
Modern Felsefeciler Kitap Seti (10 Kitap)
Modern Felsefeciler Seti (10 Kitap) -Ben Fırlatılmış Olanaktır - Heidegger -Üstümde Yıldızlı Gökyüzü İçimde Ahlak Yasası - Kant -İnsan Özgür Doğmuştur Ama Her Yerde Zincire Vurulmuştur - Jean-Jacques Rousseau -Hakikat Kendisinin Ölçüsüdür - Spinoza -İnsan Özgürlüğe Mahkumdur - Jean-Paul Sartre -Mutlu Bir Hayat Olanaksızdır; İnsanın Başarabileceği En İyi Şey Kahramanca Bir Hayattır - Schopenhauer -Kalp Düşünebilseydi Atmaktan Vazgeçerdi - Fernando Pessoa -Başkaldırıyorum, O Halde Varız! - Albert Camus -Hayat Çözülecek Bir Problem Değil, Yaşanacak Bir Hakikattir - Søren Kierkegaard -Kaderini Sev Çünkü Aslında Hayatın Bu - Nietzsche

İslam Felsefecileri Seti (8 Kitap)
İslam Felsefecileri Seti (8 Kitap) -Var Mısın Ki Yok Olmaktan Korkuyorsun? - Farabi -Cehennem Acı Çektiğimiz Yer Değil Acı Çektiğimizi Kimsenin Bilmediği Yerdir - Hallac-ı Mansur -Hiç Kimse Görmek İstemeyen Biri Kadar Kör Olamaz - İbni Sina -Coğrafya Kaderdir - İbn-i Haldun -Kimi Seviyorsan Herkesin Yüzünde Onu Görürsün - İbni Arabi -İlim Anavatanımızıdır Cehalet İse Yabancı Bir Yer - İbni Rüşd -İstediğin Bir şey Olursa Bir Hayır Olmazsa Bin Hayır Ara - Mevlana -Kalbinde İyilik Biriktirenin Yolu Hep Açıktır - Şems-i Tebrizi

Stoacı Felsefeciler Kitap Seti (8 Kitap)
-Kendisinin Efendisi Olmayan Hiç Kimse Özgür Değildir - Epiktetos -Unutma Mutlu Bir Hayat Çok Az Şeye Bağlıdır - Marcus Aurelius -Gladyatör Kararını Arenada Verir - Seneca -Roma Bilgeliği -Hoş Geldin Yabancı Burada Büyük Amacımız Mutluluk - Epikür -Mutluluk Hayatın Dirençsiz Akışıdır - Kıbrıslı Zenon -Hiç Olmazsa Bir Kere İtiraz Et, Başka Bir Fikir Söyle de İki Kişi Olduğumuzu Anlayayım - Elealı Zenon -Kimse Erdem Olmadan Mutlu Olamaz - Cicero

Kutsal'ın Yorumu
Her "okuma" bir yorumlamadır. Ve yorumlamak varoluşa katılmanın yegâne biçimidir. Bir kutsal kitabı yorumlamak şüphesiz ondaki kutsiyete katkıda bulunmak için yapılmaz. "Kutsal" olan her şeyden önce kendiyle kaim olduğundan kutsal denmeye layıktır. Kendi dışından bir şeye ihtiyacı olmadığından ona katkıda da bulunulamaz. Ancak ihtiyacı olana katkı verilebilir ve ancak noksan olan ikmal edilir. Bu nedenle yorumlamanın amacı bir eksikliği gidermek değil, temiz bir kalple ona katılabilmektir. Her bir yorumun ardında yatan niyet farklı olabilir. Yorum bazen kutsala saldırmak için, bazen kendini ondan korumak için yapılabilir. Bazen inkâr etmek için, bazen de ona daha çok bağlanmak için kullanılabilir. İnkâr ile sesinin duyulmasını uman bir inanan olabildiği gibi, şüphesiz ikrar ile bağlandığın...

Sokrates Gibi Düşünmek
Antik Bilgelik ile Modern Psikoloji Arasında Bir Köprü Sokrates, yalnızca Batı felsefesinin temel taşlarından biri değil, aynı zamanda düşünceyi sorgulamanın ve hakikatin peşinden gitmenin simgesidir. Peki, onun yöntemleri günümüz dünyasında bize nasıl rehber olabilir? Bu kitap, yalnızca Antik Yunan’da yankılanan felsefi tartışmaları değil, aynı zamanda Sokratik düşüncenin modern psikolojiyle kesiştiği noktaları da keşfetmenize olanak tanıyor. Eleştirel düşünme, bilişsel çarpıtmalardan kurtulma ve içsel farkındalığınızı artırma üzerine kurulu bu felsefi yolculukta, Sokrates’in yöntemlerini günlük yaşamınıza nasıl uygulayabileceğinizi öğreneceksiniz. Öğrencileri ve çağdaşı filozoflarla yaptığı diyaloglardan esinlenen anlatılar, sizi Antik Atina sokaklarından günümüzün düşünce dünyasına taşı...

Kutsalın Temeli
Kutsalın temeli, insanın varoluşuna zemin arayışıdır. Kutsala her yöneliş, ona katılma girişimidir. Oysa kutsala katılmak, onun varlığıyla çelişir, çünkü kutsal, dokunulmazdır, kutsala dokunmak ise onu kendimize ait kılmaktır... Kutsala katılma çabası şüphesiz bilince ait bir maceradır ve temeli yine düşüncede aranmalıdır. Öyleyse kutsalı anlamaya yönelirken düşünce kendine neyi temel alırsa alsın bu düşüncenin kendi içeriğini kutsaması olur. Bir inancı, bir totemi, bir metni, hatta Tanrı’yı kutsal kılan düşüncemizdir. Zira düşüncenin içeriği olan Tanrı, düşünenin yaratıcısı olan mutlak Tanrı değildir. Düşüncenin Tanrı’sı bir ilke, insanı var eden Tanrı ise gerçektir, çünkü insan gerçektir. Öyleyse insanın kendini içinde bulduğu ve diğer tüm arayışların nedeni olan bu tek gerçek arayış; ke...

Ben
İslam’ın siyasetinin tepesinde herkesin gördüğü ve bildiği, ancak kimsenin açıkça söyleyemediği çözümsüz ve yıkıcı bir sinsi gelenek vardır. Bencillik yani "ben" olmak. Bu "ben" Hz. Muhammed’de yoktu. Oysa herkes ve kendisi de Tanrı’dan destekli olduğunu biliyordu. Kuşkusuz elçi Tanrı’nın uyarısına neden olacak işlerden ve sözlerden kaçınırdı ve ona göre davranırdı. Kutsallaştırılan dört başkanın bencillikleri sonrakilerin şaşmaz işlemleri olarak durumları pekiştirdi. Şimdi 2018 yılında bile sözde insanlar toplanır, tartışırlar ve kurul karar verir. Ancak başkanın bu karara uyma sorumluluğu yoktur, o istediğini yapar. Bunu da İslam adına yapar!

Arzunın Psikomitolojisi
Düşüş ve kendine yaslanarak yeniden ayağa kalkış, insan olmanın tarihi serüvenidir. İnsan en temelde arzu varlığıdır. Arzu, insanın başkasıyla karşılaşmasının, başkaya açılmasının ve nihayetinde başkalaşmasının imkânıdır. İnsan arzuladığı içindir ki ne ise o olmayandır. Arzunun her yönelişi daima bir kendilik görünüşü olarak karşımıza çıkar. Doğal olanı arzulamaktan tinsel olanı arzulamaya ve giderek arzulayanı arzulamaya geçiş hem reel tarihi hem de buna dönük edebiyatı, sanatı, mitleri anlatısal bir kimlik olarak önümüze koyar. Tarihteki tüm ilişkiler, erosun oklarından yani arzunun yönelişlerinden oluşmuş bir bütün olarak boylu boyunca önümüzde uzanır. Köle-efendi ilişkisinden koşulsuz şefkate, ilkel yönetim biçimlerinden demokrasiye, yeme içme biçimlerinden estetik görüye, totaliterlik...

Cehaletin Tahsili
...İnsan bilmeden biş iş yapamaz. Bilginin başı okumaktır. Bilgi iyidir, bilginin kötüsü olmaz. İnsan bilgiyi iyi veya kötü kullanabilir. Bundan dolayı insan iyilik için yetişmelidir. ...İlim elde edilir, kazanılır, çünkü varlıksal bir nesneliği, açıklaması, kavramı ve anlamı vardır. Cehalet olumsuzluktur, yokluktur, nesneliği ve ne'liği açıklanamaz ve kavramı da yoktur. Öyle ise caheleti tahsil etmenin anlamı nedir, bu saçma değil mi?

Eril, Dişil ve Ötekiler
İnsan bedeni tarih boyunca kimin hizmetinde olmuştur? İnsanlık tarihi boyunca bedenler, günahkâr ve kutsal olarak farklı muameleler görmüştür. Öyle ki bunun izleri mitolojiden sanata, dinlerden tarihe dek her alana sızmıştır.Cinsellik adı altında toplanan bu izler, içinde erilin gücünü, yüceltilmesini, dişilin dışlanmasını, baskılanmasını, metalaştırılmasını ve nihayetinde şeytanlaştırılmasını, ötekilerin yok sayılmasını ve lanetlenmesini taşır ve aslında bunlar tümüyle iktidarın tutumunu yansıtır. Tarihin üstü örtülen, konuşulmayan ama bu sessizliğiyle dahi çığlık çığlığa bağıran karanlık kuytusunda neler gizlenmiştir? Bastırılmaya ve yok sayılmaya çalışılan aslında nedir? Arkeolog ve Eskiçağ Tarihçisi Baha Batıkan mağaraların karanlığından sarayların has odalarına dek örtülüp saklanan be...

Roma İmparatoru Gibi Düşünmek
En ünlü savunucusunun öyküsüyle Stoacılığın yaşam değiştiren ilkeleri "İyi bir insanın ne olması gerektiği konusunda tartışmak için daha fazla zaman harcamayın; sadece onlardan biri olun." Roma İmparatoru Marcus Aurelius, antik dünyanın son ünlü Stoacı filozofudur. Kişisel günlüğü olan Meditasyonlar/Kendime Düşünceler’i tüm zamanların en sevilen ve en çok okunan kişisel gelişim ve spiritüel klasiklerindendir. Psikoterapist Donald Robertson, Roma İmparatoru Gibi Düşünmek adlı bu kitabında bugünün dünyasının insanını aydınlatmak için, Stoacılığın felsefesi ve psikolojisinin derin bilgeliğini Marcus Aurelius’un hayatından eşsiz hikâyelerle anlatıyor. Hadrian’ın sarayındaki genç bir soyluyu, zamanının en iyi filozoflarının kanatları altında gücünün zirvesinde bir Roma imparatoru olarak yükseli...

Kutsal Kitap'ın Yorumu
Sir Isaac Newton, Batı’nın Bilim-Kültür-Uygarlık ekseninde yer alan önemli bir kişidir. Türkiye, Batı dünyası ile kendi axiologic (değerler sistemi) yapısını koruyarak ve geliştirerek buluşmak ve bunların arasından evrensellik özelliği taşıyan unsurları benimsemek ve gündelik hayata uygulamak arzusunu yaklaşık iki yüz yıldır ortaya koymuştur. İşte bu amaca hizmet edebilmek için Batı’nın Bilim ve Kültür dünyasında değerli bir yere ve haklı bir üne sahip olan Sir Isaac Newton’un bu çok az bilinen kitabını ilk kez Türkçeye kazandırmış olmanın mutluluğunu yaşıyorum. Aytunç Altındal

Wabi Sabi Bir Japon Öğretisi Olarak Kusurdaki Bilgelik
HER KUSUR BİR HİKÂYE ANLATIR. Bilgelik kusurları kabullenmekle ilgili değildir, kusurun içindeki güzelliği seçip görebilecek kadar yaşamı bir sanata dönüştürebilmekle ilgilidir. Wabi Sabi kusurları sorgulamadan bağrımıza basmanın felsefesi değildir, kusurlu olanın zaten çok özel ve içkin bir güzellik barındırdığının farkında olmaktır. Kusursuzluk arayışı ve saplantısı bir tür hastalıktır. İnsanı yoran, gerçeklikten koparan, yapaylaştıran, hissizleştiren, cansızlaştıran bir hastalık... Oysa kusurlar alışılmadık olandır ve alışılmadık olanda sonsuz bir hayat vardır. Wabi Sabi, yüksek bir bilinç seviyesi gerektirir. Hayatınızın her alanını dönüştürmeye talip olan bu kitap, son zamanlardaki en hayat dolu yoldaşınız olmaya adaydır.

Tersine Evrim - İnsan Olmanın Anlamının Yeniden Yazılan Tarihi
HAYVAN DOĞAMIZI ANLAMAK İNSAN DOĞAMIZI ANLAMAKTIR. Biz insanlar gezegenimizdeki en sorgulayıcı, duygusal, hayalperest, saldırgan ve şaşırtıcı hayvanlarız. Ancak bizler aynı zamanda hayvan olduğunu düşünmeyen hayvanlarız. Bir yarımız yaşlanan bir hayvan bedeninden, diğer yarımız zekâ ve öz farkındalıktan kaynaklanıyormuş gibi görünen o müstesna parçadan, yani ruhtan oluşur. Binlerce yıldır süren bir macerada Homo sapiens köklerimizden tarımsal ve endüstriyel devrimlere, internet çağına yolculuk yaptık. Bugünse yapay zekânın ve yarı insan yarı makineden oluşan arayüzlerin olduğu bir geleceğe doğru ilerliyoruz. Peki aslında biz neyiz? Kendimizi yeterince tanıyor muyuz? Araştırmacı Melanie Challenger Tersine Evrim’de, insan olmanın ne anlama geldiğine dair şiirsel ve bilimsel bir hikâye anlatı...

Herakleitos ve Sokrates
Antikçağ Yunan felsefesinin iki büyük düşünürü Herakleitos ve Sokrates gökyüzünde birer yıldız gibi parlamış, içinde yaşadıkları toplumlara düşünce ve eylemleriyle ışık saçmış, felsefi düşünceleriyle tüm dünyada derin ve silinmez izler bırakmışlardır. Herakleitos ve Sokrates’in yaşamlarına yön veren ve onları tüm yaşamları boyunca etkileyen öğe her insanın içinde gizli olarak bulunan tanrısal ses, uyarıcı ses Daimon’dur. Tanrı’yla olan gizli bağı temsil eden Daimon, Herakleitos için ruhsal alın yazısı, Sokrates içinse çocukluğundan beri kendisini uyaran, kötü bir şey yapmasına mâni olan tanrısal bir içsestir. Her ikisinin de ilham kaynakları bilge kâhinelerdir: Sibylla ve Diotima. Sibylla, Herakleitos’un ruhunun derinliklerine inmesini sağlayan, evrenin ve yeryüzünün sırlarını açığa çıkarm...

Cehalet Blimi
Cehalet nedir, cahil kimdir? Küreselleşme, bilimi ve bilimciyi nasıl etkiledi? Akademisyenler cahil olabilir mi? Sanal bilimciler ve sahte bilim nedir? Bilim ve hukuk neden etik zeminde olmalı? Gerçek ötesi ve algı yönetimiyle kastedilen nedir? Dünyayı hangi küresel zekâ yönetiyor? Cehaleti yayma ve algı yönetimi alanında sosyal medya ne kadar güçlü? İnançlar ve zaaflar algıyı yönetir mi? Google’ın her söylediği doğru mu? Güvenilir bilgiye nasıl ulaşılır? Nöropazarlama bir cehalet bilimi mi? Mikro şöhret nedir, ne işe yarar? Eğitim ticari bir ürünse, öğrenciler de müşteri midir? Tıbbın alternatifi olur mu? İlaçsız ve aşısız bir dünya mümkün mü? Zekâyı ve kavrayışı ilaçla artırmak ne kadar doğru? İlaçla mutluluk mümkün mü? Bağırsaklar beynimizi yönetebilir mi? Mikrobiyotanın d

İnek, Ateş, Kahraman
“Ey Ateş, sen Ahura Mazda’nın ışığı ve tüm varlıkların birliğisin. Sen, doğal ve tinsel olan her şeyi bir araya getirirsin.” Kutsala dair algımız daima belirli bir yönelişin altında şekillenir. Hacimli Hint metinlerinin daha tek bir sayfasını okumadan Hinduların ineğe taptığına, Mısır kutsal metinlerine dokunmadan Musa’nın firavununa dair önyargılarımız bulunur. Kadim İran’ın ateşe veya Hintlilerin ineğe taptığı düşüncesi bizim için bir haberdir. Ateşe ve ineğe yükledikleri içerikten habersiz olarak bir fotoğraftan yola çıkarak yargıda bulunuruz. Oysa bu kabul Müslümanların Kâbe’ye tapması veya Hıristiyanların ahşap kuklalara iman etmesi kadar tutarsız ve yanlış düşüncelerdir. Müslüman, Kâbe’yi tavaf ederken örtülü bir duvara değil, yüce olan Allah’a tapar. İsa’nın ikonu, samimi bir Hırist...

13 Derste Otoriteryen Kişilik
“OTORİTE ALTINDA BÖCEK GİBİ EZİLEN, OTORİTEYİ ELE GEÇİRDİĞİ ANDA ALTINDAKİLERİ BÖCEK GİBİ EZEN BİR KİŞİYE DÖNÜŞÜR.” Otoriteryenlik toplumdaki her bir bireyin kılcal damarlarında akarak hem kişiliğin hem toplumun sanayileşme ve modernleşme yapılanmasında rol oynar, politik ve ekonomik işleyişten gündelik hayata dek her yerdedir. Aile içi şiddetten, tek kişiye tapınmaya kadar, kadın erkek tüm toplumda acı ve şiddetli sonuçlar yaratan bir sürece yol açan metabolizmik bir katkı maddesi gibidir. Faşizmin ana koynudur. Prof. Dr. Veysel Batmaz, 13 Derste Otoriteryen Kişilik kitabıyla sosyal psikoloji ve psikanalize konu olan otoriteryenlik kavramını ele alıyor; sado-mazoşist ve faşist karakter ile bağını kuruyor. Le Bon, Freud, Horkheimer, Adorno, Fromm, Reich, Sartre, Bloch, Sanford, Şerif, Kağı...

Simgesel Düşünme
SİMGE, DUYULARLA ALGILANAMAYANI DUYULARIN ÖNÜNE GETİREN BİR AYNADIR. "Simgesel düşünme, gerçekliğe aşkın bir düşünme biçimidir ve var olan gerçekliğin ötesinde, ideal olanın aranışına olanak sağlar. İdeal olan, kavramlarla sınırlandırılırken, simge bu sınırları aşmaya yönelik yeni olanaklar sunar. Simge bir göbek bağıdır; anlamaya değil anlayışı geliştirmeye yönelik işlev görür, bilmekten çok keşif ve buluş süreçlerine hizmet eder. Her bilinç simgeyle ilişkisinde bir anlam arayıcısıdır." Metin Bobaroğlu, on beş yılı aşkın zamana yayılan yazıları ve konuşmalarından derlenen Simgesel Düşünme’de, simgelere, kişinin kültürel yapısı, yaşam deneyimi, bilgi birikimi, algılama düzeyi ve tinsel eğilimleri ölçüsünde bir anlam yüklendiğine vurgu yaparak simgesel dilin tarih içinde gittikçe gelişen ve...

Issız Yerlerde Kendin İçin Bir Evren Ol
Antik Yunan felsefesi stoisizm dinginliğe nasıl ulaşacağının, kontrol edemeyeceğin şeyler karşısında nasıl davranman gerektiğinin, korku ve endişelerinden nasıl uzaklaşacağının, dünyanın en kıymetli madeni olan zamanı nasıl kullanman gerektiğinin ve yaşamdaki anlam arayışının akılcı yanıtlarını verecek sana. Tek başına inşa edeceğin bu boşlukta yalnızlığını yine kendinle sonlandıracaksın, uçsuz bucaksız bir evrende günden güne çoğalacaksın. Kaderini sev. Çünkü evrendeki her şey olması gerektiği anda olması gerektiği şekilde olur. Sokrates’i, Sokrates yapan onun kaderiydi, unutma. Kendi hayatının bilgesi ol. Mutluluk, baharda çiçek açıp, sonbaharda dökülmesini bilmektir. Bilgelik, döküldüğü için üzülmek yerine toprağa karışıp bir sonraki baharda tekrar açacağına sevinmektir. Kontrol edemeye...

Aydınlanma Sorunu ve Değerler
AYDINLANMA, ÖZGÜRLEŞME SÜRECİNDEKİ BİLİNÇLİ ÇABANIN ADIDIR. "İnsan üç kez doğar. Birinci doğum ekin ortamıyla kuşatılmıştır. İkinci doğum eğitime doğmaktır; insan pedagojik, psikolojik ve bilimsel yöntemlerle biçimlendirilir. Üçüncü doğum, insanın kendisinden doğmasıdır ki bu da insanın kendi yaşamına, kendi özgür istenciyle biçim vermesidir. Kendinden doğan insan devrimcidir. Devrimci insan tarihsel süreci nitel bir sıçramaya taşıyacak koşulları gören ve onu kendisinde bağımsız bir karakter olarak açığa vuran insandır. Kendinden doğan insanlar tarihin özneleridir. Onlar yalnızca kendi bireysel yaşantıları için var değildirler, çoğu zaman da kendi bireysel yaşamlarını hiçe sayarak bir insanlık ülküsüne bütün varlıklarıyla bağlanıp onu kendilerinde bir tutku olarak içselleştirirler." Düşünü...

No Man İs Free Who İs Not Master Of Himself - Epictetus
"BEHOLDING THE SUN, MOON AND STARS, ENJOYING EARTH AND SEA, A MAN IS NEITHER HELPLESS NOR ALONE!" Born a slave in Phrygia, Epictetus completed his life as a Stoic philosopher. Based on simplicity, intellect, trust, freedom of choice, seizing the moment and cultivating a peaceful mind, his philosophy keeps lighting the way to a more meaningful life from two thousand years ago.

20 Felsefe Oturumu
HAYATI SORGULAYAN HERKES İÇİN FELSEFE! “Felsefe çok sıkıcı!” “Felsefeyi anlamak çok zor!” “Çokbilmiş! Felsefe yapma!” Bu tür yorumları sık sık duyuyor olabilirsiniz. Halbuki felsefe, herkesin günlük yaşamında uygulayabileceği bir düşünme pratiğidir. Yirmi bölümden oluşan bu kitap, aslında felsefenin ne kadar eğlenceli, zihin açıcı ve yaratıcı olabileceğini göstermeyi amaçlayan bir çalışma. Felsefenin sadece teoriyi değil, hayata dair cevapları da sunabildiğini anlatıyor. İster tek başınıza ister arkadaşlarınızla birlikte çeşitli hikâyeler ve sorular üzerinden felsefe yapabileceğiniz bu bölümlerde, ünlü filozofların düşünceleri kolay anlaşılır bir dille yer alıyor. Hayatın her alanında, cevabını bulamadığımız sorular felsefi düşüncenin rehberliğinde farklı bir perspektifle aydınlığa kavuşma...

Eden
"Her insan hayatın bir evresinde Cennet’te yaşadı ve zamanın bir eşiğinde onu yitirdi..." Cennet Bahçesi Miti, tarihsel süreçte farklı disiplinlerden gelen çalışmaların ilgi alanına girdi. 21. yüzyılda, Cennet öyküsünün temel bileşenlerini çözümleyebilmek için, sadece kutsal kitap bildirimleri yeterli değil. Diğer deyişle, bugün artık, psikoloji, işlevselci antropoloji, din fenomenolojisi, felsefe, göstergebilim, yapısalcı antropoloji ya da tarihselci okuma yöntemlerinin önerilerini görmezden gelemeyeceğimiz bir aşamadayız. Felsefeci ve Simgebilimci Göktuğ Halis bu kitapla, Eden Bahçesi-Cennet söylencesinin nihai anlamını oluşturmaya çalışıyor. Âdem ve Havva’nın yaratılışı, ilk günah, sürgün ve dünya yaşamlarıyla ilgili tüm sorularınıza bu kitapla ulaşacaksınız.