Olmayan Problemleri Kafaya Takmamak
"Kalabalık bir zihin, huzurlu bir kalp için boşluk bırakmaz." •Kendinizi kafanızın içinde dönüp duran düşünceler tarafından kuşatılmış hissettiğiniz oluyor mu? •Geçmiş veya gelecek hakkında düşünmekten bugünü kaçırdığınız oluyor mu? •Zihniniz sürekli sizin veya sevdiklerinizin başına gelebilecek kötü şeyler hakkında senaryolar üretiyor mu? •Kendinizi kafanızın içinde dönüp duran düşünceler tarafından kuşatılmış hissettiğiniz oluyor mu? •Geçmiş veya gelecek hakkında düşünmekten bugünü kaçırdığınız oluyor mu? •Zihniniz sürekli sizin veya sevdiklerinizin başına gelebilecek kötü şeyler hakkında senaryolar üretiyor mu?
Beden Benim Karar Benim
"Bu filmin başrolü sensin. Ve unutma, sen rakamlardan çok daha ötesin!" Madde manadan ayrılmaz! Ruh bedenden ayrı tutulamaz... Sağlık; ruh, zihin ve bedenin birlikte iyi olma halidir. Bedenin sağlıksızsa ruhunu, ruhun sağlıksızsa bedenini eninde sonunda hasta edecektir. Bu kitapta ikisini de daha iyi hale getirebilmen ve hayata karşı motivasyonunu yükseltebilmen için tüyolar bulacaksın. Kaç beden olursan ol, kilon kaç olursa olsun kendini sevmeye, olduğun gibi tam şu halinle sevilmeye layık ve çok güçlü olduğunu hatırlatmaya geldim. Unutma, bu masalın kahramanı sensin. Kim ne derse desin, bedeninin şekli ya da kilon hakkında senden başka kimsenin söz hakkı yok! Kendini değersiz hissettiğinde, kayboldum ya da bedenimi sevmiyorum dediğinde bu kitabı açıp birkaç sayfa oku. Biliyorum, insanl...
Sevgiyi Sürdürme Sanatı
Her çift kendi ilişkisinin uzmanıdır. Hayat yolunu tek başımıza adımlamayız, bu yolda bize sevdiğimiz insan da eşlik eder. Peki hayatımızın temelini oluşturan ilişkimiz için ne kadar emek veririz? Sevdiğimiz insanın duygularını, ilişkimizin gereksinim duyduğu ihtiyaçları fark edebilir miyiz? Her şeyde olduğu gibi ilişkilerde de yeni çağ yeni çözümler gerektirir. Şimdiye dek sevgiye dair öğrendiklerinizi yeniden gözden geçirmeye, yeni önerileri hayatınıza katarken eskilerin değerini hatırlamaya hazır mısınız? Prof. Dr. Alfons Vansteenwegen ve Psikolog-Psikoterapist Emel İşci, Sevgiyi Sürdürme Sanatı kitabında ilişki yolunda tökezleyen binlerce çifte yardımcı olmuş kullanışlı ve mucizevi öneriler sunuyor. İlişkinizde ihtiyaç duyduğunuz değişimi gerçekleştirmek için gerçek hayattan örneklerle...
Hep Aynı Yerde Takılıyorum
"Tekrarlayan ve çözümsüz kalmış deneyimlere kalıcı çözümler bulmanın ilk adımı bilinçdışını iyi anlamaktır." Hayatınızda hep aynı yerde takılıyorum dediğiniz deneyimler vardır. Aslında tek bir şeyi değiştirdiğinizde bütün hikâyenin değişeceği bu deneyimler korkunun, kaygının, depresyonun, mutsuzluğun ve psikosomatik rahatsızlıkların temel sebebidir. Tekrar eden sorunlar kader değildir, yapmanız gereken tek şey farklı çözüm yolları uygulamaktır. Pek çok psikoterapi modelini bir araya getiren Şema Terapi, çocukluk yaşantınız ve ebeveynlerinizden edindiğiniz, bilinçdışında yer eden olumsuz kişisel tutum ve düşünce blokajlarınızı anlamanıza yardım eder. Kendi içdünyanızı derinden keşfettiğinizde ailenizle, partnerinizle, çocuklarınızla, öğrencilerinizle, çalışma arkadaşlarınızla daha sağlıklı ...
Ayşe Tolga 3 Kitap Set
Ayşe Tolga 3 Kitap Set -İyilik Sende -Bereket Sende -Titreşimini Yükselt Hayatın Değişsin
Sen Yola Çık Yol Sana Görünür
Her Şey Vaktini Bekler. Ne Gül Vaktinden Önce Açar Ne de Güneş Vaktinden Önce Doğar. Biraz Sabret Senin Olan Sana Gelecektir. Mevlana 21. yüzyılda dünyanın başına gelenleri görseydi acaba ne düşünürdü? Bu hız çağında boğuştuğumuz sorunları çözüme ulaştırmak için bize nasıl yol gösterirdi? Hakan Mengüç, kaleme aldığı bu yeni kitabında tam da bu soruların yanıtını arıyor. Büyük düşünür, sekiz yüz yıl öncesinden sesleniyor çağımızın acı çeken ruhlarına... Onlara 21 altın kuralı hatırlatıyor! Hiçbir şeyin çaresiz ve çözümsüz olmadığını, her derdin içinde bir derman saklı olduğunu fısıldıyor. Peki ya o dermanı bulmak mümkün mü? Doğru yere bakınca evet... Doğru yeri bilen gönül gözünü uyandırmanın tam zamanı... Aradığın hazine tam olarak durduğun yerde. Hoş geldin yol arkadaşım.
Özgürlük Projesi
Düşüncelerinizin esiri değil, veziri olun. Nerede ve ne zaman bir hata görseniz buna derhal müdahale edip düzeltiyor musunuz? Bir işin nasıl yapılacağını en iyi siz mi bilirsiniz? Ya hep ya hiç düşüncesine sahip misiniz? Herhangi bir şeyi mükemmel standartlarınıza uygun yapamıyorsanız yapmamayı tercih eder misiniz? Gittiğiniz yolda ne kadar iyi olursanız olun, başarılı bir sonuç alamazsanız mutlu olamıyor musunuz? Ufacık bir hatanızın içinden uzun süre çıkamayıp devamlı kendinizi suçlar mısınız? Devamlı yüksek standartlarınız ve beklentileriniz mi var? Tüm bunlar sizi strese sokuyor ve bunlara ulaşmak için devamlı çabalıyor musunuz? Başarı size asla yeterli gelmiyor mu? Haklılığınızdan emin olmaya ihtiyacınız mı var? Haklı olduğunuzu ispat etmek için devamlı tanık, ispat ve doğru za
Doğaya Dönüş
Doğa şehir yaşamından daha vahşi, teknolojiden daha karmaşık ve kalabalıklardan daha tehlikeli değil...Doğanın dili insanlarınkinden daha zengin ve daha derindir duyabilene...Doğa, yeryüzünün tenidir hissedebilene...Doğa en iyi öğretmendir anlayabilene...“Doğadaki İnsan” ve “Doğada Tek Başına” belgesellerinin yaratıcısı Serdar Kılıç’ın Bolu’da bir dağda geçirdiği 7 ayın öyküsünü kaleme aldığı Doğaya Dönüş, hayatta kalma teknikleriyle dolu gerçek bir doğa rehberi...Serdar Kılıç’ın iki yavru kangal köpeğiyle birlikte dağda yaşadığı aylar boyunca ağaç evini inşa edişinden yemek bulma serüvenine, kurtları bekleyerek geçirdiği uykusuz gecelerinden vücuduna aldığı yaraların ilacını doğadan temin ettiği günlerine kadar her anını içtenlikle kaleme aldığı bir günlük...Doğada, sadece bir bıçakla bil...
Bebeğin İsmi
“Çocuklarınıza güzel isimler verin. Zira o isimler, onların hem dünyada hem de ahirette isimleri olacaktır.”- Hz. Muhammed (SAV)Evrende her şeyin bir ismi vardır. Her isim de bir enerji taşır! Hali ile bu kâinatı anlamaya, bilmeye ve sevmeye sefere çıkmış olan insan da kendine özel isim ile isimlendirilir ve öyle devam eder hayatına. Dünyaya gelecek bir bebek için herkesin ilk düşündüğü şey adı ne olacak sorusudur. Düşündünüz mü hiç, bir bebeğin ismi neden bu kadar önemlidir? Bunu bilinçle mi yoksa içgüdüsel mi yaparız? Ta derinlerimizde bir yer o ilahi bilgiyi bilir ve ismin Kader olduğunu ve güzel kader için güzel isim taşımanın önemini bize haykırır. Haliyle dünyaya gelecek bebeğimize en güzel ismi bulma arayışına gireriz.Bu kitabın konusu bebekler ve onların isimleridir. Bir isim nasıl...
Dinlen
Hayata ara verin ve Dinlen’i okuyun: Daha akıllıca kararlar verecek, daha iyi ilişkilere sahip olacak ve hem daha mutlu hem de daha yaratıcı olacaksınız... İşkoliklik çağımızın en büyük sorunlarından biri haline geldi. Dinlenmek aslında çalışmaktan çok daha önemliyken, asla hak ettiği değeri ona vermiyoruz. Hatta çalışan birinin yanında dinlenmek sanki işten kaytarıyormuş, boşa zaman geçiriyormuş hissini veriyor hepimize. Silikon Vadisi fütüristleri Alex Soojung-Kim Pang, çalışma, dinlenme, uyku ve tatil arasındaki çok önemli ilişkiyi hatırlatıyor bu çalışmalarıyla. Titiz, bilimsel, analitik araştırmalarıyla Darwin’den Stephen King’e yazarların, ressamların, düşünürlerin ve devlet adamlarının dinlenerek yaratıcılıklarını ve performanslarını nasıl artırdıklarını yalın bir dille anlatan Dinl...
Çocukken Ne Olmak İsterdin?
Uzun yıllar dünyanın bir çok ülkesinde ve Hollanda’da çocukların, yetişkinlerin içlerindeki yetenekleri ortaya çıkaran yetenek avcısı Tülay Oktay şimdi Türkiye’de...İçinizdeki yetenekleri keşfedin...Sizin için doğru olan meslekleri, yetenekli olduğunuz iş alanlarını, çocuklarınızın oyuncak seçimlerinde gizlenen öz yetenek şifrelerini, hobilerinizin verdiği gizli mesajları çözmenize yardımcı olacak olan bu kitapla birlikte, görmezlikten geldiğiniz öz yeteneklerinizle yüzleşeceksiniz....İçinizdeki yetenekleri keşfettikçe yaşam yolculuğunuz sizin için artık bir eğlence haline gelecektir....
Bir Nefes İstanbul
Bu kez seninle İstanbul’u ve İstanbul’daki seni, beni yaşıyoruz. Yolculuğumuzun tanıkları var bu defa. İstanbullular ve İstanbul’da yaşayanlar... Zengini, yoksulu, Kürt’ü, Alevi’si, muhafazakârı, marjinali, Ermeni’si, Rum’u, Musevi’si... Onlarca renk, onlarca doku... Bu satırlar, bazılarının ütopya dediğinin küçük bir yansımasının, umudunun romanını yaratıyor. Bir arada yaşayabilmenin hikâyesini... İstanbul’un sokaklarına karışırken senin, benim, yaşamlarımızın, aşklarımızın, içimizde kalanların, hayallerimizin, korkularımızın, umutlarımızın, yalnızlığımızın, hayat koşuşturmamızın, yeni binyılın insanlarının gelgitlerinin arasında dolaşıyoruz. İstanbul, Türkiye, Dünya, "sen"sin, "ben"im, "biz"iz... İnandığım tek gerçek bu. İstanbul öyle bir şehir ki; hiçbir kitap seni bu şehir kadar besley...
Bir Çapulcunun Hatıra Defteri
Eski çapulcular Osmanlı ordusunun önemli parçasıydı ve onlara “Deliler“ denirdi. 20-25 yaşlarındaki gençlerden oluşan bu savaşçılar, ordunun en ön safında çarpışırlar, adeta deli cesareti ile düşmanın üstüne atılırlardı. Her zaman ordudan önce düşman hatlarına yakın yerlerde bağımsız keşif ve akın görevleri yapar, düşmanı yıpratırlardı. Görüntüleri korku salsın diye ön dişleri çekilir, kafaları kazıtılırdı. Vücutları hayvan postuyla kaplıydı ve zırh taşımazlardı. Sırtlarına kanat takan çapulcuların bayraklarında “Kaderde ne varsa o gelir başa!“ yazılıydı. Yeni çapulcular halkın yüzde ellisidir. Amca baba yarısı olduğu gibi (bkz. Nuri Alço) yeni çapulcular da halk yarısıdır. AVM’lerden gıcık kapan bu çapulcular üç beş ağaç için meydanlara çıkar, en ön saflarda polislerle çatışır, adeta deli...
Bin Yüz Bir İnsan
Birkaç kitabın arkasını çevirip bakıyorsun ve yine kendini arıyorsun. Yaşamında yapmak isteyip de yapmadığın ya da yapamadığın ne kadar çok şey var. Oysa istemediğin birçok şeyi yaşadın ve yaşamaya devam ediyorsun. Peki ya sen kimsin? Gerçekten ne istiyorsun? Seni tanıyorum. Kırgınlıklarını, hayal kırıklıklarını, hayallerini, yaşadıklarını ve yaşayacaklarını biliyorum. Çünkü elinde tuttuğun bu kitabı sen yazdın. Her gün onlarca role girerken, kendi kuklalarımızı yaratıyoruz. Kendimizden yarattığımız, günlük hayatta oynattığımız onlarca kukla. Her rolün bir kuklası var. Bir insanın, bin farklı yansıması... Bir bedende kaç kişisin? Bu kez benim yaşadıklarımda seni anlattım. Seni, bugüne kadar yaşamadığın bir yolculuğa davet ediyorum. Bittiğinde dünya bambaşka olacak. Bu sefer kendin için bir...
Beyaz Mucizeler
Aşkı, Güzelliği, Bereketi, Sağlığı ve Başarıyı Kendinize Çekecek Beyaz Mucizeler ‘Nefs’ten uzaklaşıp, ‘Nefes’ olmayı tercih eden herkes için... Sırtını güneşe çevirip gölgelerinden gayrı bir şey göremeyen kişilerce ‘sağlığıma, aileme, işime, evliliğime, şöhretime ve tüm başarılarıma’ kastedilerek büyü yapılmak istendi! Ama ben ‘Evren’in bir parçası olduğumu hiç unutmadım. Kalbimi hep Allah’ın nuru ile aydınlattığım için birileri beni ‘karanlık’la yok etmeye çalıştıkça, ben ‘içimdeki sonsuz kaynakla ve ışıkla’ güçlendim. Ve bu kitap ortaya çıktı. Size büyü yapılmasına gerek yok, gündelik hayatımızda o kadar çok -hasetlik gibi- negatif enerjiyle bir araya geliyoruz ki! İstedim ki siz de benim gibi korunun, kendinizin ve bütünün hayrına niyetlenerek "Sevgi ve İnanç"la tüm güzellikleri kendini...
Ayna Ayna Söyle Bana
İşinizi insanlarla yapmak zorundaysanız "işiniz" var demektir. Anne- baba, satış temsilcisi, öğretmen, yönetici, güvenlik görevlisi, müşteri temsilcisi, gazeteci... Adı ne olursa, işinizi insanlarla yürütüyorsanız hiçbir şey sizi şaşırtmasın, çünkü her insan, içinde koca bir evren barındırır. Karşınızdaki kişinin boyunu, kilosunu ölçebildiğiniz gibi kişiliği hakkında da bir ölçüm yapabilir misiniz? Hadi daha ilerisini söyleyelim, karşınızdakinin duygu kabuklarını okuyup, kişiliğin çekirdeğine ulaşabilir misiniz? Ortaya koyduğunuz performansı eleştiren bir yöneticinizin gülümsemesi ne kadar gerçek? Tartıştığınız eşinizin yüzündeki öfke ve aşağılamanın aşkınızdaki yeri nedir? Kızdığınız öğrencilerin yüzündeki korku ve tiksinti sizi ne kadar öğretmen yapar? Ergen kızınızın arkadaşlarıyla bulu...
Aşkın Kanununu Yazsam Yeniden
Sevginin değil, ilginin fazlasının öldürücü olduğunu,Kendine güven duygusunun sizi ne denli cazip kıldığını,Sadeliğin her zaman daha dikkat çekici ve cazip olduğunu,Ten uyumu olmayan çiftlerin %80’inin mutsuz olduğunu ve ayrılmak istediğini,Telefon numarasını alıp veren ve ilk aramayı kimin yapması gerektiğini,Hesap ödemenin inceliklerini,Kayınvalideyle yaşamanın her yiğidin harcı olmadığını,Evlilikte yaş farkının korkunç fedakârlık istediğini,Birçok erkeğin tutumlu kadınları ideal eş olarak gördüğünü,Sevgililer arasındaki en hararetli tartışmaların "eski sevgili" gerçeğinin ortaya çıkmasıyla başladığını,Aldatılmak şüphesinin insana hayatı nasıl zehir ettiğini,Aşkımızın cep telefonunu gizlice karıştırmanın o aşkın köküne nasıl da kibrit suyu döktüğünü,Erkeklerin %67’sinin dizi müdavimi kad...
Aşkımın Beden Dili
Kadınla, erkeğin beden dili nedir? Aşık olunca bedendeki değişimler nelerdir? Karşı cinsin size aşık olduğunu nasıl anlarsınız? Bir erkeği ve kadını etkilemenin yolları nelerdir? Herkesin aldatılma korkusu vardır. Aldatıldığınızı hangi beden dili hareketleriyle anlarsınız? Yalan sözlerde değil bedende gizlidir. Karşınızdakinin size yalan söylediğini nasıl anlarsınız? Aşkım Kapışmak yıllardır sizlere televizyon ekranlarından, seminerlerden ilişkiler ve iletişime dair ipuçları verdi ve analizler yaptı. Şimdi de kadınlarla ve erkeklerle ilgili tüm duruş, davranış ve iletişim detaylarını Aşkımın Beden Dili kitabında topladı. Bu kitabı başucunuzdan ayıramayacaksınız.
Aşk Kuantumu
Rumi dedi ki "Ben ol ki, aşkı anlayasın!!!" Hadi siz sizde olun ki ‘aşkı anlayın’!!! Kapınız çalınıyor olabilir ama hala niye kapınızı açmakta tereddüt ediyorsunuz? Korkuyor musunuz? "Eyy cümle atlasın sultanı, sen beni duydun mu ki!" Ben bende değilim ki duyayım!!! "Yangındım yakmaktan korktum Seldim boğmaktan... Rüzgardım durdum. Üşür diye... Çığlıktım sustum... İlla sustum! Gitme dedim, gidemedim!.. Çatal çatal yüreğime saplanırken ağlamadım. Sar dedim, soramadım!.. Zor zor yüreğime bakarken eğilmedim." Beni sevmiyor zannettim... Yalnız hissettim!.. "Aşk! Baktığın bana layık mıyım? İşte tam da bundandır, gözlerindeki aşka utanıyorum. Ey, aşk, acına layık mıyım? Ki tam da bundandır, bendeki aşkına doyamıyorum! Hem de arsızca hem de acımasızca..." Özlemekten yoruldum!.. "Dedim ya, mutlulu...
Acının Eşiğinde Yaşama Felsefesi
"Ve aşk, insanın tabiat karşısındaki kibirli duruşuna verilmiş bir cezadır..."Hayat karşısında insanın düşünce geliştirmesi, aynı zamanda bir yaşama kültürü inşa etme çabasıdır. İnsanın hayata, kendine özgü belli bir açıdan bakıp, kendi algısı ve kendi tercihleri doğrultusunda onu yorumlaması ve bunu ifade etmesi "yaşama felsefesi"nin yöntemini oluşturuyor. Bu yöntemi uygularken, insanın dünyaya adım atmasını mümkün kılan "aşk"tan başlayarak, onun hayatının belli başlı durakları üzerinden süregiden kronolojik bir dizgeyi esas aldık."Aşk" ve "doğum"la başlayan maceramız, "aile", "eğitim", "çalışma" vb. ana duraklar üzerinden devam ederek, tüm canlıların karşı konulmaz kaderi "ölüm"le sonuçlandı. Ölümün "acı" olması, tüm yaşama felsefemizi bu "acı" eşiğini dikkate alarak temellendirmemizi ön...
48 Saniye
"Sanki gemisini başıboş bırakmış bir kaptan gibiydim. Öylesine sürükleniyor, kontrolü elimde tutmak bir yana hep durumu kurtarmaya çalışıyordum. Ve hayat bir dümenin başında, gemiyi kullanmayı öğrenemeden geçip gidiyordu. Ama bir gün bildiğim her şeyin başkalarının doğrusu olduğunu ve çektiğim her acının bildiklerimle ilişkisini anladım. O an, beni memnun etmeyen hallerden yavaş yavaş sıyrılmaya başladım. Ve fark ettikçe değiştirdim: Hayır dersem insanlar beni sevmez zannederdim, değiştirdim. Sınırlar koymadan yaşardım, değiştirdim. Temel önceliğim karşımdakinin memnuniyetiydi, değiştirdim. Kendimi tanımaz, kendimle zaman geçiremezdim, değiştirdim. Alışkanlıklarım bağımlılığa dönüşürdü, değiştirdim. Kafamın içinde sürekli konuşan başka bir ben vardı, değiştirdim. Anda olmanın keyfini her z...
Sedefi Yendim
“Şu an düşünüyorum da sedefin vücuduma getirdiği, aslında yaşantımdan götürdüklerinden çok daha az...”“Bugün Allah’ıma bir kez daha şükrediyorum, verdiği her türlü sıkıntı için. Çünkü, yıllardan bu yana sedef hastalığıyla savaşımda tanıştığım birçok hasta arkadaşım; yollarda, tatillerde tanıştıklarım ve hastane koridorlarındaki insanlardan çıktı bu hikâye. Amacım bir sedef hastasına yol olması, umut olmasıdır.Tecrübelerle yazılmış her şey gerçektir. Bu kitap belki de benden, sizden, onlardan bir sedef hastasının hikâyesidir, kimbilir...Ama bu benim değil, Gaye’nin hikayesi...”