
Makineli Kafanın Hikâyesi
Unutulmuş bir yazarın zamanı aşan polisiye öyküleri ilk kez Latin harfleriyle okurla buluşuyor! İskender Fahrettin Sertelli nam-ı diğer Behlül Dânâ deyince aklınıza İstanbul’un Arsen Lüpen’i Ele Geçmez Kadri, Türk Polis Hafiyesi Yılmaz ya da Şeytan Hadiye isimleri gelmiyorsa çok şey kaybediyorsunuz. 1930’lu yılların popüler polisiye yazarı İskender Fahrettin Sertelli’nin daha önce Latin alfabesine aktarılmamış öykülerinin yer aldığı bu seçki, hayal dünyası karşısında şaşıp kalacağınız bu yazarla tanışmak için büyük fırsat. Çok yönlü bir sanatçı olarak daima üreten ve halkı aydınlatmaya çalışan, 1943 yılında henüz 48 yaşında hayata gözlerini yuman Sertelli’nin İngilizce "dime novel" olarak anılan, çok değerli araştırmacı yazar Erol Üyepazarcı’nın verdiği adıyla da "onparalık öyküler" türünd...

Kız Babası ve Kedi
Küçük bir kızın gözünden olağanüstü bir yaz tatili macerası... Altı yaşındaki Elfin’in harika bir hayal dünyası vardır. Yaşadığı gerçekler ile hayallerini birbirine bağlayarak kendi dünyasını her gün yeniden kurmaktadır. Anaokulunu bitiren Elfin bundan sonra abla olması gerektiğini bilmektedir, bu yüzden peri kızı olmayı geride bırakmalıdır. Hayatın zorlu aşamalarından birini gerçekleştirmek için küçük dünyasındaki herkese meydan okumak ve bir zafer kazanmak zorunda hissetmektedir. Yaz tatiline çıkarlarken bulduğu yavru kedi ile baş döndürücü bir maceraya atılır. • • • Bin bir çeşit çiçek var. Farkının nedeni tohumda saklı, açılması ise çevresel koşullara bağlı. Çocuklarımız da böyle. Erol Hızarcı bu romanında altı yaşındaki bir kızın hayal dünyasını çok güzel dile getiriyor. Doğuştan fark...

Bodrum ve Turizm Sevdam
Uğur Çilingiroğlu ve Hüseyin Ayaz (Ekim 2013, Bodrum) "Daha çok anlat" dedim. "Hoşuna gidiyor mu?" "Çok. Elimden gelse seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre hiç durmadan konuşurdum." "Bu kadar yola nasıl benzin yetiştiririz?" dedi. "Gider gibi yaparız" dedim. (Şeker Portakalı, Jose Mauro de Vasconcelos. Can Yayınları) Satır aralarında Bodrum sosyal hayatını ve turizminin kısa tarihini bulacağınız, çiftçilikten, turizme; yelken şampiyonluğundan, adalar arası Türk - Yunan dostluk elçiliğine uzanan bir yaşam öyküsü.

Kaderle Randevu
İstediklerin olmayınca "Kader böyleymiş, Allah nasip etmedi..." gibi söylemler sarf etmek, önüne defalarca gelen kısmetleri ve fırsatları yok saymaktır. Bu tavır, Allah’ın cömertliğini ve zenginliğini gölgelemekten başka bir şey değildir. Yaşadığımız hayat karmaşasında anın içinde gizlenmiş zenginlik ve güzellikleri kaçırıyoruz. Sen de anda kalmayıp yarın olma ihtimali olan şeyler üzerine odaklanır ve eline gelen fırsatları kaçırırsan bunun adı şansızlık ya da kadersizlik olmaz. Yaptığın ya da yapacağın tercihler kadar başarılı ya da başarısız, şanslı ya da şanssız olursun. Öyleyse ne yaptığını bilerek hareket etmek, doğru tercihlerde bulunmak, gelecek kaygısından arınmak seni güzel ve başarılı bir hayat inşa etmeye yöneltec

İki Rüya Dokuz Gerçek
Hakan Bıçakcı’dan, ürpertici, naif, neşeli, hüzünlü ve beynimizi yerinden çıkarıp tekrar takan bir roman. *** Gerçekçi düşler ve düş gibi bulanık bir gerçeklik algısı birbirine karıştı. Kontrol, televizyon kumandalarından, platonik aşkın dirilttiği tesadüfi umudun eline geçti. Yetişkinliğin yıllar süren karanlığında zamanın nasıl geçtiği anlaşılamadı ve zihin aradaki boşluklara girebilmek için direksiyonu gizemli bir yola, kirli ucuz bir otele, terk edilmiş bir lunaparka kırdı. Dışarıda ısıtmayan bir güneş, ıslatmayan bir yağmur, üşütmeyen bir rüzgâr vardı…

Babayani-zamansız Yazılar
Tevazu sahibi, görmüş geçirmiş, derviş insanlara eski dilde "Babayani" derlermiş. Nebil Özgentürk de bu kitapta, çok sevdiği "babayani"leri anlatıyor. Ayrıca ilk defa bu kitapta kendi öyküsüne, ilk gençlik yıllarından ilginç anekdotlara, dikkate değer aile öykülerine, şaşırtıcı tanıklıklarına ve yaşarken ayakta kalmaya dair ipuçlarına yer veriyor. ___ "Nebil Özgentürk, Türkiye’nin ‘masumiyet çağı’nın belgeselcisidir. O, ‘kültür tarihimize kayıt düşen adam’ olarak anılmayı çoktan hak etti." Zülfü Livaneli "Nebil Özgentürk, bir arkeoloğun birikimi ve titizliğiyle, kalemiyle kazıyor insan öykülerini. Bir ressam olsaydı, bitti diye atılan boya tüplerinde kalan renklerle yapardı resimlerini. Bir heykeltıraş olsaydı, önünde model olarak duran insanın heykelini yapmak yerine, taşın içindeki insan...

Süslü Hatıralar Sahnesi - Ruberu
– Zaman ötesi rüyalarda gezenlerin kitabı – Bir ruha sıkışmış iki cisim, bir paranın iki yüzü gibidir; yazıyla tura, hayalle gerçek. Biri olmadan, diğeri de olamaz. Biri kaybolursa, diğerini de kaybedersin. Erre, aynı rüyayı gören iki kardeşin adıdır ve Nevırmor, hayat denilen, zamandan uzun bir rüyanın hem kahramanı hem de tanığıdır. İsmail Güzelsoy, kardeşliğin dokunulmaz ve mahrem güzelliğindeki yaraları açıyor. Kırgınlıklar, feragatler ve ihanetler arasında asla soğumayan ama hiddetten şefkate sürekli yer değiştiren sevginin gücüyle neşelendirip hüzünlendiriyor.

Aşk Kuantumu
Rumi dedi ki "Ben ol ki, aşkı anlayasın!!!" Hadi siz sizde olun ki ‘aşkı anlayın’!!! Kapınız çalınıyor olabilir ama hala niye kapınızı açmakta tereddüt ediyorsunuz? Korkuyor musunuz? "Eyy cümle atlasın sultanı, sen beni duydun mu ki!" Ben bende değilim ki duyayım!!! "Yangındım yakmaktan korktum Seldim boğmaktan... Rüzgardım durdum. Üşür diye... Çığlıktım sustum... İlla sustum! Gitme dedim, gidemedim!.. Çatal çatal yüreğime saplanırken ağlamadım. Sar dedim, soramadım!.. Zor zor yüreğime bakarken eğilmedim." Beni sevmiyor zannettim... Yalnız hissettim!.. "Aşk! Baktığın bana layık mıyım? İşte tam da bundandır, gözlerindeki aşka utanıyorum. Ey, aşk, acına layık mıyım? Ki tam da bundandır, bendeki aşkına doyamıyorum! Hem de arsızca hem de acımasızca..." Özlemekten yoruldum!.. "Dedim ya, mutlulu...

Ne Oralı Ne Buralı
Çeşitli sebeplerle Amerika’ya göçmüş ve yaşamını orada sürdüren kadınların hikâyeleri, hiç bu kadar içten anlatılmamıştı.Uzun yıllardan beri ABD’de yaşayan Işıl Öz, 35 kadınla bir araya gelerek onların deneyimini bazen gözleriniz dolarak bazen gülümseyerek okuyacağınız bir kitapla Türkiye’deki okurla buluşturuyor. Birincil ağızdan dinlediğimiz acı tatlı hikâyeler bir ABD panoraması çizerken, okyanusun diğer tarafına göç etmek isteyen gençlere de bir rehber olma niteliği taşıyor.Ne Oralı Ne Buralı, ABD’de bir göçmen olarak yaşamanın tüm ayrıntılarını bulabileceğiniz ufuk açıcı bir araştırma kitabı. Kitapta hikâyelerini okuyacağınız kadınlar, bugünün ABD’sine dair son derece içeriden bilgilerini ve uzun yıllara yayılan deneyimlerini paylaşırken Türkiye’nin güncel politik durumuna dair hisler...

Güle Güle Kötü Kız
"Ölülerin de yarım kalmış işleri olabilir..." On altı yaşındaki Echo Stone, karanlık bir odada soğuk terler içinde uyanır. Nerede olduğu ya da oraya nasıl geldiği hakkında hiçbir fikre sahip değildir. Fakat çok geçmeden, sorunlu çocuklarla dolu bir yetimhane olan Aradaki Ev’de olduğunu öğrenir. Oysa o bir yetim değildir ve ailesi hayattadır... Echo, bunu herkese açıklasa da onu kimse dinlemez. Korku ve gerilim dolu bu yolculuk sizi bir girdaba sokarken tüyleriniz ürperecek.

Neosis (1) - Atalar Diski
80’lerin Türkiye’sinde, paranormal olayları araştırmak üzere NOESIS Enstitüsü adında bir araştırma merkezi kurulur. Enstitünün genç araştırma ekibinin ilk görevi, Türkiye-Bulgaristan sınırında düşen bir Türk jetiyle ilintili olduğu sanılan gizemli ışıkların sırrını çözmektir. Ekibe gönülsüzce katılan Zeynep, çok geçmeden kendini büyük bir gizemin tam ortasında bulur. Belki de evrenin sırlarını çözmek için önce kendi içindeki sırrı açığa çıkarması gerekmektedir. Gizemli ışıklar, antik mezarlar, kadim sırlar, psişik güçler, çeşitli türlerde yakınlaşmalar… Tolga Hırsova’nın incelikli çizgileriyle bezenen, NOESIS serisinin ilk kitabı Atalar Diski, sizi Soğuk Savaş yıllarının Türkiye’sinde benzersiz bir bilim kurgu macerasına çıkarıyor.

Asi Delikanlılara Uykudan Önce Hikayeler
Alan Turing - Albert Casals - Albert Einstein - Albert Espinosa - Andre Agassi - Antoine de Saint-Exupéry - Barack Obama - Bill Gates - Bobby Fischer - Charles Darwin - Che Guevara - Dalay Lama - Félix Rodríguez de la Fuente - Haile Gebrselassie - Harry Houdini - Harvey Milk - İkbal Mesih - Isaac Newton - Jacques – Yves Cousteau - Jamie Oliver - John Lennon - Jules Verne - Kelvin Doe Kílian - Jornet Leonardo Da Vinci- Lili Elbe - Lionel Messi - Louis Braille - Ludwig Van - Beethoven - Mahatma Gandhi - Martin Luther King - Mesud Hasani - Nelson Mandela - Nikola Tesla - Oskar Schindler - Paul Poiret - Pedro Duque - Primo Levi - Rudolf Nureyev - Roald Amundsen - Sebastião Salgado - Shigeru Ban - Stephen Hawking - Steve Irwin - Steven Spielberg - Tenzing Norgay -

Aykırı Beyinler Acayip İlişkiler
Her şeyin daha fazlasını istemek ya da her şeyin daha büyüğüne sahip olmak arzusu bir yaşam amacına dönüştüğünde sadece tüketmeye odaklı bir reflekse neden olur ki bu da günün sonunda yıkıma, doyumsuzluğa ve mutsuzluğa yol açar. İlişkileri de tüketir, düşünceleri ve hisleri de... Oysa hayat basitleştiğinde kolaylaşır... Eldekinin kıymetini biliyor olmak çok değerli... Yeni kuşak ile "kıdemli" kuşak arasındaki uçurum özellikle bu açıdan giderek genişliyor. Akıllı toplumlar, yaratıcı, "aykırı" beyinleri ve kadınları el üstünde tutuyor, çünkü geleceği onlar şekillendiriyor. Diplomat, işadamı, yazar Mehmet Öğütçü, Aykırı Beyinler, Acayip İlişkiler’de kafamızı meşgul eden onlarca soruya yanıt arıyor, kişisel deneyimleri ışığında telkinlerde bulunuyor.

Bir Tabu Meselesi
"Yazarlar için tabular, her zaman üzerine gidilmesi gereken konular olmuştur. Toplumun sessiz kabulü illa ki doğruyu yansıtmaz. İşte o zaman bir yazara düşen görev, vicdanın sesi olmaktır. Bu kitap da yazarlık okulu katılımcılarımızın çıkardıkları ortak bir ses olarak ayrı bir öneme sahip." – Gülşah Elikbank "Bu hikâyelerde umudun ve aşkla yazmanın izleri var. Yeni sorular sordurtma heyecanı da... Görmek ve duymak gerekiyor." – Mario Levi "Tabular, bize düşünmememiz salık verilen mor inekler gibi... İstemsizce meşgul ediyorlar zihnimizi. Üzerlerine düşünüp bir şeyler yazdığımızda ise onları adeta tasnif edip paketleyerek raflarına koymuşuz misali terk ediyorlar gündemimizi. Affetmek, başkasından çok kendimize yaptığımız bir iyilik... İyileşme sürecimizin bir aşaması. Bu iki temanın harmanl...

İyilik Sende
"Bulaşmasından korkmayacağınız tek şey, iyilik olsun." Kilodan selülite, kronik yorgunluktan dinmek bilmeyen ağrılara, uyku sorunundan sivilcelere kadar bedensel boyutta yaşadığınız sağlık şikâyetlerinin yanı sıra, depresyon ve kaygı bozukluğu gibi ruhsal ve zihinsel sıkıntıların çözümüne yönelik, bilimselliği kanıtlanmış yüzde yüz etkili pratik tarifler... Sağlıklı yaşamanın tüketilen yiyeceklerden uyku düzenine, kullandığımız kozmetiklerden giyeceklerimize kadar bir tercih değil, hayat tarzı olması gerektiğini anlamış ve bunları uyguladıkça, kendini bedenen ve ruhen ne kadar iyi hissettiğini deneyimlemiş biri olarak kaleme aldığım bu kitapta zihinsel, bedensel ve ruhsal olarak iyi olmanın uzunca bir süredir kendimde uyguladığım ipuçlarını bulacaksınız... Klinik aromaterapist ve bütünsel ...

Pyongyang - Kuzey Koreye Bir Yolculuk
"Pyongyang, son 20 yılın en değerli grafik romanlarından biri." Vulture "Joe Sacco’nun Filistin’ini, Marjane Satrapi’nin İran devrimi sonrasını anlatan Persepolis’i takip etmişti. Şimdi de Guy Delisle’in Kuzey Kore’de geçirdiği günleri anlatan çizgi romanı aynı geleneği sürdürüyor." The Guardian "Guy Delisle, çizgi roman dünyasında sıra dışı bir yıldız." Star Tribune "Pyongyang, bir korku paranoyasından ziyade neşeli bir seyahatname." The Hollywood Reporter

Ben Değerliyim Çünkü
Her insan, en mükemmel şekilde bilge bir kişilik olarak doğar. Bilge doğdun 1’de kirlendin, 2’de korkmayı öğrenip kendine engeller koydun, 3’te yapamayacağına inandın, 4’te ben değersizim, 5’te ben yetersizim dedin ve bilge doğan seni öldürmeyi başardın. Yaşadığın tüm korkularının, aşk acılarının, yapamam, başaramam, benden olmaz demelerinin nedeni 0-5’tir. Açmazlarını açacak, olmazlarını olduracak, eksik kalan her yanını tamamlayacak olan 0-5’tir. 0’dan 5’e yok ettiğin hayatını 5’ten 0’a var etmeye var mısın? Ben değerliyim ben yeterliyim, birçok bilinmezin gün ışığına çıkmasını, hayatla barış anlaşması yapmanı sağlayacak, yaşamakta olduğun hayatta, nedenini bilmediğin onlarca sorunla yüzleşmeni ve bu sorunlardan beratını almanı sağlayacak muhteşem bir eser.

Headbang 4
Rock ve metal kültürünün en önemli yayınlarına imza atan ekipten arşivlik bir kitap serisi. *** "Jinjer’laysan her şeye hazırlıklı olmalısın! Kendimizi türlere, tarzlara ya da başka herhangi bir şeye göre asla sınırlamayacağız." – Eugene Kostyuk (Jinjer) "Biz müziği kendimizi ifade etmek için yapıyoruz, birilerini etkilemek için değil!" – Michael Amott (Arch Enemy) "İniş çıkışları var yaptığımız müziğin. Bunu bir pizza gibi düşün. Metal müzik pizzanın hamuru. Klasik müzik vs. gibi öğeler de üzerindeki malzemeler." – Asis Nessari (Haggard) "Çok kasmadan, zorlamadan, akrobatik şeyler yapmaya uğraşmadan, keyif aldığımız müziği yapmaya ve de onu düzgünce çalmaya çalıştık. Melodik yapıyla ilişkili olarak, çok yormayan, punk-metal gibi bir şeyler çıktı ortaya. Aşk, seks, anarşi, hüzün ve eğlence...