
Brutal 3 İtiraflar
İFLAH OLMAZ KÖTÜLÜĞE UMUT VERMEK. BAŞKALARININ TALİHSİZLİKLERİNDEN FAYDALANAN VİCDANSIZ BİR YAYINCI. GÜÇSÜZ İNSANLARI KULLANAN EVSİZ AVCISI BİR ÜNİVERSİTELİ. ARDINA BAKMADAN KÖTÜLÜK YAPANLARA, BÜYÜKŞEHİR POLİS DEPARTMANI BİRİNCİ SORUŞTURMA BÜROSU’NDA GÖREV YAPAN DAN HİROKİ YİNE BİR DARBE VURUYOR.

Algı Operasyonu ve Psikolojik Savaş
SUÇLU OLAN HALK DEĞİL, HALKA GERÇEKLERİ ANLATAMAYAN VE ALGIYI YÖNETEMEYENLERDİR Algı yönetimi, propaganda, enformasyon savaşı, örtülü operasyon ve psikolojik savaş... Bunların hepsi kitlelerin algısını yönetmek üzere kullanılan en güçlü aygıtlardır. Tarih boyunca kitlelerin algılarını yönetenler, bu alanda mükemmeliyeti yakalamak üzere yeni yöntemler keşfetmeye devam ediyorlar. İnsanların özgür iradelerini ellerinden alacak bir saldırı boyutuna dahi ulaşmışlardır artık. İleri propaganda, psikolojik savaş ve enformasyon savaşı teknikleriyle yurttaşın elinden seçme özgürlüğü bile alınabilmektedir. Algı yönetimi meselesi, Türkiye’de bir başka büyük öneme sahiptir. Çünkü 2002’den bu yana Türkiye’yi neredeyse matematiksel zeminde gerçekleştirdiği algı yönetimi teknikleriyle yöneten bir iktidarl...

Türkiye'de Ağır Müziğin Geçmişi
Tam 11 yıl önce Facebook üzerinde başlayıp kısa sürede geniş bir rock sever kitleye ulaşan Türkiye’de Ağır Müziğin Geçmişi (TAMG) 2019 itibariyle Twitter, YouTube, podcast ve web sitesi üzerinde de ses getirmeyi başardı. Türkiye’de rock ve heavy metal müziğin geçmişine belgeler ve anılar eşliğinde analitik fakat samimi bir tanıklık yaptı. İşte şu anda elinizde tuttuğunuz kitabın hikâyesi bu. Kitap, 1981 yılından bugüne, "hafif müzik" kategorisine zıt giden rock, heavy metal ve punk gibi tarzların Türkiye’de nasıl yayıldığına ve geliştiğine odaklanırken kâh hikâyeleri kâh durum değerlendirmeleriyle mevzuyu 2020’lere bağlıyor. Bu yolculuğa müzisyenler, dinleyiciler, fanzinciler, organizatörler, kasetçiler, tişörtçüler, radyocular başta olmak üzere yolu ağır müzikten geçen yüzlerce kişi eşlik...

Bilincin Yeniden İnşası
"Evrenin sırlarını bulmak istiyorsan, enerji, frekans ve titreşimi düşün." - NIkola Tesla Neşe, coşku, mutluluk ve yaratım gücü birer mucize değildir. Sağlıklı ilişkiler, gerçek bir aşk, güvende bir hayat ve bereketli bir para akışı, şansla ya da talihle hiç ilgili değildir. Hepsi birer bilinç meselesidir. Spinoza’nın da dediği gibi: "Neşe, en yüksek bilinç seviyesidir." Çok satan Dünya Okulunda Ruhun Devrimi kitabının yazarı Anıl Şehirlioğlu’nun kaleme aldığı Bilincin Yeniden İnşası, arzulanan hayatı dileyip beklemeyi değil, buna karar verip bilinci baştan programlayarak gerçekleştirmenin en kolay, en pratik ve güçlü yollarını anlatıyor.

Mutlu Bir Hayat Olanaksızdır; İnsanın Başarabileceği En İyi Şey Kahramanca Bir Hayattır - Schopenhauer
"Benim gibi bir adam dünyaya geldiğinde geriye istenecek tek şey kalır. Bütün hayatı boyunca olabildiğince kendisi gibi olması ve entelektüel güçler için yaşaması." Nietzsche’nin ilk akıl hocası, düşünce tarihine yön veren bir filozof, yazar ve eğitmendir Arthur Schopenhauer. Karamsar olduğu söylense de, onun düşünceleri, gündelik hayatta bireyin daha coşkulu olmasına, canlılık kazanmasına, iyileşmesine yardımcı olur. Feragat ve merhamet gibi erdemlerin üstünde yükselen bu felsefe, bireyin üstün insan olarak, kayda değer bir hayata imza atmasında, güçlü bir motivasyonel etkiye sahiptir. Günümüzde kendini yalnız ve sıkışmış hisseden, bilgeliğin peşinden giden herkes, kendi saati geldiğinde Schopenhauer’un iyileştirici felsefesiyle karşılaşacaktır.

Gerçek Özgürlük Kaderin Bilgisinin Vücuda Bürünmesiyle Gelir - Kanada
"Hareket eden her obje, bulunduğu her anda tam da ait olduğu yerdedir." Vaişeşika Ekolü’nün kurucusu olan Kanada, atom teorisini yazılı olarak anlatan ilk yogidir. Kişinin kaderini bulmasının öneminden ve hareketin esiri olan hiçbir ruhun aslında özgür olmayışından bahseden Kanada, özgürlüğe giden yolun, varoluşun en küçük parçasını yani atomu anlamaktan geçtiğini dile getirir. Karma, zaman, hareketin doğası, çekim kuvveti gibi kavramları yorumlayarak, fizik ve ruhu bir araya getiren Kanada’nın bu felsefesi ve çok yönlü bilimsel bakış açısı insanın binlerce yıllık özgürlük arayışına ışık tutmaya devam ediyor.

Bana Gelsene
BU HİKÂYELER ŞAKA MI? "Bu kitabı akvaryumda yaşayanlar için yazmadım. Onlar kim? Üç dört arkadaşıyla ve dünyaya dair okuduğu birkaç kitaptan arakladığı ve asla değiştirmediği birkaç entel görüşüyle fanatik biçimde yaşamını sürdürenler. Farklı görüşlere ve değişimlere kapalı, aynı hayat biçimini, gittiği mekânları, içkisini, sigarasını ya da bağımlı olduğu diğer şeyleri, tuttuğu takıma olan sevdasıyla birlikte sımsıkı korumaya çalışan fanatikler. Onlar yaşadıkları dünyanın tamamen değişmiş olduğunu anlayacak durumda değiller..." Uyarı: Bu kitapta bolca seks, kahkaha, şok edici hikâyeler ve Z kuşağı var! Fanteziler değil, yaşananlar konuşuluyor. Cesaretin varsa, buyur içeri. Z kuşağının kafa yapısını çözdüğünü sananlara kötü bir haberimiz var: Henüz hiçbir şey görmediniz. Bana Gelsene, bugün...

Sen Beni Aşağılayabilirsin Ama Ben Aşağılanmam - Diyojen
"Gölge etme başka ihsan istemem." MÖ 336-323 yılları arasında dünyaya hükmetmiş olan Büyük İskender’in Diyojen hakkında sarf ettiği unutulmaz sözü hatırlayın: "Büyük İskender olmasaydım eğer, Diyojen olurdum..." Çünkü Diyojen de en az Büyük İskender kadar hâkimidir dünyanın... Ne kimseden korkusu vardır ne de başının üzerinde kaybedecek bir damı. Onu ölümle tehdit edenlere bile bir gün zaten öleceğini söyleyecek kadar da umursamaz bir bilgedir... Peki insan nasıl öğrenir umursamamayı? Diyojen, bu yolda bilinmesi lazım gelen her şeyi açık yüreklilikle anlatıyor...

Kozmik Ritim - Âhenk
“HAYAT, ÇEŞİTLİ SEMBOLLERİ KULLANARAK MATEMATİKSEL BİR DİLLE YAZILAN KİTAP GİBİDİR. OKUYUP ANLADIKÇA, KÂİNATIN KURULU BİR DÜZEN İÇERİSİNDE, ÂHENKLE DANS ETTİĞİNİ GÖRÜRÜZ.” Hayatın, basit gibi görünen derin bir sorusu vardır: “Bu dünyadaki amacın ne?” Bu derin soru, seni varlığının anlamını keşfetmeye çağırır. İçindeki saklı potansiyeli uyandırmak, yaşamına sağlık, denge ve anlam katmanın anahtarıdır. Elindeki kitap, bu yolculukta rehberin olacak. Kim olursan ol; ister b ir öğrenci, ister yoğun bir çalışan ya da hayatında yeni bir sayfa açmak isteyen bir kişi... Bu kitap, sana kendi enerji merkezlerini tanıma ve yaşamına yepyeni bir bakış açısıyla yaklaşma fırsatı sunuyor. Her sayfa, seni hayatına yepyeni bir gözle bakmaya, içsel gücünü uyandırmaya davet ediyor. Kendi melodini yaratmaya, ha...

Yarına Kalır Yanına Kalmaz
KİMSE YAŞATTIĞINI YAŞAMADAN GİTMEZ. Sana ihanet eden, yalan söyleyen, seni en yakın arkadaşınla aldatan, kalbini kıran, paranı çalan, seni değersiz hissettiren, seni ezen, beğenmeyen, sözleriyle ve davranışlarıyla küçümseyen, seni yarı yolda bırakan, bugün “seviyorum” deyip ertesi gün haber bile vermeden çekip giden o adamın yanına mı kaldı sanıyorsun? Sen ağlarken, ıstırap içinde kıvranırken; o gününü gün edip, sonsuza dek mutlu yaşamaya devam mı edecekti? Buna nasıl inanırsın? İlahi adaleti nasıl unutursun? Hesap günü muhakkak gelir. Defterler dürülür, bedeller ödenir. Kimse yaşattığını yaşamadan gitmez. Bu kitapta kadınların aşkla, parayla, ihanetle ve ayrılıklarla verdiği sınavların içinden nasıl güçlenerek çıktıklarını değil, nasıl hesaplaştıklarını okuyacaksın. İlahi adaletin tecelli...

Cumhuriyet Gibi Bir Kadın – Nahit Hanım
SOLUK KESEN BİR HAYAT, İNANILMASI ZOR BİR MACERA! Necip Fazıl da, Sabahattin Ali de ona deli gibi âşık oldu. O, Halil Vedat Fıratlı ve Arif Damar’la evlendi. Bu sırada, kendisinden epey genç olan Orhan Veli’ye sırılsıklam âşık oldu. Üstelik Halil Bey’le evliyken. 1928 yılında, Ankara’da öğretmene ihtiyaç olduğunu duyduğunda, gözünü bile kırpmadan İstanbul’u geride bırakıp soluğu başkentte aldı. Cumhuriyet’in ve Ankara’nın kuruluşuna birinci elden tanıklık etti, katkı sundu. Tam bir Cumhuriyet kadınıydı. Nahit Hanım, Gazi’nin sofrasına oturdu, onunla dans etti. Henüz 19 yaşında bir genç kızken, büyük önderin hayranlığını kazandı. Güzeller güzeli Nahit Gelenbevî, hayatının sonuna dek evinin kapılarını sanatçılara ve edebiyatçılara açık tuttu. Karşılığında “Rönesans gibi kadın!” ve “Koruyucu ...

Kafamın İçi Kıyamet
ÇEVRENİZDEKİ İNSANLAR YENİ ŞARKILAR KEŞFEDİYORKEN, SİZ BİR ŞARKIYA TAKILI KALIYORSANIZ, KAYBETMİŞSİNİZDİR. Ben aslında iyi biriyim! Neden sürekli düşüncelere kapıldığımı bilmiyorum. Düşünmekten yorulduğumu biliyorum sadece. Beni yüzüstü bırakan insanları dahi kırmamak için, kelimelerimi seçerek konuşmak zorunda olduğumdan kızıyorum kendime. Doğru, insan giderken geride bırakamıyor geçmişini. Kırmamak için sustuğum, üzmemek için elimden geleni yaptığım, kavga etmemek için uzaklaştığım ve hak etmediği halde değer verdiğim o insanların bana bıraktığı tek şey kafamın içindeki düşünce kıyameti. Onur Kankaya, kendi yaşadığı deneyimleri, kafasında oluşan sorunları ve soruları bambaşka bir bakış açısıyla bizlere sunuyor. Belki de bu sorular hepimizin en derinimizdeki kendimize sorduğu sorulardır.....

Yaptığın İşi Gönlünde Hissedersen Irmaklar Çağlar - Mimar Sinan
"Geçti bu demde cihandan Pir-i Mimaran Sinan." Osmanlı mimarisini zirveye taşımış, kubbe sanatında henüz aşılamamış bir dehaya sahip, hayal gücüyle çığır açmış ve kendi tarzını oluşturmayı başarabilmiş bir dehadır Mimar Sinan. Allah aşkı, ahiret bilinci ve hayra vesile olmanın yüceliğini ilke edinen, sahip olduğu her şeyi insanlığın hizmetine sunmaktan çekinmeyen, aynı zamanda bir eğitim gönüllüsü, bir büyük usta ve bir bilge kişidir. Dünyanın dört bir yanından uzmanı, eserlerindeki mimari işçiliğine hayran bırakmayı başarabilmiş ve kişiliği ile de tüm insanlık adına örnek bir karakter sergilemiştir.

Dönüştüren Deneyim
Kişisel Gelişime Devrimci Bir Yaklaşım Evrensel prensipler sadece bilimle sınırlı değildir. Evrenin yasalarını inceledikçe sanat ve bilimden tutun çeşitli dinler ve felsefelere kadar her farklı alanın altında yatan benzer bir düzen olduğunu görebilirsiniz. Bu düzen zamana karşı dayanıklıdır. O, bizi hakiki potansiyelimize ulaştırmak ve uyandırmak için oradadır. DÖNÜŞTÜREN DENEYİM kitabının temelleri de işte bu noktada gizli... Geliştirdiği devrim niteliğindeki kişisel gelişim metodolojileri dünya üzerindeki milyonlarca kişinin hayatını değiştiren yazar ve davranış bilimci Dr. John Demartini aynı zamanda Nicole Kidman, Paris Hilton, Donal Trump, John Travolta, Sylvester Stallone, Julia Roberts, Brad Pitt gibi ünlülere de mentörlük yapıyor. Gerçek doğamızı deneyimleyebilmek için önümüze çıka...

Yaşam Terapisi
Aradığını bulduğun yerdesin. O, diğerlerinde gördüğü iyiliğin, kötülüğün, güzelliğin, çirkinliğin, korkunun, sevginin, zenginliğin, fakirliğin bastırdığı bilincinin derinlerinden gelen kendi yansıması olduğunu anlamıştı. O, tüm yansımalarını sahiplenerek, kendisinin bu dünyada en iyi versiyonunu oluşturacağına dair söz vermişti. O, kendi bilincini dünyaya yansıttığını anlayıp, karanlık dünyasını aydınlatmayı seçmişti. O, giderek içinde daha da büyüyen yalnızlık hissinden ve dinmek bilmeyen sessiz çığlıklarından özgürleşmişti. O, bundan sonraki yaşamını, her şeyde Yaradan’ın aşkını hissederek, tutkuyla ve tereddüt etmeden istediği gibi yaşamaya adamıştı. O, kendisindeki kötülüğü, diğerindeki iyiliği kabul ederek içindeki savaşı durdurabileceğini anlamıştı. O, ışığına ve gölgesine sahip çıka...

Bazı Yollar Yalnız Yürünür
Kitapsız, çiçeksiz, hayvansız, vicdansız, doğrusuz insandan uzak dur. Umudu öldürüp, nefreti toprağa dikmek isteyenlerden uzak dur. Hayatı sadece ideoloji ve düşünce olarak görenden uzak dur. Mutlu olmanı, sorgulamanı, düşünebilmeni kendilerine yapılmış bir tehdit olarak görenlerden uzak dur. Kendilerine duydukları yabancılık yüzünden karşısındakini kötü bilenlerden uzak dur. Nefreti evinin kapısına koyan, artık her dışarı çıktığında avucunda nefret taşıyanlardan uzak dur. İnsan hayatına olan saygısızlığı bir övünç madalyası gibi, gurur mekanizması gibi görenlerden uzak dur. Kelimeleri özenle seçmeyen, her cümlesi biat olan, her sözcüğü toz olandan uzak dur. Sesinin tonu kalbinin tonundan çok olanlardan uzak dur. Çünkü neye çok yaklaşırsan, neyi çok biriktirirsen, ona dönüşürsün.

Türkiye'de ve Dünyada Casuslar
Fahişeler ve ajanların yolları neden hep kesişir? Giardano Buruno neden yakıldı? Peki, Jeanne d’Arc? James Bond filmlerinin kahramanları hangi ajanlardan esinlenerek yaratıldı? Yunanistan’ın, NATO’ya dönmesi konusunda Devlet Başkanı Kenan Evren’i, kim ikna etti? Bu kitapta, bu ve daha birçok sorunun yanıtını bulacaksınız Walter L. Pforzheimer, CIA’dan emekliye ayrılmış çok deneyimli bir casus. Ona göre ilk casusluk olayı Âdem ile Havva arasında geçti. İncil’in ünlü Yılanı ilk casus ve Havva da onun ilk Asseti idi. Arkeologlar, Suriye’de günümüzden 3800 yıl önce yazılmış bir tuğla tablette casuslardan yakınıldığını belirtiyorlar. Son 20 yılda ulusal güvenliği boşlamış iktidarların, Türkiye’yi ne denli güvenlik zaafına uğrattıklarının örnekleriyle anlatıldığı bu kitapta Aytunç Altındal, Diğe...

Gönül Gözü
İnsanoğlu yüzyıllar boyunca dünyanın düz olduğuna ve evinden uzağa giderse, dünyanın bir köşesinden aşağıya düşeceğine inandı. Yaşadığımız bu yüzyılda acaba bunun gibi insanlığın inandırıldığı kaç durum daha var? Kitabımızda Sümerlerden bugüne dünyayı yöneten gizli ailelerin, kendileri dışındaki insanlara, sihirbazın sahnede seyirciler için hazırladığı oyunu gibi, nasıl bir illüzyon hazırlayıp yönettiklerini, teknolojiyi kullanarak, ortak bilincimize ve bilinçaltımıza subliminal mesajlarla ektiklerini, algı operasyonlarıyla korku salarak bizleri nasıl kontrol altında tutmaya çalıştıklarını idrakimiz kadarıyla paylaşmaya çalıştık... Hakikatle ilgili bilmemiz gereken tüm bilgiler Hz. Âdem Peygamber’den bugüne kadar insanoğlunun içinde var. Genetiğiyle oynanmış gıdalar, korku ve algı operasyo...

Dört Sınav: Cesaret - Sağlık - İlişkiler - Bolluk
Her deneyim bir sınavdır. Ne iyi ne kötü... Ne doğru ne yanlış... Sadece bir sınav... Üstelik ne kazanmak var bu işte ne kaybetmek... Çünkü her sınav uyanmak içindir. Ya uyanırsın bir gün ya da ömürlük bir uykudasındır artık. Dört ayrı yerden gelir Yaradan’ın "Uyan artık!" sesi. Bollukla, cesaretle, ilişkilerle ve sağlıkla dürter seni hayat. "Aç artık gözlerini!" der Yaradan. "Hiç mi görmek istemiyorsun özenerek yarattığım şu insanı? Hiç mi bilmek istemiyorsun, ruhuna üflediğim yeteneği?" Başkalarında aramayı bırak. Evrenden istemeye bir son ver. Kalbinin içine sığdırılmış sonsuz bir evrenle yaşıyorsun zaten doğduğundan beri. Her günün ötekine benzemeye başlamış sonunda, yazık değil mi? Oysa sadece uykudan uyanıp ayaklandığında açılıverecek bütün kilitli kapılar. Anahtara ihtiyacın yok. Am...

Invincible 1 - Aile Meseleleri
Mark Grayson, tam da yaşıtları gibi. Amerika’da sıradan bir lisenin son sınıf öğrencisi. Okuldan sonra ve hafta sonları berbat bir yarızamanlı işi var. Kızlara fena halde düşkün ama onları tam olarak anlayamıyor. Arkadaşlarıyla takılmayı, cumartesi geceleri de geç yatmayı seviyor (tabii ki iyi çizgi filmler başlayana kadar). Mark’ı diğerlerinden ayıran tek şey, babasının dünyanın en güçlü süper kahramanı olması ve son zamanlarda onun da babasının güçlerini miras alıyormuş gibi görünmesi. “Her zaman uzun soluklu, iyi işlenmiş ve bu saatten sonra yeni bir şey üretilemez denilen bir türün merkezinde gayet sağlam bir şekilde duruyor.” -Kurt Busiek’in önsözünden

Gerçekten İstiyor Musun?
RüzgÂrın yönünü değiştiremezsin ama yelkenini hedefine doğru çevirebilirsin... XSENTIUS Bir işin olsun istiyorsun. Bir eşin olsun istiyorsun. Çocuğun olsun istiyorsun. Evin, araban olsun istiyorsun. Dileklerin gerçek olsun istiyorsun. Tabii ki mutlu olmak istiyorsun. Peki, bütün bu isteklerinin gerçekleşmesi için neler yapıyorsun? Mutsuzluğunu, yoğunluğunu, çaresizliğini ve yalnızlığını bahane ederek bir köşede oturuyor, her birinin sana kendiliğinden gelmesini mi bekliyorsun? Gerçekleşmeyen isteklerin yüzünden kendini daha mutsuz ve daha ümitsiz mi hissediyorsun? Oysa isteklerin öyle büyük ve gerçekleşmesi zor şeyler değil üstelik... Madem öyle neden olmuyor diyorsun değil mi? Çünkü mühim olan ne istediğin değil, onu gerçekten isteyip istemediğin... Hayallerine, hayatında ne kadar yer açt...

Brutal 4
AŞAĞILIKLARIN MERHAMETE İHTİYACI YOKTUR. KARISINA ŞİDDET UYGULAYAN VE ONU DEFALARCA ALDATAN SAHTE BİR İDOL. GÜCÜNÜ KÖTÜLÜK YAPMAK İÇİN KULLANAN BİR PATRON. KANUNLARLA HAK ETTİĞİNİ BULAMAYAN KÖTÜ İNSANLARA TOKYO BÜYÜKŞEHİR POLİS DEPARTMANI BİRİNCİ SORUŞTURMA BÖLÜMÜ’NDEN DAN HİROKİ’NİN CEZA KAYDIDIR.

Oyunun Sonu
DEVLETLER; ÇIRAKLIĞINDA OYUNA GELİR, KALFALIĞINDA OYUN BOZAR, USTALIĞINDA OYUN KURAR... Fırat Kalkanı’ndan 2020’ye uzanan gizemli bir yolculuğa hazır mısınız? Satır aralarında kaybolmuş olan o devasa ayrıntıları öğrendiğinizde okuduklarınıza inanamayacak, duygularınıza hâkim olamayacaksınız. Televizyonlardan izlediğiniz olayların üzerindeki gizem perdesi kaldırıldığında, o zaferlerin hangi şartlarda geldiğini göreceksiniz. Okuyacaklarınızda, gelecek yüzyıllara bırakılan destanların ilk adımlarını bulacaksınız. Bu serinin SON GÜN ve BÜYÜK İHANET kitaplarında olduğu gibi bu kitapta da hangisinin gerçek hangisinin kurgu olduğu konusunda algılarınızı zorlayacaksınız. Binlerce yıldır insanlık tarihine damgasını vuran bir milletin, nasıl kuşatıldığını görecek, kuşatmaları nasıl yardığına şahit o...

Soğuk Kahve
Sıcacık bir kahveden yükselen güzel kokular eşliğinde keyifli bir okuma vaat ediyor Soğuk Kahve. İronik ve mizahi olduğu kadar keskin bir dil. Belki de çoğumuzun gündelik hayatında olan konuları anlatırken sizi ters köşeden bir bakış açısına yatırıp golü ustalıkla atıyor. Hınzır bir zekânın ürünü olan cümleleri sizi gülerken duygulandıracak, çoğu zamansa hayretler içinde bırakacak. Kahraman Tazeoğlu Batman kendi deyimiyle numune bir adam. En azından yazdıkları öyle. Kolay kolay kimseden duyamayacağınız, cesaret isteyen şeyleri açıkyüreklilikle söylüyor okura. Özellikle kadın erkek ilişkilerinin üzerindeki pembe tozu üfleyip altında yatan siyahları ve beyazları soğukkanlılıkla gösteriyor. Ne her erkek bir Romeo, ne de her kadın bir Juliet. Ertürk Akşun Topuklu ayakkabı mı yoksa ben mi? Bir ...