
Fesleğen
Gitmek mi zordur, kalmak mı? Kalmayı bilmem ama, gitmelerin hiç de kolay olmadığını anladım. Hesaplaşması varmış bu işin, dönmek isteyip de dönememesi, yüreğinde uzayıp giden gurbetleri varmış. Üstelik gittiğinde iki kişilik bir bedel ödüyormuş insan... Benim adım Fesleğen. Ben bu hikâyenin gideniyim... Anlatacak çok şeyim var ve itiraf edeceğim bir dolu kaygılarım... Kalemimi kâğıdımı hazırladım. Bir fesleğenin toprağına duyduğu hasreti yazacağım, bir fesleğenin yağmura özlemini anlatacağım, güneşine hasretini. Bir kızın yüreğini açık edeceğim size. Eğer bir gün siz de doğduğu topraklardan uzaklara ekilmiş, güneşe uzanmaya çalışan minik bir çiçek görürseniz üzerine basıp geçmeyin olur mu? Bu dünyada yalnız başına yürüyen birinin Allah’tan başka kimi vardır ki? Bir de siz sebebi olmayın ke...

Yok Etme Planı
Yaşam mı kazanacak yoksa ölüm mü? Ekseni kayan bir dünya! Aşk yok, sevgi yok, çalışma düzeni yok, yolculuklar yok, yiyecek ekmek yok, hatta yaşam bile yok. Doktorlar hastaneleri dolduran binlerce kişiyi yaşatmaktan vazgeçmişler! Çünkü yıllar boyu öğrendikleri bilgiler artık hayat kurtarmaya yetmiyor! Yaptıkları tek şey ölümlerin daha az acılı olması, tek çabaları bu. İnsanlık bitmiş durumda. Kimse yarına çıkıp çıkamayacağını bilmiyor. Bu salgının çaresi yok! Çünkü doğa kaynaklı değil, teknolojiyi kullanan insanlar tarafından yapılmış sanal bir salgın. Bencil bir şekilde sırf kendileri için yeni bir dünya kurmak isteyenler, sadece kendi âlemlerinde yaşamak isteyenler seri katillerden farksız. Ama bi

Sakın Söyleme
Bir star parlar. Bir topluluk yanar. Ölen bir kadın huzur bulur. Bir çocuğun kalbi kırılır. İnsanlar bu dünyadaki yerlerini nasıl bulur ve bununla nasıl uzlaşır? Bu soru Nate Powell’ın çalışmalarının merkezinde yer alıyor. Ödüllü grafik romancı Powell, Sakın Söyleme’de güçlü kısa öykülerini bir araya getiriyor. Ruhani ve zorlayıcı hikâyelerine bir yazar olarak hem dürüst hem de şefkatli yaklaşıyor. "Büyüleyici, şiirsel, görsel bir şölen. Sakın Söyleme, kafanızın içinde yer edecek. Kitabı bitirdikten sonra bile içindeki melodileri mırıldanıyor olacaksınız." - Becky Cloonan "Sakın Söyleme, öykü derlemesinden çok daha fazlası. Günümüzün en yetenekli hikâye anlatıcılarından birinin, geçirmiş olduğu evrimin bir aynası." - Scott Snyder

Zerdüştün Sırrı
Pers İmparatoru Darius Babil, Mısır, Libya, Anadolu, hatta Trak topraklarını ele geçirdi ama Yunan diyarından zaferle dönemedi. O ölünce, oğlu Kserkses babasının planını gerçekleştirmek için kolları sıvadı. Krallar Kralı’nın Yunan’a karşı gireceği savaşı kazanamaması halinde dinlerinin tehlikeye düşeceğini öngören Zerdüşti bilgeler, geniş Pers topraklarında gözden ırak üç ayrı nokta ve reisleri özel olarak yetiştirilmiş dört klan seçtiler. Yola çıkacak üç klandan hiç olmazsa biri, geleneklerin ve özellikle inek derisi üzerine altın harflerle yazılmış kutsal kitap Avesta’nın muhafızı olmayı başarabilecek miydi? Bilge Rahip tarafından İÖ 500’lerde kaleme alınan Zerdüştiliğin kayıp kutsal kitabı Avesta, 2000’li yılların başında ortaya kim tarafından ve nasıl çıkartılacak? Nietzsche’nin Böyle ...

Soğuk Kahve
Sıcacık bir kahveden yükselen güzel kokular eşliğinde keyifli bir okuma vaat ediyor Soğuk Kahve. İronik ve mizahi olduğu kadar keskin bir dil. Belki de çoğumuzun gündelik hayatında olan konuları anlatırken sizi ters köşeden bir bakış açısına yatırıp golü ustalıkla atıyor. Hınzır bir zekânın ürünü olan cümleleri sizi gülerken duygulandıracak, çoğu zamansa hayretler içinde bırakacak. Kahraman Tazeoğlu Batman kendi deyimiyle numune bir adam. En azından yazdıkları öyle. Kolay kolay kimseden duyamayacağınız, cesaret isteyen şeyleri açıkyüreklilikle söylüyor okura. Özellikle kadın erkek ilişkilerinin üzerindeki pembe tozu üfleyip altında yatan siyahları ve beyazları soğukkanlılıkla gösteriyor. Ne her erkek bir Romeo, ne de her kadın bir Juliet. Ertürk Akşun Topuklu ayakkabı mı yoksa ben mi? Bir ...

Tek Ruh
Eisner Ödülü - En İyi Grafik Albüm Adayı (2012) "Tek Ruh’u okumak, bir mozaiğin parçalarını birleştirip on sekiz karakterin hayatları arasında geçiş yapmak gibi. Her seferinde tek bir anı görerek. Tutkulu ve akla kazınan bir yapısı var... Çok başarılı!" Jeff Lemire - Essex County ve Sweet Tooth’un yazarı "Hayat, çizgiroman ve herkesi birbirine bağlayan her şey hakkında söylenmiş cesur bir şarkı. Tek Ruh, bana yaşayacağımız sadece tek bir hikâye olduğunu hatırlattı." Kierron Gillen - Phonogram, Uncanny X-Men ve Generation Hope’un yazarı "...dikkat çekici ve çokdoğrusal bir okuma deneyimi. Çizgiroman dünyasında yeni bir tarz daha keşfedildi." Ian Chapman, Booklist "Çizgiromanın anlatım dilini deneysel bir şekilde kullanıp yeni yöntemler bulmak, bu mecrayı hep ileriye taşımıştır. Ray Fawkes’ı...

Ezeli Sürgün - Abidin Dino
"Yeryüzünde garip bir saklambaç oyunu oynamıştık, hep beraber, telaşlar içinde ayrılıp buluşmuştuk tekrar ayrılmak üzere. Dön dolaş Türkiye vardı içimizde, içinde ya da dışında Türkiye’nin, Türkiye vardı." – Abidin Dino Gazetecidir, karikatüristtir, senaristtir, yazardır, şairdir ama en çok da ressamdır Abidin... Kara kuru, kavruk bir oğlan gibi görünür ama siyasi görüşüyle fazlasıyla komünist, hayranlık uyandıran elleri muazzam yetenekli, cesur, zarif, özgün bir adam... Üstelik sevdiğine yürekten bağlı bir âşık... Abidin Dino’nun şairlerle, yazarlarla, aydınlarla, sanatla, sürgünle, aşkla, umutla ama ne yazık ki siyasi baskılarla dolu yaşamını soluksuz okuyacaksınız...

Yeni Kristal Dünya
Bilimkurgu türünün ilk örneklerinden biri kabul edilen Yeni Kristal Dünya ilk kez Türkçede Margaret Cavendish’in, genç bir kadının başka bir dünyaya yolculuğunu ve burada karşılaştığı ütopik toplulukla yaşadığı deneyimleri anlatan kitabı ilk kez okurla buluştuğunda tarihler 1666 yılını gösteriyordu. Feminist bir bakış açısıyla yazılmış ilk ütopya örneklerinden sayılan bu öncü metin, edebi bir eserde "paralel dünyalar" kavramıyla da ilk kez karşılaşmamızı sağlıyor. Sıra dışı bir zihnin ürünü bu kitap, okurunu bugüne kadar bildiğimiz kurmaca dünyaların çok daha ötesine götürmeyi vadediyor.

Wilson
OSCAR ADAYI BİR SENARİST VE ÖDÜLLÜ BİR ÇİZERDEN ORİJİNAL BİR ÇİZGİROMAN Çağımızın en önemli çizerlerinden biri olan Daniel Clowes, bu ilk uzun soluklu çizgiromanında, bir modern zaman bencilinin karmaşık ve büyüleyici bir portresini çiziyor. Ghost World, Patience ve Eightball gibi kült eserlerin yaratıcısı olan Daniel Clowes, bu kitapta tek sayfalık anekdotlar halinde çalışıyor ve her sayfada farklı üsluplar deneyerek günümüzün etkileyici çizgiromanlarından birine imza atıyor.

Her Yüce Duruma, Aşamaya ve Durağa ''cennet'' Dendiğini Bilesin - Şeyh Bedrettin
"Bilgisiyle iş görmeyen bilgin, cahil sayılır!" O, tarihe "Şeyh Bedreddin İsyanı" adıyla geçmiş bir dini ve siyasi ayaklanmanın lideri... Bir Osmanlı mutasavvıfı, filozof ve kazasker... Şeyh Bedreddin kurulu düzene karşı gelen ve tanrılardan ateşi çalıp insanlara veren Prometheus gibi bir yarı tanrıydı. Prometheus iktidarın gücü olan ateşi insanlara vererek sarsmıştı tanrıların düzenini. Şeyh Bedreddin ise "iştirakçi" yeni bir düzen kurmakla yıkmıştı otoritesini tiranların. Şeyh Bedreddin’in, adalet mücadelesiyle ölü topraklar üzerinde yeşerttiği umut, sonrasında zalimce kana bulansa da, tarihler boyunca cesaret ve eylem ateşi çaktırmaya devam etti kendinden sonra gelenlere...

Dünyayı Küçük Karabalıklar Kurtaracak - Samed Behrangi
"Artık ölüm korkutmuyor beni, ama hayattayken de onu arayacak değilim. Ölümle karşı karşıya gelince –ki bu sık sık oluyor– kaçınılmaz bir gerçekle yüz yüze geleceğim. Ama önemli olan bu değil, önemli olan, benim yaşamımın ya da ölümümün başkaları üzerinde bıraktığı etkidir." Samed Behrengi, Tebriz’in yoksul bir mahallesinde, bir işçi ailesinin dördüncü çocuğu olarak geldi dünyaya... Sadece yirmi dokuz yıl yaşadı ama bu kısacık hayatının içine hem yoksulluğun bir kader olmadığı başkaldırısıyla onurlu bir eşitlik mücadelesi sığdırdı hem de sayısız masal, derleme, çeviri ve makale bıraktı arkasında. Ekmeğin, hakların ve adaletin herkese eşitçe dağıtıldığı başka bir dünyanın mümkün olabileceğini var gücüyle haykıran, geleceğe ümitli çocuklar yetiştirebilmeye kendini adayan bir öğretmen, aydın ...

Öyle Bir Geçer Zaman Ki
Usta çizer M.K. Perker, doğup büyüdüğü Beylerbeyi’nin çocuklarını, delilerini, esrarengiz hadiselerini; ailesi, mizah dergilerinde meslektaşları ve arkadaşlarıyla yaşadığı birbirinden ilginç olayları kendine has hikâyeciliğiyle anlatıyor. Öyle Bir Geçer Zaman Ki, çizgi romanla bir tür stand-up komedinin iç içe geçmiş nadide bir örneği.

İstanbul'un Son Yılanı Nasıl Öldü?
Birbirinden ilginç onlarca karakter, tarihin belirli bir döneminde aynı mahallede bir araya gelmişler ve duyanların zihinlerini zorlayacak, yüzlerini güldürecek, kalplerini titretecek gerçeküstü hikâyelerin de bizzat kahramanı olmuşlar. Evvel zamanların, gerçek hayallerin, olaylı gecelerin, macera dolu gündüzlerin, hayalperest çocukların, hatırı sayılır hatıraların hikâyesi; İstanbul’un bir köşesinde, kimsenin fark etmediği bir zamanda hayat buluyor. Murat Nedim, bizi kendi mahallesinde eşsiz bir yolculuğa çıkarıyor.

Ya Hep Beraber Ya Da Hiç Birimiz - Bertolt Brecht
Çağdaş tiyatronun dehasıdır Bertolt Brecht... 20. yüzyılda tiyatronun geleneksel kalıplarını yıkarak yerine koyduğu yepyeni, özgün, deneysel metotlarla sadece tiyatronun asi ve cesur çocuğu olarak kalmadı, oyun, şiir, hikâye, düzyazı, roman, deneme, inceleme, eleştiri alanında on bin sayfalık bir külliyat bıraktı geriye. Bir dönemin kültür tarihini derinden etkilemiş olmasının yanı sıra iki dünya savaşı sığdırdığı hayatı boyunca eserlerinin yakılıp uzun yıllar sürgünlerde yaşamasına karşılık savaş karşıtı sert ve kararlı tutumundan da hiçbir zaman ödün vermedi. Genç bir nihilist olarak adımlarını attığı mücadele dolu hayatına karakterli bir komünist olarak devam etti. Kirli siyasete hiç bulaşmadan varlık gösterebildi dünya sahnesinde. Hayatı fikirlerle olduğu kadar kadınlarla da doluydu. S...

Krem
Geçmişin izleri, hayal kırıklıkları ve bugünün dertleri de tıpkı yüzümüzdeki çizgiler gibi bir kremle silinip gidebilir mi? Birbirinden habersiz iç içe geçmiş hayatlar, bir "krem"le tamamen değişiyor! Yalnız bir kadın, bir patron, bir reklam duayeni, keşfedilmeyi bekleyen bir oyuncu ve diğerleri... İstanbul’un sıradan sakinleri toplumsal baskıların rüzgarında savrulurken, yaşamları bir yüz kremiyle beklenmedik bir şekilde kesişecek. Şaşırtıcı bir kurgu ile okuru sürükleyen bu hikâye, okuyan herkesi kendi hayatında bir dönüşüme davet ediyor! Tıpkı bu eşsiz kremin reklamında dendiği gibi: "Korkmayın. Değişime hazır olun!"

Güzel Atlar Ülkesi
Bu kitabın adına bakıp yanılmayın sakın! Bu bir Kapadokya kitabı değil! İçinde kabuğu kırılan kaplumbağalar, deliliğin saçları, Tahtakuşlar adında bir çete, hamama giden bir pelikan, ucu Çatalhöyük’e çıkan yer altı yolları ve "bir hançerin paslanırken çıkardığı gürültü" falan var. Kedinin biri, bir kuşun cenazesinin ardından yürüyor. Eline ne geçerse oyuncak yapıyor bir çocuk. Bir baba güvercin ayakları resmettiriyor oğluna. Üstelik Şiir ile Felsefe’nin düğün davetiyesi de sayfaların birinde sizi bekliyor. Akgün Akova’nın bilgi ve şiirin bütün olanaklarını kullanarak yazdığı bu ilk deneme kitabı yıllar sonra güncellenmiş haliyle yeniden okurlarıyla buluşuyor. Güzel Atlar Ülkesi edebiyatın dolambaçlarında kaybolmaktan korkmayanlar için...

Bana Mutluluktan Bahset
"Bir gün yanında olmamı istediğin ama bunun imkânsız olduğu bir zaman gelirse gözlerini sıkıca kapat ve elini yüreğine götür. Ben senin gözkapaklarının ardındaki karanlıkta, kalbinin çarpıntısında olacağım. Ne zaman bir vapura binsen saçlarının arasından geçen rüzgâr değil, parmaklarım olacak. Okuduğun kitabın bir satırında ya da dinlediğin bir şarkının müziğinde nefes almaya devam edeceğim. Yağmurlu bir günde omzunu öpen yağmur damlası olabilirim. Belki de koklamak için uzandığın bir çiçeğin yaprağından havalanan kelebek olacağım. Sen ne kadar hissetmek istersen ben o kadar var olmaya devam edeceğim... Yüreğinin perdelerini hiçbir zaman kapalı tutma. Aydınlığın içeri girmesine izin ver. Gülmek sana yakışıyor, yüzünü asma... Büyük zorluklara göğüs germiş insanların hakkıdır mutluluk. Anlat...

Müstakil Eylem
"Uykuyla görürüz. Uykuyla düşleriz. Uykuyla okur, gezer, yazarız. Şiirin insanın anayurdu olması gibi uyku da insanın çocukluğudur. Sokağı, okulu, arkadaşı, aşkı- dır. Anne gibi anlayışlı, şiir gibi kavrayışlı ve masal kadar yatıştırıcıdır. Uykuyu göze almalı, uykuyla insan kendi seyrine bakmalı, hep şiirle kalınmaz ya, gelince hiç ikiletmeden biraz da uykuyla kalmalı, uyuyakalmalı. Harfler de, dizeler de, yazı da. Varlık uykunun olmalı." -Haydar Ergülen Uyku... Hayatımızdan çalan bir düşman mı yoksa gerçekten kendimiz olabildiğimiz, kendimizle olabildiğimiz tek zaman mı? Bazen davetsiz bir misafir bazen çağrılsa da gelmeyen... Bazen düşülen bazen kalınan... Herkesin uykuya ve uyumaya dair deneyimi biricik. Bu kitapta uykunun her halini bulacaksınız. Sümer Kral Destanları’ndaki uyku ile il...

Akıllandım Artık Şimdi Daha Deliyim
İnsanın kendiyle olan mücadelesinden hangi taraf galip çıkar ki? Her ikisi de aynı güçteler sonuçta... Belki de dalaşmak değil, kendinle uzlaşmaktır mesele. Amaç yenmek de değil, yenilgiyi kabullenmek de... Güzel olan insanın kendi yüzüne insanca bakabilmesi... Kaç kişinin cesareti var filtresiz aynalara bakıp kalbinin tavan arasını temizlemeye? Benim yok! Tozlu haliyle kabulümdür. Kitabı yazanın aynası filtresiz... Peki, o tavan arasından neler çıktı dersiniz? Bir dolu delilik... Üstelik zekâya hizmet eden, yaratıcı, hırçın ama sevimli bir delilik... Anladım ki delilik bile aklı olanın akıllıca kullanabileceği bir lütuf. Demek bu yüzden akıl bile bazen sakil kalabiliyor hayat karşısında. Nilgün Bodur bu kez alışılmadık bir

İbrani Masalları
İbrani Masalları, tarihi boyunca farklı topluluklara, zengin kültürlere ev sahipliği yapmış bir coğrafyada ortaya çıktı. Biçim değiştirerek, çeşitlenerek ve nesilden nesile aktarılarak kendi zamanının ötesine geçti. İbrani Masalları, geleneklerin ve inanışların eklemlenerek ortaya çok katmanlı bir toplumsal yapı ve kolektif bellek çıkardığını gösteriyor. Doğduğu topraklarda süregelen toplumsal ayrışmaların kökenine dair de şaşırtıcı ipuçları veriyor.

Aynalı Tılsımlar Dükkanı
Tılsım; bir mucizeyi harekete geçirmektir. Kadere yeni bir akış kazandırmaktır. Şifayı başlatmaktır. Gerisi tamamen sana kalmış... Peki, nasıl yapılır tılsım? Binlerce ritüeli vardır... Belki binlercesi daha vardır bilinmeyen... Lakin bunların hiçbir önemi yok... İyi bir tılsım gücünü ritüellerinden almaz... Ritüel sadece rotadır. Mucizeyi başlatacak olan tılsımı yapabilmek için üç şeye ihtiyaç vardır. Niyet, inanç ve eylem... Bütün bunları etkili bir şekilde bir araya getirebilmek elbette sanatkârca bir incelik, bilgi ve deneyim gerektirir. Aynalı Tılsımlar Dükkânı, sokakta karşılaşmaları bile neredeyse imkânsız gibi görünen birbirine hiç benzemeyen beş kişiyi, Balat’ta bir mum dükkânında bir araya getiriyor. Her biri kişisel tarihinde görünmeyen gizli yaralar almış bu beş karakter, yaşam...

Rus Masalları
Rus kültürü, soğuk havası, çar ve çariçeleri, yiğit kahramanları, güzel prensesleri, fakir köylüleri ve zengin tüccarlarıyla Rus Masalları’nda canlanıyor! Dürüst insanların başına hep iyi şeyler mi gelir? Kötüler her zaman cezasını bulur mu? Peki, bir turna kuşunun hayatını bağışlamak size neler kazandırır? Ya da hayatınızın aşkı hangi uzak diyardadır ve onun için hangi dağları, denizleri, karlı vadileri aşmanız gerekir? Masallar bir halkın kültürünü öğrenmek, nelerin takdir edildiğini nelerin ayıplandığını, kimin güçlü kimin güçsüz olduğunu görmenin belki de en iyi yolu. Rus Masalları’nda karşınıza çıkacak karakterler hem masalların evrenselliğini hem de kültüre dair en özel ayrıntıları bir arada görmenizi sağlayacak.

İstanbul'un Karanlığı'nda
Zeynep Çolakoğlu ve Orkide Ünsür’den İstanbul’un karanlığında geçen, şehrin akıl almaz sırlarına doğru yol alan gotik öyküler sizi İstanbul’un hiç bilmediğiniz gizemlerine uzanan bir yolculuğa çıkaracak. İstanbul’un Karanlığında psikolojik gerilim, gotik, fantastik ve gizem türlerinin iç içe geçtiği altı öyküyü bir araya getiriyor.Lamia - Kan Bağı kitabıyla büyük bir okur kitlesine ulaşan Orkide Ünsür ve Mina, Büyülü Sözlük kitaplarıyla gotik ve heavy metal’in derin sularına dalan Zeynep Çolakoğlu bu kez İstanbul’un karanlık sularına, zaman ve mekânı aşan öykülerle dalıyor. Huzursuz hayaletler, gizemli heykeller, garip komşular, çözülmesi gereken sırlar hepsi bu altı öyküde bir araya gelerek okuru varlığından haberdar bile olmadığı dünyalara bir gezintiye çıkarıyor. Korku ve gerilim türler...