
İnsanın Merak Yolculuğu
Hayat birtakım soruların peşinde cevaplar arayıp durduğumuz serüvenli bir yolculuktur aslında. Kimi sorular sihirli bir anahtar gibi umulmadık kapılar açar insanın önüne. Kimi sorularsa cevabı hiçbir zaman net olarak bilinemeyecek sonsuz bir yürüyüşe sürükler. Sorular her ne kadar hakikatin sırlı kapılarının anahtarlarını sunsa da cevapların arandığı o uzun süreç, yaşam yolculuğununtam da kendisidir. Bu kitap, soru sormanın nasıl bir yolculuk başlatabileceğini deneyimletmek için yazıldı. Bazen kendinizi Balzac’ın neden günde 50 fincan kahve içtiğini öğrenmeye çalışırken bulacaksınız, bazen Leonardo Da Vinci’nin eşsiz üretkenliğinin nedenlerini ararken... Bazen de yazmanın ve okumanın insan üzerindeki etkilerini düşünüyor olacaksınız. Elinizdeki bu kitap, birbirinden farklı alanlarda ortaya...

Türk Dış Politikasında Hasar Tespiti
Büyük güçler arasında denge siyaseti izlemek Türkiye gibi orta büyüklükte bir devletin geleneksel olarak izlediği dış politika anlayışının bir parçasıdır. İçinden geçmekte olduğumuz dönemde uluslararası ilişkiler ortamında dengelerin değiştiği, Soğuk Savaş sonrası ortaya çıkan tek kutuplu dünya düzeninin yerini çok kutuplu bir dünya düzenine bıraktığı görülmektedir. Aynı zamanda küreselleşme zemin kaybetmekte ve milliyetçilik yükselişe geçmektedir. Bu yeni sistemde artık sadece Amerika, Rusya, Çin, Japonya, Hindistan gibi bölgesel ve küresel güçlerin yanı sıra pek çok uluslararası kurum, çokuluslu şirketler, STK’lar, hatta terör örgütleri artık dış politikanın önemli aktörleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye, 2019 yılında, dış politikada, çözümlerin değil, sorunların bir parçası oldu...

Yanlış Giden Bir Şeyler Var
Ne yapacağımı düşünüp durmak, yapmaktan daha fazla yoruyordu beni. "Yap kurtul!" dedim. Yapamadığım her şeyin mezarıydı artık zihnim. Ben de tuttum sevdim. Çocukken de kötüydü zaten matematiğim. Bu yüzden hesapsız, rakamsız ve sorgusuz sevdim. Sahip olduğum en değerli hazinemi serdim ayaklarının altına. Hayallerimi... Ona hayallerimi gösterdim. Böylece ele geçirildim. Kalabalıkların arasında fark edilemez hale gelenler, yalnızlıktan kalbini kemirenler, cüzdanları şişkin yoksullar, hırkasız dervişler, şiirle sarhoş olanlar, saat kullanmayanlar, kalplerinin ucuna kuş sesli ziller asanlar, burkulan yerlerine buz basanlar, dertlerini cigaranın ucunda tellendirenler, sokakların gürültüsüyle iyice sessizleşenler... Belli ki yanlış giden bir şeyler var... Ne var ki hayat, yanlışı düzeltmek için d...

Oyun Teorisi
Öyle bir oyun düşünün ki bütün oyuncular aynı ekipten. Yani siz, kendi ekibinizden birine karşı oynuyorsunuz. Muhteşem bir kriptolojik kurgu! Rakibiniz aslında sizinle aynı amaçlara hizmet eden biri oluyor. Siz ve rakibiniz (!) sizin için hangi strateji en büyük getiriyi sağlıyorsa onu tercih ediyorsunuz. Siz açıktan yapıyorsunuz, o ise gizliden gizliye yapıyor. Size karşı oynuyormuş gibi gözükerek size hizmet ediyor. Burada guguk kuşu, rakibinizin bizzat kendisi olmuş oluyor. Bir kripto. Çok çeşitli sahalarda bunun uygulamalarını görmek mümkündür. Örneğin kendi elemanınızı, rakip bir kuruluşun önemli bir yöneticisi yapmayı başarmanız gibi bir şey! Bugün bize karşı kurgulanan bütün oyunları tek tek çözümlemeye başladığımızda, aslında hepsinin anasının bir dünya hâkimiyeti oyunu veya kurgus...

Kendi Peşimde
ARAMANIN EN ZEVKLİ YANI, BULMAK UMUDUDUR... * Tarihin en eski işidir aramak... İkarus’un uğrunda kanatlarını heba ettiği ve helak olduğu mitosun ta kendisidir. Hatta bulmak ve varmak hiçbir zaman yolculuğun kendisi gibi haz verici olmamıştır. Bu kitaptaki yazarlarımızın hepsinin birer yolcu olduğunu gördüm. Mutlu oldum. Prof. Dr. Uğur Batı * Esas olan, amaca ulaşmak için geçilen yolun bizzat kendisidir. Osman Balcıgil * Okuyacağınız öykülerde insana dair çok eski ve belki de aslında hep yeni duyguların izi sürülüyor. Ne de olsa bu, sonu gelmeyecek bir arayışın yolculuğu... Gülşah Elikbank * Yazar, kendi kurgusuna dışarıdan bakan ve kendisini içeride gören kişi... Kurgu ise zaten başlı başına bir arayış... Bu kitabın yazarları arar

Tanrı Beni Çağırmış
“Düştüm diye üzülme, insan ancak düştüğünde düşünmeye başlıyor.” Neden her şeyin kötü bir şekilde ilerlediği ve büyüdüğü, ilişkilerin çatırdadığı ve her şeyin yapaylaştığı bir çağa doğduk? Kim seçti şu anda burada olmayı, biz mi? Örneğin, önemli bir uygarlık döneminin şatafatlı çağına doğmak yerine neden ahlak ve toplum temellerinin yıkıldığı, en kalabalık dönem olmasına rağmen yalnızlıklar içinde olduğumuz bu çağa doğduk? Cevapların sadece bakmakla görünmeyeceğini anlayacaktım. Aramalı ve bulmalıydım. Elindeki bu kitap, üst üste gelen zorlukların, çıkmaza giren yolların, “Tamam, buraya kadar” denilen ve mucizeye dönüşen bir hayatın kitabıdır. Kendi ÜTOPYASINI yaratmak için girdiği televizyon yarışmasında “iyi ve kötü” mücadelesinin tam ortasına düşen, çağları aşan ezeli ve ebedi aşkını, d...

Ezoterik Tasavvuf
Tasavvuf, arayıştan ziyade, olma haline ulaşabilme yolculuğudur. İnsanın, ilkel kimliğinin yani id’in dürtüsel isteklerinin ve tepkilerinin kontrolü altında bir yaşam sürmek yerine fiziksel, tinsel, ruhsal ve zihinsel olarak hayvandan ayrıldığı değerli yeteneklerini ve eğilimlerini keşfetmesi, eğitmesi hatta bir yerde id’i ehlileştirmesidir.

Beden Benim Karar Benim
"Bu filmin başrolü sensin. Ve unutma, sen rakamlardan çok daha ötesin!" Madde manadan ayrılmaz! Ruh bedenden ayrı tutulamaz... Sağlık; ruh, zihin ve bedenin birlikte iyi olma halidir. Bedenin sağlıksızsa ruhunu, ruhun sağlıksızsa bedenini eninde sonunda hasta edecektir. Bu kitapta ikisini de daha iyi hale getirebilmen ve hayata karşı motivasyonunu yükseltebilmen için tüyolar bulacaksın. Kaç beden olursan ol, kilon kaç olursa olsun kendini sevmeye, olduğun gibi tam şu halinle sevilmeye layık ve çok güçlü olduğunu hatırlatmaya geldim. Unutma, bu masalın kahramanı sensin. Kim ne derse desin, bedeninin şekli ya da kilon hakkında senden başka kimsenin söz hakkı yok! Kendini değersiz hissettiğinde, kayboldum ya da bedenimi sevmiyorum dediğinde bu kitabı açıp birkaç sayfa oku. Biliyorum, insanl...

Dokumacı
"Ve Kula. Çölde bir erkek at ve sanırım ben ona aşığım. Ama o bunu bilmeyecek. Bir insanın bir hayvana böyle aşkı, ne bu çölde ne de başka bir yerinde dünyanın kabul görmeyecek sanki. Böyle hissediyor içim. Birbirinden bu kadar farklı iki şeyin aşk sayesinde yan yana olabileceğine gülecekler. Utanıyorum da bu yüzden, yanlış ya da yasak gibi düşüncelerim. Bunu da hissediyor içim. Ama Kula, bunu da bilmeyecek." Kula, çizgileri olmayan zebralar, kuyu çocuk, şarap ustası, dokumacı ve bu çölün kurtları... Buraya nasıl geldi bilmiyor. Geçmişiyle ilgili hiçbir şey yok aklında. Adı bile. Gördüğü rüyalarla kafası gittikçe karışan bu kız, bunların belki de hatıraları olabileceğini düşünüyor. Gerçeğin ne olduğunu böylece anlayabilir belki. Ama sonra soruyor kendine, hatırlamak, o gerçek mi? Ezgi Altı...

Sözlerim Eksik Kalır Beni Kalbimden Dinle
UNUTMA! SURETTE KÜÇÜK BİR ÂDEM OLSAN DA HAKİKATTE EN BÜYÜK ÂLEM SENSİN... Seveceksin azizim! Bağrına basa basa, saklamadan, gizlemeden, utanmadan, karşılık gözetmeden, sarılarak seveceksin! Anne, baba, eş, evlat, arkadaş büyük küçük hepsini seveceksin. Yaradan’ın hatırına yaratılmış olan her ne varsa, cimrilik etmeden, bir çocuk yüreği ile insanca seveceksin. Ama evvela kendini seveceksin. "Bir kitap okudum hayatım değişti!" der misin bilmem okuduktan sonra. Gel biz dertleşelim, dizimizdeki yaranın acısını nasıl azaltırız onu konuşalım, hiç olmadı birbirimize merhem olalım. Sen türkü dinle, ben arabeskten yana olayım. Bazen seyyah olalım ama Mardin’de de bir duralım, dünyaya

Tarihe Geçen Savunmalar
Onlar, yaptıkları savunmalarla, mahkeme salonlarından tüm dünyaya seslerini duyurdular ve tarih sayfalarında yerlerini aldılar. Bu davaların ortak bir özelliği vardı; esas hükmü veren yargıçlar değil, zamandı. Yasalar beni suçlu görebilir ama esas suçlu yasalar! -Sokrates Beni, tarih aklayacaktır! -Fidel Castro Bizi, bağımsız bir ülkenin çocukları olmaktan mahrum eden; hepiniz dâhil, sizlersiniz! -Deniz Gezmiş Kulaklar söylediklerimize kapalı olsa bile, biliyoruz; tarih bizi dinliyor. -Mahir Çayan Köleler, özgür olmak isteyenlerden nefret ederler. -Ulrike Meinhof Gerçeği gömmeniz boşuna. O, toprağın altında yol alıyor; bir gün, her

Uçurumu Koruyan Korkuluk
Ne yazı ne şiir, ikisi de edebiyat değil. İnsanın yazısı, elyazısı, alınyazısı, olyazısı, yolyazısı. Bazen büyük okyanuslar gibi gözüken, hem içimizi hem aklımızı kavuran, yakan, susuzluktan boğulduğumuz bu çölden çıkmak için gereken yolluğumuz bizim. Yazı da yolluk şiir de. Uçurumdan da, azgın nehirlerden de, çölden de onlarla çıkıyor insan ve onlara çıkıyor. Tarhan Gürhan’ın Uçurumu Koruyan Korkuluk kitabı, Cemal Süreya’nın Uçurumda Açan kitabının adını hatırlattı, ‘uçurumda açan çiçek’ oldu. Uçurumda açıyor ama zehirli değil, yakıcı. Zehri atmak için kaçınılmaz olarak yakıcı. Haydar Ergülen Yıllar önce Alkoliçe - Kendini Kundaklama Dersleri ile aşkın ve ayrılığın haritasını çizen Tarhan Gürhan, Uçurumu Koruyan Korkuluk’ta ayrılıkla ve özlemle başa çık(ama)ma günlerini anlatıyor. Ayrılık...

Canvermezler Tekkesi
"Evvela benim deli olmadığıma emin olmalısınız. Akıl sağlığım tamamen yerindedir. Hiçbir hastalığım yok ama ihtiyarım. Ah gücünü tüketmenin en üstünde olan bir ihtiyar, bütün ihtiyarların ihtiyarlığından daha fazla ihtiyar... Kaç yaşındayım? Seksen? Yüz? Yüz yirmi yaşında mıyım? Bunun aslını bilmiyorum. Bu husustaki hissimi aydınlatmaya yarayabilecek hiçbir şey yok. Ne yazılı bir vesika, ne hatıra, ne şahit! Çünkü ancak birkaç günden beri ihtiyarım." Selim Nüzhet Gerçek’in Claude Farrère’in La Maison Des Hommes Vivants eserinden uyarladığı bu eser, edebiyatımızın nereyse hiç anılmayan kayıp bir eseri. İleri gazetesinde tefrika edildikten sonra 1922 senesinde basılan Canvermezler Tekkesi, edebiyatımızda korku türünde yeni bir keşif. Bu eserin basımına değin bu olağandışılıkta ve bu kadar ne...

Bir Hayal Nasıl Romana Dönüşür
lk kez 2015 yılında yayımlanan Bir Hayal Nasıl Romana Dönüşür? çıktığı günden itibaren lise ve üniversitelerde senaryo ve yazı derslerine kaynak olarak önerilmiş, acemi yazar adaylarının başucu kitabı haline gelmiştir. Şimdi ise düzenlenmiş ve genişletilmiş baskısıyla yeniden okurun huzuruna çıkıyor. Siz de nereden başlayacağını bilmeyenlerdenseniz, kendinizi geliştirmek için bir okuma listesine ihtiyaç duyuyorsanız ve fazla hırpalanmadan acemiliğinizi atlatmak istiyorsanız bu kitapla doğru bir başlangıç yapıyorsunuz demektir. Kurmaca dünyasına girmek isteyen herkes, basit ve temel tekniklerin anlatıldığı bu kitaptan bir yazı atölyesi gibi yararlanabilir. Yıllardır editörlük ve yazar koçluğu yapan Zümrüt Bıyıklıoğlu kurgu yaratımında karşılaşacağınız her türlü sorunun üstesinden kolaylıkla...

Maya Mitolojisi
Takvim sistemleri, bilinmezleri, gizem, kehanet ve ritüelleriyle Mayalar Halk bilimci Lewis Spence, Mayaların tarihine, kültür ve medeniyetine dair derinlere iniyor. Olasılıklarla çevrelenmiş bilgiye nasıl ulaşıldığının bilgisini bize aktarırken keşifleri sırasındaki hayranlığını ve heyecanını da bizden saklayamıyor. Spence, Maya mitolojik sistemini tanıtırken bir taraftan da antik bir toplumun düşünüş biçimini de gözler önüne seriyor. Bu eser, başta Maya panteonu ve mitleri olmak üzere Mayalarla iletişime geçen halklar, inşa ettikleri medeniyet, gelenekler, efsaneler, ritüeller ve evren tasavvurları gibi birçok bilinmeyene dair öncüller barındırıyor.

Ece 6
Güzel, cevval, asi, zeki, komik, enerjik... Basın koridorlarında ve sokaklarda; erkek kalabalığıyla kuşatılmış bir dünyada yaşayan bir kadın gazeteci. Hürriyet gazetesinde her pazar yayımlanan maceralarıyla çizgi roman ve basın dünyamızda kendine özel bir yer edinen Ece, bütün maceralarının yer aldığı bu serinin 6. kitabıyla huzurlarınızda.

Fil Saati
Her şey tek bir sorudan evrilir, gelişir ve değişir: "Bu dünyadaki yerim nedir?" Elmasın kömürde, ipliğin pamukta gizli olduğu dünya burası. Sır hem gözünün önünde hem de gören gözün sindiremeyeceği kadar derinde. Aldığı nefesi kendi içinde kaybettiğini bilmeyen insan, kendi dışında arasa da neyi bulacak sanki? Hareket ediyoruz. Karşılaşıyoruz. Hatırlıyoruz. Unutuyoruz. Görünmeyeni arayan hareket hali içinde, yalnızca kendimizden kendimize doğru ilerliyoruz. Kâinat kocaman bir ayna. Hakikati aramak, kendini bulmak... Sevginin nefrete dönüşmesi de bunun yokluğundandır. Yeşeremeyen kararır. "Çok iyi, çok başarılı ve doğrudan yazılmış, büyük bir takdirle okuduğum sarsıcı bir roman." Prof. Dr. Uğur Batı "Her sayfası bir bulmacanın parçası. Çözerken kaybolup gidiyor ve mut

Kur-an'ın Din Dediği
İslam toplumlarındaki yerleşik din algısı ile Kur’an’daki "din" tarifi arasında ne yazık ki artık hiçbir benzerlik kalmadı. Dünya, ürkütücü bir akımla yüzleşiyor bugün: İslamofobi... Günümüz İslam toplumlarında gözlenen gerilik, emperyalist güçlerin bir sömürü alanına dönüştü. Sözde İslam adına gerçekleştirilen insanlık dışı uygulamaların temelinde, Kur’an’daki din tarifinden tamamen uzaklaşılmış olunması yatıyor. Prof. Dr. Muhammet Nur Doğan’ın kaleme aldığı Kur’an’ın ‘‘Din’’ Dediği artık bir ölüm kalım meselesi haline gelmiş İslamofobi tehdidinin perde arkasındaki bilinmezlikleri ortaya çıkardığı gibi, Kur’an’daki sahih "din" kavramını etraflıca ele alıyor. Hastalıklı din algısının, Kur’an’daki din algısıyla

Boksör
– Soykırımdan kurtulan Hertzko Haft’ın gerçek hikâyesi – "Başıma gelen onca şeyden sonra, boks eldivenleri takmış bir adam ne yapabilir ki bana?" – Hertzko Haft Polonya, 1941. On altı yaşındaki Hertzko, Nazilerin en büyük toplama kampı olan Auschwitz’e gönderilir. SS subaylarını eğlendirmek için diğer mahkûmlarla savaşmaya zorlanan Haft, olağanüstü bir hayatta kalma kararlılığı gösterir. Savaşın ardından Polonya’dan ABD’ye göç eder ve ringlerde dövüşmeye başlar. Usta çizgi romancı Reinhard Kleist’ın insanlık tarihinin en karanlık dönemlerinden birini betimlediği bu çizgi romanı, aynı zamanda güçlü bir aşkın hikâyesi.

Rothschild Para İmparatorluğu
Kara para üzerine kurulu ‘Rothschild İmparatorluğu’ zaman içinde İngiliz ve Fransız Merkez bankaları ile Amerika’daki Federal Rezerv bankalarının sahibi olmuştur. Serveti dünya servetinin yarısı olarak tahmin edilen bu ailenin 1940 yılındaki serveti ABD GSMH’nın iki katı olmuştur. Dünyada tek bir Yahudi imparatorluğu kurulması amacına çalışan aile, Waterloo Deniz Savaşı, Amerikan İç Savaşı, I. ve II. Dünya Savaşlarından büyük paralara kazanmış ve Rusya’da Bolşevik Devrimi’ni finanse etmiştir. Bu kitap tarihçesi, serveti ve sahip olduğu kurumlar net bilinmeyen ailenin başlangıcından henüz Amerika’nın I. Dünya Savaşı’na katılmadığı 1940 yılına kadar olan olayları anlatmaktadır. Bu kitapta küreselleşme, AB, Birleşmiş Milletler, serbest pazar ekonomisi, çok partili demokrasi ve savaşların kiml...

Ganbatte
IKIGAI’NİN YAZARINDAN Asla Pes Etme, İlerlemeye Devam Et Japonlar onca savaştan ve doğal afetten sonra sizce hayatlarını nasıl yeniden inşa ettiler ve etmeye devam ediyorlar? Bu halkın, tıpkı Zümrüdüanka gibi küllerinden yeniden doğmasının sırrı, Japonca bir terim olan ve "Elinden gelenin en iyisini yap, asla pes etme, devam et!" şeklinde ifade edilebilecek "ganbatte" felsefesinde yatmaktadır. Dünyadaki pek çok ülkede bir sınava, iş görüşmesine girmeden ya da bir yarışmaya başlamadan önce "iyi şanslar" dilenirken Japonlar birini çaba göstermeye teşvik etmek için "ganbatte" ifadesini kullanır. Bu, gösterilen tutum bakımından büyük bir fark yaratır, çünkü iyi şans dış unsurlara bağlıdır, yani kaderi kişinin dışında konumlandırır. Ganbatte ise kişinin içindeki güce ve olanaklara yöneliktir, y...