
İyi Hissetmek Bir Seçimdir
Her şey bir kekle başladı… Ve o keki yedikten sonraki vicdan azabı ile devam etti. Yeni bir hayata başlamak için hep o bir türlü gelmeyen pazartesiyi ya da önümüzdeki ayı beklediniz değil mi? Hayallerinizdeki olmak istediğiniz o kişi... Ne kadar da uzak göründü bazen. Yoruldunuz belki. Belki defalarca denediniz, belki "İşte başardım!" dediniz ama bir baktınız ki yine aynı noktaya geri geldiniz. Tartıda istediğiniz sonucu alsanız, aynada olmadı. Aynada olmak istediğinizle yaptıklarınız birbirine uymadı. Vücudunuzu mucize detokslarla arındırmaya çalıştınız ama zihninizi gereksiz çöp düşüncelerden hiç arındırmadınız. "Sağlıklı yaşam" sadece iyi beslenmek demek değildir. Yediğiniz yiyeceklerle ve egzersizle bedeninizi daha iyi hale getirirken, bundan mutluluk duymak, yani hem fiziksel hem de r...

Fonksiyonel Yaşam
"Besinler ilacınız, ilacınız besinler olsun." – Hipokrat Günümüzde gittikçe artan sayı ve çeşitleriyle kronik hastalıklar, birçoklarının hayatlarında kara bir damga gibi yerini almış durumda. Belki sizler de diyabet, demans, kalp damar hastalıkları, haşimato hastalığı, romatizmal hastalıklar ve bunlar gibi daha birçok hastalıktan birisine veya birkaçına sahip olarak yaşamınızı ilaçlara mahkûm bir şekilde sürdürmeye çalışıyorsunuz. Peki size bu hastalıklar kaderiniz değil ve aslında hepsini önlemek mümkün desem? Bu hastalıkların, günlük yaşamınızda yaptığınız ve bugüne kadar önemini fark etmediğiniz yanlış alışkanlıklarınızdan, soluduğunuz, sürdüğünüz, sofranıza koyduklarınız, bardağınıza doldurduklarınızdan, kendinizi yoran bakış açılarından, koltuklara mahkûm yaşamlarınızdan kaynaklanabil...

Hikaye Anlatıcısının Yolculuğu
"Evren atomlardan değil, hikâyelerden oluşur." İnsanlık tarihi kadar eski bir yetenektir hikâye anlatıcılığı. On binlerce yıl önce bir mağarada ateş başında başlayan bu kadim yolculuk, günümüzde hem plazalarda hem de siyasetin şatafatlı kürsülerinde devam ediyor. Yolculuk değişmese de yol değişmiş, geçmişin hikâye anlatıcıları yerini pazarlama gurularına veya politikacılara bırakmış bile... Hepimiz dikkatle bu yeni hikâyeleri dinliyor, izliyor veya okuyoruz. Ama biliyoruz ki hikâyeler kimsenin özel mülkü değil. Hikâyeler hepimizin. Ve bizim de heybelerimizde parlatılmayı bekleyen hazinelerimiz, bizi olduğumuz kişi yapan yolculuklarımız var. Madem öyle, hikâyelerimizi neden anlatmıyoruz? Hayatımızın her alanında, etrafımızdakileri harekete geçirmeye ihtiyaç duyduğumuz her an neden bu muazza...

Mutluluk Virüsü
Yaşam uzun soluklu bir serüven... Eminim başarmak ve mutlu olmak için yapıyorsun her şeyi... Oysa başarı hiçbir zaman tek başına mutluluk getirmez. Hayallerine ulaşmış nice mutsuzlar var bu diyarda ama değil mi? O halde işin sırrı nerede? Tabii ki mutlu olmayı seçmekte! Yeter ki kararını ver! Her an bir yerden başlamak mümkün... Mesela bu kitapta bir virüs var. Mutluluk virüsü... Üstelik hızla bulaşıyor. Tabii ki bunun için özenle izlenmesi gereken birtakım teknikler var... Seni mutlu olmaktan alıkoyan, gelişimini sabote eden, ritmini bozan faktörlere ulaşmak gerekir değil mi? O halde "Enkazın kara kutusuna ulaşalım!" derim. Bünyesine güvenen bize katılsın. Kara kutu açılıyor! Mutluluk virüsü kapmak an meselesi...

Yaşam ve Enerji
Enerji gücünü yaşamdan alır ama bu kaynak zaman zaman insanlığı refaha erdirdiği gibi sıkıntıya da sokar. Nükleer enerji ve radyasyon ise her türlü riske ve tehlikeye karşı içinde bulunduğumuz çağın vazgeçilmez bir kaynağıdır. İlave olarak, güneş ışınlarının yaydığı ultraviyole kozmik radyasyon, kozmik radyasyonun en tehlikeli formu olup ölümcül olabilmekte ve deri kanseri hastalıklarına yol açabilmektedir. Önlemleri almalı ve yaşam enerjimizi güçlendirmeliyiz. *** "Kitabı okurken, birçok ilginç konu hakkında bilgi edinmekle kalmadım, yaşam ve enerji arasındaki o çok derin ilişkiye dair yeni ufuklar da edindim. Bu ilişkiyi bu kıvamda anlatabilmek hem bilgi hem de bilgelik gerektirir ki kitabın yazarı sevgili hocam Ali Nezihi Bilge de bunların timsalidir." Prof. Dr. Remzi Sanver "İnsanların...

Güç Sensin
Aradığın mucize uzakta değil, senin içinde! Gerçekleşmiş bir hayalin yaşattığı coşku benzersiz. Neler yok ki o coşkuda; taşkın ruhtaki hevesi kırmak yerine sahiplenen, cesaret veren o "yakın"la çoğalan gurur, yoksunluğu alt etmenin sevinci, toplumsal olarak işe yarama duygusunun özgüveni. Tüm bunları Güç Sensin’de gözlerim dolarak fark ettim. Hayalinin peşinden giden gençlerin hikâyesini okurken şunu hissettim; gençlerin önünü açacak mucizenin uzakta, dışarıda değil çoğu kez yanı başında olduğu ne kadar bilinse o kadar iyi. Çiğdem Toker (Sözcü Yazarı) Günümüz dünyasında, özellikle de ülkemizde, sınavlara dayalı ezberci eğitim sistemiyle, gençlerimizi öylesine hırpalarız ki, yaşamlarının ilkbaharında sonbaharı yaşatırız! Oysa hayat, testlerle bize dayatıldığı gibi 4-5 seçenekli değil, sonsu...

En Çok Anlamak Yoruyor Bizi
ANLAMAYA ÇALIŞMAK, ARTIK HAYLİ YORUCU BİR ÇABA, ANLAŞILAMAMAKSA KIRICI... İnsanları anlamaya çalışarak kendimizden birçok şeyi feda ediyoruz. Bunun sonunda ise yıpranan, hayal kırıklığına uğrayan hep biz oluyoruz. Çünkü en çok anlamak yoruyor bizi... Bu kısacık hayata başkalarını memnun etmeye gelmedik. Peki ne yapmalıyız? Kendi özel alanımızın etrafını güçlendirmeli ve en yakınlarımız bile olsa o alana kimseyi sokmamalıyız. Her insanın kendi içinde kendine ait bir sığınağı olması gerekli. Çünkü bu hayatta ne yaşarsak yaşayalım yine en sonunda kendimizden başka kaçacak yerimiz yok. Bu bencillik değil tam tersine kişinin kendi özsaygısının farkında olup, hayatına kendisinin yön vermesi demektir. Bu kitap ne başkasını anlamanın yollarını sunuyor ne de anlaşılmak için nasıl bir mücadeleye gir...

Öldüm ve Döndüm
"Nasıl ki nehir ve deniz bir ise yaşam ve ölüm de birdir." – Halil Cibran Pek çok insan için ölüm korkutucu bir sondur. Bilinmeyen bir âleme geçiş her şeyin bitişidir. Peki, gerçekten de ölüm bir son mudur yoksa yeni bir başlangıç mı? Eğer ölüm yeni bir başlangıcın kapısını aralıyorsa yeni dünyada bizi neler bekler? Ayşe Deniz Yurdakul’un, ölüm deneyimi yaşamış tanıklarla yaptığı görüşmeleri derleyerek kaleme aldığı Öldüm ve Döndüm adlı bu kitabı, okuru gizemli bir dünyada yolculuğa çıkarıyor. Paylaşılan ölüm deneyimlerinde her ne kadar parlak ışık, sessizlik, huzur duygusu, büyük bir aidiyet hissi gibi ortak temalar dikkat çekiyor olsa da her deneyimin aslında ne kadar eşsiz ve farklı olduğuna şahit olacaksınız. "Onlar ölümden sonra onları neyin beklediğini biliyorlar, bizler ise öğrenmek...

Yapabilirsin
TULUHAN TEKELİOĞLU’ndan BİR CESARET KİTABI Bazı filmlerin, bazı kitapların bizi değiştirdiğini biliriz. Karşımıza ilk önce belgesel olarak çıkan Yapabilirsin, işte böyleydi. Film bittiğinde 42 dakika önceki kişi olmadığımı hissetmiştim. Kadınların cesaret dolu enerjisini aktardığı değişim duygusu öyle güçlüydü ki, "Bunu mutlaka bizim oğlanlar da izlemeli" dedim içimden. Ve zaman yitirmeden ikinci kez, bir de oğullarımla izledim. Kitabı okuduktan sonra, aynı duyguyu daha yoğun yaşıyorsunuz. Yapabilirsin, değişim isteğini tetikliyor... Çiğdem Toker (Sözcü Gazetesi Yazarı) Bu kitapta, "hayallerinden yapılmış bir hayatı" yaşayan kadınları bulacaksınız. Onların cesaretle yoğurulmuş hayatlarından, zihninize akacak motivasyon mineralleri size iyi gelecek. Kitabın yazarı da hayatın zorluklarını az...

Evrenin İlahi Sistemi
Yeni Çağ’ın bilinciyle kendi mucizenizi yaratın. Evrenin İlahi Sistemi, insanoğlunun eksikliklerini tamamlayarak kendi gücünü ve potansiyelini keşfedebilmesi adına, hakikatin kapılarını aralayarak evrensel yasaların nasıl işlediğini anlayabilmesi için benzersiz bir rehber niteliğinde.

Hikayesi Var
"Hayatımızdaki hiçbir şey, bize gerçekten bilmemiz gerekenİ öğretmeden yok olmaz..." – Pema Chödrön Her deneyim bir basamaktır insana. İster yukarı çıkarsın ister aşağı inersin... Yol senin, seçim senin... Basamağı suçlamak boşuna. Hayat bazen anlamadığın kelimeleri cümle içinde kullanarak öğretir. Hikâyeler anlatır bazen sana, yeter ki öğren diye. Çünkü öğrenmeden bitmez. Bu kitap hakikatin cümle içindeki kullanımıdır. Tek bir kelime için yazılmıştır. Uzunca bir hikâyeye aktarılmış tek bir kelime: "Nasip."

Ses Nefes Hareket ve Kutsal Dönüşüm
"Tanrı, kusurlu gördüğü̈ parçaları tamir olması için dünyaya gönderir. Tamir olanlar ona geri döner, olmayanlar ise tamir olana dek yeniden dünyaya dönerler." Kutsal Dönüşümün temel üç unsuru ses, nefes ve hareket, belki de bugüne kadar önemini fark etmediğimiz insanoğluna bahşedilmiş en gizli hazinelerdir. Elinizde var olan gücün farkına varabilirseniz, yüksek benlikle uyumlu hale gelip titreşiminizi yükseltebilir ve kutsal dönüşüm yaşayabilirsiniz. Cenk Yüksel, bu kitapta evrensel bilincin kapısını açmanıza yardımcı olacak doğru ses ve nefes tekniklerini, hareketin kutsiyetiyle beraber gelen mucizeleri anlatarak kutsal dönüşüm yolunuza ışık tutuyor. Bu ışık sayesinde yüksek bir titreşim sergileyecek, başta kendinize sonra etrafınıza ışık olacak ve evrensel bütünün bir parçası olabileceks...

Şampiyon Geni
Boynunda asılı kramponları, bileklerine kadar inmiş tozluklarıyla kan ter içinde antrenmandan evine dönen küçük bir çocuk düşünün... Tek hayali sırtında taşıdığı formada ismi yazan futbolcu gibi olabilmek. Düşlediği yere ulaşmak için çıktığı uzun seyahatte sahip olduğu genler, onun yolunu mu açacak yoksa yoluna taşlar mı döşeyecek? • "Şampiyon" kimdir? Doğuştan şanslı olan mı, çok çalışan mı? • "Şampiyon geni" gerçekten var mı? • Neden bazı sporcular daha lider ruhludur, bazılarıysa kuralları sürekli ihlal eder? • Neden bazı futbolcular hep kırmızı kart görür? Oyun dışı kalmak onların genlerinde mi yazılıdır? • Gene yönelik beslenme ve psikolojik destek nasıl sağlanır? • Kişiye özel doğru antrenman metodu nasıl bulunur? • Bağımlılıklardan kurtulmak için doğru egzersiz var mıdır? • "Gen dop...

Atasözleri ve Deyimlerle Öğretilmiş Cinsiyet
“YİNE KADIN DAİMA KADIN!” Kadınlara ezberletilen davranış öğretileri ve anne olma içgüdüsüyle kadınlar erkekleri mutlu etmeyi, onları yüceltmeyi severler. İşte bu nedenle Virginia Woolf’un da dediği gibi kadınlar yüzyıllar boyu, erkeğin maddi ve manevi görünümlerini gerçek boyutlarından üç dört kat büyük gösteren sihirli bir güce sahip mucizevi aynalar olarak bugünlere geldi. Bunun sonucu olarak erkekler de kendilerini gerçekten o devasa boyutta gördüler. Oysaki kadınlar bırakın dev aynasını, doğal görünümlü bir aynada kendilerini bir erkeği gördüğü gibi görseydi ne kadar güçlü olduklarını çoktan fark etmiş olacaklardı. Atasözleri kadına dair olduğu zaman cinsiyet ayrımcılığının fazlaca öne çıktığını fark ederiz. Pek çoğumuz kadınla ilgili olumsuz anlamları olan yüzlerce söz duymuşuzdur. K...

Mana - Ruhun Dna'sı
Şayet bu kitap, MANA, şu anda elindeyse ve sen bu satırları okuyorsan: Bu bir tesadüf değil. Hatta bir işaret. Kendinden kendine uyanış yolculuğunda bir ulak. Yaşamın amacını ve bu amacın içinde senin mananı bulma aracın. Mana, Tanrıların Gıdası olarak bilinir ve ruhsal DNA’n aracılığıyla sana her gündoğumunda bahşedilir. Bu kitap Canan isimli bir kızın üst benliğinin rehberliğinde Mana’ya, yani ruhsal gücüne uyanışının hikâyesidir: "Cehennemin ortasında cennet, savaşın içinde barış yaratabilmen mümkün." Bu kitabın tek bir amacı var, başına gelen olaylar arasında anlamlı bağlar kurabilmen için sana zihinsel ve ruhsal araçlar sunmak. Yaşanmış hikâyelerle düzene yeniden inanıp güvenmen için metaforlar yapmak. Bu da, yaşamda başına ne gelirse gelsin sana hiçbir şeyin tesadüf olmadığını ve her...

Olmayan Problemleri Kafaya Takmamak
"Kalabalık bir zihin, huzurlu bir kalp için boşluk bırakmaz." •Kendinizi kafanızın içinde dönüp duran düşünceler tarafından kuşatılmış hissettiğiniz oluyor mu? •Geçmiş veya gelecek hakkında düşünmekten bugünü kaçırdığınız oluyor mu? •Zihniniz sürekli sizin veya sevdiklerinizin başına gelebilecek kötü şeyler hakkında senaryolar üretiyor mu? •Kendinizi kafanızın içinde dönüp duran düşünceler tarafından kuşatılmış hissettiğiniz oluyor mu? •Geçmiş veya gelecek hakkında düşünmekten bugünü kaçırdığınız oluyor mu? •Zihniniz sürekli sizin veya sevdiklerinizin başına gelebilecek kötü şeyler hakkında senaryolar üretiyor mu?

Ganbatte
IKIGAI’NİN YAZARINDAN Asla Pes Etme, İlerlemeye Devam Et Japonlar onca savaştan ve doğal afetten sonra sizce hayatlarını nasıl yeniden inşa ettiler ve etmeye devam ediyorlar? Bu halkın, tıpkı Zümrüdüanka gibi küllerinden yeniden doğmasının sırrı, Japonca bir terim olan ve "Elinden gelenin en iyisini yap, asla pes etme, devam et!" şeklinde ifade edilebilecek "ganbatte" felsefesinde yatmaktadır. Dünyadaki pek çok ülkede bir sınava, iş görüşmesine girmeden ya da bir yarışmaya başlamadan önce "iyi şanslar" dilenirken Japonlar birini çaba göstermeye teşvik etmek için "ganbatte" ifadesini kullanır. Bu, gösterilen tutum bakımından büyük bir fark yaratır, çünkü iyi şans dış unsurlara bağlıdır, yani kaderi kişinin dışında konumlandırır. Ganbatte ise kişinin içindeki güce ve olanaklara yöneliktir, y...

Tanrı Beni Çağırmış
“Düştüm diye üzülme, insan ancak düştüğünde düşünmeye başlıyor.” Neden her şeyin kötü bir şekilde ilerlediği ve büyüdüğü, ilişkilerin çatırdadığı ve her şeyin yapaylaştığı bir çağa doğduk? Kim seçti şu anda burada olmayı, biz mi? Örneğin, önemli bir uygarlık döneminin şatafatlı çağına doğmak yerine neden ahlak ve toplum temellerinin yıkıldığı, en kalabalık dönem olmasına rağmen yalnızlıklar içinde olduğumuz bu çağa doğduk? Cevapların sadece bakmakla görünmeyeceğini anlayacaktım. Aramalı ve bulmalıydım. Elindeki bu kitap, üst üste gelen zorlukların, çıkmaza giren yolların, “Tamam, buraya kadar” denilen ve mucizeye dönüşen bir hayatın kitabıdır. Kendi ÜTOPYASINI yaratmak için girdiği televizyon yarışmasında “iyi ve kötü” mücadelesinin tam ortasına düşen, çağları aşan ezeli ve ebedi aşkını, d...

Beden Benim Karar Benim
"Bu filmin başrolü sensin. Ve unutma, sen rakamlardan çok daha ötesin!" Madde manadan ayrılmaz! Ruh bedenden ayrı tutulamaz... Sağlık; ruh, zihin ve bedenin birlikte iyi olma halidir. Bedenin sağlıksızsa ruhunu, ruhun sağlıksızsa bedenini eninde sonunda hasta edecektir. Bu kitapta ikisini de daha iyi hale getirebilmen ve hayata karşı motivasyonunu yükseltebilmen için tüyolar bulacaksın. Kaç beden olursan ol, kilon kaç olursa olsun kendini sevmeye, olduğun gibi tam şu halinle sevilmeye layık ve çok güçlü olduğunu hatırlatmaya geldim. Unutma, bu masalın kahramanı sensin. Kim ne derse desin, bedeninin şekli ya da kilon hakkında senden başka kimsenin söz hakkı yok! Kendini değersiz hissettiğinde, kayboldum ya da bedenimi sevmiyorum dediğinde bu kitabı açıp birkaç sayfa oku. Biliyorum, insanl...

Gerçekten Nasılsın?
"Gerçek iletişim, bir canın başka bir cana ulaşmasıdır." – Doğan Cüceloğlu Yol senin, yolcu sensin; çeşme başında kendisiyle karşılaşması, uzun uzun dertleşmesi gereken kişi sensin. İçsel iletişimin yokken kimseye iyi gelemezsin. Gönlünle bağ kurmamışken kimsenin gönlüne bağ ekemezsin. Bahçeni güzelleştirmeden bahçıvanlığından söz edemezsin. Hayat bu, eşlik etmeden sırrına eremezsin. İnsan insana iyi gelir. Bu insanın süper güçlerinden biridir. Ama kendine gelmeden bir başkasına iyi gelemezsin. "Ya evde yoksan?" demeden önce "Ya evde yoksam!" demek gerekir. Sonuçta hakikatine ermediğin yolu kimseye tarif edemezsin. Gönlün ve zihnin bağışlayıcılığı ve dilin taşıyıcılığında hüküm bellidir: "Kendinden geçmeyen sorular da biraz eksiktir." "Gerçekten nasılsın?" kendine gelmenin arifesinde, kişi...

Cepte Olmadan Aşk
Aşk ilişkileri dendiği zaman çok bilinmeyenli denklemler çıkıyor karşımıza, birçok doğru birbirine karışıyor. Gün geçtikçe karmaşık hale gelen ikili ilişkilerde doğru yolu bulmak için hepimiz bir rehbere ihtiyaç duyuyoruz. Bu kitapta bir ilişkinin başlamadan önceki dönemleri, ilişki içinde yaşanacak evreler ve ilişki sonrasında yaşanacaklar ile ilgili üç ana bölüm bulacaksınız. Bu bölümlerde sosyal medya etkilerinin, ilişkilerin ve ayrılık acısının yönetimine yapılan vurguları görüp bakış açınızı değiştirebileceksiniz. Her ilişkinin kendine ait dinamiklerinin olacağını unutmadan, kişinin kendine olan saygısını ve özgüvenini ön planda tutarak oluşturulmaya çalışılmış birçok madde ile daha tecrübeli, daha yönetimi kuvvetli ve daha az hata yapan bireyler olma yolunda adımlar sunulacak sizlere...

Belirsizlikle Barışmak Kaygı ve Endişeyi Yönetmek
Elinizdeki kitap yalnızca küresel bir salgına bağlı ortaya çıkan duygusal ve davranışsal tepkileri daha iyi yönetebilmek için yazılmadı. Temel amaç koronavirüs salgını üzerinden insan yaşamının kaçınılmazları olan kaygı ve endişeyi nasıl daha iyi yöneteceğimiz ve belirsizlikle nasıl daha barışık yaşayabileceğimiz konusunda bilgi aktarmak oldu. Farkındalık, günümüz insanının yaşamında karşılanmamış bir ihtiyaç ve koronavirüs bu farkındalığı sağlamak bağlamında önemli bir fırsat olarak düşünülebilir. Şöyle ki: Bir virüs gelir, bol planlı ve yetiştiremeyeceğimizden endişe ettiğimiz işlerle dolu yaşamlarımızda, bize zamanla yarışmanın anlamsızlığını öğreterek yaşamı yavaşlatır, hatta durdurur. Daha da önemlisi hep güneşli olmasını beklediğimiz yaşamlarımızda yağmura yakalanıp ıslanmanın kaçını...

İnsanın Merak Yolculuğu
Hayat birtakım soruların peşinde cevaplar arayıp durduğumuz serüvenli bir yolculuktur aslında. Kimi sorular sihirli bir anahtar gibi umulmadık kapılar açar insanın önüne. Kimi sorularsa cevabı hiçbir zaman net olarak bilinemeyecek sonsuz bir yürüyüşe sürükler. Sorular her ne kadar hakikatin sırlı kapılarının anahtarlarını sunsa da cevapların arandığı o uzun süreç, yaşam yolculuğununtam da kendisidir. Bu kitap, soru sormanın nasıl bir yolculuk başlatabileceğini deneyimletmek için yazıldı. Bazen kendinizi Balzac’ın neden günde 50 fincan kahve içtiğini öğrenmeye çalışırken bulacaksınız, bazen Leonardo Da Vinci’nin eşsiz üretkenliğinin nedenlerini ararken... Bazen de yazmanın ve okumanın insan üzerindeki etkilerini düşünüyor olacaksınız. Elinizdeki bu kitap, birbirinden farklı alanlarda ortaya...

Osmanlı'da Bir Vampir Vakası
ÖLÜLER HAKKINDA YALNIZCA İYİ ŞEYLER KONUŞULMALIDIR. Balkanlarda ortaya çıkan yeniçerileri kimler, hangi amaçla vampire dönüştürdü? Yeniçeri Ocağı’nı ortadan kaldıran Sultan Mahmud ve şehzadelerini bekleyen tehlike neydi? Habis mahluklara dönüşen yeniçerileri yok etmek için hangi cemiyet görevlendirildi ve bu cemiyetin geçmişi hangi padişaha uzanmaktaydı? Yüzyıllardır Osmanlı ile hesaplaşan Tapınak Şövalyeleri’nin yeni planları neydi ve onlara hangi devlet adamları destek veriyordu? Şövalyelerin ele geçirmek istediği kayıp kitaplar nelerdi, bu kitaplarla neler yapmak istiyorlardı? Yeniçerileri vampire dönüştüren kitabın geçmişi hangi medeniyete uzanıyordu ve onlar nasıl tedavi edilebilirdi? Mahlukat adlı korku türündeki sinema filmine de ilham veren bu roman, tarihsel kaynaklara dayanılarak...