
Rahip Cinayetleri
Türkiye’nin son 5 yılına damgasını vuran milliyetçi çıkışlı, din motifli cinayetlerin bu topraklardaki tarihi 200 yılı buluyor. Bu kitap, işte 200 yıllık butarihi arka plandan hareketle Anadolu topraklarındaki misyonerlik faaliyetlerine, onların orta-uzun vadeli planlarınaparalel olarak egemen devlet erkinin meşru-gayrimeşru geliştirdiği karşı önlemleresomut olaylar üzerinden mercek tutuyor.Kitap, misyonerler ve gayrimüslimlere paralel olarakAnadolu Alevilerinin de benzer amaç ve yöntemlerle hedef seçildiklerine, pek çoğu kamuoyuna ilk kez yansıyan detaylarla dikkat çekiyor. Kitabın asıl iddiası, 23 yılık gazetecilik hayatı hep dosya inceleyip, olayları analiz etmekle geçmişyazarın kaleminden Malatya-Trabzon-İskenderun eksenindeki rahip cinayetlerini aynı 200 yıllık perspektif üzerinden, t...

Tabağımızdaki Şeytan
Tabağınızdakilere Artık Eskisi Gibi Bakamayacaksınız!Yaşayan organizmaların kuralsız serbest ticareti, giderek artan mobilite ve şehirlerin kalabalıklaşması alt alta toplandığında dünyayı, üzerinde yaşayan 6.5 milyar insan için patlamaya hazır bir bomba haline getiriyor. Bu kitap, Belçika’da ortaya çıkan Taylandlı bir kuş kaçakçısının, kıtanın akşam yemeğini neredeyse yarım gün içinde mahvedebileceğini, Wyoming’deki kovboyların neden Batı Nil Ateşi ile karşı karşıya kaldıklarını ve koleranın nasıl olup da sadece yedi salgınla dünyanın tüm sularını egemenliği altına aldığını açıklıyor. Tabağımızdaki Şeytan, zengin anlatımıyla, istikrarsızlığa, kararsızlığa ve kapımızın eşiğindeki biyolojik teröristlere karşı aydınlatıcı bir rehber. "Yöneticiler, dünyadaki uyuşturucu trafiği hakkında endişel...

Ortadoğu’da Kanlı Bahar
Türkiye’de Ortadoğu denilince ilk akla gelen isim usta gazeteci Hüsnü Mahalli’den uzun yıllar hafızalara kazınacak bir kitap. Son dönemdeki gelişmeleri bu kitabı okumadan değerlendirmeyin....İşte, deneyimli bir gazetecinin kaleminden Arap Baharı:Gerçek amaç demokrasi değil, İslam’dır.Daha dindar bir Türkiye geliyor.Ortadoğu’da yeni ’Kıble’ Washington.Modellerden model seç: Türkiye, Mısır ya da Pakistan!Artık generaller de camiye gidecek.Müjdesini Wikileaks vermişti.100 yıllık yeni Büyük Oyun’da 2.Cumhuriyetler gerek.Suriye düşmeden Arap Baharı yaz olur.Araplar Cumhuriyet’ten bu yana Türkiye’de yaşanan Laik-İslamcı tartışmaların tümünü şimdi yaşayacak...Ortadoğu’yu en iyi bilen gazetecilerden Hüsnü Mahalli, Ortadoğu’yu uyumlu İslam’la yeniden fethetme girişimlerine farklı bir pencereden ışı...

Kırk7
40’lı yaşlardaki kadınlar... Baş döndürücü, baştan çıkarıcı, baştan çıkarılıcı... Ama vaatkâr, davetkâr! "Ve Allah kadını yarattı."1960’lı yıllardı. Allah kadını, Brigitte Bardot’un bedeninde yaratmıştı. Yaratılan kadın 20’li yaşlarındaydı. Aradan 50 yıl geçti. Ve kadın yeniden yaratıldı. Bu defa 40’lı yaşlarındaydı.Yirmi birinci yüzyılın ilk büyük keşfi 40 yaş kadını oldu. Ama keşfedilen şey, bir kadının hayatındaki en önemli 10 yıl değildi. Otuzlu yıllarla başlayıp, 50’li yılların sonuna kadar devam eden 30 yıllık bir süreydi keşfedilen. Ve bu kadını, kadın yarattı. Birincisi naifti. Farkında değildi. Erkeğe amadeydi.İkincisi bilinçli. Farkında ve erkek ona amade.Juliette Binoche 40’lı yaşlarında yaşadığı hayatı anlatırken şunu söylüyor:"Bu bir çölü baştan sona geçmek gibi bir şey. Öneml...

Hamas’ın Oğlu
Musab Hasan Yusuf Hamas lideri Şeyh Hasan Yusuf’un oğluydu. Hamas’ın kurucularından ve en sevilen liderlerinden olan babasına yıllarca siyasi faaliyetlerinde yardımcı oldu. Küçüklüğünden beri korkunç terör örgütü Hamas’ın iç yüzünü bilen Musab, babasının veliahtı olarak onun politik gücünü ve örgüt içindeki statütüsünü devir almak üzere yıllarca eğitilmiş ve hazırlanmıştı. Fakat her şey Musab’ın başka bir Orta Doğulu liderin öğretilerini benimsemesiyle değişti. Ve o teröre, şiddette sırtını döndü.Hamas’ın Oğlu isimli bu eserde ismini Josef olarak değiştiren Musab Hasan Yusuf dünyanın en tehlikeli terör örgütü hakkında bilinmeyenleri, örgütteki rolünü, ailesi ve anavatanından kopmanın ona verdiği acıyı, Hıristiyan öğretisini kabul ederken aldığı riskleri ve artık inandığı "Düşmanlarını sev,...

Yeni Soğuk Savaş
Dışarıdan her şey güllük gülistanlık gibi görünse de Soğuk Savaş, dünya gündemine yeniden oturdu. Batı, sivil güçleri ve azımsanmayacak miktarlarda akıttığı para ile Avrasya’yı yeniden şekillendirmeye çalışırken, Kremlin, bu yolun her adımında Beyaz Saray’la bir kez daha karşı karşıya geliyor.Sovyetler sonrası dönemde siyasetin dehlizlerinde yapılan kapsamlı bir inceleme ve araştırma sonucunda kaleme alınan bu kitapta, renkli devrimlerin sırrı tüm çıplaklığıyla ortaya konuluyor. Resmi olarak tarafsız görünen Batılı organizasyonları aslında kimlerin yönettiği ve ne gibi amaçlar peşinde oldukları da gözler önüne seriliyor. Örneğin, 2004’teki Turuncu Devrim sırasında Amerikan vergi mükellefleri tarafından beslenen USAID’in büyük destek verdiği ABD-Ukrayna Vakfı’nın başında Ukrayna Devlet Başk...

Dünya Nasıl Yönetilmeli
Neocon’ların yeni yüzü olan Parag Khanna’dan, bölgemiz ve dünya hakkında çok çarpıcı tahliller..."Bugün İslam 7. ve 8. yüzyıllardaki hızıyla yayılmaktadır. İslam Mısır ve Lübnan gibi ülkelerde siyasi ve sosyal amaçlar taşımaktadır. Bu ülkelerde Hizbullah ve Müslüman Kardeşler Örgütü hem cemaat hem de siyasi partiler olarak çalışmaktadırlar.""Bazı ekonomistlere göre mali krizi en kolay atlatacak gruplar Müslüman, Katolik ve Yahudiler gibi nüfus artış oranları yüksek, cemaat içi finansman ve üyeleri arası karşılıklı güvenin yüksek olduğu toplumlar olacaktır.""Sivil Toplum Kuruluşları ve firmalar bulunduğumuz Modern Ortaçağda yeni bir sömürgecilik hareketi başlatmışlardır.""Şu anki haritaların kaderimiz olması gerekmez. Dünya haritasındaki sınırlar düz veya kavisli olsalar da sabit değillerdi...

İmralı Tutanakları
2012 yılının Aralık ayı sonunda dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, yine dönemin MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın Abdullah Öcalan ile görüştüğünü açıklayıp yeni bir süreç başlatıldığını açıklamıştı.Destekleyenler, “PKK’nın silah bırakacağını”, “Türkiye’de artık terör eylemleri olmayacağını ve bunun sayesinde Türkiye’nin güçleneceğini” söylüyordu.Tepkilerin temelinde ise sürecin sonunda PKK’nın güçleneceği, bölgenin kan gölüne dönüşeceği, yeni açılımın yine Büyük Ortadoğu Planı eksenli bir hareket olduğu yer alıyordu. Açılım başladıktan sonra çatışmalar durdu, ancak PKK silah bırakmadı. Ardından PKK’nın şehir örgütlenmesinin güçlenmesine, Suriye’de yoğunlaşmasına, 6-8 Ekim Ayn el Arap (Kobani) eylemlerine şahit olduk. Askerin en başından devre dışı kaldığı süreci araştırırken, Abdullah Öcal...

Asi Kızlar, Bilge Kadınlar
Sahnede, akademide, sokakta ya da evde, cesaretle ve inatla isteklerinin peşine düşen kadınlar, Türkiye kadınlarının gücü ve umudu oldular. Yasaklara rağmen sahneye çıkan Afife, yaralı yanaklara dokunan Türkan, içinden geçeni her koşulda söyleyen Adalet ve ilkleri yazan daha onlarca isim, kadın gücünün simgesi haline geldiler.Asi Kızlar ve Bilge Kadınlar’da, her biri kendi alanındaki başarısıyla aklımızda yer eden 35 kadın yan yana geliyor ve bize özgürlüğün bahşedilemez ama kazanılabilir olduğunu gösteriyor.

Bizim Hep İnanmamızı İstediler (ma’amin)
Atatürk ve arkadaşları bizim bilmediğimiz bir şeyleri mi biliyorlardı? Yedi düvele karşı savaşırken neden İstanbul’u işgal eden İngilizlere tek kurşun sıkmadık. Türkiye’nin kuruluşunda 90 yıllık anlaşma mı yapıldı? 23 Nisan’ın İngilizlerin çok önemli bir günü olması sadece tesadüf mü? Yahudi soykırımında 6 milyon insan öldüyse, bu kadar insan kaç fırında yakılmış olabilir? Hiç kurban sayısını fırın sayısına böldük mü? Başbakan ‘ın "One Minute" çıkışı senaryonun bir parçası mı? Peki ya Mossad İstanbul’da ünlü bir apartmanda kurulmuş olabilir mi?

Operasyon Adı: Ağa 01
Islak imza tartışmaları, darbe planı iddiaları, Ergenekon’un sıralı iddianameleri, HSYK’da sert geçen Temmuz Kararnamesi görüşmeleri 2009 yılı yazını siyaseten de ısıtan olaylardı.Aynı yaz öne çıkan bir başka yüksek gerilim; Erzurum-Erzincan hattında yaşandı.Tarihte büyük depremlerin üssü olarak bilinen Erzincan şehri bu kez başka tür bir depremin; cemaatler ve Ergenekon soruşturması üzerinden yürüyen kurumsal ve toplumsal sarsıntıların fay hattı oldu.Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, başlattığı iki ayrı cemaat soruşturmasıyla kimine göre pandoranın kutusunu açmış, kendi deyimiyle çarka çomak sokmuştu.Gündemi Sarsan ve Uzun Yıllar Konuşulacak Olan Dava Hürriyet’in Deneyimli Gazetecisi Ali Dağlar Tarafından Bütün Çıplaklığıyla Ortaya Konuyor

İnsanı, Dünyayı ve Terörizmi Anlamak
Belki sizlerle aynı taraftaydı kurbanlarınız...İçten içe sizi seviyor, haklı buluyor, belki de destekliyorlardı...Artık kim bilebilir ki...Bunu onlara hiç soramayacak, öğrenemeyecek ve paylaşamayacak olmanız ne kadar yazık ve ne kadar acı...Her yok edişinizde kendinizden bir parçayı da yok etmek ve bunun farkında bile olmamak...Güçsüzlüğünüzü gizleyebilme adına güç kullanmak...Aklın gücünü şiddetin gücüne kurban etmenin ilkelliğini üstünlük ve erdem sanmanın tarifsiz budalalığı içinde, yok edişe ve yok oluşa doğru Amok koşusuna kalkmak...Ve o yok oluşun yeniden doğuşa uzanacağı yanılgısını, kan kırmızı ama çürümüş yapraklarla örülmüş bir zafer tacı gibi başınızda taşımak... Özgür iradenizle seçtiğinizi sandığınız yolun aslında sizi bu seçime zorlayanların kurgusu olduğunu, yazdığınızı sand...

Yargı Cemaat ve Bir Darbe Kurgusunun İç Yüzü
Balyoz davasının sahte dijital belgeler üzerine kurgulanmış olduğu artık yaygınca biliniyor. Davadaki envai çeşit hukuksuzluk, Birleşmiş Milletler’in Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu tarafından da tasdik edilmiş durumda. AKP yetkilileri dahi davadan bir "kumpas" olarak bahsetmeye başladılar. Ama bu davanın sanıkları dört sene boyunca medyada suçlu ilan edildiler, yargılandılar, hüküm giydiler, cezaları Yargıtay’da onandı. Ülkenin seçkin aydınları davayı, askeri vesayetten kurtulma ve demokrasi hamlesi olarak alkışladılar. Bu ve Ergenekon gibi benzer davalar vasıtasıyla Türkiye’de yeni bir siyasi rejim inşa edildi. Türkiye, algılar ile gerçeklerin bu kadar ayrıştığı bir dönemi yakın tarihinde belki başka hiçbir zaman yaşamadı. Bu histeri-fantazm karışımı süreci iyi anlamak, ancak davanın de...

Gölgedeki Sessiz Tanıklar
Görmediğimiz, bilmediğimiz, farkında olmadığımız ama bizim adımıza, bizim için, yine içimizden birileri tarafından verilen bir savaş. Bakmak yerine gören gözler... Duyularını devlete yönelik tehditlere kilitlemiş 24 saat açık bir algı sistemi... Başkalarının göremediklerini, algılayamadıklarını, bilmediklerini öğrenmeye ve açığa çıkararak etkisizleştirmeye adanmış zihinsel ve bedensel bir refleks... Antenleri ve ekranları her zaman açık, parçalardan bütüne varmaya, kendine özgü kuralları olan acımasız bir savaşın bilmecesini çözmeye, devletin vücuduna giren virüsleri zararsız hale getirmeye ömrünü adamış isimsiz antikorlar. Ne kendilerinin ne de verdikleri savaşın farkında olduğumuz "meçhul askerler." Günümüzün "Yuvarlak Masa Şövalyeleri." Bu kitap, kutsallarımız olan vatanımız, egemenliği...

Ermeni Sorununu Anlamak
Ermeni Sorunu’na bu şekilde hiç yaklaşılmamıştı...Uluslararası arenada yıllardır bu konuda mücadele veren Uluç Gürkan’dan ezber bozacak bir çalışma...Elinizdeki "belge-söyleşi" kitabı; Ermeni Sorunu’nun Türkiye ve Batı dünyasındaki tartşılma biçimlerine eleştirel yaklaşıyor, soykırım hukukunun güncel gelişmeleriyle birlikte Ermeni Sorunu’nun geçmişine ve "soykırım"ın evrensel tarihine erişiliyor. Ermeni Sorunu’nu "kullanarak" Türkiye halkına yönelik tarihsel, kültürel önyargılarını pekiştiren, hukuk alanında ise çifte standart uygulayan kimi Batılı ülke yetkililerinin ve araştırmacıların düşünce kalıplarını irdeliyor. Bu kalıpların diyalog zemininde nasıl dönüştürülebileceğine, Türkiye’nin "Ermeni Soykırımı" iddialarına hangi temel tezlerle karşı çıkabileceğine dair öneriler getiriyor. Tar...

Erguvaniler
Bu kitap; modernleşmenin ve modernleştiricilerin öyküsünün, Türkiye’de kimin kiminle akraba olduğunun, “seçkin ve başarılı“ kılınanların tek bir ailenin mensupları olduğunun, Türkiye’deki gizli soylu sınıfın saklanan kast sisteminin ve onun, örtülü ilişkiler ağının komplo teorilerinin dışında sosyal ve doğa bilimlerine kazandırılan kavramlarla anlatımıdır.

Al Sana Bahar
Aralık 2010’da Tunus ve hemen peşinden Mısır’dan esen rüzgara hemen ad aranmaya başlandı. Batılılar buna “Arap Baharı” dedi. Herkes heyecanlandı. Demokrasi ve özgürlüğe susamış Ortadoğu halkları sevindi. Bölgesel ve uluslararası medya müthiş bir görev üstlendi. Milyonlarca yalan üretildi. Çağdışı, ilkel ve bağnaz Suudi yönetimi ve yandaşı Körfez ülkeleri “Ortadoğu’da demokrasi ve özgürlük” için milyarlarca dolar dağıttı.Hüsnü Mahalli hemen “Ortada iğrenç bir oyun var. Bu bahar halklardan yana değil ve olamaz!” dedi.Ocak 2012’de “Ortadoğu’da Kanlı Bahar” kitabını yazdı ve tüm gerçekleri anlattı.Ocak 2014’te “Diren Suriye” kitabı ile Suriye merkezli tüm gelişmelere ışık tuttu ve hepimizi bekleyen tehlikelere dikkat çekti.Bahar’ın 5. yılında Mahalli “Al sana bahar!” diyor.5 yılda Suriye, Irak...

İhanet İttifakı
FETÖ Türklerin Anadolu’daki son 1000 yıllık tarihleri içinde karşılaşmış oldukları en büyük iç düşmandır. Büyük Selçuklu, Anadolu Selçuklu, Osmanlı devletleri ve Türkiye Cumhuriyeti’ni kapsayan bu 1000 sene içinde Türk devletleri hiç FETÖ kapsamında devlet ve toplum içine sızmış, güçlü bilgi ve ekonomik ağ şebekesi oluşturmuş dış bağlantılı bir örgütle karşı karşıya olmamışlardır. FETÖ henüz yeterince araştırılmış ve anlaşılmış bir örgüt değildir. FETÖ, bir terör örgütü olmaktan öte öncelikle bir casusluk şebekesidir. Bu örgütün ilişki ağında PKK önemli yere sahiptir. Vedat Yenerer yine çok az kişinin üzerinde kapsamlı bir şekilde düşündüğü bir konu olan FETÖ-PKK ilişkilerini araştırma konusu yapmıştır. Sadece açık kaynaklara dayanılarak yapılan bu çalışma bu konudaki ilk yazılı belge olma...

Tünelin Sonu Kriz
AKP iktidarında ekonomi için hep pembe tablolar çizildi. Hükümet; büyüme, ihracat, kalkınma, istihdam, zenginleşme alanında pek çok slogan üretti. “10 yılda üç katı büyüdük”, “Kriz teğet geçti”, “İhracatta rekor kırdık” gibi sözler kamuoyunda çok tartışıldı.Peki, açıklanan rakamlar, çizilen tablolar gerçeği yansıtıyor mu?Hayır!Türk ekonomisinin son 10 yıllık özeti; her alanda borçlanma, ithalat, dış ticaret açığı ve üretimsizliktir. AKP, büyüme rakamlarında halkı kandırıyor. Türk Lirası aşırı değerli, reel sektörün döviz açığı çok yüksek. Dış finansman ihtiyacımız çok yükseldi; rezervler yetersiz. Üretmiyoruz, ithal ediyoruz. ABD Merkez Bankası (FED), IMF, Dünya Bankası gibi kuruluşların raporlarına göre; yeni küresel krizde en riskli ülke Türkiye. Mevcut durum, Yunanistan ve İspanya’nın k...