
Sabahın Sözcükleri
"Sabahın ağzındaki en güzel sözcüktür günaydın. Gecede yitip gitmediğimizin tanığıdır.Bir gerekçedir şafağın kapısını aralayan ışığa teşekkür etmek için. Yüzler asılmış, akıllar karışmış, uykular kaçmışsa eğer, ilaç yerine geçer üstelik. Yalnızlık kuyusunun dibinden kurtulmamız için harflerden yapılmış bir merdivendir günaydın. Kopmuş bağları onarma isteği, dostluk kurmanın eşiği, sevgi sözcüklerinin beşiğidir. ‘Haydi yeniden başlayalım!’ demenin özcesidir. Yanına kendini tamamlayacak sözcükleri de çağırır.‘Nasılsın?’ı, ‘Hayırlı işler’i, ‘Hoş geldiniz’i… Günaydın, çocuğudur aydınlığın. İnsanı aşar. Damlaya da söylenir, denize de. Kediye de söylenir, kirpiye de. Ağaca da söylenir, ormana da.Tüye de söylenir, kuşa da. Yeryüzü sözlüğüne aittir günaydın. İmeceye çağrıdır. Kendini beğenmişlere ...

Küçük Antika Dükkanı
"TARİHTEKİ BÜTÜN KÖTÜLÜKLER, KENDİNCE HAYATI ADİL BULMAYAN BİRİNİN, NE İSTERSE YAPABİLECEĞİ GÜCE ERİŞMESİYLE BAŞLAMIŞTIR." Yazar Kılıç Arslantürk’ün ikinci romanı Küçük Antika Dükkânı, 1938 yılında Nazi işgali altındaki Avusturya’nın Linz şehrinde başlıyor. 16 yaşını doldurmak üzere olan Wolf’un, zor durumdaki ailesine destek olmak için çalışmaya başladığı küçük antika dükkânının sahibi yaşlı Yahudi Enos’la kurduğu ilişki, onu antikaların insana ilham veren hikâyelerine sürüklüyor. Tarihe utançla kazınmış eziyetlerin gölgesinde, okuru insani değerler, karanlık ve aydınlık üzerine düşünmeye de davet eden bu hikâye, İstanbul’da son buluyor.

Gerçekten Nasılsın?
"Gerçek iletişim, bir canın başka bir cana ulaşmasıdır." – Doğan Cüceloğlu Yol senin, yolcu sensin; çeşme başında kendisiyle karşılaşması, uzun uzun dertleşmesi gereken kişi sensin. İçsel iletişimin yokken kimseye iyi gelemezsin. Gönlünle bağ kurmamışken kimsenin gönlüne bağ ekemezsin. Bahçeni güzelleştirmeden bahçıvanlığından söz edemezsin. Hayat bu, eşlik etmeden sırrına eremezsin. İnsan insana iyi gelir. Bu insanın süper güçlerinden biridir. Ama kendine gelmeden bir başkasına iyi gelemezsin. "Ya evde yoksan?" demeden önce "Ya evde yoksam!" demek gerekir. Sonuçta hakikatine ermediğin yolu kimseye tarif edemezsin. Gönlün ve zihnin bağışlayıcılığı ve dilin taşıyıcılığında hüküm bellidir: "Kendinden geçmeyen sorular da biraz eksiktir." "Gerçekten nasılsın?" kendine gelmenin arifesinde, kişi...

Tepedelenli Ali Paşa İsyanı
"YANYA ASLANI'NIN KANLI TARİHİ!" Tepedelenli Ali Paşa bir Osmanlı paşasıydı. Arnavutların o dönemdeki en büyük şehri sayılan Yanya’nın tek hâkimi... Seksen yıla yakın süren ömrü boyunca annesi ve çocukları da dahil binlerce insanın kanını döktü. Şeytana pabucunu ters giydiren bir adam olarak bilindi her zaman. Sonunda artık herkes onun ölmesini ister hale geldi ama Tepedelenli Ali Paşa’yı öldürmek kolay bir iş değil. Padişah II. Mahmut bile "Taş taş üstünde kalmaz!" dedi. Macar yazar Maurus Jokai’nin kaleme aldığı bu yarı masalsı roman, sadece Tepedelenli Ali Paşa’nın hikâyesi değil, aynı zamanda reform yapma çabasıyla sancılar yaşayan Osmanlı’nın yıkılış döneminin de hikâyesidir.

Çocuklar İçin Felsefe
Bu kitapla her öğretmen ve ebeveyn çocuklara felsefe öğretmeye başlayabilir! Bir felsefe profesörü ve bir ilkokul öğretmeni tarafından yazılan Çocuklar İçin Felsefe, öğretmenler için pratik bir rehber. Bu kapsamlı eser, üç yaşından büyük çocuklar ile başarılı bir şekilde denenmiş ve beğenilmiş 36 felsefi soruşturmayı ve ayrıntılı etkinlik planlarını içeriyor. Bu değerli kaynak, çocukların başkalarının fikirlerine saygılı ve hoşgörülü olmasını, dikkatle dinleyebilmesini ve kendi fikirlerini ortaya koyabilmesini kolaylaştırmayı amaçlıyor. Çevre, arkadaşlık, adalet, paylaşma, doğru-yanlış, görgü, güzellik, duygular, rüya ve gerçeklik üzerine çeşitli felsefi soruları araştırırken beraber düşünmenin entelektüel hazzını keşfetmelerini sağlıyor. Berys Gaut, İngiltere’deki St Andrews Üniversitesi’...

El Ele - Manus İn Mano
Hakikat Görünmeyen, Bilinemeyendir. "Olacağın gibi oldun mu?" Şayet olmadıysan, şimdiye kadar bir başkasının hayatını yaşadın demektir. Hayat oyununda her şey anlamsız da olabilir, yüklediğin kadar da anlamlı. İş oyuncuda biter... Bir keşiş... Bir şifacı... Bir yargıç... Bir uşak... Bir adamla iki kadın... Kader ile karar arasında gidip gelen adam gerçek aşkı bulduğunda tadını çıkaracak mı? Hayatına giren o özel kadın onu ya adam edecek ya da darmaduman... Tutunacak bir insan kalmadığında, Bir’inin zaten seni tutmakta olduğunu hissettiğinde her tür zorluğu yenmek elbette mümkündür. El ele birlikte aşılamayacak engel yoktur.

Hepimiz Aynı Sürüdeyiz
Kapitalizm vahşileşerek hiperkapitalizme dönüşürken, önce markalar insanların onaylanması, statü kazanması ve kabul görmesi için tüketilmesi gereken metalar haline dönüştürüldü. Sonrasında yaşanan teknolojik gelişmeler, siber alanlar, sosyal medya platformları, başkaları tarafından sürekli beslenen sürdürülebilir kaygılar ve dayatılan görünür olma zorunluluğu insanların kendilerini de birer metaya dönüştürmesine neden oldu. Sosyal medyada kendini olmak istediği gibi yeniden yaratan insan, giderek kendi gerçekliğine yabancılaştı. Bu kitap biricik ve özel olduğunu düşünürken birbirinin kopyası haline gelen, özgünlüğünü yitiren insanın, sistem tarafından sömürülürken kendine yabancılaşmasının hikâyesini tarihsel verilerin de ışığı altında anlatıyor.

İskenderiyeli Philo
Antikçağın önemli filozoflarından İskenderiyeli Philo, Pythagoras ve Platon’un felsefesini mistik ruhunda bir araya getirmiştir. Felsefe ve teoloji öğreniminin ardından çölde inzivaya çekilen İskenderiyeli Philo, sadece ekmek, tuz ve yenilebilir otları tüketerek Tanrı’yı düşünmüştür. İnzivasının ardından Atina’ya giderek Stoa Okulu’nda retorik ve alegori dersleri almıştır. Philo, haklı bir şöhret kazanarak İskenderiye’de "yüzyılın üstadı" ilan edilmiş ve kendisinden sonraki felsefi ekollere ilham kaynağı olmuştur. Philo için felsefe, yetkin bir bilimdir. Felsefe yapmak, Tanrı’ya ve Tanrı’nın hayaline hasret duymak demektir. Tanrı’ya ancak saf bir ruh ve saf bir inançla yaklaşılır. İçimizdeki Tanrısal krallığı keşfetmenin yolu bilgelik, cesaret, adalet ve itidal erdemlerine sahip olmaktan g...

Ketojenik Yaşam
Sağlıklı beslenme ve spor hayatıma 2009’da London Business School’da MBA yaparken girdi. Koşarak başlayan spor serüvenim son 2 yıldır triatlon ile devam ediyor. Bugüne kadar 10 yarı maraton, 1 maraton tamamladım. 2016 yılının Haziran ayından bu yana ise ketojenik besleniyorum. Sağlıklı beslendiğimi zannettiğim spor dolu yıllara rağmen istediğim yaşam kalitesine ulaşamamış olmam nedeniyle arayıştaydım. Okudum, araştırdım, sorguladım ve ketojenik beslenmeye başladım. 2017 yılında Avusturya’da ketojenik beslenerek Ironman 70.3 yarışını tamamladım. Hedefim 2018 yılında bir Ironman 70.3, bir Ironman 140.6 yarışını yine ketojenik beslenerek tamamlamak. Ketojenik beslenmeye başlarken hatalar yaptım, ipuçları keşfettim ve şimdi bu beslenme yöntemini merak edenlerle bu tecrübelerimi paylaşmak istiy...

İyi Hissetmek Bir Seçimdir
Her şey bir kekle başladı… Ve o keki yedikten sonraki vicdan azabı ile devam etti. Yeni bir hayata başlamak için hep o bir türlü gelmeyen pazartesiyi ya da önümüzdeki ayı beklediniz değil mi? Hayallerinizdeki olmak istediğiniz o kişi... Ne kadar da uzak göründü bazen. Yoruldunuz belki. Belki defalarca denediniz, belki "İşte başardım!" dediniz ama bir baktınız ki yine aynı noktaya geri geldiniz. Tartıda istediğiniz sonucu alsanız, aynada olmadı. Aynada olmak istediğinizle yaptıklarınız birbirine uymadı. Vücudunuzu mucize detokslarla arındırmaya çalıştınız ama zihninizi gereksiz çöp düşüncelerden hiç arındırmadınız. "Sağlıklı yaşam" sadece iyi beslenmek demek değildir. Yediğiniz yiyeceklerle ve egzersizle bedeninizi daha iyi hale getirirken, bundan mutluluk duymak, yani hem fiziksel hem de r...

Güç Sensin
Aradığın mucize uzakta değil, senin içinde! Gerçekleşmiş bir hayalin yaşattığı coşku benzersiz. Neler yok ki o coşkuda; taşkın ruhtaki hevesi kırmak yerine sahiplenen, cesaret veren o "yakın"la çoğalan gurur, yoksunluğu alt etmenin sevinci, toplumsal olarak işe yarama duygusunun özgüveni. Tüm bunları Güç Sensin’de gözlerim dolarak fark ettim. Hayalinin peşinden giden gençlerin hikâyesini okurken şunu hissettim; gençlerin önünü açacak mucizenin uzakta, dışarıda değil çoğu kez yanı başında olduğu ne kadar bilinse o kadar iyi. Çiğdem Toker (Sözcü Yazarı) Günümüz dünyasında, özellikle de ülkemizde, sınavlara dayalı ezberci eğitim sistemiyle, gençlerimizi öylesine hırpalarız ki, yaşamlarının ilkbaharında sonbaharı yaşatırız! Oysa hayat, testlerle bize dayatıldığı gibi 4-5 seçenekli değil, sonsu...

Düşünen Ada
İlişkilerinde bir türlü yüzü gülmeyen, duygusal iniş çıkışları bitmeyen Yağmur, 30’larının ortasına geldiği halde hayatında istediği düzeni kuramamıştır. Dibe vurduğu dönemlerden birinde dertlerinden uzaklaşmak için hep yaptığı gibi Burgazada’ya doğru yola çıkar. Etrafında güvenebileceği bir dostu kalmadığı için yanına aldığı kardeşi Deniz’in patavatsızlıklarına rağmen ritüelini tamamlayıp şehre yenilenmiş olarak dönebilecek midir? Yoksa ada onun için başka bir yol mu düşünmektedir? Adalar gibi izole olduğunu düşünen bir kadın, var olduğunu düşünen bir ada ve eski sevgiliye benzeyen martının hikâyesi.

Diğerleri
Gece tıkırtıları, uykuları kaçanlar, endişeden ya da heyecandan uyuyamayanlar, çatı katlarında bir işler çeviren ihtiyarlar, iyi kalpli kasabalı gençler, eski mahalleliler, hevesli mektepli kızlar ve devrimci hayaller… Diğerleri, 70’ler Türkiye’sinde, İstanbul’da kendi halinde bir mahallede, eski bir konakta hayatın bir araya getirdiği Sacide ve Cahide’nin, Hayganuş ve Artin Bey’in, Kamuran’ın ve bu hikâyeye tam orta yerinden dahil olan "diğerleri"nin hem ağlatan hem kahkahalar attıran bir romanı.

Oyuncu Olmak İsteyen Parmak Kaldırsın
Vazgeçmeyenlerin ve vazgeçmesi gerektiği yeri bilenlerin kitabı... Hayat bir sahne... Doğduğun an senin için aralanır perde. Sana yazılan senaryoda ve biçilen süre içerisinde bazen evlat, bazen dost, bazen sevgili, bazen patron, bazen doktor, bazen oyuncu, bazen baba, bazen kardeş ve daha birçok bazen diye başlayan kimlik ya da diğer adıyla rollerinle hayatının başrolünü oynarsın. Oyunun sonunda takdir görmek ister insan, alkışlanmak, onaylanmak ister. O da olur elbet ama olmayabilir de bazı zaman... Aslında eylemin ne olduğu değil sizin nasıl bir ruhunuz olduğu önemlidir. İyi bir oyuncu olmak için önce iyi bir insan olmak gerekir. Yirmi yıldır sinema ve dizi sektöründe oyuncu menajeri ve eğitmeni olarak hizmet veren Tümay Özokur’un, birikimlerinden derleyerek kaleme aldığı OYUNCU OLMAK İS...

Ben Değerliyim Çünkü
Her insan, en mükemmel şekilde bilge bir kişilik olarak doğar. Bilge doğdun 1’de kirlendin, 2’de korkmayı öğrenip kendine engeller koydun, 3’te yapamayacağına inandın, 4’te ben değersizim, 5’te ben yetersizim dedin ve bilge doğan seni öldürmeyi başardın. Yaşadığın tüm korkularının, aşk acılarının, yapamam, başaramam, benden olmaz demelerinin nedeni 0-5’tir. Açmazlarını açacak, olmazlarını olduracak, eksik kalan her yanını tamamlayacak olan 0-5’tir. 0’dan 5’e yok ettiğin hayatını 5’ten 0’a var etmeye var mısın? Ben değerliyim ben yeterliyim, birçok bilinmezin gün ışığına çıkmasını, hayatla barış anlaşması yapmanı sağlayacak, yaşamakta olduğun hayatta, nedenini bilmediğin onlarca sorunla yüzleşmeni ve bu sorunlardan beratını almanı sağlayacak muhteşem bir eser.

Zor Olsa Da Hayat Devam Ediyor
Sen kimsin? Hangi gizli hazinelere sahipsin? Hayat için bunun bir önemi yok. NE YAPIYORSUN? Başarı sadece hareket halinde olanları sever. Yaşadıklarınızı nasıl tanımlarsanız tanımlayın yanılmış olmazsınız çünkü hayata hangi pencereden bakarsanız bakın, göreceğiniz şey aslında görmek istediğinizdir. Zorluk ve rahatlık... Bu iki boyacı ellerine bir fırça alarak ömrümüzü sırayla boyar. Bugün siyah boyasıyla hayatımızın üstünden geçen zorluk isimli boyacının elindeysek, hiç endişelenmeyin, yakında sıra diğerine de gelecektir. Hayatta sürünenlerden olmamak için mutlaka bu pozitif bakış açısına sahip olmalısınız. Bunun için her şeyin en güzel tarafını ve sizin için faydalı olabilecek en üstün amaçları arayıp bulun! İyimser ile kötümserin arasındaki fark buradadır. Aslında iyimserin iyimser olmas...

Yazma, Yaratma ve Okuma Cesareti
Yazma nedenini tek bir şeye indirgememiz mümkün değil. Çoklu, parçalı ve bazen de yazarın kendisinin de anlam veremediği şeyler dünyasından ortaya çıkan bu istencin dışavurumu, her seferinde aklın sınırlarıyla açıklanamaz. Yazma serüveninde sezgi, nedensizlik ve bireyde var olan kör noktalar da işin içindedir. Tüm bu karmaşanın içinde bir dil serüveni olan "Yazma Cesareti" özel bir durumdur. Bu duruma tahammülü sağlayansa, bireyin kendini yazınsal olarak gerçekleştirme ve anlamlandırma çabasıdır. Uzun soluklu bir yolculuk olacağını hemen kestirebileceğimiz bu çabanın karşılığı, ancak iyi bir ürünün ortaya çıkmasıyla mümkündür. İyi ürünse daha ilk adımda "Yaratma Cesareti"nin doğal sonucudur. Ortalama bir metin okur için, iyi metinler ise metnin değeri için kurulur ve her iyi metin dilde de...

Yeni Dünya
"Midilli tarafından esen bir rüzgâr körfezin girinti ve çıkıntılarında kırılarak boyuna yolunu değiştiriyor, suların üzerinde ayrı ayrı taraflara koşuşan dalgacıklar meydana getiriyordu. Güneşin, Madra Dağları’nın üstündeki bulutlara vurarak onları kızıllaştıran ve oradan tekrar denize akseden son ışıkları, başka başka istikametlerde kırışan sularda türlü renkler yaratıyordu. Dağın eteklerine sıralanan ve bazen hemen önümüze kadar yükselen tepeler, birbiri üstüne yığılmış karanlık bulut kümeleri gibi görünüyordu. Daha uzaklarda, Ayvalık’ın karşısındaki Cunda Adası’nın alçak tepeleri, Kazdağı oralara siper olmadığı için, hâlâ güneşin kırmızı ışıkları içinde yanıyor; biraz daha arkada, Midilli’nin o taraflara kadar uzanan kollarına karışıyordu." Yeni Dünya’da, Sabahattin Ali’nin eleştirel gö...

Racon - İstanbul Kabadayıları
Suç örgütü liderlerinden, devlet adına babalık taslayanlara; gariban babalarından, zorba katillere külhanbeyleri, dayılar, bitirimler, haneberduşlar, tulumbacılar, baldırı çıplaklar… Racon nedir? Kabadayılar nasıl giyinir? Kabadayı muhabbeti nasıl olur? Ergun Hiçyılmaz, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi İstanbul’unun yeraltı dünyasına iniyor. Yahudi kabadayılarından külhanbeyi tarikatına; kabadayı manilerinden jargonlarına, yeraltı dünyasının başlangıç tarihine uzanıyor.

Hanfendi Bi Bakar Mısınız?
Hayatıma giren insanlar mı yanlıştı, yoksa zamanlar mı hiç bilemedim. Fakat âşık olmaktan, sevmekten hiç vazgeçmedim. Talihsizdim, hayatımdaki kadın için odun olmaktan bir adım öteye geçemedim. Çözeceğim ulan bu kadınların olayını dedim. Araştırdım, gözlemledim, sayfalara döktüm. İnsanlık için kadın erkek ilişkilerini inceledim. Sonra anladım ki: Kadın erkek ilişkilerinde mizah var!!! Ben zaten garıma çiçek alıyom. – Kahveci Hüseyin Neyse sen meşgulsün galiba :S – Ecem Kanka arkadaşını da bana ayarlasana. – Sülük Hüseyin Kadının ruhundan da anlarım domatesten de. – Manav Recep Uff bu geri zekâlı da bana mı yazıyor ne? – Busesu Herif gibi boyu bosu devrilsin inşallah. – Hayriye Teyze Whatsapp’tan mı konuşsak acaba? – Berkecan Bizim öküz ne anlar kadın ruhundan? – Nermin Abla İşte yazdım bur...

Ejderha Kitabı
– Yüzüklerin Efendisi ve Harry Potter serisine ilham veren kitap ilk defa Türkçe’de – Efsanevi canavarların bazıları son derece haylaz ve komik, bazıları da kelimenin tam anlamıyla dehşet verici; ancak hemen hepsinin ortak özelliği, özgür ruhlu ve tarif edilemez olmaları. Modern çocuk edebiyatının öncüleri sayılan, Demiryolu Çocukları, Beş Afacan ve Hazine Avcıları gibi yapıtların yazarı Edith Nesbit’in ejderhaları, muhteşem bir hayal gücünün eseri.

Erhan Kolbaşı Kitap Set (4 Kitap)
Setin İçinde Yer Alan Kitaplar: -Mesaj Novus II -77 Yetmişyedi -Kozmik Dokunuş -Galaktik Diplomasi

Hikmet Anıl Öztekin Kutulu Set
Hikmet Anıl Öztekin Kutulu Set -Elif Gibi Sevmek 1 -Elif Gibi Sevmek 2 -Eyvallah 1 -Eyvallah 2 -Fesleğen -Ne İçin Varsan Onun İçin Yaşa