Safsatalar
Tıpkı her sabah aynaya baktığımızda derinleşen çizgilerimizi fark edemediğimiz gibi, dünyanın gidişatını da her günü bir öncekiyle karşılaştırarak tahlil etmek kolay olmuyor. Gündemi takip ederken, haber okurken, internette gezinirken çoğu zaman içimizde tarifi zor bir duygu oluşuyor. Herkesin kendini her konuda uzman sanması bir yana, mantığa uymayan, tutarlı bir yanı olmayan, doğru bilgiye -hatta bilgiye- dayanmayan birtakım görüşler dile getirmenin adeta bir norm olduğunu, kitlelerin akla, mantığa dayanan ifadelerin sahiplerini yuhaladıklarını, hamasi, duygusal görüşlerin alkışlandığını bir tür azap eşliğinde izliyoruz. Madem bir yanlış yaptığımızda ya da bir yanlışa gereken tepkiyi veremediğimizde duyduğumuz rahatsızlığa vicdan azabı diyoruz, o halde safsatalarla dile getirilmiş bir fi...
Canlı Yaşa
İnsan alışkanlıkları ile kendini limitlendirir, öğrenmiş oldukları ile sınırlar koyar, yaşadıkları ile dünyasını oluşturur, beraberliklerini sevgi, gözleri ile gördüklerini gerçek sanır, göremediği ve korktuğu her şeyi de inanç haline getirir. İşte bu yüzden insan hiçbir zaman gerçek anlamda bir dönüşüm yaşayamaz, çünkü dönüşümü de umut denilen hayal dünyasına bırakmıştır. Şimdi bunları fark ettiysen karar vermelisin... "Bu kitap bildiklerini hatırlatmak için kendine yazdığın son mektuptur."
Markethink Ya Da Farkethink
Deneyim, Pazarlama, Perakendecilik ve Trendler üzerine eşsiz bir okuma deneyimi! Harvard Business Review Türkiye Deneyimsel pazarlama, duyusal markalama ve müşteri deneyiminin kusursuz birleşimi! The Bloomberg Businessweek Türkiye Müşteri bilimi ve müşteri deneyimi hakkında ilham verici bir kitap mı arıyorsunuz? Grafik Tasarım Deneyim tasarımı, yönetimi ve müşteri hakkında yeni dünya tasarımı! Brand Map
Gelecek Geçmişi Şekillendirir
Kaderinin sana dayatıldığını düşünüyorsan geçmişte yaşıyorsundur, kendine ve seni var edene güveniyorsan şimdidesindir... Eğer bir seçim yapmadan her şeyin harika olacağını düşünüyorsan geleceğin sınırsızlığı içinde kaybolmuşsundur. Bu hayatın içinde sonlandıracağın ilk şey, kendine eziyet etmek olsun! Çok satan SIRLAR BOHÇASI ve NİYET DEFTERİ kitaplarının yazarı Meltem Güner, bilgi, ilham, teknik ve uygulamalarla dolu çok yönlü, işlevsel ve kullanışlı bir rehberle gelecekle buluşmak üzere okuyucuları yaşam sahnesine davet ediyor. His ve coşku dolu bir karar verdiğinde, yani geleceği şekillendirmek için bir niyet oluşturduğunda geleceğin bir geçmişi olan bugün de şekillenmeye başlar. Yeni bir gelecek inşa etmek için bütün taşların yer değiştirdiği bu süreci doğru yönetmek, yönlendirmek ve ...
Beynin Sırları
İnsan bedeninin kara kutusu "beyin" ilk kez böylesine derinlikli deşifre ediliyor... Beyin insana dair hangi sırları barındırır? Bilinçaltımız bizi nasıl etkiliyor? Beyin kapasitemizin ne kadarını kullanıyoruz? Her yaşta daha zeki olmak için ne yapmalıyız? Her insanın beyni parmak izi gibi eşsiz mi? Kişiliğimizi beynimiz mi belirler? İnsanoğlu neden şiddete meyilli? Linç nasıl bir ruh hali yaratıyor? Psikopatlar nasıl bir beyin yapısına sahip? Beyinle suça eğilim arasında bir bağlantı var mı? Beyin büyük acılarla nasıl baş eder? Kadın ve erkek beyni neden farklı? Âşık beyinde neler oluyor? Yalan söylerken kendimizi nasıl eleveririz? Gözler hangi sırları açık eder? Neden uyuyoruz? Rüya görüyo
Doğu Masalları
Mezopotamya’dan başlayıp Hindistan’a dek uzanan; kuşların kanatlarında, süvarilerin sırtında diyar diyar gezen, kolektif bilinçdışının efsunlu bir eseri olan bu masallar, sade "Doğu"nun değil tüm dünyanın görkemli bir anlatısı. Doğu Masalları, zengin, karmaşık ve büyülü bir kültürel yapıyı binlerce yıl boyunca korumayı başarmış bir coğrafyada doğdu. Budizm, Hinduizm, İslam ve Zerdüştlük’ten; insanlığın en derin korkuları ile rengarenk arzularından ilhamını alan bu masallar, farklı inanç ve kültürlerin bin yıllar içinde nasıl iç içe geçtiğini ve ortaya özgün bir yaşayış çıkardığını gösteren eşsiz bir külliyat. Kimi zaman kahramanın yolculuğunun izinde, kimi zaman bu döngünün dışına taşan; kimi zaman erdemin peşinde, kimi zaman korkunun gölgesinde; kimi zaman kralların/kraliçelerin, kimi zam...
Çerçöp
Hem ‘çerçöp’ün hem de ‘çer’in çeşitli anlamları var sözlüklerde. Hem o anlamlara uygun bir kitap bu hem de ‘çer’e benim yakıştırdığım ya da öyle sandığım ‘yol’a. Öyleyse çerçi de yolcu oluyor. Ama eli boş gitmeyen yolcu. Haydar Ergülen Haydar Ergülen, Çerçöp’te okuru bir daktilonun, kâğıdın ya da artık bir çocukluk anısı olarak zihinlerimizde yer etmiş duvar halılarının dünyasına bir yolculuğa çıkarıyor. Mahalleye gelen ilk telefon, ilk Avrupa yolculuğu, ikinci olmaya ve uykuya övgü... Eskişehir’de geçen çocukluğuna, kimi zaman 80’lerdeki ODTÜ yıllarına ve günümüzün karantina deneyimlerine kadar tüm yazılar Ergülen’in şair diliyle birleşince bir oturuşta okumak isteyeceğiniz bir kitap çıkıyor ortaya.
Gecenin Kıyısından Gelen Suratsız ve Yaşlı Kuzgun - Edgar Allan Poe
"Hayal kuranlar, sadece geceleri düş görenlerin gözden kaçırdığı pek çok şeyi fark eder." Edgar Allan Poe yalnızca şiir, korku, polisiye, gotik, bilimkurgu gibi türleri değil bütün bir edebiyat mirasını etkiledi. Karanlık, tedirgin ve tekinsiz ruhlarımız bugün bile onun kelimeleriyle sarsılmaya devam ediyor. Çağlar, dönemler içinde algılar, sanatsal ve edebi zevkler değişti; hakikat bin kez bükülüp başka bir hakikate evrildi ama Poe, kendi zamanını da kendinden sonraki zamanları da aşarak edebiyat tarihinin en yüksek zirvelerindeki yerini korumayı sürdürdü. Poe’nun değerini ortaya çıkaran, insanların onu sonradan anlaması değildi; zamanın ruhu ve edebiyat tanrısı onun adını tarihe ve belleklere kazıdı. Kendisi de hikâyelerindeki tuhaf öngörüleri gibiydi: Vaktinden önce gönderilmişti.
Beyaz Karanlık
Senin veya evladının başına gelmez zannetme! Ağızlarından salyalar akan sırtlanlar gibi dolanıyorlar etrafımızda! Gözlerini bu gerçeğe asla kapatma! Aramızda kol geziyorlar bu işin ticaretini yapanlar. Tüm gayretleri, o ilk dozu vererek bizleri başlangıçtaki "o his" ile tanıştırmak... Gerisi zaten geliyor. Bağımlının parayı bulmak için her şeyi yapacağını da biliyorlar. Onların kazançları para, bizim kaybettiğimiz ise hayatlar. Sevgiyle büyütülen bir kızdı Deniz. Güzeldi, eğitimliydi ve ailesinin gözbebeğiydi. Çok iyi bir ailesi vardı. Sadece kapıldı. Önce duygusal zaaflarına sonra da maddeye yenildi. O güzel aile, birbirini seven insanlar bir hiç uğruna dağılıp yok oldular. Tıpkı o hiç uğruna dağılıp yok olan yüz binlercesi gibi... Peki, bu gidişata son verecek olan kim? Hep sırtlanlar mı...
Sağlıklı Bir Akıl, Efendisinin İradesi Olmadan İçine Girilemeyendir - Paracelsus
"İlacı zehirden ayıran şey dozudur..." Francis Barret'in "hekimlerin ve filozofların prensi" olarak tanımladığı Paracelsus, ardında çözülmesi güç bir felsefe ve 8.200 sayfalık bir külliyat bırakarak bu yaşamdan ayrılmıştı. Bugün hâlâ Doğu’da ve Batı’da, onun gizemli yazılarını okuyan onlarca bilim insanı, karşı karşıya oldukları derinliğin sınırını belirlemekte zorlanmaktadır. Elinizdeki kitap, tıp, eczacılık, simya ve felsefe alanlarında kurduğu düşünsel yapı ile modern hekimliğin ortaçağ kaynaklarından biri olarak kabul gören Paracelsus hakkında Türkçede var olan büyük boşluğu dolduracak özel bilgilerle oluşturulmuştur.
Hayvanların Duygusal Dünyası
Sahip olduğumuz duygular bize atalarımızdan armağandır. Hayvanlar da benzer duygulara sahiptir. Peki tüm hayvanlar aynı şeyleri mi hissederler? Araştırmalar gösteriyor ki fareler sadece empatik kemirgenler değil, aynı zamanda eğlenceyi seven canlılardır. Bir fil kalın derisinin altında hassas bir kalp taşır. Zevk düşkünü iguanalar, mizah duygusu olan atlar, âşık balinalar, travma sonrası stres bozukluğu yaşayan filler, yas tutan susamurları, acı çekmekte olan eşekler, kızgın babunlar, duygusal balıklara dair hikâyeler okumaya hazır mısınız? Otuz yılı aşkın bir süredir hayvanların tutkularını ve hayvani erdemlerini inceleyen ödüllü bilimadamı Biyoloji Profesörü Marc Bekoff’un, çeşitli türlerin sosyal iletişimini incelediği bu önemli kitap, hayvanların zengin bir duygusal dünyası olduğunun i...
Merhum Nasıl Bilirdi?
Doğan Ekinci öldü. Herkes gibi sakince gömülüp bu dünyadan ayrılmayı beklerdi ama hiç de öyle olmadı. Şimdi bir cenaze töreninde gördüğü yüzlerin kendisini son yolculuğuna uğurlamak için orada olduğunu biliyor ve geçmişin anıları bir bir zihnine doluyor. Yıllarca garsonluk yaptığı kafenin müdavimleri, bazıları "dostu" da olan mahalle sakinleri onun son anlarına yaraları, neşeleri, hayal kırıklıkları ve umutlarıyla konuk olurken anlattıkları okuru da hayata ve ölüme dair derin bir muhasebeye davet ediyor.
Ben Bir Dahiyim Ama Henüz İlk Senaryomu Yazmadım
Hepimizin hayranlıkla izlediği, adını sinema tarihine yazdırmış o filmlerin senaryoları nasıl yazıldı? Ödüllü senaristlerin doğru yaptığı neydi? Ya da gelin şöyle soralım; iyi senaryo yazmanın bir formülü var mı? Aslına bakarsanız evet bir "formül" var. Bu sihirli bir formül değil; çok çalışmayı, çok okumayı, çok izlemeyi, senaryonun yapısını en iyi şekilde çözmeyi gerektiriyor. İster kendi senaryonuzu yazmak için yola çıkmış olun, ister kendi halinde bir sinema âşığı, bu kitaptaki her detay size heyecan verici kapılar aralayacak. Turgut Yasalar, Ben Bir Dâhiyim Ama Henüz İlk Filmimi Çekmedim kitabıyla yönetmen koltuğundan sesleniyordu, bu kez de senarist kimliğiyle her seviyeden sinemaseverin keyifle okuyacağı bir kitapla karşımızda.
50 Maddede Salgınlar
Hastalık nedir? Nereden çıktı bu salgınlar? Osmanlı’da salgınlarla nasıl mücadele edildi? Pagan mitolojilerinde ve kutsal kitaplarda salgın ne anlama geliyor? Mumyalar bize ne anlatıyor? İstatistikler ne söylüyor? Covid-19 nasıl yayıldı? Nasıl bir çağa düştük böyle? 50 Maddede Salgınlar, tarih boyunca görülen bulaşıcı hastalıklardan biyolojik silahlara, komplo teorilerinden korku salgınlarına, merak edilen pek çok konu üzerine akılcı bir perspektif sunuyor. Erdinç Yücel, salgınların insanlık tarihindeki dönüştürücü etkisini kronolojik sıralamayla aktarırken bilgiye yaklaşma geleneğimizi de sorguluyor.
Baskın
Ben sizlere, nasıl attığımızı, nasıl hoplayıp zıpladığımızı, ne kadar kahraman olduğumuzu da anlatabilirdim bu kitabımda. Ama yanıltmış olurdum sizi. Dağdaki mücadele ya da dağdaki kahramanlıklar, adına çatışma denilen kısa bir zaman aralığına sıkışmış şeyler değildir çünkü. Askerin kahramanlıkları, mücadelenin fedakârlıklarına gizlenmiştir. Ve bu fedakârlıklar sadece çatışma aralıklarında değil, dağın bütün anlarındadır. Ne kadar güçlü, ne kadar dayanıklı, ne kadar atletik olduğumuzla da süsleyebilirdim sayfaları bir güzel. Ama bu değildir dağlarda yaşam. Güneydoğu’nun bir adımlık anlarında bile, yüz binlerce fedakârlık üretilir. Ve tüm anlattıklarım, anlatmadıklarımın yanında bir yudum bile değildir. Mücadele etmeyen, mücadele edenin halini bilmek zorundadır ama. En azından, bilmek istey...
Ayasofya'nın Gizli Tarihi (güncellenmiş)
Ayasofya’nın sırlarla dolu gizli tarihi ilk kez gözler önüne seriliyor... Ayasofya’nın içindeki gizemli sembollerin anlamı ne? Hangi gizli örgütler Ayasofya’ya izlerini bıraktı? Bu işaretler hangi amaçla mabede kazındı? Ayasofya’nın dehlizleri nerelere uzanıyor? Tapınak Şövalyeleri Ayasofya’yı nasıl hedefine aldı? Ayasofya’da hangi Kutsal Emanetler’i aradı? Mabedi kirletmek adına içinde türlü sapkınlıklar yapanlar kimlerdi? Ayasofya düşmanı Venedikli Dandolo’nun mezarı neden Ayasofya’nın içinde? Fatih Sultan Mehmet, fetih sonrasında kılıç hakkı Ayasofya’da hangi değişiklikleri yaptırdı? Fatih Sultan Mehmet’in Bellini’ye yaptırdığı ünlü tablosu Ayasofya’yla ilgili hangi sırrı saklıyor? İstanbul işgal altındayken "Ayasofya’da haç görmektense onu yıkarım!" diyerek düşmandan koruyanlar kimlerd...
Usta William
"Ne kadar aydınlatıcı bir kitap! Leinwand keskin zekâsı, özenli araştırması ve bilgili kararlılığıyla saygın yazarlarımızın Shakespeare’i nasıl ısrarla incelediklerini, kendi yazdıklarını nasıl şekillendirdiklerini irdeliyor. Usta William bize Shakespeare’le, yedi edebi ustayla ve kendimizle ilgili çok şey öğretiyor." -EDWARD HIRSCH, A Poet’s Glossary’nin yazarı Usta William, yedi ünlü yazarın (Virginia Woolf, John Keats, Charles Olson, John Berryman, Allen Ginsberg, Samuel Taylor Coleridge ve Ted Hughes) Shakespeare’in eserlerini okurken onunla nasıl boğuştuklarının araştırmasını yapıyor. Olağanüstü entelektüel ve duygusal karşılaşmaları gözler önüne seren kitap, yazarların derkenarlarını, mektuplarını, günlüklerini ve okurken aldıkları notları bir araya getiriyor. Zengin arşivsel bulgula...
Hiç Kimse Görmek İstemeyen Biri Kadar Kör Olamaz - İbni Sina
İbni Sina ya da dünyanın tanıdığı isimle Avicenna... 11. yüzyılda insanlığın cevap aradığı sorulara pozitif bilimci yaklaşımla karşılık vermiş bir felsefeci, eşsiz bir hekim, astronom, matematikçi ve fizikçi. Hayatı boyunca sorular sormuş, "neden"lerin peşinden gitmiş, çok okumuş, çok araştırmış, çok incelemeler yapmış bir insanlık incisidir İbni Sina. İnsanlığın emekleme döneminde, taassubun karanlığına düşmeden, akıl ile bilimin ışığında yürüyen tarihin bu en büyük hekimi, başta Müslüman ve Avrupalı felsefeciler olmak üzere, Da Vinci’den Aziz Thomas’a kadar birçok düşünürü ve sanatçıyı da etkilemiştir. Onun portresi, bugün dünyanın en saygın okullarının duvarlarını, düşünceleri ise en aydınlık beyinleri süslüyor.
Hormon
Kanında estrojen ve progesteron, yani kadınlık hormonları dolaşan ya da artık dolaşmayan her kadının okuması gereken bir kitap... Menopoz sonrası hormon desteği almak mı "doğaya karşı mücadele" anlamına gelir, yoksa almamak mı? Doktorunuz size gerçek insan estrojenleri yerine at estrojenleri veriyor olabilir mi? Polikistik over, çikolata kisti hastalığı, menopoz, âdet düzensizliklerinde size verilen patentli sentetik/kimyasal progesteron hormonu, kanınızda dolaşan hormonun aynısı mı, yoksa kötü huylu bir taklidi mi? 13 yaşından 53 yaşına dek tam 40 yıl boyunca kanında kadınlık hormonları ile sağlıklı yaşayan, üstelik hamile kaldığında kanında bu hormonlar onlarca, yüzlerce katına çıkan, dahası hamilelikler yaşarsa meme kanseri riski azalan kadınlar,
Ters Kanatlı Şahin
Türkiye-Ortadoğu-Avrupa coğrafyasında, gerçek olaylar üzerine kurulu bir casusluk romanı... İkinci Dünya Savaşı’nda Yahudiler, Ermeniler, milliyetçiler, komünistler, şeriatçılar ne yaptı? Yanlış bildiğimiz, doğrusuna inanamayacağımız entrikalar, cinayetler... Kimilerini çok yakından tanıdığımız insanlara dair gizli dosyalar... Her köşesinde karışık adamların cirit attığı, adım başı suikast girişiminde bulunulan, savaşın korkutucu soluğunu ensesinde hisseden Türkiye... Diplomat, sığınmacı, aydın, bilimadamı, casus, işadamı ve politikacılarla ustaca dans eden casusluk örgütü: TERS KANATLI ŞAHİN
Patron
"Pembe bir zarf yanlış bir kişinin eline geçip maksimum kaç kişinin hayatını zincirleme olarak bir Kusturica filmi kadar saçma, eğlenceli ve adrenalin dolu hale getirebilir?" sorusunun kahkaha dolu cevabı. Bu kitapta hayatınızı zehreden patronların en sefil hallerini bulacak, hakkıyla gülecek, serotonin fazlasını kötü günleriniz için yastık altında saklayacaksınız. Tam bir yanlışlıklar komedisi... Hayatımızdaki tüm patronlara adanmıştır.
Ölüm Dağları Bekler
"Dağdan bir ağdır Cudi. İnsana göz eder, el eder, naz eder, gel gel eder. Çağırır. Çekiverir içine. Ve orada insanın, asıl kendisini yenmesini ister. Kimi zaman aydınlık, kimi zaman koyu bir karanlıktır Cudi. Kendine özgü gizemli bir cazibedir. Aydınlığında da, karanlığında da, uzak ufuklara koşmamızı ister. Hafife alınmak istemez Cudi. Kendini hafife alanı, bir rüzgârıyla uçurmuşluğu çoktur. Ağırdır, ağır olunsun ister. Bir yok olmuşluğu anlatır Cudi. Daha doğrusu, yoklukta varlığı bulmuşluğu. Vezirliği de, rezilliği de bilmek ister. Bekler Cudi. Karanlığı, geleceği ve kıyameti. Ardından mahşeri. Kendini ve düşmanını yenenlere dağ gibi şahitlik yapmak ister. İki kapısı vardır Cudi’nin. Birisi benliğinle çıkmayı, diğeri ruhunla inmeyi anlatır. Bu dağ, zamanın layıkıyla arşınlanmasını ister...
Kesintisiz İletişim - Beyniniz İle Bedeniniz Buluşuyor
Beyninize ve bedeninize hoş geldiniz. İletişim, en basit modeliyle kaynak ve alıcı arasında geçen mesaj alışverişi olarak tanımlanır. İletişim uzmanı Michael Argyle tanımı biraz daha farklı yapar: "Sözsüz iletişim (beden dili) çoğunlukla farkında olmayan bir kaynak ile çoğunlukla farkında olan bir alıcı arasında geçer." İnsan çoğunlukla bedenine yabancıdır. Bunun bir iletişim kaynağı olduğunun ve karşı tarafa mesaj verdiğinin farkında bile değildir. Bu yolla bilinçsizce verdiği mesajların doğal olarak içeriği de hedefi de belirsizdir. Tıpkı nişan almadan patlayan bir silah gibi hem tehlikelere açık hem de gelişigüzel... Bu kitap beyin ve beden arasındaki ahengi inşa etmek üzere kaleme alındı. İletişim doktorları Emrah Akçay ve Sefer Darıcı, beden dili ve yalan avcılığına dair pek çok bilim...
Sergüzeşt-i Kalyopi
İlk Türkçe macera romanı, ilk kez Latin harfli Türkçede! Bu kitapçık daha önce duyulmamış olaylar ve aklı hayrete düşüren manzaralar ile dolu olup sıralı on bir fasikülden oluşmakta ve ertelenmeksizin her hafta birer fasikülü basılıp yayımlanmaktadır. -T. Abdi, 1873 1873 Sergüzeşt-i Kalyopi (Kalyopi’nin Macerası) ilk yerli roman olarak kabul edilen Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat’tan iki yıl önce, ilk macera romanı olarak kabul edilen Hasan Mellah’tan ise bir yıl önce basılmış bir macera romanı olma özelliği taşıyor. Bir Rum kızı olan Kalyopi’nin 1400’ler İstanbul’unda başlayan ve ülkelere, denizlere, adalara yayılan macerası sadeleştirilmiş ve orijinal metnin tenkitli basımıyla bir arada bu kitapta.