Sensiz Ölümdür Aşk
İki insan, iki ülke, kesişen iki hayat ve bir müthiş aşkKime sorsak aşkı farklı anlatmaz mı?50 insan, Stefano ve İzmirin hikayelerini anlatmak için birleşti. Onların aşkı mesafeleri aştı, 50 yazar onların hikayesini yazdı.50 yazar:Alper Akdeniz, Alper Baran Esin, Altuğ Selçuk, Aylin Onart, Aynur Kuran, Babacan Pesenkurdu, Bahadır Yüksekşan, Banu Şen, Berna Ergin, Birgen Engin, Burcu Tuna, Didem Baydar, Dilara Çağlayan, Duygu Erşen, Ece Tüzün, Ece Türkmut, Eda Lortlar, Eda Ongün Balık, Elvan Karanfil, Emre Akdemir, Engin İnce, Erdem Erdoğan, Erhan Gölbey, Esin Sayın, Filiz Kahraman, Fulya Demirören, Gökhan Kökuşoğlu, Gökmen Küçüktaşdemir, Güneş Saraçoğlu, Hakan Asılkefeli, Hakan Urgancı, Halil Fincan, Hatice Çelenk, Jülal Malhatun Zalma, Kezban Şahin Taysun, Leyla Bal, Manolya Özek, Mehmet ...
Söz Sokakta
Güldüm, ağlattın. Yalandı, inandım.Çağırmadın, geldim.Gittin, takip ettim. Söz verdin, unuttun.Dayanabileceğim kadarını göze aldım.Fazlası beni öldürürdü. Belki bunu da isterdin.Çünkü seni bir tek ben böyle sevdim.Kimsede görmedin aynısını.Hatta başkaları itmişken seni, ben çektim aldım.Güvenmezken kimseye, hiçbir zaman kandırmadım.Sadece siyahtın, başka renkler kattım.Çaresizdi bakışların, şimdi korkusuz.Yani benimleyken güzeldin.Artık tek başınasın.Neden mi? Ben türettim, sen tükettin.Hala gözlerimin içine bakarak“Sana inanıyorum” deme, inanmam...
Osman Balcıgil (3 Kitap Takım)
Setin içinde yer alan kitaplar:Ela Gözlü Pars Celileİpek SabahlıkYeşil Mürekkep
Ari
Dünü doğru okursan, yarını sen yazarsın...Sadece bir roman değil ARİ...Hepimiz için bir köken arayışından çok, kadim atalarla tanışma ve tarih döngülerini anlama fırsatı. Bu çok bilinmeyenli kurgunun öğeleri; Atatürk’ün kadim tarih merakı, keşfedilen anlamlar, gerçek kişiler, küresel hareketler, farklı zamanlar ve hayali kahramanlarla örülen olaylar dizisinden oluşmakta. Sağlaması ise; ancak ve ancak toplum olarak birliğimizde gizli.Tarih, asla bir sosyal bilim dalı olmadı. Tarihini analitik olarak yorumlayan medeniyetler gelecek yolunda hızla geliştiler. Buna mukabil özlerini unutanlar, Batı’nın kazdığı, yağmaladığı arkeoloji çukurlarına gömüldüler. Batı, kısıtlı tarihi ve bilgileriyle medeniyet yarışındaki bayrağını göğüslerken, gözü nedense defalarca çelme taktığı Türklerde kalmıştır. Ç...
Çocuklu Hayat
Çocuğuyla düşe kalka büyüyen tüm anne babalara ve çocuklu hayatın bir parçası olan herkese...Bu kitapta, çocuklu hayatın her an yenisini ürettiği sorulara, bilimsel veriler ve deneyimlere dayanarak cevap arayan ve yeni sorular soran yazılar bulacaksınız.Çocuklar sınırlarını zorlayarak öğrenir. Peki ya anne babalar? Anne babalar hangi sınırları kahramanca savunmalıdır?Kendi kaygılarımızın ötesine geçememişken çocuklarımızın hayatlarına nasıl ve neyle dokunacağız?Binlerce yıldır bugüne taşınan ilişki “refleks”leri ve anne babalık “içgüdü”leri ile günümüz biliminin bulgularını nasıl birleştirebiliriz?Çelişkilerin çatışmaya dönüşmeden barışçı biçimde aşıldığı aile ortamlarını nasıl oluşturabiliriz?Cinsiyetçiliğin gelişim özgürlüğünü kısıtlamasının nasıl önüne geçebiliriz?Başkalarıyla beraber v...
Yatılı Okuldaki Hazine
Yatılı okul hayatının dostluk ve dayanışmayla yoğrulmuş samimi ortamında bir araya gelen üç arkadaş, inanılmaz bir maceraya yelken açıyor...Kütüphanede buldukları dev kitabın içinden, çözüm bekleyen tuhaf bir şifre çıkar. Ardından gizli haritayı bulmak için amansız bir çaba başlar. Öfkesiyle kök söktüren nöbetçi öğretmene yakalanmamak için yapılan zekice plan sayesinde takibe devam ederler ama işler her zaman planladıkları gibi gitmez.Hepsi ve daha fazlası bu kitapta...İnanmazsanız okuyun.Şaşıracaksınız. Hem de çok...
Hep Sonradan
Ortak bir acıya sahip iki kişi varsa, acı eşit bölünmez; biri diğerinden daha güçlü olmak ve acının büyük payını üstlenmek zorundadır.Dilediği gibi ağlayamaz, korkamaz, öfkelenemez... Hayatındaki herkes onu güçlü sanır da kimse bilmez, savrulmasının ufacık bir rüzgâra baktığını.Ben güçlü olan taraftım.Annem, saçlarını kaybedene kadar...
Adı Bende Saklı
Karanlıkla savaşabilir misin?Korkularını saklına astığın gibi, vicdanının sesini susturabilir misin? Sınırların ne kadar? Ne kadar ileri gidebilirsin? Peki bir Deli’yi sevebilir misin? Aşk için nelerden vazgeçersin? Yüreğin gibi, geleceğini feda edebilir misin?O ederdi, çünkü o... Delinin delisiydi!Geçmişini bir çöp torbasına koyup kaderin derin sırlarına atarken, nereden bilecekti ki tekrar gün yüzüne çıkacağını?...Çocukken âşık olduğu adamın şimdilerde kaçtığı tehlikeli kişi olması ne ironiydi...Birbirine taban tabana zıt; iki deli! Birisinin dediğim dedik, umursamaz, sakar, pasaklı, çocuksu, masum, saf ve ukala bir cadıyken, diğerinin amaçları, hedefleri olan, onurlu, kuralcı, kurnaz bir işadamı olduğuna aldanmayın!... Aslında o gündüzleri işadamı Cem Aydınoğlu kimliğinden, geceleri Del...
Babam Beni Şahdamarımdan Öptü
Tekneleri ve yıldızları memleketi olarak görenler, ıssız yerlerde kendisi için evren olanlar, beklentisiz ve vaatsiz sevenler, yargılamadan-yadırgamadan dinleyenler, “Seni seviyorum”a karşılık “Ben de seni” demek istemeyip alternatif “Ben de seni”ler üretenler... Islak iskele kokusunu sevmeler, bir şeyler, bir şeyler...
Barış Akarsu'lu Yıllar
“Sırlarım acıdan ağlar örer, kendi kayboluşlarım sende dursun isterim/ Ağladım senin için ilk defa, elimde parçalanmış bir hayat var aslında şarkısını söyledi. Lösemili çocukların gözlerinin içi gülüyor, doktor ve hemşireler ağlıyordu.”“Müthiş huzur dolu bir ortam hissettik. Yukarı Meryem Ana’ya vardığımızda, sanki melekler ordusu gibi ahenkli güler yüzlerle karşıladılar, herkes sıcacıktı.”“Bob Geldof gibi, U2’nun Bono’su gibi, Sting gibi duyarlı, dünya için ve içindekiler için kaygı ve sorumluluk duyan bir adamdı. Türkiye’de böyle içteni çıkmadı, bu yönünü herkes bilmeli.”“Az yatmamıştı balık kokulu ağların üstünde sabaha kadar.”“Abi mantarların ucunu eğer karıncalar kemirmişse o mantardan zarar gelmez, zehirsizdir. Ama eğer yenmemişse oturup düşünecen, kırmızımsılardan uzak duracan...”“B...
Dost Bombalar
Gazeteci Ahmet Alpan 2003 yılında Irak Savaşı’nda Amerikan ordusunda tercüman olarak görev yaptığı sırada yaşadıklarından esinlenerek bu romanı yazdı. Bu kitabı okuduktan sonra her şeye farklı bakacaksınız. Tam o sırada üç CIA ajanı panik içerisinde koğuşa girdi, sağa sola bakındılar, daha sonra Cemil’in yanına gelip, "Mehmet Sütçüoğlu nerede?" diye sordular. Cemil hemen durumu anladı. Bıyık altından gülümseyerek, az ileriyi işaret etti, "İşte orda oturuyor. Görmediniz mi?" diye sordu. CIA, Mehmet’in üst düzey bir bürokratın oğlu olduğunu ve PKK’nın onun hakkında ölüm emri çıkardığını yeni öğrenebilmişti. Cemil, uzun süre kendini gülmekten alıkoyamadı... ‘Cezaevi’ ile Bill’in ne kastettiğini çok iyi biliyordu. Bu, Guantanamo demekti. Bill, ‘Yurtdışında çalışır mısın? Yurtdışından neyi kast...
Doludizgin Bir Denizci Jack London
Gerçeği saklıyorsanız; ya da herkesin içinde tüm açıklığıyla ortaya koyamıyorsanız, gerçeğin ne olduğunu bilmiyorsunuz demektir.Gerçekle yüzyüze gelmek isterim. Biri çıkıp da bana gerçeğin ne olduğunu anlatsa...Jack London-Jack London’un fırtınalı hayatını, Irving Stone’un usta kaleminden soluk soluğa okuyacaksınız.“Doludizgin Bir Denizci Jack London“ Irving Stone’un kaleme aldığı ünlü sanatçıların biyografileri arasında en başarılısı.Jack London’un iniş çıkışlarla dolu, bir macera romanı tadındaki hayatı ve yazı serüveni, Irving Stone’un kaleminde adeta bir şölene dönüşüyor.Kimse Jack London’u bu kadar iyi kaleme alamadı...
Dengesiz Bir Aşkın Anatomisi
"Gülümsediğini görür gibiyim. Onu hiç kaybetme olur mu?Gülümsemekten asla vazgeçme...Gözlerimi kapıyorum ve derin bir nefes alıyorum.O güzel gülümsemenin bana hayat veren mucizevi ışığı doluyor içime...Acılar kayboluyor sanki."İki Aşık ve İmkansız Bir Aşk HikâyesiKaderleri onları hiç ummadıkları anda bir araya getirdi ve beklenmeyen bir girdap onları fırtınalı aşk denizinin içine sürükledi.Bir aşk hem bu kadar gerçek hem bu kadar sırlarla dolu olabilir mi?Bir aşk hem bu kadar yakın hem bu kadar mesafeli yaşanabilir mi?Heyecan, mutluluk, karmaşa, bilinmezlik, sessizlik, kahkaha ve gözyaşı...Çünkü bir vardı, bir yoktu aşk ve... Tesadüflerin gizemi onları fırtınasına katarken onlar, korkutucu bir bilinmezliğin içine savruldular!Kalplere iz bırakacak modern bir aşk masalı...Unutulmayacak bir i...
Delikanlı
Delikanlının silahı yüreğidir, o da tutukluk yapmaz! Koltukları kaldırıp kanatları açarak, hafiften vücut kaslarını göstererek, siyah takım içine beyaz gömlek giyerek, biraz da göğüs ileri, kümbet geri yürüyerek delikanlı olunmuyor! Olsa olsa bitirim bir tip oluyor. Bele silah takarak onu da her fırsatta ucundan göstererek, ben yerine ısrarla "biz" sözünü kullanıp bir âlemden bahsettiğinin altını çizip, oranın raconunu hissettirerek; "kodum mu oturturum!" şeklinde yürüyerek, ağız dolusu küfürle dolaşıp, paltonun yakasını kaldırarak yürümekle de delikanlı olunmuyor. Olsa olsa görenlerin şerrinden Allah’a sığındığı "mafya kılıklı" tipler oluyor. Demek ki delikanlılık kılık kıyafetle, "kodum mu oturturum!" demekle olunmuyor. Delikanlı, Eğer yüreği varsa o gün, o dakika, o an, getirip ortaya k...
Çingeneler
"Osman Cemal’in Çingâneler’i muhakkak bir şaheserdir. Osman Cemal şimdiden sonra bir tek yazı yazmasa, Türk edebiyatına kazandırdığı bu şaheserle gene mahzun ve gene yarı meçhul aramızda dolaşsa, bu, hiçbir zaman değeri birdenbire, bir çığlık halinde meydana çıkarmayı unutmayan edebiyat denilen şey ona bu şaheserinin layık olduğu mevkii vermekte gecikmeyecektir. Okudukça şaşırıyorum. Sayfaları çevirdikçe içim hüzün, sevinç ile dolu karmakarışık bir âleme giriyor. Gâvur Etem kitaptan fırlıyor, karşımda Apokor Çorbacı’nın kim olduğunu izah ediyor. Akman Baba’yı arabasını sürerken, yaz yağmurlarını, çadırı, böğürtlen dolu sepeti, ayaklarını köpekler dalamış tirşe gözlü Gülüzar’ı, Büyükdere köylerine giden musiki ve avantür delisi delikanlıyı, yılanları, Nazlı’yı görüyorum, duyuyorum. Bir reel...
Çerkes Aşkı
Çerkes Soykırımı ile Metafizik İç İçe...Halit Kakınç, okuru yoğun, akıcı ve sağlam bir tarih ve sosyoloji bilgisiyle buluşturuyor. Daha da çarpıcı olanı, yapının içinde Metafiziğe, Parapsikoloji’ye ve UFO’lara -hatta Arkeo-Astronomiye de yer veriyor olması Tüm bu konuların tek bir kitaba sığdırıldığını pek görmedim. Batıda birkaç örneği olsa da, bizde neredeyse hiç yazılmadı.Bu dünyadaki yaşamında da Kakınç, gerçekten Çerkes bir kıza aşık ve evli. Kitaptaki öyküde Blena ile Zeynep’in buluştuğu yerler o kadar belirgin ki... Böylece Blena/Ceylan ile Elbruz’un öyküsü daha bir anlam kazanıyor.Kadim dostum Halit’in yaratıcılığının daha birçok esere imza atacağından hiç kuşkum yok. Ayrıca eminim ki; tarihin, siyasetin, sosyolojinin, etimolojinin, metafiziğin, New Age’in ve aşkın harmanlandığı ye...
Cariyelikten Hasekiliğe Hürrem
Siz onları hiç böyle tanımadınız... Cariye iken padişahın nikâhlı karısı olmayı başaran Hürrem Sultan, baskın kişiliği ve Osmanlı yönetimi üzerindeki kalıcı etkisiyle bugün bile adından en çok söz edilen haseki olma özelliğini koruyor. Hürrem Sultan, resmi tarihin dediği gibi entrikacı ve Osmanlı’nın kaderini olumsuz yönde etkileyen, sinsi, dişi bir şeytan mıydı sadece? Bu nitelemenin ötesinde korkuları, kaygıları, boğulduğu seçeneksizlikleri, yoktan var olma çabalarıyla bir kadın, bir eş, bir anne olarak nasıl bir insandı? Kanuni’nin aşırı güven ve sevgisini kazanıp onun nikâhlı eşi olduktan sonra planlarını uygulamaya koyarak çeşitli entrikalarla 16’ncı yüzyıl Osmanlı tarihinin olumsuz bir rotaya kaymasında rol almış mıydı? Kocasını, "oğullarını öldürten" bir padişaha dönüştürüp devlet y...
Candı Yüceldi Şarabiydi
Can Yücel; hınzırdır, muziptir, içlidir, ‘ser’hoştur, ‘ser’şairdir. En az şiirleri kadar, yaşadıkları da söyledikleri de şarabîdir. Can Yücel en ümitsiz koşullarda bile, üzümden şarap, şaraptan şiir yapmayı bilen, zekâyı ve şiiri bir şarap gibi kadehlere doldurup sunma inceliği gösteren derin bir insan sevgisidir. Can Yücel şiirini bilmeyenlerin bile, en az bir anekdotundan haberdar olduğu, toplumda Neyzen Tevfik gibi, Şair Eşref gibi bir yeri olan, cid’TİY’e aldığı hayatı bir rivayet gibi anlatılan bir söz ve ses tiyatrosudur. Can Yücel derin hüznünü, müthiş alaycılığı ve şiirinin ayrılmaz öğesi argoyla dengeleyen, hatta gizleyen, devrimci bir romantik, "menfi bir TİP"tir. Can Yücel yazdıklarında, en ağdalı ifadelerden, en acılı ağıtlara; en sert sokak ağızlarından en yoğun sevda ve sevgi...
Bütün Aşklardan Öte
Mektup Bir zarf aldım düz beyaz bir zarf Üstüne ne adres yazdım ne bir işaret ne de bir harf İçine yüreğimi koydum Dışına sadece pul Madem ki içinde yüreğim durur Ve madem ki hayattasın hala O zarf gelir seni bulur Mutlaka Bu satırları okuyor olduğunuza göre sizi bulan bir mektubu tutmaktasınız. Eğer içinde yürek olan bir mektubu bir yüreği gördüğünde tanıyabilecek iki göz algılayabiliyorsa ve o yüreğe dokunma cesareti olan bir el uzanıyorsa raflara; evet size yazılmış bir mektubunuz var. Biraz mahzun, biraz muzip bulacaksınız beni ama kelimelere teslim olmuş biri olarak nereye akacağımı ben de bilemezdim ki... -Kerem-
Bir Nefes İstanbul
Bu kez seninle İstanbul’u ve İstanbul’daki seni, beni yaşıyoruz. Yolculuğumuzun tanıkları var bu defa. İstanbullular ve İstanbul’da yaşayanlar... Zengini, yoksulu, Kürt’ü, Alevi’si, muhafazakârı, marjinali, Ermeni’si, Rum’u, Musevi’si... Onlarca renk, onlarca doku... Bu satırlar, bazılarının ütopya dediğinin küçük bir yansımasının, umudunun romanını yaratıyor. Bir arada yaşayabilmenin hikâyesini... İstanbul’un sokaklarına karışırken senin, benim, yaşamlarımızın, aşklarımızın, içimizde kalanların, hayallerimizin, korkularımızın, umutlarımızın, yalnızlığımızın, hayat koşuşturmamızın, yeni binyılın insanlarının gelgitlerinin arasında dolaşıyoruz. İstanbul, Türkiye, Dünya, "sen"sin, "ben"im, "biz"iz... İnandığım tek gerçek bu. İstanbul öyle bir şehir ki; hiçbir kitap seni bu şehir kadar besley...
Bir Kadın Masal İster
Kader aşkı sona erdirmeye karar verdiğinde...Bir Kadın Masal İster.Türk edebiyatının kural tanımaz, serseri yazarı Cem Şancı son romanı Bir Kadın Masal İster’de yönetmen Biray Dalkıran’ın yaşanmış bir olaya dayanan öyküsünden yola çıkıyor ve müzikle yoğrulmuş bu öyküyü masalsı bir sürükleyicilikle kelimelere döküyor.Not: Kitap için yazılan ve Rahşan İzmirli’nin seslendirdiği Yağmur Yağmur ‘un Biray Dalkıran tarafından çekilen video klibi tüm müzik kanallarında gösterime girecektir.
Bir İstanbul Vardı
Ben, İstanbul’da doğdum. İstanbul’da büyüdüm. Seksen sekiz yılı aşan ömrüm hep İstanbul’da geçti. Çocukluğumun, delikanlılığımın, gençliğimin geçtiği bu şehirde arkamda bıraktım yaşlarımı. Ömrümün ihtiyarlık çağındayım şimdi. İstanbul’u yazarak tadını çıkarıyorum İstanbullu olmanın. Bir kez daha... Azrail’le randevum nerededir, bilinmez. Fakat yine de bu şehirde olmasını isterim kabrimin. Mezar taşımda İstanbullu yazmasını isterim. Bu şehirde diyorum. Çünkü benim yaşlandığım, toprağında yatmayı arzuladığım şehir, doğup büyüdüğüm o güzel İstanbul asla değil şimdi. İstanbul’um diyemeyeceğim bir garip diyar oldu burası. Tarihin tanıdığı en büyük iki imparatorluğa; Bizans’a 1058 yıl, Osmanlı’ya 469 yıl olmak üzere tam 1527 yıl payitaht olan ve tam 123 hükümdarın hükmettiği bu kent, şimdi olduğ...
Beni Susarken Bölme
Aramadığın yerlerde olmayı seçiyorum nedense. Karşılaşma ihtimalimizin olmadığı olamayacağı. İlk ışıktan sağa dönüyorum hep. Senden değil, seninle karşılaşmaktan korkuyorum. Şekil değiştirmişiz biz. Ben giderken, sen gelirken değişen ne varsa bilmediğim; karşılaştığımızda bir şamar gibi inecek yüzüme sanırım. O yüzden kaçıyorum karşılaşmalardan. Korkmak değil bu. Korkudan korkmak benimkisi ve anladım ki ayrılığa değil, ayrı kalmaya yeniliyor insan..