Destek İndirim -
Destek Dükkan
0
Sepetim
Yazarlar
Kategoriler
Değerlendirme
Fiyat
Yayınevleri
Diller
Filtreleme

Kategoriler

Yayınevleri

Yazarlar

Fiyat

Diller

Değerlendirme

Önceki sayfa
Sıralama
Elif Gibi Sevmek - 1 - Nefes Destek Yayınları

Elif Gibi Sevmek - 1 - Nefes

"Bir insan nasıl anlar âşık olduğunu?" diye sordum bir gün dedeme. "Nefesini tut..." dedi gülümseyerek. "Anlamadım..." dedim. "Nefesimi mi tutayım?" "Evet..." dedi. "Öylece tut ve bekle." Dediğini yaptım. Dayanabildiğim kadar soluksuz bıraktım kendimi. Saate bakmayı akıl edememiştim ama sanırım otuz saniye sonra iyice zorlanmaya başladım. Tam pes ediyordum ki, eliyle kapadı ağzımı ve burnumu. Neye uğradığımı şaşırdım. Ölecek gibiydim artık... Yüzüm kızarıyor, gözlerim doluyordu. Dayanılmaz bir hal almıştı nefessizlik... Sonunda çekti elini yüzümden. Derin derin solumaya başladım can havliyle. Bana bunu neden yaptığını anlayamıyordum bir türlü. Gözlerinin içine baktım soran bakışlarla. "Bunu bana neden yaptın dede?" dedim. "En çok neye ihtiyacın vardı az önce?" diye sordu sakin bir tavırla....

Elif Gibi Sevmek - 2 - Dem Destek Yayınları

Elif Gibi Sevmek - 2 - Dem

Çayı deminden anlarsın, yâri ise ayrılık vakti boğazında bıraktığı düğümden... Beklemek değil bizimkisi, demlenmek... Demlenmek yavaşlamaktır biraz. Durmak, bakmak, koklamak, anlamak, öğrenmektir. İçine kazımak, silinmez bir kalemle aklına yazmaktır. Hatırlamak için değil, unutmamak içindir. Peki ya sevmek? Kısmete açılan bir kapı mı, yoksa büyük bir imtihanın başlangıcı mı? Bu kitapta birbirine kavuşanların değil, ancak muhabbetle demlenenlerin aşka ulaşabileceğine şahit olacaksınız. Ve bazı şiirlerin hatırlamak için değil unutmamak için yazıldığını göreceksiniz...

Fesleğen Destek Yayınları

Fesleğen

Gitmek mi zordur, kalmak mı? Kalmayı bilmem ama, gitmelerin hiç de kolay olmadığını anladım. Hesaplaşması varmış bu işin, dönmek isteyip de dönememesi, yüreğinde uzayıp giden gurbetleri varmış. Üstelik gittiğinde iki kişilik bir bedel ödüyormuş insan... Benim adım Fesleğen. Ben bu hikâyenin gideniyim... Anlatacak çok şeyim var ve itiraf edeceğim bir dolu kaygılarım... Kalemimi kâğıdımı hazırladım. Bir fesleğenin toprağına duyduğu hasreti yazacağım, bir fesleğenin yağmura özlemini anlatacağım, güneşine hasretini. Bir kızın yüreğini açık edeceğim size. Eğer bir gün siz de doğduğu topraklardan uzaklara ekilmiş, güneşe uzanmaya çalışan minik bir çiçek görürseniz üzerine basıp geçmeyin olur mu? Bu dünyada yalnız başına yürüyen birinin Allah’tan başka kimi vardır ki? Bir de siz sebebi olmayın ke...

Stoktaki Son Ürün!
Krem Kara Karga Yayınları

Krem

Geçmişin izleri, hayal kırıklıkları ve bugünün dertleri de tıpkı yüzümüzdeki çizgiler gibi bir kremle silinip gidebilir mi? Birbirinden habersiz iç içe geçmiş hayatlar, bir "krem"le tamamen değişiyor! Yalnız bir kadın, bir patron, bir reklam duayeni, keşfedilmeyi bekleyen bir oyuncu ve diğerleri... İstanbul’un sıradan sakinleri toplumsal baskıların rüzgarında savrulurken, yaşamları bir yüz kremiyle beklenmedik bir şekilde kesişecek. Şaşırtıcı bir kurgu ile okuru sürükleyen bu hikâye, okuyan herkesi kendi hayatında bir dönüşüme davet ediyor! Tıpkı bu eşsiz kremin reklamında dendiği gibi: "Korkmayın. Değişime hazır olun!"

Beyaz Diş Destek Yayınları

Beyaz Diş

Dorian Gray'in Portresi
 
Destek Yayınları

Dorian Gray'in Portresi

Geçecek Mi? Destek Yayınları

Geçecek Mi?

Bu dünyaya "beklenti olmaya" gelmedim. Bu dünyaya başkası olmaya, ezberlere uymaya, hep aynı şarkıyı duymaya gelmedim... Sertçe göğsüme oturan bu ağrıya dokunabilirsem geçecek. Kaçmadan, acısını yok saymadan, kendime kızıp canımı daha çok yakmadan, yargılayıp daha derine bastırmasam geçecek. Geleni bir kabul edip, onunla canım yanarken konuşursam geçecek. Her sözünü yol göstersin diye aklıma bırakırsam, kalan izini iyileşsin diye zamana bırakırsam geçecek. Hemen geçsin diye kovmadan, tekrar gelir diye korkmadan, hep üst üste gelir diye kapanmadan, hep benim başıma gelir diye kaçmadan yüzleşirsem geçecek. Dokuna dokuna, konuşa konuşa, evet ağlaya ağlaya geçecek. Ağlarken kendime şefkat gösterirsem geçecek. İyileşmeden iyi olmuşum gibi yapmadan, daha önce kendimi nasıl ayağa kaldırdığımı unu...

Kadın ve Kedi Athica Books

Kadın ve Kedi

Dört Kadın, Dört Kedi ve Dört Hayat Kaldırımın kenarında çaresizce yatmış, sağanak yağmurun altında yere düşen damlaları seyrediyordu... İçine sığındığı bu karton kutuya nasıl terk edildiğini bile bilmiyor, umursamaz kalabalığın ayak seslerini dinliyordu. Ta ki o kalabalıktan biri onu fark edene kadar...

Bisküvi Athica Books

Bisküvi

KAYBOLANLARIN, DÜNYAYA YABANCILAŞANLARIN, GÖRMEZDEN VE DUYMAZDAN GELİNENLERİN BAŞKAHRAMAN OLDUĞU BİR ROMAN. Bisküvi adı verilen karakterlerin görüldüklerinde, duyulduklarında nasıl yeniden hayata döndüğüne şahit olacaksınız. Özgüven ve özdeğer inşa etmenin değerinin altını nevi şahsına münhasır bir şekilde çizen bu eser, sadece kaybolmuş hissedenlerin değil, onların varlığına şahitlik eden kişilerin de neler yapabileceğini mizahi bir yolla anlatıyor.

Gaf Ola Beri Gele Destek Yayınları

Gaf Ola Beri Gele

Söz her zaman uçmaz, bazen gider koca bir çamı devirir. Bir yaklaşıma göre: “Konuşmak, insanın en büyük cezalarındandır!” Hadi canım! E peki madem öyle, biz insanlar konuşma yeteneğimizle lanetlendik, dibini bulalım o zaman. “Gaf yapmak, pot kırmak” temalı öykülerde buluştuk bu sefer. Kimimiz yaptığı gaftan sonra başını önüne eğdi, kuyruğunu kıstırdı; kimimiz gayet pişkin bir şekilde sırıtmaya devam etti. Örnekleri her gün medyada, haberlerde, gazetelerde... Bazısı da bu kitapta.

İnsan Öğrenmek İçin Yaşar Kara Karga Yayınları

İnsan Öğrenmek İçin Yaşar

“Thomas More, 1534 yılının mart ayında, kapatıldığı Londra Kulesi’nden büyük kızı Margaret’e şunları yazmıştı: ‘Hiç kimseye kötülük etmiyorum, hiç kimse için kötü söylemiyorum, kötü düşünmüyorum, herkesin iyiliğini istiyorum. Bir insanın yaşayabilmesi için bu yetmiyorsa, yemin ederim yaşamakta gözüm yok... Onun için Kral, şu benim zavallı bedenime canının istediğini yapsın. Keşke işine yarasa benim ölümüm.’” “Campanella, Güneş Ülkesi’ni hapishanede yazdı. Hint Okyanusu’nda bir ada devleti olan Güneş Ülkesi adaletsizlik, kötü yönetim ve büyücülük gibi olumsuzluklardan kaçan insanların oluşturduğu ideal bir toplumdur. Bilim ve felsefenin egemen olduğu ülkede kadınla erkek arasında hiçbir ayrım gözetilmez, her iki cinse de eşit haklar tanınır. Kölelik ve özel mülkiyet yoktur, her şey herkese ...

Gece Geçen Gemi Kara Karga Yayınları

Gece Geçen Gemi

Bazen başımıza pat diye gelenleri, apansız öğrendiklerimize bölsek; bölüm hayret, kalan aşk. İstanbul, Atina, Kuzey Afrika. Dört benzemez karakter, dört benzemez aşk. Bir eliyle boğduğu için diğer eliyle helva dağıtanlar, sevdiğini yumuşak karnında saklayanlar, bir yere kök salamayınca kökünü kendi içine salanlar, kapıları içeriden kilitleyenler, yarasının üstüne beton dökenler, tüm hak edenlerin kurtuluşa kavuştuğunu sananlar, dümdüz ziyan olanlar, kendini yekten bilmeyen adamlar, namuslarını değil dengelerini korumak için yaşayan kadınlar, büyük bir gürültüyle birbirinden kopan kıtalar ve gerilla deniz kızları... Çünkü hiçbir şey uzun süre görmezden gelinen acılardan daha güçlü değil. Çünkü bütün cinayetler kazayla ve isteyerek işlenir. Pınar Eğilmez’in usta ve akıcı kaleminden şehirli i...

Bab-ül Aşk Destek Yayınları

Bab-ül Aşk

Hayat önce ilim, sonra değişim, finalde de dönüşümdür. İlk iki adım her zaman geriye dönebilir ama son adımı attıysan geri dönüşün yoktur, tıpkı kelebeğe dönüşen tırtılın bir daha kozaya dönememesi gibi... Gizem yaşadığı travmadan sonra eve kapanmış, sosyal hayattan elini ayağını çekmiştir. Sürekli yaşamı ve ölümü sorgulamakta, soluk alıp vermek için bir amaç bulmaya çalışmaktadır. Tam o sırada garip rüyalar görmeye başlar. Yakın arkadaşı Elif ile gittiği Şebiarus töreninden sonra gördüğü rüyaların peşine takılan Gizem hiç bilmediği bir gizemler ve sırlar âlemine adım atar. Tek amacı kendini bilmek, bulmak ve kendini gerçekleştirmektir. Bu yolculukta bir dost yanında belirir ve elinden tutar. Artık kozasından çıkmak ve kanatlarını açmak zorundadır çünkü bu yoldan geriye dönüş yoktur. Gizem...

Kanlı Ceket Destek Yayınları

Kanlı Ceket

YOKSULLARIN ÇOCUKLUĞU YOKTUR. "Geçmişin zorlu çocukluk yollarından geçenlerin açtığı bambaşka bir yolda yürüyor yeni nesil artık. Talip Emiroğlu o güç patikaları en önden tırmanmış, yoksulluğun sert yüzüyle erken yaşta tanışmış bir eğitimci. Kendi deneyimlerini bu farklı öykülerle bize aktarırken ne şimdilerin kolaycılığına kaçıp yeni nesli suçluyor, ne de kendi geçmişini saklıyor. Her şeyi olduğu gibi, duru bir dille okurla paylaşıyor. Kuşaklar arası iletişim için edebiyatın köprüsünü kullanmayı seçerek mesleğinin avantajlarını dilimizin kıvraklığına ekliyor ve ortaya bu birbirinden farklı gözükse de aynı noktayı ustaca işaret eden sahici öyküler çıkıyor." --Gülşah Elikbank "Talip Emiroğlu öykü geleneğimizin çok sağlam bir yerinde duruyor. Geçmişe yapılan bir çeşit yolculuk... Sorgulamala...

Başka Bir Şey Destek Yayınları

Başka Bir Şey

Aklın gidiş biletini aldığı yerde kalp çoktan dönüş biletini ayırmıştır. Aslında her şey bir rüyayla başladı. Sahi rüyalara inanır mısınız? Ben inanmazdım. Ta ki aynı rüyayı birkaç kez görene kadar... Uyandığınız an ya da günün herhangi bir anında ne yaparsanız yapın rüyanızın tamamını hatırlayamayacaksınız. Her seferinde en fazla yarısı ya da küçük bir bölümü tamamlanmış bir hikâyeye bakar gibi bakacaksınız rüyalarınıza... Bir rüyanın peşinden koşmak kimilerine anlamsız gelebilir, bense bununla ilgilenmiyorum. Sadece kalbimin sesini dinlemek istiyorum çünkü kalbimi hafife almaktan, sezgiler

Bana İkimizi Anlat Destek Yayınları

Bana İkimizi Anlat

"Yaşanması mümkünken yaşanmayan her aşk gün gelir bizden bunun hesabını sorar." Adamlık, bir kadını bir ömür sevmekten geçer. Kadınlık da kendini bir ömür sevecek adamın değerini bilmektir. Kimin için yaratıldığını bilmiyorsun elbette ama bu hikâyenin başrolü sensin. Aşkı senin, acısı senin. Kimse içinde kopan fırtınaları anlamaz, anlamak zorunda da değil zaten. İnsanlar hep konuşur çünkü hayat senin, tasası onlarındır. Her şeye rağmen bilmediğim bir hikâyenin başrolünü oynuyorum. Sonu nereye gider belli değil, seveceğim kaç şarkı kaldı bilmiyorum. Herkes gibi, her şeyden habersiz yaşıyorum. Ne zaman karşıma çıkarsın, hangi şarkıda ilk dansımızı ederiz hiçbir fikrim yok. Ayrıntılara takılmaya gerek yok belki de... Hikâyeme katıldığın gün sarılır konuşuruz bunları.

Karanlık Olan Nox Yayınları

Karanlık Olan

Benim için hayat sanki Peter Pan ve Kayıp Çocuklar’la tanıştığımda başlamıştı. Var Olmayan Ülke’nin büyüsü başımı döndürüyordu ve kendimi ilk kez evimde hissediyordum. Tek sorunum Vane’in bana teslim olmamasıydı ama bunu değiştirmeye kararlıydım. Adada güç dengeleri bozulmak üzereydi. Gölgesine henüz kavuşamayan Pan tehlikeliydi, onu öldürmek isteyen Fae Kraliçesi ve Kaptan Hook da öyle. Savaş kapıdaydı ve herkesin zayıf noktası sevdikleriyken kimse güvende değildi. Benim kaderimdeyse piyondan fazlası olmak vardı.

Sihirli Defter
Ön Siparişte
Destek Yayınları

Sihirli Defter

Yazmak, düşe dalmak gibidir. Usta ile çırağın yolu kesişince, bu düş bir sihri kuşanır. Bir çırak... Yazının büyüsüne kapılmış, kelimelerin peşinde bir usta arayan genç bir yolcu. Bir usta... Sihirli bir deftere ruhunu üfleyen, yazının ilahi sırrını ararken kendi benliğini yitiren ve yeniden bulan bir bilge. Sihirli Defter, yazının sırlarını aralayan, düşüncenin ve sezginin yolculuğunda bir rehber niteliği taşıyan felsefi ve edebi bir anlatı. Usta ve çırak arasındaki diyaloglar aracılığıyla sizi yazma eylemi, okuma disiplini, düşünce derinliği ve ruhsal keşifler üzerine katman katman açılan bir düşünce evrenine davet ediyor. Kimi zaman bir rüyaya, kimi zaman bir metafora dönüşen bu anlatı; yazının ne olduğu kadar, insanın kim olduğu sorusuna da cevap arıyor. Erol Hızarcı’nın sade ama derin...

Ön Siparişte
İzmir’de Son Gemi Destek Yayınları

İzmir’de Son Gemi

Savaşın, üstüne gölge düşüremediği kardeşliğin ve aşkın romanı İzmir’de Son Gemi, resmi tarihin dışından seslenen ve tarih bilincine yaslanan bir roman. Suyun iki yakasındaki halkların, egemenlerin kurduğu tuzaklardan arındığında, kardeşçe ve içtenlikle nasıl kucaklaşabileceklerini, aynı kederde ve sevinçte bir bütün olabileceklerini son derece yalın ve lirik bir dille anlatıyor. İzmir’de Son Gemi’nin serüveni her şeye karşın hâlâ suyun iki yanında da sürmekte...

Yalnız Kitap Kara Karga Yayınları

Yalnız Kitap

V. Karl’ın, Kanuni Sultan Süleyman devrinde Osmanlı sarayında bulunan elçisi Flaman Ogier Ghislain de Busbecq, 1 Haziran 1560’ta İstanbul’da tamamladığı dört elçilik raporunun üçüncüsünde, Osmanlıların matbaayı kullanmaya karşı isteksizliğini şu sözlerle açıklamaya çalışıyordu: "Yeryüzünde Türkler kadar, başka ülkelerin yararlı icatlarını kolaylıkla alıp benimseyen bir millete daha rastlamak zordur… Buna rağmen nedense kitap basmaya ve çalar saat kullanmaya bir türlü ikna edilememişlerdir…" Edebiyatımızın temel taşlarından Sabahattin Ali’ye göre edebiyat her şeyden önce bir mücadeleydi, edebiyatın amacı ise "insanları daha iyiye, daha doğruya, daha güzele yükseltmek, insanlarda bu yükselme arzusunu uyandırmak" olmalıydı. Sabahattin Ali’nin "Edebiyata nasıl başladınız?" sorusuna yanıtı "Kit...

Animal Farm Destek Yayınları

Animal Farm

"All animals are created equal, but some animals are more equal than others." Overworking, mistreated and exploited animals start a revolution. They take control of the Manor’s farm with their motivating slogans. The farm animals request progress, justice, and equality. The struggle is real, the animals aim to achieve a completely democratic society based on the belief that "All Animals are Created Equal". Ironically, sooner than expected, the totalitarian rule is once again reestablished due to some animals’ mere nature. The book reflects events going back to the 1917 Russian Revolution and the Stalinist era of the Soviet Union. Since its publication, the work is named one of the greatest books of the 20th century, if not of all times. George Orwell’s classic satire perfectly illustrates ...

Kayıp Kalp Destek Yayınları

Kayıp Kalp

Hayat, size bir şey anlatmak isterse belirli işaretler gönderir. Azra, hayatında kendini sıkışmış hisseden, ruhunun kanatları kırık ama neşeli genç bir kadındır. Lucas ise bağlanmayı sevmeyen, sahnelerde boy gösteren bir çellist ve işini tutkuyla icra eden bir mimardır. İkilinin yolları, havalimanında kaybolan bir valiz sebebiyle kesişir. Azra’nın satın aldığı valizin içinden çıkan gizemli notun sahibi, Lucas’ın yıllardır görmediği babasıdır. Azra, Lucas’ı bulmak için Paris’e gitmeye karar verir ve bu karar, hayatının dönüm noktası olur. İstanbul’dan başlayarak Paris’e uzanan bu yolculuk, sadece coğrafi değil, aynı zamanda duygusal bir keşif serüveni... Aile bağları sorgulanacak, vazgeçişler yaşanacak, ayrılığın derinlikleri keşfedilecek ve hayatın sunduğu seçimlerin zorluğuyla yüzleşilece...

Türk Hitler Destek Yayınları

Türk Hitler

ANCAK TARİHİN KARANLIĞIYLA YÜZLEŞEBİLENLER HAK ETTİKLERİNE ULAŞABİLİR Ercan, Almanya’da uzun yıllardır oyunculuk yapıyordu. Başarılı da bir oyuncuydu ancak yetenekleri ırkçı birtakım önyargılarla baskılanıyordu. Arap bir aile babası, Ortadoğulu bir terörist, İranlı bir göçmen ya da imam dışında başka roller oynaması mümkün değilmiş gibi görünüyordu. Ne hak ettiği şöhrete ulaşabiliyordu ne de hak ettiği parayı kazanabiliyordu, üstelik yeteneğini de tam olarak ortaya çıkarma fırsatı bulamıyordu. Önyargılar kafesine hapsedilmiş, zor zapt edilen bir kaplan gibiydi adeta... Sonunda kafesinden çıkmaya karar verdi. Almanya’da Türk olmanın bedelini ödemekten yorulmuştu artık. İşin kuralı neyse ona göre oynamaya hazırdı. Artık sadece role girmeyecek, hayatın içindeki rolünü de değiştirecekti.

Bana Mutluluktan Bahset Destek Yayınları

Bana Mutluluktan Bahset

"Bir gün yanında olmamı istediğin ama bunun imkânsız olduğu bir zaman gelirse gözlerini sıkıca kapat ve elini yüreğine götür. Ben senin gözkapaklarının ardındaki karanlıkta, kalbinin çarpıntısında olacağım. Ne zaman bir vapura binsen saçlarının arasından geçen rüzgâr değil, parmaklarım olacak. Okuduğun kitabın bir satırında ya da dinlediğin bir şarkının müziğinde nefes almaya devam edeceğim. Yağmurlu bir günde omzunu öpen yağmur damlası olabilirim. Belki de koklamak için uzandığın bir çiçeğin yaprağından havalanan kelebek olacağım. Sen ne kadar hissetmek istersen ben o kadar var olmaya devam edeceğim... Yüreğinin perdelerini hiçbir zaman kapalı tutma. Aydınlığın içeri girmesine izin ver. Gülmek sana yakışıyor, yüzünü asma... Büyük zorluklara göğüs germiş insanların hakkıdır mutluluk. Anlat...

Toplam: 488