hiçbir baskı hissetmeden içinizden geldiği gibi giyinebiliyor olmak mı yoksa? Canınızın istediği saatte uyuyup, canınızın istediği saatte uyanarak, yine canınızın istediği saatlerde istediğiniz kadar çalışarak, ihtiyacınız olan parayı kazanabilmeniz mi? Bir hafta sonu tatilinde cep telefonunuzu kapattığınızda mı özgür hissediyorsunuz sadece kendinizi? Hayatınızla ilgili her kararınızı sadece kendinizi düşünerek mi alıyorsunuz? Kaderinizin ipleri tamamen sizin elinizde mi? Başkalarının sizden yararlandığını düşündüğünüz oluyor mu? Kaybetmekten korktuğunuz insanlar yok mu? Değişmeye ne kadar açıksınız? En azından yumurtayı nasıl yemekten hoşlandığınızı düşünün. İlle de rafadan mı...

Titreşimini Yükselt Hayatın Değişsin
"Evrenin sırlarını bulmak istiyorsan, enerji, frekans ve titreşimi düşün." Nikola Tesla Canlı cansız her şeyin enerjisi var. Dolayısıyla her şey titreşimden ibaret... İnsan da, düşünce de, sevgi de, besin de, eşya da... Elbette Dünya da bir enerji alanına sahip... Üstelik dört buçuk milyar yaşındaki Dünya’nın enerji alanı büyük bir değişim sürecinden geçiyor. Hepimiz Dünya’nın geçirdiği değişimden etkileniyoruz. Bu yüzden bedenimizin tüm enerji alanı, atom altı düzeyden hücresel düzeye kadar yepyeni bir dengeyle tanışıyor ki, bu köklü değişim elbette hayatımızı ve sağlığımızı fazlasıyla etkiliyor. Hatta büyük bir içsel biyolojik gerilime sebep oluyor. Beraberinde hastalıkları, yorgunluğu, duygusal kaosları ve çalkantılı ruh hallerini de getiriyor. O halde kimler hal böyleyken dünyanın deği...

Maneki Neko
Japonların iyi şans kitabı Japonya’nın ata dini Şintoizm’de, para, aşk ya da şansı getirmesi için yapılan çok sayıda âdet bulunur. Aynı şekilde Budizm ve Okinawa ile Hokkaido bölgelerindeki animist dinlerin de bu konular için kendi ritüelleri vardır. Peki bu ritüeller nasıl işler ve iyi şansı kendi isteğimizle elde edebileceğimizi söyleyen bu inancın altında hangi tarih ya da derin anlam yatmaktadır? Günlük alışkanlıklarımızla iyi şansı nasıl hayatımızın bir parçası yaparız? Bu kitap, size şans getireceğini ve dileklerinizi gerçekleştireceğini iddia eden, bazıları sihirli, bazıları pratik, çoğu da Japon kültüründen gelen tüm inanışları incelemektedir. Çeşitli ritüelleri kolay ve motive edici bir şekilde öğrenmenin yanı sıra, iyi şansın özünü ve onu doğru alışkanlıklarla hayatımı...

Özgürlüğün Rotası
“HAREKET ETMEYENLER, BAĞLI OLDUKLARI ZİNCİRLERİ FARK EDEMEZLER...” Özgürlük nedir? Binlerce yıldır tartışılan soru... Arzulardan azade olmak mı, devlet organizasyonlarının baskısından kurtulmak mı, yoksa sosyal yönlendirmelerden özgürleşmek mi? Tümü geçerliyse bunların geçmişimizle, hikâyemizle, kaygılarımızla ya da psikolojimizle bağlantısı nedir? Bu kitap bu sorulara heyecanlı bir kurgusal anlatımla ışık tutuyor. Gelecekte, bir bilimkurgu dünyasının içinde, enteresan bir adaya düşen insanların karşılarına çıkan gizemli tarihi kişiliklerle olan Sokratik diyalogları, yüzleştikleri çatışmaları ve sonunda verdikleri mücadeleyi aktararak özgürlük kavramını berraklaştırmayı amaçlıyor. Liberalizmin farklı felsefi alt dalları arasındaki teorik iç hesaplaşmayı ustalıkla gözler önüne seriyor. Tüm ...

Beynimizdeki Gizli Düşman: Stres
MUTLU YAŞAM, STRES YÖNETİMİYLE BAŞLAR. “Herkesin hayatı stresli” diyerek stresle dolu bir yaşamı normalleştirdiğinizde, yaşadığınız sorunları beslemeye devam edersiniz. Normalleştirdiğiniz stres, sizi günün birinde anormal sorunlarla mücadele etmek zorunda bırakabilir. Stres, beyninizdeki gizli düşmanınızdır ve onu yönetmeyi öğrenmediğiniz sürece hayatınızı stresin olumsuz etkileri yönetmeye başlar. Kişilik özellikleriniz bile yaşadığınız stresi besler, size güven verdiğini düşündüğünüz bazı günlük rutinleriniz, en büyük stres kaynaklarınızdan birine dönüşebilir. Çarpık düşüncelerle, mükemmeliyetçilik saplantısıyla ve erteleme alışkanlıklarınızla hayatınızda bir stres girdabı yaratıyor olabilirsiniz. Cinsel yaşamınız zevkten ziyade size bir görev gibi gelebilir. Bütün bunların farkına varm...

Anlamlı Bir Hayat
Dünya, dikkatinizi dağıtıyor. Farkında mısınız? Hızla akıp giden hayatlarımız, derin düşüncelere dalmamıza pek izin vermiyor. Daha fazlasına ulaşma çabamızda, çoğumuz çok daha azıyla yetiniyoruz. Huzur bizden kaçıyor, hayal kırıklığı bizi buluyor ve tatminsizlik ruhlarımızı sarıyor. 2013 yılında yazar Jon Giganti’nin hayatı neredeyse altüst oluyordu. İşi tehlikedeydi, evliliği ise daha da kötü durumdaydı. Aynaya baktığında karşısında gördüğü kişiden hoşlanmıyordu. İki çocuk babası olarak, bir şeylerin değişmesi gerektiğini biliyordu. Şans eseri, ikinci bir fırsat elde etti. Daha çok çalışmak çözüm değildi. Daha fazla odaklanmak bu kez işe yaramayacaktı. Jon, köklü bir değişikliğe ihtiyaç duyuyordu. Dikkatini vermeye başladı ve bunu yaptığında, çözüm yavaş ama kararlı bir şekilde ortaya çık...