
Dünün Belgeleriyle Yarının Tarihi
Aytunç Altındal yıllar önce özellikle Ermeni meselesinde Çarlık Rusyası ile Almanya, Fransa ve İngiltere’nin, Osmanlı’ya karşı bir plan hazırladıklarını ve bunun için 1904 yılında gizli bir anlaşma imzaladıklarını "belgeleri" ile ortaya koydu. Vakıflar sorununa 30 küsur yıl önce işaret etti, sorun bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin başını ağrıtan en önemli Avrupa Birliği zorlamalarından biri haline geldi. "Ermeni şantajı" dedi, çıktı. "Kürt sorunu değil, PKK terörü" dedi, binlerce şehit verdik. "Güneydoğu’ya İspanya modeli" dedi, gündeme geldi. Daha neler neler... Altındal "erken uyarıda" bulundu, "işaret fişekleri" attı. Ancak, uyarılar tarih oldu. Yazılanlar ise gerçek!

Kelt ve Germen Paganizmi
Kuzey inançları ve Germen paganizmi, bugünkü Avrupa’nın ve Batı medeniyetinin oluşmasında önemli bir yer tutar. Özellikle kuzey ülkeleri, bugün bile eski pagan inançlarını farklı şekillerde sürdürmeye devam etmektedir. Avrupa kültürünü anlamak için Germen paganizmini iyi anlamak gerekir. Avrupa’da, özellikle Kelt bölgelerinde, Rönesans’tan sonra "Kelt kültürüne dönüş" başlamıştır ve başta Wicca olmak üzere birçok neo-pagan akımı da Kelt kültüründen etkilenmiştir. Öte yandan neo-paganizmde yer alan önemli kutsal günlerin Kelt kültüründen geliyor olması da bu kültür üzerinde özellikle durmayı gerektirir. Ayrıca Anadolu’nun da bir Kelt yerleşimi olduğu unutulmamalıdır. Kelt paganizmi Anadolu topraklarına hiç yabancı değil... Trakya’dan Anadolu içlerine kadar birçok bölgede var olmuş olan Kelt...

Narkoz
"Kimin kral olduğu umurumda bile değil. Çünkü para arzını kim kontrol ediyorsa, imparatorluk da onundur." – Nathan Rothschild "Bu güç benim elimde olduktan sonra kanunları kimin yaptığı hiç fark etmez." – David Rockefeller "Ben sistemin zaaflarından hareketle para kazanıyorum." – George Soros NARKOZ, yaklaşık yüz elli yıldır finans elitler ile devletler arasında oynanan bir oyunun ve bunun farkına varamayan narkozlanmış beyinlerin hikâyesidir. Her türlü aracın en acımasız şekillerde kullanıldığı bu oyunun ardında tabii ki bütün oyunlarda olduğu gibi bankerlerin parmağı var. Küreselleşme en çok onların işine yaradı. Bilişim teknolojisi emirlerinde. Dünyanın her yerine borç verip onları sömürecek ve köleleştirecek güce ulaştılar. Bugün, küresel finans elitler, mükemmel bir netwo

Mutsuz Çocuklar Ülkesi
Süper Baba'nın müziğini flütle çaldığımız günlerde çok enteresan çocuklardık, Tsubasa izlerken çarpan kalbimiz, banyo sonrası Bizimkiler dizisi... Hayatın seyrinde güzel bir yolculuktaydık, önce hüpleten sonra gümleten felsefemiz, can sıkıntısının artan yoğunluğunda uhuyla geçirdiğimiz zamanlar, amacımız basitti yani: Masumluk... Amma velakin çok masumduk!

İpek Sabahlık
Suat Derviş, hayata ağzında altın kaşıkla merhaba dedi. Son nefesini yoksulluk içinde verirken, üzerinde saraylı annesinin hediyesi ipek sabahlık örtülüydü. Ülkesi için en iyiyi isteyen aydınların gördüğü eziyetten nasibini fazlasıyla aldı. Bu yolda, doğurmak üzere olduğu oğlunu kaybetti. Onlarca kez sinemaya ve sahneye uyarlanan FOSFORLU CEVRİYE isimli romanında, "hayatının aşkı"nı betimledi. Bu eseriyle sadece kendi ülkesinde değil, pek çok ülkede de gönülleri fethetti. Nâzım Hikmet’in "başını eğemedim, gölgesini çiğnedim" diye şiirler yazdığı yıl, Suat Derviş sadece on altı yaşındaydı. Sonra biri güreşçi, biri romancı, öteki gazeteci olmak üzere üç koca eskitti. Almanya’da Suzet Doli ismiyle Almanların, F

Masalcı
Masallar, anlatıldıkça gerçek olurlar... Gerçeklik nerede başlıyor, masal nerede bitiyor belli değil. Kurguyla hakikatin iç içe geçtiği, şifrelerle dolu bir labirent MASALCI... Paganizm ve ezoterik öğretiler araştırmacısı ve yazarı Erhan Altunay’ın kaleme aldığı eşsiz bir tarihi roman. Dünya sahnesinde yüzlerce yıldır oynanan o büyük oyunun en önemli parçasıdır Türkiye... Özellikle İstanbul. Hatta Ayasofya... Yüzlerce yıl önce yaşamış olan bir Masalcı, bugünün İstanbul’unda Balat semtinde dolaşırken seçtiği bir adama anlattığı masalla yaklaşmakta olan büyük tehlikenin haberini veriyor. Kutsal Emanetler’in peşinde İstanbul sokaklarında şövalyelere karşı başlayan bu amansız mücadelenin sonu ne olacak? Kutsal Emanetler’i Fatih Sultan Mehmet mi sakladı? Şövalyeler Türk topraklarında hâlâ Kutsa...

Issız Yerlerde Kendin İçin Bir Evren Ol
Antik Yunan felsefesi stoisizm dinginliğe nasıl ulaşacağının, kontrol edemeyeceğin şeyler karşısında nasıl davranman gerektiğinin, korku ve endişelerinden nasıl uzaklaşacağının, dünyanın en kıymetli madeni olan zamanı nasıl kullanman gerektiğinin ve yaşamdaki anlam arayışının akılcı yanıtlarını verecek sana. Tek başına inşa edeceğin bu boşlukta yalnızlığını yine kendinle sonlandıracaksın, uçsuz bucaksız bir evrende günden güne çoğalacaksın. Kaderini sev. Çünkü evrendeki her şey olması gerektiği anda olması gerektiği şekilde olur. Sokrates’i, Sokrates yapan onun kaderiydi, unutma. Kendi hayatının bilgesi ol. Mutluluk, baharda çiçek açıp, sonbaharda dökülmesini bilmektir. Bilgelik, döküldüğü için üzülmek yerine toprağa karışıp bir sonraki baharda tekrar açacağına sevinmektir. Kontrol edemeye...

Kavgamız
Kimileri bu kavganın sonunu bilerek şeytanla anlaşma imzaladı, kimileri ise can havliyle sığındığı limanda kendisini azgın dalgalara teslim etti. Birçoğu daha sonradan pişmanlık duyacaktı ama iş işten çoktan geçmiş, koca bir millet can vermiş olacaktı. * * * • Avrupa’dan göçen Yahudi bilimadamlarının Amerika’yı tercih etmesinin ardında yatan asıl sebep neydi? • Almanya’nın tarihi hiperenflasyon döneminde neler yaşandı, Hitler bu dönemi nasıl avantaja dönüştürdü? • Yahudiler neden bir anda istenmeyen ırk haline geldiler? • I. Dünya Savaşı’ndan sonra Macaristan’da yaşanan kızıl terörle Yahudilerin nasıl bir bağlantısı vardı? • Almanya’da Hitler’i başa getiren iç karışıklıklara kimler, nasıl sebep oldular? Hitler’den önceki geçiş kabineleri nasıl engellendi? • Albert Einstein’ı Almanya’dan ka...

Mukadderat
Oyuncu-yazar-yönetmen Erkan Kolçakköstendil’den sinematografik öyküler. "Bütün olan bitenleri, olmakta olanları ve gelecekte olacakları değiştirebilir misiniz?" İnsan, bütün hayat tecrübesine ve yaşam arzusuna rağmen bir şeye asla meydan okuyamaz: Ölüm. Ve insan, dilimlere ayırarak ölçtüğü anları toplayıp da Vakit denen mefhumun çemberinde dolandığından, yaşamak, başımızdan geçenlerin yükünü sisli bir ormana doğru taşımaya benzer. Vakit’in gelip gelmediğine, dolup dolmadığına karar verebilecek tek şey, tüm tecrübelerimize ve sınırsız ihtimallere rağmen, Mukadderat’tır. Bazen tazecik çiçekleri koparacak, bazen yaşlı ayaklara dolanacaktır. Ama hep, tam vaktinde olacaktır.

İnsanoğlu Ayağa Kalk
Devasa bir eser. David Icke, şok edici sırları ve bastırılmış bilgiyi ortaya çıkarmak için yapmış olduğu yirmi yıllık çalışmalarını bu müthiş kitabıyla pekiştiriyor. İnsanoğlunun ve "gerçek"in doğasının manipülasyonunu yeni anlayış seviyelerine taşıyor, insanların artık ayağa kalkıp, kendilerini beşikten mezara kadar sinsice kontrol altında tutan uğursuz aileler ve insan olmayan varlıkların elinden kurtarmaya davet ediyor. 1990'daki olağanüstü "uyanış"ından beri dünyadaki "keskin gerçek"leri dile getiren David Icke, yoluna bu kitapla devam ediyor. "Dünya"nın ve kolektif insan zihninin; ezelden beri, masum bir gök cismi değil, yapay bir yapı, muhtemelen içi oyuk küçük bir gezegen/bir planetoid veya devasa bir uzay gemisi olan "Ay"da barınan dünyadışı bir ırk tarafından manipüle edilmekte ol...

Fotoğrafçı
Fotoğrafçı, bir fotomuhabirin Sınır Tanımayan Doktorlar’la birlikte Afganistan’da yaptığı zorlu ve tehlikeli yolculuğunun bir kaydı. Hikâye, fotoğrafçı Didier Lefèvre’in, Sovyetler ve Mücahitler arasındaki savaşta parçalanmış olan Afganistan’a giden doktorlara katılmasıyla başlıyor. Böylece hiç bilmediğimiz bir halkı ve coğrafyayı tanırken, savaşın yaralarını tamir etmeye çalışan kadın ve erkeklerin uzun yürüyüşüne eşlik ediyoruz. Çok sayıda edebiyat ve çizgi roman ödülüne değer görülen kitap, Lefèvre’in fotoğrafları, Guibert’in çizimleri ve Lemercier’nin renkleriyle resmin, fotoğrafın ve edebiyatın nadir bir bileşimi.

Cıvata Kafa ve Diğer Tuhaf Vakalar
Eisner Ödülü – En İyi Kısa Öykü En İyi Mizahi Eser Victoria Devri’ne ait uçan makineler, mekanik bir kafa, mezar hırsızlıkları, hayaletler, cadılar, kuklalar, uzaylılar ve içinde paralel evren taşıyan bir şalgam. Bu kapağın altında adeta bir tuhaflıklar geçidi sergileniyor -ki aralarında Eisner ödüllü "Cıvata Kafa" ve "Sihirbaz ve Yılan" hikâyeleriyle birlikte, Hellboy’un yaratıcısının hiçbir yerde yayımlanmamış üç hikâyesi daha yer alıyor. "Cıvata Kafa, en başta bir oyuncak fikri olarak ortaya çıkmıştı. Ciddi bir fikirden ziyade, öylesine bir düşünceydi… Ama bir figür tasarımcısı olmadığım için bunu bir çizgi romana çevirdim. Ve sonunda tam da benim seveceğim bir çizgi roman yarattım. Başkalarının umursamasını bile beklemiyordum ama insanlar, bugüne kadar yaptığım en iyi iş olduğunu söyle...

Zihin Yalanları
Sosyal bilimler "Dünya, insanoğlunun tüm ihtiyaçlarını karşılar, ancak tüm hırslarını değil" der. Söylenen yalanlara, vaatlere, geleceğe inanma eğilimindedir insan. En çok da kendimize yalan söyleriz. Zihnimizin fark edemediği yalanlar çoğu zaman en basit olanlardır. "Toplum, karmaşık bir gerçeğe değil, basit bir yalana inanır" der geçen yüzyılın toplum kuramcılarından Alexis de Tocqueville. Bütün bu yalanların içinde işte size görmediklerinizi gösterecek bir kılavuz kitap... -Prof. Dr. Uğur Batı- Bizler kalbimizi ve sezgilerimizi bir kenara bırakarak kendimizi sadece zihinden ibaret sandık. Zihin ise uyanık olduğumuzu zannettirerek sürekli uyutuyor bizi. Rüyadayken rüyada olduğunu anlayamaz insan. Bu da öyle bir şey. Zihnimiz bizi bu denli yanıltırken peki öyleyse biz hangi hayatı yaşıyor...

Hazdan Bağımlılığa
Bağlılık ile bağımlılık arasında ne fark var? Teknoloji bağımlılık yapar mı? Eğlence, haz ve bağımlılık arasındaki sınır nedir? Seks bağımlılığı gerçekten var mı yoksa bir fantezi mi? Kadın Viagra’sı gerçekten var mı? Ne işe yarar? Alışveriş bağımlısı mısınız? Yeme bağımlılığı ile obezite arasındaki ilişki nedir? Çikolata, kariyer ve egzersiz de bağımlılık yapar mı? Enerji içecekleri ve elektronik sigara, bağımlılığın neresinde? Bonzai mi, esrar mı; sentetik mi, doğal mı? Hangisi daha zararlı? Tombaladan rulete, iskambilden iddia oyunlarına; oyun bağımlılığı nerede başlar? Beyinde bir bağımlılık merkezi var mı? Bağımlılıktan terörist nöronlar mı sorumlu? Bağımlılık genetik midir? Nasıl bağımlı oluyoruz? Bağımlılık riskiniz nedir? Bağımlılık bir hastalık mıdır? Tedavisi ne kadar mümkün? Bağ...

Likya - Işıklı Aşklar Ülkesi
“Levent Veziroğlu, muazzam bir tasvir yeteneği ve muazzam bir Türkçeyle, Anadolu anlayışlarını dilsel, dinsel, etnik unsurlar ve doğa çelişkileri üzerinden anlatıyor.”- Nebil ÖzgentürkPhaselis’ten başlayıp Knidos’a kadar uzanan coğrafyada, neredeyse her bir taşın hikâyesini öğrenmeye adamıştım ömrümü. Bilemediğim hikâyeleri de kendim yazarım demiştim. Ama hikâyeler, dinleyenlere, anlayanlar oldukça anlam ifade ederler. Çünkü aslında her hikâye, bazen tek bir dinleyiciye yazılmıştır.Anlatıcı kendi hikâyesinin peşine düştüğünde, yolu kırıklarla, yasaklarla, ikramlarla, acılarla ve dalgalarla dolu başka hikâyelerle kesişiyor. Dinleyici, onun tüm yolculuğu boyunca her inişte ve yokuşta, vuslatın aşkın katili olduğuna; aşkı, arzunun ve acının ayakta tuttuğuna inanıyor.

Olimpiyat Rüyası
Olimpiyata katılma öyküsü, bu rüyaya ulaşmak için yapılanlar, fedakârlıklar, zorluklar… Çok okuduk, çok seyrettik böyle masalları. Samiye Yusuf Ömer’inki bunların biraz ötesinde, muhtemelen en gerçek ve en etkileyici olanı. İçinde mülteciliğin zorlukları var, olimpiyat rüyası var, insani dram var, aşılması dağ gibi engeller var, etkileyici bir son da var… Çizen Reinhard Kleist’ın spora özel bir ilgisi var, çeviren Tanıl Bora ise Türkiye’nin spor ve çizgi roman kültürüne başlı başına katkı. Zor’un tanımını değiştirecek bir öykü bu. İmkansız’ın sözlük anlamına örnek olacak belki de. Siz spor diye okuyun, tarih epik masallar bölümüne kaydetsin.

Ölmeden Önce Gülmeniz Gereken 1000 Karikatür
İLK DEFA BİR KİTAPTA 1000 KARİKATÜR BİRDEN! Dünyaca ünlü çizerimiz M.K. Perker’in yıllardır Hürriyet gazetesinde yayımlanan karikatürleri içinden seçtiğimiz en komik ve orijinal 1000 karikatürü. Sait Faik’ten Darth Vader’a, taş devrinden modern çağın kadın-erkek ilişkilerine, gece yalnız televizyon seyretmekten, Starbucks’ta kuyrukta beklemeye, trafikte sıkışmaktan uzaya gitmeye kadar her tür gündelik hayat ve popüler kültür detayının karikatür marifetiyle tutulmuş bir şeceresi. Hem gülmeniz, hem kitaplığınız için.

Yazma, Yaratma ve Okuma Cesareti
Yazma nedenini tek bir şeye indirgememiz mümkün değil. Çoklu, parçalı ve bazen de yazarın kendisinin de anlam veremediği şeyler dünyasından ortaya çıkan bu istencin dışavurumu, her seferinde aklın sınırlarıyla açıklanamaz. Yazma serüveninde sezgi, nedensizlik ve bireyde var olan kör noktalar da işin içindedir. Tüm bu karmaşanın içinde bir dil serüveni olan "Yazma Cesareti" özel bir durumdur. Bu duruma tahammülü sağlayansa, bireyin kendini yazınsal olarak gerçekleştirme ve anlamlandırma çabasıdır. Uzun soluklu bir yolculuk olacağını hemen kestirebileceğimiz bu çabanın karşılığı, ancak iyi bir ürünün ortaya çıkmasıyla mümkündür. İyi ürünse daha ilk adımda "Yaratma Cesareti"nin doğal sonucudur. Ortalama bir metin okur için, iyi metinler ise metnin değeri için kurulur ve her iyi metin dilde de...