
Uçurumda Son Çay
Kosei-San, emeklilik günlerini Kaliforniya’daki Rocky Dağları’nın kayalıklarında bir uçurumun kenarında, mütevazı ve ıssız bir kulübede geçirmektedir. Ancak ihtiyar Japon hiç dinlenmez; gözü hep rüzgârın süpürdüğü o kayaların üzerindedir. Çünkü orası aynı zamanda hayatla bağını kesmek ve başka bir dünyaya geçmek isteyenlerin tercih ettiği yerlerdendir. Ne zaman birini elinde fotoğraf makinesi ya da yanında bir rehber olmadan uçurumun kıyısına doğru melankolik bir halde yürürken görse hemen karşısına çıkar, onunla konuşur. Hatta kulübesinde bir fincan çay içmeye ikna eder. Bir seremoniye dönüşen bu davet vasıtasıyla içtikleri çay, misafirinin içini ısıtmakla kalmaz, ona kendisini yaşamla barıştıran bir çıkış yolu da sunar. Kosei-San, varoluşun ikinci ve üçüncü fırsatlar ...

Bir Karikatüristin Hatıra Defteri
"Abidin Dino,ya önüne gelen, ‘Sen mutluluğun resmini yapabildin mi Abidin?’ diye sorup duruyordu. Son söyleşilerinden birinde, ‘Yapmadım, yapamam elbet. Fakat resim yapabilmek, çizebilmek ne büyük mutluluk!’ diye yanıt vermişti büyük üstat." "Son onalar, ‘Çizmek, bana ayrılan boyutu çizmek...’ diye de eklemiş. Evet, çiziyor çizebiliyor olmak, başlı başına bir mutluluk. Sanırım sen de bunu hissediyorsun çizerken. işlerindeki coşku görünüyor. Kitabını şimdiden kutluyorum." Selçuk Demirel

Son Yüzleşme
"Yüzleşmek, acının çemberinden tüm ihtişamınla geçebilmektir." Akıl hastanesinde bir oda... Her yer gri, her yerde taştan duvarlar... Burada kalmak sonun başlangıcı mı? Yoksa başlangıcın tam da kendisi mi? Başarılı bir yazar olan İpek’i akıl hastanesine taşıyan, yüzleşmeyi reddettiği acılar, kaybedişler ve ertelediği affedişlerdi. En üzücü deneyiminin aslında mucizesinin yolu olduğu gerçeğiyle yaşadığı yüzleşme, Ege’nin küçük bir kasabasındaki yaşlı balıkçı, bir türlü gidemediği tepedeki ev ve diğerleri, İpek’in paramparça olmuş kalbine ve kendine olan küskünlüğüne şifa olabilecek mi? SON YÜZLEŞME sizi derinden etkilerken farklı yaşamların kıyılarına sürükleyecek. Sırlarla dolu satır aralarını heyecanla takip edecek ve sonunda yüzleşmeyi ertelediğiniz ne varsa karşılaşmak isteyeceksiniz.

Kırmızı Köşk'ün Esrarı
"Akıllara hayret verecek derecede harikulade vakalar, dünyada misali görülmemiş inceliklerle dolu, şeytani zekâların bütün kuvvetleriyle birbirleriyle çarpıştığı cinayetlere sahne milli romandır." Anadolu yakasında bir köşk! Güzel, asil ve gizemli: Kırmızı Köşk! İzmirli bir tüccarın eline geçmesiyle birbirini takip eden bir sürü olay patlak veriyor. Cinayetler, hırsızlıklar, işi cinlere, perilere kadar götüren gizemli hadiseler... Bütün bunları aydınlığa kavuşturmak üzere vakayı üzerine alan Müddeiumumi Muavini Hüseyin Macit kendini bambaşka hikâyelerin içinde bulur. Olay giderek karmaşık bir hal alırken hikâyeye tanıdık bir sima dahil olur: Sherlock Holmes! Kırmızı Köşk’ün Esrarı, Harf Devrimi’nden hemen önce, belki de Arap harfleriyle yayımlanmış en son polisiye romanlardan biri. Oldukça...

Selam Söyle O Günlere
"Minnettar ol her gelene kim gelirse gelsin. Çünkü bunların her birisi öte taraftan bir kılavuz olarak gönderildi." – Mevlana "Bir günde ne kadar şey kaybedebilirsiniz? Kariyeriniz, sağlığınız, servetiniz... Peki size bir günde ailenizi bile kaybedebilirsiniz desem ne derdiniz? İnanamazdınız değil mi? Ben de öyle ama hayat böylesi sadece filmlerde olur dediğimiz olayları bize yaşatıyormuş meğer... Ben annemi, kardeşimi ve babamı aynı gün kaybettim. Her şey bir günde, size anlatacağım o gecede oldu." Selam Söyle O Günlere 60’lı yıllardan bugüne uzanan varlıklı bir ailenin trajedilerle dolu güçlü ve dokunaklı bir anlatısı. Zeki Müren’li yemek masalarında başlayan ve dünyanın her köşesine uğrayarak görkemli anılarla örülen iki kardeşin büyüme hikâyesiyle kader, zenginlik, ölüm, kadın erkek il...

Şirin ve Kartopu
DÜNYA SEVGİYLE GÜZELLEŞİR. Bir atla küçük bir çocuğun sevgiye dayalı dostluğunu, köyde yaşayan çocukların okumak için verdikleri büyük mücadeleyi ve hayvan dostlarımızın sahip olduğu değerli hakları anlatan bu tatlı öykü, aynı zamanda geçmişle günümüz arasında bir köprü kuruyor. Ali’yle anneannesi Şirin, iki farklı neslin yaşam şartlarını ve mücadelesini de gözler önüne seriyor.

Rağmen 5 - Rakı
Annesine olan borcunu ödemek için babasının ölümüne üzülemeyenlerin, küçücük bir odaya kalabalık bir masayı sığdıranların, kızının sözünü dinleyerek yolunu bulan annelerin, kalbinin varlığından bihaber yaşarken aniden fark edenlerin, kepenkleri kapanana kadar içinde terapi seansları yapılan meyhanelerin, ilk karşılaşmada "Seninle nasıl da mutluyduk…" diye iç geçiren mutsuzların, hayatlarının kara kedisinden bir türlü kaçamayanların, sevdiği şarkının gelmeyen nakaratını bekleyenlerin, içmeyi babasından öğrenmeyenlerin, ölemeyenlerin hikâyeleri… Burada. Şerefe! Bu kitabın telif geliri Derin Yoksulluk Ağı’na bağışlanacaktır.

Melez - Cehennemin İlk Günü Kutulu Set - İmzalı
Kadere inanır mısınız? Hayata 1-0 yenik başlayan birine sorulacak en son soru bu olsa gerek. Safkan ırk protokolünün hüküm sürdüğü ve istenmedikleri bir dünyada doğan yüzlerce melez çocuk için kader, beraberinde getirdiği ölümden ibaretti. Gözlerini dahi açamadan mezarı boylayan bu günahsız ruhlar, yaşayanların vicdanlarını her geçen gün daha fazla sızlatmaya başlamıştı ve bu sızı küçük bir kıvılcımdan devasa bir yangına dönüşmüştü. Bu adaletsiz dünyayı değiştirebilecek tek şey bir çift cesur yürekti. Bu yüzyılın payına düşen kahramanlar ise asi bir prens ve dengesiz bir prenses oldu. Kaderin çizdiği yoldan habersiz, arkalarına bakmadan kaçsalar da onlara en çok ihtiyaç duyulduğunda, tıpkı filmlerde olduğu gibi ortaya çıkacak ve tarihi baştan yazacaklardı. Şimdi tekrar...

50 Maddede Polisiye Edebiyat
İlk polisiye eserin Edgar Allan Poe’nun Morgue Sokağı Cinayetleri olduğu kabul edilir... Peki sekizinci yüzyılda yazılmış, bir Çin hanedanının polisiye maceralarını anlatan öyküleri hiç duymuş muydunuz? Felsefeden sınıfsal farklılıklara kadar uzanan geniş bir yelpazeye değinen ama dedektifi insan olmayan bir polisiye seriye denk geldiniz mi? 6-7 Eylül olaylarına Taksim’de şahit olan, dünya polisiyesinin en meşhur ve bir o kadar da gizemli yazarlarından birinin neden o sırada İstanbul’da olduğunu biliyor musunuz? Polisiye tarihinden pek çok enteresan anekdot ve farklı ülkelerin polisiye edebiyatlarının gelişimine dair detaylar 50 Maddede Polisiye Edebiyat kitabında sizi bekliyor!

Tamon-Kun'un Hangi Yüzü? 3
‘’NE KADAR BAŞARISIZ OLURSAM OLAYIM HER ZAMAN SADECE BENİ DESTEKLEMEYE DEVAM EDİN, KİNOSHİTA-SAN.’’ POPÜLER İDOL GRUBU F/ACE’İN ÜYELERİ, YENİ ŞARKININ MERKEZİ OLMAK İÇİN MÜCADELE ETMEYE DEVAM EDİYOR. ŞİMDİYE DEK İŞ ARKADAŞI OLAN TAMON VE ORİ, BU KEZ ADİL BİR ŞEKİLDE SAVAŞMAYA KARAR VERİYORLAR.

Bir Şans Daha Verseler
“Hayat bir değil pek çok şans daha verse, yanından yürüyüp geçer farkındalığı olmayan” Elbette istisnalar kaideyi bozmaz ama cömert hayat, çoğu zaman en az bir şans daha verir insana. Evet yapar bunu, görmeyi bilmek gerek. Peki tecrübelerle yoğrulmuş ve dersini almış kişi, o yana yakıla istediği ikinci şansı nasıl kullanır? Defalarca aynı hatayı yapan insanın davranışı nasıl açıklanır? Sahi size bir şans daha verseler?... “Farkındalık ve Kıymet Bilmek” temalı öykülerde buluşuyoruz bu defa.

Gaf Ola Beri Gele
Söz her zaman uçmaz, bazen gider koca bir çamı devirir. Bir yaklaşıma göre: “Konuşmak, insanın en büyük cezalarındandır!” Hadi canım! E peki madem öyle, biz insanlar konuşma yeteneğimizle lanetlendik, dibini bulalım o zaman. “Gaf yapmak, pot kırmak” temalı öykülerde buluştuk bu sefer. Kimimiz yaptığı gaftan sonra başını önüne eğdi, kuyruğunu kıstırdı; kimimiz gayet pişkin bir şekilde sırıtmaya devam etti. Örnekleri her gün medyada, haberlerde, gazetelerde... Bazısı da bu kitapta.

Postmodern Cadılar
Yoksa gerçek aşkın cesur yürekli prensleri o güzel atlarına atlayıp gittiler mi? Güçlü kadınları iyi tanıdığınızdan emin misiniz? Güçlü kadınlar ağlamaz, incinmez, etkilenmez, sarsılmaz sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Güçlü kadınlar ağlarlar ama geri adım atmazlar, incinirler ama saldırmazlar, etkilenirler ama teslim olmazlar, sarsılırlar ama yıkılmazlar. Onların dik duruşlarının ardında ne çok gözyaşı, hayal kırıklığı ve yenilgi vardır bilemezsiniz. Güçlü kadınlar içlerine ağlarlar, öyle bir vazgeçerler ki gittikleri bile duyulmaz. Güçlü kadınlar gürültüsüzdür. Bağıra çağıra gitmezler, yıkıp dökmezler, parmak uçlarında hafif adımlarla çıkıp giderler, buhar olup uçarlar, aramakla bulunmazlar bir daha. Onlar gerçek aşkın kahramanları, samimi insanların yoldaşı olmaya razıdırlar sadece. İdare e...

Kırık Kalpteki Ayna
“SEVGİ SANDIĞIN ŞEY, ÇOCUKKEN ÖĞRENİLMİŞ BİR SUSKUNLUK OLABİLİR Mİ?” Tuğba, bir ayrılığın ortasında kendini bulduğunda, aslında hep orada duran bir boşluğa düşer. Kalbinin kıyısında yıllardır konuşmayan bir çocukla ilk kez o gün göz göze gelir. Acıdan kaçmak yerine onu izlemeyi seçer. Ve böylece, hayatında yeni bir döneme adım atmış olur. Kırık Kalpteki Ayna, yalnızca bir aşkın yası değil; aileden miras kalan sevgi kalıplarının, fark etmeden taşıdığımız inançların, “değersizlik” duygusunun karanlık aynasında içsel bir uyanıştır. Tuğba’nın yaşadığı her faz, terk edilen birinin yaşadığı evreleri bir bir gözler önüne sererken, okur da kendi yarasına bakmaya davet edilir. Sühendan Erdin, duygunun özüne dokunan samimi ve şefkatli anlatımıyla, kadın dayanışmasının, annelik mirasının ve sevgi ara...

Başka Şarkılar Söyler Zaman
“Kendin olmak ve kendin kalmak için dünyaya meydan okumaktır cesaret...” Elinizdeki kitapta nefis bir üslup, şahane bir kurgu, yürek burkan bir geçmişe bakış hikâyesi bulacaksınız. Bir sır perdesi var ya hepimizin yaşamlarında; siz burada Cengiz’inkini aralayıp bakacaksınız. Belki de kitaptaki karakterleri yargılayacaksınız. Yani tam da olması gerektiği gibi... Başka bir dünyaya, başka bir zamana gidip geri geleceksiniz. Ve inanın bu keyifli bir yolculuk olacak. Bir dönemin ruhunu, zihniyetini, baskılarını, isyanlarını ve insanlarını ne de güzel sermiş önümüze Meltem Trubody. Sanki bahsettiği sokaklarda biz de yürüyor, o pastanelerde oturup Sahaflar’dan eski bir kitap alıyoruz. İlk aşkın, insanın en derinine nüfuz eden tertemiz heyecanını gerçekten yaşarken çekingen, tekinsiz, dikkatli bir...

Kül Kanat (Ciltli)
Kehaneti fısıldadı gökyüzü… Beş kız kanat çırptığında, küller yeniden hayat bulacak. Mavella’da sıradan hayatının ortasında bir kütüphane işleten Mila, kütüphanesindeki kaynaklar askerler tarafından toplanıldığında nasıl bir tehlikeyle karşı karşıya olduklarının henüz farkında değildir. Askerler türlü yalanlarla gerçeğin üzerini örtmeye çalışırken Mila bir gece o gerçekle karşı karşıya kalır: Uzak ülkelerden kaçıp Mavella’nın sonsuz ormanlarında saklanan bir pegasusla... Yalnızca masallarda var olduğuna inandığı pegasus onunla konuştuğunda bir rüyada gibidir. Oysa çok uzun sürmez. Sokaklarında çocukluğuna dair anıların yankılandığı Mavella, pegasusun peşine düşmüş acımasız bir feniks tarafından ansızın yakılıp kül edilir. Ölü Mavella’nın kucağında, Mila’nın o eşsiz pegasusla kaçmaktan başk...

Metal Fırtına 3
Kötülük baronunun, bütün operasyonlarda kendisini engellediğini düşündüğü Gri Takım’dan kurtulmak için planı hazır! Afrika’nın Atlas Okyanusu’na açılan Gambiya isimli küçük ülkesindeki Türk eğitim birliği hedefte… Metal Fırtına 3 Karşı Saldırı, birçok gizemi ortaya çıkarıyor. Türk özel kuvvetleri, kurtarma girişimi başlatacak mı? Türk kurtarma ekibini hangi tuzak bekliyor? Nihai hedef olan Gri Takım, büyük tuzaktan kurtulabilecek mi? Kurt, bu ölümcül mücadeleden sağ çıkabilir mi? Gökhan ve Mert, nereye yürüyor?

Roji-1
Yuzu ve Karin, farklı karakterlere sahip iki kız kardeş. Biri delidolu, diğeri ise oldukça ciddi. Yaşamları oldukça renkli; bir taraftan mahalle kavgaları, diğer taraftan tuhaf fikirleri… Terk edilmiş yavru kedilere yeni bir yuva bulmak, sadece geceleri açık olan bir kitabevinin gizemini keşfetmek veya apartmanın çatısına havuz yapmak gibi... Onlar için imkânsız diye bir şey yok! Mahallenin en huysuz kedisi Zanzibar’ın eşliğinde efsanelerin peşine düşerler ancak aradıkları şey çok yakınlarındadır... MİYAZAKİ’NİN UZUN METRAJ FİLMLERİNİN ŞİİRSELLİĞİYLE ALICE HARİKALAR DİYARINDA’NIN ÇILGINLIĞININ BİR ARAYA GELDİĞİ ROJİ’Yİ KAÇIRMAYIN!

Müstakil Eylem
"Uykuyla görürüz. Uykuyla düşleriz. Uykuyla okur, gezer, yazarız. Şiirin insanın anayurdu olması gibi uyku da insanın çocukluğudur. Sokağı, okulu, arkadaşı, aşkı- dır. Anne gibi anlayışlı, şiir gibi kavrayışlı ve masal kadar yatıştırıcıdır. Uykuyu göze almalı, uykuyla insan kendi seyrine bakmalı, hep şiirle kalınmaz ya, gelince hiç ikiletmeden biraz da uykuyla kalmalı, uyuyakalmalı. Harfler de, dizeler de, yazı da. Varlık uykunun olmalı." -Haydar Ergülen Uyku... Hayatımızdan çalan bir düşman mı yoksa gerçekten kendimiz olabildiğimiz, kendimizle olabildiğimiz tek zaman mı? Bazen davetsiz bir misafir bazen çağrılsa da gelmeyen... Bazen düşülen bazen kalınan... Herkesin uykuya ve uyumaya dair deneyimi biricik. Bu kitapta uykunun her halini bulacaksınız. Sümer Kral Destanları’ndaki uyku ile il...

Kazıdım Tırnaklarla - Ezhel
"Rap, sanatımı kullanarak zorluklara direnmemi sağladı." Ezhel, The New York Times röportajı Ankaralıların "Ais Ezhel" olarak tanıdığı, 2017’de "Müptezhel" albümüyle adını hızla tüm ülkeye duyuran; New York Times’ın "Avrupa’nın takip edilesi 15 sanatçısı" listesinde yer alan Ezhel, serüvenini müzik yazarı Barış Akpolat’a anlatıyor. Zorlu geçen çocukluğundan ilk sahne deneyimine, KaraKızıl taraftar grubundan anarşist harekete, rap camiasından aile hayatına kadar her şeyi açıkça anlatıyor. Kazıdım Tırnaklarla, Ezhel’i yakından tanımak isteyen sevenleri ve henüz önyargılarını yıkamamış müzikseverler için keyifli ve samimi bir kitap.

Pereira İddia Ediyor
İyimser bir varoluşçu çizgiroman 1938 yılının Temmuz’unda, Salazar diktatörlüğünün hüküm sürdüğü Portekiz’in Lizbon şehri... Sıcaktan kavrulan bir şehirde, yaşlıca bir gazeteci olan Pereira, oldukça muhafazakar bir gazete olan Lisboa’nın kültür-sanat sayfalarında 30 yıldır her gün yazmaktadır. Durgun yaşamına, bir gün hiç beklenmedik şekilde Francesco Monteiro Rossi adında bir adam girer. Pereira onu stajyer yazar olarak işe alır. Ancak genç yazar, Pereira’nın kendisinden yazmasını istediği isimler yerine, faşist rejimin düşmanı Lorca ve Mayakovski gibi yazarlardan bahseder. Pereira, bu tehlikeli iş arkadaşını kovmak yerine korur. Totaliter rejime ve sansüre karşı direnişin sembol eserlerinden biri olan Pereira İddia Ediyor, diktatörlük baskısıyla yaşayan bir adamın bilinçlenme yolculuğunu...

Wilson
OSCAR ADAYI BİR SENARİST VE ÖDÜLLÜ BİR ÇİZERDEN ORİJİNAL BİR ÇİZGİROMAN Çağımızın en önemli çizerlerinden biri olan Daniel Clowes, bu ilk uzun soluklu çizgiromanında, bir modern zaman bencilinin karmaşık ve büyüleyici bir portresini çiziyor. Ghost World, Patience ve Eightball gibi kült eserlerin yaratıcısı olan Daniel Clowes, bu kitapta tek sayfalık anekdotlar halinde çalışıyor ve her sayfada farklı üsluplar deneyerek günümüzün etkileyici çizgiromanlarından birine imza atıyor.

Lookism 2
BU ŞEKİLDE YAŞANMAZ! GERÇEK BEN”İN DEĞİŞMESİ GEREKİYOR! HAYATINI SIFIRLAMAK ISTEYEN BAŞKARAKTER HYUNG SEOK, HERKESIN ARZULADIĞI BIR YÜZ VE BEDENE SAHIP OLUR. ANCAK YENİ BEDENİYLE KARŞILAŞAN HYUNG SEOK’U ÇEŞİTLİ YANLIŞ ANLAMALAR VE PROBLEMLER BEKLEMEKTEDİR. HYUNG SEOK’UN ŞOK EDİCİ OKUL HAYATI İKİNCİ CİLTLE SİZLERLE!