Tedirgin Bir Yazar:yusuf Atılgan
"Benim yazarlığımdan daha önemlisi günlük yaşamımdır. O benim için daha önemli. Günlük yaşamımdaki bazı ilişkiler. Bunlar için yazarlığımı feda edebilirim. Zaten böyle olmasa daha çok yazardım." - Yusuf Atılgan "Çok az sayıda ürün vermiş olmasına, değeri çok geç anlaşılmasına rağmen, edebiyatımızın önemli, hatta efsaneleşmiş isimlerinden biridir Yusuf Atılgan." - A. Ömer Türkeş "A dergisi çevresinde kümelenen 1950 kuşağı yazarları (Erdal Öz, Onat Kutlar, Kemal Özer...) için bir manifesto niteliği taşıyan Aylak Adam, Atılgan’ı bu kuşağın öncü yazarlarından biri kılar. Bu bağlamda Yusuf Atılgan’ı 1950 kuşağı yazarlarından saymalıyız." - Feridun Andaç "Yusuf Atılgan (1921-1989) az ama öz yazmış; ardında bıraktığı üç romanının yorumları ve derinlikli anlamlarıyla okurların zihninde sürekli çoğ...
Sana Hep Benden Söz Edecekler
Her yara nasıl iz bırakıyorsa vücudumuzda, her aşk da böyle iz bırakıyor her birimizin kalbinde. Kimisi öyle derin açıyor ki o yarayı, kapanması yılları alıyor. Kimiyse dokunup çekiliyor sadece merak ettiği için. Biz o izleri saklamaya çalışırken başkası buluyor orayı. Tam burası diyor, işte tam buradan acıtmışlar senin canını. Sen ne kadar kapatmaya çalışsan da görüyorlar orayı. Boş verin görsünler, görsünler ki anlasınlar. İşte bizi biz yapan bu yaralar.
Kopuk ve Hiç
Genç adamlardı. Gözü pek ve korkuları büyük. Çoğu nereye niçin gittiğini bilmeden gidiyordu. İnancın oluşturduğu gösteri her zaman bir kimlik verirdi insana. Ama kendisine ait olmayan kimlikle yürümeye başlayan da kendisi değil başkası olurdu. Böyle böyle kendine yabancılaşır, kendine yabancılaşa yabancılaşa da başkası tarafından ele geçirilirdi. Sonra kendine ait olan ne varsa anlamını yitirir, kahraman olmak için yola çıkan da yolun sonunda bir hiç olurdu.
Sağlığını Yeniden Keşfet
SAĞLIKLI OLMAK BİR TERCİHTİR. YANLIŞ BESLENİYORUZ. SIK HASTALANIYORUZ. ERKEN YAŞLANIYORUZ. YAŞAM TARZINI DEĞİŞTİREREK VE DOĞRU BESLENEREK SAĞLIKLI, FİT VE EN AZ YÜZ YIL YAŞAMAK MÜMKÜNDÜR. Sağlığa en büyük tehdit çevresel ve içsel toksinlerden, hazır yapay gıdalardan gelmektedir. Toksinlerle dolu bir dünyada yaşıyoruz. Çok fazla boş kalori tüketiyoruz. Hareketsiz bir yaşamımız var, stresli ve gerginiz. Sağlığın korunması, fit ve uzun yaşamak için dengeli ve yeterli beslenme ile birlikte toksinlerden uzak durmak ve yaşam tarzını değiştirmek en önemli unsurlardır. Bu kitap yedikleriniz, içtikleriniz ve çevrenizin sağlığınıza olan etkilerini ayrıntılı bir şekilde dile getiren, her zaman el altında bulunması gereken kaynak bir kitaptır. Sizin ve çocuklarınızın sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sür...
10 Dan Geriye Say
Bir kaza sahnesi... Ters dönmüş ve yanmak üzere olan bir otomobilin içindesiniz. Güçlükle gözünüzü açıp dikiz aynasına bakıyorsunuz. Gördüğünüz yüz size ait değil. Bu yüz daha önce hiç görmediğiniz bir kadının yüzü... Ne yapardınız? Kim olduğunuzu ve neden ölmek zorunda olduğunuzu çözebilmek için sadece 10 dakikanız olacak. Bir timsah avcısı, sürgünde bir şehzade, Tokyo’da bir metro görevlisi, batan gemideki bir pehlivan... Ancak böylesi zaman ötesi bir kurguda buluşabilirdi. Bu meraklı ruhun hikayesini okurken soluğunuzu tutacak ve siz de bu dünyaya geliş amacınızı sorgulayacaksınız. Kemerlerinizi bağlayın çünkü baş döndürücü temposuyla 10’dan geriye sayım başladı.
Çevrimiçi Yalnızlık
Son görülme "dün" İyiyim merak etme, sadece özlüyorum ara sıra. Olur da gelmek istersin ama çekinirsin falan. Aklında bulunsun çekinmeye hiç gerek yok. Ben aynı benim. Araman yeterli. Sonuçta teknoloji gelişti. Böyle bir devirde nasıl birbirimizden habersiz kalabiliriz ki? Az önce Whatsapp profil resmine baktım. Çok güzeldin. Bir de son görülmende "dün" yazıyordu. Telaşlandım, başına bir şey mi geldi acaba? Tam yazacakken çevrimiçi oldun bir an bütün paniğim geçti. Sonra "Seni özledim" yazmak geldi içimden ama yazamadım. Aklında bulunsun. Özlersen bir ipucu vermen yeter. Gerisini ben hallederim. Belki bir gün beni özler ve eksilirsin. Sakın çekinme, slm, mrb, nbr yaz gerisi bende!
Kan İftirası
“Yaklaşık bin iki yüz elli yıl önce, İslamiyet doğuya, Şam kentine bayrağını dikti. Bu uzun yüzyıllar boyunca, Yahudiler böyle aptalca bir iftirayla karşılaşmadılar. Fakat ne zaman ki Hıristiyanlar bu ülkede etkilerini hissettirmeye başladılar, işte o zaman Batı’nın önyargıları Doğu’da uyanmaya başladı! Ne kadar üzücü bir durum ve onun acı yansıması.”– Adolphe Crémieux, 7 Nisan 1840“İsrail halkından ya da aralarında yaşayan yabancılardan kim eti yenen bir hayvan veya kuş avlarsa, kanını akıtıp toprakla örtecektir. Çünkü canlılara yaşam veren kandır. Bundan dolayı İsrail halkına, ‘Hiçbir etin kanını yemeyeceksiniz’ dedim. Çünkü her canlıya yaşam veren kandır. Onu yiyen halkın arasından atılacaktır.”– Eski Ahit, Levililer, 17:13, 14
Ruh Aynası
Hayatın anlamını yakalamak mı daha önemli yoksa bu hayatı en güzel şekilde yaşayabilmek mi? Peki bunlardan biri olmadan diğeri mümkün mü? Nefeslerimizi tükettiğimiz bu hayat, bizi tatmin edecek bir anlama dokunmadan güzel yaşanabilir mi? Güzel yaşadığımızı sandığımız bir gün, ruhaniyetimize değmeden gerçekten güzel olabilir mi? Varlığımızın anlamı, Allah’la olan irtibatımıza dayanıyor. Allah’ın bizdeki mevcudiyeti, hem de ruhumuz olarak şahdamarımızdan daha yakın olması, hayatın, ötesinin ve kendimizin aslına ulaşmamızı sağlıyor. Ancak cevherin mevcut olması yetmiyor. O mevcut olanın ortaya çıkartılması, gizlenenin aşikâr hale gelmesi gerekiyor. Bunun yolunu da tasavvufun çizdiği geniş ama titiz ve hassas yolda görüyoruz. Öyle bir yol ki aşk, edep, nezaket, vefa, gayret ve samimiyetle döşe...
Kayıp Osmanlılar
"... Ritim sertleşti, eller çırpılarak merfalara hız kattı. Başının üstündeki tepside yüzük bütün bu gürültünün arasında kendine özgü bir tıngırtıyla dönüp dururken Fatima tüy gibi hafif, ince vücudu ve müthiş kıvraklığıyla Yemenli kadınların meşhur dansını yapmaya koyuldu. Vurmalı çalgılara derinden bir tarab sesi karışınca kadınlar hep bir ağızdan tempo tutmaya başladılar: ‘Kıs kıs kıs kıs...’ Fatima hızlandıkça hızlanıyor, dalında olgunlaşmış lakin henüz tadına bakılmamış göğüsleri, ince beli ve sıkı kalçaları ayrı ayrı yönlere kıvranırken, kız ayak parmaklarının ucunda ince bileklerini çevire çevire dönüyordu. O, ayrıkotu gibi iğreti bırakılan Fatima gitmiş, yerine herkesi gölgede bırakan ihtişamlı bir kadın gelmişti. Derler ki, Arap dünyasında göbek dansının en inceliklisi, en zarifi ...
Karanlıkta Bolero
"Yolda etrafında yürüyenlere baktı ve gördükleri yüzünden içi burkuldu. Hiçbir zaman onlar gibi hissetmemiş, onlar gibi gülmemiş, onlar gibi sevmemişti..." Hayatında kaybettiği coşkuyu ararken, içindeki keşfedilmemiş alanlara BOLERO’nun melodik sarmallarına tutunarak ulaşan bir psikoloğun karanlık çığlığının hikâyesi. "Benim içimde kalan tek bir duygu var, o da haz... Haz almadığım zamanlarda ise sadece nefes alıyorum..." Karanlıklar onu karşı konulmaz bir şekilde çağırıyordu. Bu karmaşada suç, günah, ahlak kavramları anlamını yitirmişti. Artık bütünüyle vahşi doğasıyla yüzleşmeye hazırdı... Peki ya sen, içindeki karanlıklarla yüzleşmeye hazır mısın?
Taksim Bahçesi
"Unutmaya şartlandırıldığımız her şeyi yüz yıllık bir zaman tünelinde bir ileri bir geri gezintiye çıkartıyor Murat Arda ikinci kitabında. Bu topraklarda inadına yeşeren yaşam formlarına düşman, gönlümüze perde olan türlü türlü melaneti sayfalarında filtreleyip bizlere muzırlık ve haytalığın evrenselliğini/zaman tanımazlığını sunuyor. Postu deldirmeme konusunda ortalama iş çıkartan, kafadarlık müessesesine yüksek aidiyet duygusuyla bağlı tuhaf isimli adamların kaderini tekrardan ağır ağır tayin ediyor bunca yıl sonra. Bir bakıyorsun, o koca koca adamların arasına bir kozmos mensubunu iliştiriveriyor, araya tencereden bozma karatavuklar serpiştiriyor hani şu eski Meydan’ın orada gezinen tavukları– sonra hoş geldin Berlin Kongresi’nin faydaları/zararları, kaçan kaçtı azınlıkları... Cıva gibi...
Sweden
Levent Özçelik İstanbul’da doğdu. Çeşitli gazete ve dergilerde başladığı yayıncılık hayatına Habertürk Gazetesi’nde köşe yazarlığı ile devam ediyor. Dünyanın dört bir yanına seyahat ediyor, fotoğraf çekiyor ve seyahat yazıları yazıyor. “Bir Kış - günü -eğer- ben”, “Paradis”, “Gurbetçiler ve Almanya”, “Instagram Günlüğü” isimli kitapları yayımlandı.Levent Özçelik was born in Istanbul. His long years of experience in journalism and publishing is continued in Habertürk Daily newspaper. In the meantime he travels around the world, takes photographs and writes travel articles. His published works include "On A Winter Day (If) I...", "Paradis", "Gastarbeiter and Germany", "Instagram Journal".
Astroloji ve Burçlar 2017
2017 taşların yerine oturacağı ve değerlerin yaşam yolumuzda yıl boyunca etkili olacağı bir yıl olacak. Güneş ve Ay tutulmaları Satürn’ün Türkiye haritasında hizmet vermek ve almak konusunda hepimize çok şey öğretecek. Yıl boyunca Jüpiter-Satürn kombinasyonu abartıların zararlarıyla yüzleşmemize neden olup, düzenin ve disiplinin toplum ahlakı için ne büyük önem taşıdığının içselliğini hissettirecek. Gerçek netlik ve kalıcılık nedir? Hangi denizlere yelken açmayı düşünüyoruz? Okyanusta mı küçük denizlerde mi? Bunu net olarak görebileceğiz. 2017’de yaşadığımız her gün “altın çağ” 2018’e hazırlanacağız. Karanlık insanlar kendi karanlığında kararacak, aydınlık insanlar çevreye ışık yayacak. Hiç kimse kimseye kötülük etmez, daima öğretmenlik yapar, tecrübelendirir ve bilgilendirir.Unutmayalım k...