
Düzdünya
"Sabırlı ol, bu dünya büyük ve geniş." Düzdünya, geometrik şekillerle kaplanmış ikiboyutlu bir dünyada geçer. Erkekler çokgen, kadınlar ise basit çizgi segmentleridir. Anlatıcı ise Kare adında bir karedir. Bir yılbaşı günü Kare, rüyasında tek boyutlu Çizgidünya Krallığı’nı ziyaret eder. Oradakilere ikiboyutlu olan Düzdünya’nın doğasını anlatmaya çalışır. Kare’nin kendi dünyasını anlatma çabası Kral’ın ve halkının şiddetine maruz kalmasına neden olur, tam öldürülecekken Kare uykudan uyanır. Sonra kendi dünyasında Küre ile karşılaşır. Küre, Kare’yi Uzamdünya’ya götürür. Kare, üçboyutlu Uzamdünya’da gölge ve derinliği öğrenir. Düzdünya, boyutlar, geometrik şekiller, uzay, boşluk gibi kavramlar üzerinden tutuculuk, sınıf ayrımları ve farklılıklara dair yaptığı eleştirilerle sıra dışı bir hiciv...

Sağlığını Yeniden Keşfet
SAĞLIKLI OLMAK BİR TERCİHTİR. YANLIŞ BESLENİYORUZ. SIK HASTALANIYORUZ. ERKEN YAŞLANIYORUZ. YAŞAM TARZINI DEĞİŞTİREREK VE DOĞRU BESLENEREK SAĞLIKLI, FİT VE EN AZ YÜZ YIL YAŞAMAK MÜMKÜNDÜR. Sağlığa en büyük tehdit çevresel ve içsel toksinlerden, hazır yapay gıdalardan gelmektedir. Toksinlerle dolu bir dünyada yaşıyoruz. Çok fazla boş kalori tüketiyoruz. Hareketsiz bir yaşamımız var, stresli ve gerginiz. Sağlığın korunması, fit ve uzun yaşamak için dengeli ve yeterli beslenme ile birlikte toksinlerden uzak durmak ve yaşam tarzını değiştirmek en önemli unsurlardır. Bu kitap yedikleriniz, içtikleriniz ve çevrenizin sağlığınıza olan etkilerini ayrıntılı bir şekilde dile getiren, her zaman el altında bulunması gereken kaynak bir kitaptır. Sizin ve çocuklarınızın sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sür...

Bambaşka
Kalır gibi gidişlerini izledim önce, sonra gider gibi kalışlarını… Ve anladım ki ne sen gidebiliyorsun ne ben kalabiliyorum. Öyle bir hayat yaşıyoruz ki şimdi; ağlamak gülmenin mahkumu, gülmek ağlamanın gardiyanı gibi sanki… Ve anladım ki ne seninle ağlayabiliyorum, ne de sensiz gülebiliyorum. Belki de sen aşka aşıktın, ben üstüme alındım bilmiyorum. Bir gün gerçekten seni terk edebilecek miyim onu da bilmiyorum. Üzerine sinen benin kokusunu duymadan yaşayabilecek misin?.. Çünkü, senden geriye sadece sen kalana dek terk edilmiş olmuyorsun. İnsan yaşadığı anın değerini yaşadıklarından ötürü değil, neler yaşayacağını bilmediğinden ötürü bilmez. Seni çok seviyorum; bir gün seni terk etme gücümü kendimde bulup bulamayacağımı bilmeye bilmeye... Anlıyor musun? Gel "biz" olalım demek kolay… Benim...

Stoa Seti 4 Kitap Set
Stoa Seti 4 Kitap Set Kendisinin Efendisi Olmayan Hiç Kimse Özgür Değildir - Epiktetos Unutma Mutlu Bir Hayat Çok Az Şeye Bağlıdır - Marcus Aurelius Gladyatör Kararını Arenada Verir - Seneca Mutluluk Hayatın Dirençsiz Akışıdır - Kıbrıslı Zenon

Zor Kişiliklerle Nasıl Baş Ederiz?
"YALNIZ KALDIĞINIZ İÇİN ZEHİRLİ BİR İNSANLA İLİŞKİYE GİRMEK, SUSADIĞINIZ İÇİN ZEHİR İÇMEYE BENZER..." Zor bir çağda, zor insanlarla iletişim kurmak pek de kolay değil. Kimi zor kişiliklere uzak durmak kolay olabilir; ancak kimileri çok yakınımızdadır, belki anne babamız, belki de eşimizdir... Onlarda bir tutum değişikliği yaratmak istiyorsak, önce kendimizde, onlara karşı bir tutum değişikliğine gitmemiz gerekir... Ruh sağlığınızı ve esenliğinizi koruyabilmeniz için, kurduğunuz ilişkilere özellikle özen göstermeli; size, kendinizi iyi hissettirmeyen ve sizi aşağı çeken insanlara gerekli sınırları koyabilmelisiniz...

Kehanetteki Çocuk
Yaşlı kayın ağacının köklerinden baloncuklar yükselmeye başladığında hepsinin hikâyesi değişti. Suzan, doğmadan önce Cehennem’de buldu kendini. Annesinin masallarıyla büyüdü ama hiç ummadığı bir anda masal zannettiği her şey, gerçeğe dönüşmeye başladı. Bilinmez bir hastalık iki dünyaya da bulaştığında Suzan ait olduğu yere, Ortoköy’e döndü. Burada onu bekleyen tehlikelerle ve bulmayı umduğu kayıplarıyla yüzleşmeye ne kadar hazır olduğundan emin değildi. Yıllardır beklenen On Bir Kehaneti sonunda gerçekleşecek miydi? Suzan’ın heyecan verici, büyülü macerası başlıyor!

Ebeveynlerimize Neden Borçlu Değiliz
"ÇOCUKLAR BİR AİLENİN BARINDIRDIĞI ZENGİNLİĞİ, ANCAK EBEVEYNLERİNE KARŞI BORÇLULUK HİSSETMEDİKLERİNDE KEŞFEDEBİLİRLER." Ailemize neler borçluyuz? Onları ne sıklıkla aramalı ve ziyaret etmeliyiz? Yoksa bizler ihmalkâr bir oğul veya işe yaramaz bir kız evlat mıyız? Annelerimizin ve babalarımızın hoşuna gitmeyen özgür alanlar oluşturduğumuzda, kendimizi sert bir şekilde yargılamalı mıyız? Peki ya iyi çocuk kimdir? Anne babasının her türlü sorumluluğunu üstlenen mi yoksa kendi özgür macerasına atılıp bir yandan da ailesini sevgiyle gözeten mi? Filozof Barbara Bleisch, bu kitapla varoluşsal ve karmaşık aile ilişkilerini cesurca ele alıyor. Çocukları ebeveynlerine bağlayan tüm unsurları açıkça ortaya koyarak, herkesi ilgilendiren ama pek az kişinin sormaya cesaret ettiği soruları soruyor ve aile...

1. Dünya Savaşından Ortadoğu Projesine İslam İmparatorluğu
Büyük İslam İmparatorluğu’nun başkenti İstanbul olacaksa, gündemdeki Ortadoğu Projesi sizce nerededir? Nedir Pan-İslam veya İslam Birliği? Sultan II. Abdülhamit tarafından kurumsallaştırılmış, ancak Almanlar tarafından I. Dünya Savaşı’nda sahneye konmuş politik bir plandır. Müslüman halkların kendi kültür ve kaynaklarını sömüren yabancılara gösterdiği protestodur. Pan-İslam; isminden anlaşılacağı üzere dünyadaki tüm Müslüman halkları, ırklarına bakılmaksızın İslam şemsiyesi altında toplama hareketidir. I. Dünya Savaşı sonrasında İngilizler bu planı kendi çıkarlarına göre uygulamaya koymak istemişlerdir. Dicle ve Fırat nehirlerinden Kudüs’e, Hint Okyanusu’ndan Akdeniz’e kadar yayılan alanda Büyük Arap İmparatorluğu kurulacak, bu imparatorluğun başkenti de Kahire olacaktır. Mısır Hıdivi de "...

Kötü Bir Gün
"İnsanlar, en çirkin gerçeği bilmenin bile güzel olduğunu anlamak istemezler... Hayat; kendisini alt edenindir..." – Nietzsche Biri psikolog, diğeri apartman görevlisi iki adam bir dairenin içinde sıkışıp kalırlar ve birlikte geçirecekleri üç saat boyunca hayatlarının en karanlık ve en garip gerçekleriyle yüzleşirler. Oyuncu ve yazar Gürgen Öz’ün kaleme aldığı bu çok katmanlı Kafkaesk novella, insan psikolojisinin karanlık dehlizlerine inme cesareti gösteren nefes kesici bir kurgu... Baba oğul ilişkisi, geçmişin sırları, sınıf çatışması, otorite ve güç savaşları, yalanlar, gerçekler, yüzleşilemeyenler ve içsel özgürlük arayışının gölgesinde oynanan, üstelik gerilim dozu giderek artan&nbs

Yaklaşan Küresel Kaosta İnsanlığın Akıbeti
Kritik sistemler çöktüğü zaman en medeni davranışlar bile sona erer, orman yasaları devreye girer. Her çıkışın bir inişi vardır. Seçkin sınıf buna hazırlıklıdır belki, peki ya sıradan yatırımcı ne yapmalıdır? Bitcoin ve Ethereum gibi dijital para birimlerinden neden uzak durmak gerekir? Neden pasif yatırımın propagandası yapılıyor? Yeni krizin ardından finansal durum ne olacak? Kur Savaşları, Paranın Ölümü ve Çöküşe Giden Yol kitaplarıyla New York Times’ın çok satanlar listesinde yer alan ileri görüşlü yazar, finans uzmanı, ABD’nin 16 istihbarat kurumunun çatısını oluşturan İstihbarat Konseyi’nin ve Pentagon’un başdanışmanı James Rickards, bu kez küresel mali piyasaların neden ve nasıl suni olarak şişirildiğini ve akıllı yatırımcıların varlıklarını korumak için ne yapması gerektiğini anlat...

50 Maddede Hitler ve Naziler
Hitler’in Yahudi düşmanlığı nasıl başladı? Nazi sembolü nasıl ortaya çıktı? Hitler’in ırk takıntısı, okul yılları, ilk aşkı, ressam olma hayali, arabaları, köpeği, askerlikten kaçışı, sigara karşıtlığı, vejetaryenliği, zayıflıkları, kompleksleri… Nazilerin sanat yağması, ilk Nazi köy enstitüleri, Nazi mimarisi… Yahudi, Çingene, zihinsel ya da fiziksel engelli milyonlarca insanın kanıyla büyüyen bir canavar ve onun eşlikçileri, tarihe bıraktıkları devasa mezarlığı nasıl kazdılar? Adolf Hitler’in çocukluğundan ölümüne dek kendisiyle birlikte büyüyen hırsı, nefreti, zevkleri, alışkanlıkları, hali tavrı ve sadık piyonları, 50 maddeye dizildiler ve ortaya özet niteliğinde bir tablo çıkardılar.

Gerçeği Söylemek
Gerçeğe karşı neden bu kadar tutkululardı? Vazgeçilmez olan neydi? Vazgeçenler bizlere hangi mesajı bıraktı? Hayalleri için ne yaptılar? Nelerden korktular, neye tutundular? Onları farklı kılan neydi? Farklı olmak neler getirdi? Orhan Tüleylioğlu, farklı alanlarda tanınmış isimlerin hayat hikâyelerinden kesitler sunduğu kitabında gerçeği söylemenin tek bir yolunun olmadığını, gerçek üzerine ısrarcı olmanın ise dünyanın hemen her yerinde ortak bir kader yaşattığını anlatıyor. Gerçeği Söylemek, kimi zaman sırf merakları için, kimi zaman yüksek idealleri uğruna, kimi zaman ise sadece daha mutlu olabilmek için harekete geçenlerin ve değişim yaratanların yol haritasını çıkarıyor.

Yeni Dünyanın Gizli Şifreleri
Binlerce yıldır hep yeni düzen çağrıları yapılageldi. Şimdilerde ise Corona krizinden sonra hiçbir şeyin artık eskisi gibi olmayacağından söz ediliyor, bambaşka bir yeni dünya hayal ediliyor. İşin doğrusu, köklü dönüşümler yaşamayacağız hemen. Daha fazla dijitalleşeceğiz, teknolojik dönüşümler hızlanacak, ekonomik ve siyasi milliyetçilik yükselecek, gıda, uzay ve su savaşları gündeme gelecek, enerjide ciddi kırılmalar yaşanacak önümüzdeki dönemde. Temelsiz iyimserlik bizi rehavete sevk eder, ayaklarımızın yere basması gerekiyor geleceğin belirsizlikleri karşısında. Unutmayalım, kendi içinde ayrışan Batı ile Çin ve Rusya arasında, bizim gibi bölgesel güçlerin de yeniden konumlanacağı daha gevşek yeni bir Soğuk Savaş’a doğru savrulacağız. Kaos içinde yeni dengeler, değerler ve uyum temelinde...

Bütün Mümkünlerin Kıyısında
İlk romanı Soraya ile Berlin Film Festivali Kitaplığı’na seçilen Meltem Yılmaz’dan yine unutulmayacak bir eser... Bütün Mümkünlerin Kıyısında, mümkünsüzlüklerle çevrili hayatların ayakta kalma mücadelesini, kısa öykülerle iç içe geçmiş röportajlar aracılığıyla okuyucuyla buluşturuyor. Turgut Uyar’ın “Tütünler Islak” kitabının girişindeki bu anlamlı sözden ilhamla hayata geçen bu kitapta okuyacağınız yaşam öykülerinin hepsi gerçek, hepsi hayatın tam kalbinde. Toplam 13 öykü-röportajdan oluşan eserde, içinizdeki “öteki” ile yüzleşecek, birbirinden ilginç ve sarsıcı deneyimlerin hayata tutunma çabalarına eşlik edeceksiniz. Her birinin öyküsünde, kendi mücadelenizle yüzleşeceksiniz.Soraya ve İris adlı iki romanıyla Polonya ve Bulgaristan’da da sayısız okura ulaşan genç yazar Meltem Yılmaz’ın b...

Güç Sensin
Aradığın mucize uzakta değil, senin içinde! Gerçekleşmiş bir hayalin yaşattığı coşku benzersiz. Neler yok ki o coşkuda; taşkın ruhtaki hevesi kırmak yerine sahiplenen, cesaret veren o "yakın"la çoğalan gurur, yoksunluğu alt etmenin sevinci, toplumsal olarak işe yarama duygusunun özgüveni. Tüm bunları Güç Sensin’de gözlerim dolarak fark ettim. Hayalinin peşinden giden gençlerin hikâyesini okurken şunu hissettim; gençlerin önünü açacak mucizenin uzakta, dışarıda değil çoğu kez yanı başında olduğu ne kadar bilinse o kadar iyi. Çiğdem Toker (Sözcü Yazarı) Günümüz dünyasında, özellikle de ülkemizde, sınavlara dayalı ezberci eğitim sistemiyle, gençlerimizi öylesine hırpalarız ki, yaşamlarının ilkbaharında sonbaharı yaşatırız! Oysa hayat, testlerle bize dayatıldığı gibi 4-5 seçenekli değil, sonsu...

Kanadalılaştıramadıklarımızdan Mısınız?
Yeniden başlamak, tutunmaya çalışmak, eski olana veda edebilmek, beklenmedik taraflarıyla geleceği kucaklamak, kaç yaşında olursak olalım ve nereden gelirsek gelelim çok zor. Ayşe Acar, bu kitapta, 40 yaşından sonra, bekar bir anne olarak, iki çocuk ve bir köpekle Kanada’ya yerleşme sürecinde yaşadığı zorlukları, düştüğü gülünç durumları kendine özgü esprili diliyle anlatırken, konuyla ilgili en çok merak edilen "Okul nasıl bulunur?", "İş nasıl kurulur?", "Eşyalar nasıl taşınır?" şeklindeki soruları da cevaplandırıyor. Bu yolculukta, zihinsel sınırların aşılmasına, insanın doğru bildiklerinin zamanla değişmesine, içindeki gücü yeniden keşfetmesine eğlenceli bir şekilde tanık oluyoruz.

Erbakan
Aslında Türkiye’de iki tane Meclis var. Birisi bu Meclis, biz avam meclisiyiz. Paryalar meclisi. Bir de bize hiç sorulmadan yürütülen işlerin meclisi var. O da lortlar kamarası, rantiyecilerin meclisi. Bu bütçenin dörtte üçü bu Meclis’e gelmiyor. Nedir bu? Borç ve faiz. Kim karışıyor buna? Bunu rantiyeciler kontrol ediyor. Bizim kontrolümüzden çıkarılıyor. Onların kendi meclisleri var. Hepiniz bunu biliyorsunuz. O meclislerde Hükümet bu ay şu kadar faizle şu kadar borç alsın diye onlar karar veriyor ve o kadar da borç alınıyor. Bu devlet böyle yönetiliyor. Bu gerçekleri birbirimizden gizlemeyelim. İşte biz gerçek demokrasi istiyoruz. Bunlara bu Meclis, bu Hükümet karar vermeli... Herhangi bir kimse, Malazgirt’te inanışının şahlanışını yaşamadan, Kosova’da, Niğbolu’da bir kılıç olup parlama...

Tanrı Var Mıdır?
"Tanrı var mıdır?" insanın binlerce yıldır yanıtını aradığı bir sorudur. Bu soru felsefenin de en temel sorularından bir tanesidir. Filozoflar bu soruya farklı yanıtlar vermişler, kimi Tanrı’nın var olduğunu, kimi Tanrı’nın var olmadığını, kimi de Tanrı’nın var olup olmadığının bilinemeyeceğini savunmuşlardır. Bu kitapta felsefe uzmanı Prof. Dr. Örsan K. Öymen, ateist (tanrıtanımaz) ve agnostik (bilinemezci) akıl yürütmeleri, tarihsel bir perspektifle özetlemekte, ayrıca, laiklik ilkesinin geçerli olduğu bir ülkede, din konusunda farklı görüşlerin gelişmesinin önemine dikkat çekmektedir. Bu kitap, sorgulayıcı, yaratıcı ve analitik düşünce doğrultusunda evreni ve yaşamı anlamaya çalışanlar için, rehber niteliğindeki kitaplardan biridir. Prof. Dr. Örsan K. Öymen, Lisans ve Doktora derecesini...

Tarihin İlkleri ve Enleri
Dünyadan ve Türkiye tarihinden şaşırtıcı, eğlenceli ilkler ve enler bir arada. Dünyanın ilk şarkısı ve en uzun çölü, tüm zamanların en eski aşk mektubu ve uzaya çıkan ilk cesur kadın, çatal-kaşık-bıçak üçlüsünün sahneye ilk çıkışı ve ilk aşırı hız cezası… Gündelik hayatımızda, alışkanlıklarımızın içinde sıradanlaşan kuralların, alet edevatın ve hatta davranışların atalarına bakıyoruz. Onlarla tanışıp, en büyük nehirlerden en yakın gök cisimlerine gidiyoruz.

Moda Psikolojisi
Türkiye’nin ilk moda psikoloğu Mutlu Barış, yine Türkiye’de yazılmış kurgu olmayan, ilk Moda Psikolojisi kitabına imzasını atıyor ve insan-kıyafet ilişkisini, giyim ve ruh hali arasındaki ilişkiyi, giyim terapisini ve kıyafetlerin üzerimizdeki gücünü okurlarına sunuyor. Mutlu Barış, İtalya’da moda eğitimi almış bir psikolog ve terapisttir. İlk kitabı “Giyim Terapisti” bir moda psikoloğunun hikayesini anlatıyordu ve bir moda psikoloğunun yaptığı işe dair bir içgörü sunuyordu. İkinci kitabı ise, kıyafetlerin gücü, giyim terapisi ve gardrobunuzun size anlattıkları gibi konuları ele alan, moda psikolojisine bir giriş niteliğinde. Eğlenceli, ilgi çekici ve okumaya değer bir kitap. Sayfalarını açın ve Uzman Mutlu Barış’ın ellerinden, moda psikolojisi dünyasına adım atın.Prof. Jamie Hacker Hughes...