
Üstün Yetenekliler Sınıfı 2
Yeteneklerin her şeyden üstün tutulduğu prestijli bir okul: Tokyo Yüksek Eğitim Lisesi. D Sınıfı’ndan Kiyotaka Ayanokouji, Kikyo Kushida’nın zorlamasıyla okuldan atılma tehlikesi yaşayan Sudo’yu kurtarmaya çalışır. Ancak soğukkanlı Suzune Horikita bu plana katılmakta isteksizdir; tek ipucu, sessiz ve silik öğrenci Sakura’nın olayla bağlantılı olabileceğidir. Sakura’nın geçmişine indiklerinde, her şeyi değiştirecek bir sır ortaya çıkar. Bu sırada B Sınıfı’ndan karizmatik Ichinose’nin devreye girmesiyle işlerin seyri değişir. Popüler ve yaratıcı ikiliden, dostluk, rekabet ve entrika dolu yepyeni bir okul hikâyesinin ikinci cildi sizlerle. Sınıfın kaderini belirleyecek bu serüvende gerçeği keşfetmeye hazır olun!

Söylenmemiş Son Söz
YALNIZLIK, AYNI ZAMANDA ÖZGÜRLÜĞÜN DE OLDUĞU YERDİR. BAŞKA BİR DEYİŞLE, ÖZGÜRLÜĞÜN BEDELİDİR. Dişilik ve onun yakıcı enerjisi; güzelliği, gücü, ışığı... Ve bu güçle kendi cenaze törenlerinde söz alarak, tutkuyla ve tarihin onları marjinalleştirmesine duydukları öfkeyle, suçlama niteliği taşıyan bir veda konuşması yapan kadınlar... Concita De Gregorio’nun Dora Maar gibi çocukken ya da Amelia Rosselli gibi ergenken yüz yüze geldiği veya büyüdüğünde tanımadan tanıştığı ve daha sonra eserlerinde aradığı kadınlar: Carol Rama, Nise da Silveira, Vivian Maier, Silvina Ocampo, Maria Lai, Lisetta Carmi ve daha birçokları. Hepsi böyle tanınmış değiller, hatta çoğu zaman çıkmaz sokaklarda kaldılar, yasaklandılar, dışlandılar, geride bırakıldılar. Zamana, geleneklere, topluma göre önde oldukları için, ...

Dünyanın Dibi Oteli
"Evet sevgili izleyiciler, 2050 yılına sellerle, deniz taşkınlarıyla giren Avrupa’nın kuzeyinde tekrar Olağanüstü Hal ilan edildi. İngiltere Başbakanı, geçici süreyle ülkeye tüm giriş çıkışları dondurduğunu açıkladı. Kıyılarının bir kısmı geçen yıl denize karışan El Salvador’dan, Honduras ve Guatemala’ya akın devam ediyor. Sınır duvarlarında yaklaşık bir milyon insanın mahsur kaldığı belirtildi.’’ "...Leyla, dün gibi hatırlıyordu: 2035’te, İstanbul’da hava kirliliği yüzünden sıkıyönetim ilan edildiğinde Büyükhusun Köyü’ndeki taş evde yaşıyorlardı. Mutfak masasında oturan Perihan Hanım, birdenbire ayağa kalkıp radyoyu kapatmış, cephede tek başına kalan bir asker edasıyla torununa dönüp ‘Sığınak yapma vakti geldi de geçiyor!’ demişti. Bu bir tespit değil, emirdi.’’ Hayatımıza bugünkü gibi de...

Şehrin Sancısı
"İNSANLAR YALAN SÖYLEMEYİ SEVER. ÇÜNKÜ BEŞ PARA ETMEZ HAYATLARINDA DOĞRU DÜRÜST YAPABİLDİKLERİ TEK ŞEY BUDUR." Kendini dahi bulamayacak kadar kalabalık, kafasının içindeki seslere sağır kalacak kadar da gürültülüydü şehir. Çokça hayal kırıklığı, kavga ve tehlike doluydu. Çocukluğundan beri huysuz, uyumsuz ve yalnızdı. Ne sistemle barışabildi, ne geçmişi bağışladı, ne hayatın anlamsızlığına değer katabildi, ne de kendini sevebildi. Basit ve hayli sıradan bir insan olarak hayata devam edebilmek kolay değildi artık. Şehir sıradan olanı öğütüp kusuyordu dışarı. Pencerede bir çiçekle, mahalleden iki arkadaşla, maaşı düzgün bir işle, sıcacık bir çorbayla, ocağı tüten bir haneyle, sıradan ve görünmez olmak için daha fazla çabalamak gerekiyordu. Yanlış Giden Bir Şeyler Var, Coğrafya Kaderdir, Var ...

Aileni Nasıl Öldürürsün
“Neşeli ve karanlık.” ELLE * Aileni öldür * Servetleri üzerindehak talebinde bulun * Bunlardan paçayı kurtar * Bir köpek sahiplen Grace Bernard ile tanıştınız mı? O bir evlat, kız kardeş, iyi bir dost ve aynı zamanda bir seri katil... O, her şeyini kaybetmiş ve şimdi intikam ateşiyle tutuşan biri. Aileni Nasıl Öldürürsün sınıf çatışması, aile, aşk ve cinayet hakkında yazılmış elinizden düşüremeyeceğiniz ürpertici bir roman.

Flört
ARANIYOR: GÖSTERMELİK SEVGİLİ Romantik ilişkilerin hayatını altüst etmesinden bıkmış, bekâr bir kadınım. Yine de yanımda biri olsa dediğim günler oluyor. Tercihen yirmilerinin ortası ila otuzlarının sonlarında bekâr bir erkekseniz ve benimle benzer bir durumdaysanız tam da birbirimize göre olabiliriz. İdeal aday yakışıklı, çekici ve bana karşı romantik hisler besliyormuş gibi davranmaya istekli olmalıdır. Farklı konularda sohbet edebilme kapasitesi tercih nedenidir. Bu çift taraflı bir anlaşma olacaktır. Sizin zamanınıza karşılık benimki. Patronunuzun gözünde sizi iyi gösterecek bir kadın mı istiyorsunuz? Hemen topuklularımı giyiyorum. Eski sevgilinizin gözü önünde içinize düşecek biri mi lazım? Kırmızı rujumu sürdüm bile. Teklifimle ilgileniyorsanız lütfen bana yazın. Kaybedecek zamanımız...

Pi Cemiyeti ve Yalnız Bir Radyo Hikayesi
Kimine göre günler, gün doğumu ile başlar. Ancak bazı insanlar için gün, gece olduğunda yaşar. Gece olunca yaşananlar, hayatı alıntılar. Kalabalığın içinde var olanlar değil... Yalnızlığı göze almışlar, gece olunca yalnız kalanları karşılar. Ve unutmayın: Gündüz kendini göstermeyen yıldızlar, yalnızca geceleri parlar. Burası Pişman İnsanlar Mahallesi, Umut Sokağı, No. 23.59. Son yıldız parlamaya devam edene dek, biz buralardayız. Bazen pişmanlıklarla, ama en çok umutla… Hepiniz Cemiyet’e hoş geldiniz.

Ring
Bir ringe tüm hayat sığar mı? Tüm yaşam, bir spor salonunun içinden film şeridi gibi geçer mi? Tolga, 30’lu yaşlarında genç bir adamdır. Uzun zamandır egzersiz yaptığı, dövüştüğü, ahir ömürdeki deneyimleri mekânın sahibi "Hoca" ile sık sık konuştuğu, yeri geldiğinde çilingir sofrasının kurulduğu bu yer, onun geçmişinden-geleceğine bir geçiş köprüsüdür. Sonra bir akşam bu mekânda aniden bir parti organize edilir… Etkinliğin ev sahibi Tolga’dır… Konuklar önemlidir… Kimsenin olacaklardan haberi yoktur… Burak Soyer’in kaleme aldığı Ringspor destekli alınan "intikamın" çok iyi bir örneği.

Yalnız Kitap
V. Karl’ın, Kanuni Sultan Süleyman devrinde Osmanlı sarayında bulunan elçisi Flaman Ogier Ghislain de Busbecq, 1 Haziran 1560’ta İstanbul’da tamamladığı dört elçilik raporunun üçüncüsünde, Osmanlıların matbaayı kullanmaya karşı isteksizliğini şu sözlerle açıklamaya çalışıyordu: "Yeryüzünde Türkler kadar, başka ülkelerin yararlı icatlarını kolaylıkla alıp benimseyen bir millete daha rastlamak zordur… Buna rağmen nedense kitap basmaya ve çalar saat kullanmaya bir türlü ikna edilememişlerdir…" Edebiyatımızın temel taşlarından Sabahattin Ali’ye göre edebiyat her şeyden önce bir mücadeleydi, edebiyatın amacı ise "insanları daha iyiye, daha doğruya, daha güzele yükseltmek, insanlarda bu yükselme arzusunu uyandırmak" olmalıydı. Sabahattin Ali’nin "Edebiyata nasıl başladınız?" sorusuna yanıtı "Kit...

Aşk Var Düşersen - Yolculuk, Aşk ve Yeniden Başlamak Temalı Öyküler
Yazmak, onların hayalleriydi. Bir kitapta buluşmak ise hayal bile değildi. MasterCamp Yazarlık Akademisi katılımcılarının usta kalemlerden aldıkları dersler, güzel bir sona değil, harika bir başlangıca dönüştü. Ortak teması "Yolculuk", "Aşk" ve "Yeniden Başlamak" olan 17 yazarlı bu kitapta, hikâyeli yolculuklar bulacaksınız. "Sabır ve tutku... Bu kitaba imzalarını atanları, en çok bu inanç bir arada tutabilirdi... Yolculuğa böyle bir umutla çıktık. Hâlâ yolda olduğumuzu söylemeye gerek var mı?" Mario Levi "Hayat aslında bir seyahattir, hedef değil. Mutluluk, gidilen yolun üzerindedir, sonunda değil. Sonlar aslında her zaman yeni başlangıçlardır. Aşk da hiçbir zaman yolun sonunda değildir, yolculuktadır. Öyle olmasa, aşk da yolun sonu olurdu ve vakit de geçmiş olurdu. Mutlu olmanın zamanı h...

Beyaz Geceler
Hayalperestlik, yalnızlıkla baş etmenin bir yolu olabilir mi? Dünya edebiyatının en büyük yazarlarından Dostoyevski’nin yirmi yedi yaşındayken kaleme kaldığı Beyaz Geceler gösterişten uzak, mütevazı ama bir o kadar da güçlü ve şiirsel bir uzun öykü... Hikâyenin isimsiz anlatıcısı, Petersburg’da yalnız yaşayan, kendi halinde bir hayalperesttir. Şehrin dört bir yanında dolaşır tek başına. O sokak senin bu sokak benim... Sonra bir gün yine kendi gibi yapayalnız bir kız çıkar karşısına. Nastenka... Güzel ama kederli bir kızdır Nastenka. Acıklı da bir hikâyesi vardır. Önce bu hayalperestin hikâyesini dinler, sonra onu bir daha bırakmayacağının sözünü vererek başlar kendi hikâyesini anlatmaya. Ancak hikâyeler ortaya döküldükçe filizlenen aşk duygusu, aslında üç kutuplu bir aşka dönüşür...

Kalbin Sırları
"Aşk güzel bir kuş Yakalanmak için yalvaran Ama yaralanmaktan korkan." - Halil Cibran-

Bekâret Engeli
Cidden öfkelenmiştim ama o anda kalkıp gitsem, bu savaş alanını yenilgiyle terk etmiş olacaktım. Onun yerine her aşırı stres anında yaptığım gibi başımı özgüvenle kaldırdım, saçlarımı arkaya attım ve “Tamam kabul!” dedim. “Bir an önce halledelim şu işi de siz de bu kibrinizden vazgeçin. Sergileyin tüm hünerinizi, siz beni bekâretimden kurtarın, ben de sizi bu aşırı küstahlık ve özgüveninizden...” Hayatı boyunca “bekâretinin” önüne bir engelmiş gibi koyulduğu bir dünyada, bir genç kıza özgürleşme yolunun “ondan kurtulmak” olduğunu düşündüren zihniyet nedir? Usta bir kalemden okuyacaksınız!

Affedebilecek misin?
Doğum günüme gelecek misafirlere hazırlık yapıyordum. Banyodan gelen korkunç sesi duyduğumda duş kabininin camı patladı sandım. Aklıma ilk gelen bu oldu nedense. Mikseri çırpmakta olduğum yumurtanın tabağına bıraktığım gibi banyoya koştum. Bu hikâyenin gerçek hayatta yaşandığına inanmak o kadar zor ki. Ama maalesef gerçek bu! Kendini banyoda tabancasıyla vuran bir genç... Geriye ıstıraptan başka ne kalıyor bir bakalım mı? Yazar soruyor: “Kendini yok ederek seni de öldürenler var; onları affetmen mümkün mü?” Hayat öyle ya da böyle devam ediyor; yükleri, travmaları, düğümleriyle... Ama her beladan güçlenerek çıkmak mümkün... Başkalarını canına kıyarak cezalandırma! Senden sonra da gülümsemeyi başaracaklar.

Katip Bartleby
"Yapmamayı tercih ederim." Bu cümle, 19. yüzyıl New York’unda Wall Street’te, bir hukuk bürosunda işe başlayan genç ve azimli Bartleby’nin hayat mottosudur. Bartleby her işini eksiksiz yapan sıra dışı bir kâtiptir. Ancak yaşananlar ve insanların ne düşündüğüne aldırmaksızın başlattığı pasif direniş bu cümleyle taçlanır. Bu kayıtsızlıkla nasıl başa çıkacağını düşünen patronu hikâye ilerledikçe onun tercihlerinin nedenlerini de anlayacaktır. Moby Dick’in yazarı Herman Melville tarafından kaleme alınmış absürd edebiyatın öncüsü ve aynı zamanda Amerikan edebiyatının kült eserlerinden biri olan bu uzun öykü Kafka’dan Camus’ye kadar pek çok yazara ilham vermiş, pek çok düşünürün okumalarına konu olmuştur. Kâtip Bartleby, yayımlandığı 1853 yılından beri bugün hâlâ toplum kuralları ve kapitalizmin...

Safir Ve Milas Kutulu Set
Safir Ciltli Kitap Milas Ciltli Kitap -Safir'in Eskiz Defteri Özel Kesim Ayraç

İstisna
KONU: ESKİ KOCA ARANIYOR Bu noktaya nasıl geldiğimi açıklayayım…İş arkadaşlarıma evlenip boşandığımı söyleme gafletine düşünce, geçmiş ilişkimin detaylarını öğrenmeye kafayı taktılar. Çünkü eski kocam gözalıcı ve yatakta olağanüstü yetenekli bir adam. Üstelik beni geri kazanmayı kafasına koymuş. Fakat ortada küçük bir sorun var. Öyle biri yok. İki hafta boyunca benimle rol yapabilecek birini arıyorum. Her an eyalet içinde seyahate çıkabilir, aynı yatağı paylaşmak zorunda kalabiliriz. Bir de, yakayı ele vermemek için öpüşmemiz gerekebilir. Sevgiler, Müstakbel Eski Karın

Kararsız
“Bu kitabı elinizden bırakamayacak ve son sayfayı çevirdikten sonra bile aklınızdan çıkaramayacaksınız.” –Bal Khabra, Çarpışma’nın Çoksatan Yazarı Rhys Koteskiy geri dönmüştü ya da en azından deniyordu. Hokey takımının kaptanı ve geleceğin yıldız oyuncusu Rhys, beyin sarsıntısı geçirmesine neden olan sert bir darbe almıştı. Hızla iyileşmesine rağmen piste adımını attığı anda onu ele geçiren panik ataklara bir türlü çözüm bulamıyordu. Sezon başlamadan önce tek başına antrenman yapmak için piste gittiğinde ise… yalnız olmadığını gördü. Sadie Brown başarılı olmak zorundaydı yoksa ailesi dağılacaktı. Bitmeyen borçlar, küçük kardeşlerini kaybetme korkusu ve paten antrenmanları arasında boğulan Sadie, ertesi günü sağ salim atlatmaktan ötesini düşünemiyordu. Nefes alabildiği tek yer olan buz pist...

Âşık
Ancak bir âşık her şeyi hatırlayabilir, tam da tüm dünyayı unuttuğu yerde… Adım Maria. Bu günlüğü senin için yazıyorum. Senin izini sürenlere yol göstersin diye... Çünkü herkes senden bahsediyor ama seni bulmak için insan önce kendisini bulmalı… Belki bir gün bir başka ben, bu günlüğü bir yerlerde bulursa, seni ararken saptığım yolları, her yolun aslında yine sen olduğunu ve bu yolda başıma gelenlerin de sana dair izler taşıdığını hatırlaması için yazıyorum… Yol beni çekip aldı. Dante gibi gözlerimi Cehennem’de açtım. Kat etmem gereken uzun bir yol vardı. Önce Araf ’a sonra da yeniden doğumun anahtarlarını barındıran Cennet’e varacaktım. Âdem’in Havva’sına kavuşması öyle kolay olmadı.

Büyük Atlas Küçük Canlılar
Geçmişin insanları zamanın trafiğini değiştiriyor; yakalanan anlarla birlikte her şey arayışların ve kaçışların, ertelemelerin ve kavuşmaların tesadüfi dizilimiyle Berlin’de, gece sessiz olunması gereken bir balkona taşınıyor. Barış Pirhasan, zihin çekmecesini karıştırırken yoksulluklara kendi giden aşıklardan hastane odalarındaki arkadaşlara kadar hayatının tüm insanlarını kendi gölgeleri gibi uzatıp kısaltıyor. Kıpırtısını ve heyecanını muhafaza eden şiirler, bu kez biraz daha yüksek bir sesle okunuyor.

Aşk Sınır Tanımaz (Ciltli)
İstanbul’dan Güney Kore’ye uzanan tutku dolu ve tehlikeli bir aşk hikâyesi... Masal Okur, zeki, güzel ve başarılı bir kadındır. Ancak kalbi de karakteri gibi sert ve soğuktur. Yıllar önce uğradığı ihanetten sonra kalbini aşka kapamıştır. Kendisini, yalnızca kariyerine ve ailesine adayan genç kadının hayatında artık aşkın yeri yoktur. Fakat kaderin, Masal Okur için çok daha büyük planları vardır. Şirketi tarafından üç aylığına Güney Kore’ye gönderileceğini öğrenir. Bu işe ihtiyacı olan Masal, her ne olursa olsun Güney Kore’ye gitmek zorundadır. Fakat PSY Entertainment’ın CEO’su ile tanıştığında hayatı bir daha asla eskisi gibi olmayacaktır. CEO Park Soo Yun, yakışıklı olduğu kadar zeki, başarılı ve aynı zamanda gizemli bir adamdır. Masal Okur’u baştan çıkarmak için özel olarak yaratı...

Votka & Pera
"Kırmızı ışıkta sokak çocuklarının etten duvar ördüğü Chevy Impala gelinle damadı nereye götürüyordu bilmem; ama beni 87 yazına, çocukluğumun en kral günlerine götürmüştü. İnsan olmanın yükünü çekmediğim, gözlerimi Samantha Fox takvimiyle şenlendirdiğim, Erenköy Mürüvvet Apartmanı’ndaki güzel günlere... O zamanlar babam ölü değildi ve onun ölümünün ardından gerçekleşen felaketler zinciri hayatımı altüst etmemişti daha..." Bu hikâyedeki defolu mal benim. Ruhum ihraç fazlası tişört gibi delik deşik. Vazgeçtim... Pes ettim... Yaşamak için mantıklı bir sebebi olmalı insanın... Pera’nın aşkı yaşama sebebim olabilir miydi bilmiyorum ama kesinlikle denemeye değerdi... "Boğaziçi Köprüsü’nün korkuluklarında, kollarımı iki yana açıp kendimi boşluğa bırakmadan önce tepemde parıldayan güneşe bakıp gül...

Ya Diğer Yoldan Gitseydim?
Seçme ikilemi en ağır yük. Bir iyi ile bir kötü arasından seçmek değil zor olan. İki iyi arasından daha iyi olanı seçmek de. Asıl ikilem, iki kötü arasından daha az kötü olanı seçmektir. Bu ihtimali yazmak da can yakıcıdır. – Hakan Akdoğan Hayatın dönüm noktalarında verdiğimiz kararlar, bizi bambaşka yollara sürükler. Dünyadaki her öykü, alınmayan yolları ve seçilmeyen hayatları bize sunarak okuyucuyu düşünmeye ve sorgulamaya davet eder. Aynen bu kitapta olduğu gibi. – Uğur Batı Dünyanın en eski ve daimi hikâyesidir zamandaki alternatif kırılımlar üzerine hayal kurmak. Yol ayrımındaki sayısız saçaklar üzerine yazılan hikâyeler, bize verdiği kadar size de ilham verecek. – Hasan Gümen Bu kitaptaki her hikâye okuyucuya yaşanmışlıkların ve kaçırılmış fırsatların iç içe geçtiği derin bir düşünc...