
Ezoterik Edebiyat
"Dünyanın anlamını bilmeden dünyada yaşamak, büyük bir kütüphanede kitaplara dokunmadan dolaşmaya benzer." -Manly P. Hall Okültistlerden casuslara uzanan bilgi birikimi, James Bond romanlarındaki mistik emperyalizme hangi semboller ve kavramlar üzerinden dönüştü? Bedendeki tanrılardan gökyüzündeki havarilere, Dan Brown’ın Da Vinci Şifresi’ne astrolojik veya astroteolojik bir yaklaşım mümkün mü? Sherlock Holmes’ün yaratıcısı Arthur Conan Doyle ile tüm zamanların en gizemli figürlerinden Aleister Crowley’nin yolları gizemli cemiyetlerde nasıl kesişti? Birbirlerini neden hiç sevmediler? Kont Drakula efsanesinin tarihi ve edebi yönlerini öğrendik. Peki Abdülhamid’le ve mason localarıyla ilgisi neydi? Star Wars evreninin, ezoterizm tarihiyle ve simgeleriyle kesişim kümelerinde hangi sürprizler ...

Kadim Cadılık Öğretisi
Yeniçağın büyücüleri, süpürgesiz cadılar... Günümüzde cadılıktan ya da büyücülükten söz etmek hâlâ çok kişiye garip gelebilir, oysa insanlık tarihi boyunca, son yüzyıla kadar, cadılıktan söz eden biri hiç de garip karşılanmıyordu. Dünyanın pek çok yerinde kendilerine "cadı" diyenlerin ve cadı toplulukları oluşturanların sayısı gün geçtikçe artmaya devam ediyor. Üstelik çağımızın cadıları öyle filmlerdeki gibi ellerinde uçan süpürgeler, üzerlerinde pelerinler taşıyan, kazanlar kaynatan "kocakarılar" değiller. Her ırktan, her cinsiyetten, dünyayı seven aydın insanlar... "Cadı" dendiğinde başkalarına büyü yapan insanlar aklınıza geliyor olabilir. Oysa insanın evrimi boyunca büyü ve büyücü kavramları her zaman her yerde kültür kalıpları içinde var olmuştur. Paganizmde büyü, Wicca’nın da kabul ...

Bana Mutluluktan Bahset
"Bir gün yanında olmamı istediğin ama bunun imkânsız olduğu bir zaman gelirse gözlerini sıkıca kapat ve elini yüreğine götür. Ben senin gözkapaklarının ardındaki karanlıkta, kalbinin çarpıntısında olacağım. Ne zaman bir vapura binsen saçlarının arasından geçen rüzgâr değil, parmaklarım olacak. Okuduğun kitabın bir satırında ya da dinlediğin bir şarkının müziğinde nefes almaya devam edeceğim. Yağmurlu bir günde omzunu öpen yağmur damlası olabilirim. Belki de koklamak için uzandığın bir çiçeğin yaprağından havalanan kelebek olacağım. Sen ne kadar hissetmek istersen ben o kadar var olmaya devam edeceğim... Yüreğinin perdelerini hiçbir zaman kapalı tutma. Aydınlığın içeri girmesine izin ver. Gülmek sana yakışıyor, yüzünü asma... Büyük zorluklara göğüs germiş insanların hakkıdır mutluluk. Anlat...

Müstakil Eylem
"Uykuyla görürüz. Uykuyla düşleriz. Uykuyla okur, gezer, yazarız. Şiirin insanın anayurdu olması gibi uyku da insanın çocukluğudur. Sokağı, okulu, arkadaşı, aşkı- dır. Anne gibi anlayışlı, şiir gibi kavrayışlı ve masal kadar yatıştırıcıdır. Uykuyu göze almalı, uykuyla insan kendi seyrine bakmalı, hep şiirle kalınmaz ya, gelince hiç ikiletmeden biraz da uykuyla kalmalı, uyuyakalmalı. Harfler de, dizeler de, yazı da. Varlık uykunun olmalı." -Haydar Ergülen Uyku... Hayatımızdan çalan bir düşman mı yoksa gerçekten kendimiz olabildiğimiz, kendimizle olabildiğimiz tek zaman mı? Bazen davetsiz bir misafir bazen çağrılsa da gelmeyen... Bazen düşülen bazen kalınan... Herkesin uykuya ve uyumaya dair deneyimi biricik. Bu kitapta uykunun her halini bulacaksınız. Sümer Kral Destanları’ndaki uyku ile il...

Olay Şöyle Oldu
İyi geçmese de çocukluğuna özlem duyanların, bir bıçak keskinliğinde yaşanan hayatların, işlek caddelerde para kazanıp arka sokaklarda yaşayanların, sol yumruğunu gevşetemeyenlerin, dişlerini sıkanların, uykusu kaçanların hikâyeleri... Kitabı okurken, hiç tanık olmadığınız kiraz mevsimine imrenip, erkek şiddetine öfkenizi bileyebilir, sokak müzisyeniyle sohbete dalıp çocukluğunuzdaki kızartma kokusunu özleyebilirsiniz. Çiğdem Toker Aramızdan biri kalp işlerine bakar, duygu işlerinin sorumlusu olur. Ayşen, bu çıldırtıcı gürültüde ve tam da bu gürültünün ortasında kalbimizin mümessili. Bu yazıları okuyun da sizin de kalbiniz başı boş kalmasın. Ece Temelkuran Yazılarında sevgi de var, öfke, isyan, hayal kırıklığı da. Ama sonunda illaki umut var. Ayakları yere sağlam basan, düşeni kaldıran, pa...

Chibineko Mutfağı
Mucizelere inanır mısınız? Kotoko, ağabeyini trajik bir kazada kaybettiğinden beri derin bir yasla boğuşmaktadır. Ancak Chibineko-tei adındaki gizemli bir restoran, ona beklenmedik bir mucize sunar: Hayatını kaybeden kardeşiyle son bir kez buluşma şansı… Şef Kai’nin hazırladığı yemek, Kotoko’yu kaybettiği ağabeyiyle buluşturur. Deniz kıyısındaki bu sıcak mekânda, kedinin huzur verici mırıltısı eşliğinde, Kotoko’nun yalnızca bedeni değil, ruhu da doyar. Kederin ve umut dolu anıların buluştuğu bu küçük restoranda tatlar, anılarla iç içe geçer. Kaybedilenler, bir yemeğin kokusunda ve tadında bir an için geri döner. Sevdiklerinizi bir kez daha görebilseydiniz, onlara ne söylerdiniz?

Sihirli Defter
Yazmak, düşe dalmak gibidir. Usta ile çırağın yolu kesişince, bu düş bir sihri kuşanır. Bir çırak... Yazının büyüsüne kapılmış, kelimelerin peşinde bir usta arayan genç bir yolcu. Bir usta... Sihirli bir deftere ruhunu üfleyen, yazının ilahi sırrını ararken kendi benliğini yitiren ve yeniden bulan bir bilge. Sihirli Defter, yazının sırlarını aralayan, düşüncenin ve sezginin yolculuğunda bir rehber niteliği taşıyan felsefi ve edebi bir anlatı. Usta ve çırak arasındaki diyaloglar aracılığıyla sizi yazma eylemi, okuma disiplini, düşünce derinliği ve ruhsal keşifler üzerine katman katman açılan bir düşünce evrenine davet ediyor. Kimi zaman bir rüyaya, kimi zaman bir metafora dönüşen bu anlatı; yazının ne olduğu kadar, insanın kim olduğu sorusuna da cevap arıyor. Erol Hızarcı’nın sade ama derin...

Yüreğimin Yarısı Liza
TARİHE TANIKLIK EDEN LİZA ELVER’İN GÖLGESİNDE, SEVGİNİN, FEDAKÂRLIĞIN VE ÖLÜMSÜZ BİR AŞKIN TANIMI… Herkesin farklı bir hikâyesi, farklı umutları vardı. Ancak kaderlerinin aynı noktada buluşacağından ve hayallerinin bulutlara karışacağından habersizdiler… Bu hikâye bize hayatta her zaman umut olduğunu, sevginin her engeli aşabileceğini ve ailenin ne kadar değerli olduğunu hatırlatıyor. Gözyaşlarını kahkahalarla bastıran, etrafına mutluluk saçan Liza Elver’in yaşam öyküsü zor zamanlardan geçen herkese ilham kaynağı olacak.

Bir Ömrün Sonbaharı
"SÖZ KONUSU AŞKSA ZAMANI DEĞİL KALBİNİ DİNLE..." Ömrüm ömrüne emanet demiştin bana. Ve giderken yarım kalan ömrünü bırakmıştın hayatıma. Nasıl geçti günler, yıllar nasıl aktı sensizliğe hiç bilmiyorum. Günüm unuttu aydınlık kavramını, gecemin yıldızları gittiğin yerlere kaydı. Ve seninle gelen ilkbaharım yerini sonbaharlara bırakırken hayat kulağıma fısıldadı: “Doğmanın bedeli ölmek ise sevdanın bedeli ayrılıktır çünkü her ayrılık bir parça ölüm taşır içinde…”

İzmir’de Son Gemi
Savaşın, üstüne gölge düşüremediği kardeşliğin ve aşkın romanı İzmir’de Son Gemi, resmi tarihin dışından seslenen ve tarih bilincine yaslanan bir roman. Suyun iki yakasındaki halkların, egemenlerin kurduğu tuzaklardan arındığında, kardeşçe ve içtenlikle nasıl kucaklaşabileceklerini, aynı kederde ve sevinçte bir bütün olabileceklerini son derece yalın ve lirik bir dille anlatıyor. İzmir’de Son Gemi’nin serüveni her şeye karşın hâlâ suyun iki yanında da sürmekte...

Pi Cemiyeti ve Yalnız Bir Radyo Hikayesi
Kimine göre günler, gün doğumu ile başlar. Ancak bazı insanlar için gün, gece olduğunda yaşar. Gece olunca yaşananlar, hayatı alıntılar. Kalabalığın içinde var olanlar değil... Yalnızlığı göze almışlar, gece olunca yalnız kalanları karşılar. Ve unutmayın: Gündüz kendini göstermeyen yıldızlar, yalnızca geceleri parlar. Burası Pişman İnsanlar Mahallesi, Umut Sokağı, No. 23.59. Son yıldız parlamaya devam edene dek, biz buralardayız. Bazen pişmanlıklarla, ama en çok umutla… Hepiniz Cemiyet’e hoş geldiniz.

Alerte 5
Terör tehdidi uzay ajanslarını üst düzey alarm seviyesine geçirmeye mahkûm bıraktığında, görevdeki astronotlar zor bir durumla karşı karşıya kalır. Tüm iletişimin kesildiği Mars keşif üssündeyse gerilim artmakta, herkes siper almaktadır.

Yalnız Kitap
V. Karl’ın, Kanuni Sultan Süleyman devrinde Osmanlı sarayında bulunan elçisi Flaman Ogier Ghislain de Busbecq, 1 Haziran 1560’ta İstanbul’da tamamladığı dört elçilik raporunun üçüncüsünde, Osmanlıların matbaayı kullanmaya karşı isteksizliğini şu sözlerle açıklamaya çalışıyordu: "Yeryüzünde Türkler kadar, başka ülkelerin yararlı icatlarını kolaylıkla alıp benimseyen bir millete daha rastlamak zordur… Buna rağmen nedense kitap basmaya ve çalar saat kullanmaya bir türlü ikna edilememişlerdir…" Edebiyatımızın temel taşlarından Sabahattin Ali’ye göre edebiyat her şeyden önce bir mücadeleydi, edebiyatın amacı ise "insanları daha iyiye, daha doğruya, daha güzele yükseltmek, insanlarda bu yükselme arzusunu uyandırmak" olmalıydı. Sabahattin Ali’nin "Edebiyata nasıl başladınız?" sorusuna yanıtı "Kit...

Şarap Koyusu
Tanrıların içeceği, yüce kralların sofralarının eksilmez iksiri. Şarap... Mitolojiden edebiyata, ziyafet sofralarından günlük sofralara uzanan kadim bir yolcu. Anadolu topraklarının şarapla 7 bin yıldır süren dansı, günümüzde Ege’nin, Trakya’nın ve Anadolu’nun butik şarap üreticilerinin, büyük içki gruplarının özverili çalışmalarında can buluyor. Şarap, varoluşu itibarıyla sanatla, müzikle, gastronomiyle girift bir yaşam sürerken, şarapseverler de bu eşsiz varoluşa tanıklık etmenin keyfini sürüyorlar. Zeynep Çolakoğlu, kimya yüksek mühendisi ve şarap tadımcısı kimliği ile edebiyatçı kimliğini birleştiriyor; şarabın Dionysos’la literatüre giren serüvenini, üretimine dair incelikleri, şarabın kendine has jargonu ve lügatiyle anlatıyor ve bu anlatıyı küçük bir şarap sözlüğü ile taçlandırıyor....

İtalyan Masalları
Eşeklerin kulakları neden uzundur? Ömür izin vermeden hayat neden bitmez? Hayvanların lisanını bilmek neden önemlidir? Mutluluğa ulaşmak için sahip olmanız gerekenler nelerdir? İtalyan Masalları, Avrupa’nın en köklü kültürlerinden birinin en eski masallarının nitelikli bir derlemesi. Günümüzde masallar şekil değiştirip daha "yumuşak" formlarla anlatılsa da en eski masalların "kötülüğü" de içinde barındırdığını biliriz. İşte bu masallar çoğu zaman şaşkınlıkla okuyacağınız, İtalyan kültürüne dair hiçbir yerde bulamayacağınız detayları içinde barındırıyor. Bu yönleriyle masal türünün en ilginç örneklerini bir araya getiren bu derleme, bir kültürü anlamanın ve yaşadıklarımızdan ders çıkarmanın inceliklerini yıllar öncesinden bugüne taşıyor.

Alman Masalları
Hayat ve ölüm, cennete ve cehenneme götüren seçimler, huzursuz ruhlar; kanaat, kabul ve umutla huzura eren yaşamlar, büyülü ritüeller... Alman masalları denince akla ilk gelen Grimm Masalları’nın dışında, az bilinen, Pagan ve Hristiyanlık ögeleriyle harmanlanmış bu masallarla eski Avrupa’nın ortasına yeni bir yolculuk başlıyor.

Animal Farm
"All animals are created equal, but some animals are more equal than others." Overworking, mistreated and exploited animals start a revolution. They take control of the Manor’s farm with their motivating slogans. The farm animals request progress, justice, and equality. The struggle is real, the animals aim to achieve a completely democratic society based on the belief that "All Animals are Created Equal". Ironically, sooner than expected, the totalitarian rule is once again reestablished due to some animals’ mere nature. The book reflects events going back to the 1917 Russian Revolution and the Stalinist era of the Soviet Union. Since its publication, the work is named one of the greatest books of the 20th century, if not of all times. George Orwell’s classic satire perfectly illustrates ...

Ardına Bakma
ÖZGÜRLÜK İÇİN MÜCADELE EDEN KÖLELERİN HİKÂYELERİ Ardına Bakma, Brezilya’daki köleliğin gizli tarihine sanatsal ve edebi açıdan ışık tutan ilk eserlerden biri. Tarihin üzerinden güçlü çizimlerle geçerek, köleliğe dair tüyler ürperten hikâyeleri şiirsel bir şekilde canlandıran bu eser, dünya genelinde bolca övgü aldı. Bu dokunaklı hikâyeler, tarihin en karanlık köşelerinden birinin trajik ve insanın içine işleyen bir portresini sunuyor. Marcelo d’Salete tarafından yazılıp çizilen bu baş döndürücü çizgiroman, insanlığından vazgeçmeyi reddeden cesur kadınların ve erkeklerin mirasını taşıyor. Yoğun çizimleri ve yalın kelime kullanımıyla okuyucuyu yavaşlatarak görsel deneyim yaşatıyor ve derinlere dokunuyor.

Olimpiyat Rüyası
Olimpiyata katılma öyküsü, bu rüyaya ulaşmak için yapılanlar, fedakârlıklar, zorluklar… Çok okuduk, çok seyrettik böyle masalları. Samiye Yusuf Ömer’inki bunların biraz ötesinde, muhtemelen en gerçek ve en etkileyici olanı. İçinde mülteciliğin zorlukları var, olimpiyat rüyası var, insani dram var, aşılması dağ gibi engeller var, etkileyici bir son da var… Çizen Reinhard Kleist’ın spora özel bir ilgisi var, çeviren Tanıl Bora ise Türkiye’nin spor ve çizgi roman kültürüne başlı başına katkı. Zor’un tanımını değiştirecek bir öykü bu. İmkansız’ın sözlük anlamına örnek olacak belki de. Siz spor diye okuyun, tarih epik masallar bölümüne kaydetsin.

Şifacı Günceleri 8
Maomao'yla oynadığı şogi oyununu kaybedip üstüne bir de sarhoş olan Lakan, rüyasında eskiden tanıdığı bir fahişeyi görür. Lakan'ın hem onunla hem de kızıyla yaşadıklarını hatırlaması, ilginç gelişmeleri beraberinde getirecektir... Rokushoukan'da gözlerini açan Lakan, hangi fahişeyi gelin alacaktır?... Maomao'nun doğumunun ardındaki gizem, sekizinci ciltte ortaya çıkıyor!

Şifacı Günceleri 9
Uzun zaman sonra ilk defa hareme kervan gelir. Maomao da Shaoran ile beraber alışveriş yapmak için kervana gider ve orada kediyi yakalayan cariyeyle tanışır. Daha sonra Jinshi yine Maomao'ya bir konu hakkında danışır. Bunun sonucunda beklenmedik olaylar onları takip edecektir... Dokuzuncu cilt yeni maceralar ve gizemlerle dolu!

Şifacı Günceleri 10
Yabancı bir ülkeden gelen kadın elçileri ağırlamak için Saray’da bir ziyafet verilir. Maomao, elçileri memnun etmek için dolunayın altında dans eden bir ay perisini gözler önüne çıkarır. Elçiler gittikten sonra ise Maomao, kervanın hareme neden parfüm getirdiğini merak etmeye başlar… Onuncu ciltte dedektifliğini konuşturan Maomao, gizli planıyla yeni bir sırrı çözmeye çalışır!

Dışarı’daki Kız 6
EVDEN UZAKTA... Askerler tarafından takip edilen Doktor ve Shiva yaşadıkları evi terk ederek güvenli bir yer arar. İkili, buldukları yeni evde saklanmaya karar verir ama kader orada da peşlerini bırakmaz. Lanetli askerler, İçeri’dekilerin planları ve Doktor’un şimdiye kadar saklı kalan geçmişi yavaş yavaş açığa çıkıyor. Bu, gece ve gündüzü birbirinden ayıran o belirsiz anda ortaya çıkan ikilinin destansı hikâyesi.

Dışarı’daki Kız 5
ÖLÜ DEĞİL... Hafızası kayıp giden teyzesi... Bunu bilmeyen Shiva... Doktor, gerçeği söyleyemeden İçerililer tarafından tekrar saldırıya uğrar. Bir Dışarılı’ya temas etmesine rağmen değişmeyen bu kızda saklı olan nedir?... Peki Shiva için gö