
Atatürk'ün Katilleri ve O Doktor
“VİCDAN OLMADAN BİLİM, RUHUN HARABESİDİR.” – FRANÇOIS RABELAIS Bu kitapta Atatürk’ün son hastalığında görev alan tüm doktorlar ve aramızdan ayrılışına kadar olan tüm anlara, belgelere ve anılara kronolojik olarak tanıklık edeceksiniz... Öyle ki o süreçte yurtdışından gelen ve bugüne değin sadece iki satırla anılan “çok özellikli” (!) doktorların geçmişte ve gelecekte nelerle uğraştıklarını ve başlarına neler geldiğini okuyacaksınız. Hele bir doktor var ki Hitler’in gözünü kan bürüdüğü yıllarda (1933-1944) yaptığı ölümcül deneylerle adından söz ettirmiş ve ne tesadüftür ki “ölümlerinden kısa süre önce” sırasıyla Romanya Kraliçesi Marie, Asrın Lideri Atatürk, Yunan Başbakanı Metaksas ve Bulgar Kralı Boris’in teşhis, muayene ve tedavisinde bulunmuştur. Bir hekim düşünün ki kütüphaneden kitap,...

Kızıl Çengi
Cahide Sonku’nun inanılması zor yükseliş ve düşüş öyküsü, toplumsal hayatımızın kendine özgü labirentlerinde gizlidir. Bütün Türkiye’nin CAHİDE’siydi... On üç yaşında adımını attığı Darülbedayi’de, rakiplerini geride bırakmayı, ilk ve biricik primadonna olmayı becerdi. Çok az sayıda oyuncuya nasip olabilecek doğal yeteneğe ve güzelliğe sahipti. Bu özelliklerine zekâsını ve çalışkanlığını ekledi. Altın yıllarını yaşayan Türk Tiyatrosu’nun ve kuruluş aşamasındaki Türk Sineması’nın tartışmasız "1 Numara"sı oldu. Çok ama çok para kazandı. Örnekleri sadece ABD’de görülebilecek tarzda bir hayat yaşadı. Türkiye’nin playboyları, geçeceği değil, geçme ihtimali olan yollara bile kırmızı halı döşettiler. Ayakkabılarından şampanyalar içildi. Bütün takıları, ayakkabıları, çantaları, kıyafetleri Paris y...

Demografik İşgal
"DUVARLARIMIZ DELİKLERLE DOLU, BETONDAN YAPILMIŞ SURLARDAN ZİYADE DELİK DEŞİK AĞLAR KADAR GÜVENLİLER." – ZYGMUNT BAUMAN Türkiye’de bulunduğu tespit edilen sığınmacıların ve kaçakların sayısı 13 milyonu aştı. Bu göç hareketi Türkiye’nin milli kimliğini, milli güvenliğini, Türk milletinin ekonomik refahını ve sınır bölgelerinde demografik yapıyı değiştirerek Türkiye’nin geleceğini tehdit etmeye çoktan başladı. İşin en ürkütücü taraflarından biri de istisnalar dışında siyasetin de, basının da, akademilerin de, aydınların da sanki Türkiye dünyanın en fazla sığınmacı bulunan ülkesi değilmiş, sanki bir içsavaşa sürüklenmek istenmiyormuş gibi davranıyor olması... Gerçekler Türk halkından dört koldan gizleniyor. Türkiye’yi bir ulus-devletten ümmet toplumuna dönüştürmek için demografik değişimi des...

Fotoğrafla İyileşme Sanatı
BİR FOTOĞRAF SADECE ANILARINIZI SAKLAMAZ, RUHUNUZU DA İYİLEŞTİREBİLİR. Bazı fotoğraflara bakınca içimizi huzur kaplar, bazıları ise derin bir melankoliye sürükler bizi. Peki ya fotoğrafların yalnızca anılarımızı değil, duygularımızı ve hatta bedenimizi de dönüştürme gücü olduğunu söylesek? Bülent Demircioğlu, Fotoğrafla İyileşme Sanatı’nda, geçmişin izlerini taşıyan karelerin nasıl bir şifa aracına dönüşebileceğini anlatıyor. Sadece anılarınıza değil, bilinçaltınıza da dokunan bu çalışmayla travmalarınızı çözebilir, ruhsal yüklerinizden arınabilir ve yepyeni bir enerji alanı yaratabilirsiniz. Bu kitap, fotoğrafların sıra dışı titreşim gücünü kullanarak hastalıkları, korkuları, bağımlılıkları ve içsel yaraları iyileştirme yöntemlerini adım adım keşfetmenizi sağlıyor. Eğer geçmişinizle yüzle...

Hiç Kimse Görmek İstemeyen Biri Kadar Kör Olamaz - İbni Sina
İbni Sina ya da dünyanın tanıdığı isimle Avicenna... 11. yüzyılda insanlığın cevap aradığı sorulara pozitif bilimci yaklaşımla karşılık vermiş bir felsefeci, eşsiz bir hekim, astronom, matematikçi ve fizikçi. Hayatı boyunca sorular sormuş, "neden"lerin peşinden gitmiş, çok okumuş, çok araştırmış, çok incelemeler yapmış bir insanlık incisidir İbni Sina. İnsanlığın emekleme döneminde, taassubun karanlığına düşmeden, akıl ile bilimin ışığında yürüyen tarihin bu en büyük hekimi, başta Müslüman ve Avrupalı felsefeciler olmak üzere, Da Vinci’den Aziz Thomas’a kadar birçok düşünürü ve sanatçıyı da etkilemiştir. Onun portresi, bugün dünyanın en saygın okullarının duvarlarını, düşünceleri ise en aydınlık beyinleri süslüyor.

Atatürk Diriliyor: İlahi Nutuk
"Atatürk dünyanın farkına erken varanlardandır!" – Winston Churchill • Yaratılışın başlatılmış olduğu saklı Mu’yu, dolayısıyla da Spatyum’u (Levh-i Mahfuz) betimleyerek veya betimleterek büyük sırlara vâkıf olması. • Ahaz’ın güneş saatinde oluşturulan Tanrı’nın ve Dünya Kralı Thotma’nın Felsefe kitabında yer alan geometriyi düzenleyerek ülkesine kazandırması. • Atatürk’ün Anka, Heron projesi olarak ileri sürülen ve Levh-i Mahfuz’daki aslına bire bir uyan Ka adlı çizimiyle ilmin bir nokta olduğunu, sonradan büyüyüp anlaşılmaz hale getirildiğini kanıtlaması. • "Yurtta sulh, cihanda sulh!" sloganı. • Devrimleri. • Laiklik fikrini benimseyerek, din ile devlet işlerini birbirinden ayırması. Bu sayılanlar, Atatürk’ün gönderilmiş bir görevli olduğunun kanıtlarından birkaçıdır. Mustafa Kemal Atatü...

Her Karşılaşma Bir Mesajdır
NE ARADIĞINI BİLENE HER ŞEY İŞARETTİR "Temiz bir kalpte kin barınmaz.Hakikati arayan bir dil, yalanla kirlenmez.Hayatta her şey ters gidiyorsa,bil ki sen ters yöne girmişsin." İnsan, neyin peşinden koşmuşsa, hep ona gecikmiştir. En çok neyi zorlamışsa, ona zorlanmıştır. Neyi çekiştirmişse onu kırmıştır. Neyi hakikat sandıysa onun rüyasına kapılmıştır ve yine o rüyanın hakikatiyle sınanmıştır. Bu bir ceza değildir, bedeldir sadece. Yaşam, rüyayla hakikatin sürekli yer değiştirdiği, çoğu zaman iç içe geçtiği bir sınav. Genç bir dervişle, geçmişle hesabını kapatamamış yorgun bir kadının, yıllar sonra hiç hesapta yokken yeniden karşılaşmaları, küllenmeyen dostluklarının bir kez daha sınanmasına neden olur, çünkü onların birbirine öğreteceği şeyler henüz bitmemiştir. Kitapları 15’ten fazla dile...

Hayat Cesurlara Torpil Geçer - Özel Baskı
Hayat sadece yola çıkmayı göze alanları kahramanlaştırır... Yıldırım aynı yere iki kere düşer mi? Düşer… İki kere de düşer, üç kere de. Yeter ki yağmurun altında durmaya cesaret et. Öfkeyle, rekabetle, küçümsemeyle, eleştiriyle ve yargıyla dolu konforlu alanını terk edebilmeyi başardığında hazır olduğun seni bulur. Unutma ki, aradığın da seni arıyor. Yaşamının dümeni kendi ellerinde… Kalbinin rehberliğini kimsenin karanlık kuyularında yitirme. Uçurumlar, dümeni kıracağın rotayı verirler sana. İhtiyacın olan tek şey cesaret… Yola çıkmaya, yağmurda ıslanmaya, kahraman olmaya cesaret et…

Elif Gibi Sevmek - 1 - Nefes
"Bir insan nasıl anlar âşık olduğunu?" diye sordum bir gün dedeme. "Nefesini tut..." dedi gülümseyerek. "Anlamadım..." dedim. "Nefesimi mi tutayım?" "Evet..." dedi. "Öylece tut ve bekle." Dediğini yaptım. Dayanabildiğim kadar soluksuz bıraktım kendimi. Saate bakmayı akıl edememiştim ama sanırım otuz saniye sonra iyice zorlanmaya başladım. Tam pes ediyordum ki, eliyle kapadı ağzımı ve burnumu. Neye uğradığımı şaşırdım. Ölecek gibiydim artık... Yüzüm kızarıyor, gözlerim doluyordu. Dayanılmaz bir hal almıştı nefessizlik... Sonunda çekti elini yüzümden. Derin derin solumaya başladım can havliyle. Bana bunu neden yaptığını anlayamıyordum bir türlü. Gözlerinin içine baktım soran bakışlarla. "Bunu bana neden yaptın dede?" dedim. "En çok neye ihtiyacın vardı az önce?" diye sordu sakin bir tavırla....

Dil Söyler Kulak Dinler Kalp Söyler Kainat Dinler - Yunus Emre
"Ölen beden imiş âşıklar ölmez..." Türkçe şiirin öncüsü olarak tarihte ölümsüzleşen bir tasavvuf ve halk şairidir Yunus Emre... Tekke şiiri geleneğini özgün bir söyleyişle Anadolu’ya yaymış bir gönül işçisidir. Aynı zamanda bir felsefenin de temsilcisidir. İnsanın nesneyle ve varoluşla ilişkisini dizelerinde ustalıkla işlemiştir. Var olmanın, hakikate ulaşmak için aklı kullanmanın ve aşka düşüp hiçliğe karışmanın yollarında çok değerli bir rehberdir Yunus Emre...

Lenin'den Atatürk'e Mühürlü Vagon
İki büyük liderin kaderi mühürlenmiş bir vagona sığamadı. Lenin ve Atatürk bugün dünyanın bildiği ve tanıdığı iki büyük lider olarak tarihe geçti. Lenin ve Atatürk’ün Birinci Dünya Savaşı’nda ortak kaderlerinin taşındığı vagon: Mühürlü Vagon. "Mermi böyle patladı. Hem bir ülkenin hem de bir âlemin altı üstüne geldi!" cümlesiyle başlıyor kitap. Lenin, Mustafa Kemal, Mustafa Suphi, Mir Sultangaliyev ve Enver Paşa... Kitabın adı Ekim Devrimi’nin önderi Lenin’i İsviçre’den Rusya’ya taşıyan trenden geliyor. Kitabın gizemi "Mühürlü Vagon" ile başlıyor. Asıl gizem ise yukarıda adı geçen liderlerin bir tabloda toplanmasında ve ortak akıbetlerinde başlıyor. Bu liderlerin ortak gizemlerinin Türk kimliğine sahip olmasında ve küresel oligarşinin bir plan çerçevesinde suikastlarla Türkçü liderleri yok ...

Şeytan Tüyü
BEN ADRENALİN İÇİN YAŞIYORUM, ZEVK ALDIĞIM ŞEYLER BANA ADRENALİN VERİR VE BEN BU YOĞUN HEYECAN HİSSİNİ YAŞAMAK İÇİN HER ŞEYİ YAPARIM. Bir insanın ruhundaki kötülük potansiyeli nedir? Bir erkeğin sahip olduğu o tuhaf çekicilik, ya bir şeytana aitse? Peki bizler içimizdeki cehennem potansiyelinin farkında mıyız? Ünlü yazar ve ilişki koçu Adil Yıldırım, Şeytan Tüyü isimli romanında zengin, güçlü, kırklı yaşlarındaki bir adamın kendi şeytanıyla olan ilişkisini aktarırken, okuyucuların da ne kadar “şeytani” özelliklere sahip olabileceğine dair kendileriyle yüzleşmelerini sağlıyor. “Benim hayat anlayışım hedonizmdir. Özel hayatım genel olarak ya yatakta ya da restoranda geçiyor. Ya sevişiyorum ya da bunu yapabilmek için yeterince besleniyorum. Benim en büyük zevkim kadınlar. Evli olmam, hatta ka...

Atatürk'ten Son Emir
Atatürk’ün barış anlayışını İngiliz Büyükelçisi Loraine 10 Kasım 1942 tarihinde şu şekilde tanımlamaktadır: "Onun politikası barış, dostluk, uzlaşma politikasıydı. Komşuları olan diğer ülkelerin, yeni Türkiye Devleti’ni kabul etmeleri ve sınırlarına saygı göstermeleri koşulu ile de daima onun dış politikası savaş karşısında bir garanti idi..." Mustafa Kemal Atatürk’ün barışı koruma çabaları Venizelos tarafından da takdir edilmiş, hatta 12 Ocak 1934 tarihinde "Samimi barış arzusuyla dolu olduklarında, en derin farklılıklara sahip halkların bile tekrar yakınlaşabileceklerini gösteren bu yeniden birbirimize yakınlaşma faaliyeti hem iki ülke için hem de Yakındoğu’daki barışı sürdürmek için faydalı oldu. Barışı tesis etmek için yapılan bu paha biçilmez katkıyı gerçekleştiren kişi elbette Türkiy...

O Kişi
İstiklal Marşı “Korkma!” diye başlar. O Kişi’ye ve O Kişi’yle beraber olanlara “Hakkıdır Hakk’a tapan milletimin istiklal!” sözüyle biter. Tıpkı, Gençliğe Hitabe’nin O Kişi’ye, Asil Kan’a, “Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur!” hitabıyla bittiği gibi. Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Marşı’nı yazarken tarih düşürme sanatını kullanmış ve tamiyeli ebcet hesabıyla şifreleme ve gizlemeler yapmıştır. Ben, Gençliğe Hitabe’de olduğu gibi bu gizlemeyi bu kitapta deşifre ederek sizlere aktarıyorum. Gizleme sanatını yani çok gizli bir bilgiyi bizzat Akif’in babası Akif’e verdiği isimle ve doğum tarihiyle başlatıyor. Bu kutlu marşın on kıtasının her bir dizesinde gizlenen şifrelenmiş bilgiler tek tek açığa çıktığında, İstiklal Marşı’nı söylemenin aslında bir rüya görmek olduğunu anla...

Yağmur Çiseliyor
EN ÇOK SATAN DÖNEM ROMANLARININ YAZARI OSMAN BALCIGİL’İN KALEMİNDEN... TARİHSEL GERÇEKLERE TAM BİR BAĞLILIKLA. Sokaklarda oluk oluk kan akıyor. Memleket orta yerinden ikiye ayrılmış gibi. Üniversiteler, fabrikalar fokur fokur kaynıyor. Parlamento çökmüş durumda. İnsanların göğsüne adeta fil oturmuş, herkeste ağır bir sıkıntı... Belli ki kötü şeyler olacak. Generallerin üniformaları ütülenmiş, askerlerin postalları parlatılmış. Türkiye uçurumun kenarında... Bütün bunlar olurken yaşanan nefes nefese bir casusluk ve aşk hikâyesi. Bazı planlar bozulacak, kartlar yeniden dağılacak. CIA’in en iyi yetişmiş ajanı Peck’in Türkiye kırsalında işi ne? Metin ve Ceren, Türk kontrgerillasının tezgâhladığı içsavaşın ortasında ne arıyor? Dışişleri Güvenlik ve İstihbarat Dairesi ajanı Nezihe Hanım devrimcil...

Kutsal Olanı Arayabilmek
"Her arayan bulamaz ama bulanlar arayanlardır..." – Bayezid Bestami Arayışçının ruhsal dönüşümü içsel heyecanı hissetmesiyle başlar. Bu da onu bir yolculuğa sürükler, tehlike ve tuzaklarla dolu bir arayışa... Uzun süre aradığı "Kutsal Olan"la bir araya geldiğindeyse yeni bir bilinç seviyesine yükselir. Arayışçı aradığını bulduğunda, parçaların toplamından daha büyük olan o ilahi hazineye kavuşur. Uluslararası çok satanlar listesinde haftalarca bir numara olan, Türkiye’de de yüz binlerce okura ulaşmayı başaran Guy Finley bu kez evrensel hakikatin kapılarını aralıyor. Antik Yunan’dan Uzakdoğu’ya, Mevlana’dan Buda’ya 5000 yıllık bir arayışın, ruhun kendini keşfetme yolculuğunun bir manifestosunu sunuyor. Bu kitap doğuştan var olan hakkınıza sahip çıkmanız ve anlatılmış en güzel hikâyenin yolc...

Rabb'in Duana Cevap Verecek ve Sen De Hoşnut Olacaksın
"Daima hatırla: Sen istersin Allah yaratır ve yaratıyor da..." Hayat bu, mevsimi boldur. Bazen bahardır, envai renkli çiçekle coşar insanın yüreği. Bazen kavurucu sıcak, bazen fırtınalı sağanak... Hüzün mevsimleri zorludur muhakkak. Yol karanlıktır, görüş sisli... Dünler çok gerilerde, gelecekse belirsiz. Ne yana gideceğini, ne yapacağını bilemez insan. Duaya sığınır en çok. Bir yol, bir umut, bir çıkış arar duasında. Belki sende de mevsim hüzündür şimdi. Belki sen de sığınmışsındır duana. Belki gönlün yaralıdır, belki şifa dilemişsindir bedenine, belki rızkın için açmışsındır ellerini. Kimseye duyuramıyorsundur belki sesini ama emin ol Rabb’in işitiyor diline dökmediğin sözlerini. Senden iyi biliyor derdini, endişelenme. Seni bir duyan var! Yoksa bir işaret mi bekliyorsun sesinin duyulduğ...

Hepimiz Narsistiz
“Patolojik narsisizm, hayattan istediğini alamayanın, alsa da tatmin olamayanın huzursuzluğudur.” Klinik Psikolog Şule Öncü “Çöl büyür; yazık içinde çöller saklayana.” Friedrich Nietzsche Bu kitap, narsist olduğu ilk bakışta anlaşılan büyüklenmeci narsist bireyler kadar; narsist olduğu fark edilmeyen; sadece mağdur, depresif ya da bağımlı sanılan; yaşam akışı tıkanmış, potansiyelini gerçekleştirememiş kırgınlarla, küskünlerle ve kindarlarla, yani örtük narsistlerle ilgili. Belki kendini bildin bileli babandan kurtarmaya çalıştığın annenle, köken ailesinden kurtarmaya çalıştığın babanla, kendisinden kurtarmaya çalıştığın eşinle, sevgilinle ilgili. Ve aslında seninle, hepimizle ilgili. Hepimizin içine az çok sızmış ve sızmakta olan patolojik narsisizme direnebilmen; narsisistik istismarla ta...

Titreşimini Yükselt Hayatın Değişsin
"Evrenin sırlarını bulmak istiyorsan, enerji, frekans ve titreşimi düşün." Nikola Tesla Canlı cansız her şeyin enerjisi var. Dolayısıyla her şey titreşimden ibaret... İnsan da, düşünce de, sevgi de, besin de, eşya da... Elbette Dünya da bir enerji alanına sahip... Üstelik dört buçuk milyar yaşındaki Dünya’nın enerji alanı büyük bir değişim sürecinden geçiyor. Hepimiz Dünya’nın geçirdiği değişimden etkileniyoruz. Bu yüzden bedenimizin tüm enerji alanı, atom altı düzeyden hücresel düzeye kadar yepyeni bir dengeyle tanışıyor ki, bu köklü değişim elbette hayatımızı ve sağlığımızı fazlasıyla etkiliyor. Hatta büyük bir içsel biyolojik gerilime sebep oluyor. Beraberinde hastalıkları, yorgunluğu, duygusal kaosları ve çalkantılı ruh hallerini de getiriyor. O halde kimler hal böyleyken dünyanın deği...

Eve Dönüş
Çoktandır devam eden, ancak yeni fark edeceğin bir yolculuktan bahsedeceğim sana... Öyle ki hepimizin ortak kaderidir bu yolculuk. Belki de bu yüzden yakınız birbirimize. Aynı yolcu otobüsünde yolculuk ettiği insanları mola noktasında görüp tuhaf bir yakınlık hisseden, aynı adrese gittiğine emin olduğu için birbirine sıcak gelen insanlar gibiyiz. Samimiyetimizin ve ortak umudumuzun asıl sebebi bu. Başını ve sonunu bilmediğimiz, kendimizi tam ortasında bulduğumuz bir yolculuktayız ve tek bildiğimiz şey, hızla bir yere döndüğümüz. Ben o yerin adını EV koydum.

Her Şey Hakikati Görmekle Başlar
Evrenin ilahi düzeniyle birlikte, doğadaki her canlı kendi tekâmül sürecinde yaratıcısına doğru muhteşem bir uyum içerisinde ilerler. Bu canlılar içerisinde bir tek insanoğlu, sistemi kontrol edebilme arzusuyla, tekâmül süreçlerinin dışına çıkmaya başladı. Farkında olmadan, sınırlı dünya ömrümüzde Allah hakikatinden uzaklaşıp korkularımızla dünyalıklara tutunmaya başladık. Hak ile batıl birbirine karışırken, zihinlerimiz de karışmaya başladı! Dikkatimiz nerede dağıldı? Yıllardır nerelerde oyalandık? Ruhlarımızı yaratıcımıza ulaştırmaya çalışırken, şeytanın hileleriyle ne zaman yoldan çıktık? Zihin sürekli bir illüzyon içerisinde, çocukken ekilenler, büyürken edindiğimiz tecrübeler, subliminal mesajlarla bilinçaltımıza sokulmaya çalışılan yönlendirme teknikleri. Başkalarının zihnindeki tele...

Mucize Şifa
Birçok insan enerjisini İlahi Kaynak’tan almak yerine, farkında olmadan etrafındaki insanlardan çekerek beslenir. Bu beslenmeyi sürdürebilmek için, çevresindeki kişilere aşırı derecede ilgi gösterip hizmet ederek, takdir, teşekkür, onaylanma ve sevgi almaya çalışır. Zamanla bu davranış kalıplaşır ve enerjisel bir beslenme yolu olur. İlahi Kaynak yerine kuldan enerji alarak beslenmeye devam ettikçe, bedeninin iyileşme performansı da düşmeye başlar. Allah her canlıyı yaratırken, ona kendiliğinden iyileşebilme özelliğini de vermiştir. Bedenimiz iyileşebilmek için enerjiye ihtiyaç duyar. Okuyacağınız bu kitapla; enerjinizi nerelere gereksiz harcadığınızı, enerjinizi nasıl yükseltebileceğinizi, İlahi Sistem’e yeniden nasıl bağlanabileceğinizi, hangi düşünce yapısıyla bedeninize nasıl etki edebi...

Bana İkimizi Anlat
"Yaşanması mümkünken yaşanmayan her aşk gün gelir bizden bunun hesabını sorar." Adamlık, bir kadını bir ömür sevmekten geçer. Kadınlık da kendini bir ömür sevecek adamın değerini bilmektir. Kimin için yaratıldığını bilmiyorsun elbette ama bu hikâyenin başrolü sensin. Aşkı senin, acısı senin. Kimse içinde kopan fırtınaları anlamaz, anlamak zorunda da değil zaten. İnsanlar hep konuşur çünkü hayat senin, tasası onlarındır. Her şeye rağmen bilmediğim bir hikâyenin başrolünü oynuyorum. Sonu nereye gider belli değil, seveceğim kaç şarkı kaldı bilmiyorum. Herkes gibi, her şeyden habersiz yaşıyorum. Ne zaman karşıma çıkarsın, hangi şarkıda ilk dansımızı ederiz hiçbir fikrim yok. Ayrıntılara takılmaya gerek yok belki de... Hikâyeme katıldığın gün sarılır konuşuruz bunları.

Bana Allah Yeter
Seni terk eden insanlar olacaktır, bırak hepsi terk etsin, insan dünyadan uzaklaştıkça Rabb'ine yakınlaşır. O'nun dostluğu ile yeniden doğar... Bir insan yüreğini üşütüyorsa üzülme, Allah oraya rahmetini bırakır sıcacık eder. Sen yeter ki kapını açık tut!... Sen gözyaşını bir elinle silerken melekler sırtını sıvazlar ve der ki; üzülme Hak teala senin hakkını ahretinde kendi verecek... O halde de ki; Bana Allah Yeter