
Kuyruk Bilimi
Bilim ve sanatın yaratıcılığı gizlenmiştir bu kitapta. Okuyarak, görerek ve tebessüm ederek anlayacaksınız yaşam ağacının sırlarını ve başkalarına anlatacaksınız. Yaşam ağacının kökten temiz suyla beslenme şartını, insanların niçin birbirlerine "Kuyruğunu dik tut" diye tavsiyede bulunduğunu, ölen bir vatandaş için niçin "Kuyruğu titretti" dendiğini, kuyruk acısının, kuyruk sallamanın aslında ne olduğunu anlayacak ve anlatacaksınız. Ruh sandığımız uçucu kavramın kuyruktan gelen karmaşık enerjilerin tercüme hatası olduğunu, ruhun kuyruk olduğunu şaşkınlıkla anlayacaksınız...

İçindeki Bana Dokun
Aslolan yola çıkmaktır. Arkanda gölgen kan ter içinde kalıyorsa sana yetişmek için, sen yolunu çoktan bulmuşsun demektir. Ertelemek, erken ölümdür biraz da. Ya akıntının yönünü değiştireceksin ya da akıntıya kapılacaksın. Bir şey yapmalısın, bir şey, tam da şimdi, şu anda, adı ne olursa...

Duvar
Mezar taşları gibi yükselen binaların arasında hapsedilmiş ve geçmişinin gölgesinde kaybolmuş yabancı, bir gün eroin bağımlısı bir kızla tanışır ve birbirlerinin özgürlüklerini sorgularken soluğu direnişte alırlar. Yabancı, evini –sıcak ve rahat hapishanesini– direnişçilere açar, ancak ilerleyen günlerde bir polisi yaralayarak şiddetin çıkmaz döngüsünde esir düşer. Geriye hesaplaşması gereken sevdikleri kalır. Ve tırnaklarıyla teker teker kazmaya başlar mezarlarını. Hâlâ hayatta, ancak can çekişmekte olan ağabeyini de gördükten sonra…Aytuğ Akdoğan’ın ağırlıklı olarak bilinç akışıyla kaleme aldığı ve noktalama işaretlerini gönlünce değiştirip kendi şiirsel diliyle birleştirdiği bu psikolojik romanında, her bir parça, olaylar geliştikçe bütündeki yerini bularak anlamlarını kuvvetlendiriyor. ...

Bir Tutam Aşk
Gelme artık hiç kurusu!Yollarının bittiği yer, benim çoktan defolup gittiğim yer çünkü…Evet, evet en iyisi bu ve …ben çok daha iyilerine layığım.Hı hı aklın bende kalır ve muhakkak, kendime çok iyi bakarım; yoo üzülecek falan değilim, ah tabii ki biliyorum kim böyle olsun ister ki?Oldu o zaman, hadi severek ayrıldık diyelim, öyle olsun. Çok öpüyorum geçmişimizin en can alıcı yerlerinden.

Yalnızlık Sek İçilir
Küskün değilim sana, kızgınlığım da geçti, ama kırgınlığım geçer mi bilmiyorum.Biz yalancı baharlara inanıp açan iki çiçeğiz, papatya mevsimine aldanıp, fallara kanmışız o kadar. Ne kadar kuru ayaz varsa hepsine dayanmış, hafif bir sonbahar rüzgârıyla solmuşuz.Şimdi faydası olmayan teselliler aldım yüreğime, bir adım sonra nereye gideceğim, onu bile bilmiyorum.Bildiğim tek şey, kelimelere dökemediğim duyguların efendisi olduğun.“Aşkı tanıdım, yaşadım ve yanıldım... Sen de oradaydın”

Sadakatsiz Kadınlar
Bu kitap bir psikiyatristin, uzun yıllar sonucu biriktirdiği deneyimler ve çözümlemelerden oluşmaktadır. Bu kitaptaki kadınların öykülerini hayretler içerisinde okuyacaksınız. Bu kadınlar cinselliği aşırı ve kontrolsüz yaşıyorlardı. İçlerinden gelen isteği bir türlü kontrol edemiyorlardı. Adeta frensiz bir araba gibiydiler. Yeni erkekler, yeni ortamlar, yeni şeyler denemek... Sürekli olarak haz peşindeydiler. Cinsel fantezilerde sınırları yoktu, doyumu en uç noktalarda arıyorlardı. Aynı günde ya da aynı anda kaç erkek olduğu fark etmiyordu. Yeter ki istesinler, onları şehvetlerini yaşama konusunda hiçbir şey durduramıyordu. Ne yazık ki, tek erkeğe bağlı kalamıyorlardı. Hayatlarına giren tüm sevgililerini ve kocalarını defalarca aldatmışlardı. Başlarına gelen birçok belaya rağmen, şehvet do...

Renkli Kalem
Aşk "kaos"tur, "huzur" değil...Çocukluk ya da gençlik aşkının peşine düşenler... Yıllar önce bir kez görüp unutamadığı "hayatının aşkını bulmaya çalışanlar... Hepimizin gönlünün derinliklerinde bir "yarım kalmış aşk" vardır. Eski sevgiliden farkı; gözümüzdeki yerinin Mecnun’a, Ferhat’a denk düşmesidir. Çünkü onun etten kemikten oluştuğunu idrak etmeye fırsatımız olmamış, dolayısıyla arşive kahraman olarak kaldırmışızdır. Onunla ilgili hayallerimiz o gün donmuştur. Kırıklığa dönüşmeden... Ama insanoğlunun isteği bu değildir. Tadında bırakmak diye bir eğilimi yoktur. Tarihinde görülmüş şey değildir. İlla tüketecektir! Elinde solmuş bir fotoğrafla yollara düşmesi bundandır. Onu bulacak ve bokunu çıkaracaktır! Pakize Suda bu kitapta aşka, hayata, ayrılığa, evliliğe, kadına ve erkeğe meydan oku...

Redhack
Redhack Manifestosu.."Bak beyim, sana iki çift lafım var. Koskoca adamsın. Paran var, pulun var, her şeyin var. Binlerce kişi çalışıyor emrinde. Yakışır mı sana ekmekle oynamak? Yakışır mı bunca günahsızı, çoluğu çocuğu karda kışta sokağa atmak, aç bırakmak? Ama nasıl yakışmaz. Sen değil misin öz kızına bile acımayan, bir damlacık saadeti çok gören. Anlamıyor musun beyim, bu çocuklar birbirini seviyor. Ama ben boşuna konuşuyorum. Sevgiyi tanımayan adama sevgiyi anlatmaya çalışıyorum. Hıh. Sen büyük patron, milyarder, para babası, fabrikalar sahibi Saim Bey. Sen mi büyüksün? Hayır, ben büyüğüm, ben, Yaşar Usta. Sen benim yanımda bir hiçsin, anlıyor musun, bir hiç. Gözümde pul kadar bile değerin yok. Ama şunu iyi bil, ne oğluma ne de gelinime hiçbir şey yapamayacaksın. Yıkamayacaksın, dağıta...

Öteki İslam
Tayyip Erdoğan neden Ergenekon’un savcısı da, 12 Eylül’ün değil? Susurluk’a tepkide "mum söndü ayini" bulanlar, neden Ergenekon’a tepki bekliyor? Ilımlı İslam projesi ile "ılımlı laiklik" arasında nasıl bir ilişki var? 12 Eylül’den sonra toplumun hızla İslamileşmesinin sırrı ne? Cemaatler nasıl bu kadar hızla büyüdü ve bu kadar etkili hale geldi? Ak çocuklar nasıl bir ortamda gelişti? Devlet ılımlı İslam projesinden ne zaman ve neden vazgeçti? Devletin din operasyonu kimler tarafından planlandı ve kimler eliyle uygulandı? Psikolojik harp ne, kim kime karşı savaşıyor? Avrupa neden Türkiye’nin muhafazakârlaşmasını istiyor? Türkiye’nin son otuz yılını planlamaya çalışanlar kontrolü ne zaman ellerinden kaçırdı? Bu kitap, başlama vuruşu 12 Eylül’de yapılan ve Türkiye’nin son otuz yılını şekille...

Ölümcül Tahterevalli
Bu kitapta, ASALA ile PKK arasındaki ilişki çarpıcı biçimde gözler önüne seriliyor. Yazarın, hem yeni kaynaklardan edindiği bilgiler hem de kamu hizmetinde yaşadıklarından kesitlerle ortaya koyduğu bu çarpık ilişkiler, gerek tarihi boyutuyla, gerek günümüze varan uzantılarıyla ele alınıyor. Ermeni ve Kürt sorununa farklı bir bakış açısı getiren Ercan Çitlioğlu, bizlere, terörizmle mücadele için silah kadar, bilgiye ve tarih bilincine sahip elmamız gerektiğini de gösteriyor. Önsözünü, Asam Başkanı Emekli Büyükelçi Dr. O. Faruk Loğoğlu’nun yazdığı bu kitapla, "Asala’yı kim bitirdi?" tartışmasına da son nokta konuluyor. Kitabın sayfalarında ilerlerken, Fransa’da, Asala’ya karşı yapılan operasyonların ayrıntılarını da öğreniyorsunuz. Bir başka ilginç bilgi ise Abdullah Çatlı hakkında. Kitapta,...

Küresel İhanetin İçyüzü ve Arap Baharı
Emperyalistler, devrimleri ve devrimcileri düşman sayarlar. Bu nedenle emperyalistler her ülkede karşıdevrimcilerle işbirliği halinde isyanlar çıkartıp ülke düzenlerini kendi çıkarlarına uyumlu hale getirmeye çalışırlar. Cumhuriyet devrimlerine başkaldıranları emperyalistler destekliyorlardı. Günümüzde de ‘Turuncu Devrimler’ ve ‘Arap Baharı’nın arkasında ‘Küresel Çete’nin parmağı var... İslam coğrafyasına ve dinine yönelik tarihin yaşadığı en büyük ‘karşıdevrim operasyonu’, ABD’nin çıkarına uygun olabilir. Ancak bazı bahanelerin ardına sığınarak bu ‘küresel hıyanete’ ortak olup, Atatürk Cumhuriyeti’ne saldırmak İslam’la bağdaşmaz... Ama işbirlikçiler bir yana, hâlâ ABD’nin Irak işgaline katkı vermediğimizden yakınan NATO’cu eski genelkurmay başkanları var. Sonuç ortada: Demokrat Parti (DP)...

Kozmik Şakacı
Dikkat Dikkat!!! Kozmik Şakacı Sizi Her An Ziyarete Gelebilir... Öylesine olaylar vardır ki, mantık ve akıl çizgisinde anlamlandırmak mümkün değildir. Sanki yaşamın bilinen katı gerçeklerinin ötesinde bizlerle alay eden bir güç bulunmaktadır. Biz buna kozmik şakacı diyoruz. Şakacı, tatlı dilli bir baştan çıkarıcıdır; aylaklığı ve başıboşluğu sever. Öncelerde yeterince zeki değildir, hissizdir, eğlenceyi sever ve yaratıcılığı yoktur. Sanki Kozmos’un büyüleyici dolandırıcısı veya dayanılmaz çapkınıdır. Eski Yunanlılara göre, ışık parmaklı müjdeci ve büyücü Hermes, Mısırlılara göre iyi şans ve gülme Tanrısı Bes, Maorilere göre ilk insan ve seksüel zevkin fallik simgesi Tiki Şakacı’yı simgeler. Kozmik Şakacı kimi zaman kendini tavla oynarken rakibinizin 6 kere üst üste altı altı atması şeklind...

Komşunuz Mehmet
Beni tanıyorsunuz. Hani şu karşıki apartmanda oturan, 33 yaşında, reklamcı olduğunu mahallenin bakkalı Yavuz’dan öğrendiğiniz, arabasını en münasebetsiz yerlere park eden çocuk. Bazı geceler neden hiç evimde ışık olmadığını, bazen de sabah kadar neden sönmediğini merak ediyorsunuz. Nerden biliyorsun derseniz, biliyorum çünkü sizde öyle meraklı bir tip var. Zaten benim amacım, az da olsa sizin merakınızı gidermek. Yoksa ne diye zahmet edip bu kitabı yazmakla uğraşayım?1977 yılında, lüzumsuz sıcak bir Haziran gecesinde doğdu. Ailenin ikinci erkek çocuğu olduğundan mıdır bilinmez, çocukluğu boyunca pek şımartıldı. Gezdi, oynadı, yabancı öğretim aldı derken kadınlara aşık olunabileceğini keşfetti. Gayet safsalakça aşık olduğu kadınlardan hayatının ilk tecrübelerini öğrendi. Belli bir süre hayt...

Kimi Terk Ettiysem Unutamadı
Aşk, sigara gibiydi... Ama erkeğinin içtiği sigarayı, hiçbir zaman dudaklarında hissedemedi yazık ki! Sadece dumanıyla yetinmiş, izmaritler basılmasına izin vermişti tüm vücuduna. Pasif içtiği aşkla verem olmuştu sonunda, fazladan bir izmarit daha basılacak yer kalmadığında. Güzeller güzeli Damla Öylesine özverili, öylesine almadan vermeyi erdem bilip, öylesine karşılıksız sevmişti ki, hep daha fazlasını istemişlerdi. Nasılsa hiç gitmeyeceğini düşünmüşlerdi. Ama sonunda her kadın, "kendinde kalmak" için gitmez miydi? Ve Mehmet Son ukdesiydi, yaban aşkların tırnak izleriyle eskiyip yenileyemediği bedeni. Biliyordu, bir gün dualarındaki kadının, el ayasıyla sevip aşındıracağını, zamanla kapatacağını vücudundaki tüm yaban çiziklerini. Birinin kimsesi yoktu, diğeri kalabalıktı. İkisi de çok ya...

Kızıl Güneş
"Her neyin çok fazlasına sahip olursan, sonunda ondan mahrum kalırsın." dedi mırıldanarak. "Benim sonsuzluğa yakın anılarım, binlerce hayatım, yaşayan bütün insanların toplamından daha fazla acım ve sevincim var." "Yani anlayacağın, yaşlı çocuk: bunların hepsini kaybettim ben artık. Geri kazanmak içinse tek yapmam gereken, bütün varlığımı yok etmek!" Anti-kahraman tanımı bu kitapla yeniden yazılıyor. Rematonia Evreninin tarafsız Avcısı, Lilith ve Iasus’un belalısı, ırkının ilk ve tek temsilcisi Dhampire ile Rematonia devam ediyor! "Zaman ve mekanın sınırlarında bir hikaye." -Hürriyet- "Efsanelerin yeni efendisi." -Sabah- "Aşkın tehlikeli yüzleriyle örülü, sürpriz üstüne sürpriz yaşatan bir kurgu..." -Kahraman Tazeoğlu-

Kırk7
40’lı yaşlardaki kadınlar... Baş döndürücü, baştan çıkarıcı, baştan çıkarılıcı... Ama vaatkâr, davetkâr! "Ve Allah kadını yarattı."1960’lı yıllardı. Allah kadını, Brigitte Bardot’un bedeninde yaratmıştı. Yaratılan kadın 20’li yaşlarındaydı. Aradan 50 yıl geçti. Ve kadın yeniden yaratıldı. Bu defa 40’lı yaşlarındaydı.Yirmi birinci yüzyılın ilk büyük keşfi 40 yaş kadını oldu. Ama keşfedilen şey, bir kadının hayatındaki en önemli 10 yıl değildi. Otuzlu yıllarla başlayıp, 50’li yılların sonuna kadar devam eden 30 yıllık bir süreydi keşfedilen. Ve bu kadını, kadın yarattı. Birincisi naifti. Farkında değildi. Erkeğe amadeydi.İkincisi bilinçli. Farkında ve erkek ona amade.Juliette Binoche 40’lı yaşlarında yaşadığı hayatı anlatırken şunu söylüyor:"Bu bir çölü baştan sona geçmek gibi bir şey. Öneml...