
Brutal 5
KÖTÜLÜĞÜ YARGILAYACAK OLAN ANCAK ŞEYTANDIR. ZORBALIK, TEHDİTLER VE ÇOCUKLARA KARŞI KÖTÜLÜK! KÖTÜLÜKLERİ GÜÇ İLE ÖRTBAS EDEN SAPKIN BİR ÖĞRETMEN! ÇOCUKLARI İSTİSMAR EDEN BİR ADAM. ADALETİN YARGILAMADIĞI AŞAĞILIK PİSLİKLERİ, BÜYÜKŞEHİR POLİS DEPARTMANI BİRİNCİ SORUŞTURMA BÖLÜMÜ’NDEN DAN HİROKİ LİNÇ EDİYOR!

Brutal 4
AŞAĞILIKLARIN MERHAMETE İHTİYACI YOKTUR. KARISINA ŞİDDET UYGULAYAN VE ONU DEFALARCA ALDATAN SAHTE BİR İDOL. GÜCÜNÜ KÖTÜLÜK YAPMAK İÇİN KULLANAN BİR PATRON. KANUNLARLA HAK ETTİĞİNİ BULAMAYAN KÖTÜ İNSANLARA TOKYO BÜYÜKŞEHİR POLİS DEPARTMANI BİRİNCİ SORUŞTURMA BÖLÜMÜ’NDEN DAN HİROKİ’NİN CEZA KAYDIDIR.

Lanet Olası Ezik Nishoga Hachi 2
“FİNALLER BİTTİ VE NİHAYET YAZ TATİLİNE GİRDİK! SENPAİ İLE HER TÜRDEN EĞLENCELİ ANLAR YAŞARIZ DİYE DÜŞÜNMÜŞTÜM. ANCAK İŞLER HİÇ DE DÜŞÜNDÜĞÜM GİBİ GİTMEDİ. AZUMA’NIN ÇEVRESİNİ KIZLAR SARDI.” HACHİ’NİN SENPAİ’SİYLE İLİŞKİSİ TEHLİKE ALTINDA!... ACABA HACHİ TÜM ENGELLERİ AŞIP, DİK BAŞLI SENPAİ’Sİ TORU İLE OLAN İLİŞKİSİNE DEVAM EDEBİLECEK Mİ? VE ANİDEN BAŞKA BİR KIZ ÇIKIP GELDİ... HEM DE BİR SÜRÜ SIRLA BİRLİKTE... BU KIZIN TORU’YLA OLAN GEÇMİŞİNİ HACHİ ÇÖZEBİLECEK Mİ? DALGALARIN KABARDIĞI BİR YAZ TATİLİ. HADİ, DURMAYIN, DALIN İÇİNE!

Kedim Oyunlarım ve Ben 1
OYUNLAR İLE HER GÜN EĞLENCELİ. YAVRU KEDİ BESLEMEK İSE DAHA DA EĞLENCELİ.

Lanet Olası Ezik Nishoga Hachi 1
LİSELİ KIZ NİSHİGA HACHİ İLGİ Mİ İSTİYOR? AZUMA’YI NEDEN SÜREKLİ TAKİP EDİYOR? RAKİPLERİNDEN ÜSTÜN OLMAK İÇİN ADETA KENDİYLE YARIŞAN NİSHİGA HACHİ, AZUMA TARAFINDAN HER ZAMAN HAFİFE ALINIYOR VE BU DURUMU KABULLENEMİYOR. İLGİ MERAKLISI NİSHİGA İLE SERT MİZAÇLI LİSELİ AZUMA’NIN HİKÂYESİ...

Brutal 3 İtiraflar
İFLAH OLMAZ KÖTÜLÜĞE UMUT VERMEK. BAŞKALARININ TALİHSİZLİKLERİNDEN FAYDALANAN VİCDANSIZ BİR YAYINCI. GÜÇSÜZ İNSANLARI KULLANAN EVSİZ AVCISI BİR ÜNİVERSİTELİ. ARDINA BAKMADAN KÖTÜLÜK YAPANLARA, BÜYÜKŞEHİR POLİS DEPARTMANI BİRİNCİ SORUŞTURMA BÜROSU’NDA GÖREV YAPAN DAN HİROKİ YİNE BİR DARBE VURUYOR.

Brutal 1 İtiraflar
(+18) CANİLER İÇİN BİR POLİSİN İNTİKAM PLANLARI... Dedektif Hiroki yakışıklı, başarılı ve yetenekli bir adamDIR. Çözdüğü her davayı, başarı listesine eklemesi gereken bir zafer olarak görür. Hiroki her ne kadar işini çok sevse de, KORKUNÇ İNSANLARI DURDURMA KONUSUNDA POLİS VE KANUNLARIN YETERSİZ KALMASIYLA HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRAR VE BU SORUNU ÇÖZMEYE KARAR VERİR. Hiroki "Göze göz, dişe diş!" der ve kendi adaletini sağlamak için sokağa çıkar. Onun şehrinde artık kimse dokunulmaz değildir. Herkes yaptığı kötülüğün cezasını çekecektir.

Brutal 2 İtiraflar
İŞLENEN SUÇA HAK ETTİĞİ CEZA! Eski bir polis komiserinin oğlu olan ve kariyer basamaklarını hızla tırmanan cinayet masası dedektifi Hiroki ile tanıştınız değil mi! Karakterimiz, yasaların dokunamadığı yüzden fazla insanın öldürülmesinden sorumlu, dedektif kimliğine gizlenmiş bir seri katil. Serinin bu ikinci cildinde Dedektif Hiroki, kendini dokunulmaz sanan suçlulara yine göz açtırmıyor.

Sihirli Defter
Yazmak, düşe dalmak gibidir. Usta ile çırağın yolu kesişince, bu düş bir sihri kuşanır. Bir çırak... Yazının büyüsüne kapılmış, kelimelerin peşinde bir usta arayan genç bir yolcu. Bir usta... Sihirli bir deftere ruhunu üfleyen, yazının ilahi sırrını ararken kendi benliğini yitiren ve yeniden bulan bir bilge. Sihirli Defter, yazının sırlarını aralayan, düşüncenin ve sezginin yolculuğunda bir rehber niteliği taşıyan felsefi ve edebi bir anlatı. Usta ve çırak arasındaki diyaloglar aracılığıyla sizi yazma eylemi, okuma disiplini, düşünce derinliği ve ruhsal keşifler üzerine katman katman açılan bir düşünce evrenine davet ediyor. Kimi zaman bir rüyaya, kimi zaman bir metafora dönüşen bu anlatı; yazının ne olduğu kadar, insanın kim olduğu sorusuna da cevap arıyor. Erol Hızarcı’nın sade ama derin...

Yüreğimin Yarısı Liza
TARİHE TANIKLIK EDEN LİZA ELVER’İN GÖLGESİNDE, SEVGİNİN, FEDAKÂRLIĞIN VE ÖLÜMSÜZ BİR AŞKIN TANIMI… Herkesin farklı bir hikâyesi, farklı umutları vardı. Ancak kaderlerinin aynı noktada buluşacağından ve hayallerinin bulutlara karışacağından habersizdiler… Bu hikâye bize hayatta her zaman umut olduğunu, sevginin her engeli aşabileceğini ve ailenin ne kadar değerli olduğunu hatırlatıyor. Gözyaşlarını kahkahalarla bastıran, etrafına mutluluk saçan Liza Elver’in yaşam öyküsü zor zamanlardan geçen herkese ilham kaynağı olacak.

Bir Ömrün Sonbaharı
"SÖZ KONUSU AŞKSA ZAMANI DEĞİL KALBİNİ DİNLE..." Ömrüm ömrüne emanet demiştin bana. Ve giderken yarım kalan ömrünü bırakmıştın hayatıma. Nasıl geçti günler, yıllar nasıl aktı sensizliğe hiç bilmiyorum. Günüm unuttu aydınlık kavramını, gecemin yıldızları gittiğin yerlere kaydı. Ve seninle gelen ilkbaharım yerini sonbaharlara bırakırken hayat kulağıma fısıldadı: “Doğmanın bedeli ölmek ise sevdanın bedeli ayrılıktır çünkü her ayrılık bir parça ölüm taşır içinde…”

İzmir’de Son Gemi
Savaşın, üstüne gölge düşüremediği kardeşliğin ve aşkın romanı İzmir’de Son Gemi, resmi tarihin dışından seslenen ve tarih bilincine yaslanan bir roman. Suyun iki yakasındaki halkların, egemenlerin kurduğu tuzaklardan arındığında, kardeşçe ve içtenlikle nasıl kucaklaşabileceklerini, aynı kederde ve sevinçte bir bütün olabileceklerini son derece yalın ve lirik bir dille anlatıyor. İzmir’de Son Gemi’nin serüveni her şeye karşın hâlâ suyun iki yanında da sürmekte...

Pi Cemiyeti ve Yalnız Bir Radyo Hikayesi
Kimine göre günler, gün doğumu ile başlar. Ancak bazı insanlar için gün, gece olduğunda yaşar. Gece olunca yaşananlar, hayatı alıntılar. Kalabalığın içinde var olanlar değil... Yalnızlığı göze almışlar, gece olunca yalnız kalanları karşılar. Ve unutmayın: Gündüz kendini göstermeyen yıldızlar, yalnızca geceleri parlar. Burası Pişman İnsanlar Mahallesi, Umut Sokağı, No. 23.59. Son yıldız parlamaya devam edene dek, biz buralardayız. Bazen pişmanlıklarla, ama en çok umutla… Hepiniz Cemiyet’e hoş geldiniz.

Alerte 5
Terör tehdidi uzay ajanslarını üst düzey alarm seviyesine geçirmeye mahkûm bıraktığında, görevdeki astronotlar zor bir durumla karşı karşıya kalır. Tüm iletişimin kesildiği Mars keşif üssündeyse gerilim artmakta, herkes siper almaktadır.

Açlık
Bir yandan yazar olma aşkıyla yanıp tutuşurken, öbür yandan açlık ve sefaletle boğuşan bir adamın duygulandırıcı öyküsü. Dünya edebiyatının en kıymetli isimlerinden Norveçli yazar Knut Hamsun’un bu romanında, kendini keşfetme yolunda ilerleyen genç bir adamın verdiği mücadelelere tanık oluyoruz. Varoluşsal savaşlar, içsel çelişkiler, yaratıcı ifade arzusu, hırs ve gurur, kitabın derinden ele aldığı konulardan yalnızca birkaçı. "İçime sığdıramadığım öfkem tetiklemişti bu yorgunluk nöbetini." "Batıyor, yalnızca batıyordum; belim, omuzlarım, dizlerim, her tarafımla beraber, kendi rezilliğimin içine doğru, bir daha yükselmemek üzere batıyordum." Açlık, bizleri insan psikolojisinin en derinlerine taşıyor...

Şarap Koyusu
Tanrıların içeceği, yüce kralların sofralarının eksilmez iksiri. Şarap... Mitolojiden edebiyata, ziyafet sofralarından günlük sofralara uzanan kadim bir yolcu. Anadolu topraklarının şarapla 7 bin yıldır süren dansı, günümüzde Ege’nin, Trakya’nın ve Anadolu’nun butik şarap üreticilerinin, büyük içki gruplarının özverili çalışmalarında can buluyor. Şarap, varoluşu itibarıyla sanatla, müzikle, gastronomiyle girift bir yaşam sürerken, şarapseverler de bu eşsiz varoluşa tanıklık etmenin keyfini sürüyorlar. Zeynep Çolakoğlu, kimya yüksek mühendisi ve şarap tadımcısı kimliği ile edebiyatçı kimliğini birleştiriyor; şarabın Dionysos’la literatüre giren serüvenini, üretimine dair incelikleri, şarabın kendine has jargonu ve lügatiyle anlatıyor ve bu anlatıyı küçük bir şarap sözlüğü ile taçlandırıyor....

İtalyan Masalları
Eşeklerin kulakları neden uzundur? Ömür izin vermeden hayat neden bitmez? Hayvanların lisanını bilmek neden önemlidir? Mutluluğa ulaşmak için sahip olmanız gerekenler nelerdir? İtalyan Masalları, Avrupa’nın en köklü kültürlerinden birinin en eski masallarının nitelikli bir derlemesi. Günümüzde masallar şekil değiştirip daha "yumuşak" formlarla anlatılsa da en eski masalların "kötülüğü" de içinde barındırdığını biliriz. İşte bu masallar çoğu zaman şaşkınlıkla okuyacağınız, İtalyan kültürüne dair hiçbir yerde bulamayacağınız detayları içinde barındırıyor. Bu yönleriyle masal türünün en ilginç örneklerini bir araya getiren bu derleme, bir kültürü anlamanın ve yaşadıklarımızdan ders çıkarmanın inceliklerini yıllar öncesinden bugüne taşıyor.

Alman Masalları
Hayat ve ölüm, cennete ve cehenneme götüren seçimler, huzursuz ruhlar; kanaat, kabul ve umutla huzura eren yaşamlar, büyülü ritüeller... Alman masalları denince akla ilk gelen Grimm Masalları’nın dışında, az bilinen, Pagan ve Hristiyanlık ögeleriyle harmanlanmış bu masallarla eski Avrupa’nın ortasına yeni bir yolculuk başlıyor.

Animal Farm
"All animals are created equal, but some animals are more equal than others." Overworking, mistreated and exploited animals start a revolution. They take control of the Manor’s farm with their motivating slogans. The farm animals request progress, justice, and equality. The struggle is real, the animals aim to achieve a completely democratic society based on the belief that "All Animals are Created Equal". Ironically, sooner than expected, the totalitarian rule is once again reestablished due to some animals’ mere nature. The book reflects events going back to the 1917 Russian Revolution and the Stalinist era of the Soviet Union. Since its publication, the work is named one of the greatest books of the 20th century, if not of all times. George Orwell’s classic satire perfectly illustrates ...

Ardına Bakma
ÖZGÜRLÜK İÇİN MÜCADELE EDEN KÖLELERİN HİKÂYELERİ Ardına Bakma, Brezilya’daki köleliğin gizli tarihine sanatsal ve edebi açıdan ışık tutan ilk eserlerden biri. Tarihin üzerinden güçlü çizimlerle geçerek, köleliğe dair tüyler ürperten hikâyeleri şiirsel bir şekilde canlandıran bu eser, dünya genelinde bolca övgü aldı. Bu dokunaklı hikâyeler, tarihin en karanlık köşelerinden birinin trajik ve insanın içine işleyen bir portresini sunuyor. Marcelo d’Salete tarafından yazılıp çizilen bu baş döndürücü çizgiroman, insanlığından vazgeçmeyi reddeden cesur kadınların ve erkeklerin mirasını taşıyor. Yoğun çizimleri ve yalın kelime kullanımıyla okuyucuyu yavaşlatarak görsel deneyim yaşatıyor ve derinlere dokunuyor.

Olimpiyat Rüyası
Olimpiyata katılma öyküsü, bu rüyaya ulaşmak için yapılanlar, fedakârlıklar, zorluklar… Çok okuduk, çok seyrettik böyle masalları. Samiye Yusuf Ömer’inki bunların biraz ötesinde, muhtemelen en gerçek ve en etkileyici olanı. İçinde mülteciliğin zorlukları var, olimpiyat rüyası var, insani dram var, aşılması dağ gibi engeller var, etkileyici bir son da var… Çizen Reinhard Kleist’ın spora özel bir ilgisi var, çeviren Tanıl Bora ise Türkiye’nin spor ve çizgi roman kültürüne başlı başına katkı. Zor’un tanımını değiştirecek bir öykü bu. İmkansız’ın sözlük anlamına örnek olacak belki de. Siz spor diye okuyun, tarih epik masallar bölümüne kaydetsin.

Chibineko Mutfağı
Mucizelere inanır mısınız? Kotoko, ağabeyini trajik bir kazada kaybettiğinden beri derin bir yasla boğuşmaktadır. Ancak Chibineko-tei adındaki gizemli bir restoran, ona beklenmedik bir mucize sunar: Hayatını kaybeden kardeşiyle son bir kez buluşma şansı… Şef Kai’nin hazırladığı yemek, Kotoko’yu kaybettiği ağabeyiyle buluşturur. Deniz kıyısındaki bu sıcak mekânda, kedinin huzur verici mırıltısı eşliğinde, Kotoko’nun yalnızca bedeni değil, ruhu da doyar. Kederin ve umut dolu anıların buluştuğu bu küçük restoranda tatlar, anılarla iç içe geçer. Kaybedilenler, bir yemeğin kokusunda ve tadında bir an için geri döner. Sevdiklerinizi bir kez daha görebilseydiniz, onlara ne söylerdiniz?